Guest DOĞRU YOL

TÜRK OLMAK....!

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

TÜRK OLMAK

Aslında çok şeydir Türk olmak...!

Türk olmak...! Osmanlı’nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.

Türk olmak...! Kıbrıs’ta, Hocalıda, Anadolu’da ve Balkanlarda soykırımına uğrayıp, karşılığında yapmadığın soykırımı ile suçlanmaktır.

Türk olmak...! Faşist olmaktır, vatanına, milletine, bayrağına, tarihine sahip çıktığında; Demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, bayrağına, tarihine sövüldüğünde

Türk olmak...! Lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır.

Türk olmak...! Kendini ve derdini anlatamamaktır. Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır. Atalarının birçok asır önce Viyana’yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir: tabiî ki sadece kuşatıp Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığın için.

Türk olmak...! Selanik’te Pontus Anıtının, Viyana’da çiğnenen Yeniçeri Minberinin ve Matlada papazın üzerine bastığı Türk Bayrağı heykelinin önünden geçmektir.

TÜRK OLMAK...! ZORDUR ÇETİNDİR EZİYETLİDİR. Üç kıtadan dönüp bir küçücük yarım adada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır. Aynı zamanda, sayısız İmparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.

Türk olmak...! Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı anlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği, her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.

Türk olmak...! Truva’dan buyana, Sümer’den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda bütün zamanlardan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşayabilmektir.

Türk olmak...! Doğu Roma’yı da batı Roma’yı da yıkıp, yeni Roma olan Avrupa Birliğine girmeye çalışmaktır.

Türk olmak...! Mostar’da köprüdür, Kerkük’te kaledir, İstanbul’da Kız Kulesidir, Anadolu’da buğdaydır, Çukurova’da pamuktur, Güneydoğuda tütün, Ege’de üzüm, Karadeniz’de fındık, Trakya’da ayçiçeği

Türk olmak...! Çanakkale’de ölmektir. Çanakkale’de ölmeden önce düşmanına su vermektir. Onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşıyabilmektir. Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.

Türk olmak...! Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır.

Türk olmak...! Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için; kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır.

Türk olmak...! Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.

Türk olmak...! Harap bir ülkede zengin ülkelerin müstemlekesini ret edip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen yedi düvele meydan okuyabilmektir.

Türk olmak...! Askere davul zurna ile uğurlanmaktır. Bekli de dönmeyeceğini bilerek. Annenin şehit oğlunun ardından, bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim… Demesi diyebilmesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken, VATAN SAĞOLSUN demesidir, diyebilmesidir.

Türk olmak...! Türk çayında radyasyon olmaz yalanlarıyla, gusül abdesti olanlara AIDS bulaşmaz dolanlarıyla yaşamaktır. Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.

Türk olmak...! Ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak yemeği ziyan etmekten korkmaktır, göz hakkına, diş kirasına saygıdır.

Türk olmak...! Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir, kendi yerde misafiri döşekte yatırmaktır.

Türk olmak...! Milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işığa Belgin Doruk’a aşık olmaktır.

Türk olmak...! Aşkını ölesiye sevmektir, aşkı için ölmektir öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez olsun tutamadan toprağa girmektir. En güzel aşk şiirlerini yüreğinde, yüreğinin derinlerinde hissedebilmektir.

Türk olmak...! Eşkıyaya türkü yazmaktır.

Türk olmak...! Milletine sövmektir ama başkasına sövdürmemektir.

Türk olmak...! Yunusu bilmektir, Aşık Veysel’i sevmektir, Mevlana’yı, Hacı Bektaş-İ Veli’yi ve Hoca Yesevi’yi tek bir satırını bile okumasa da, yüreğinde taşımaktır

Türk olmak...! Saz çaldığında, Ney üflendiğinde, Kös dövüldüğünde, Kaval çaldığında yüreğinin derinlerinden bir sızı çekmektir; bir sızı sezmektir. Bir de Yemen Türküsünde: Sana verilene nasip, verilmeyene kısmet diyebilmektir. Her işin hayırlısına inanmaktır. Ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.

Türk olmak...! Asya’da Batılı Avrupa’da Doğulu diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak Yaradılanı, Yaradandan ötürü sevebilmektir, sevmektir. Magazin programlarıyla dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.

Türk olmak...! Mahalle maçı için aynı saatte on kişi bile buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelebilmesidir. Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.

Türk olmak...! Buhran zamanında Arjantin’de bile mağazalar yağmalanırken daha ağır buhranlarda sıraya girerek sorumlusuna en ağar cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.

Türk olmak...! En zayıf gününde bile Dünya’ya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir. Zor iştir.

Türk olmak...! Anadolu’da her düşen yağmur damlasına hâmd etmek; her çıkan başak için şükretmektir.

Türk olmak...! Medeniyetler mozaiği Anadolu’da dik durabilmek ve BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’ÜN KURDUĞU CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KILIP NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLMEKTİR……

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

ALINTI

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap