k@lpsizim_85

Türk Ceza Kanunu Kamu Görevlileri Sağlık Personeli Ve Tüm Topluma İhbar Sorumluluğu Yüklüyor

Önerilen İletiler

TÜRK CEZA KANUNU KAMU GÖREVLİLERİ SAĞLIK PERSONELİ VE TÜM TOPLUMA İHBAR SORUMLULUĞU YÜKLÜYOR

2008'de Türkiye'de 187 çocuk ihmal ve istismar şikayetiyle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) pek de bilinmeyen hizmet telefonu ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Hattı'nı aradı. Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği'nin "Çocuğa karşı cinsel istismarın gün yüzüne çıkması projesi" kapsamındaki alo destek ve ihbar hattına 2006'nın ilk 9 ayında başvuranların yüzde 22'si cinsel istismar, yüzde 6'sı ensest sebebiyle telefon etmişti. Mağdurların büyük kısmı 6-11 yaş aralığındaki kız çocuklarıydı. Kendilerine yapılanın kötü olduğunu bilen, bunun sona ermesini isteyen ve yardım yollarından haberdar, konuşabilen çocuklar.

Avrupa'daki bir araştırma her 100 çocuktan 9'unun, yani neredeyse 10 çocuktan birinin aile içi ve dışında cinsel tacize uğradığını gösteriyor. Sadece ABD'de her yıl 1500 çocuk istismar ve ihmal nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakamlar yeterince üzüntü verse de gerçek çok daha acıtıcı. Tüm araştırmalar ve konunun uzmanlarına göre çocuklara yönelik cinsel ve fiziksel istismarlar çoğunlukla hiç su yüzüne çıkmıyor. Adli makamlara bildirilen vakaların oranı yüzde 15'i geçmiyor. Türkiye genelinde bu konuyla ilgili hiç araştırma olmasa da son zamanlarda üniversiteler bünyesinde kurulmaya başlayan çocuklara yönelik istismarı önleme komisyonlarından gelen rakamlar, sorunun ciddiyetine işaret ediyor. Örneğin, Kayseri Erciyes Üni. bünyesinde Mayıs'ta hizmete giren ÇİTEM (Çocuk İstismarını Tedavi ve Engelleme Merkezi) öğr. üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Yağmur, 2007'de üniversite hastanesine 101 cinsel istismar başvurusu yapıldığını belirtiyor. 2008'in ilk beş ayındaysa bu sayı 262'ye ulaşıyor. Yani, bir önceki seneye göre vakalardaki artış -üstelik beş ayda- iki katından fazla.

Ankara Adil Tıp Kurumu Biyoloji Daire Başkanı Nurullah Zengin'in sunumundan çok daha önemli bir yerde, mahkemeler üzerinde görülüyor: "Cinsel saldırı sonucu çocuğun ruh sağlığının bozulması da fiziksel zarar olarak değerlendiriliyor artık." Bu tür bir olay sonrası çocuğun ruh ve beden sağlığının bozulması cezayı iki kata kadar ağırlaştıran bir sebep ve yasa 2005 Haziran'ından bu yana yürürlükte.

Uzmanlar çocuklara yönelik istismar vakalarının son günlerde arttığını belirtiyor.

Bahsi geçen oranlar, azımsanacak gibi değil. 19 Mayıs Tıp Fakültesi komisyonu üyelerinden çocuk psikiyatrı Seher Akbaş ve Turla, çalışma arkadaşlarıyla hastaneye gelen adli vakalarla ilgili iki araştırma yayınladı. 2008 tarihli araştırma cinsel istismara uğrayan 56 çocuğu kapsıyorken, bu yılki makalede 72 olgu inceleniyor. Ama Turla'ya göre asıl artış geçen yılın sonunda başlıyor: "Bazen günde 6-8 vaka geliyor. Haftada incelediğimiz olgu sayısı 10-15'in altına düşmüyor." Bu da yıllık 500'ün üstünde vaka demek. Bu verileri, daha önce sözünü ettiğimiz bir bilgi ışığında değerlendirmek gerekiyor.

Adli makamlara yansıyan vakalar, bu tür olayların sadece yüzde 15'i. Ankara Ufuk Üniversitesi'nden çocuk psikiyatrı Yasemen Işık Taner'e göre özellikle cinsel yönden istismara uğrayan çocuklar bunun sadece kendi başlarına geldiğini düşünürken, toplumun diğer kesimi yakın çevrelerinde böyle şeylerin asla olmayacağı kanaatinde. "Ne var ki, gerçek ne bu kadar bireysel ne de bu kadar uzak" diyor Taner. "Yok sayınca, yok olacağını düşünüyoruz ama suiistimal edilen çocuklar çok yakınımızda olabilir ve görmek istemediğimiz için fark etmeyiz bile." 19 Mayıs Tıp Fakültesi'nde yapılan araştırmada da, diğer çalışmalarda olduğu gibi cinsel istismara her sosyoekonomik grupta rastlandığı vurgulanıyor. Toplum genelinde aileler, öğretmenler, güvenlik ve sağlık çalışanları arasında bu konuyla ilgili bilincin oluştuğu yerlerde vakaların artması da bunun bir kanıtı. Geçen hafta Adli Bilimciler Derneği'nin Aksaray'da düzenlediği Aile İçi Şiddet ve Cinsel İstismarın Önlenmesi Sempozyumu'nda konuşan Yağmur çalışmalara başlamadan önceki 5 yıllık kayıtlarda Kayseri ve civarında sadece 10 cinsel istismar vakasının bildirildiğini söylüyor.

ABD'de 98'deki bir araştırmaya göre cinsel tacize uğrayan çocukların yüzde 60'ı bunu birine söylüyor. Türkiye'de konuyla ilgili uzmanların gözlemiyse tehdit, korku ya da başka sebeplerden ötürü çocukların durumu bir yetişkine iletmediği yönünde.

NE YAPMAK GEREKİYOR?

Bu konuda önce kendinizi sonra çocuğunuzu ve çevrenizi eğitin. Çok küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza bazı organlarının özel olduğu, izni olmadan kimsenin onlara dokunamayacağını, bakamayacağını öğretin. Her oyunun güzel olmadığını anlatın. Bazı insanların kötü bir oyun oynamak isteyebileceği konusunda uyarın. Böyle durumlarla karşılaştığında yakınındaki güvendiği bir yetişkine hemen haber vermesi gerektiğini söyleyin.

Rehber kitap ve oyuncakların yardımıyla yaşına uygun aşamalarla cinsel konularda eğitim verin.

Özellikle ilkokul çağlarından başlayarak cinsel ilişkinin sadece erişkinlerin yapabileceğini ve yalnız kadın ve erkekler arasında olabileceğini belirtin.

UYANIK OLUN

Bebek ve çok küçük yaşlardaki çocuklarda vajinal bölgelerdeki pişik benzeri sivilce ve kızarıklıklara dikkat edin. 6-9 yaş arasında gece sıçramaları, dikkat dağınıklığı, uykusuzluk, küfür etme, ağız bozuklukları, özellikle uykuda küfretme davranışlarını takip edin.

Daha sonraki yaşlarda cinsel içerikli konuşuyor, yaşından daha büyükmüş gibi davranıyor ve giyiniyorsa, özellikle geceleri bilgisayar başında uzun zaman geçiriyorsa ya da davranış değişikliğinde veya başka bir sebepten ötürü şüphelendiğinizde mutlaka bir uzmandan yardım isteyin.

Sağlık çalışanlarının eğitim çalışmaları sonucunda farklı sebeplerle yapılan muayenelerde fark edilenler de var. Özellikle acil serviste bu hayati önem kazanıyor.Maslak Acıbadem Hastanesi Acil Servisi'nden Yrd. Doç. Dr. Serpil Yaylacı'ya göre dikkatli bir gözlem ve muayeneyle sadece fiziksel istismarı değil, cinsel istismarı da tespit etmek mümkün. Dikkat edilmediği zamanlarda bu özensizlik minicik hayatların yitmesine neden olabiliyor. Erciyes Tıp Fakültesi Hastanesi'nde geçen aylarda yaşandığı gibi.

İki buçuk yaşındaki kız çocuğu pediatri yoğun bakıma yatırıldığında, istismar şüphesiyle vaka Emniyet'e bildiriliyor. Bedeni darp ve ısırık izleriyle dolu, kanaması var. Çocuk hayatını kaybediyor. Ancak devam eden soruşturma sırasında çok daha ağır bir ihmal fark ediliyor. Aynı çocuk, iki buçuk ay önce de kafa kırığı sebebiyle beyin cerrahisinde tedavi görmüş ve evine gönderilmiş.

Başta devlet olmak üzere tüm toplum üyelerinin koruması ve kollaması gereken çocuklar konu istismar olunca neredeyse görünmez oluyor. Kimse ses çıkarmadıkça, failler daha saldırganlaşıyor. Akbaş ve Turla'nın bu ay yayınladıkları araştırmaya göre mağdur çocukların yarıdan fazlası birçok kez, onda biri birden çok istismarcı tarafından istismar ediliyor. Dörtte biri faillerin başka çocukları da istismar ettiğini söylüyor üstelik. Bizse daha dikkatli bakmadığımız için suça iştirak ediyoruz aslında. Zira Türk Ceza Kanunu'nun 278. maddesi kamu görevlilerine, 279. maddesi sağlık personeline, 280. madde ise tüm topluma bu gibi durumları ihbar sorumluluğu yüklüyor.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap