Can Sengul

İşitme Engeli...

Önerilen İletiler

İŞİTME NASIL GERÇEKLEŞİR?

İnsan, beş duyusu vasıtasıyla algılayabildiklerini beyninde yorumlayarak anlamlandırır. İşitme duyusu da insanın çevresini algılamasına yardımcı olan, çevresindeki canlılarla iletişimini sağlayan bir duyudur. İnsanlar arasındaki iletişim, bir konuşan, bir dinleyen ve ikisi arasındaki anlaşmayı sağlayan bir aracı ile gerçekleşir. Ses açısından ele alınacak olursa bu olay verici, alıcı ve ses dalgaları şeklinde ifade edilebilir.

Konuşanın zihnindekiler, beyinden verilen komutla ve konuşma organlarınca dil seslerine dönüştürülerek açığa vurulduktan sonra dinleyenin işitme organları aracılığıyla beyne ulaşır ve burada çözümlenerek konuşanın açıklamak istediği düşüncenin oluşması sağlanmış olur.

KULAĞIN YAPISI NASILDIR?

Kulak, dış kulak, orta kulak, iç kulak (koklea) olmak üzere üç bölümden oluşur.

www.childrenshospital.org/cfapps

Dış kulak, kulak kepçesi, dış kulak kanalı ve kulak zarı olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kulak kepçesi kıkırdak bir yapıdan oluşur ve havada yayılan titreşimleri toplayarak dış kulak kanalına iletmek ve ayrıca sesin yönünün belirlenmesine yardımcı olmak görevini gerçekleştirir. Dış kulak kanalı, bir kalem çapında, hafif eğimli bir kanaldır. Ses titreşimlerini tınlatarak ve gelen sesi bir miktar güçlendirerek kulak zarını titreştirir. Bu şekilde ses titreşimleri orta kulağa iletilir. Kulak kanalının iç kulağa yakın kısımlarında kulağı dış etkilerden koruyacak tüycükler ve bu tüycüklerin dibinde de kulak sıvısı salgılayan bezler vardır. Salgılanan bu kulak sıvısı kanalın ve kulak zarının kurumasını önler. Kulak zarı ise, dış kulak kanalında ses dalgalarının oluşturduğu basınç değişikliği ile titreşerek, orta kulaktaki kemikcikleri harekete geçirir.

Orta kulak, kulak zarı ile başlar ve oval pencere ile sona erer. Kulak zarı ve iç kulak arasında mekanik bir iletim sağlar. Orta kulağın dış kulak ve boğaz ile bağlantısı vardır. Burada mekanik iletimi çekiç, örs, üzengi adı verilen kemikler sağlar. Orta kulak, dış kulaktan iç kulağa giden akustik enerjinin miktarını çoğaltmak ve iç kulağı aşırı yüksek seslerden korumak görevini gerçekleştirir. Ayrıca burada bulunan, burun ve boğaz boşluğuna açılan, orta kulağın dışarıdaki hava ile bağlantısını sağlayan östaki borusu ise dış ve orta kulak arasındaki basıncın dengelenmesini sağlar.

İç kulak, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Temel olarak iki sistemden oluşur. Vestibüler sistem, denge olayı ile ilgili sistemdir. Koklear sistem ise ses titreşimlerinin sinir uyaranlarına dönüştüğü yerdir. Orta kulaktaki son kemikcik oval pencere adlı zarı titreştirir ve bu titreşimle koklea (salyangoz) içindeki koyu kıvamlı sıvı harekete geçerek sinir uçlarını uyarır. Kulağın en hassas kısmı olan ve binlerce tüylü hücreden oluşan bu bölgenin farklı yerleri farklı frekanslardaki seslere karşı duyarlıdır. Kokleadaki sinir uçlarının uyarımıyla ses beyne iletilir.

www.childrenshospital.org/cfapps

İşitmenin gerçekleşebilmesi için;

a) Sesin olması,

B) Sesin kulağa ulaşması,

c) O sesin insan kulağının alabileceği frekans ve

şiddet sınırları içinde olması,

d) Sesin kulaktaki dış, orta ve iç bölümleri aşması,

e) Sesin işitme merkezine ulaşması ve merkezce

algılanması gerekmektedir.

Bu işlevlerden birinin aksaması işitme yetersizliğini ortaya çıkarabilmektedir.

İŞİTME YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

İşitme engeli vakalarının %95’inin doğum öncesinde, doğumda veya çocuk dili kazanmadan önce, %5’inin ise çocuk dili kazandıktan sonra oluştuğu bilinmektedir.

İşitme engelinin nedenlerini doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak sınıflandırabiliriz.

Doğum Öncesi Nedenler:

· Hamilelik döneminde annenin geçirdiği enfeksiyon veya hastalık (özellikle kızamıkcık, kabakulak, sarılık ...)

· Hamilelik döneminde annenin röntgen çektirmesi

· Hamilelik döneminde annenin ototoksik ilaç ve alkol kullanımı

· Hamilelik döneminde geçirilen kazalar

· Kan uyuşmazlığı

· Genetik faktörler

· Akraba evliliği

Doğum Anı Nedenler:

· Doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar (kordon dolanması, oksijensiz kalma ...)

· Düşük doğum ağırlığı

· Erken doğum

· Bebekte kan değişimini gerektiren sarılık

· Doğum sırasında baş, boyun ve kulakta görülen zedelenme

Doğum Sonrası Nedenler:

· Orta veya iç kulak yapılarında zedelenme

· Çocukluk hastalıkları (havale, menenjit, kızamıkcık, kızıl...)

· 3 aydan fazla süren kronik orta kulak iltihabı (otit)

· Çocukluk yaralanmaları (kafatası kırıkları, çatlakları, baş veya kulaklara şiddetli darbe, çok yüksek sese maruz kalma ve zarar verecek şekilde kulağa sokulan cisimler)

Bunlara rağmen işitme yetersizliğinin nedeninin bilinemediği durumlar da vardır.

İŞİTMENİN ÖLÇÜLMESİ

İşitme engelli çocuğun işitme kaybı derecesini belirleyebilmek ve çocuğa uygun işitme cihazı seçebilmek için işitme duyarlılığının ölçülebilmesi gerekir. İşitme duyarlılığı odyometre (işitölçer) denilen araçlarla yapılmaktadır. Odyometrik ölçüm araçları, kişiye sesli uyaranları değişik şiddet ve frekanslarda iletmeye yarayan araçlardır. Bunlar sesleri gerektiğinde sağ, gerektiğinde sol kulağa iletebilecek özelliktedirler. Ayrıca bazı odyometrik ölçüm araçları sesi hava yolu ile ilettiği gibi gerektiğinde kemik yolu ile iletebilecek özelliğe sahiptir.

Odyometri ile elde edilen ölçüm sonuçları işitme eğrileri biçiminde kayıt edilir. Odyometri ile elde edilen ve kişilerin işitme eşik değerleri ile işitme alanlarını gösteren grafik şeklindeki bu eğrilere odyogram denir.

Odyogram, dikey ve yatay iki doğrudan oluşur. Dikey doğrular sesin frekans değerlerini belirtir. Frekans ölçüm birimi Hertz’dir. Hertz kısaca Hz. olarak ifade edilir. Frekans değerlerinin soldan sağa doğru dizilimi bir piyanodaki tuşların soldan sağa dizilimi gibidir.

www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

Yatay doğrular ise sesin şiddetini belirtir. Şiddet birimi desibeldir ve kısaca dB olarak ifade edilir. Şiddet değerlerinin yukarıdan aşağıya doğru dizilimi bir radyonun ya da pikabın sesinin yükseltilip alçaltılması gibidir.

www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

Bu durumda bir odyogramdaki her nokta farklı bir sesi ifade eder. Örneğin, A noktası düşük frekanslı yumuşak sesi, B noktası yüksek frekanslı yumuşak sesi, C noktası ise orta düzey frekanslı yüksek sesi ifade etmektedir.

www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

Bir odyogramda sağ kulak “O” sembolü ve kırmızı renkle, sol kulak “X” sembolü ve mavi renkle gösterilir. Odyogramda aynı zamanda hava yolu ve kemik yolu ile ses iletiminin test sonuçları da gösterilir. Hava yolu ile ölçümden amaç işitme eşiğinin aranması, kemik yolu ile ölçümden amaç ise işitme kaybının türünün saptanmasıdır (iletim tipi, duyusal-sinirsel tip...).

www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

Bu örnek odyogramdan çocuğun; sol kulağıyla ilgili olarak orta ve düşük frekanslı sesleri işitebilmekte, buna karşılık yüksek frekanslı sesleri işitememekte olduğu görülmektedir. Sağ kulağı ise konuşma seslerini işitemez durumdadır. Bu çocuk konuşulanları işitebilmek için sol kulağına ağırlık verecek ve eğer konuşma ortamı gürültülü ise konuşulanları anlayabilmekte oldukça zorlanacaktır.

Eğer çocuk;

O zaman;

Düşük frekanslı sesleri duyuyor ama yüksek frekanslı sesleri duyamıyorsa,

Odyogram eğimli bir grafik gösterir.

Yüksek frekanslı sesleri duyuyor fakat frekansı düşük olan sesleri duyamıyorsa,

Odyogram yükselen bir grafik gösterir.

Bir sesi işitebilmek için frekansı göz ardı edilerek aynı miktarda ses yükseltilmesine ihtiyaç duyuyorsa,

Odyogram düz (sabit) bir grafik gösterir.

KONUŞMA SESLERİ

http://www.bced.gov.bc.ca/specialed/hearimpair/range.htm#link1

İnsan konuşma sesleri 250 ile 4000 Hertz arasında kabul edilir. Ölçümün duyarlılığı için 250 Hz’in bir oktav altı olan 125 Hz, 4000 Hz’in bir oktav üstü olan 8000 Hz sınır olarak alınır. İşitme eşiğinin saptanmasında 125 ile 8000 Hertz ve -10 ile 130 dB arasında sesler verilerek yapılan değerlendirmeler sonucunda işitme kaybının derecesi belirlenir.

*www.otikids.oticon.com

A. Frekans değerleri (Hz)

B. Şiddet (dB)

- İşitme eşiği 10-20 dB seviyesinde ise su sesi ayırt edilebilir.

- Eğer işitme eşiği 60 dB seviyesinde ise bir köpeğin havlaması duyulabilir.

- Eğer işitme seviyesi 70-80 dB ise köpek havlaması duyulamaz ancak telefon zili sesi ve motosiklet sesi gibi sesler duyulabilir.

İŞİTME VE İŞİTME ENGELİNİN SINIFLANDIRILMASI

İşitme ve işitme engeli değişik faktörler göz önüne alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma, engelin derecesine, oluş zamanına, nedenine, oluş yerine, oluş biçimine ve süreğenliğine göre yapılabilmektedir.

İŞİTME ENGELİNİN DERECESİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

-10dB-15dB

Normal İşitmede bir problem yoktur.

16dB-25dB

Minimal Bazı sesleri (çağlayan sesi, yaprak hışırtısı gibi) duymada ve ayırdetmede güçlüğü vardır.

26dB-30dB

Hafif Konuşma seslerinin bazılarını duyabilme güçlüğü vardır. Fısıltı ile konuşulanları duyamaz.

31dB-50dB

Orta Karşılıklı konuşmaları anlamada güçlük çeker.

51dB-70dB

Orta-ileri İşitme cihazı olmadan konuşmaları anlayamaz ve takip edemez.

71dB-90dB

İleri Konuşma seslerini duyamaz. Sadece çevredeki şiddetli sesleri duyabilir.

91dB

ve üzeri

Çok ileri Konuşma seslerini duyamaz. Çok yüksek şiddetteki sesleri duyabilir.

Çok ileri derecede işitme kaybı olan ve işitme cihazı kullanması zorunlu olan bireyler “sağır”, hafif ve orta derecede kaybı olan bireyler ise “ağır işiten” bireyler olarak tanımlanmaktadırlar.

İŞİTME ENGELİNİ OLUŞ YERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

İşitme engelli çocuklarda genel olarak işitme engelinin oluş zamanına göre iki tür işitme kaybı görülür. İşitme kaybı çocuk dili kazanamadan ortaya çıkmışsa dil öncesi işitme kaybı, dili kazandıktan sonra ortaya çıkmışsa dil sonrası işitme kaybından söz edilir.

İŞİTME ENGELİNİ OLUŞ YERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

Çocuklarda genel olarak oluş yerine göre beş tür işitme kaybı görülür.

İletim Tipi İşitme Kaybı: Dış kulak veya orta kulağı etkileyen bir durum sonucu, sesin iç kulağa iletilememesi sebebiyle meydana gelen işitme kaybıdır. Sesin algılamasında değil, sesin iletiminde bir sorun vardır. Orta kulak boşluğunda sıvı birikmesi sonucu oluşan orta kulak iltihabı, kulak kiri birikmesi, kulağa sokulan yabancı cisimler, işitme kanalının şişmesi, yapısal Anomali gibi durumlar iletimsel işitme kaybının sebepleri olarak sayılabilirler. Kulağı radyo sistemi olarak düşündüğümüzde, iletimsel kayıplarda, mikrofon (dış kulak) ya da iletici (orta kulak) kısımlarının mükemmel olarak çalışmaması söz konusudur. Genellikle bu tür işitme kayıplarında, tıbbi müdahale ve uygun cihazlandırma ile olumlu sonuçlar alınabilir.

Duyusal-Sinirsel Tip İşitme Kaybı: İç kulak ve iç kulaktan beyne giden sinirlerin zedelenmesi sonucu meydana gelen işitme kaybıdır. Bu tip kayıplar iletim tipi işitme kayıplarına göre genellikle daha ağır ve kalıcıdır. Enfeksiyonlar, genetik etkenler ya da ilaç kullanımı duyusal-sinirsel işitme kaybının sebeplerindendir. Bu tür kayıplarda radyo sistemi benzetmesini düşündüğümüzde alıcının iyi çalışmaması söz konusudur. Mikrofon sesi alır ve iletici sesi ileterek görevini yerine getirir, ancak iç kulak sesi alamaz ve görevini tam olarak yerine getiremez.

Karma Tip İşitme Kaybı: Bu tip işitme kayıpları hem iletimsel hem de duyusal-sinirsel işitme kaybı türlerinin bir arada görülmesidir.

Merkezi Tip İşitme Kaybı: Merkezi sinir sisteminde meydana gelen bir zedelenme sonucu ortaya çıkan bir işitme kaybıdır. Dış ve orta kulak görevini yapar, iç kulak ve işitme sinirleri normal çalışır, fakat merkezde bir bozukluk vardır. Bu hasar bireyin sesleri algılamasını ve sese anlamlı bir şekilde tepki göstermesini engeller.

Psikolojik İşitme Kaybı: İşitme organlarının yapısı ve işleyişinde bir bozukluk olmadığı halde işitme gerçekleşmez. Bu gibi durumlar psikolojik işitme kaybı diye adlandırılır. Bunun histerik sağırlık, psiko-somatik sağırlık diye adlandırıldığı da olur. Çocuklarda psikotik durumlarla, yetişkinlerde psiko-nevrozla birlikte görülebilir. Psikolojik işitme kaybı çoğunlukla aniden oluşur.

Yukarıda adı geçen tüm işitme kaybı çeşitleri ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale ile tedavi edilemez ise, geriye kalan tek çözüm işitme cihazıdır. Her tür ve her derecede işitme kaybı için uygun olan bir işitme cihazı mutlaka vardır.

İŞİTME ENGELLİLERDE CİHAZLANDIRMA

İşitme Cihazları

İşitme cihazları işitme engelli bireylerin çoğunluğu için, en etkili sağaltım yaklaşımıdır. Sesleri yükseltmek için düzenlenmiş olan İşitme cihazları, mikrofon aracılığıyla çevreden gelen sesleri toplar, yükseltir ve bu yükseltilmiş sesleri kullanıcının kulağına bir alıcı ile iletirler.

İşitme cihazı sesi yükseltir ama işitme kaybını düzeltmez. Varolan işitme kalıntısının en etkili bir biçimde kullanılmasına yardım eder. Odyolojik değerlendirmeler tamamlandıktan sonra, birey için en uygun olan işitme cihazı seçilir. Tüm işitme cihazları mikrofon, yükseltici ve alıcı olmak üzere üç ana kısımdan oluşur ve pille çalışır.

İşitme Cihazı Türleri

İşitme cihazlarının birçok türü vardır.

Cep tipi işitme cihazları

Cepte taşınabilen ve bir kordonla kulak kalıbına bağlanan cihazlardır. Teknolojik ilerlemelere paralel olarak cep tipi işitme cihazları artık pek sık kullanılmamaktadır. Sadece çok ileri derecedeki işitme kayıplarında önerilmektedir.

Kulak arkası işitme cihazları

Bu tip cihazlar işitme cihazı ve kulak kalıbı olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Kulak arkasına takılan işitme cihazı, kullanıcının kulak yapısına uygun olarak hazırlanmış kulak kalıbına plastik bir tüp ile bağlıdır. Kulak kalıbı; kulak kanalı ve dış kulağın kalıbının alınması ile oluşturulur. Bu tip cihazlar bebeklerde, çocuklarda ve ileri derecede işitme kaybı olan yetişkinlerde kullanılır.

Kulak içi işitme cihazları

Dış kulak ve kulak kanalı görüntüsündedir ve kulak içine yerleştirilir. Hafiften orta şiddete kadar olan işitme kayıpları için uygundur. Bu tip cihazlar bebekler ve küçük çocuklar için uygun değildir.

Kanal içi işitme cihazları

Bu tür cihazlar kulak içi işitme cihazlarının küçük bir modelidir ve genellikle en az göze çarpanıdır. Tüm işitme cihazı kulak kanalı görüntüsündedir ve kulak kanalı içine yerleştirilir. Hafiften orta şiddete kadar olan kayıplar için uygundur. Bu tip cihazlar bebekler ve küçük çocuklar için uygun değildir.

Koklear implant (biyonik kulak):

http://www.medoto.unimelb.edu.au/info/implant1.htm

Çocuk işitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra;

- cihaz kullanımından beklenilen bir yarar sağlanamadıysa,

- bireyin işitme kaybı çok ileri derecede ise,

- bireyin yaşı 18 aydan büyük ise

koklear implant uygulanabilir. Koklear implant, sesi farketme ve konuşmanın gelişimini sağlamak amacıyla düzenlenmiş elektronik bir cihazdır. Ameliyatla çocuğun iç kulağına yerleştirlir. Diğer işitme cihazlarından farklı olarak sesleri elektrik sinyallerine çevirerek iç kulağa ve işitme sinirlerine iletir.

http://www.deafblind.com/cochlear.html

1. Çevredeki sesler küçük bir mikrofon aracılığıyla toplanır.

2. İnce bir kablo sesleri mikrofondan konuşma işlemcisine aktarır.

3. Konuşma işlemcisi sesleri yükseltir ve kodlanmış sinyallere dönüştürür.

4. Bu sinyaller kablolar aracılığıyla konuşma işlemcisinden iletken bobine gönderilir.

5. İletken bobin sinyalleri radyo dalgaları aracılığıyla deri altına yerleştirilmiş olan alıcıya gönderir.

6. Alıcı doğru miktardaki elektrik uyaranını uygun elektrodlara taşır.

7. Elektrodlar koklea içindeki işitme sinirlerini uyarır.

8. Elektrik sinyallerine dönüşen ses işitme sistemi aracılığıyla beyine iletilir.

FM Sistem Telsiz Cihazları:

FM sistem telsiz cihazları gürültü, uzaklık ve yön tayin etme problemlerini en aza indirmek için düzenlenmiş cihazlardır. Genelde sınıf içinde kullanılır. Farklı bir cihaz olmayıp kulak arkası veya cep tipi cihazlarla kullanılan sistemlerdir.

FM sistemler alıcı ve verici olmak üzere iki parçadan oluşur. Verici, öğretmen tarafından kullanılır. Alıcı ise özel kordon ve pabuç ile işitme cihazına takılarak çocuk tarafından kullanılır. Öğretmen kablosuz bir mikrofon takar, öğrenci ise kablosuz alıcı takar. FM sistemler kulak arkası cihazlara takılarak da kullanılabilir. FM telsiz vericisi üzerinde bulunan mikrofon yardımı ile öğretmenin konuşması elektrik sinyallerine dönüştürülür, bu elektrik sinyallerinin belirli büyüklükte bir frekansı vardır. Alıcı anteni yardımı ile gönderilen frekansı alır, bu frekans kulağa iletilir. Sistemin düzgün olarak çalışabilmesi için alıcı ve vericinin aynı frekans değerlerine ayarlanması gerekmektedir. Bu değerler alıcı ve verici üzerinde aynı harfe karşılık gelen düğmelerle belirlenmiştir. Örneğin A frekansındaki alıcı sadece A frekansındaki vericiden iletilen sesleri duyabilir.

Genelde sınıf ortamında kullanılan bu sistem çocuğun öğretmeninin sesini daha kolay duyabilmesine yardımcı olurken elektrik sinyalleri halinde iletildiğinden yön tayininde zorluklar yaşanabilmektedir.

http://www.boystownhospital.org/parents/hearing_aids/fmsystems.asp

FM sistem kullanımının üç avantajı vardır.

1. Öğretmen sesini sınıf gürültüsünün üzerinde 12-15 desibel arası yükseltir.

2. Öğretmen sesini alıcıya 25-30 metre uzaklığa kadar kayba uğratmadan iletir.

3. Öğretmenin sesi bulunduğu konuma göre etkilenmez.

Öğretmenin FM sistemler konusunda yapması gerekenler:

Eğer hiç ses çıkmıyorsa:

· Açma kapama düğmesinin açık konumda olduğundan emin olun.

· Ses ayarlarını kontrol edin, ses düğmesinin istenilen düzeyde açık olduğundan emin olun.

· Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

Eğer öğrenci öğretmenin sesini alamıyorsa:

· Öğretmen mikrofonunun açık olduğundan emin olun.

· Verici ve alıcıların aynı frekansta olup olmadığını kontrol edin.

· Öğrenci alıcısının açık olduğundan emin olun.

· Kordonları kontrol edin.

· Ses kontrol düğmesinin açık olduğundan emin olun.

· Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

Zayıf veya bozuk bir ses çıkıyorsa:

· Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

· Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

· Her iki ses ayarını kontrol edin, ses düğmesini açın.

· Cihaz kordonlarının hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

Cihazdan sürekli olarak ses çıkıyorsa (ötme –ıslık sesi ):

· Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

· Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

· Kulak kalıbının çatlak ya da kırık olup olmadığını kontrol edin.

· Cihaz kordonlarının hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

· Pil bağlantılarını temizleyin ve kontrol edin.

· Ses çok açık olabilir, ses ayarını kısın.

Şarj aleti gerektiği gibi şarj etmiyorsa:

· Şarj aletinin fişinin prize takılı olup olmadığını kontrol edin.

· Prizin düzgün olarak çalışıp çalışmadığından emin olun.

· Öğretmen mikrofonunun ve öğrenci alıcısının kapalı olduğunu ve şarj makinesine düzgün olarak yerleştirilip yerleştirilmediğini kontrol edin.

· Şarj bağlantılarını temizleyin.

İŞİTME CİHAZI KULLANIMI

Her tip işitme kaybına ve işitme kaybı olan her yaştaki bireye uygun bir işitme cihazı mutlaka vardır. Günümüzde gelişen teknoloji ve erken tanılama sayesinde bebekler bile işitme cihazlarından yararlanabilmektedir. Cihaz kullanımında önemli olan, işitme kaybı olan bireye en uygun işitme cihazının seçilerek cihaz kullanımında sürekliliğin sağlanabilmesidir.

İşitme cihazları tam anlamıyla doğal sesi vermezler. Beynin yeni sesleri ayırt edip algılaması ve hatırlaması için belirli bir zamanın geçmesi ve çocuğun uygun eğitimi alması gerekir.

İlk kullanılmaya başlandığında, özellikle çocuklar cihaz takmayı reddedebilirler. Sesleri ayırdetmeyi henüz öğrenmedikleri için duydukları sesler onlara anlamsız ve rahatsız edici gelir. Özellikle gürültülü ortamlarda çok fazla rahatsızlık duyarlar. Öğretmenlerin cihaz kullanımında çocukları teşvik etmeleri gerekir. Çocuğun cihaz kullanım süresini arttırmak amacıyla, öğretmen ve ailenin uygulayacağı çeşitli ödüllendirme yöntemleri, çocuğun cihaza alışmasına yardımcı olacaktır. Zaman içinde çocuk işitme cihazına alıştıkça seslerin ayrımına varacak ve işitme cihazından yarar sağlama oranı da artacaktır. Böylelikle çocuk cihazı kendisinin bir parçası olarak görmeye başlayabilecektir. Bu konuda öğretmenler ve aileler sabırlı olmalı, öğrencinin cihaza alışması ve onu kendinden bir parça olarak görebilmesinin zaman alacağını hatırlamalıdır.

Çocuk büyüdükçe, kulağı da büyüyeceğinden belirli zaman aralıklarında gerekli kontrollerin yapılıp, kulak kalıbının mutlaka değiştirilmesi, eğitim almaya başladıktan sonra da dinleme seviyesi değişeceğinden cihazın ses ayarlarının düzenli olarak ayarlanması gerekir. Eğer çocuğun iki kulağında da işitme engeli varsa, her kulak için ayrı cihaz kullanılmalıdır. Çift cihaz kullanımı çocuğun iletişim becerilerinin gelişiminde etkili olacak, sesin yönünün tayinini kolaylaştırarak eğitim-öğretim ortamlarından daha etkin bir şekilde yararlanılmasını olanaklı kılacaktır.

www.gallaudet.com http://education.qld.gov.au/curriculum/learning/

Cihaz kullanımında dikkat edilmesi gerekenler:

· Kulak kalıbı: Eğer kulak kalıbı kulağa uygun değilse veya tam olarak yerine oturmuyorsa, bu durum öğrenciye rahatsızlık verebilir. Aynı durum kulak kalıbında bir hasar olduğunda da geçerlidir. Böyle durumlarda cihazdan rahatsız edici tiz bir ses duyulur. Ayrıca kulak kiri, kulak kalıbını tıkayarak işlevini yerine getirmesine engel olur. Bu nedenle belirli aralıklarla kulak kalıbının cihazdan çıkarılarak ılık, sabunlu su ile temizlenmesi gerekir.

· Bitmiş piller: Öğretmenler çocuğun tepkilerinin azalmasından pillerin bitmiş olduğunun farkına kolayca varabilirler. Pillerin bitmeden değiştirilmesi, öğrencilerin belli aralıklarla azalan sesle karşı karşıya kalmasını önleyecektir. Ayrıca piller, artı ve eksi yönlerine dikkat edilerek takılmalıdır.

· Cihaz kordonları: Eğer kordonda bir hasar var ise cihazdan hiç ses çıkmaz, değiştirilmeleri gerekir. Kordonların değiştirilmesi kolay bir işlemdir.

· Açma kapama düğmesi: Öğretmenler düzenli olarak öğrencilerin cihazlarının açık olup olmadığını kontrol etmelidirler. Öğrenciler, cihazı ilk kullanmaya başladıklarında sıklıkla düğmesini kapalı tutma eğiliminde olabilirler. Öğrenciler cihaz kullanımına alıştıktan sonra, cihazın sürekli açık olması konusunda daha dikkatli olacak, cihazlarını kendileri kontrol etmeyi öğreneceklerdir. Buna rağmen öğretmenler günde en az bir kez cihaz kontrolüne devam etmelidirler.

· Kulakta oluşan yaralar: Kulakta bir enfeksiyon veya yara bulunması durumlarında cihaz kesinlikle kullanılmamalıdır. Öğrenci rahatsızlığının belirtilerini gösterdiği anda, bir sağlık uzmanından yardım alınmalıdır.

Öğrenci, cihazını kaybetmemesi ve koruması konusunda bilinçlendirilmeli ve gerekirse yaşı küçük öğrenciler için cihaz, bir gözlük ipi yardımıyla boynuna asılarak düşmemesi için önlemler alınmalıdır. Ayrıca cihaz kullanımı konusunda çocuğun ailesi bilgilendirilmeli, cihazın temizliği, nasıl kontrol edileceği aileye öğretilmelidir.

Öğretmenin bireysel işitme cihazları konusunda yapması gerekenler:

Görsel kontrol:

· İşitme cihazının içinde pilleri var mı?

· Piller doğru pozisyonda mı? (+ ve – kutuplar doğru olarak yerleştirilmiş mi?)

· Kulak kalıbı temiz mi?

· Göstergeler (on –off ve n/t) doğru pozisyonda mı ?

· Cihaz kordonunda bir problem var mı ?

· Cihazın ses ayarı doğru seviyede mi?

İşitsel kontrol :

Öğrenciye “Ses var mı?” diye sorulur. Eğer öğrenci bu soruyu anlamayacak düzeyde ise, öğrencinin arkasına geçip el çırpma , iki nesneyi birbirine vurma gibi etkinliklerle öğrencinin sese tepkisi kontrol edilir.

Kontrol sırasında bireysel işitme cihazından;

Hiç ses çıkmıyorsa:

· Cihazın açma kapama düğmesinin (power düğmesi) açık olduğundan emin olun.

· Eğer düğme kapalıysa açık konumuna getirin.

· Cihazın sesini açın.

· Cihazın pilini yeniden yerleştirin.

· Cihaz kordonunun hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

Sürekli olarak ses çıkıyorsa (ötme –ıslık sesi ) :

· Cihazın sesi çok açık olabilir, sesi kısın.

· Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

· Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

· Kulak kalıbının çocuğun kulağına küçük gelip gelmediğini kontrol edin.

· Kulak kalıbının çatlak ya da kırık olup olmadığını kontrol edin.

Zayıf ve bozuk bir ses çıkıyorsa:

· Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

· Cihazın ses ayarlarını kontrol edin.

· Cihazın pillerini yeniden yerleştirin.

Kontrollerinize rağmen cihazdan hiç ses çıkmıyor ise;

- öğrenciye cihazı kullandırmayın,

- okulda teknisyen varsa, cihazı teknisyene gösterin,

- okulda teknisyen yoksa, aileyi bu konuda bilgilendirerek gerekli önlemlerin alınmasını sağlayın.

TANIMLAR

Ses: Titreşimle oluşan ve dalgalar halinde yayılan bir tür enerjidir. İki ucundan tutulan gergin bir telin veya sicimin ufak bir vuruş ya da çekmeyle verdiği ses, bu varlıkların hava içinde yaptıkları, titreşim dediğimiz hareket sonucunda oluşur; havada (ya da yerine göre başka bir ortamda) yayılarak kulağımıza gelen ses dalgaları ile de duyulur. Ses dalgaları, durgun suya atılan taşın meydana getirdiği su dalgaları gibi, konuşma, müzik ve çevre sesleri biçiminde kulağımıza gelen, dalga hareketi adı verilen fiziksel olaylardan biridir.

Frekans (perde): Titreşen her varlığın bir saniyedeki yalın titreşim sayısına frekans denir. Frekans ölçü birimi Hertz’dir. Hertz kısaca Hz şeklinde ifade edilir. Frekansın azalıp çoğalması, kulakta sesin tonunun alçalıp yükselmesi izlenimini verir. Titreşim sayısı fazla olan sesler tiz, ince; titreşim sayısı az olan sesler pes, kalın olur. İnsan kulağı yaklaşık olarak 16 ile 20.000 Hertz arasındaki ses dalgalarını duyabilir. Burada belirtilen üst sınır olan 20.000 bebeklikteki duyarlığın sınırıdır. Yaş ilerledikçe üst sınır frekansları giderek azalır. Köpeklerin 40.000 Hz.’e kadar olan sesleri duyabildikleri saptanmıştır.

Şiddet (genlik): Titreşim genişliği ile sesin artıp eksilen duyulma ölçüsüne sesin şiddeti denir. Şiddet ölçü birimi desibeldir (dB). Sesin şiddeti titreşen varlığın titreşim genişliğine bağlı olarak değişmektedir. Örneğin radyonun sesini açtığımızda, sesin şiddetini arttırmış oluruz; buna karşılık sesin tizliğinde bir değişim olmaz. Buna sesin gücü, duyulabilirliği de denilmektedir.

Tını (ses rengi, kalite): Sesi başka seslerden ayırmamızı sağlayan ve sesleri birbirinden farklı kılan niteliğe sesin tınısı denir. Örneğin insan sesi ve bir müzik aletinin sesi, farklı tınıları sayesinde birbirinden kolayca ayırt edilirler.

Zedelenme: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, bir yapı veya işleyiş bozukluğuna bağlı durumlar, birer zedelenmedir. (örneğin, bacakların olmayışı, kolların felçli oluşu, parmakların tutmayışı, yüz felci, ZEKA geriliği, bireyin iyi görememesi veya işitememesi vb.)

Yetersizlik: Zedelenme ya da bazı sapmalar sonucu, birey için normal kabul edilen bir etkinliğin ya da yapının önlenmesi, sınırlanması haline yetersizlik denir. Birey zedelenme ya da sapma sonucu yaşamında bir takım güçlüklerle karşılaşır ve bazı güçlüklerin üstesinden gelmede yetersiz kalır. Yetersizlik daha çok bireye bağlıdır, bireyseldir. İşitme açısından, işitme geçit yolunda herhangi bir yerde zedelenme olursa, işitme gerçekleşemez ve yetersizlik ortaya çıkabilir.

Özür-Engel: Bireyin yaşadığı sürece, yaş, cins, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak oynaması gereken roller vardır. Birey yetersizlik yüzünden bu rolleri gereği gibi oynayamaz durumda kalırsa, buna özür-engel denir. Yani birey belli bir zamanda, belli bir durumda yapması istenilenleri yetersizlik yüzünden yapamazsa; yetersizlik, özüre-engele dönüşür. İşitmesinden dolayı yetersiz duruma düşen çocuk, okulda, sınıfta sosyal hayatta sözel iletişime dayalı rolleri istendiği gibi yerine getiremez, yetersizliği önüne engel olarak çıkar ya da çıkarılır. Özür-engel, sosyal çevrenin bireyden beklentileri sonucu ortaya çıktığı için özür-engel bireyin kendi problemi olmaktan çıkıp, sosyal bir problem olmaktadır.

İşitme Eşiği: Sesin, sessizlikten ayrıldığı noktadır.

İşitme Kaybı: İşitme kaybı, işitme testi sonucunda bireyin aldığı sonuçların, kabul edilen normal işitme değerinden, belirli derecede farklı olması durumudur.

İşitme Kalıntısı: İşitme kalıntısı, işitme eşiğinin altında kalan ve uyarıldığında sesleri beyne iletebilen duyu alanıdır.

İşitme Yetersizliği: İşitme testi sonucunda bireyin aldığı sonuçlar, kabul edilen normal işitme eşiklerinden belirli derecede farklı ise, bu kaybın derecesi bireyin dil edinimini ve eğitimini engelleyici derecede ise işitme yetersizliğinden söz edilir. Bu durum, kulağın bölümlerinden (dış, orta, iç) birinin etkili bir şekilde görevini yerine getiremediği durumlarda ortaya çıkar.

İşitme Duyarlılığı: İnsan kulağının, alım gücü içinde olan (16-20000 Hz., 0-110dB) seslerin işitilmesine işitme duyarlığı denir.

KAYNAK

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap