yarali kalp

Üye
  • İçerik sayısı

    1.293
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

yarali kalp kullanıcısının paylaşımları

  1. Bu Filmi İzleyen Sigarayı Bırakıyor

    Çok etkileyiciydi dilerim bu filmi izleyipte kendine ders çıkarılır ve bu sigara illetinde kurtulmak için bir adım olur... Paylaşım için teşekkürler....
  2. Sitemizin Kısa Tanıtım Videosu...

    Hmm madem cezana razısın bu konuya ceza vermektense bence konunun amacı belli videoyu facebook sayfanda paylaşırsın ödeşiriz
  3. Sitemizin Kısa Tanıtım Videosu...

    Biraz geç kalmış olsamda heme n facebookta paylaştım
  4. Sitemizin Kısa Tanıtım Videosu...

    Birçok konuyu olduğu gibi bu başlığıda yeni farkettim emeğine sağlık Can çok güzel olmuş...
  5. Kalbinizi Tamir Edin

    Üzüntü verici bir durumda müsait yere çekilip iyice üzülün, bu hakkınızı layıkı vechiyle kullanın. Ağlayın, üzülün, büzülün , süzülün , ÇÖZÜLÜN ! Tamir edilecek yerleri ileride aniden çökmemesi için, bazen çekiçle iyice yıktıktan sonra tadilata başlarız değil mi ? Kesinlikle hepsi çok güzel bir tamirat reçetesi diye düşünüyorum... Bu anlamlı paylaşım için teşekkürler canım...
  6. Engelliler Meclisi Kuruluyor...

    Hayırlı olsun diyelim.. Paylaşım için teşekkürler canım...
  7. Umudun Tükenmesin

    Her zaman ki gibi çok güzel ve anlamlı bir yazıydı canım paylaşım için teşekkürler...
  8. [Tecrübe] Omurilik Felcinde Dik Oturmanın Önemi

    Benim seviyem T8 fakat ne kadar oturma şeklim düzensiz olursa o kadar ağrı çekiyorum gündüz oturma şeklimden olsa gerek gecede ağrısını çekiyorum
  9. 56 yaşındaki Şefik Yıldız, 5 yaşında başladığı sigara nedeniyle, 15 defa ameliyat oldu, 21 kez anjiyo yaptırdı, iki bacağını kaybetti, vücudunda kalp çıkışından bacaklarının kesildiği yere kadar 7 metre plastik damar var. KONYA - Bir Hayalim Var Eğitim Sağlık Kültür ve Çevre Derneği ile Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Konya Şubesi sigaradan kaynaklanan hastalıklar nedeniyle mağdur olanları bir araya getirdi. Dernek Başkanı Kadir Dikici, sigaranın hem insanlığın hem de çevrenin en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi. Türkiye'de tiryakilerin yılda yaklaşık 18 milyar lirayı sigaraya harcandığına dikkati çeken Dikici, devletin okul, hastane, elektrik ve su için ayırdığı bütçenin ise yılda yaklaşık 22 milyar lira olduğunu ifade etti. Sigara yasağından sonra sigara tüketiminde yaklaşık yüzde 16 azalma görüldüğüne işaret eden Dikici, sigarayla mücadele edilirse bu tablonun daha sevindirici seviyeye ulaşacağını söyledi. Dikici, 1,5 yılda Konya ve yakın illerde yaklaşık 5 bin kişiye sigaranın zararları ve yeni yasal düzenlemeler hakkında eğitim verdiklerini anlatarak, ''Toplumumuzun daha fazla mağdur olmaması, ülke ekonomimizin güçlü olabilmesi için herkesi sigarayla mücadeleye davet ediyoruz'' dedi. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Konya Şube Başkanı Dr. Eyüp Çetin de sigara yasağının iptali ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne verilen dilekçeye karşı olduklarını göstermek için bu programı düzenlediklerini belirtti. Sigaranın kanser yapan en büyük etkenlerin başında geldiğini aktaran Dr. Çetin, sigara dumanının yüzde 69'unun kanser yapan 4 binden fazla kimyasal madde içerdiğini ve bu nedenle pasif içicilerin de risk altında olduğunu ifade etti. SİGARA MAĞDURLARI ANLATIYOR Toplantıya katılan sigara mağdurlarından Şefik Yıldız (56), 5 yaşında başladığı sigara nedeniyle iki bacağını kaybettiğini söyledi. 40 yıl günde en az 2 paket sigara içtiğini ve rahatsızlanınca sigarayı bıraktığını anlatan Yıldız, ''1997'de sağ, 1999'da da sol bacağımı kaybettim. 15 defa ameliyat oldum, 21 kez anjiyo geçirdim. Vücudumda kalp çıkışından bacaklarımın kesildiği yere kadar 7 metre plastik damar var'' diye konuştu. Yıldız, ayaklarını kaybettikten sonra işini de bırakmak zorunda kaldığını sözlerine ekledi. Sigara mağdurlardan 70 yaşındaki Salim Uçar ise 10 yaşında özenti ile başladığı sigarayı 10 yıl önce rahatsızlanınca bıraktığını belirtti. Sigarayı bırakmadan önce günde 3 paket sigara içtiğini ve sigara nedeniyle akciğerinden rahatsızlandığını ifade eden Uçar, ''Günde 16 saat oksijen tüpüne bağlanmazsam yaşayamam. Oksijen tüpüne bağlandıktan sonra 4-5 saat rahatlıyorum. Bağlanmadığım zaman ise ellerim morarıyor'' dedi. 5 yaşında sigaraya başladı, iki bacağını kaybetti - Genel Sağlık- ntvmsnbc.com
  10. Kök Hücrede Söz Etik Kurullarında

    Kök hücrede söz etik kurullarında google_protectAndRun("render_ads.js::google_render_ad", google_handleError, google_render_ad); Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kök hücre nakli ile ilgili kararı ancak bilimsel etik kurulların karar verebileceğini söyledi. TBMM Genel Kurulunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Akdağ, kas hastası çocukları olan ailelerin kök hücre nakli ile ilgili beklentilerine değindi. Kas hastası çocukların ve ailelerinin her zaman yanında olduklarını ve bu konuda kendilerine gereken desteği verdiklerini belirten Akdağ, ancak hastalığın kesin tedavisinin henüz bulunmadığını söyledi. Kök hücre naklinin bu hastalığın tedavisinde bir çözüm oluşturup oluşturmayacağının bilimsel olarak henüz kanıtlanamadığına dikkati çeken Akdağ, bu nedenle çocukların kobay olarak kullanılamayacağını ifade etti. Akdağ ayrıca, kök hücre nakli konusunda kendisinin değil, ancak bilimsel etik kurulların karar verebileceğini söyledi. Türkiye'de fizyoterapist konusunda yaşanan sıkıntıyla ilgili bir soru üzerine Akdağ, ülkede fizyoterapist sayısının az olduğunu, bu nedenle mevcut fizyoterapistlerin, daha fazla gelir elde ettikleri için devleti değil özel sektörü tercih ettiğini bildirdi. Akdağ, sorunun çözülmesi için daha fazla fizyoterapist yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Akdağ, sağlık personelinin kendi arasında farklı özlük haklarına sahip olduğuna yönelik bir eleştiri üzerine, bu farklılığın yalnızca olumsuz yönlerini değil, olumlu yönlerini de görmek gerektiğine işaret etti. Akdağ, 4-B statüsünde görev yapan sağlık çalışanlarının, emekli olduklarında klasik devlet memurundan daha fazla maaş alabileceğini vurguladı. Bakan Akdağ, sözleşmeli personel çalıştırmaktan vazgeçmek gibi bir planlarının olmadığını, böyle bir durumun sağlık sektörünü olumsuz etkileyeceğini sözlerine ekledi. kaynak
  11. Bu Kış Çok Sert Geçecek!

    Bu Kış Çok Sert Geçecek! Çiftçiler Ayvanın Bu Yıl Bol Olmasını, Kış Mevsiminin Sert Geçeceğinin Habercisi Olarak Yorumladı. Ankara'nın Elmadağ İlçesi ile bölgede ayva ağaçlarının bol verimli olması, yaşlıların tabiri ile sert ve bol yağışlı kış mevsimi olacağı ifade edildi. Ayvanın bol olması, kış mevsiminin sert ve yağışlı geçeceğinin habercisi olduğunu belirten 72 yaşındaki Seyit Yılmaz, şöyle dedi; "Geçmişte büyüklerimiz ayva bol oldu mu sert ve çetin bir kış yaşanacağını söylerlerdi. Küresel ısınma ile çok sıcak geçen yaz mevsiminden sonra sert bir kış geçeceği inacındayım. Bunun göstergesi, ayva ağaçlarının bol meyva vermesi ile havaların birden soğuması, yağışların başlaması, çetin bir kış yaşanacağına dair geçmişteki yaşayan insanların deneyimlerine dayanarak ifade ediyorum." Ayva'nın Faydaları; Ayva, çocukların sağlığını korur, büyümelerini ve gelişmelerini hızlandırır. Bir çok hastalığın şifası olan ayva, kalp, akciğer, boğaz, mide, göz, bağırsak ve ağız rahatsızlıklarının tedavisi için faydalı. Ayva her yaştaki kişinin sinir sistemini güçlendirir. Mide ve bağırsakları zararlı mikroplardan koruyup hazımsızlık gibi sorunları önler. Cildi ve tırnakları zinde, parlak ve daha sağlıklı hale getirir. Grip ve nezlenin iyileşmesini hızlandırır. Ayva veya ayva suyu ishalin geçmesi için de çok yararlı. Meyvesi ya da meyvesinden hazırlanan şurup ve komposto ishale iyi gelir. Vücudun gücünü artırarak, zinde tutmaya yardımcı olarak yorgunluk ve bitkinlikten korur. Ayva ağız kokusunu önler. İçerdiği vitamin ve minareller ile kalp ve damar hastalıklarından korur, varisi önler ve varis tedavisinde yardımcı olur. Ayvanın cinsel gücü artırdığı söylenmektedir. Ayva kandaki kötü kolesterolü düşürerek damar sertliğini önler. Ayva hoşafı ağızdaki yaraların iyileşmesini hızlandırır. Tereyağı ile pişirilen ayva, balgamı söker, kronik öksürüğe, solunum sistemi hastalıklarına ve bronşite iyi gelir. Ayva çiçeği kaynatılarak içilirse anne sütünü artırır, kalbi güçlendirir ve baş ağrısına iyi gelir. Ayva kabuklarının kaynatılıp içilmesi, idrar yolu iltihaplarında iyileşmeyi hızlandırır. Ağızdaki yaralar, boğazdaki şişlik ve ağrı için ayvanın kendisi veya yapraklarının kaynatılarak suyu ile gargara yapılması mucize etkiler ortaya koyuyor. Dudak çatlamalarını önlemek ya da iyileştirmek içinde ayva çekirdeklerinin kaynatılıp dudakların bu suyla yıkanması öneriliyor. Ayva yaprakları çay gibi demlenip içildiğinde sakinleştiriyor ve uykusuzluğa iyi geliyor. Şeker içeriğinin düşük olması nedeniyle şeker hastaları tarafından da rahatlıkla tüketilebiliyor. kaynak
  12. Kök Hücre Tedavisinde Büyük Adım

    Bilimciler, embriyonik kök hücrelerine hızlı ve güvenli alternatifler türetecek yeni bir teknik geliştirdiklerini duyurdular. Harvard Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü araştırmacılarından Derrick Rossi ve ekibi tarafından yayınlanan bir dizi deneyin sonucu, basit deri hücrelerini hızlı bir şekilde tekrar programlayarak görsel açıdan embriyonik kök hücreleriyle bire bir örtüşen hücrelere yani Uyarılmış Pluripotent Kök Hücresi’ne (IPS) dönüştüren yeni bir tekniği ortaya koyuyor. Bugüne kadar yürütülen kök hücre uygulamalarında hücresel programlanmanın sağlanabilmesi için genomda kalıcı değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç duyuluyordu. Erişkin hücreleri IPS hücrelerine yeniden programlayacak olan protein faktörlerinin meydana getirilmesi, genom üzerinde yapılacak bir seri değişiklikliği gerektiriyordu. Yeni teknik, vücutta risk içeren bu tip genetik değişikliklerin yapılmasına olan ihtiyacı ortadan kaldırdığından, bugünkü IPS hücresi elde etme yollarına göre büyük avantaj sağlıyor. Yeni süreçte, genetik düzenlemelerin yerine gerekli proteinleri kodlamak üzere geliştirilen fakat hücre DNA’sına katılmayan yapay mesajcı RNA (mRNA) molekülleri kullanılıyor. Alınan sonuçların başarısı beklenenin çok üzerinde olmuş. Yapay mRNA sayesinde basit deri hücreleri başarılı şekilde tekrar programlanabilmiş. Aynı tekniğin kullanılmasıyla IPS hücreleri dokulara dönüştürülerek, ihtiyaç duyan hastaların bağışıklık sistemleriyle son derece uyumlu organların elde edilmesi de mümkün olacak. ntvmsnbc
  13. Yürüdüm yürüdüm çok yollardan geçtim inan çok büyüdüm..Düsündüm düsündüm sebebini bulamadim neden neden neden çok üzüldüm?..Aç kapini lütfen, çünkü ben geldim Çok üsüdüm, çok soguk yerden geldimBana bana biraz gülümser misin?Kimseye sormadim,yolu kendim buldum geldimSimsiyahlarin içinden sana karbeyaz geldimBeni biraz sever misin? Ben geldim!..Üstüm biraz tozlu, yolda çok düstüm geldimEllerim çizik üzgünüm, dikenliklerden geldimKalbim paramparça ama sana topladim geldimBir bilsen neler yazdim, hepsini yaktim geldimAnnemi biraktim sana, kimsesiz geldimÇocuklugumun söküklerini dikebilir misin?Izin ver de oturayim lütfen, bacaklarimi çok yordum geldimKusura bakma üstüm islak, büyük yagmurlardan geldimAnlatsam herseyi, dinler misin?Yanima para almadim, bes kurussuz geldimYolda biraz aciktim ama sana,dayandim geldimHiç yokken hep olmak nedir,bilir misin?Kendime.. devdim!devdim!devrildim geldimKardim,buzdum eridim,erittim geldimAski sirtima aldim,tasidim,evladim dedimAçtim,soldum,sarardim geldimYandim, söndüm, kül oldum geldimEllerinle ellerime su dökebilir misin?Yüzüme vurdu rüzgar yagmuru,daha çok dedimYagmur çarpti kendini bana, "bu yetmez" dedimKirilmis kanatlarima birkez dokunabilir misin?Tastim,dagdim,kum oldum geldimCamdim,kayaydim, tuz buz oldum geldim.Beni tanri'ya tekrar inandirabilir misin?Bin kere öldüysem, bin kere dirildim geldimCanimdan can,kan verdim ama adini yasattim geldimYedi kat yerin dibinden beni duyabilir misin?Kimse inanmadi sana,bir ben taptim geldimDönecek yerim kalmadi, herseyi mahvettim geldimSimdi beni biraz sever misin? Ben geldim!
  14. DaL Rüzgârı Affeder...

    DaL Rüzgârı Affeder... Affeder mi gerçekten? Affetmenin büyüklüğünde ne saklıdır? Rüzgârı affetmeyi becerebildiği için mi yıllara meydan okur, onun için mi gökyüzünü kucaklar çınar ağaçları? Ayrılmaz iki sevgili midir ağaç ve rüzgâr? Sarmaş dolaş bir yaşamın kaçınılmaz sonucu mudur dal kırıkları? Ya da rüzgârın dallarda inleyen canhıraş çığlıkları? Ama ayrılamazlar birbirlerinden, vazgeçemezler. Çünkü seçilmişlerdir. Çünkü seçmişlerdir birbirlerini. Nedeni olmayan, niçini sorulamayan gizemli bir buluşmadır bu! Başını göğsüne yaslayıp bir yorgunluk kahvesi içeceği, kollarında var olduğunu hissedeceği ağaca aşıktır rüzgâr. Dağları delip gelmiştir onun için. Deliler gibi arayıp bulmuştur ağacını. Ve bir gün hızını alamayıp, deli dolu esintilerde kırıvermiştir o çok sevdiği dalları. Birkaç damla gözyaşıyla sarar kırıklarını ağaç ve bekler fırtınanın dinmesini. Biraz şaşkın, biraz buruk, ama bekler sevdiğini. Sonra rüzgâr gelir, yağmur yüklü bulutlarda; usulca okşar başını, af diler. Süpürür karları yavaşça yapraklardan. Ve rüzgâr eğilip, bir mevsim önce döllediği meyvesini öper. Acının gözyaşlarıyla biner yağmurlara, süzülüp ağacın köklerine iner. Dal yağmuru dinler ve rüzgârı affeder. Çünkü sever. Çünkü seven gönüllerde rüzgâr bambaşka şarkılar söyler. Sevdikçe boy verir, yağmurlarla yeşerir, affettikçe büyür ağaç. Büyüdükçe güçlenir dalları. Ama, ne ağaç unutur kırıkları, ne de rüzgâr kırdığı dalları. Çünkü unutmak onlara yakışmaz! Çünkü onlar yağmurla yıkamışlardır sevgilerini ve sevmek unutmamaktır. Ve sevmek, her şeye rağmen sevmek, sevdiğini günahlarıyla sevebilmek, Şeytana meydan okumaktır. Affetmek midir zor olan, yoksa affedilmek mi? Ya da, affedilenin kendini affetmesi mi? -alıntı-
  15. Dostluk Üzerine....

    “Dost vurulunca değil, unutulunca ölürmüş.” “Gülerken herkes eşlik eder. Ya ağlarken?…. Büyük dost Mevlana’nın deyişleri ile sözü bağlayalım. Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile sana sarılmalı. Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı. Dost dediğin fanatik olmalı. Herkes seni üzdüğünde sana moral vermeli. Ve ağladığında seninle ağlamalı. Ama hepsinden çok, Dost matematiksel olmalı. Sevinci çarpmalı, Üzüntüyü bölmeli, Geçmişi çıkarmalı, Yarını toplamalı. Çok güzel bir paylaşımdı canım emeğine sağlık teşekkürler....
  16. [Tecrübe] Omurilik Felcinde Dik Oturmanın Önemi

    Maalesef bende dik oturmayı beceremeyenlerdenim ne kadar dikkat etsemde olmuyo unutup pozisyonumu gene bozuyorum ( Bu bilgilendirme ve paylaşım için teşekkürler Can ...
  17. Sevgiliydi ve Gidecekti Bir gün gidecekti yanık kozalarıma bir tane daha ekleyecektim… o gidecekti O yüzden bilsin istemedim Ne içimi sancıtan bakışlarına yüklediğim anlamı ne de yüreğimi yüreğine yasladığım o baharı bilsin istemedim… Gidecekti içime basa basa terk eyleyecekti ‘canım’ dese de ‘c*****nı’ içinde taşıyacaktı Yüklemsiz yolcuklara çıkacaktı sevgili öznesini Haliç’e bırakıp gidecekti Bilsin istemedim desem zamansız sevdalar büyüyecekti içimde büyük bir ihtimal yaşayacaktık en alını sevdanın desem eflatun gölgelerle yeşerecekti aşk İhtimal ya Atilla İlhan’ın Pia’sı gibi olacaktımaşk tahayyüldür diyecektim ve başladığı yerde bitecekti Müptelası olduğum o mistik düşlerimden yara alacaktım hem de en morundan ve o yarayı yok etmek için kısa mesafelerde yolculuk yapacaktım Bir limana varacaktım renksiz gölgelerin peşinde onu kovalayacaktım bir yan flüt sesi duyduğumda sevdama yenik düşecektim Öyle en alından gülecektim gözlerime oturttuğum Haliç’le gitme diyecektim ama o gidecekti fonda bir yan flüt sesiyle…sol yanım sızım olacaktı hani o bırakıp giderken seni bu öksüz tavrını takmayacaktın alnına koyarken veda buseni yüzüme bir türlü bakmayacaktın gelse de en acı sözler dilime uçacak sanırdım birkaç kelime bir alev halinde düştün dilime hani ey göz yaşım akmayacaktın Hiç beklemediğim bir anda bir gün yanıma oturdu… Biz ikimizdik Anlamış gibi baktı göz bebeklerime Gözlerimin yeşilinde aradı sevdanın alını Diyemedim ama yüreğimi yüreğine çoktan yaslamıştım İzinsiz Aşkta izin aramam ki ben sevgili O da yüreğini bana verdi Ama diyemedi ki ‘ bu yolculuğa birlikte çıkalım’ Ama ben o yolculuğa çoktan çıkmıştım elimi eline verdim… ve kısa metrajlı bir film başladı… O kendini anlattı ben susmanın erdemlik sayıldığı bir öğretiyle dinledim En çok vapur yolculuğunu severdi vapura bindik içimden en sancılı şarkı sözleriları dinledim içimin sandığından tek tek çıkarıp… Bu yolculuk hiç bitisin istemedim ‘karaya varmayalım sevgili olur mu’ dedim içimden utanarak Duymadı Biz ikimizdik bir vapur yolculuğunda Film(mimiz) karaya vardığında bitecekti ya camdan maviye baktım yaklaşıyorduk içime bakıp bakıp ona yaslandım içine almak istedi ama başkaları ‘başkaları’ diyordu biliyorum… sesine vermese de bu cümleyi duyuyordum Sevgiliydi ve gidecekti Vapur karaya yanaştı hatırlayıp hatırlayıp yanaklarıma tuzlusu dökeceğim an geldi film bitti Diyemedi suskular biriktirdi heybesine gözlerime yalancı baharlar yükledi Sessizce ‘hadi’ dedi Ben göğsüne yaslanıp ağlamak isterken o gitti Yanımı yanına verdim ‘hayır’ demedi Ama gitti Bir başaksını taşıyordu içinde sevgili söylemese de suskularına asmıştı onu Bindiğim bütün salıncakların ipine astığım aşk gibi… Tanımlayamadığım gülüşüyle yanımda oturuyordu Beni dinlemek istedi bakamadım sevgiliye hala filmi düşünüyordum neden neden karaya vardık sevgiliNeden karaya vardık bozduk yeminleri yine düştük yollara bir yer var içimde sevdalar bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum bir yer var içimde sevdalar bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer Tekrar sordu ‘ sevgili hayat nasıl gidiyor’: sığ bir soruydu anlamlar yüklemeye çalışmadım Hala ikimizdik en yakınımdaydı elimi uzatsam tutar mıydı sevgili…? Uyanıverdim sonraya eflatun düşlerimi içimdeki mezara gömdüm Filmin bazı karelerini yok saydım Sorunun cevabını almak isteyen sevgilinin yüzü yüzümdeydi ne dememi bekliyordu ki ‘hayat mı’ dedim gülümsedim Anlamıştı iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimi Ben film gibi son bekliyordum içini toplayıp gitmesini ama hala yanımdaydı sevgili Yüzüne baktım masum bir kent soyluluğu taşıyordu ‘ama’lı cümleler geçiyordu gözlerimden İçinde ‘doğrusu’nu bekleyen kırıkları vardı Ortak edemedi beni kırıklarına ‘hadi’ dedi filmdeki gibi ayağa kalktı ‘doğrusu’na gidiyordu Beni yanına almadı ‘canım’ dedi ‘c*****nı’ geçemedi Zaman affetmeyecekti niceleri gibi askıda bırakacaktık bu aşkı ve hep hatırlayacaktık bir muammanın peşinden neden koştugumuzu… Karaya varmıştık Parmakları parmaklarıma kavuşmadı sevgili’nin… Parmağında ‘doğrusu’nun izi vardı kavuşamadı Bildik aile terbiyesinin öğretisini taşıyordu suçtu kimilerine göre bu suça ortak etmekti gitti sevgili Diyemedim yüklemsiz bir yolculuğa çıktı öznesini sulara bırakıp İçinin ‘doğrusu’na gitti şimdi Şimdi hangi yolculuğa çıksam iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimden alıyorum Ne zaman bir şiir yazsam ‘sevgili’ye diye not düşüyorumAma soramadım sevgil’ye kırıklarını öğrenemedim sevgilinin ‘Sol yanın acıdığı için’ diyemedim biliyorum ama sol yanını nerde acıttığını bilmiyorum ‘doğu’da mı acıttın yoksa giderken geride bıraktıkların mı acıttı Yüreğimi yüreğine yasladığımda içine söz geçiremediğin o an mı acıdı Ne zaman sevgili? ne zaman Benden duyamadıkların mı yoksa senin söyleyemediklerin mi acıttı… Yaşantına ‘yaşantına ‘katık’ yapmadığın şimdi mi sevgili’ nerdesin yüreğinin en doğusun da mı? Eflatun gölgelerin kaldı geride… ‘Hadi’ bu kez ayrılık için değil yanını yanıma vermen için ‘HADİ’ EN ‘DOĞU’ YANINLA SEV BENİ Şiir: Defne YAKUT Yorum: Kahraman TAZEOĞLU Gitar: Ahmet SELİM i ve Gidecekti
  18. Kahraman Tazeoğlu Şiirleri ( Sesli Ve Yazılı )

  19. Fatıma Sultanın Rüyası ve Emirsultan...

    Paylaşım için teşekkürler Mustafa emeğine sağlık...
  20. @ İnsanoğlu @

    İnsanoğlu işte iş işten geçer sonra bişeylerin farkına varır... Güzel bir paylaşımdı teşekkürler İbrahim...
  21. Bayanlara Bakarken İçine Düşmeyin :)

    Kesinlikle çok doğru bakan kadar baktıranda sorumlu... Kendi adıma bi bayan olarak bende bu bayanı görsem böyle dönüp bi baştan aşağı süzerek bakarım ki erkekler ne yapsın :D
  22. Sibel Can ( Unuttu Seni )

    Harika bir parça süper bir yorum ... Paylaşım için teşekkürler Doğruyol...
  23. Sibel Can ( Sensiz Sabah Olmuyor )

    Burda hep aynı şeyleri yapıyorum Seni tanımayan kimse kalmadı Herkes gözlerinin ela olduğunu Başıma aşk diye bela olduğunu biliyor Ve herkez her sabah daha uyanır uyanmaz Benim dün gece sabaha kadar Resminle ne konustuğumu soruyor Ama dün gece olan oldu Bana yeni resmini gönder Bendeki göz yaşına boğuldu ......................... Olmadık şeyler geliyor aklıma En kötü yanı bu olmalı yalnızlığın Sevginden adım gibi eminim Ama yinede bir kurt kemiriyor içimi Ya bıraktığım gibi bulamazssam seni Ya hüznün elleri tutmuşsa ellerini Sabah ezanları okunuyor Dualar ediyorum nasıl olsa gün geçer İçin rahat olsun bana bi haber gönder Kesinlikle parçada,yorumda,şiirde harika...Paylaşım için teşekkürler...
  24. Eğer Gönlün Benimle Olursa

    Eğer gönlün benimle olursa, Yemen'de olsan bile yanımdasın. Eğer gönlün benimle değilse, Yanımda olsan bile uzaktasın. Çok güzel bir şiirdi paylaşım için teşekkürler Mustafa...