Tatli Bela

Neden Büyüdük...

Önerilen İletiler

Neden Büyüdük....

Eskiden ağaca tırmanırdık, yakar top oynardık, ip atlardık. Oğlanlar çember çevirirdi, kızların bebekleri bezdendi. Komşuda pişen, bize de düşerdi, bizde pişen, komşuya. Takvim arkaları okunurdu, ajans dinlenir, televizyon olan evlerde toplanırdı. Soba yakılır, merdiven çıkılır, yönetici seçilmezdi, aidat ödemezdi. Üzgün toprakların çocukları annelerimiz biraz fazla gülseler ellerinin tersiyle gözlerini siler, of çok güldük, ağlayacağız derlerdi. Keşke bizler de onlar gibi gülebilsek şimdi...

Eskiden ne büyük ne çocuk yaşımızda, en büyük aşkı yaşıyoruz sanırdık. Teneffüs olsa da yine öyle baksa. Tadı doyumsuz bakışmaların keyfi. Okul çıkışlarında ''şşş bak seninki gelmiş'' kolumuza yediğimiz fısıltılı çimdikler. İçinde bir kaç dizenin yazılı olduğu kağıt parçalarıyla iletişim. Kendimizi tanımaya çalışırken, aşkı öğrenmeye çalışmak. Defterimizi, kitabımızın kmi boş yerlerine onun ve kendi ismimizi yazıp bir kalp resmiyle o isimleri birleştirmek...

Aşk Bumuydu...

Belki en gerçek aşklar onlardı..

Bu aşkların tadını daha sonra başka aşklarda yaşadık mı ?

Şimdi

Büyük balığın küçük balığı yuttuğu, bir kovalamaca, bir yarış. Tüm mavi duygular unutulmuşi Haırslar, nefret ve tüm kabus duygularla Yoğrulmuş, bakışları lanetli, dostları kurnaz gördüğümüz bir devirdeyiz..

Şimdi herkes yorgun

Ve tek başına

Şimdi

Gülen yok...

Aşklar, küçüklü büyüklü makinelerde oynanılan, bir iki günlük, bilemedin bir kaç aylık bir oyun. İstediğin an görebileceğin özlemin, hasretin, elemin olmadığı

Bir stand-up

Bir komedi....

Sonuç

Sonuç mu..?

Baksak yaa aynaya!

İçimizdeki boşluğun yansımasına..

Bu nostaljik duygular nereden aklına geldi dersiniz. Durakta minibüs bekliyordum. Yaşlı bir amca ve yaşlı bir teyze konuşuyorlardı. Daha doğrusu, yaşlı amca konuşuyordu, yaşlı teyze gözleri derinlere dalmış dinliyor ve kafasını sallıyordu.

Yaşlı amca bastonunu yere vura vura ''Biz peksimet yerdik üzerine sürülecek yağ nedir bilmezdik. Şimdi açız diyorlar. Kimse aç değil, biz açtık, biz peksimet yerdik'' diyordu.

Minübüse binerken son sözlerini duydum ve o bastonun betonda çıkardığı sesi..

''Devlet açtı, millette açtı, tarlamızdan bir teneke buğday çıkarsa bir tenekeyi İnönüye verirdik. Askerimize verirdik. Şimdi Kimse Aç Değil''

Kimse aç değil...

Ah amcam! aç değiliz ama ya mutluluk, ya sevgi, paylaşma ve birlik, beraberlik...

Çekil rüzgar önümden

Serinliğinde bir huzur olsada

Çarpma kanatlarını yanağıma

Diyeceklerim hep boğazımda

Yollar, caddeker, evler

Ah bu şahirler hep hazan

Kaç kadın kaç

Saati sormadan....

Nilgün Arıkan....

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Çekil rüzgar önümden

Serinliğinde bir huzur olsada

Çarpma kanatlarını yanağıma

Diyeceklerim hep boğazımda

Yollar, caddeker, evler

Ah bu şahirler hep hazan

Kaç kadın kaç

Saati sormadan....

Keşke hep çocuk kalsaydımda düştüğümde oluşan dizimdeki yaramı en büyük acım sansaydım :((

Paylaşım için teşekkürler canım ...

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

hep büyümek istedik daha çok özgürleşmekistedik daha çok batılılaşmak istedik

sonuç : büyüdük eskileri bir kenara atarak batılılaşarak büyüdük..şimdi kimi kime şikayet ediyoruz ... bunu biz kendimiz istemedikmi.

bu boşluktan kurtulmanın tek yolu kendi benliğimize dönmek..ve kendi varlığımızla yaşamasını öğrenmektir.

güzel bir paylaşımdı umarım herkes okur ve dersler çıkarır.. teşekkürler.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Büyüyünce Anlıyoruz....

Küçükten Daha Fazla Özgür Olduğumuzu....

Büyüme Hevesi İçindeyken Unutuyoruz...

Her Yaşın Kendi İçinde Güzellikleri Olduğunu....

Teşekkürler Bu Güzel Paylaşım İçin....

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap