Sumeye

Hiç bir Yaş Ölümü Düşünmek için Erken deyil

Önerilen İletiler

Bir gül yaprağı gibi binbir muamma ile örtülü kâinat kitabında, bir satırlık

ömrü olan her canlının diğer bir ifadeyle her gelenin gidip, her gidenin de

gelmemek üzere ardından bıraktığı mesaj, üç hecelik bir "el-ve-da"dır...

Evet "Gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder". Şimdiye kadar bu sondan

hiçbir kimse kendini kurtaramamıştır. Bediüzzaman'ın ifadesiyle: "Nasılki

insan küçük bir âlemdir; yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir

insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz."

Bir satırlık hayatımızın hangi harfinde, hangi hecesinde olursak olalım

değişmeyen hakikat şudur ki, "Hiç bir yaş, ölümü düşünmek için erken

değildir." Bu gerçek bir hayat prensibi olması gerekirken, nedendir bilinmez

başımıza hastalık gibi bir musibet gelmeden uyanamaz olmuş insan.

Aldandığımız diğer bir husus, hislerimizin çizdiği rotadır ki, fâni olan şu

dünyayı ölümsüz ve daimî zannediyoruz. Neden? Çünkü kendimize, etrafımıza ve

dünyaya baktığımızda herşeyin sabit ve âdeta hiçbir değişikliğin olmadığı

düşüncesine kapılıyoruz. Her doğum müjdesinin bir ölüm haberi demek olduğunu

unutmuş olsak bile, bizden öncekiler neredeler?

Bunların yanında en gizli mahlûkun ahını işiten şu dünya sarayının sanatkârı

bize bu hâleti; gece ve gündüzü, kış ve yazı ile dünyayı bir kitabın

sahifeleri gibi kolaylıkla çevirip, yazıp, bozup değiştirmesi ile

hissettirmektedir. Ve âdeta "hazırlanınız daimî ve başka bir memlekete

gideceksiniz" diye ihtar etmektedir.

"Ölüm ötesini düşünürken, kâinatın temel kanunlarını, Yaratanın sanat

inceliğini sezerek, hatta ona hayran olarak yola çıkmak gerekir. Yoksa,

kâinat düzenini bir raslantı, hayatı ve canlılığı basit bir uyum sanarak

insanın yüceliğindeki sırları çözmek imkânsızdır. Böylece temel düşünce

tarzında maddecilerden ayrılıyoruz. Madde ilimlerine aslında onlardan daha

fazla saygılıyız.

Maddeyi kuru kalıpları içinde görerek ondan başka varlık kabul etmemek bir

gaflettir. Eğer herşeyi madde sanarsak o zaman hayat 'Ardından koşup

tutamadığımız ümitler, mutsuzluklar... heyecanlar, üzüntüler, yorgunluklar

ve bunlara son damgasını vuran ölüm...' senaryosundan ibaret olur.

Kâinatın güzelliklerinden, ince sanatından, derin şuurundan böyle bir sonu

beklemek imkânsız. Kâinatın yüce yaratıcısı, nâlemlerin en güzeli, insana

böyle bir son damgasını vurmaz."

selam ve dua ıle..

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sayın sümeyye

Çok güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.....

Evet "Gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder". Şimdiye kadar bu sondan

hiçbir kimse kendini kurtaramamıştır. Bediüzzaman'ın ifadesiyle: "Nasılki

insan küçük bir âlemdir; yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir

insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz."

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap