Guest DOĞRU YOL

Nezaket, Kibarlık ve Güzel Ahlak...

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

Hz. Âişe (radiyallahü anhâ), Rasulü Ekrem (aleyhi afdalussalati vetteslim) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu nakletti:

"Hiç şüphesiz ki Allah (Sübhanehü ve Teâlâ), Rafîk'tir ( mahlukata aşırı derecede nezaket, yumuşaklık, incelik ve kibarık ile yaklaşır). Bütün işlerde de incelik, nezaket ve kibarlığı sever".

Saltanatı Kibriyası bütün bir kainatı kuşatan Yüce Rabbimizi bizlere bu ifadelerle tanıtan Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi vesellem), dünyanın en nazik, en kibar ve en ince duygulara sahip insanıydı. Ona on yıl hizmet eden büyük sahabi Enes b. Malik (radıyallahü anh), Efendimizin güzel ahlakı hakkında şöyle der:"Ben Rasulullah'ın ellerinden daha yumuşak ne bir kadifeye ne de bir ipeğe dokundum. Rasulullah'ın kokusundan daha güzel hiçbir kokuya rastlamadım. Rasulullah'a on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile "öff" demedi. Yaptğım bir şey için "Niye öyle yaptın?" demediği gibi yapmadığım bir şey için de "şöyle yapsaydın olmaz mıydı?!" demedi".

Rasulü Ekrem Efendimiz bütün dünya insanların içinde ahlakı en güzel olan kimseydi. Sözlerinde ve fiillerinde en ufak bir çirkinlik bulunmazdı. Kendisi güzel ahlaka sahip olduğu gibi ümmetini de hep güzel ahlaklı olmaya teşvik eder ve "Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır. İman bakımından en mükemmel mümin ahlakı en güzel olan mümindir. Sizin en hayırlınız hanımına en iyi davranandır" derdi. Onun güzel ahlakını kelimeler tarif etmekten âciz kalır. Zira onu kainatın yaratıcısı kuranı kerimde "Hiç şüphesiz ki sen büyük bir ahlak üzerinesin" diyerek övmüştür.

Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem);bütün insanlar dünyada yaptıkları işlerin hesabını vermek için saf, saf Allah'ın (Sübhanehû ve Teâlâ) huzurunda toplandı ve hesabın şiddetinden dolayı akıtılan terlerin topuklara, diz kapaklara, boğazlara ve kulaklara kadar çıktığı kıyamet gününde, suçlular için "Eyvaah bize! Bu kitaba ne oluyor ki büyük küçük demeden ( hiçbir şey atlamadan) her şeyi yazmış diyerek paniğe kapıldığı o dehşet günde, mümin bir kulun amel terazisinde güzel ahlaktan daha fazla ağır gelen ( daha fazla sevap getiren) hiçbir şeyin olmayacağını bildiriyor.

Güzel ahlak o kadar çok sevap getiren bir süstür ki, bir mümin güzel ahlakı vesilesiyle, gündüzleri oruç tutan, geceleri de ibadet eden bir kimsenin derecesine ulaşabilir. Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi vesellem, haklı da olsa cedelleşmeyi terk eden bir kimseye cennetin kenarında, şaka da olsa yalan söylemeyi terk eden bir kimseye cennetin ortasında, ahlakını ve gidişatını güzelleştiren bir kimseye de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine bizzat kendisi kefil olmuştur.

Ağzı bozuk, gidişatı kötü, ahlakı çirkin ve geçimi zor bir evladın, babanın, amirin ve patronun muamelesi karşısında hayatın ne kadar çekilmez hale gedişini hep birlikte müşahede ettiğimiz günümüz dünyasında, Müslümanlar için rüyalarını süsleyen cennette Rasulullah'a komşu olma özlemi, ahlakı güzel, geçimi hoş iyi huylara sahip Müslümanlara verilecektir.

Zira sevgili Peygamberimiz "Sizin içinizdeki en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın olacak kimseler, ahlakı en güzel olan kimselerdir" demiştir sosyal hayatında gerçekten de nazik ve kibar olmadğı halde insanların kendisini beğenmesi için laf kalabalığı yapan ve büyüklenip gururlanan kimselerin ise kıyamet günü kendisinden çok uzakta olacağını ve böylelerini hiç sevmediğini ilan etmiştir. Hiç şüphesiz ki nazik, kibar ve yumuşak olmanın da bir ölçüsü vardır. Kibar olacağım diye zulme rıza gösterilemez.

Milli şairimiz Mehmet Akif:

"Yumuşak başlı isem, kim demiş uysal koyunum

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum..."

derken, kainatın güneşi sevgili Peygamberimiz de bu kadar hoş görülü, nazik ve kibar olmasına rağmen kafirlere, zalimlere ve müşriklere karşı İslam'ın izzetini korumuş yeri gelince onlara hak ettikleri cezayı vermekten asla geri kalmamıştır.

İlk hadisi şeriften anladığımıza göre, kainatın yaratıcısının mahlukata incelik, kibarlık, hoş görü ve yumuşaklık ile yaklaşması bu ulvi değerlerin en yücesinin İslam'da mevcut olduğunun en güzel delillerinden bir tanesidir.

Yüce Rabbimiz nezaketi, inceliği ve kibarlığı çok sevdiği gibi, nezaket ve inceliğe verdiği sevabı başka hiçbir şeye vermediğini Rasulü Ekrem'inin diliyle bizlere bildirmiştir. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi vesellem "Nezaket, incelik ve kibarlık; bulunduğu her şeyi güzelleştirir, süsler. Bulunmadığı her şeyi de çirkinleştirir" demiştir. nezaket incelik ve kibarlıktan mahrum olan bir kimsenin de hayrın bütün çeşitlerinden mahrum kaldığını ilan etmiştir.

Yazan: Fehmi Çiçek

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap