Dogru_Yol

Peygamberimize Ait Pratik Değerler

Önerilen İletiler

Peygamberimize ait pratik değerler

KUTLU Doğum günlerindeyiz.

Gün geçtikçe Sevgi Peygamberi'ne olan ilgi, alaka, ihtiyaç günden güne büyümektedir. O model insan, bir çıkış kapısı olmaktadır. Önemli olan, O'nu doğru anlamak, doğru okumak, değerlendirmek değil midir?! Yüce Allah kendisini sevmemizi, Peygamberimize bağlılıkla değerlendirmektedir. Çünkü şöyle buyuruyor: “De ki Ey Muhammed, siz Allah'ı seviyorsanız, bana (Peygamber'e) uyunuz. O zaman Allah da sizi sever ve günahlarınızı bağışlar.”

İşte biz de bu vesileyle Peygamberimize ait bazı pratik değerleri çıkardık; faydalı oluruz temennisiyle...

Dış görünüşüyle ilgili özellikleri:

1- O, dedesi Hz. İbrahim'in duası, Hz. İsa'nın müjdesiydi.

2- O, kendisinden bahsederken “Ben Muhammedim” buyururdu.

3- Diğer bir ismi Mahi'dir. Zira Allah onunla batılı ve küfrün karanlığını gidermiştir. Mahi; kötülüğü yok eden, gideren demektir.

4- O, cahiliye dönemin de bile -Peygamber olmadan önce de- hiçbir puta tapmadı.

5- Hayatında -Peygamberlikten önce de- hiç içki içmedi.

6- Vahiy almadan önce, apaydınlık rüyalar görürdü. Gördüğü rüyalar sonra çıkardı.

7- İlk zamanlarda -Peygamberlikten önce- yalnızlığı severdi. Hira'ya çekilir, orada kendince ibadet ederdi. İlk vahyini (Alak'ı) orada aldı.

8- Görenleri etkileyen bir görüntüsü vardı. O'nu gören kendine çekidüzen verme ihtiyacı duyardı.

9- Üzerinde daima parlak bir ışık yüzünü aydınlatırdı.

10- Ne garipsenecek kadar uzun, ne de kısaydı. Orta boyluydu.

11- Başı büyükçeydi.

12- Yüzü parlak beyazdı.

13- Sakalı genişçeydi.

14- Ağzı dengeli genişlikteydi. Hitabet gücü çok fazlaydı.

15- Yanakları yüzüne uygun yapıdaydı.

16- Göğsü ve karnı aynı seviyedeydi. Göbeği yoktu.

17- Boynu uzun ve güzeldi.

18- Sakal ve bıyıktaki beyaz tüylerin çekilip alınmasını hoş karşılamazdı.

19- Saç ve sakalındaki beyaz tüyün sayısı 20 civarındaydı.

20- Tatlı ve güzel bir yüzü vardı.

21- Yüzü dikdörtgen değil, yuvarlak -dairemsi- bir yapıya daha yakındı.

22- Göz uçları uzundu.

23- Avuç içi uzundu. Bu özelliği cömertliğine işaret sayılmıştır.

24- Yürürken sakin, vakur yürürdü. Dönerken bütün vücuduyla dönerdi.

25- Daima bir murakabe -düşünce- halindeydi. Gökten çok, yere bakardı.

Ahlakına ait özellikleri:

26- Her karşılaştığıyla selamlaşırdı.

27- Az ve öz konuşurdu. Gerekmedikçe konuşmazdı.

28- Boş vakit geçirmezdi. Mutlaka bir şeyle meşgul olur, daha çok ibadet ederdi.

29- Çok sabırlıydı. Son derece yumuşak karakterliydi.

30- Her türlü nimeti önemserdi.

31- Hak uğruna gazaplanırdı. Kendi şahsı için hiç hesap sormamıştır.

32- Yüzü güleçti. Daimi olarak tebessüm ederdi.

33- Geceyi üçe bölerdi. Birisini Rabbine ibadet için ayırırdı. Diğer bölümünü ailesine ayırırdı. Son bölümünü ise dinlenmekle geçirirdi.

34- Evinden çıktığında, dönünceye kadar kendisini (dini hususları) ilgilendirmeyen sözlerden uzak kalırdı.

35- Birleştirir, insanları kaynaştırırdı. Ayrılıktan, ayırmaktan uzak dururdu.

36- Bir kavmin ileri gelenine ikramda bulunurdu.

37- Arkadaşlarının durumunu sıkça sorardı.

38- Her probleme karşı hazırlıklıydı. Mutlaka çözüm üretirdi.

39- En değer verdiği insan, başkalarının yükünü hafifleten ve sürekli hayra vesile olan kişilerdi.

40- Oturuş ve kalkışında sürekli Allah'ı anardı. Hatırlatırdı.

41- Bir meclise girdiğinde en uygun olan boşluğa otururdu. Ashabına da böyle hareket etmelerini emrederdi.

42- Cemaatindeki herkesin yararlanacağı şeyler konuşur, her bir insanla özel ilgilenirdi. Kimseyi diğerlerinden ayırmazdı.

43- Biri kendisine soru sorduğunda mutlaka -yürüyor olsa bile- duraksar ve cevabını gülümseyerek verirdi. Sözlerin en yumuşağıyla hareket ederdi.

44- O'nun oturduğu meclise, yumuşaklık, hayâ, sabır ve ölçü hâkimdi.

45- Sokakta, mecliste veya çarşıda sesini yükselttiği görülmemiştir.

46- İnsanların mahremini ve özel hayatını hiç sorgulamazdı. Merak etmezdi.

47- Konuştuğunda insanlar başlarına konmuş olan bir kuşu ürkütmek istemezcesine sessizce dinlerlerdi. O susunca insanlar konuşurlardı.

48- Arkadaşlarının gülüştükleri şeylere O da gülerdi. Arkadaşlarının hayret ettiği şeylere O da hayret ederdi. (Kendini onlardan farklı bir konuma sokmazdı.)

49- Uzaktan gelmiş ve kitle içinde nasıl konuşacağını veya Peygamber'e nasıl muamele edeceğini bilmeyen kişiye anlayacağı dille konuşur ve onu rahatlatırdı.

50- Konuşanın sözünü asla kesmezdi.

51- Her kelimesini üç defa tekrar ederdi. İnsanlar söylediği sözü bir daha asla unutmazlardı.

52- Konuştuğunda O'nu dinleyen herkes ne demek istediğini anlardı. Halkın diliyle konuşurdu. Ağır, ağdalı, şaşaalı, süslü, yaldızlı konuşmalardan hoşlanmazdı.

53- Argo olan, sokak dili olan gayriciddi hiçbir kelime konuşmazdı. Her sözü ciddiydi. İnsanlar O'nun hafif sayılacak hiçbir sözünü duymamışlardı.

54- Düşünerek, ağır ağır ve tartarak konuşurdu. Kelime ve cümleleri birbiri ardınca yuvarlamazdı.

55- Sesi güzeldi.

(Devam edecek...)

SORALIM ÖĞRENELİM

Maide 69. ayette geçen Sabiiler kimlerdir? AHMET ÖMER CAN/OSMANİYE

“İnananlar ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanan ve Salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır” (Maide-69) ayet-i kerimesi, İslam'dan önceki din mensuplarının durumunu anlatıyor. Bu ayette geçen Sabiilerden, Yahudiler ve Hıristiyanlar arasındaki tevhid ehli veya Hz. İbrahim'e inananların kastedildiği tefsirlerde belirtiliyor. Bu konuda farklı görüşler de vardır.

Oğluma verdiğim arsayı geri alabilir miyim? CAHİT UYAN/İSTANBUL

Ebu Hanife ve Ahmet B. Hanbel'e göre almanız doğru olmaz. İmam-ı Şafii ve Malik'e göre ise geri isteyebilirsiniz. Bir hadiste, kişinin bağıştan dönmesinin doğru olmadığı belirtilir. Ancak baba istisna edilir. Netice itibarıyla, oğlunuzdan zarar görmediyseniz veya bu bağışla diğer çocuklarınıza ciddi bir haksızlık yapmadıysanız verdiğinizi geri almanız hoş olmaz.

Ayakta su içmeyi haram sayanlar var. Siz ne diyorsunuz? NAFİZ TANER/MERSİN

Hz. Peygamber (s.a.v.) zemzemi ayakta içmiştir. O, hem oturarak, hem de ayakta su içmiştir. Ümmü Süleym'in evinde kırbadan, ayaktayken su içmiştir. Kamil Miras gibi âlimler de ayakta su içmekte bir sakınca olmadığını belirtirler.

Nuh tufanında çocuklar ne olmuştur? MİNE EKİZ CANTAZ/İSTANBUL

Nuh tufanından önce kadınların kısırlaştırıldığı ve çocuk doğumlarının kesildiğine dair tefsirlerde bilgiler yer almaktadır. O nedenle de tufanda ergenlik çağından önceki çocuklar helak olmamışlardır.

Peygamberler günah işlemişler midir? MALİK YURT/MANİSA

Peygamberler günah işlememişlerdir. Bütün peygamberlerde 5 genel özellik yer almıştır. Sıdk (sadık olmak) emanet, Fetanet (zeki olmak), ismet (günahsızlık), tebliğ (tebliği ulaştırma). Ancak Peygamberlerde Zelle (ayak sürçmesi) denilen ufak hatalar bulunabilir. Zelle denilen ayak sürçmesi de genellikle fıtraten bilmeleri gereken hususlarda veya ikazın genel çerçevesi içinde kalmak koşuluyla yaptıkları ufak hatalar da olmuştur. Hz. Musa'nın Kıpti ile olan meselesi, Hz. Nuh'un oğlu hakkındaki duası ve benzeri hususlar bu noktadaki örneklerdendir.

Nihat Hatipoğlu

Kaynak

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Peygamberimize ait pratik değerler (II)

HATIRLADIĞINIZ gibi Sevgili Peygamberimizin bazı özelliklerini maddeler halinde sunmaya geçen hafta başlamıştık.

Bugünkü yazımızda da O’nun güzel özelliklerini anlatmaya devam ediyoruz.

56- Gömlek giymeyi severdi. Beyaz rengi daha çok tercih ederdi. Ancak kırmızı, yeşil gibi renkleri de seçerdi.

57- Yeni bir elbise aldığında cuma günü giyinmeyi isterdi.

58- Tırnaklarını kısa tutardı. Bıyıklarını dudaklarının üzerine kadar uzatmazdı.

59- Vücudundaki fazla tüyleri sık sık giderirdi. Haftada bir, mutlaka belli bölgelerin temizliğini yapardı.

60- Yola çıktığında, aynasını, tarağını, saç yağını, misvakını, göz sürmesini yanına alırdı. Son derece temiz dolaşırdı. Günde onlarca defa dişini misvakla temizlerdi. Saçını yıkar ve temiz yağla bakım yapardı. Aynaya bakarak saç, sakal ve bıyığını düzene koyardı. Dağınık hali görülmemiştir.

61- Yastığının içinde hurma dalı ve yaprakları vardı.

62- Tevhidi sarsacak, putperestliği anımsatacak bütün görüntü, gelenek ve âdetlere karşı hassas davranırdı.

63- Kendisine ait eşyalarına isim verirdi. Atının adı Murtecez, devesinin adı Düldül, kılıcının adı Zülfikâr, zırhının adı Zü’l fudul’du. Böylece hayvanlara bile bir kişilik -mecazi anlamda- kazandırırdı.

64- Atları severdi.

65- Yumuşak ve toleranslı hareket ederdi.

66- Hiçbir konuda aşırılığı kabul etmezdi.

Dua ve işleriyle ilgili hassasiyetleri:

67- Meyve yemeyi severdi. Meyve yerken şöyle dua ederdi: “Allah’ım! bu meyvemizi bereketli kıl”.

68- Medine şehrini severdi. Şöyle derdi Medine için: “Allah’ım! bu şehri bize bereketli kıl”.

69- Tuvalet ihtiyacı için girdiğinde şöyle dua ederdi giriş kapısında: “Allah’ım! Her türlü şeytanın şerrinden ve kötülüğünden Sana sığınırım”.

70- Tuvalet ihtiyacından sonra çıktığında şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Bizleri her türlü günah ve hatadan dolayı bağışla”.

71- Oturup küçük abdest gidermeye dikkat ederdi. Ama zaman zaman -yer müsait olmadığında- ayakta küçük su ihtiyacını giderdiği olmuştur.

72- Dişini temizlemek için sık sık misvak kullanırdı.

73- Abdestte yıkadığı organlarını üçer kez yıkamayı alışkanlık haline getirmişti.

74- Abdestten sonra bir havlu -mendil- ile kurulanırdı.

75- Abdest aldıktan sonra şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Günahımı bağışla. Evimdeki geçimim ve esenliğimi genişlet”.

76- Bazen 5 vakit namazı tek bir abdestle kılardı.

77- Yıkanması gerekirken -cünüplükten sonra- yıkanmadan uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alır ve uyurdu. Uyanınca yıkanırdı.

78- Cuma günü boy abdesti alırdı.

Günlük ibadetleri:

79- Öğle namazını sıcaklığın hafiflediği saate bırakırdı.

80- İkindi namazını güneş sararmaya başlamadan kılardı. (Yani öğleyi biraz geciktirir, ikindiyi ise geciktirmezdi.)

81- Akşam namazını güneş batı ufkunda tamamen kaybolduktan sonra kılardı.

82- Bazen yatsı namazını geciktirirdi.

83- Sahabesine ezanı öğrenmelerini söylerdi.

84- Bazen namaz için ezanı kendisi okurdu.

85- Sabah namazında “Kaf” suresi gibi sureleri okurdu.

86- Akşam namazında “Mürselat” suresini okudu.

87- Yatsı namazında “Tin” suresini okurdu.

88- Rukudan kalktığında tam doğrulurdu.

89- Rukuda baş ile belini aynı hizada tutar ve ellerini dizlerinin üzerine koyardı.

90- Secdede iken kollarını -pazularını- böğründen uzak tutardı.

91- Bazen namazda ağlardı.

92- Namaz için tekbir alacağında şöyle derdi:

“Allah’ım! Beyaz elbiseyi kirlerden arındırdığımız gibi, Sen de beni hatalarımdan arındır. Allah’ım! Beni hatalarımdan kar, dolu ve temiz suyla yıkayarak arındır.”

93- Rukuda şöyle derdi: “Subbuhun (Yani; Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutarım.) Kuddusun (Allah bütün ayıplardan arınmıştır.) Ey meleklerin ve ruhun Rabbi.”

94- Secdede şöyle dua ederdi: “Allah’ım Sana secde ettim. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Şüphesiz benim yüzüm ancak kendisini yaratıp güzelleştiren, O’na duyma ve görme özelliklerini veren tek Allah’a secde eder. Allah ne kadar yücedir. O yaradanların en güzelidir.”

SORALIM ÖĞRENELİM

Hz. Nuh’un gemisi nerededir? / LEYLA ÖZER/ZONGULDAK

Hz. Nuh’un yaptığı gemi altı ay kadar bir süre yüzdükten sonra Cudi Dağı’na oturmuştur.

(Hud suresi; ayet 44)

Ayet bu geminin daha sonra ne olduğunu anlatmıyor. Kuran-ı Kerim’in eski milletlere ait kıssalarda takip ettiği yöntem, mekân, isim, dönem gibi ayrıntılara yoğunlaşmak yerine mesajı vermeye meyletmek tarzındadır.

Hz. Nuh, Hud gibi peygamberlerin mezarları nerededir? / KAMİL AKTAN/SİNOP

Kuran-ı Kerim’in adını verdiği peygamberlerin mezarları hakkında tarih kitaplarında bilgiler vardır. Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih, Hz. Şuayb gibi birçok peygamberin mezarı Mekke’deki zemzem kuyusu ile Hacer-i Esved taşı arasındaki bölgededir.

Varis çorabı üzerine mesh edilebilir mi? / HATİCE DENİZ/KARS

Varis çorabı zor giyilmesi ve zor çıkarılması açısından -özellikle yaşlı ve hastalarda- sargı bezi gibi kabul edilebilir. Bu nedenle de üzerine elle mesh edilebilir. Bu meshte çorabın altına ve üstüne ıslak eli sürmekle yetinilir.

Çocuklarımıza mutlaka Kuran-ı Kerim’den mi isim vermeliyiz? / AYŞE KORKMAZ/DENİZLİ

Böyle bir emir ve talimat yoktur. Kuran-ı Kerim’deki bazı peygamber isimleri veya mekân isimlerinden (Sefa, Merve gibi) çocuklarınıza isim verebilirsiniz. Ama Kuran’daki her kelime isim olarak verilmemelidir. Seçilen ismin bir anlamı olmalıdır.

Saç boyası gusule ve abdeste engel midir? / SEYFULLAH UZUN/GİRESUN

Saç boyası, gusule ve abdeste engel değildir. Zira saç üzerinde bir katman oluşturmamaktadır. Oluştursa bile bir anlam ifade etmez. Zira önemli olan saçın dibinin ıslanmasıdır.

Nihat Hatipoğlu

Kaynak

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap