Guest DOĞRU YOL

Kırmızı Kutu ( Yeni Yıl ! )

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

Yine soğuk bir Aralık sonunda, şirin çocuğun sevinci aklıma geliyor. Babasını sokağın başında görür görmez;

“ Anne!! Babamın elinde büyük bir kırmızı paket var” diyerek mahalleyi ayağa kaldırmıştı. Yaşadığı o sevinç, o kadar samimi ve sıcaktı ki, o an onun yeriden olmak istedim.

Bazı zamanlarda ne olursa olsun mutlu olmak isteriz. Kimi zaman kendimizin bile inanmadığı temennilerle, kimi zaman da içi dolu olmayan, sahte, en ufak endişede buharlaşıp havaya karışan söylemlerle. Fakat alışmışız bir kere, mutluluk sözcükleri duymazsak, temenniler şiddetini artırmazsa üzülüyoruz ve sanki hayatımızın son günü gelmişçesine, kendi ağıtımızı yakıyoruz; yine unutulduk, yine yalnızız diye.

“Yeni yılın; huzur, barış ve sevgi ile geçmesi dileğiyle.” Bir birimize bu cümlelerle dolu kart postallar yolluyoruz, birimize elektronik postalar gönderiyoruz. Yıllardır aynı temennileri sunuyoruz birbirimize ama savaş var, huzur yok ve en kötüsü insanların birbirine tahammülü yok. Aslında her sene yapmış olduğumuz tekrarlar yerine, yeni yılda, ilk olarak tahammüllü olmayı öğrensek; ailemize, sevdiklerimize ve topluma; o zaman yeni yıl tebrikinde olduğu gibi hiç olmazsa sevginin ucundan tutmuş oluruz. Sevgi tahammülsüzlüğü belirli ölçüde giderdiği için; sevgi umuda, umut huzura, huzur da barışa devredecektir yaşadığımız eşsiz cihanda.

Ne diyordum, çocuk babasının elinde görünce kırmızı paketi havalara uçmuştu. Aylardır bu günü beklercesine gözüküyordu. Ne vardı acaba içinde, bir oyuncak araba olmalıydı ya da hayallerine giren süper kahramanının elbiseleri, bilmiyordum. Ama içinde ne olursa olsun onu, o gün çok mutlu edeceğe benziyordu. Babası, annesi ve kırmızı kutu. Daha ne isteyebilirdi ki bunlardan başka. Babası eve girince, çocuğun mutluluk çığlıkları arttı ve sıcak evlerinde en mutlu dakikalarını yaşamaya başladılar, yeni yılın ilk ışıklarına kadar.

Neden mi anlattım bunu size. Aynı çocuk çok geçmeden babasını yine aynı köşede kırmızılar içinde gördü. Bu sefer bu kırmızı kutunun içinde ne olduğunu öğrenmek istemiyordu, herkesin döktüğü gözyaşları içinde. Çok uzak değildi mutluluk ona ve çok fazla bir şeyde de gözü yoktu ama temennimiz olan barış, hâlen var olmadığı için yeryüzünde acıyı çok erken öğrenmişti. Belki ilerde Halil Cibran’ın şu sözleri kulaklarında yankılanacaktır, kırmızı kutuyu sevinçle bekleyen çocuğun; “Nasıl meyvenin çekirdeği kırılmak zorundaysa canevinin güneşi görmesi için, siz de acıyı tanımak zorundasınız.”

O yüzden içi dolu olmayan, buharlaşarak havaya karışacak temennileri zikretmek istemiyorum. Sadece gerçeği görmek, kendimizi kandırmadan yeni yıla girmemizi istiyorum. Aslında sesinizi duyar gibiyim; “peki umut etmeyelim mi?” Edelim, hep birlikte umut edelim. Fakat umutların gerçekleşmesi için çabaya ve tahammüle ihtiyacımız var.

“Sana 1943’deki gözlerimle baktım, üstün başın kan revan içindeydi, sevgiden uzak ve tahammülsüzlüğün ortasında. Sana 2009’daki gözlerimle baktım, o zamandan bir farkın yoktu. Bu sefer yattığın toprağının üsttü, kan revandı…”

Her şeye rağmen herkese iyi yıllar. Boş umutların içinde kaybolmadan ve tahammüller içinde…

ALINTI

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap