Dogru_Yol

Engelli Amcanın Örnek Mücadelesi ! ( Röportaj )

Önerilen İletiler

2131.jpg

Bu hafta sizlere Mehmet amcadan inciler sunacağım. İnciler diyorum, evet her satırında bir dram, her anında bir mesaj alacaksınız. O ki hayata sımsıkı sarılmış, o ki umutlara yapışmış. Öyle uzun boylu hayaller umutlar süslemiyor onun hayallerini. Kimilerinin villalar, yatlar süslerken hayallerini, Mehmet amcayı üç liralık süpürgeyi satmanın umudu bağlamış hayata. Mutlu olabilmeyi başarmış kimilerine inat. Hayatın her tarafından esse de rüzgar, fırtına; her taraftan inse de darbeler, alaylar o bağlanmış umutlarına. “Umutlarımdır beni hayata bağlayan” diyor. Diğer engelli kardeşlerimiz gibi engeline üzülmüyor Mehmet amca. Yüreğinin acısını “şu dünyada engelli olmaktansa Hülya Avşar’ ın köpeği olmak daha iyi” diye dile getiriyor ve ekliyor “hiç değilse o seviliyor.” Evet Mehmet amcayı yaralayan engelli olması değil, ona olan bakışlar; onu yaralayan, etrafındaki insanların patavatsızlığı, onu yaralayan bakışlardaki acımasızlık. Sevilmek ve dışlanmamak istiyor Mehmet amca. Engelin fark olmadığını, her insanın insanca yaşama hakkı olduğunu vurgulamak istiyor. İnsan yarınından emin değilken, engelli olabilme ihtimali her an varken, empati kurmadan karşısındaki ile bu kadar acımasız nasıl olabilir diye düşünmeden edemiyor ve aradan çekilerek sizi Mehmet amca ile baş başa bırakıyorum.

Mehmet Arslan kimdir kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben 1955 Doğumluyum. Alaca Sarısüleyman köyünde doğdum. Üç çocuğum var. Biri kız ikisi oğlan. Kızım evli iki oğlum ve eşim yaşıyoruz. Ailem beni sırtında taşıdı yıllarca ama bende hiçbir zaman yılmadım aşağılandım, hor görüldüm fakat bıkmadan usanmadan çalıştım. Şu an hala da çalışıyorum. Yerimden kalkamadığım halde sabahtan akşama kadar burada oturuyorum ve pul biber satıp iki çocuğuma bakıyorum.Ailemle beraber geçinip gidiyoruz.

Çorum’a ne zaman geldiniz?

Çorum’a 2001 yılında geldim.8 yıldır Çorum’dayım.

Mehmet Bey doğuştan mı engellisiniz?

Hayır doğuştan engelli değilim. İki kardeşim daha benimle aynı hastalığa yakalandı.

Nasıl ki bir merdivenin basamaklarını yavaş yavaş çıkarsın benim hastalığımda öyleydi.

Yıllar beni hastalığıma yaklaştıran merdivenlerimmiş bunu hastalığa yakalandığımda anladım.

Çocukluk yıllarımda sadece yürümemde az da olsa bir bozukluk vardı.18 yaşıma geldiğimde elimi kaldıramaz oldum.Sonra yaşamam için tamamen insanlara bağlı kaldım. Ama ben insanların asıl engelinin beyinde olduğunu düşünüyorum. Ne insanlar gördüm beynindeki engeli hala kaldıramamış. Onun bedeni sağlam olsa kaç yazar. İnsan ilk önce özgür düşünmeli.Beyninde ki engelleri kaldırmalı.

Hayatınızda unutamadığınız ve sizi derinden etkileyen bir olay var mı ?

Elbette var hatta ömrüm hazin ve acı olaylarla geçti benim. İlk canımdan çok sevdiğim oğullarımın yaşadığı talihsiz olayı anlatayım. Hiç unutamadığım ve izlerinin hala sürdüğü bir olay. İki oğlumun da talihi hiç gülmedi. Oğullarımın ikisinin de evlenme yaşı gelmişti, fakat gelgör ki Çorum’dan oğullarıma göre hiç kimseyi bulamadık. Engelli bir banın oğluna kız veren olmadı. İlerde oğullarımın da aynı hastalığa yakalanmasından korktuklarından mıdır nedir bilinmez ama bulamadık kimseyi. Sonra yakın arkadaşlarım Doğu Bölgesinde oğullarımın çabuk evlenebileceğini söyledi. Bizde hemen toplandık Ağrı’ya gittik. Büyük oğlum oradan bir bayanla başlık parası vererek evlendi. Aradan zaman geçti ben bu arada kızın ailesiyle çok şey yaşadım. 4 milyar başlık verip büyük oğlumun eşini aldık ve tabi bu sadece 4 milyarla kalmadı. Kızın ailesi İstanbul da imiş. Kızı da alıp hemen İstanbul yollarına düştük. Ama gidene kadar baya masraf çıkardıkları için yaklaşık 2 milyarda gidene kadar harcadım. İlk gemiyi o zaman gördüm. Bazı yakın arkadaşlarımda bana takılmıştı hatta “Vay be 2 milyara bir gemi gördün bak!” diye aslında öyleydi İlk kez gemiyi denizi o zaman görmüştüm. Önce şaşırdım fakat denizin insanı rahatlattığı doğruymuş çok kısa bir zamanda olsa bunu gördüm .

Sonra kızı orada ailesinden istedik ve orada küçük bir düğün yaptık küçük bir düğünde burada yaptık kızımızı aldık.

Aradan zaman geçti küçük oğluma da Ağrı’dan bir kız aldık. Fakat onun hikayesi daha trajik oldu. Kızı istemeye gittik yaşı küçük gözüktü gözüme gittiğimizde fakat bir şey söylemedik. Sadece Nüfus Cüzdanını istedik. Orada vermediler Nüfus Cüzdanını Çorum’a hep beraber gidelim orada veririz dediler. Bizde kabul ettik. Velhasılı Kelam fazla uzatmak istemiyorum lafı sonra Çorum’a geldik. Birde küçük gelinimi almak için başlık parası verdik. Baya bir pazarlıktan sonra başlık parasını 4 milyara bağladık. Ayrıca babası 50 çil altın istedi.

Gelinlerinizi alırken ailelerinin istedikleri tüm

parayı vermeye maddi gücünüz yetti mi?

Tabiî ki hayır, benim o kadar parayı vermeye gücüm yetmedi. Belli bir miktarını verebildim ancak. Ayrıca çok pazarlık yaptık. Toplam iki gelinime harcadığım para 50 milyarı buldu. Tabiri caizse belimi kırdı fakat oğullarımın mutlu olması beni de mutlu edecekti. Yılların birikimini verdim diyebilirim. Hala da borç içindeyim.

Ben başlık parası vererek aldım ama bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Benim dilim yandı başkaların ki yanmasın. Benim ocağım yandı başka insanların ki yanmasın.Çorum’da hala o şekilde kızları alanlar var. Lütfen yapmasınlar. Bu çok yanlış. Manavdan domates mi alıyorsun?

Sonra ne oldu iki gelininizi de aldınız mı?

Evet iki gelinimde birkaç arayla aldım. Ama Çorum’a küçük gelinimi getirip resmi nikahını yapacakken ailesi nüfus cüzdanını Ağrı’da unuttuğunu söyledi. Sonra ben karşı çıktım ama oğluma ve ailesine sözüm geçmedi. Küçük bir düğün yaptık.Ben lafı fazla uzatmak istemiyorum belli bir süre ve olaydan sonra iki kızda terk etti bizi. Hem de oğullarımla evlendikten kısa bir süre sonra. Küçük gelinim küçük olduğu için mahkemeye düştük. Hala da dava sürüyor. Oğlum sırf onun için sinir hastası oldu. En sonunda iki gelinim de oğullarımı bırakıp gittiler. Şimdi eskisi gibi iki oğlum ben ve eşlim yaşıyoruz Bizim için o öyle zor günler diki…

Ticaret hayatınıza nasıl başladınız?

Ömrüm ticaretle geçti. Şu an süpürge ve pul biber satıyorum. Bu işi de yaklaşık 15 yıldır yapıyorum. 1 lira da olsa gün boyu burayı bekliyorum. Ben hayatım boyunca hep çalıştım. Küçükken okumayı çok istedim. Fakat buna babamın maddi gücü yetmedi. Bir de köy gibi bir yerde okuyan çok az insan vardı. Ben okurdum belki şu an profesör bile olabilirdim. Okusaydım çok farklı olurdu benim için.Çok farklı yerlerde farklı mevkilerde olacağıma inanıyorum.Ama olmadı buna ne babamın maddi imkanı yetti ne de benim sağlığım.

Şu an kullandığınız motorlu aracı nasıl aldınız?

Bu 3 tekerlekli aracımı almak için tam 3 yıl boyunca çaldım. Gittiğimiz yerlere eşim beni sırtında taşıdı. O kadar ki bu benim için ne kadar zor ve vahim bir durum olsa da buna dayanmak zorundaydım. Ailem için dayanmalıydım. Bir gün benim ve eşimin çabaladığımız bir günde Serdar Coşkun isminde ortaokuldan bir arkadaşım vardı. Onun vasıtası ile eski Milletvekili Adnan Türkoğlu ile tanıştım. Bir okul açılışında yanına ailemle beraber gittik ve kedisi benimle uzun uzun konuştu, derdimi dinledi. Adnan Türkoğlu öyle mükemmel bir insan ki hala ismini andığımda duygulanırım. Bana motorlu taşıt almak için söz verdi ve 3 yıl boyunca her gün peşinden koştuğum bu arabayı almak sadece 15 günümü aldı. Adnan Türkoğlu 15 günde bu arabayı bana temin etti. Allah ondan razı olsun. Dünyaya çok az gelecek nadir insanlardandır kendisi.

Hayatınızda sizi derinden etkileyen bir olay var mı?

Evet çok var ve halada oluyor. Bazen hayatımdan bıktığım bile oldu ama eşim ve çocuklarım için ayaktayım ve yılmayacağım. İnsanların dalga geçmesi beni mahvediyor. Şaşırabilirsiniz hala böyle insanlar var mı diye ne kadar acıda olsa evet bu tür insanlar çok fazla.

Bazı insanlar çocuklarımı bile bu halinle nasıl dünyaya getirdin diye dalga geçiyor.

Ve onu geçtim kaç kişi sırf elimi kaldıramadığım için üzerime yürüdü ve beni tokatladı.

Ben o insanları Allaha havale ediyorum. Çok onurumu gururumu kırdılar.

Ben insan değimliyim. Özürlü insanım ama özürlü insanlarında bir onuru, gurur var. Mesela birkaç gün önce Ankara’ya tedaviye gitmiştim. Hastane de ki görevli diğer hastalara uyguladığı hoşgörüyü bana göstermedi. Sıramı bile vermedi haksızlık yaptı. Saatlerce bekledim. Ama ben onu da Allah’a havale etim. Bu toplumda sakat olmaktansa Hülya Avşar’ın köpeği olmak daha iyi. Hiç olmazsa onun köpeğini seviyorlar. Onun köpeği kadar değerimiz yok.Öyle bir duruma getirdiler ki bunları söyleyen ben miyim diye bazen düşünüyorum.

Burada gün boyu durmanız zor oluyordur

önümüz kış ne yapacaksınız?

Burada sabahtan akşama kadar durmak zor belki ama benim için asıl zor olan devletin bu konuda ki duyarsızlığı. Çoğu seyyar satıcı kaçıp kendini zabıtadan kurtarabiliyor fakat benim öyle bir imkanım yok. Yapamıyorum, kaçamıyorum. Bir çalı bulsam da arkasına saklansam diyorum onu da yapamıyorum birilerinin yardımı olmadan hareket edemiyorum. Sattığım bir süpürge onu da çok görüyorlar. Kaç defa zabıta 4 tane süpürgeme el koydu bilmiyorlar ki sattığım minnacık şeyin bile umudundan başka bir şeyi olmayan benim için ne kadar değerli olduğunu. Bilemiyorlar ki bazı insanları hayata bağlayan umutlarıdır. Bilmiyorlar ki benim ve benim gibi engelli insanların minicik bir mutluluktan başka tutunacağı hiçbir dal yok.

Yıllarca hayatınızı çalışmaya ve ailenize bakmaya adamış

bir insan olarak çalışırkenki sorunlarınız nelerdir?

Ben kendi işimi kendim kurdum devlet hala bizimle uğraşıyor. Kendi adıma dağ dağ tavşan misali yaşıyorum. Mağdurluğumdan utandırıyorlar beni. Mağdur olmayı kim ister? Bir çalı arkası bulsam saklanacağım. Ama tuvalete bile ailem sırtında götürürken beni kendi başıma mümkün değil ki

1977 den beri İş Kur’da kayıtlıyım.1981 de Milli Eğitim sınava çağırdı. Alacakları 8 engelliydi, çağırdıkları ise 8 bin kişiydi. Gittim soruları bir görmeniz gerekliydi ne kadar saçma olduğunu anlatamam. Sadece ailemle alakalı sorular vardı. Ben 10 parmak daktiloda biliyordum. Sıra bana geldi ne iş yaptığımı sordular okur yazar boş gezerim dedim. Zaten almışınız alacağınız kişiyi bizimle alay etmeyin dedim ve oradan ayrıldım. Ben köydeyken evden dışarı çıkamıyordum. Bana gülüyorlardı. Bunlara cahil desem değil. Neden cahil değil biliyor musunuz? O beni aşağılayan bana gülen cahil diye adlandırdığımız insanların önlerine para versek bakalım cahillik yapıyor mu?

Yılarca hayatınızı çalışmaya adayan birisi

olarak ekonomik kriz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ekonomik kriz mi? Türkiye ‘de kriz yok. Millet parasına kıyamıyor. Son model arabalarda geziyor. Türkiye’de kriz olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Açıkçası ekonomik krizin kimseyi vurduğunu sanmıyorum. Türkiye’de ve Dünya’da ne olursa garibana olur, zenginlere hiçbir şey olmaz. Kriz kriz diyorlar hepsi yalan. Kriz dedikleri bence insanların daha lükse kaçtığını ve sonuçlarına katlanamadıklarını gösterir. Madem ödeyemiyorsun, madem üstesinden kalkamayacaksın alma kardeşim. İşin özeti ekonomik krize inanmıyorum.

Aileniz hakkında söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ailem benim her şeyim fakat eşim benim için pırlantadır diyebilirim. Yılardır beni sırtında taşıdı. Pardon bana baktı başka bir insan olsa kesinlikle dayanamazdı. Eşimle çok mutluyum. Bana danışmadan da hiçbir şey yapmaz.

Boş zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş zamanlarımda kitap okuyorum ki zaten sürekli burada oturuyorum onun için

zamanım bol. Vaktimin müsait olduğu her an kitaplara sarılırım diyebilirim

Evde oturan hayata küsmüş insanlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Evet var. Benim hayata dönmemi yerimden kalkmamı Adnan Türkoğlu sağladı. İnsan kendisi isterse her şeyi başarabilir. Toplumumuz çok bozuldu .

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Söyleyin bana Ey İnsanlar mağdur olmayı kim ister? Ve bir gün olsun insanlar bacaklarını yok sayıp hareket etmeye elleri yokmuş gibi kıpırdatamadan hareket etmeye çalışsınlar. Ve bir gün olsun gözlerini kapatarak yolda yürüsünler. Bir gün sadece bir gün Allah rızası için bizi düşünsünler. Bir gün bir engelli için ne yapabilirim diye düşünsünler. Hayat bir insanın umudunu elinden almaya değmeyecek kadar kısa ise bu insanların çabasını, hırsını, kavgalarını anlayamıyorum.

Röportaj:Tuba Balı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap