Guest DOĞRU YOL

Biz Dilenci Değiliz...

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

"Bir ön yargıyı parcalamak atom cekirdegini parcalamaktan daha zordur" Albert Einstein

Piyasalaşmış, sektör halini almış...Bu uğurda insanların uzuvların dahi vazgetikleri/vazgeçirildikleri...

Mafyalaşan bir sektör...

Dilencilik...

Türk toplumu ezelden beri içindeki insancıl yapıyı, yoğun maneviyatı asla kaybetmemiştir,

yabancı birçok toplumda giderek yok olan yardımlaşma ve iyilik

severlik olguları biz Türk'ler de hala mevcut lakin bazen bu dozunu aşarak insanların bu durumu kendi çıkarları dahilinde kullanmalarına sebep olmakta.

Dilenciliği bir iş kolu haline getiren ve bunun için engelli insanları kullanan, kendini engelli olarak gösteren,

birçok duygu sömürücü ve her engelliye potansiyel dilenci gözü ile bakan bir insan tiplemeleri oluştu.

Öyle ki;

Engelim dolayısı ile içeriye giremediğim bir markette görevliyi yardımcı olması konusunda yanıma çağırdığımda bugün satış olmadı akşam gel gibi bir kelime duyduğumu,

Sosyal hayatın bir gereği bir pazar yerinde haftalık yiyecek ihtiyacımı tedarik etmek için bulunurken kucağıma para bırakıp giden insanları gördüğümü söylememe gerek yok sanırım.

Vaktimin tamamına yakını çalışarak ve bir meşguliyet dahilinde geçiyor, bunun dışında bir boşluk yakaladığımda kendimi deniz kenarına atıyor ve balık tutuyorum.

Bir kaç gün evvel yine deniz kenarına gitmek istedim ve her zaman

gittiğim yol üzerinde trafik lambalarına yakın bir noktada yaşlı bir teyzenin kaldırımda oturduğunu ve yüzünün yola dönük olduğunu

ve hatta dikkatsiz bir şoförün ayaklarını ezebileceği kadar, ayaklarını yola sarkıttığını gördüm.

Yanan kırmızı ışıktan cesaret alıp yanına gittim, yüzünde ağlamaklı bir hüzün vardı;

Teyzeciğim neyin var yardım ister misin? dedim.

-yok burda oturuyorum ben dedi...

Araba filan çarpar teyzeciğim bak orada park var gidelim orada otur dedim.

-yok böyle iyi dedi.

Fazla üstelemedim ve yoluma devam ettim.

Dönüşte, ve devam eden günlerde aynı teyzeyi orada ve duran araçlardan para istemek maksadıyla

bulunduğunu gördüm.

Toplumu bu hale getiren nelerdir diye sormayacağım bunun cevabını hepimiz biliyoruz...

Yağmurun altında, soğukta... tir tir titreyerek ve birilerine muhtaçlık duygusunun ağır yükünü taşımak istemeyen

çok değerli engelli dostlarım kardeşlerim, önlerinde ki küçük tezgahında simit ve çiçeğini satmaktayken. Ve kimseye el açmak

gibi bir düşünceleri yokken sakın ha kimse engellileri BİR DİLENCİ gibi görmesin.

Bizler bu toplumun bireyleriyiz, bizler emek sarfetmek kendi hayatımızın idamesi için çaba harcamak istiyoruz...

Ve sadece fırsat verilmesini bekliyoruz.İçinizde ki ACIMAK fiilini atın kenara. Ve engellileri kaybolan uzuvları

haricinde değil çalışan ve üreten beyinleri, varolma savaşları dahilinde görün.

Ön yargılarınızdan arınmadığınız sürece insanların içindeki güzelliğe ulaşamazsınız.

Saygılarımla...

Yazan : Kadir ÜNAL

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Guest sarcak

Bu yazıda anlatılan olayları benzerlerini bende yaşadım. tekerlekli sandalye ile tek başıma veya yanımda biri olduğu halde bir yerlere giderken veya ufak bir hava alma gezintisine çıkmışken beni dilenci zannedip para vermek isteyenlerle karşılaştım.

Benim bayağı zoruma gidiyor helede ilk başlarda şok geçiriyordum.Parayı verene beni yanlış anladığını dilenci olmadığımı belirtip parayı almadığımda karşımdaki insanın yüzünde tuhaf bir şaşkınlık olur.yukardaki yazıda Kadir ÜNAL ın belirttği gibi sakat imajıyla dilenci imajı insanların ön yargılarında öyle birleşmiş ki bunu değiştirmek bayağı zaman alacak bir mesele.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap