Guest DOĞRU YOL

HERKES MUTLU OLABİLİR

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

Herkes mutluluktan söz edip durur. Sık sık duyarız: “O kadar mutluyum ki...” , “Bundan daha iyi mutluluk olmaz!” , “Sınıfımız geçtim, sevincimden uçuyorum.” , “Sıkıntılar hep beni mi buluyor! Hiç mutlu olamayacak mıyım hayatta?” , Bir türlü mutlu olamıyorum.” , “Yaşamaktansa ölmek daha iyi...” Mutluluk ve mutsuzluğun ifadesi olan bu ve buna benzer sözler, mutluluk için çırpınmanın işaretleri.

Mutluluk, sevinçli olmadır. Gönlün huzur ve neşeyle dolmasıdır. Ruhun doyuma ulaşmasıdır.

Mutluluk, parada,pulda, makamda, mevkide, evde, arabada, bağda, bahçede, yakın veya uzakta mı?

Goethe, “Eğer su kaynağı senin kendi ruhundan fışkırmazsa susuzluğunu dindiremezsin,” der. Bunun gibi, mutluluk da insanın içinden fışkırmalı. Mutluluk orada burada, şunda, dışımızda değil; içimizde, kendimizdedir.

Gustav Droysen’in dediği gibi, insan çoğu kere burnunun üstündeki gözlüğü arayan dalgınlar gibi mutluluk arar. Oysa insan eşeğin üzüntüdeyken eşek arayan Nasreddin Hocanın durumuna düşmemeli. Işıkta kaybettiği iğneyi karanlıkta arama tuhaflığını işlememeli.

Mutluluk elimizdedir. Dünyasını karartanda, aydınlatan da insanın kendisidir.

Mutluluk her şeyden önce düşünce meselesidir. İnsan düşünce ve anlayışıyla mutluluk ortamını kurabilir. O kadar ki en küçük başarılarından bile mutlu olmanın yolunu bulabilir.

Para, mal, mülk mutluluk vesilelerinden ancak biri olabilir. Fakat yegane mutluluk kaynağı değildirler. “Parayla saadet olmaz,” sözü bu gerçeği ifade eder. Alabildiğine maddi imkanlara sahip olan birçok kişinin mutlu olamayışı bunun en güzel ispatıdır.

Heraklites, “Mutluluk maddi sevinçlerden ibaret olsaydı, çayıra kavuşan öküzleri mutlu saymamız gerekirdi,” derken mutluluğu maddede aramanın yanlışlığını dile getirir.

Mutluluk gönül meselesidir. Gönlü zengin olan mutludur. Varlıkta da mutludur, darlıkta da. Peygamberimiz “Asıl zenginlik gönül zenginliğidir,”buyurmuştur. İşte insanı mutlu eden asıl zenginlik budur.

İyi not alan öğrenci, para kazanan tüccar, bol ürün elde eden çiftçi mutludur. Ama bunlar geçici mutluluklardır. Halbuki mutluluk devamlı olmalı, sonsuza kadar dayanmalı.

Bizi sonsuza kadar mutlu edecek bazı esasları sayalım:

İNANCIMIZI KAYBETMEYELİM

İman hayat iksiridir. Hayat onunla canlanır ve renklenir. Dünya onunla aydınlanır. İnsan onunla güçlenir.

İnanç mutluluk kaynağıdır. Hem de mutluluğun temelidir.

İmanla zindanlar saray, çöller vaha olur.

Mevlana, “Allah ile olunca ölümde hoştur, ömür de hoştur,” der “Narın da (ateş) hoş, nurunda hoş,”diyen Yunus Emre iman gözlüğüyle gördüklerini söylemiştir.

Her şey inanan insanın eli altındadır. O, yeryüzünü bir saray, güneşi bir avize, ay’ı bir takvim, baharı da bir halı, kendisini de o sarayın efendisi olarak görür. “Yeryüzü benim bahçemdir.” Diyebilir.

“Allah’ı bulan her şeyi bulur. Onu bulamayan ise hiçbir şeyi bulamaz. Bulsa da başına bela bulur” diyen Hikem-i Ataiyye bu gerçeği ne güzel dile getirmiştir.

Rauf Denktaş, başarının ve saadetin kazanılmasında inançlı olmanın önemini şöyle dile getirir:

“Pusulasız gemi er geç karaya oturacaktır. İnsanoğlunun pusulası ilimdir, dindar ve imandır. Dinsiz ve imansız kişi pusulasız gemiye benzer; er geç karaya oturacak, başını taşlara çarpacaktır.”

İnançsızın geçmişi karanlık, geleceği karanlık, bugünü karanlıktır. Geçmişin ızdıraplarıyla yanar, kavrulur. Geleceğinden endişe içindedir. Bugünü ise ıztıraplarla doludur.

İnançsızın gözünde mazi, sevdiklerini yutmuş bir mezarlık; gelecek, kendisini ve bütün dostlarını asacak idam sehpasıdır.

İnançsızın gözünde her şey başıboş, her şey zavallı, her şey yaslıdır. Kendisi de onların üzüntülerini yüklenen bahtsız!

İnançsızın gözünde dünya bütün lezzet, zevk ve tantanasına rağmen ıztırap küpüdür. Öyle ya, darağacına asılmak için bekleyen bir insanın hayattan lezzet alması düşünülebilir mi? Darağacını altınla, yakutla, zebercetle, en kıymetli taş ve zinet eşyalarıyla süsleseniz; sonra da idamlığın önüne en nefis yemeklerle donatılmış bir sofra kursanız ve ona, “Gerçi bir müddet sonra asılacaksınız, ama siz yine de yemenize içmenize bakın!” deseniz; bu onu kızdırmaktan başka bir işe yaramaz. Onun zevk ve lezzet almasını sağlayabilir misiniz? :Korku ve endişesini yok edebilir misiniz?

Allah’a ve ahirete inanmayan insanın gözünde dünyanın bu tablodan farkı yoktur. Ölüm her şeyi yok edip tüketecekse, hayatın ne manası kalabilir.?

Demek, hayat imanla mana kazanıyor.

Gençlik bu imanla hayata bağlanır, ümitle yaşar, huzur ve saadet zembereği haline gelir.

Bir çekirdek Allah’a dayanmakla koca bir ağaç olur. Karınca Ona bağlanmakla kocaman Firavun’a karşı çıkar. Sinek o imanla Nemrud’a kafa tutar. Gençlik de imandan aldığı nur, şuur ve kuvvetle dünyanın dağlar gibi engellerine karşı dayanır., hayat yolunda metanetle ilerler.

Yine o inançla gençlik felaket ve ıztıraplara karşı tükenmez bir teselli kaynağı bulur. Gayesizlik, çaresizlik, başıboşluk, havailik, gevşeklik ve uyuşukluktan kurtulur.

Gençlik imanın verdiği sorumlulukla çalışkan, hamleci, ideal sahibi; vatana, millete ve insanlığa yararlı hale gelir.

Kalbinizi Allah’a imanla, Onun sonsuz sevgisiyle doldurunuz. Size insanlığı ve sevdiğiniz her şeyi Vereni, sevgiye en çok layık Olanı sevmek ise Ona karşı gelmemekle, emirlerine sarılmakla olur.

En birinci meselemiz imanımızı korumak, güçlendirmek, taklitten tahkike ulaştırmak olmalı. Bunu sağlayacak kaynaklara dört elle sarılmalıyız. Dünya ve ahiret mutluluğumuz buna bağlıdır.

En büyük kayıp ise imanı yitirmektir. Kaybedilen bu cevherin yerini hiçbir şey dolduramaz. Dünya da, ahiret de zindana döner.

BAŞKALARININ MUTLULUĞU İÇİN ÇIRPINALIM

Diderot, “Başkalarına mutluluk sağlayabilen adam mutludur.” Der. Siz de öyle yapmaz mısınız? Bir kimsenin boğulduğunu görseniz koşmaz mısınız? Yanmakta olan birini kurtarmak istemez misiniz? Haksız yere öldürülen bir masum için çırpınmaz mısınız? Maksadınıza ulaşınca da en büyük mutluluğu duymaz mısınız?

Peki, bir insanın dünyası bir yana, ebedi hayatı mahvolsa yüreğiniz sızlamaz, elinizden gelse kurtarmak için çırpınmaz mıydınız?

İmansızlık sadece dünyayı değil, sonsuz hayatı da karartır. Bu ebedi kaybın yerini hiçbir şey dolduramaz.

Bu korkunç felaket ve yangın karşısında vicdanı olan herkes titrer, söndürmek için koşmaya başlar.

“Teessür(üzüntü) ve ızdırap karşısında kalpden bir parça kopsa idi, bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince param parça olması lazım gelir.” Diyen Zübeyir GÜNDÜZALP, imansızlığın doğurduğu fecaatı ifade eder. Türk gençliğinin bu fecaat içerisine yuvarlanma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu gören ve islamın derdinden başka hiçbir derdi olmayan Bediüzzaman Hazretleri de,

“Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş, yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum....

“Ben cemiyetin imanını kurtarma yolunda dünyamı da feda ettim, ahiretimi de... Cemiyetin imanı, saadet ve selameti yolunda nefsimi, dünyamı feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, 25 milyon (şimdi 51 milyon) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur’ an ’ımız yer yüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanı selamette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistan olur,” diyor, önündeki engellere aldırmadan koşuyor, koşuyordu.

İnsanlığa iman yönünde hizmet etmek kadar büyük bir hizmet ve mutluluk düşünülemez. Mükafatının yerini de hiçbir şey tutamaz. Allah Resulü, “Senin vasıtanla bir kimsenin imana kavuşması, dünya ve dünya içindeki şeylere sahip olmadan daha hayırlıdır,”buyurmuştur.

Asrın en müthiş hastalığı olan imansızlık karşısında imanları kurtarma harekatına katılmaktan başka yol yok! Mutluluğunu başkalarının mutluluğunda arayan insanlar için en büyük ve ideal hizmet yolu budur.

ALINTI

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap