CEMRE

CEMRE'nin Sizin İçin Seçtiği Makaleler...

Önerilen İletiler

Aşk, çığlıkta...

Seni yaşamak, bir masalın sonunu bilmemek gibi. Seni yaşamak, bilinmeyen bir şarkıyı bağırarak söylemek gibi. Seni yaşamak, amber kokuları arasında dans etmek gibi. Yanacağını bile bile ateşe dalmak gibi. Issız bir gecede, ateş böceklerinin ışıltısıyla aydınlanmak gibi. Sana tabi olmak, böyle bir şey işte. 

“Yaşamadım, bilmem” diyemezsin. Kokunu duyup da koklamadım, nefesinle ciğerlerimi doldurmadım da diyemezsin. Başucunda duran kitaptır, aşk. Geceleyin, denizin som yeşilini fark edip, dalıp dalıp gitmektir. Yakamozları saçlarına takıp izlemektir. Usul usul kanına işlemektir. Derin uykulardan uyanıp, bir daha hiç rüya görmemektir. 

Kar tanesinin bu satırlara düşüp de hiç erimemesine benzer, seni yaşamak. İmkansızlıkların içinde yeşermektir, hayat. Bir nefes kendin için alırken, iki tane de O’nun için almaktır. Sol yanım sen, sağ yanım sevda. Deli bir ırmak, benim yolum. Çığlık çığlığa akıp, denizde yiter aşk. Her şeyin vardığı yer, sen. Başlangıçlarda ezeliyeti yaşayan da, ben. 

Susmak mı lazım? Nasıl susulur bilir misin? Böylesine harlarken ateş, susarak söndürülür mü? 

Gel, dayan sol yanıma. Yüreğimin üzerine koy sevdalı elini. Dinle…Damarıma akan her damlada, ateşin harlanışını izle doyasıya. Her darbesinde yüreğimin, adını resmettiğini gör. Saklan gözlerimin arkasına. Bir de benden izle sevdanı. Bir de benden yaşa. 

Sözcüklerin lal olduğu bir çığlık olsun gökyüzü. Sen geldin gönlüme, ne ayın hükmü kaldı ne de güneşin. Yaşayan alemin güzel yüzü, döner dururum sana varayım diye. Uzat elini, çok geç kaldım. Aşk, çığlıkta…

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Artık Aldanmak İstemiyorum

Beni sevgilerinin ölümsüzlüğüne inandır korkulardan şüphelerden kurtar. Hiç aldanmamışların o engin iç rahatlığına hasretim. Ayıkla arıt beni... Bütün insanlar aldanıyormuş sürekli bir aldanmaymış yaşamak... Ne çıkar? Ben artık aldanmak istemiyorum ya! Sen ona bak... Onun için seni erişemeyeceğin bir yere çıkarmayacağım olduğun gibi seviyorum seni. Olmanı istediğim gibi değil... Hiç olamayacağın gibi değil... Neredeysen orada dur... Nasılsan öyle kal...

Bütün mevsimleri bir günde bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle. Yanımda olduğun zamanlar nasıl apaydınlık oluyorum nasıl içim huzurla doluyor görmüyor musun? Gözlerimin derinliğine bakma; başın dönmesin... Gelecek günleri düşünme korkma büyük hazlar yaşamaktan. Erişemeyeceğin hiç bir mutluluk yok. "Yaşadım" diyemeyeceğin hiç bir günün olmayacak benimle...

Hiç aldatma beni hiç yalan söyleme... Bir gün aldatsan bile; aldandığımı senden öğrenmeliyim önce. O zaman ölsem de mutlu ölürüm inan... Biraz da olsa inanmış ölürüm.

Aldanmak...

En büyük yıkıntısı iç dünyamızın...

Aldanmak...

Ses veren üç telimizden birinin kopması...

Aldanmak...

O en son fakat en kesin kabullendiğimiz gerçek...

Sen hiç aldatma ne olur!..

Yıkılışım da sevgim kadar büyüktür benim. Bırak kalbimden ses veren bütün teller ben yaşadıkça sana inanmayı söylesin. Sana kayıtsız şartsız inanmak olsun; bütün kazancım yaşamaktan. O zaman her şeye katlanırım. Korkulardan endişelerden uzakta her saniye yaşadığımı bilirim. Çaresizlikler beni korktumaz. Şu aşağılık dünyanın hiç bir acısı seni sevmeyi unutturamaz bana artık.

İnanmak; seni düşündükçe söylediğim bir şarkı olmalı dudaklarımda...

İnanmak; gökyüzünün en karanlık zamanında bile görebileceğim bir yıldız olmalı...

Dağlardan denizlerden esen serin rüzgarlar gibi senden gelen bir şey olmalı inanmak. Kimi gün kalem olmalı parmaklarımda kimi gün kulağımda musuki gözlerimde ışık olmalı. İçtiğim suda yediğim ekmekte sana tüm inanmanın tadını duymalıyım. Her sabah ilk ışık sana inanarak yaşayacağım mutlu bir gün getirmeli bana. İşte o zaman yokluğuna bile dayanabilirim özlemlerim daha derin bir anlam kazanır. Seni beklerken şüphelerin o kahredici zehiri ile geciktiğin her saniye bir defa ölmem.

Artık aldınmak istemiyorum. Seni aldatmak zevkinden sonuna kadar mahrum edeceğim. Beni aldatmanın acısını da sevincini de hiç tattırmayacağım sana. Çünkü aldattığın zaman; yemin ediyorum yeryüzünde olmayacağım. İnanmışlığım ölüme kadar sürsün bırak...

Zarımı son defa senin için atıyorum!..

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sen Hangi Mevsimde Aşık oldun ?

Her iliski bir bahceye benzer. Eger yeserip gelismesi isteniyorsa duzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava degisiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak ozel bakim gosterilmelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayiklanmalidir. Tipki bunun gibi askin buyusunu canli tutmak icin de mevsimlerini anlamali ve askin kendine ozgu ihtiyaclarini doyurmaliyiz…

AŞKIN ILKBAHARI

Asik olmak ilkbahar gibidir. Sonsuza dek mutlu olacakmisiz gibi birduyguya kapiliriz. Esimizi sevmemek aklimizin ucundan bile gecmez. Bu bir saflik donemidir. Ask olumsuz gibi gorulur. Her seyin kusursuz sanildigi ve tikir tikir isledigi buyulu bir donemdir bu. Esimiz tipatip bize uygun gorunur. Hic caba harcanmaksizin uyum icinde dans ederiz ve sansimizin yuzumuze gulmesinin tadini cikaririz ..

AŞKIN YAZ MEVSIMI

Askimizin yaz mevsimi boyunca esimizin sandigimiz kadar kusursuz olmadigini ve iliskilerimiz uzerinde calismamiz gerektigini anlariz . Esimiz hata yapan bazi bakimlardan aksayan bir insan olarak da karsimiza cikar. Surtusmeler ve dus kirikliklari belirmeye baslar yabani otlarin kokunden sokulmesi ve yakici gunes altindaki bitkilerin fazladan sulanmasi gerekir. Artik aski vermek de gereksindigimiz aski almakta o kadar kolay degildir. Her zamaan mutlu ve sevgi dolu olmadigimizi gorup anlariz..Bizim ask konusunda dusledigimiz tablo degildir bu. Bircok cift bu noktaya geldiginde dus kirikligina ugrar. Ilısiki uzerinde calismak istemezler. Hicte gercekci olmayan bir tutumla hep ilkbahar olmasini beklerler. Eslerini suclarlar ve pes ederler. Askin her zaman kolay olmadigini arasira yogun bir calisma ve sicak bir gunes istedigi gercegini gormezler. Askin yaz mevsiminde kendi sevgi ihtiyacimizi oldugu kadar esimizin ihtiyaclarini da doyurmamiz gerekir. Bunlar kendiliginden gerceklesmez…

AŞKIN SONBAHARI

Yaz mevsimi boyunca bahcemize iyi baktiysak bu calismanin sonucu olarak hasadimizi aliriz.. Guz mevsimi gelmistir. Bu altin bir cagdir zengin ve doyurucu. Gerek kendimizin gerekse esimizin kusurlarini kabullenen ve anlayisla karsilayan daha olgun bir asktir yasadigimiz . Bir sukran ve paylasma zamanidir. Yaz boyu cok calistigimiz icin simdi dinlenebilir ve yarattigimiz askin tadini cikarabiliriz ..

AŞKIN KIŞ MEVSIMI

Sonra hava yeniden degisir ve kis bastirir. Kisin o soguk verimsiz aylari boyunca doga kendini tumuyle icine ceker kapanir. Bu bir dinlenme dusunme ve yenilenme zamanidir. Ilıskilerde de cozumlenmemis acilarimizla veya golge benligimizle yuzlesme zamandir. Kapagimizin acilip aci dolu duygularimizin ortaya dokuldugu zamandir. Ask ve doyum icin esimizden cok kendimize bakmaya gereksinme duydugumuz kendi kendine gelisim zamanidir. Yaralarin iyilesmesi acilarin dindirilmesi zamanidir. Erkeklerin magaralarina cekilip kisladiklari ve kadinlarin kuyularin dibine indikleri zamandir bu…

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

HUZURUN RESMİNİ ÇİZEBİLMEK

Bir gün bir kral ama halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder.

Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar birbirinden güzel resimler yaparlar.

Sonunda eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.

Resimlerden birisinde sükunetli bir göl vardır. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyorlardı.

Resme kim baktı ise onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu.

Diğer resimde de dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmüyordu.

Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası görünüyordu.

Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyordu.

...harika bir huzur ve sükun örneği.

Ödülü kim kazandı dersiniz.

Tabi ki ikinci resim. Kralın açıklaması şöyle idi:

-Huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmaması ve sıkıntının olmadığı yer demek değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükun bulabilmesidir.

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

****dostluk gülü****

“Güller, laleler, karanfiller bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır. Ama gerçek dostluk ne solar, ne kırılır”

Bir gün evinizden çıkıp bir gül bahçesine girin, dokunun ellerinizle bir güle. Ama koparmayın sakın, yalnızca dokunun ve okşayın . Sevin, sadece sevin ve sevgisini tutup koyun gönlünüze. Dalında duran bir gülün nasıl buram buram hasret, aşk en önemlisi de dostluk koktuğunu göreceksiniz.

Güllerin üzerindeki çiğ damlalarına bakın! sevinç ve hasret gözyaşlarıdır onlar, dostluk gözyaşlarıdır. Sevdiği için dökülmüştür, dostu için. Sevgiyle okşadığınızda bakın nasıl özlemle yanar elleriniz, yüreğiniz nasıl da aşkla çarpar, sevgiyle tutuşur. Onu koparmaya varmaz eliniz. Kalbiniz titrer.

Dokunun bir güle, koparmayın; sadece dokunun. Ne kadar katı olursanız olun, katı yüreğinizin nasıl yumuşadığını göreceksiniz. Sevginin, dostluğun sıcaklığı kalbinize nasıl dolduğunu hissedeceksiniz.

Ve o an başınızı kaldırıp uçsuz, bucaksız gökyüzüne bakın, göğün mavisindeki ferahlığa. O an belki, sevdalı bir kuş gelip konacak saçlarınıza, ürpererek ve ürkerek gözlerinize bakacak. Avuçlarınızın içine alıp kalp atışlarını dinleyin. Salın sonra gökyüzündeki özgürlüğe ve derin bir nefes alın. Havada özgürce kanat çırpınışının güzelliğini doldurun içinize. Dostluğun, vefanın, sevginin, özgürlüğün eşsiz güzelliğini yaşayın.

“Gül verenin elinde gül kokusu kalır” der bir Çin atasözü. Bende gül koklayanın yüreğinde gül kokusu kalır diyorum. Bir gül ancak bir dostun elinden verilince, iç bayıltıcı güzelliğini algılar ve anlarız. Buram buram kokladığımızda dostluğun ağırlığını hissederiz.

Vefalı bir dostumuzu kaybettiğimizde yada ondan ayrıldığımızda nasıl da sancır yüreğimiz, gecelerce uykusuz kalır gözyaşı dökeriz. Sevgimizin, dostluğumuzun ölçüsünü ancak o zaman anlarız, ama ne yazık ki, bazen iş işten geçmiş olur. Çünkü geç kalmışızdır.

Bilir misiniz? nice köklü dostluklar, ayrılık tokatını beklermiş, anlaşılmak için?. İnsan bazen dostluğun önemini, değerini ve bir dostunu ne kadar çok sevdiğini ancak iş işten geçince anlar.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Sevgi Yoksa Eğer... 

İnsan ruhu doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındırmayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız.

Nefret etmeden birini öldüremezsiniz. Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır.

İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun bedelini ödeyecektir.

Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü şeyler yapabilir. Acımak, sevgi değildir. Üstünlük iddiasıdır. Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır. Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi birlikte olmaktan sevinç duymaktır. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.

Sevgi tüm yapay ayrımların yaşamdan çıkarılmasıdır. Sevgi bilinçtir, sevgi insan olmaktır. 

Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine parayı koyarsak eğer; para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz demektir.

Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine üstün olmayı koyarsak eğer; üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için yarışıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının aşağı olmasına çalışıyoruz demektir. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, nefreti içimize çağırırsak eğer; birbirimizden nefret ediyoruz, nefretle yaşıyoruz, nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefretle öldürüyoruz demektir.

Para, üstün olmak ve nefret etmek yaşamımızı dolduruyorsa eğer, yaşamımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla, birbirimizi boğazlamakla geçer. Sevginiz olmadıktan sonra, daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, arabanız, malınız olsa ne olur?

Sevginiz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur.

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

sevdiklerimizin dikeni batarmı ?

Dün parmağıma batan gül dikeninin sıyrığına hala gülümseyerek bakıyorum... 

 Kızmadım... Çünkü gülün dikeni batmadan önce şükretmiştim; 

"Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmışsın" demiştim. Kızamadım çünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme çekmiştim, bakmaya kıyamamış dokuşuna hayran kalmıştım, çünkü batmadan önce yüreğime koymuş onu sevmiştim... Dikenini unutmuşmuydum? unutmuşmuydum dikeni... Unutmuştum işte... 

 Acıtmayayım diye dokunmaya çekindiğim gül, ince ve derin bir yara açmıştı parmağıma... Gülümsedim yarayada; süzülen iki damla kanada.. Çünkü o yarayı açan bakmaya kıyamadığım o güldü... 

 Sevdiklerimizin yüreğimizde açtıkları yaralarda aslında o gülün açtığı yara gibi değilmiydi...İnce ve derin bir yara...

Aslında çok önemsiz gibi görünse de her kımıldıyışımızda yüreğimizi inceden sılatan yara...Ama dostlarınız o yarayı açmadan önce siz muhabbet dolu kokularını sineye çekmiştiniz... Zamanı, mekanı ve kalbinizi paylaşmıştınız...Yarayı açmadan önce siz onları kalbinize koymuştunuz...Kızabilirmiydiniz, kızamazdınız elbet... 

 Sevdiklerimizin açtıkları yaralarda o gülün açtığı yara gibi ince ve derin... Ama yarimiz yarayı açmadan önce biz şükretmiştik, kokusunu sinemize çekmiş, bakmaya kıyamamıştık..dikenini unutmuşmuyduk...unutmuştuk tabi... Ama biz gülümsemeliyiz yaraya... Belki süzülen iki damla kanada. gülümsemeliyiz işte... 

 Çünkü o yarayı açmadan önce biz onu kalbimize koymuştuk ve sevmiştik vesselam...

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap