Guest DOĞRU YOL

Azınlık Gruplar İçin Tasarım ; Çocuklar , Yaşlılar ve Engellier...

Önerilen İletiler

Guest DOĞRU YOL

Tasarım engelleri kaldırır mi? Bence evet. Tasarlanmış mekanlar ve eşyaların tüm insanların yaşam kalitesini arttırdığı gerçeği ile bakarsak, tasarımın engelliler yaşlılar veya çocuklar için yaşamı kolaylaştırdığı ve karşılaşılan sorunlara çözüm bulduğu söylenebilir.

Ülkemizde hiç dokunulmamış, üstünde hiç düşünülmemiş %20’lik bir ekonomik potansiyele sahip bu problem grubu ile, üretilecek her türlü ara çözüm, gündelik yaşama bu insanların tam ve eşit katılımlarını sağlayacak ve başta engellilere olmak üzere hepimize daha yaşanabilir bir dünya sunacaktır.

DİE istatistiklerine göre ülkemizdeki 2007 nüfus projeksiyonu 74 milyon insan ile bu topraklarda yaşayıp, ülkesel düzlemde aynı kaderi paylaştığını gösteriyor. Yine istatistiki bilgilere göre, bu nüfusun 2 milyonu, 0-10 yaş arası bebek ve çocukları; 12 milyonu da 60 yaş ve üzeri yaşlıları kapsıyor.

Yaşlı nüfusu dünyanın pek çok ülkesine göre çok düşük ortalamada olan ülkemizde, bu özel ihtiyaç gerektiren insan grubu toplam nüfusun %20’si; yani beşte biri... başka bir deyişle çevremizdeki her beş insandan biri...

Bu veriden daha çarpıcı olan ve biraz da göz ardı edilen diğer bir istatistiki bilgi (DİE 2000) ise başka bir gerçeğe işaret ediyor. Türkiye’de yaşayan nüfusun %13.45’i özürlü olarak kayıt altına alınmış durumda. Gerek bu verinin 2000 yılına ait olması; gerekse bu bilginin bu denli hassas ve çekince gösterilen bir konuda ‘kayıt altına alınmış’ bir bilgi olmasından yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Çevremizdeki her beş insandan biri yaşamını çeşitli engeller ile sürdürmeye çalışıyor. Engelliler ve onların sosyal sorunları için çalışmakta olan pek çok kurum, kuruluş, kişi ve gönüllü var. Konu ile ilgili olan yetkililerin belirttiğine göre, Türkiye’deki asıl sorun ‘görünmeyen’ bu gerçeğin öncelikli olarak ‘görünür’ kılınması, ortaya çıkarılması ve toplumun bu insanları kabullenerek kaynaşabilmesi. Türkiye için üstü örtülmüş derin bir yara olan ‘Engelli Sorunu’nda farkındalık ve bilinç yaratılması... Ve devamında tam ve eşit katılım..

Konunun sosyal boyutu bir yana daha özelinde ise şu yatıyor.Bu ‘büyük azınlığın’ hayat ve yaşam standartlarının yükseltilmesi ciddi bir gereklilik. Gündelik hayatın içinde bir azınlık olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışan engelli, yaşlı insanlar veya bebekler ile çocuklar için, ülkemizde ne çevresel nede ürünsel anlamda bir bilinç olduğu söylenebilir. Bilincin olmadiği yerde eylem planları ve hareket de olmaması doğaldır. Toplumun bu kesimi için kentsel, mekansal ve ürünsel çözümler maalesef doğaçlama, uyarlama vb. yöntemler ile sağlanmakta; ekonomik olarak daha şanslı olanlar için de yurt dışından çözüm oluşturma şeklinde gerçekleştirilmektedir.

Ülkemizde 20 yıldır ismi ile bulunan, ancak önemi ve gerekliliği 2000’li yıllardan sonra ortaya çıkmış olan ‘tasarım’ kavramı, herkesi, tüm kullanıcıları olduğu kadar, karşımıza 5 insandan biri olarak çıkan ciddi bir insan grubunu da yakından ilgilendirmeli gibi gelmiyor mu sizlere de? 554 sayılı Türk patent kanunundaki ‘tasarım nedir’ sorusuna verilen ve içerisinde ‘süsleme’ tabirini içerecek kadar yüzeysel olan tasarım kelimesi tanımına, bu alanda dünyadaki en duyarlı ve en profesyonel organizasyonlardan biri olan ICSID in tarifi ile bakarsak:

Tasarım:

Bütün yaşam döngülerinde, objelerin, süreçlerin ve hizmetlerin pek çok düzlem kapsamında özelliklerini kurgulayan, yaratıcı eylemler bütünüdür. Dolayısı ile tasarım, kültürel ve ekonomik dengelerin önemli bir faktörüdür ve aynı zamanda teknolojilerin insan yararına innovatif kullanımını sağlar.

Tasarım en basit deyimi ile, bir bakıma problem çözmektir de. Bu problemler global, çevresel,sosyal, kültürel, ekonomik parametreler doğrultusunda çözümlenirken, fonksiyonel, estetik, semantik kriterler ile yönlenirler. Özel gruplar için tasarım problemleri ele alınırken bu özelliklerden bazıları geri planda kalırken kimileri de kaçınılmaz olarak ön planda tutulmalıdır kuşkusuz.

Doğuştan veya sonradan sakat kalmış, bir kronik hastalığın fiziksel izlerini taşıyan, çok uzun, çok kısa, çok şişman veya yaşlılığın getirdiği hareket kısıtlılığını yaşayan bireyleri yaşam döngülerinde tasarım ile etkileşen şu problemler ile karşılaşabilir:

Çevresel- kentsel problemler

Mekansal problemler

Ürünsel problemler

İşte ENGELLİLİK sosyal olgusunun doğuşu...

ÇEVRESEL - KENTSEL PROBLEMLER

Engelli kişilerin, çocuk ve yaşlıların, sosyal ve doğal hayata entegrasyonunun en temel öğesi içinde yaşanılan çevrenin yani büyük oranla kentlerin onlara sunduklarıdır. Söz gelimi, ne kadar çok oyun parkı var ise o kadar çok çocuk bundan faydalanabilir; bebeklerin özel ihtiyaçlarına yönelik çözümler ne kadar yaygın ise kentte bebeği ile dolaşmak isteyen bir anne o kadar rahat edebilir; ne kadar çok tuvalet veya dinlenme noktası var ise yaşlılar sokakta o kadar rahat dolaşabilir; ne kadar çok ve doğru düşünülerek yapılmış rampa, bariyer vb. özel çözümler var ise engelli insanlar da topluma o oranda karışarak , sokaklarda özgürce, kimseye ihtiyaç duymadan gezinebilir ve kendi işlerini kendi başlarına halledebilirler.

Bırakın fiziki engellileri, ülkemizdeki kentlerin sokakları, kaldırımları hiçbir engeli olmayan insanları bile zorlayacak nitelikte düşünülmemiş, çözümlenmemiştir. Restoran, okul, hastane vb. binalar veya metro durakları vb. ile ilgili olarak yasal çerçevede zorunlulukla yapılmış bazı çözümler, yer yer ve arasıra rastlanır olmakla birlikte, bunlar da çoğu kez yanlış, baştan sağma ve hatalı uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ve bizler, bunun bir engelli için yarattığı büyük problemler ile, sonucunda ulaşılan, toplumdan dışlanma- uzaklaşma, yalnız kalma, bağımlı olma, eve kapanma- dışarı çıkamama vb. gibi duyguları asla anlayabilecek durumda değiliz.

Kentsel ve çevresel anlamda tasarım problemi olarak ele alınabilecek pek çok başlık var: Her türlü rampa ve bariyerler, toplu taşıma araçları, bekleme noktaları, asansörler ve tüm bunların yanısıra bilet gişelerinden telefon kulübeleri ve banka atm lerine kadar pek çok kent mobilyasında engellilerin de düşünüldüğü tasarımlar....

MEKANSAL PROBLEMLER

Kişinin vakit geçirdiği ve yaşamını en yoğun olarak sürdürdüğü mekanlar, - mecburiyetten - özel ihtiyaçlara göre düzenlemeler yapılan, dönüştürülen alanların başında geliyor kuşkusuz. Ynsanlar kendi imkanları ile bebekler, yaşlılar veya engelliler için özel çözümleri üretebiliyor ve uygulayabiliyorlar.. ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da önceden düşünülerek üretilmiş çözümlerin ve belli standartların olmaması ev kazaları ve yaşam zorluklarına yol açabiliyor; her şart altında da kullanıcıya belli bir düzeyde yaşam kalitesi sunamıyor. Uyarlama- adapte edilmiş çözümler ile iç içe yaşamakta olan birey, bu çözümlerin yetersizliği, zorluğu ve kalitesizliği karşısında kendini ikinci sınıf biri gibi hissetmekten öteye geçemiyor.

Oysa, özel gruplar için mekansal tasarım problemlerinin ipucu, temelde birtakım ölçü ayarlamalarında ve yardımcı detayların oluşturulmasında gizli. Örneğin akıllıca ayarlanmış kapı giriş veya dönüş mesafeleri, tutamaklar, basamaklar- platformlar, yükseklik ayarları, tutma- kavrama çözümlerine getirilecek basit ama etkili çözümler ile, engelli ve yaşlılar başta olmak üzere, bu grupta yer alan kişilere çok konforlu ve rahat bir yaşam sunmak mümkün. Mekansal problemler, o mekanı kullanan kişinin engellerine göre, daha da zengin özel çözümler ile baştan yaratılmalı ve böylece, sokağa çıkma şansı az olan bu kesimin özel yetenek ve ihtiyaçlarını kendi evlerinde ve veya sürekli gidip geldikleri çeşitli mekanlarda sağlamaları onları topluma kazandımanın başlıca yöntemi olmalıdır.

ÜRÜNSEL PROBLEMLER

Ürünler, objeler yada daha yaygın deyimi ile eşyalar heryerimizde. Yeni bir bebek ile bir yaşama ne kadar çok eşyanın girdiğine hemen hemen herkes tanıktır. Aynı sorun engelli veya yaşlı bir kimsenin ihtiyaçları için de geçerlidir. Yaşam engelleri ,hayata yeni eşyalar ve/veya varolan eşyalara yeni yaklaşımlar gerektirir. Fiziki engellerin getirdiği fonksiyona ve güvenliğe yönelik medikal özelliklerin yanısıra, bu ürünlerin tasarımında, malzeme seçimleri, form, algı ve beraberinde ergonomi de ön plana çıkacaktır. Bir adım ötesinde ise, tasarım yaklaşımı ile, aynı zamanda engelli kişinin kendini iyi hissetmesinden sosyal entegrasyonuna kadar uzanan bir yelpazede çözümler önerilebilir. Moda renklerin kullanımı, güncel estetik çizgiler- desenler ve dokular hemen ilk akla gelenler…

Bunu yanında, varolan eşyalara yönelik olarak da ilave – yardımcı ürün tasarımları yapılabilir. Örnek vermek gerekirse, normal oturma birimlerinde kullanılabilecek ilave platformlar, dayanaklar veya çatal bıçakların özel ihtiyaçlar veya yetersizlikler ile kavranmasına olanak verecek ara ürünler gibi… Engelli bir kimsenin veya az gören bir yaşlının kullanacağı teknolojik eşyaların kontrol panellerinin özel bir yaklaşımla çözümlenebilmesi, bu kişilerin bu eşyayı kullanmalarını ve teknolojinin kendilerine sunduğu olanakları, o eşya ile değerlendirmelerini sağlayacaktır. Sözgelimi sesli uyarı ve okuma yapabilen ve braill alfabesi kullanılan bir klavye tasarımı nasıl görme engelli bir kimsenin bilgisayar kullanımında engel tanımadığına örnek oluşturuyor ise;veya belli uzuvları olmayan kimseler için özel olarak tasarlanmış arabalar bulunmakta ise, elleri olmayan bir kimsenin tv kumandasi gibi basit bir eşyayı kullanımı, çok da ihtimal dışı gelmemelidir.

Sadece yaşam senaryoları an be an düşünülerek, bu popülasyondaki insanlar için üretilebilecek ürün ve çözüm sınırsızdır. Öncelik olarak bizler temel ihtiyaçlardan başlamalıyız tabii ki. Tasarımcılar olarak bu denli özel bilgiler ve çözümler gerektiren tasarım problemleri ile karşılaştığımızda, başta ilgili sivil toplum kuruluşları olmak üzere ; konu hakkında bilgi alabilecegimiz ve ortak çözümler olusturabileceğimiz kişi ve kuruluşlara başvurmanın, onların tecrübe ve birikimlerindan yararlanmanın katkısı büyük olacaktır.

Tasarım konusunda limit bulutların üstüdür. Önemli olan ihtiyaçların ve problemlerin tanımlanmasıdır. Her tanımlamaya yönelik olarak sayisiz çözüm üretilebilir, tasarım odaklı mesleklerin ilgi alanı bu işlevi kapsar.

Tasarım engelleri kaldırır mi? Bence evet. Tasarlanmış mekanlar ve eşyaların tüm insanların yaşam kalitesini arttırdığı gerçeği ile bakarsak, tasarımın engelliler yaşlılar veya çocuklar için yaşamı kolaylaştırdığı ve karşılaşılan sorunlara çözüm bulduğu söylenebilir. Ülkemizde hiç dokunulmamış, üstünde hiç düşünülmemiş % 20'lik bir ekonomik potansiyele sahip bu problem grubu ile, üretilecek her türlü ara çözüm, gündelik yaşama bu insanların tam ve eşit katılımlarını sağlayacak ve başta engellilere olmak üzere hepimize daha yaşanabilir bir dünya sunacaktır.

YAZAR: Özlem Yalım

Endüstri ürünleri tasarımcısı ODTÜ’'95

Tasarım danışmanı / d.o.T.designers of Turkey – kurucu

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap