Dogru_Yol

Sandalye Kitap Oldu

Önerilen İletiler

sandalye-kitabi.jpg

Sandalye’, geçirdiği kaza sonucunda belden aşağısı felç olan Süleyman Akbulut’un gerçek hayat hikâyesini anlatıyor. Kaza sonrasında birçok kez intihar etmeyi düşünen Akbulut, şimdilerde ‘engelleri kaldırmak’ için yaşıyor.

Süleyman Akbulut, geçirdiği trafik kazası sonrasında hayatının baharı denebilecek bir çağda, henüz 21 yaşındayken tekerlekli sandalyeyle ‘dost’ olmuş. Akbulut, bugün 38 yaşında. Trafik kazasının üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen çektiği sıkıntılar tazeliğini koruyor. Ancak o, geçmişte kalan acı ve sıkıntıları bir kenara bırakarak hayata sil baştan başlamış. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (OFD)’nin kurulmasına öncülük etmiş. Düzenlediği kurslar sayesinde 150 bin kişiye ilkyardım kursu vermiş, hayatını engellilerin karşılaştığı ‘engeller’i ortadan kaldırmaya adamış. Kaza geçirdikten sonra kendisini bekleyen acı sürprizleri, hastanede kaldığı günleri, acılarını, sıkıntılarını ‘Sandalye’ isimli kitabında anlatmış. Özürlülerin hayatına kendi ‘sandalye’sinden bakan Süleyman Akbulut, kitabı sayesinde engelli vatandaşlara rehberlik yapıyor. Rehberlik yapmakla da kalmıyor, onlara yol gösteriyor, engellilerin hakkını aramak için hukukî mücadelelere başvuruyor. Yeri geliyor, engelli vatandaşların toplu taşıma araçlarına kolayca binebilmesi için mahkeme koridorlarını aşındırıyor, yeri geliyor, üstgeçitlerden tekerlekli sandalye ile rahatça geçilebilmesini sağlayan rampaların yapılması için devlet yetkilileriyle görüşüyor.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nde yöneticilik görevinde bulunan Süleyman Akbulut, dernekte yaşadığı ilginç olayları günlüğüne yazmaya karar vermiş. Bir akşam yakın dostlarıyla sohbet ederken arkadaşlarından birisi, Akbulut’a kitap yazmasını tavsiye etmiş. Kaza geçirdikten sonra çok sayıda trajikomik olayla karşılaşan Akbulut için pek de zor olmamış, bu dost tavsiyesi. Yaşadığı ilginç olayları günlüğüne yazma fikrinden vazgeçen Akbulut, kitap yazma çalışmalarına başlamış. Koşabilen, yürüyebilen, paraşütle atlayabilen bir insanın hayatı boyunca tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kalması, hastane odalarının kasvetli havası, çektiği bedensel ve gönül acıları ile engelli vatandaşların sosyal hayatta karşılaştığı bütün sorunlar, ‘Sandalye’sinin konularını oluşturmuş. Süleyman Akbulut, kitabın altbaşlığına ‘Ben Büyünce… Mavi Olacaktım’ yazmış. ‘Neden mavi?’ sorusuna; “Mavi renk, yaşamdaki güzellikleri, mutluluğu ve tebessümü anlatıyor. Ben büyüyünce mutlu olacağıma inanıyordum; ama tam bu esnada zaman kırıldı ve mavi olamadık, kırmızı olduk.” şeklinde cevap veriyor.

Hastanelerde çekilen acılar her yerde aynı...

Kitabı elinize ilk aldığınızda Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu okuyormuşsunuz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Bacağından ameliyat olan Peyami Safa’nın kahramanı ile Süleyman Akbulut arasında bir bağ kuruyorsunuz. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’ndaki kahramanın umutları tazeliğini korurken Akbulut’un geleceğe dair planları başlamadan bitiyor. Amcasının doktor olan arkadaşı, Süleyman Akbulut’u kontrol için eve geliyor. Moral ve ilgiye en çok ihtiyacı olduğu zamanda doktorun, “Bir daha yürüyemezsin, ellerini kuvvetlendirmeye bak.” sözleriyle yıkılıyor, Akbulut. Özellikle bedensel engelliler için motivasyonun çok önemli olduğunu anlatan Akbulut, hastanede kaldığı süre içerisinde Haluk isimli doktorun kendisine çok şeyler kazandırdığını, hayata bağlanmasını sağladığını söylüyor.

Ülkemizde, yılda binlerce kişinin ölmesine ya da sakat kalmasına sebep olan kazaların en büyük sebebi Akbulut’un geçirdiği trafik kazasının sebebiyle aynı: Aşırı hız. Süleyman Akbulut, Gazi Üniversitesi Ekonometri Bölümü son sınıf öğrencisiyken arkadaşından ödünç olarak aldığı arabayla kaza yapar. Kitapta kullandığı, “Oturduğum sitenin içinde küçük manevralar yaptıktan sonra yola çıkmış ve gaza sonuna kadar basmıştım.” ifadeleri aslında durumu özetliyor. Kaza sonrasında gözünü hastanede açan Akbulut için artık her şey çok geçtir. Bir anlık ihmali, karşıdan gelen arabaya çarpmamak için sert bir direksiyon hamlesi, korkunç kaza ve son durak olan yer: hastane. Üniversiteyi bitirme hayalleri, en sevdiği arkadaşlarıyla birlikte geçireceği Ankara günleri, sevdiği kız Güner’le evlilik hesapları… Hepsi ama hepsi artık kendisine çok uzaktı. Kazadan sonra hastanede geçen sıkıntılı ve karanlık günler, bir daha yürüyemeyecek olmanın kendisine verdiği o büyük üzüntü hali, çok samimi arkadaşlarının kendisini terk etmesi… Bütün bu olumsuzluklar Süleyman Akbulut’un ruhunda derin yaralar açar ve birçok kez intihar etmeyi düşünür. Bir keresinde her şeyi hesaplar, kararını vermiştir. Yaşamak, nefes alıp vermek, kendisinin ifadesiyle ‘gereksiz bir eşya gibi bir köşeye atılmak’ onu derinden sarsmaktadır. Çareyi ölümde arar; ama bundan son anda vazgeçer. Ailesine, çok yakın birkaç arkadaşına ve kendisi gibi engellilere bir şeyler borçlu olduğunu hisseder, hayata sıkıca tutunmayı dener.

‘Sandalye’ ismi Selim İleri’den geldi

Süleyman Akbulut, kitap yazmak için gerekli çalışmalara başlar. Eser, yavaş yavaş şekillenip bir bütün haline geldikçe Akbulut da giderek kaygılanır. Çünkü kitap bitmek üzeredir ama halen bir başlık bulamamıştır. Yakın bir arkadaşı sayesinde Selim İleri’ye kitaptan bazı bölümler gönderir. İleri, kitabın başlığının ‘Sandalye’ olmasını tavsiye eder. Tavsiyeyi hiç düşünmeden kabul eden Süleyman Akbulut, Selim İleri’nin çok isabetli bir karar verdiğini düşünüyor. Tekerlekli sandalyenin yürüyemeyen birisi için çok büyük anlamlar taşıdığını söyleyen Akbulut, “Sandalye, hem mahkumiyeti hem de özgürlüğü simgeliyor. Mahkumiyeti simgeliyor, çünkü bana hayatın zorluklarını yaşatıyor. Aynı zamanda özgürlüğü simgeliyor, çünkü kazadan sonraki hayatımda yeni bir benlik kazanmamı sağladı.” diyor.

Alıntı

  • Like 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Süleyman AKBULUT hikayesi , yaşamımla örtüşür görünüyor..

Azimle hayata sarılması..Yaşama sevinci..Hayattan kopmaması..

Engelli hayatı ile.. Engelleri kaldırma savaşında mücahit olması..

Konuya hakim..O.F. Dernek faaliyetleri ile de...Hep aktif kalması..

Sandalye isimli kitabı..Mahkumluk ve özgürlük..

Gönülden tebrikler..Takdirler..Başarılar..Kolay gelsin..

Emeğine sağlık..Doğru yol..

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap