yarali kalp

Başkalarına Bağımlıysan Gülümseyerek Ağlamayı Öğreniyorsun

Önerilen İletiler

''başkalarına bağımlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun” diyordu ramon ...

... ve bağımlılığımız ne kadar çoksa o kadar çok kişiye gülümsemek zorunda kalıyoruz ...

diyelim ki yürürken yolda … kalabalıkta ... değneğiniz kaydı ya da çarptı birisi size ...

kahretsin ...!

düştünüz ...!

yolun tozuna çamuruna bulandı eliniz yüzünüz ...

halbuki ne kadar da dikkatli yürürdünüz ...

ama oldu işte ...

kahretsin ...!

diziniz ezildi, ne çok yandı canınız ... belki de kolunuz …

ama ruhun acısından dizin acısını duymaz olursunuz ...

hele etraf kalabalıksa ...

ahh bi de orada ...!

uzaktan uzağa hoşlandığınız bi kız ya da bi çocuk varsa ...

yakında ...

civarda ...

gördü mü acaba ...?

bakmamaya çalışmak o tarafa ...

konuşulanları duymamaya çalışmak ...

insanlar gelir yanınıza ...

yardım etmek isterler tüm iyi niyetleriyle ...

içiniz ağlamaktadır oysa ...

ama yardım etmeye çalışanlara gülümsemek zorundasınızdır ...

hele ki ruhunuzun acısı yansısın yüzünüze ...

olmadı işte ...

o mahrem acı asılı kalmalı kirpiklerinizde ...

yardım ettik yaranamadık ...

surata bak ... sanki biz düşürdük ...!

teşekkür edeceğine ...!

amman dostlar sakın böyle yapmayın ...

yardım eden kişinin akşam başını yastığa koyduğunda,

kendini iyi hissetmesine engel olmayın ...

bu da onun hakkı ...

gülümseyin ...

hatta gülümsemenin yanında bi de espri yapın ... size yardım elini uzatanlara karşı şirin,

hatta düşüşünüzü umursamaz gözükmeye çalışın ...

mesela; ben zaten düşecektim deyin ...

hani nasrettin hoca eşekten düşünce “ben zaten inecektim” demiş ya işte onun gibi ...

afferim işte, öğrendin gülümseyerek ağlamayı ...

toplum böylesini seviyor biliyorsun ... engelinle barışık olacaksın, sakın kavga etme ammann ...!

ayırmaya gelmiyorlar ...

yediğin yumrukla tekmeyle kalıyorsun ... ve hep o oluyor kazanan ...

diyelim ki ...

çocuksunuz daha ...

olmuş bi şey işte sakat kalmışsınız ...

ya da öyle doğmuşsunuz … her neyse ...

tekerlekli sandalyedesiniz veya koltuk değnekleriniz olmuş yanınızdan hiç ayıramadığınız en iyi arkadaşınız ...

bir duvar kenarında ya da bir ağaç gölgesinde seyredersiniz top oynayan yaşıtlarınızı ... gülerek el çırparak ...

halbuki o topun peşinde koşamamanın acısıyla içiniz ağlamaktadır ...

ama ...

lakin ...

fakat ...

somurtamazsınız, kızamazsınız üzülemezsiniz ... zaten o güne kadar içinizin acısını,

yüreğinizin burukluğunu yüzünüze yansıtmamayı çoktan öğrenmişsinizdir ...

belki de o kadar alışmışsınızdır ki kendinize ... unutmuşsunuzdur ağlamayı ...

ağlamaya değer daha güzel daha anlamlı şeylere saklayıp göz yaşlarınızı sadece gülümsersiniz yuvarlanan topun ardından ...

farkında olmadan ...

diyelim ki ...

genç bi kızsın ...

olmuş bi şeyler işte sakat kalmışsın ...

yada öyle doğmuşsun … her neyse ...

davetlisindir ...

akraba içinde ya da mahallede birlikte büyüdüğün arkadaşının düğününe ...

benim hiç düğünüm olmayacak ve hiç gelinliğim diye düşünsen de ...

gidersin oynaya güle ...

... ve ...

... ve ...

seni iki yüzlü senii ...

ağlasana doya doya … hemen orada oracıkta ...

niye eve gidince yorganı kafana çekip yastığınla,

boğmak istiyorsun gırtlağında düğüm olan o sesi ...

gülmen lazım ... ve sen ispat etmek zorundasındır,

oradaki herkesten fazla sevindiğini eğlendiğini ...

affferim sana ... gülümseyerek, hatta gülerek ağlamayı ne güzel becerdin ...!

senden beklenen buydu işte ...

sakın hissettiğin gibi davranma,

yoksa orada bulunanlara zehir edersin şu canım eğlenceyi ...

seni kıskanç seniii ...!

aaa kardeşlerin de var senin değil mi ...?

bekarlar mı ...?

çeyiz alıyorlar mı onlara, çarşıya çıkıldığında ...?

... ve senin de fikrini soruyorlardır tabii ...

bu nevresim takımı nasıl ...?

içinizde tarifsiz bir kırgınlıkla ...

... ve ama ...

... ve tabii gülümseyerek ...

... ve belli etmemeye çalışarak kırgınlıkdan doğan umursamazlığınızı;

çok güzel harika alın bunu mu diyorsunuz ...?

... ve söyleyin yeni türkü’nün türküsünü;

(tak etti canıma bu maskeli balo, bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri)

dostlar uymayın siz bana ... sizi anlamazlar şarkıyı anlarlar ...

niye bana da almıyorsunuz ... demeyin ...

canım biliyorsunuz işte, belli senin sebebin ...

şu mutlu ortamı bozmanın ne alemi var ...?

diyelim ki …

olmuş bi şeyler işte doğuştan ya da sonradan ...

adalelerinizin kontrolü artık çıkmıştır sizden ...

acıkınca yemek yemek kadar doğalsa da bu sindirilenlerin vücuttan atılması ...

yine de bin kahır olur bu en doğal olay size ...

ahhh bi de kendi kendinizi temizleyip yıkayamayacak kadar tüketmişse adaleleriniz gücünü,

daha bi ağır gelir yaşamın yükü ...

bağımlı olmanın en ağır yüküdür bu ki bunu ancak taşıyanlar bilir ...

en yakınınız yakınınızdaysa şanslısınızdır ...

ama o bu yükü sırtlamak için omuz verdikçe daha bi ağırlaşır ...

o an hayattan yaşamdan allah'dan tüm isteğiniz gelip bu yükte düğümlenir ...

dersiniz ki her şeyine eyvallah da bu sakatlığın, alışamadım işte buna ...

utanıp sıkılırsınız, ufak bi terslikte öfkelenirsiniz ama asıl öfkeniz kendinizedir ...

o an, en yakınınızdaki en yakınınız değilse, bi bakıcı veya bi hayırsever,

bi uzak akraba, işi şakaya espriye boğup gülümsemeye çalışırsınız …

içiniz ağlamaktadır oysa ...

hele lavman yapılıyorsa;

zeki müren’in “öyle zor, öyle zor ki seni içimden atmak” şarkısını söyleyin mesela ...

ben denedim inanın, herkesler güldü o an ...

ayyy valla yaaa ... güldüler inanın ...

... ve sonra duşa götürün beni deyin ...

.

.

.

.

.

.

.

.

(duşta ağladığı hiç belli olmuyor insanın)

alıntı

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

evet aynen bizi anlatıyor kimsenin yanında ağlıyamıyoruz bile iyiki yorganımız var

gülerek okumak isterdim ama yapamadım yine ağladım çünkü okurken yanımda kimse yoktu gülmek zorunda değildim

tşk arkadaşım

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

herşeye inat ağlama gül gitsin

içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor sanki :dash2:

Kesinlikle içinde olduğumuz durumla bağdaşmış bi yazı olduğuna seninle birlikte katılıyorum İbrahim....:)

Hayat zorluklarla yaşamayı öğrettiği gibi herşeye inat gülümsemeyide öğretiyor insana....:))

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Guest SüleymanUlu

yüreğim isterdi sizlerle daha çok zaman geçirebileyim ama malum işler diye başlarız ....

engelli diye birisi veya bir şey yoktur.(insan vardır,yüreğiyle, ruhuyla,bedeniyle) engelli bak bu deyip acımak değil amacım , onuda ALLAH yarattı diye sevmek sahiplenmek.

bana belki kızacaksınız sende kim oluyorsun diye!!! ama kendinizi hayatla bütünleştirin kopmayın bizde buradayız deyin. özgüveninizi kaybetmeyin bilinkiii bu rahtsızlığı size yaradan rahman ve rahim olan ALLAHIM verdi. inanıyor sizin bu sıkıntıları çekebileceğinizi. sabırlı olabileceğinizi. ben sevdiğim aşkım dediğim kişi yaklaşık 7 yıl önce kaza nedeniyle rahatsızlanmış of lu olmuş sizin deyiminizle ben onu bu haliyle sevdim. ALLAHIM izin verdiği sürece de sevmeye devam edecem ..... siziden rica ediyorum yaşam savaşınızı kaybetmeyin çünkü sizlerde birer insansınız. saygılarımla...

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Guest SüleymanUlu

derdi verene (ALLAHA) dua ederek ağlayın o sizi duyar ve dualarnıza cevap verir...

evet aynen bizi anlatıyor kimsenin yanında ağlıyamıyoruz bile iyiki yorganımız var

gülerek okumak isterdim ama yapamadım yine ağladım çünkü okurken yanımda kimse yoktu gülmek zorunda değildim

tşk arkadaşım

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap