nazoo

Beni Sev(m)iyor Musun?

Önerilen İletiler

Beni Sev(m)iyor musun? Sanırım en çok bu soruyu soruyor ‘daha çok seven’ sevdiğine?

“Seviyor musun?” sorusuna önce;

“Ne demek seviyor musun? Hem de deliler gibi” cevabı verilir…

Sonra

“Elbette seviyorum hem de çok…”

Daha sonra;

“Seviyorum.”

“Seviyoruz işte”, (Seviyorum değil dikkat ediniz seviyoruz)

“Eveeet…” (Bunu sıkılmış olarak seslendirin)

“Yav çoluk çocuğa karıştın hâlâ seviyor musun?!!!

Sonra karşıdan gelen cevap genelde şu iki kelimeyle başlıyor…

“ZATEN SEN…” ….ah salak kafam…(Yani nasıl inandım senin gibi birine)

Öbürü şöyle der;

“Kaç yaşına geldi hâlâ işi aşk-meşk. :)

Bunu ben 20-50 yaş arası olarak aldım ama herkes kendi durumuna göre yorumlayabilir…

***

Niye isteklerimiz gerçekleşmediğinde hırçınlaşırız…?

Niye kaybederiz kendimizi sevgimize karşılık bulamadığımızda…?

Niye “olsun bana seninle geçen yıllarım yeter” diyerek yıkmadan dökmeden daha seviyeli ayrılamayız birbirimizden?

Niye öldürürüz yaşadığımız geçmişteki güzel günleri de beraber hiç düşünmeden?

Bu da bir bencillik değil midir peki…?

Ben seni seviyorum sen de beni sevmek zorundasın…

Ben bu ilişkiye yıllarımı verdim, bitiremezsin…

“Ya benimsin ya toprağın” arabeski biraz da burada başlıyor işte…

***

Biz sevmiyor sanki zulmediyoruz sevdiklerimize…

Sevdiğimiz de bizi aynı şiddette sevsin diye her tür planlar yapıyoruz kendimizce.

Tekrardan hediyeler alıyoruz en güzel sözlerle, sonra karşılık göremeyince giderek şiddetini artıran bir tepkiye döndürüyoruz her şeyi…

Bağırmalar, ağlamalar, sinir krizleri, içindekilerle kırılanlar, hışımla kapanan kapılar.

Ardından evli olanlar dışarıya taşırıyor bunu ve hatırlı kişiler hatrını koyuyor ortaya, varsa çocuklar sürülüyor öne, bin kere düşünülmüşü “aman bir daha düşünün” diye

Anneler-babalar ve onlara ulaştırılan en ulaştırılmayacak “haklılık belirtir sözler” ekleniyor belki korkar da gitmeye niyetlenen geri döner diye.

Sonra bir anda herkes seferber oluyor iki kişilik kavgaya,

Kim nereden, neyi, ne kadar, düzeltebilirse…

Oysa heyecanını yitirmiş bir ilişkiden ve daha kötüsü çirkinleşen sözlerden oluşan enkazı kim birleştirebilir ki, dönülebilsin geriye…

İki seven insanın sessizliği nasıl bir çığlıktır aslında…!

Elbette hiçbir aşk sonsuza kadar sürmez…

Ama karşılıklı anlayış ve saygı, aşkın da üzerinde bir yere taşır her geçen gün sizi…

Sohbettir ayakta tutan sevgiyi, gülümsemek, ışık vermek, dert almak, bunalım yapmamak telefonda ölmüş bir ses tonu ile konuşmamak, umut vermek güç artırmak, kendinin dışında bir hayatı olduğunu hatırlayıp sohbeti genele yayıp işleriyle ilgili “sen yaparsın” diyerek hayat vermek, ona dua etmek…

Aşkı bunlar yaşatır, tabii varsa?

Gidin bir yaz akşamı kapı önünde veya balkonda ağız ağza vermiş ihtiyarlara bi kulak verin ne konuşurlar senelerdir sizce, hem de böyle tane tane, hem de “beni bu gocalttı buuu, ömrümü yedi” diyerek tatlı tatlı cilveyle…

Eğer konuşacak bir şey kalmamış ve sessizlik düşmüşse araya, artık iğnelenen sözlerle bedduaya yürüyorsa dilinizde kelimeler, bilin ki çöküyor tavan, dökülüyor yüreğin sıvası ve sallanıyor zemin, anla ki artçı sallantılarıdır bunlar, gelmekte olan o büyük depremin…

Ben de Zaza gibi soriiiyim size

“Beni seviy misin?” diye

???

??

?

Beni sevmeyen ölsün mü?

Niye?

BEDİRHAN GÖKÇE ..

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap