Guest DOĞRU YOL

Engellilerin Anlatıkları Cinsel Yaşamları

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

Engelliler ve cinsellik. Bu iki kelime bugüne kadar yan yana çok az geldi. Çünkü toplum engelli bireylerin bir cinsel hayatı olduğuna inanmak istemiyor. Tekerlekli sandalyede oturan bir kişi, aseksüel kabul ediliyor. Oysa cinsellik en az engeli olmayanlar kadar önemli onlar için de. Kimi ereksiyon olabiliyor orgazm olamıyor, kimi hiçbir şey hissetmiyor, kimi orgazmın beyinde başlayıp beyinde bittiğine inanıyor. Kimi ereksiyon için iğne, kimi hap kullanıyor. Kimi bunu usta bildiği ağabeylerinden, kimi doktorlardan öğrenmiş.

Kiminin partneri fahişeler, kimi aşk yoksa seks de yok deyip mahremiyetini kimselere kolay kolay açmıyor. Toplumdaki önemli bir önyargıyı kırmak amacıyla yapılan bu araştırma bir ay sürdü. Engellilerin buluşma noktası olan birçok internet sitesinin yardımıyla yapıldı. Sitelere üye olan ve bu araştırmaya katılmak isteyen herkes bize e-mail gönderdi. Onlarla defalarca mailleştik. Verdikleri cevaplara yeni sorular gönderdik. Yanıtları ince bir süzgeçten geçirdik. Ve yayına hazır hale getirdik. Büyük çoğunluğu adının yazılmasını, fotoğrafının çekilmesini istemedi. Onları müstear isimleri ya da rumuzlarıyla verdik. İşte karşınızda engelliler ve cinsel hayatları.

DANTE 30 YAŞINDA,İŞİ VAR,ÇALIŞIYOR

Herkes size cinsel kimliğiniz yokmuş gibi davranıyor

19 yaşında bir ameliyatın ardından beklenmedik bir şekilde sakat kaldım. Bir işim var, çalışıyorum. Bedeni, engelli bireye her şeydeki gibi cinsellikte de daima engel oluyor. Tekerlekli sandalyede veya koltuk değneğinde bir gencin geneleve gittiğini hayal edebiliyor musunuz? Ben T4 seviyesi paraplejiyim. Göğüs uçları hizasından itibaren vücudumun aşağısını ne hissediyorum ne hareket ettirebiliyorum. Buna alışmakta inanılmaz zorluk çektim. Beyniniz normal çalışıyor, seks arzusu var ama mastürbasyonun size getirdiği en ufak his yok. Bedeninizin hissetmeyen bir yerine dokunduğunuzda sanki bir başkasına dokunuyorsunuz. Normal bir ilişkide boşalmayla tamamlayacağınız seks, görerek, işiterek partnerinizi izleyerek alacağınız bir zevke dönüşüyor.

Tüm bunları keşfederken bir uzmandan yardım alamadım. Benden büyük yaşta "usta" dediğim kişilerin deneyimlerine kulak kabarttım. Ama tüm engellilere şunu söylemek isterim: Bu işi profesyonel yardım alarak çözmeli herkes. Ereksiyon sağlamak için çeşitli alet veya ilaçları doktor kontrolünde öğrenmek ve uygulamak akıllıca olur.

Yeni hayatımda cinselliği, en baştan keşfettim. Rehabilitasyonda evli engellilere eşleriyle birlikte eğitim veriliyordu. Bekár bir genç olarak ailemle rehabilitasyonda olduğum için gerek bile görmemişlerdi bana bunları anlatmaya. Sonraları kendi kendime sağladığım sertleşmenin cinsel ilişki için yetersiz kalacağını tecrübe ettim. İlaç ve aparatları öğrenip denedim. Engelli için uzun süreli ereksiyon sağlamak yetmiyor. Partnerinizle yalnız kalmanız gerekiyor. Bu da zaten pek çok şey için başkasının yardımına ihtiyaç duyan engelli bireyin işini iyice zorlaştırıyor. Toplum tüm sakatlara cinsel kimliği yokmuş gibi davranıyor. Üstelik buna aileniz de dáhil. Babam evlilikle ilgili ilk konuşmamızda dolaylı yoldan bunu ifade etmişti. Engelli bir kadının doğurduğunu veya engelli bir erkeğin baba olduğunu haberlerde izleyen biri, UFO haberini izlerken verdiği tepkiyi veriyor.

ENGELLİNİN SEKS HAZIRLIĞINI DÜŞÜNÜN!

Tekerlekli sandalyeden kendinizi yatağa geçirmeli, soyunmalı ve büyük bir çoğunluğunu hissetmediğiniz vücudunuzu en uygun pozisyona getirmelisiniz. Ayakkabı giyip çıkarmak bile meşakkatli bir iştir engelli için, bir de seks hazırlığını düşünün...

KAAN 27 YAŞINDA, BASKETBOLCU

Engelli bir erkekle birlikte olan kadın kendini farklı hisseder

Kaan, Beşiktaş Engelli Basketbol Takımı’nda 5 numaralı formayı giyiyor. Altı yıldır basketbol oynuyor. 13 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonucunda engelli kaldı. İlk yıl tek kelimeyle kabustu. Belden aşağısını hiç hissetmiyor, tuvaletini yapmak için sonda ve sürgü kullanıyordu. Sonra yavaş yavaş düzelmeye başladı. Şimdi ayak bileklerine kadar her yerini hissediyor. Ama bileğinden sonrası yok, his sıfır. "Bir gün bile lanet olsun demedim. Benim kalbim de, beynim de engelli değil. O bana yeter" diyor. Ailesi Ankara’da. Kaan, İstanbul’da tek başına yaşıyor. Bunu da gayet güzel kotarıyor. Otomobil kullanıyor, gece kulübüne, sinemaya gidiyor.

Kaan, ergenliğe girdiği yaşlarda engelli kalmış. Önceleri cinsellik hakkında neredeyse hiç düşünmemiş. Bir buçuk yıl sonra plajda kendinden büyük bir kadınla tanışınca içine bir kurt düşmüş. "Merakım fazla sürmedi. Çünkü tanıştıktan kısa bir süre birlikte olduk. Normal bir erkek ilk sevişmede ne kadar çuvallarsa o kadar çuvalladım. Hissedip hissetmeyeceğimi hiç düşünmedim. Kafaya takmadığım için başarılı oldum."

Kaan’ın sekse bakışı partnerini mutlu etmek üzerine kurulu. Başarısını da onun mutluluğuyla ölçüyor. Ve bu bakışın engellilerin çoğunda bulunduğunu iddia ediyor: "Bazı kadınlar bana küçük, kırılgan bir çocukmuşum gibi yaklaşır ama sonra nasıl bir erkek olduğumu anlar. Sevgilimi mutlu etmek için elimden gelenin fazlasını yaparım. Engellilerin büyük bölümü de benim gibidir. Bu yüzden engelli bir erkekle birlikte olan kadınlar kendilerini farklı hisseder. Ve başka bir sorun yoksa kolay kolay o erkekten ayrılmazlar..."

B.Y 32 YAŞINDA, ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ

Bir erkek için cinsel gücünü kaybetmenin yürüyememekten daha önemli olduğunu anladım

Engellilik benim için, daha önce bilmediğim ama hep yanı başımda duran bir odanın kapısını aralamak gibi bir tecrübe. 25 yaşında bir trafik kazasıyla belden aşağım felç oldu. Belden aşağı, genel bir tabir. Aslında sırt hizamdaki his seviyem omuzumdan 20 cm aşağıda bitiyor. Ön tarafta ise göbek hizamdan aşağısını hissetmiyor ve hareket ettiremiyorum. Tıbbi karşılığı: T-7 seviyesinde paraplejik. Askerliğimi komando olarak yapmış, Uzakdoğu sporlarında Türkiye çapında başarılar elde etmiştim. Nasıl olur da sakat kalırdım? İdrarımı, büyük abdestimi nasıl yapacaktım, cinsel organımı hissetmiyordum. Yoksa cinsel ilişkiye giremeyecek miydim? İnanması zor ama bir erkek için cinsel gücünü kaybetmenin yürüyememekten daha önemli olduğunu anlamıştım. Ereksiyon olamıyordum. Hatta dokunduğumda göbek hizamdan aşağıda kalan tüm vücudum gibi penisimi de hissetmiyordum.

Hastanede yatarken bir gün kadın doktorlardan birisi en çok neye üzüldüğümü sordu. Aslında diyeceğim şeyi biliyor ama benden duymak istiyordu ki üzerinde konuşabilelim. Cinsel durumumun beni çok kaygılandırdığını söyledim. O da bana haplardan ve bir iğneden bahsetti. Küçük bir şırıngayla penise zerk edilen iğne sayesinde saatlerce ereksiyon olabiliyormuşuz.

Taburcu olur olmaz hemen o iğneyi buldum. Küçük bir şeker şırıngasıyla ilk denemeyi yaptım. Beş dakika sonra penisim sertleşmeye başladı. Sertleşme bir cinsel ilişkiye yetecek derecedeydi. Tek sorun penisin baş kısmı eskisi gibi sertleşmiyordu. Ancak moralim yerine gelmişti. Ereksiyon iki saat sürdü. Bir fahişe buldum. Kadın üstümde inip kalkıyor ben de ne hissettiğimi anlamaya çalışıyorum. Kadın o kadar kaba ve cahildi ki ilişkiyi yarıda kestim. Dünyam başıma yıkılmıştı. Orgazm ve boşalma yoktu. Bana cinsel ilişkiden kalan vücudumun üst bölgelerimden alacağım haz ve psikolojik tatmindi. Bu ilişki kazada bile yaşamadığım bir moral bozukluğuna yol açtı. Çünkü cinsellik benim için bir tür tamamlanma haliydi. Belki ilk kez ölmem gerektiğini düşündüm. Çok şanslıyım, bu süreç fazla sürmedi. Tesadüfen bir Rus kadınla tanıştım. Kadın çok güzel ve ince ruhluydu. Sevişmeyi bilen bu kadın uzun süreli ereksiyon olabildiğim için defalarca orgazm oluyordu. Onu memnun ettiğimi bilmek özgüvenimi yerine getirdi. Bazen ereksiyon süresi altı saate kadar çıkabiliyor. Kadın için bir avantaj. Ancak belimizi kullanamadığımız için fazla bir pozisyon zenginliğimiz yok. Kadının üstte olduğu pozisyonları tercih etmek zorundayız. Her kadın bundan hoşlanmayabiliyor. Ellerimizi daha önce olmadığı kadar maharetli kullanmak zorundayız.

Fark ettiğiniz üzere kadının yaşadıklarına odaklanıyoruz. Bunu çok önemsiyorum. Ama bazı kadınlar da karşısındakini mutlu ettiğini bilmek istiyor. Bir tanesi "Şimdi ben sana oral seks yaptığımda bir şey hissetmediğine inanamıyorum" demişti. Aslında hissediyorum. Hatta tir tir titrediğim bile olmuştur. Ama bu tensel bir uyarılma değil, psikolojik bir şey. Bu psikolojik tatmin mevzuunu açtığımda kızların yüzünde bir inanmama ifadesi uyanıyor.

B.D. 21 YAŞINDA, ÖSS'YE HAZIRLANIYOR

Tahrik oluyorum ama ilerisini bilmiyorum

Üç yaşında evden kaçtığımda geçirdiğim trafik kazası sonucu engelli kaldım. Parapleji hastasıyım, t9, 10 ve 11 tam kesik. Engelleri delen haşarı bir çocukmuşum. Engelli olmama rağmen motosiklet kullanmaya çalıştığım için de kaza geçirdim. Bir kere de falezlerden düştüm. Ama aktif bir bireyimdir. Şu anda ÖSS’ye hazırlanıyorum ve ailemin kırtasiye dükkanında çalışıyorum. Hayatın anlamını çözmeye çalışıyorum. Çözebildiğim ise şu: Hayat cinsellik üzerine kurulu. Bütün çarklar karşı cinse kendini beğendirmek için dönüyor. Ben ise hayatımı bu çemberin dışında sürdürmeyi seçtim. Bir iki flörtü saymazsak ciddi anlamda hiç ilişkim olmadı. Tahrik oluyorum, seksi bir kadın gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor. Nefes alışım hızlanır, kalp ritmim hızlanır yüzümde bir tebessüm belirir. Fantezi de kurabilirim ama ilerisini bilmiyorum.

SPASTİK 29 YAŞINDA,PSİKOLAG

Cinsellik engelimin kalktığı nadir anlardan

Spastik engelliyim. Doğum komplikasyonu sonucu engelli olmuşum. Özel bir kurumda psikolog olarak görev yapıyorum. Bekarım. Yaşamım sürekli sağlıklı bireyler arasında geçti. Belirgin bir engelim olmasına rağmen engel ve engelli kavramı bana hep uzaktı. Ufak tefek kasılmaları saymazsak cinselliği yaşamak istediğimde herhangi bir problemle karşılaşmıyorum. Hatta cinsellik, engelimin ortadan kalktığı nadir yerlerden... Mastürbasyon yapıyorum. Bireysel olan her şeyi severim çünkü bireysellik özgürlüğü çağrıştırır bana. Önceleri duygularımı söyleyememek gibi bir sıkıntı yaşıyordum ve bu sıkıntının engelimden kaynaklandığını düşünüyordum. Bir nevi öğrenilmiş çaresizlik psikolojisiydi bu. Güzel bir kadınla karşılaştığımda duygularımı hep geri plana iterim. Konuşmam, sadece aktif olarak kadını dinlerim. Sesini dinlerim, vücudunu dinlerim, gözlerini dinlerim. Ve en çok sessizliğini dinlerim çünkü bir kadını ancak sessizliğinde yakalarsınız. Ve en uygun bulduğum sessizlik anında beynim bana şimdi konuş, der.

H.K. 49 YAŞINDA,EMEKLİ

İlişkiye 10 sıfır yenik başlıyoruz

İktisat mezunuyum. Mali müşavirlik belgesi aldım. 15 yıl önce emekliye ayrıldım. Sonra da çalışmaya devam ettim. Son iki yıldır işsizim. Çocuk felcinden sakat kaldım, tekerlekli sandalye kullanıyorum. Şu anda ikinci evliliğimi yaşıyorum. İki evliliğimden de birer çocuğum var. Bedensel engelim cinselliğime engel değil. Tabii grekoromen güreş pozisyonları hariç! Uyarılma konusunda sıkıntım yok. Ancak bunun için duygu olması şart. Biz engellilerin temel sıkıntılarından birisi, sevildiğimizi, istenildiğimizi, kabul edildiğimizi bilmemiz gerekir. Engelli olmanın getirdiği en büyük dezavantaj, ilişkilere ya da kur yapmaya, on sıfır yenik başlıyorsunuz... Zamanında epey ceviz kırdık. Şimdi güzel bir kadın görünce sadece iç çekiyorum. Bunun nedeni engellilik mi, yaş mı, evli olmak mı siz karar verin. Ben çok uzatamam. Utanırım.

İBRAHİM 29 YAŞINDA, 12 YIL ÇALIŞTI

4 yaşında kızım var engelimle dalga geçe geçe bu günlere geldim

9 aylıkken çocuk felci geçirdiğim için sakat kaldım. Hayattan hiçbir zaman kopmadım, köşeme çekilmedim. 12 yıl çalıştım, kendi işyerimi geçen yıl devrettim. Tekerlekli sandalyemle ulaşabildiğim her yere kendim giderim. Cinsel yaşamımda hiç bir engelim olmadı. Beğendiğim kadın beni kabul eder mi korkusunu hiç yaşamadım. Bugüne kadar hep engelsiz kişilerle seks yaptım. İlk cinsel ilişkimi 19 yaşında yaşadım. Bir arkadaşımın bağ evindeydik. Benimle olan kadına doyumsuz bir zevk yaşatabilmiştim. Bir kez evlendim ama ayrıldım. Dört yaşında bir kızım var, annesiyle kalıyor. Evlendim çünkü hayattan kopmadığımı herkese kanıtlamak istedim. Birçok engelli arkadaşım buna cesaret edemiyor. Ben engelimle dalga geçe geçe bugünlere geldim. Allah bütün engelli arkadaşlarıma bu özgüveni vermiştir, bundan eminim.

B.K 35 YAŞINDA, MALULEN EMEKLİ

Orgazm olamamaya nasıl mı alıştım?

Çok sevdiğim biri öldüğünde nasıl alışıyorsam öyle

Trafik kazası sonucu felç oldum. Omurilik felçlisiyim. Malulen emekliyim, çalışmıyorum. Cinsellik deyince aklıma aşk, kompliman, hazlar, çılgınlıklar ve koku geliyor. Seks istiyorum, tahrik oluyorum. Fakat orgazm gerçekleşmiyor. İstersem orgazmı sağlayan medikal ürünler kullanabilirim. Yine sertleşmede sorun yaşarsam onun da hapı ve iğnesi var. "İyi de orgazm olmadan nasıl zevk alıyorsunuz" derseniz; size, seksi en dar anlamıyla bile bir zaman aralığına sıkıştırdığınızda, orgazmın o zamanın çok küçük bir parçasını oluşturduğunu ve sekste partnerin orgazm olmasının her iki tarafı da yeteri kadar çıldırttığını hatırlatabilirim. Hem bu orgazm olamama hali, hazların peşinden koşmak konusunda kamçılayıcı bir etki de yapmıyor değil.

35 yaşına kadar sevişmeleri orgazmla noktalanan bir erkek 35 yaşından sonra orgazm olamamaya nasıl alışır? Cevap çok basit: Çok sevdiğiniz biri öldüğünde buna nasıl alışıyorsanız öyle. Onsuz da zevk alıyor, bunu öğreniyorsunuz. Kadınlar birlikte olduğu erkek orgazm olamayınca kendilerini yetersiz hissediyor. Ama partnerim zaman içinde sevişirken aldığım hazzı gördüğünde (belki içinde ukte kalsa bile) boşalamamayı dert etmemeye başlıyor.

Benim gibi omurilik felçlisi bir arkadaşım var. Bir gün Antalya’ya tatile gidiyor ve bir seks işçisiyle birlikte oluyor. Kadına diyor ki, "İşte 100 dolar şurada (komidinin üstüne koyuyor), orgazm olduğum anda o para ekstradan senin." Kadın mutlu tabii! Neyse, kadın uzunca bir süre uğraşıyor. Sonunda, "Yeter be yeter. Ben böyle bir şey görmedim" deyip pes ediyor. Yine bir başka arkadaşım bir gün ereksiyon için penise iğne yapıyor. Ama dozu biraz fazla kaçırıyor. Saatler geçiyor, ereksiyon geçmiyor. 8 saatin sonunda tansiyon fırlayınca, acile gidiyorlar. Bizimki utana sıkıla derdini anlatıyor. Penisten şırıngayla kan çekiyorlar da ortalık yatışıyor.

TOPRAK 26 YAŞINDA GIDA MÜHENDİSİ

Orgazm oluyorum diye özel olarak şükretmiyorum

1988’den bu yana Mersin’de oturan, 18’inden beri tekerlekli sandalye kullanan ama kendini hálá bir engelli olarak görmeyen, gıda mühendisi, terazi burcunda ve iflah olmaz bir kültür aşığıyım. Bir çeşit kas hastalığı olan SMA hastasıyım. Seksi bir kadın gördüğümde beynim derhal en uygun bakışla kıza bakmamı, reddedemeyeceği bir teklifle yanına gitmemi ve tüm bunları yaparken de en uygun ev, hangi arkadaşın diye düşünmemi emrediyor. Tabii sevgi sözcükleri, birbirimizi tanıma fasılları, el ele tutuşmalar yaşanıyor. Aslında ben direkt "Bu ayrıntıları atlayıp sıvı değiş-dokuşuna geçelim" diye sormak istiyorum. Orgazm olabiliyorum. Hem partnerle, hem de partnersiz. Yani "diğerlerinden" farklı değil. Bunun için özel olarak şükretmiyorum. Müzik dinlediğimde duyabildiğim, film izlediğimde görebildiğim için kendimi ne kadar şanslı hissediyorsam öyle hissediyorum. Beni sandalyede görenlerin orgazm olamayan adam diye damgalaması umurumda değil. Bu toplum engelli engelsiz o kadar çok kişiyi haksız yere damgalıyor ki!

HÜSEYİN 27 YAŞINDA

Bakir bir erkeğim, kendimi evleneceğim kadına saklıyorum

Doğuştan engelliyim. Dostlarım ve ailem için beni engelsiz gören insanlar topluluğu diyebilirim. Ben de kendimi engelsiz görüyorum. Hayatın tam ortasındayım yani, fazlası var eksiği yok. Beyinsel orgazmla tatmin oluyorum. Bu da bana yetiyor. Bakir bir erkeğim. İlk deneyimimi eşimle yapma taraftarıyım, neden derseniz, ben eşimin bakire olmasını istiyorum, ben bunu istiyorsam karşımdakinin de bunu istemesi normal. Belki geri kafalı diyebilirsiniz, ben geri kafalılığımdan memnunum. Dini yönüm ağır basıyor. Birisiyle yatınca erkek olduğumu kanıtlayacaksam erkek olmak istemiyorum. Hiç kimseye bir cep telefonu bir araba muamelesi yapmak istemem. Seksi bir kadın gördüğümde cinsel organım hareketlenir gibi oluyor ama kendime hakim oluyorum.

MEHMET YALÇIN, 27 YAŞINDA

Evlenirsem ereksiyon ilaçlarını almaya mecburum

Kırşehirliyim. Bekarım. Üç yıl önce üç metreden düşerek belimi kırınca travmatik parapleji hastası oldum. Türkçesi omurilik felciyim. Omurilik felci boyundan kalça hizasına kadar omuriliğin kopması ya da zedelenmesidir. Hasar gören bölgenin aşağısında his tamamen ortadan kalkar. His olmadığından cinsel sertleşme mümkün değildir. Elle uyarılma gerçekleştiğinde çok hafif bir sertleşme olabilir ama bu cinsel ilişki yaşayacak kadar değildir. Para bir çok şeye çare bulduğu gibi buna da çare buluyor. İlaçlara ve iğnelere çok paralar harcadığınızda ereksiyon da olursunuz, orgazm da. Peki hissedebiliyor musunuz? Hayır para onu satın almıyor.

Biz uyarılmayı, orgazmı tamamen zihinsel olarak yaşıyoruz. Eğer birini çok seversek doktora gidip, ilaçlar alıp partnerimizi doyuma ulaştırabiliyoruz. Ama daimi bir partnerim olmadığı için buna gerek duymuyorum. 15 ay önce bir kadınla birlikte oldum o kadar. Evlenirsem ilaç almaya mecburum. Viagra, papaverin (ampül), levitra gibi sertleşmeyi sağlayan ilaçlardan alacağım. Devlet hastaneleri yardım etmediği için özel muayenehanelere gidip avuç dolusu para ödeyeceğim. İçinde yaşadığım toplum beyinsel orgazmın anlamını bilmiyor. Ereksiyonu sağlayan ilaçlardan kimsenin haberi yok. Tekerlekli sandalyedeki herkese kaybeden damgasını yapıştırıyor. Ama bizler kaybetmedik. Yaşamaya devam ediyoruz.

Engelli bayanlar anlatıyor :

N.C. 31 YAŞINDA, İŞİ VAR

Sakatlığımdan dolayı ben kendimi hadım ettim

yapılı bir erkek görünce, Allahım bu ne güzel

nuriii, diyorum, gülüp geçiyorum...

Bir yaşında geçirmiş olduğum çocuk felcinden dolayı engelli oldum. Bu ağır travmayı hayatım boyunca bir gram bile üstümden atamadım. Yürüme cihazı kullanıyorum. Sekiz yıldır kalabalık bir iş ortamında çalışıyorum. Dostlarım yaşama mücadelemi takdirle karşılıyor. Duygularını rahatlıkla dışa vurabilen biriyim. Mutluluğu da, üzüntüyü de iliklerime kadar yaşar ve yaşatırım. Cinselliğe gelince... Biriyle sevişebilmem için önce ruhumun hazır olması gerekiyor. O da kolay kolay hazır olmuyor. Yapılı erkeklerin vücutları çok hoşuma gidiyor. Öyle birini görünce otomatik olarak "Allahım bu ne güzel nuriii" diyorum. Ve gülüp geçiyorum. Başka çarem yok çünkü. Çok derin düşünmeden o sahneyi kapatıyorum. Sakatlığımdan dolayı ben kendimi hadım ettim. Artık cinsiyetsizim. Ve huzurluyum. Hayatımda ilk kez 23 yaşında öpüştüm. Düşünün artık. Çirkin miyim? Hayır. Ama diğer taraftan, cinselliği çağrıştıran şeyleri daha küçükken yaşamaya başladım. Kaçamadığım için ablamın ya da ağabeyimin arkadaşlarının tacizi için çantada kekliktim. Onlardan nefret ettim. Kadınlar dahil... 17 yaşımdayken bir hemşire göğüslerimi mıncık mıncık etmişti. Bana her yaklaşan kişiyi benden bedensel anlamda faydalanacak kişi olarak gördüm. İki ciddi beraberliğim oldu. Biri 5 yıl diğeri de 1,5 yıl sürdü. En son 9 ay önce aynı yatağa uzandık. Aramızda ciddi bir tensel beraberlik olmadı.

D.C. 37 YAŞINDA

Doktora hiçbir şey hissetmiyorum dedim, engelsiz kadınların çoğunun da fazla bir şey hissetmediğini söyledi

29 Haziran 1987’de bastığım ağaç dalı kırıldığı için üç metreden düştüm. Belim üç yerden kırıldı. L1 komresyon (parçalı) kırığı sonucu omuriliğim tam kesiğe uğradı. Ne belden aşağımı hissedebiliyorum ne de yürüyebiliyorum. Hayata bakış açım sevmek, şükretmek ve paylaşmak üzerine kurulu. Geçen gün facebook’ta "Ne kadar akıllısınız" diye bir test yaptım, yüzde 30 akıllı çıktım. Anlaşılacağı üzere biraz deliyim...

İlk cinsel ilişkimi engelli olduktan sonra, altı yıl arkadaşlık ettiğim biriyle yaşadım. Bir şey hissetmediğimi anlayınca çok üzüldüm. Ama erkek arkadaşım beni duygusal açıdan o kadar iyi tatmin etti ki bu sorunu büyütmedim. O gün anladım ki biriyle birlikte olmam için karşımdaki adamın beni beyni ve sevgisiyle ikna etmesi şart. Hissetmediğimi anlayınca hemen doktora gittim. Doktor beni engelli olmayan kadınların da cinsel birleşme sırasında çok fazla bir şey hissetmediğini söyleyerek, rahatlatmaya çalıştı. Önemli olan ruhun hissetmesi dedi. Birincisine çok inanmasam da ikinci dediğine ikna oldum.

Belden yukarımı hissettiğim için ön sevişmeden çok tahrik oluyorum, hatta çıldıracak duruma geliyorum. Ama belden aşağısı hissiz. Islanma için bazı kremlerin varlığından bahsettiler ama bildiğimiz Nivea bizim işimizi görüyor. Şimdiye kadar üç erkekle birlikte oldum. Üçünde de herhangi bir yetersizlik hissine kapılmadım. Tabii bunda güzel olmanın avantajları da var.

Nişanlımla telefonda tanıştık. Bir gün görüntülü chat yapmak için bilgisayarın başına oturdum. O zamana kadar engelli olduğumu bilmiyordu. Kameradan gördü ve çok şaşırdı. Senin için bir sakıncası var mı, dedim. Hayır yok, diye cevapladı. Aynı gün annesine benden bahsetmiş. Engelli birinden hoşlanıyorum ve kendimi iki kat mutlu hissediyorum, demiş. İlk sevişmemiz biraz garipti. Beni nasıl tutacağını, nasıl çevireceğini bilemedi. Ama ikincisinden sonra hiçbir sorun yaşamamaya başladık. Pozisyon konusunda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ben sağa sola dönebiliyorum. Dizlerimin üzerinde durabiliyorum. Bacaklarımdaki kasılmadan dolayı bacaklarımı açabiliyorum.

http://www.hurriyet....id=229&sz=14880

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Guest DOĞRU YOL

Seksper ,2/2005

Bu ay Sevgililer Günü’nü beş kişiyle yaptığım röportajla kutluyorum. Doğuştan veya sonradan engelli olan bu beş olağanüstü insan, olağanüstü hayatlarından bir bölümü bizimle paylaştılar ve birçoğumuzun bilmediği, olduğunu bile tahmin etmedigi seks hayatları hakkında gönüllerini Elele’ye açtılar.

Akondroplasi (bir çeşit cücelik), doğuştan kas hastalığı, cerebral palsy (kabaca beyin felci), spastik ve omurilik felci olan bu engelli dostların hangisinin nesi olduğu önemli değil. Ama okuyacaklarınızın aranızdan bazılarının hem engellilere, hem de hayata bakışını değiştireceğini tahmin ediyorum. Sevdiğiniz kadar sevilmeniz dileğiyle!

Seksper: Toplum engellileri çocuksu, kırılgan ve cinsel hayatı olmayan insanlar olarak algılıyor.

Ömer: Toplumun engellilere biçtiği rol, genelde bu yönde. Oysa ki her normal düşünceli insanlarda olduğu kadar bir beyne sahibiz. Cinsel istekler, arzular farklı değil. Ancak cinselliği yaşamak için gereken koşullar eşit değil. Bu yüzden engelli birey cinselliğini elinden geldikçe bastırmaya çalışıyor.

Hüseyin: Emin olun özürlüler normal insanlardan çok daha olgun,kolay kırılmayan ve normal kişilerin cinsel hayatından bir fark olmayan insanlardır. Özürlü biri evlenmeye karar verdiği zaman insanlar acayip bir şeymiş gibi tepki veriyorlar, nasıl yani falan diyorlar. İlk gece, gerdek gecesi nasıl olucak falan oluyor. Nasıl sevişicekler, nasıl yapıcaklar diye sorular uyanıyor kafalarında. Oysaki bundan fazla değil, 2 ay öncesine kadar insanların akıllarında böyle sorular yoktu.

Çünkü size evlenmiycek gözü ile bakıyorlardı. Bu berbat bir duygu.

Seksper: Basın, televizyon, filmler engelliyi yönden iki sınıfa sokuyor gibi:

1- Cinselliği olmayan, neşeli, iyi, tatlı, yumuşak başlı veya

2- Hayata küs, kızgın, engeli dolayısıyla yarı insan, hatta insanımsı… Engelli olmayanın merakı "Engelli, nasıl sevişiyorsun?" değil, "yoksa sen sevişiyor musun!" şeklinde.

Ent: Aslında egemen kültür bunu herkese yapıyor. Kadınların, gençlerin, eşcinsellerin rahat olduğunu kim söyleyebilir ki?! Bunların dışında, bize özel olan bişey varsa o da, bu tabuların yanına "acıma" hissinin konuyor olmasıdır. Cinsellik ve seksüalite söz konusu olduğunda, olayı en itici kılabilecek olan bu "acıma" bakışı, denklemin içine yerleştiğinde, varolan durum daha da vahim bir hal alıyor. O yüzden de insanlar merak edip "nasıl?" diye sormak yerine, hayret edip "oha!" demeye getiriyorlar.

Hüseyin: Engelli nasıl sevişiyor: normal insanlar nasıl sevişiyorsa biz de o şekilde sevişiyoruz. Ama sadece stil değişik, pozisyonlar, hareketler farklı o kadar. Özürlüler neden sevişmesin, o tip bir hakkımız yok mu bizim?

Asaletli Sinek: “Yoksa sen sevişiyor musun?”dan daha kırıcı tepkiler de var.. "Yoksa sen seviyor musun beni? Nasıl olur bu? Hiç aklıma gelmezdi!!" gibi. Her ne kadar süslense de insani aşkın çekirdeğinde cinsel amaç var. Erkek tavuş kuşları gibi ne kadar cazip tüyleriniz varsa o kadar avantajlısınız bu savaşta. Fiziksel engel ise bu savaşta sizi daima bir darbe almış şekilde yenik sokar her cepheye. Herkesten daha fazla güç harcamalısınız. Ne kadar eşit olduğu söylense de, yazık ki herkesin payına düşen sorunlar eşit değil bu dünyada.

Seksper: Engeliniz, sizi hoşlandığınız ama engelli olmayan birine yaklaşmaktan alıkoydu mu?

Ömer: Evet… Karşı cinsin tepkisinden çekinirim doğrusu.

Ent: Alıkoymak ne kelime. Çoğunlukla, "o ve ben"i düşünmeye cüret bile edilemez. Tabii ki, karşı taraftan, engelin umursanmadığını gösteren bir işaret gelmediği sürece bu geçerlidir. Keza, bedensel engelli olmak aşk için hiç bir engel teşkil etmez. Aşk engeli, zihinlerdedir; o da aşılması en zor olanlardandır.

Hüseyin: Hayır. Kaybedicek neyim var ki? En kötü ihtimal reddeder ki reddedildiğim zamanlar oldu. Engelli olmam sevmeme engel değil.

Asaletli Sinek: Başlardaki bir kaç olumsuz tepkiden sonra, ne kadar cesur da olsanız artık ürkerek geçersiniz o sofranın kenarından.

Seksper: Engeliniz sevgilinizle aranızdaki ilişkiyi değiştirdi mi?

Hüseyin: Sevgilim oldu. Engelim aramızdaki ilişkiyi değiştirmedi. Seks hayatım sevgilimle olmadı. İstemediğimiz için olmadı biraz da. Birçok insana ters gelebilir ama ben hep o düşüncedeyim: Nikah. Öteki türlü bir ilişki ne olursa olsun zinaya girdiğini düşünüyorum.

Asaletli Sinek: Otuz yaşını geçtim, cinselliğe varan ilişkim olmadı. Öpüşmedim bile. (Cinsel literatürde ciddi bir vaka olmalıyım.) Hayatımın çarkında büyük bir diş, ergenlik çağında farkına vardığım bu yeni oyun ile kırıldı koptu. Hayat ilerlemiyor adeta. Tutkulu bir erkek için büyük acı. Para ile sevişenler çözemez bu derdi. Benimle konuşacak, yiyecek, sevecek, sevişecek ve uyanacak kadın. Nasıl ki otuzlu yaşlarda çocukluğa dönüp misket oynamak komik ve faydasız ise, cinselliği ve yalnızlığı kendini tatmin yoluyla gidermeye çalışmak da öyle gülünç hale sokar insanı. Kendini lokma lokma kesip yiyen zavallı bir ucubeye döner içimizdeki yansımamız.

Seksper: Seks hayatınız devam ediyor mu?

Ent: Cinsel hazza giden yollardan sadece biri önüne set çekildi diye, yolculuktan vazgeçmek mantıklı olmasa gerek. Kaldı ki, o "set"in aşılmazlığı da sakatlanmanın derecesine göre değişir.

Seksper: Orgazma erişebiliyor musunuz?

Ent: Bilinen manada orgazm yani boşalma, omurilik felçliler için söz konusu değildir. Ama sadece o kadar. Geri kalan tüm zevkler berdevam...

Seksper: Vücudunun bir bölümünün duyusunu kaybedenlerin, başka yerlerinde duyularının arttığı doğru mu?

Ent: Evet, deyip heyecanlandırmak isterdim okuyucuları; ama değil. Görmeyen birisi elbette dikkatini duymaya verecektir. Elbette ki her sesi zihninde daha bir inceleyecek ve anlamlandıracaktır. Bundan doğal ne olabilir? Ama bu demek değildir ki, körler gaipten sesler duyuyor. Bu, bir aşçının iyi yemek yapması ya da herhangi birinin herhangi bir konu üzerinde uzman olması gibi bir şey. Hele zihinsel engellilerin hislerinin güçlü olması safsatası tam bir komedi.

Seksper: Cinsel kimliğinizle ilgili yaşadığınız problemleri açabileceğiniz kişiler var mı?

Koko: Daha sorununuzu anlatmadan cinsellik dediğiniz an aldığınız tepkiler; ay çok ayıp, terbiyesiz, sapık, yada anlamsız bir gülme ile kaçma. Okullarımızda cinsel eğitim dersleri konmuş peki bu ne kadar sağlıklı. Daha doğrusu dersi veren bu konuda ne kadar eğitimliki bilemiyorum. Yasaklanan gizlenen herşey nasıl ilgi ve merak konusuysa bu konuda o zamanlarda böyledi. Peki nasıl bu merak geçti. Nasıl olacak ucuz ucuz dergiler yasaklı filmler ve kulaktan dolma söylentilerle öğrenildi.

Normal insanlar bu tarzda bilgi sahibi olurlarsa engelliler nasıl olacak, düşünün bir kere bir erkek arkadaşımız cinsellik konusunda sadece bu bilgilere sahip olsa bile hayatının ilk tecrübesini yaşamak istese bile bırakın bu olayın heyecanını bir yere giderken yaşayacağı savaşlardan sonra cinsel deneyiminin önemi bir gemiye binerken, bir otobüsden inerken veya karşıdan karşıya geçmenin zaferinin sarhoşluğundan cinsel deneyim heyecanı o kadar da önemli olmayabilir. Birde partneri anlayışsız ve saygısızca bence yaşadığı cinsel mutluluktan çok cinsel felakete dönecektir.

Seksper: Doktorlarınız cinsellik konusunda sizinle ne kadar açık? Tavsiyeleri,yardımları oldu mu, yoksa konunun üzerine örtü mü çekildi?

Ent: Doktorlar bu konuda oldukça iyidirler. Tabii hangi doktorla konuştuğunuza bağlı. Fizik tedavi hastanesinin birinde, omurilik felçlilerde cinsellik konulu bir araştırma yapılmıştı. O araştırmayı yapan doktorlardan biri şöyle söylemişti: " Benim o çalışmada tespit ettiğim en önemli şey; omurilik yaralanmalı hastalar cinsellikle ilgili problemlerin kendilerine sorulmasından ve çözüm yolu arayışına gidilmesinden son derece memnundular. Çünkü çoğunluğuna bırakın çözüm önermeyi problem sorulmamıştı bile!"

Hüseyin: Doktorlarım bu konuda benimle hiç konuşmadılar, bu konuyu hiç açmadılar bile. Bu çok kötü. Çünkü nasıl yürümeyi, yemek yemeyi, konuşmayı bize öğretiyorlarsa, nasıl bunlar bir ihtiyaçsa, cinsellik konusunu da bize anlatmaları gerek. Belki de bir çok doktor normal insanlar gibi de düşünüyor olabilir.

Seksper: Ailelerde size cinsel konulardan bahseden oldu mu? Sen evlenemezsin diyen, ya da bu düşüncede olduğunu size hissettiren?

Ömer: Ailemden bu konuda herhangi bir eğitim almadım. Talepte de bulunmadım. Geleneksel aile yapımızda bu tür istekler hoş karşılanmıyor. Tepki çekmemek, rencide olmamak adına sessiz kalmayı tercih ettim.

Hüseyin: “Sen evlenemezsin” gözü ile bakan kişiler yok ailemde. Tam aksine, evleniceğime kesin gözü ile bakıyorlar.

Asaletli Sinek: Aile... Evet, güvensizliğimi arttıran hareket ve tavırlar oldu, oluyor.

Seksper: Engelli olmayan biri tarafından engeliniz yüzünden reddedildiniz mi?

Asaletli Sinek: Reddedilecek başka bir neden bulamıyorum zaten. Akıl, zeka, romantizm, tutku, bakımlı atletik bir beden ve her neyse.. Sevdiğim kızların tercih ettiği erkeklerin çoğunu cebimden çıkarırım!! Cinsel kimlik olarak tanıdık ve çok yakındaki kişilerce reddedilmenin ruhuma verdiği yıkımı başka bir yenilgide tatmadım. Ben bütün o dolambaçlı yolları aşıp, hatta belki gururu hiçe sayıp o tanıdık yüzden, bedenden medet ummuşum.. Adeta yalvarmışım.. O veya onlar ise gerçek sebep hariç bin türlü bahaneyle balyoz gibi ezmiş erkek kimliğimi. Sevişmek için sevmem gerek diyen, ve bir sürü kişiyle yatan hatunlara ne kadar nefret duyduğumu anlatamam. Onlar yüzünden diğer tüm hatunlara bile düşman olmak mümkündü. Karşında bir erkek olduğunu es geçme ey kadın! Sanki yattığın onca erkeği sevdin mi sen? Bahanelerini terket.. Sakatsın ve şu şu şu yüzden senle olamam de bitir işi! Kör değilim, hoşlandığını da farkettim çoğu zaman. Yazık ki erkek olduğumu ve beni sevme ihtimalini sen bile farketmeden silip attığını sandın içinden kadın!

Bir kız arkadaşınız vardır, onu gerçekten çok seversiniz ve onun gözünde bir başka insan olmak için çaba harcarsınız. Birgün saatlerce ayna karşısında süslenir özenle giyim yapar ve buluşma saatinde yaklaşık yarım saat önce gider onu beklersiniz. Arkadaşınız geldiği an herşey Sizin için toz pembe olur. Bulutlar üzerinde yürür gibisinizdir. Bir yere gitmek için başlarsınız yürümeye, karşıdan gelen insanların gizli gizli gülmeleri, parmakla Sizi göstermeleri, yada iyi niyet belirtisini belirtir gibi acımalı ve mutlu olmuş tarzda bakan insanlarmı, yahutda yanınızda geçerken ayy zavallı ay ne güzel gibi söz ve davranışlar. Sizin kız arkadaşınıza karşı kazacağınız sevgi savaşınız ağır bir yenilgi vermektedir.

Seksper: Size sorulan en tuhaf sorular? Karşılaştığınız ön yargılar?

Ent: "Abi geçmiş olsun, hayırdır?"

Koko: Güney sahillerinde arkadaşlarla tatildeyim. Eğlenmek için disko gibi bir yere gittik. Alkolün bol tüketildiği bir yerdi. Kurtlarımızı döküp tekrar topladığımız saatlerde nereden ve ne zaman çıktığını anlamadığım yabancı bir bayan. Kendisi de oldukça hoştu. İyice eğlendikten sonra tekrar oturup bir şeyler yiyip içtik yine. (Bu arada hiçbir dansı bilmiyorum. O ışıklar sayesinde ve beden hocamızın öğrettiği kültür fizik hareketleri sayesinde Tolga Han'a rakip olabilirdim.) O bayan yine karşımda dans ediyor ve benimle çok ilgilenmeye başlamıştı. Sabah saatlerinde orada çıkarken bu bayan turist yanıma gelerek beni pansiyonuna çorba içmek için davet etti. O yarım Türkçesi ile bense tarzcancı İngilizce ile anlaşmaya çalıştık. Gittim tabii. O kafayla o zamanın delikanlılığı ile hem de uçarcasına gittim. Cinsel ilişki yaşadık. Kalktıktan sonra kendi yerime dönüp tatile devam etmeye başladım. O günün akşamı ayık kafayla o bayanı tekrar görünce hemen yanına gidip el kol işaretleri ile konuşmaya başladım. Kadın karşımda beni alkışladı ve alnımdan öptü. Ne oldu anlamamıştım. Sonra anladım ki kadın benim cinsel hayatımı merak edip “bu insanın cinsel olayı nasıldır”ın cevabını bulmak için benimle birlikte oldu. Ne diyeceğimi şaşırdım. Ve kendimin aşağılanmış gibi hissetim. Kadına o anda bildiğim İngilizce bazı cümleler sarf edip kızgınlığımı vurguladım. Kadın bir şeyler söyleyip bolca İngilizce “özür dilerim” dedi. Ama o an gerçekten kendimi iğrenç bulmuş, zavallı olduğumu hissetmiştim. Ama sonra düşündüm ki Türk Erkeği’nin zaferini ululararası platformda kanıtlamış olmuşum. Gurur duyulcak birşey. Şaka bir yana, bunu anlatmakdaki amacım sadece Türk toplumunda engellilere karşı kötü olaylar yaşanmıyor. Her toplumda benzer olaylar yaşanıyor.

Hüseyin: Önyargı ile yaklaşıyorlar: bankada işim vardı, vezneye gittim. Karşımdaki kadın direk bana para uzattı, benim ondan dilendiğimi sandı. Ben ona elimdeki faturaları gösterince özür dilemeye falan başladı. Buna benzer birçok olayla karşılaşıyorum.

Koko: Toplu taşıma aracına bindiğinizde arkadaşınızın bir bayan olduğunu düşünmeden kalkıp size “buyur kardeş otur, sen ayakta duramazsın” deyip kötü niyetli olmayıp size yer veren insanı o an öldürmek istemez misiniz? Tabii bu tür davranış sergileyen insanlarımız çoğu kötü niyetli değil ama yanlış düşüncelere sahipler. Ben ayakta duramazsam zaten o vasıtaya binmem. Neden bunu bir daha alaycı şekilde ima ediyorsun demek isteriz ama diyemiyoruz.. Dediğimiz zamanlar inanın rahatlıyoruz. Bu nedenle çoğu engelli arkadaşımız zaman zaman toplum içinde daima birileriyle kavga edecek gibi dururlar ve bakarlar. Yani bir kuşun bir yırtıcı hayvan gördüğü zamanki kanatlarını kaldırışı gibi de diyebiliriz.

Seksper: Engelli olmayanlardan beklentileriniz?

Ömer: Gönül istiyor ki cinsel hayatımı doyasıya yaşayayım. Sosyal ortam, maddi olanaklar, sağlık durumundaki sorunları aşıp düzgün seks hayatınızın olması ülkemizde şu an için zor görünüyor.

Hüseyin: Beklentilerim ön yargısız olmaları. Sadece cinsel yönden değil, her yönden ön yargısız olmaları. Özürlülerin en büyük sorunlarından bir tanesi ön yargı. Kendimde cinsel yönden değiştirmek istediğim şeyler yok. Ben kendi vücudumda ve kendi engelimle çok mutluyum. BEN HAYATA DEĞİL, HAYAT BANA AYAK UYDURMAK ZORUNDA!

Ent: Bu toplum -ki aslında varolan tüm egemen kültürler- "böyle gelmiş böyle gider"e endekslenmiş. Aşmak çok zor. Onun için, "diğerlerini adam etmek" yerine, engellilerin kendilerini geliştirmeleri ve kabul ettirmeleri gerek.

ALINTI

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

arkadaslar ben 15 yılık omurilik felclisiyim bizim icin seks önemli bu konuda bildimizi baylasalim cogumuz bu konudan kacıyoz cıttı bır sekilde bizlere yardımcı olacak kisiler bulmaliyiz eyer bilginiz varsa mesenem bu (yasak) birde burda biri bir ilactan bassetmis adı ney bu ılacın ıynenın yada bana yaz dobınkmı kulanıyon ben bır cok kızla bırlıkte oldum coguda özurlu oldum ıcın benden uzaklastı özurlu olan ınsandan kacıyorlar yaklasmasını bılmesen

tarihinde DOĞRU YOL tarafından düzenlendi
Forum da msn vermek yasak
  • Like 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

arkadaşlar gercekten omur ilik felçlileri için çok büyük bir sorun cinsellik fakat ben bunu çözdüm hikayeme gelirse aslında anlatılacak çok şey var ama özet geçmek gerekirse iş kazası sonucu 7 yıldır ofluyum ve seviyem t 9 parableji 5 yıldır çalışıyorum ve aynı şekilde çinsel hayatımada devam ediyorum bununla ilgili bir sürü tedavi var ve dr danıştığımda benim için olmazlardan bahsettiler ama ben partnerimle ilişkiye girebiliyorum daha fazla detay isteyen eklesin ( yasak )

tarihinde DOĞRU YOL tarafından düzenlendi
Forum da msn vermek yasak
  • Like 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

29 yaşında fziksel olarak sağlıklı bir kadınım madde den çok manaya bakan bir yanım vaar ve aşkın şekli olmadığını içimde hep hissettim.!ve aşkın gerçekten şekli yoktur.kalpte başlar beyni tetikler ve sana yaşatacağı o hissi hiçbir madde veremez.geçen yıl bunu daha çok hissettim çünkü engelli bir adama aşık oldum,uzun bir zman sonra kalbimin nasıl heycan ve sevgi ile çarptığını anlatamam:)cinsel yaşammıza gelince bu konuda hiç bir sorunumuz olmadı beraber uyumaktanda,olmaktanda ne şekilde olursa olsun çok keyf aldık.biz ayrıldık ama onun ilişki bakımından toyluğundan oldu yoksa inanın değerli olduğunuzu bir engelliye aşıksanız daha çok hissediyorsunuz:)çünkü kalbiniz kocaman kanatlara sahip oluyor...!

  • Like 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap