birisi

Engelli Kadınların Üreme Sağlığını Etkileyen Faktörler

Önerilen İletiler

Engelli kadınların sağlığını etkileyen faktörler, kadınların üreme sağlığı problemlerini de dolaylı olarak etkilemektedir.

Jackson ve Wadley (1999) yaptığı çalışmada spinal kord yaralanması olan kadınların yaralanma öncesinden daha fazla üreme sağlığı problemi yaşadıklarını tespit etmiştir. Bu nedenle engelli kadınların sağlığını etkileyen faktörlerin bilinmesi önemlidir.

Bu faktörler fiziksel sınırlılıklar, ekonomik problemler, eğitim yetersizliği, psikolojik faktörler ve engellilere yönelik tutum ve davranışlar olmak üzere 5 başlık altında toplanabilir.

(T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

1. Fiziksel Sınırlılıklar

Engelli kişilerin toplumsal yaşama katılımlarını engelleyici sorunların başında mimari engeller, ev ve işyerlerinin ergonomik olarak düzenlenmemiş olması gibi fiziksel sınırlılıklar gelmektedir.

Fiziksel sınırlılıklar düzenlendiğinde, bireyler fonksiyonlarını daha az sınırlı ya da sınırlılıkları olmadan yerine getirebilmektedir. Örneğin tekerlekli sandalye kullanan bir engelli, mimari sınırlılıklar olmadığı zaman engelli sayılmaz (Kenny, Wesley 1986) Sağlık alanında hastanelerin ulaşılabilirliğinde sorunlar olması, ulaşılan kurumlarda bütün sağlık hizmetlerinin bir arada bulunmaması, hastane içindeki fiziksel sınırlılıklar, evde bakım hizmetlerine işlerlik kazandırılamamış olması, engellilerin tıbbi bakım ve tedavi hizmetlerinden yeterince yararlanmalarına engel olmaktadır (T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

Engelli bireyler fiziksel sınırlılıklar nedeniyle sağlık kurum ve kuruluşlarından yeterince yararlanamadıklarında hastalık riski artmaktadır.

2. Ekonomik Problemler

Engelli nüfusun yarısından fazlasını oluşturan engelli kadınların istihdam edilebilme oranı %6.06 ile sınırlı kalırken, bu oran engelli erkekler için %36.98’dir (Türkiye Özürlüler Araştırması 2002) Dünyanın pek çok yerinde, engelli kadın açlık sınırı altında yaşamak zorunda kalmaktadır.

Kanada gibi gelişmiş bir ülkede bile, 1997 yılında engelli kadınların %20’sinin yoksullukla baş etmeye çalıştıkları belirtilmektedir (Evcil 2005)

Türkiye’de ise çalışan engelli kadınlara düşük ücret ödenmesi yoluyla kadın emeği ucuz hale getirilmekte ve engelli kadınların yaklaşık yarısının (%49) sosyal güvencesi bulunmamaktadır (Özcan 2005)

Ayrıca ülkemizde engellilerin istihdamında kota/ceza yöntemi kullanılmaktadır. Buna göre 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde %3 oranında engelli işçi çalıştırma koşulu aranmaktadır (T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

Fakat Ülkemizde işletmelerin yaklaşık %90’ı 50 kişinin altında işçi çalıştıran küçük işletmelerdir. Dolayısıyla bu işletmeler engelli işçi çalıştırma zorunluluğu taşımamaktadır.

Genellikle engelli kişinin istihdamı konusunda toplumlarda bazı ön yargılar mevcuttur. Bu kişilerin sık sık işe gelmeyecekleri veya verimli çalışamayacakları düşünülmektedir (Evcil 2005; T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

Engelli kadınlar maddi gelirlerinin düşük olması, ön yargılar, istihdam problemleri, sosyal güvencedeki yetersizlikler gibi ekonomik faktörler nedeniyle sağlık hizmetlerinden yeterli düzeyde yararlanamamaktadırlar. Bu durum engelli kadınların sağlık problemleri riskinin

artmasına neden olmaktadır (Kenny, Wesley 1986;Özcan 2005)

3. Eğitim Yetersizliği

Ülkemizde engellilerin eğitim hizmetlerinden yararlanma oranı %2.97’dir.

Engellilerin eğitim hizmetlerinden yararlanmalarının önündeki sorunlardan en önemlisi engellilerin eğitime ve eğitim gereksinimlerine olan olumsuz toplumsal yaklaşım ve bakış açısıdır.

Bunun yanı sıra engelli kadın olmak toplumsal cinsiyet bakış açısındaki eşitsizliği daha belirgin hale getirmektedir (Genç, Turan 2005; Özcan 2005; T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

Nitekim 2002 Türkiye Özürlüler Araştırması sonuçları engelli kadınların %48’i okuma yazma bilmediğini ortaya koymaktadır (Türkiye Özürlüler Araştırması 2002)

Engelli kadınlar örgün eğitimde yaşadıkları sorunlara benzer şekilde, sağlık eğitimi alırken de sorun yaşamaktadırlar. Bunlara ek olarak çevresel, mali ve davranışsal sınırlılıklar da yaşadıkları belirtilmektedir (Kenny, Wesley 1986)

Engellilerin eğitime katılımını sınırlandıran çevresel engeller arasında; sağlık eğitim

alanına ulaşımda güçlük, işitme engellileri için alternatif iletişim sisteminin eksikliği, yüksek asansörler ve görme engelliler için kabartma yazının eksikliği vb. engeller sayılabilir.

Diğer taraftan Türkiye’deki yüksek öğrenim kurumlarının engelli öğrencilerin eğitim görebilmelerine elverişli yapılanma içinde olmadıkları belirtilmektedir (Genç, Turan 2005; Özcan 2005; Türkiye Özürlüler Araştırması 2002)

Engelli kadınların yetersiz istihdam ve buna bağlı daha az gelirinin olması mali engellerin başında gelmektedir. Yapılan bir çalışmada engelli erkeklerin engelli kadınlara göre daha fazla para kazandıkları saptanmıştır.

Davranışsal engeller; sağlık eğitimcisinin iyi bir eğitimci olmasının yanında bireyin engel durumunun öğrenme üzerine etkisini bilmeye ihtiyacı vardır.

Sağlık eğitimcileri daha önce engelli bireylerle çalışmamışsa ya da engelli bireyler hakkında yeterli bilgisi yok ise eğitimde güçlük yaşayabilmektedir (Kenny, Wesley 1986)

Son yıllarda engelli kadınların üreme sağlığının koruması ve geliştirmesi üzerine yapılan çalışmaların artmasına rağmen, engelli kadınların üreme sağlığı problemlerine yeterince değinilmemektedir.

Ayrıca sağlık çalışanları engelli kadınların üreme sağlığı problemleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirtilmektedir (Hibbard 1998; Kopac 2002; Nosek, Hughes, Swedlund 2003; T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 1999)

Hemşireler üzerinde yapılan bir çalışmada, hemşireler engelli bireylerin bakımında en çok, bilgi eksikliklerinin olması ve uzman sağlık personeli bulamama problemi yaşadıklarını belirtmişlerdir (Kopac 2002)

Benzer şekilde Grabois ve arkadaşlarının (1997) yaptığı çalışmada doktorların %19.4’ünün engelli hastayla çalışmakta güçlük yaşadığı ve %22.4’ünün de hastayı başka doktora sevk ettiğini saptamıştır .

4. Psikolojik Faktörler

Sağlık bakım sisteminde engelli kadının psikolojik problemleri göz ardı edilmektedir.

Engelli kadında, stresin fiziksel sağlık problemlerinden daha fazla görüldüğü bildirilmiştir. Stres, immün sistemi baskılamakta ve depresyona yatkınlığı artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda spinal kord yaralanmasından sonra depresyonun arttığı ve immün fonksiyonların azaldığı bulunmuştur (Carty 1998; Hibbard 1998; Kocabaşoğlu, Kocabaşoğlu 2001)

Engelli kadınların karşılaştıkları sorunlar karmaşık olduğu için psikolojik desteğe daha fazla ihtiyaç duymaktadırlar.

Örneğin mesane ve bağırsak inkontinansı olanlarda öz saygının azaldığı ve buna bağlı çevresel sınırlılıklar yaşadıkları belirtilmektedir. Bu durum engelli kadının sağlığını olumsuz etkilemektedir. Psikolojik problemlerin çözümünde, nedene yönelik tıbbi bakım standartlarının oluşturulması önerilmektedir. Ayrıca egzersizin engelli bireylerin iyilik durumunu artırmada yararlı olduğu bildirilmiştir (Hibbard 1998; Nosek, Hughes, Howland

2004)

5. Engellilere Yönelik Tutum ve Davranışlar

Engellilik göreceli bir sosyal sorundur ve bu sorun gerek Türkiye’de gerekse dünya genelinde günden güne büyümektedir.

Engelli kadın “engelli” ve “kadın” gibi iki dezavantaja sahiptir. Bu nedenle engelli

kadınlar çifte ayrımcılıkla karşı karşıyadır.

Günümüzde kadınlar medyada çekici, bakımlı ve erkeğe destek olan bireyler olarak görülürken, çizilmekte olan engelli kadın portreleri bağımlı, zavallı ve çaresiz temasını güçlendirici niteliktedir (Kelleci 2005; Kenny, Wesley 1986)

Daha yüksek işsizlik oranları, daha düşük ücretler, daha az sağlık hizmeti alma, eğitim yetersizliği, daha fazla fiziksel ve/veya cinsel tacize uğrama, kadınlara yönelik

hizmet ve programlara giriş imkanının olmayışı gibi sorunlar, bu kadınların karşılaşabileceği güçlüklerden sadece bazılarıdır (Değirmenci 2005; Kenny, Wesley 1986)

Örneğin engelli kadına yönelik istismar oranı engelli olmayan kadınlarla aynı oranda hatta bazen daha yüksek oranda olup, engelli kadın duygusal, fiziksel ve cinsel istismara daha uzun süre maruz kalabilmektedir.

Şiddet çok ciddi bir problem olmasına karşın, ne yazık ki engelli kadına uygulanan şiddete ilişkin de çok sınırlı bilgi elde edilebilmektedir (Aral, Gürsoy, Ayhan 2005; Basson 1998)

Sağlık personelinin engelli bireylere karşı uygun olmayan davranış sergilemesi engelli kadınlar ile sağlık personeli arasında iletişim bozukluğu yaratabilmekte ve bireyin sağlık sisteminden yararlanmasını olumsuz yönde etkilemektedir (Kenny, Wesley 1986)

Sağlık personelinin uygunsuz davranışları arasında engelli bireylerle sağlıklı insan sorunlarını konuşmak, görme problemli kişiyle yüksek sesle konuşmak, yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormaksızın engelli bireye müdahale etmek, bireysel eşyalarını (tekerlekli sandalye, koltuk değneği. vb.) kaldırmak ve tüm engelli bütün insanları sınırlı bir kategori içinde toplamak gibi davranışlar sayılabilir.

Diğer bir ayrımcılık, sağlık profesyonellerinin engelli kadınların sağlık problemlerini görmezlikten gelmeleridir (Carty 1998; Kenny, Wesley1986)

cumhuriyet.edu

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Toplumun bilinçlenmesini öğretim kurumlarından başlayarak yapılması gerekir. Sağlık çalışanları gerçekten çok bilinçsiz onları gördükçe toplumun bilinçsiz ve duyarsız olmasına şaşmamalı insan.

Toplumun bilinçsizliği engelli kişilerin evliliklerine buyuk ön yargılarıyla engel olmaktadır. Dolayısıyla engelli kişinin de kendine olan güveni büyük ölçüde sarsılıyor.

Bunların hepsi bilindiği halde devletin bir çalışma yapmayışı, kurum ve belediyelere yaptırım uygulaması bizi bunlar kurtamıyor.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap