zeynepkrtas

Karşımızdakini Nasıl Dinliyoruz ?

Önerilen İletiler

Karşımızdakini Nasıl Dinliyoruz ?

Dinlemenin değişik türleri vardır. Bunlardan en yaygın olanı görünüşte dinlemedir. Bazen karşınızdaki kişi dış görünüşüyle dinliyormuş gibidir, fakat iç dünyası bambaşka yerlerdedir ya da kafasında sizin söylediklerinizden daha önemli bir konu vardır (ben bunu o kadar yapıyorum ki, aslında çok kötü birşey).

Bazı kişiler de kendi söyledikleri ve söyleyeceklerinin dışında başka bir şeyle ilgilenmezler. Bu kimseleri karşılarındakiyle konuşuyor sanırsınız. Oysa bunlar aslında konuşmuyor, konuşuyor gibidirler. Sözkonusu olan bir diyalog değil, o kişinin kendi kendine konuşması, bir tür söylev vermesidir. Buna halk arasında nutuk atma da diyebiliriz.

Kimileri de konuşanın söylediklerinden sadece kendi ilgilendikleri bölümü duyar, diğer söylenenleri dinlemez (maalesef ben bunu da yapıyorum, ayıp birşey ama). Bu tür dinleyiciler seçerek dinleyen kategorisine konulabilir. Bunlar, dikkatlerini çekecek bir sözcük ya da ifade ortaya çıkıncaya kadar, görünürde dinleyici olarak kalırlar, daha sonra ilgilendikleri bölümü dinlemeye başlarlar. İlgilerini çeken para, bir meslek, belirli bir kimse ya da cinsiyet gibi farklı konular olabilir. Eğer onların ilgilendiği bir konuda konuşmuyorsanız, bir duvarın karşısına geçip konuşmanızdan pek farklı olmaz.

Duygusal yönden saplanmış dinleyiciler vardır. Sürekli olarak belirli bir duygusal tonu taşımak isterler; ne söylerseniz söyleyin ondan bir hüzün çıkarmak isteyenler olabileceği gibi, her söylenenden bir espri, gülünecek bir şey çıkarmaya çalışanlar da vardır. Böyle belirli bir duyguya saplanmış dinleyiciler, kendi ilgilendikleri duygunun dışında işittiklerini, hemen o anda unuturlar, bir daha da hatırlamazlar (aynı ben).

Bir başka dinleyici türü savunucu dinleyicidir. Ne duyarsa duysun her söyleneni kendine yönelmiş bir saldırı sayar ve hemen karşı savunmaya geçer. Siz tüm iyi niyetinizle, bir gün önce gittiğiniz yerde yediğiniz nefis pastadan söz ederken, karşınızdakinin size tuhaf tuhaf baktığını görürsünüz. Bir süre sonra arkadaşınızın, kendi yaptığı pastayı beğenmediğinizi dolambaçlı yollardan değil de, doğrudan doğruya yüzüne söylemediğiniz için kırıldığını öğrenebilirsiniz.

Bir başka tür dinleyici de, tuzak kurucu olarak tanımlanabilir. Bu tür dinleyiciler, hiç seslerini çıkarmadan dinlerler, çünkü bunlar dinledikleri bilgilerden yararlanarak karşısındakini zor duruma sokacak fırsatlar yakalamaya çalışırlar. Siz bir konuda başınızdan geçeni anlatırken, bir anda karşınızdakinin, geçen gün bana tatlıyı sevmediğini söylemiştin, şimdi de arkadaşlarınla grup halinde baklavacıya gittiğini söylüyorsun! gibi sözleriyle karşılaşabilirsiniz. Oysa konu, askere giden bir öğretmenin uğurlanışı sırasında yapılan bir sohbetle ilgilidir; sizin tatlı yeme alışkanlığınızla değil...

Bazı dinleyiciler de, yüzeysel dinleyen olarak adlandırabilir. Bu tür dinleme özelliğine sahip kişiler, konuşanın kullandığı kelimelerin yüzeyinde kalır ve asıl altta yatan anlama ulaşamazlar. Örneğin, bir üniversite öğrencisi, yeni geldiği büyük kentte uzaktan akrabaları olan kimseleri ziyarete gider. Ayrılırken ev sahipleri, sık sık bekleriz der. Öte yandan, sık sık gitmeye başladığında, öğrenci bir tuhaflık sezer. Ne zaman gitse, ev sahipleri başlarının ağrıdığından, rahatsız olduklarından ya da bir yere gitmek için söz verdiklerinden dem vururlar. Daha önce kendisine sık sık bekleriz, dedikleri halde, sonraki gelişinde hiç de memnun olmuşa benzemezler.

Toplumumuzun geleneksel kesimlerinde, açık seçik doğrudan iletişim kurmak genellikle ayıp sayıldığından, kelimelerin altında yatan anlamların anlaşılması beklenir; söylenenleri yüzeysel düzeyde anlatan kişi, saf biri olarak algılanır.

Zeynep AKILLI….

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sayın zeynepkrtas

Çok güzel konu....emeğine sağlık....teşekkürler....

Karşımızdaki insanı can kulağı ile dinlemek ve empati kurup cevap yorumu yapmak çok önemlidir....bu en güzel saygılardan biridir....

Benim karşımdaki insanı can kulağı ile dinleyip empati kurup cevap yorumu yapma tarzım karşımdaki insanın kim olduğuna ve konuştuğu konunun ne olduğuna göre değişir....

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Çok güzel bir paylaşım Tşkler...

Bana göre o anki ruh durumuna bağlı karsındaki kişiyi dinleme şeklin.. O gün aklım çık karışıktır önemli bir olay yada sorun vardır karşımdaki ne söylerse söylesin ben o olayı düşünürüm. Yada neşeli bir anımdadırım karşımdaki ne anlatırsa anlatsın umrumda olmaz.. Yazıyı yazan kişi o kadar güzel yazmışki malesef suçta hatada olsa yazıdaki herşeyi yapıyoruz..Hayıtr ben yapmıyorum diyen olursada inanmam ben...

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Teşekkürler Zeynep kardeşim;

Dinlemeh erdemdir DOĞRU YOL un belirtdiği gibi.... ama bende genelde Gülsüm gibi

davrananlardan biriyim, ayıpmıdır değilmidir bilmem herşey ruh halime bağlı bir durum...

İyi bir dinleyicinin kafası berrak ve duru olması lazım, oda bende yok malesef....

Hani bir laf vardır; sen nekadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındaki kişinin

anladığı kadardır. Üzülerek belirteyim ben zor anlayanlardanım.... bu benim ayıbım

kafam biraz kalındır.....!!!

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap