yarali kalp

Üye
  • İçerik sayısı

    1.293
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

yarali kalp kullanıcısının paylaşımları

  1. Seni Sevdim Biliyorsun

    “Seninleyken sensizliği yaşatma bana. Biraz senli ama daha çok benli günlere mecbur etme beni. Ya bir an bile gitmeyecekmiş gibi yanımda ol, yada bir daha hiç dönmeyecek gibi uzağımda dur sevgili… Ya siyah gibi karanlık ol, yada beyaz kadar aydınlık. Benim yüreğimde ortalarda gezinmek yok. Siyahıma beyaz çalma, beyazıma gölge düşürme sevgili. Gece olunca sensizliği yaşarken ay ışığı senmişsin gibi vurmasın yüzüme. Sensiz uyandığım her sabahın ilk ışığı seni müjdelemesin eğer bana gelmeyeceksen… Seninleyken sensizliği yaşatma bana. Biraz senli ama daha çok benli günlere mecbur etme beni. Ya bir an bile gitmeyecekmiş gibi yanımda ol, yada bir daha hiç dönmeyecek gibi uzağımda dur sevgili… Ya duyguların buz tutsun, yada güneş olup içimi ısıtsın. Benim yüreğimde ortalarda gezinmek yok. Kara kışıma güneş vurma, baharıma güz yaşatma sevgili. Penceremden bakarken rüzgar senmişsin gibi sarmasın beni. Sensiz yürüdüğüm yollarda her bir yağmur damlası seni müjdelemesin eğer bana gelmeyeceksen… Seninleyken sensizliği yaşatma bana. Biraz senli ama daha çok benli günlere mecbur etme beni. Ya bir an bile gitmeyecekmiş gibi yanımda ol, yada bir daha hiç dönmeyecek gibi uzağımda dur sevgili… Ya ağız dolusu gülüşüm ol, yada bir avuç gözyaşım. Benim yüreğimde ortalarda gezinmek yok. Tebessümlerime gözyaşı olup damlama, gözyaşlarıma gülüp geçme sevgili. Her güldüğümde sebebi senmişsin gibi gelme aklıma. Ağlayan gözlerimden akan her damla yaş seni müjdelemesin eğer bana gelmeyeceksen…” Bu satırlarla doğdun az önce geceme. Seninleyken sensiz olduğum, sensizken seni yaşadığım zamanları düşündüm bir an. Ne zaman yanımdan ayrılsan ardından firar ederdi ruhum. Def etmeyi başaramazdım üstüme çöreklenen sensizlik duygusunu. Oysa bilirdim, uzağımda dursan da hiçbir yere gitmezdin. Aldığın her nefesi benimle solur, değil saat, ayrı geçen her dakikayı benimle yaşardın. Bense gecelere bölerdim seni, sensizlikle çarpar, üstüne yalnızlığımı ekleyip kendimden çıkartırdım. Sonuç hiçbir zaman değişmezdi, her seferinde elimde kalan yine sen olurdun. Sevginin en özel ismiydin sen, büyük harflerle yüreğime yazılan. Bu yüzden kıramaz, istesem de silip atamazdım seni. En şiddetli tartışmalarımızda bile geriye dönüş ihtimalini hep muhafaza ederdik. Ne sen kapıyı çarpıp giderdin ne de ben ardından kilit vururdum dönüş yollarına. Çünkü ayrı kalamazdık bilirdik, söküp atamazdık içimizden birbirimizi. Tanırdık duygularımızı ve inanırdık . Beni senden, seni benden daha çok sevecek kimse yoktu öyle bilirdik. Sevdik sandım birbirimizi . Bu defa sözcükler mi çok az yoksa sen mi fazlasın bilmiyorum ama olmuyor işte. Seni anlatamıyorum ama yaşıyorum pervasızca. Bu sana yazdığım, gönderilmemiş üçüncü mektubum. Seni, bizi, deli dolu sevgimizi anlatan daha onlarcası sözüm olsun. Yanında en huzurlu zamanları yaşadığım, güvendiğim ve gönül verdiğim adam, seni sevdim biliyorsun…
  2. Askerlere Sivil Hastane Yolu Açıldı

    Bilgi ve paylaşım için teşekkürler...
  3. İyiki Var(s)dın

    Gitmeseydin balım alıp gitmeseydin gözlerini benden sevdim seni yaşattığın acı küçücük yüreğime sığmayacak kadar büyük olsa da yinede her şeye rağmen seninle geçirdiğim her an bu acıya değerdi İyi ki vardın! Çok güzel bir şiirdi paylaşım için teşekkürler Cemre ...
  4. Genel Lise Dönemi Bitiyor

    3 Yılda Genel Liseler, Anadolu ve Mesleki ve Teknik Eğitime Dönüştürülecek. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, genel liselerin; Anadolu ve mesleki ve teknik eğitime dönüştürülmesi uygulamasının, Dokuzuncu Kalkınma Planı'nın sonu olan 2013 yılında tamamlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan'ın soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ortaöğretimde kalitenin artırılması ve mesleki ve teknik ortaöğretime daha fazla öğrencinin yönlendirilmesi amacıyla genel liselerin; Anadolu ve mesleki ve teknik eğitime dönüştürülmesi uygulamasının, 2013 yılında tamamlanmasını öngören genelgenin yayınlandığını belirtti. GENEL LİSELERİN HANGİ YILDA ANADOLU LİSESİNE DÖNÜŞECEĞİ ÇALIŞMASI DEVAM EDİYOR Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, söz konusu genelgenin üç yıl içerisinde uygun bir planlama yapılmasına yönelik talimatları ihtiva ettiğini ifade ederek, genel liselerin hangi öğrenim yılında Anadolu lisesine dönüştürüleceğine ve hangi liselerin mesleki ve teknik eğitime devredileceğine ilişkin genelgenin sonuçlarının değerlendirilme aşamasında olduğunu ve henüz sonuçlandırılmadığını bildirdi. Bakan Çubukçu, bin 953 genel liseden 509'unun Anadolu lisesine dönüştürüldüğüne işaret ederek, fiziki imkanlara göre dönüştürme işlemlerine devam edileceğini söyledi. GENEL LİSE ÖĞRETMENLERİ NE OLACAK? Milli Eğitim Bakanı, Anadolu lisesi türü eğitim kurumlarına atanan öğretmen atamaların; Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri ile Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmelerinin Seçimi ve Atamalarına Dair Yönetmelik Hükümleri çerçevesinde yapıldığını söyledi. Bu tür atamalar dışında görev yapan lise öğretmenlerinin, Anadolu lisesi statüsünde değerlendirilmediğine dikkat çeken Milli Eğitim Bakanı, şöyle dedi; "Ancak genel liselerin Anadolu lisesi statüsüne dönüştürülmesi çalışmaları dikkate alınarak anılan yönetmelikte değişiklik çalışmaları başlatılmış olup çalışmalar devam etmektedir." kaynak
  5. Hidrofilik Jelli Sonda Kullanımı google_protectAndRun("render_ads.js::google_render_ad", google_handleError, google_render_ad); Hidrofilik Jelli Sonda takılması ve çıkartılması kolay olduğu için üretranıza (kolay kullanımlı) uygundur. Bu kateterin (sonda) ürün ıslak durumda kaygandır. Hidrofilik Jelli Sonda kullandığınızda duyarlı üretra mukozası ile temas halinde olan yüzey sadece su tabakasıdır. Hidrofilik Jelli Sonda ile siz hoş olmayan sürtünmeden ve ayrıca bir lubrikant kullanımından kurtulacaksınız. Kullanımdan önce Hidrofilik Jelli Sondayı sadece 30 saniye süre ile suya daldırın. Böylece kateter suyu yüzeye bağlıyacak ve kateterizasyon süresince yüzeyin ıslak kalmasını sağlayacaktır. Bu yolla Hidrofilik Jelli Sonda takarken ve çıkarırken size kolaylık sağlayacaktır. ERKEKLER İÇİN HİDROFİLİK JELLİ SONDA KULLANIMI Erkek alt üriner sistem kesiti. Erkek üretrası 15-18 cm uzunluğunda ve S-şeklindedir. Penisi karna doğru kaldırma yoluyla S-şeklinin doğrulanmasını sağlar ve kateterin takılmasını kolaylaştırırsınız. Ellerinizi bol su ile yıkayın ve kateteri hazırlayın. Kendinize uygun pozisyonu bulun. Oturarak veya ayakta durarak mümkün olduğunca rahat olun. Penisi karna, yukarı doğru kaldırın. Böylece üretranız doğrulaşacak ve kateteri takmanız kolaylaşacaktır. Penisinizi çok fazla sıkmayın. Kateteri takmadan önce hafifçe öne bükün. Böylece idrarınız isteğiniz dışında bir yere akmaz. İdrar gelmeye başlayana kadar kateteri yavaşça üretra yolu ile mesaneye doğru takın. İdrar gelişi bittiğinde penisinizi tekrar karnınıza doğru kaldırarak kateteri çıkarınız. Kateteri atın ve ellerinizi bol su ile yıkayın. KADINLAR İÇİN HİDROFİLİK JELLİ SONDA KULLANIMI Üretra açıklığı küçük bir yıldıza benzer. Başlangıçta bir ayna doğru yeri bulmanızı sağlayacaktır. Kateteri takma alışkanlığını edindikten sonra üretra açıklığını hissederek bulmanız daha kolay bir yoldur ve sizin daha esnek olmanızı sağlayacaktır. Ellerinizi bol su ile yıkayın ve kateteri hazırlayın. Kendinize uygun pozisyonu bulun. Mümkün olduğunca rahat bir pozisyonda oturmaya çalışın. En azından başlangıç aşamasında bir ayna üretra açıklığınızı bulmanızı kolaylaştıracaktır. Kalçanızı hafifçe öne doğru itin. Bir elinizi işaret ve orta parmağın yardımı ile dudakları ayırın ve hafifçe yukarı doğru çekin. Böylece üretra açıklığınızı daha rahat görebilirsiniz. Kateteri takmadan önce hafifce öne bükün. Böylece idrarınız isteğiniz dışında bir yere akmaz. İdrar gelmeye başlayana kadar kateteri yavaşca üretra yolu ile mesaneye doğru takın. İdrar gelişi bittiğinde kateteri çıkarın. Kateteri atın ve ellerinizi yıkayın. Üriner kateter sistem; üroloji hastalarının kullandığı tıbbi bir cihazdır. Kullanımı son derece kolay ve basittir. Ürünün üzerinde de belirtildiği şekilde ağzı açılıp çeşme suyu veya temiz suyla doldurulduktan 30 sn sonra kullanıma hazırdır. Ürünün en büyük özelliği tek kullanımlık olmasıdır. Üzerindeki kayganlığı sağlayan jel ürüne ayrı bir kullanım özelliği katmaktadır. Üretimi yapılan ürünler 6-F den başlayıp 20-F ye kadardır. Bay bayan ve çocuk olmak üzere çeşitlere ayrılır. kaynak
  6. Bir Engellinin Günlüğü

    Kader kimseyi parasız, kimsesiz, çaresiz ve namerde muhtaç etmesin... Düşündüm bu yazdıklarımla ilgili ama sonuçlar gerçekten benim tatmin etti bilmiyorum siz de bana katılacakmısınız; Parasız birine dedimki 'parasızlık kötümü dedim' aldıgım cevap hayli düşündürdü; Kazanmaya azim eden insan parayı bulur yeterki içinde para kazanmak için ugraşlar olsun, kimi düzgün çalışır bulur kimisi illegal yollardan bulur ama mutlaka para bulunur hem ben parasızlıgı dert etmiyorum allah beterinden saklasın parasızda insan mutlu olur ama......... Kimsesiz birine sordum dedimki 'kimsesizlik zor degilmi sahipsizlik acı' işte cevabını kimsesiz birinin agzından dinleyelim; Kimsesiz olmak hayatın en önemli avantajlarından birisi, hiç birşeye baglı kalmıyorsun arkanda kaybedecegin hiç birşey olmadıgı gibi sahip oldugun da kaybetmekten korktugun birşeyinde olmaz, bu şehir olmadı diger şehir yapabilecegin işin nerde sen ordasın demektir. Gurbeti hiç yaşamazsın elbette bazı zorlukları var ama ben hep kimsesizlikten degilde .............almasından korkarım Çaresizlik çıkarsızlık dara düşmek en kaçınılmaz acıdır deyip çaresiz ve dara düşmüş birini aradım bulunca sordum 'üzülüyorsun sıkıntı çekiyorsun elinden birşey gelmiyor degilmi dedim' Evlat, her çaresizlik aşılır, her geceyi bir güneş yırtar atar sen hiç yaradanın darda bıraktıgı insanı unuttugunu gördünmü, çaresiz kalmak biçare olmak adama kuvvet verir işte böyle bir zamanda güçlü olabiliyorsan ayakta kalabiliyorsan işte sen bu dünyada üzerine düşeni fazlasıyla yapıp çaresizligin çaresini yaradandan bekliyorsun demektir ve o asla seni bir ömür çaresiz bırakmaz ama o bizim ............alıp acılar çektirmesin zira ben bu yaşta dayanamam. Namerdin kapısına gitmek geri eli boş dönmek insana ölümden beterdir tanıdıgm bir ihtiyaç sahibine sordum 'anlasana bana sen çok namerde gittin nasıl bir duygu namerde muhtaç olmak' Geçmem namerdin köprüsünden, karanlıga çıkar, içmem namerdin suyunu kan gibi akar, bir ekmek verirse birde başına kakar.. Nee namertler merhamete geldi ne namertler el açıp yalvardı her saltanatın bir inişi vardır onlar yüksekteler ama yüksekten düşenler derine düşer namertte insandır namertte bazen mert insanların yapmayacagını yapar ama yinede namerde gitmek acıdır namert dedigin nedir ki isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü karadır sen istedigini alamadıgın zaman.......... olsun diyebiliyormusun ona bak. Degerli arkadaşlarım, hayatın bütün zorluklarını birebir yaşamış insanların dilinden dökülen ve bundan beteri olmaz diye tabir ettigimiz herşeyi bizzat yaşamış insanların bile bu zorluk kolay yeterki deyip sözlerine devam ettikleri bitirdikleri sizler için noktalı bıraktıgım yerlerde SAĞLIK vardı.... Hiç birşeyiniz olmasın ama herşeyin bir telafisi var yeterki vücudumuzda kaybettigimiz sağlıgımız yerinde olsun bizi imtihana sokan yaradan parasızla kimsesizlikle, namerdin kapısına bile gitmekle bizi imtihan etsin ama sağlıgımızı almasın, almasın ki, biz herşeyin bir çaresini bulabilelim ama saglıgımızı alırsa ne parasızlıgın ne çaresizligin nede kimsesizligin pençesinden kurtulamayız.. ALINTI...
  7. Son 3-4 yıldır kendimi metafiziğe vermiş durumdayım. insanı, doğayı, zamanı ve insana dair her şeyi anlamaya çalışıyorum. Bunu ne ölçüde yaptığım tartışılır. Metafiziğe kafayı takmakla kalmadım. Son zamanlarda Astral seyahat üzerinde yoğunlaşmış durumdayım. Aslında çok önceleri rüyalar üzerine çokca kafa yormuş düş le gerçek arasında ki farkı yada hangisinin gerçek olduğu olacağı üzerine kafa yormuşluğum vardır. Doğuştan engelli bir insan olduğum için yürümenin nasıl bir şey olduğunu hep merak etmişimdir. Hep düşünürdüm insanlar yürürken zorluk çekerlermi acaba? Bacaklarını hareket ettirmeleri benim el parmaklarımı hareket ettirmem kadar basit mi acaba? Yada fütursuz ca koşmanın nasıl bir şey olduğu... Bu ve benzer düşünceler bir ara bende saplantı derecesinde yoğunlaşmıştı. Hatta öyle bir hal almıştım ki odamın camından sokakta yürüyen insancıkları incelemeye bile almıştım. Bu insancıklar yürürken nasıl bir duygu içinde olurlar? Benim tekerlekli sandalyede otururken düşündüğüm hissettiğim duygular yürüyebilsem aynı olurmuydu? Yürüme eylemi düşünce ve duygu halinde yoğunlaşma yada aksi bi tesir yaparmı? Hasılı yürüme eylemi ayakta dik durubilme hali ve bu durumun insan duygusunda düşüncesinde ki etkileri kafamı kurcalayıp dururken kendi kendime şunu düşündüm. Evet ben bir engelliyim bu durum yaşamım boyuncada değişmeyecek yani ne yürüme eylemini nede ayakta dik durabilme halini yapabilmem imkansız. Ama metafizikte "imkansız diye bir şey yoktur" Belki reel de bu eylemleri yapamayabilirim ama ya rüyada??? Şimdi bu yazıyı okuyan herkes rüya gerçek gibi olmaz diyebilir. Bu soru benimde aklıma gelmedi değil. Bu sorunun aklıma gelmesiyle birlikte rüya ve rüyanın yoğunluğu hakkında düşünmeye başladım. İnsanlar elle tutulan gözle görülen şeylere inanır biat eder. Fakat duyu organlarımız yada duyu organlarımızla hissettiğimiz hiç bir şeyi bilim açıklayamaz. Koku almayı hiç bir bilim dalı tam anlamıyla ifade edemez. Yada aşkı veya korkuyu. O halde insan bilimsel sınırlılık lar içerisinde tarif edilemez. Ve dahası insan bilimin fiziğin ötesine geçebildiği geçmeyi başardığı sürece yaşamdan aldığı hazzı artırır. Bende bunu yaptım. Reel hayatta yapamadığım ve sürekli merak ettiğim yürüme eylemini rüyada gerçekleştirme ve bunu iliklerime kadar hissetme sevdasına kapıldım. Sevda diyorum çünkü "sevda"da bilimsel olarak açıklanamaz. Kendime özel tekniklerle (bu tekniklerden bahsederek konuyu dağıtmak istemiyorum) gün içerisinde hazırlığımı yapıyor yatmadan önce yine kendime özel bazı teknikler uyguluyordum. İlk denemelerim başarısız oldu. Daha doğrusu hedeflediğim yoğunluğu yaşayamadım. Kendime öyle bir hedef koymuştum ki yürüme eylemini tam anlamıyla hissetmeliydim. Bunu nasıl yapaçaktım öyleya hayatı boyunca hiç yürüyemeyen bir insan rüyasında yürüse bile bunun gerçek bir yürüme olduğu nasıl anlayabilirdi ki? Ama öyle olmadı... Sayısız denemelerim den birinde uykunun en derin halini yaşadığım bir anda yürümeye başladım. Zannettiğim kadar zor bir eylem değilmiş. Tıpkı parmaklarımı hareket ettirmem kadar kolaymış. Yada konuşurken sarf ettiğimiz efor kadar adım atarken harcıyormuşuz. bacaklarım kollarım adeta bir boşlukta gibiydi. Uzun çok uzun bir vadideydim. etraf salt yeşile bürünmüştü. Bahar ayıydı. Etrafta yeni açmış çiğdemler vardı. Bembeyaz en az düş ler kadar güzellerdi. Yürüme halinden koşma haline geçtim. Çokkk hızlı koşuyordum. Rüzgarı saçlarımda hissetmeye başladım. Öylesine hızlı koşuyordum ki gökyüzünde uçan kuşları geçeceğimi hissettim bir an. Koştum koştum koştum. O ara ayağım bir tümseğe takıldı. Tekerşendim ve düştüm. Dengesiz bir düşüştü. Sağ dirseğim düşme esnasında orada bulunan bir taşa çarptı. Canım yanmıştı. Dirseğim dayanılmaz bir şekilde ağrıyordu. O an tek hissettiğim şey çektiğim dayanılmaz ağrıydı. Sokaktan geçen bir arabanın korna sesiyle uyandım. Bir anda sol elimi sağ dirseğime attım. Çok ağrıyordu hemde çok. O gün ve ertesi gün ve ertesi gün bu ağrı devam etmişti. Sanırım başarmıştım. Rüyada düşmekle insan düşme esnasında yaşadığı yada yaşadığını sandığı ağrıyı uyanınca hissedebilirmiydi? Ben hissetmiştim. Dirseğimde amansız bir ağrı vardı ama ruhen çok huzurluydum. Yüzümde hep bir gülümse vardı. saplantı halini alan merak son bulmuştu. Engelsiz Bir Düş görmüş ve iliklerime kadar yaşamıştım. Kim bilir belkide uyanıklık halinin kendisi asıl düş tür??? alıntı...
  8. Çocukluk dönemimde bana ayakkabı dayanmazdı. Hatta bir keresinde bir haftanın üzerine ayakkabıların altlarını param parca ederek pederden okkalı bir sopa bile yemiştim. Nasıl bir haftada ayyakkabıyı param parca ettin diye sorabilirsiniz. Merakta kalmayın efendim anlatayım. Mahallenin tek bisikleti sayesinde. Yani ben masumum tüm suçlu bisiklet ve bisikletin sahibi rahmi abi. Rahmi abi bizlerden 2-3 yaş büyüktü. O zamanlar mahalle deki tek bisiklette ona aitti. 15-20 d.k lık bisiklet turu için cebimizdeki tüm harçlığı rahmi abiye verirdik. Birkere bile alın buda benden olsun demezdi. O kadar ki gadar bi bi abimiz di. Rahmi abimizin gaddarlığı kadar bisikletinin frenlerinin olmaması da nam yapmıştı. Bizler ise firensiz bisiklete yokuş aşağı binerdik. Bu yolda çokları gazi olmuştur. Ben gibi cin fikirliler ise firen işini ayakkabının tabanıyla hallediyorduk. Yokuş aşağı beygamber vitesiyle inerken devreye ayakkabının tabanını sokardım. Sağ ayağımı bisikletin arka tekerine sürterek bisikleti istediğim gibi yavaşlatırdım. Tabi bu sürtme esnasında ayakkabının tabanı aşanır. Sürtünme sayısı arttıkcada taban diye bir şey kalmazdı. Gelsin pederin tokattaları. Eşşeoğlu eşekkkk... Sadece bisiklete sürmeyle ayakkabıyı taru mar etmezdim. Allem eder kallem eder top oynarken şunu bunu yaparken illa bir arıza verirdim ayakkabıya. Hasılı bana ayakkabı dayanmaz dı arkadaş. Peder isyanlara girer “ senin ayakkapılarına verdiğim parayla beyoğlun da daire alırdım” der dururdu garibim. Daha sonra Kas hastalığı bindi tepemize. Değil ayaklarımızı oynatmak kıcımızı dahi oynatırken bile rolente de çalışır oldu bedenim. Hastalık ilerledi ve ben Tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldım. Bu sabah 2 yıl önce aldığım ayakkabıları giyerken bir anda ayakkabıların gıcırlığı dikkatimi çekti. Sanki 2 yıl önce alınmış ayakkabı değil daha yeni alınmış ayakkabı gibiydiler. İster istemez bisikleti beygamber vitesine atıp yokuş aşağı indiğim çocukluk günlerim aklıma geldi. Hepsi mazide kalmıştım. Bu ayakkabılar değil 2 yıl 20 yıl bile giyinsem eskimezdi. Geçen yıllar ruhumu yorgun ve hastalıklı birbedene mahkum kılmıştı. Heyhat ne gam nasılsa bir ömür boyu yıpranmayacak ayakkabılar var. alıntı...
  9. Unutulma Fiiline Dair...

    yediğimiz hormonlu bitkiler duygularımızı da mı etkiliyor ne?mevlana ne güzel söylemiş''''siz şehvetin adını aşk koymuşsunuz ''''diye... aşksız yürek taşıyan zavallılardan etme ya rabbi... Aminnn... Çok güzel bir paylaşımdı teşekkürler...
  10. Urfa’da www.omurilikfelclileri.com vardı da biz mi üye olmadık..Tüm forumcuları çok seviyorum...gizliden gizliye takılıyorum ama üyelik bana göre değil:D Burdan bütün www.omurilikfelclileri.com üyelerine sevgi ve saygılarımı gönderiyorum iyi aksamlar www.omurilikfelclileri.com hernerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız www.omurilikfelclileri.com de en yeni konular tüm hızıyla devam ediyor..!! Yeni gelişmeler Parmaktan sonra Neremi, neremi, Haydi beni dansa kaldir.Bu muhtesem sarkilarimla www.omurilikfelclileri.com ´e renk katacagim, ayol iyiki varsin www.omurilikfelclileri.com Ayoll Ablaniz kurban olsun size Ne güzel paylasimlar yapiyorsunuz www.omurilikfelclileri.com gelecegi cok parlak üye olup katkida bulunmak artik boynumuzun borcu oldu Bak Gülcan burasi www.omurilikfelclileri.com artik burda emniyette olacaz annemi de alip getirecem buraya mutlu olacaz göreceksin aglama artik gülcan www.omurilikfelclileri.com var artik bize sahip cikacaklar Cikata Muz, muz. Ben bu www.omurilikfelclileri.com forumuna MAL OLMUS bir üyeyim Bu forumda ben takdir gören üyelerdenim Harika bir forum Cikata muz, muz... Artik bende bundan sonra www.omurilikfelclileri.com de spor bölümlerinde yayin yapacagim.Ugurcugum su son acilan konuyu geri al ,geri al bak iste orda konu basligina faul yapilmis ama admin arkadasimiz görmemis. Ben Saadettin Teksoy Bundan sonra bende sizlerleyim www.omurilikfelclileri.com de sirlara karismis konulari gün isigina cikartacagim Sakin www.omurilikfelclileri.com den ayrilmayin
  11. www.omurilikfelclileri.com Ünlülere Sorduk

    Bu iyi bir fikir bunu bi düşünmeliyim
  12. Nasrettin Hocayı Şimdiki Zamana Uyarlamaca

    Bunlarda güzel efendim ya gündemden düşerseniz
  13. Nasrettin Hocayı Şimdiki Zamana Uyarlamaca

    ben bulurum Rica ederim efendim ne demek size hizmet görevimiz
  14. Nasrettin Hocayı Şimdiki Zamana Uyarlamaca

    iTİRAF ET SENDE BEĞENDİN
  15. Beni Sevmek Zorunda Değilsiniz

    Çok güzel bir yazıydı paylaşşım için teşekkürler
  16. Kimler Bakıcı Olabilir. Kimler Gelir Hesabına Dahildir

    Evde bakım maaşında kimler bakıcı olabilir, kimler gelir hesabına dahil edilir Şu kişiler Bakıcı olabilir: Akraba: Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, üveyler dahil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün; eşi, çocukları ile çocuklarının eşleri, ana ve babası ile bunların ana ve babası, torunları ile torunlarının eşleri, kardeşleri ile kardeşlerinin eşleri, kardeşlerinin çocukları ile kardeş çocuklarının eşleri, eşinin ana ve babası, eşinin kardeşleri, eşinin kardeşlerinin eşleri ile çocukları, amcaları ve amcalarının eşleri, amca çocukları ile bunların eşleri, halaları ile halalarının eşleri, hala çocukları ile bunların eşleri, dayıları ve dayılarının eşleri, dayı çocukları ile bunların eşleri, teyzeleri ve teyzelerinin eşleri, teyze çocukları ile bunların eşlerinden her birini ifade eder. Şu kişiler gelir hesabına dahil edilir: Bakmakla Yükümlü Olunan Bireyler: Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, üveyler de dahil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün kendisi ve kendisi ile birlikte aynı evde yaşayan; eşi, çocukları ile ana ve babası, çocuklarının eşleri, evli olmayan torunları, ana ve babasının ana ve babası, evli olmayan kardeşleri, eşinin ana ve babası, eşinin evli olmayan kardeşleri; başka bir adreste bulunsa dahi evli olmayan ve eğitimini devam ettiren 25 yaşını tamamlamamış çocukları ile aynı durumdaki kardeşleri ve eşinin kardeşleri ile aynı evde yaşamakta iken er veya erbaş olarak askere gitmiş olan babası, çocuğu ve kardeşi; ayrı adreslerde ikamet etse dahi özürlü üzerinde velayeti devam eden anne ve babayı ifade eder. Gelir hesabına dahil edilecek kişiler hakkında bir ekleme Bakım, "bakmakla yükümlü olunan birey" dışında bir kişi tarafından gerçekleştiriliyorsa/gerçekleştirilecekse, ve buna ek olarak bakımı yapılan kişinin geliri asgari ücretin 2/3'ünden fazla çıkıyor ise, bu durumda gelir hesabı yapılırken, hesaba, "bakmakla yükümlü olunan birey" kapsamına girmiyor olsa dahi bu kişiler (ve aynı evde yaşayan aile bireyleri) dahil edilmelidirler. Ne ki, bakımı fiilen yapan kişinin bakım işini yazılı olarak taahhüt etmesi ve bakıma muhtaç özürlünün vasisi veya akrabası olması şarttır. Gelir hesabı şöyle yapılır: Bakmakla yükümlü olunan bireylerin tüm gelirleri toplanır, bakmakla yükümlü olunan birey sayısına bölünür. Çıkan sonuç 363 TL'den azsa, uygundur, fazlaysa, uygun değildir.
  17. Nazar Değmesin...

    Cadım benim için zaman ayırmış emek sarfetmiş beğenmemek olurmu
  18. Sana Geldim Yarab...!

    İlk gelişim değil ki, Yaşarsam biliyorum, Son gelişimde olmayacak............. Nasıl geldim ise önceleri, Yine geldim.............. Gelmem gerektiği için geldim........ Sen gelenleri red etmediğin için geldim............. Utanmadan, Sıkılmadan Arlanmadan............. Geldim............. Başka kapım yokki gidecek............ Gelişler sana olduğu için, Gidişlerin sana olması gerektiği için....... Yollların çıkışı,Varışı Sen olduğun için.......... İşlediğim, Bin kabahata, Bin günaha rağmen............... Af talebi için geldim, Bağışlaman için................ Merhametine geldim, Rahmetine.......... İçime düşen bir pişmanlık sebebi ile........ Bir kez daha, Bir kere daha Geldim........... Tövbe................. Bakacak yüzüm yok, Duracak halim yok, İçime düşen ateş ile geldim, Gözyaşlarım ile geldim.......... Sana gelinmesi lazım, Birgün hepten sana gelinecek, O gün gelmeden gelinmesi gerektiği için geldim..................... Geldim, Kötülüklerim ile, Çirkinliklerim ile, Azgınlıklarım ile, Sol yan kefesi dolu, Taşıyamadığım ağırlıklar ile geldim............. İçime doğduğunda tekrar aşk, Yaktığında bağrı, YANIYORUMMMMMM....... Gidiş yerim yok, Çarem yok, Boynum bükük, Yüzüm yok............. Hiçliği tekrar yaşıyarak, Kalbe doğan ümid ile, Ellerimi açarak, Yavrunun anneye duyduğu hasretten daha büyük bir hasret ile, Bilerek, Görerek, İsteyerek, Geldim...... Tövbe.......... Mülküm işte, Mülkiyetinin içinde bazen şımarık bir çocuk edası ile, İsyan, Nisyan, Hata, Günah ne varsa............ Mülkünüm işte, Düştüğümde aşkın içinede, Mülkünüm........... Hepsini red ediyorum, Merhamet, Af diliyorum, Pişmanlık duyuyorum, Sana sığınıyorum, SAHİBİME, RABBİME....... Beni benden iyi bilensin, İçimi dışımı Herşeyi, Bilensin.......... Yarab, Ümidsizler kapısı değilki kapın, Bu umud ile geldim............ Tövbe........... TÖVBELERİ KABUL EDEN OLDUĞUN İÇİN GELDİM............. Geldim, Bugün yine sana geldim.......... Alıntıdr....
  19. Nasrettin Hocayı Şimdiki Zamana Uyarlamaca

    Bizim Nasreddin Hoca mutlaka görmeli bu resimler :D
  20. Türk Doktorlardan Büyük Başarı...

    Türk doktorları tıpta her geçengün bir büyük tedaviye yada gelişmeye imza atıyorlar... Bu Türk halkı adına büyük bir onurdur:) Bilgi ve paylaşım için teşekkürler....
  21. Tıpta Müthiş Buluş...

    Bilgi ve paylaşım için teşekkürler...
  22. Atasözleri Canlanırsa

    çok eğlenceli bir paylaşımdı teşekkürler canım :D :hahy:
  23. Yere Aşk Atmak Yasaktır

    Anlamıyorsun! Ama anla artık! Yanıyoruz sevgilim.. Bak ne yazıyor tabelada.. Cehenneme hoş geldiniz! ‘yere aşk atmak yasaktır' ! Çok güzel bir şiirdi paylaşım için teşekkürler canım....
  24. 'Giyilebilen' Akıllı Biyonik Bacaklar

    Bu ve buna benzer bir sürü cihaz üretiliyor fakat maalesef maaliyeti çok olunca ilgide o kadar zorunlu olarak oluyor:( VE gene maalesef ki bu medikal malzemeler üretildikçe kök hücrenin önüne engeller çıkıyor En azında bizler için bişeyler yapıldığını bilmek güzel bide sadece üretimde kalmayıp tüketimide olsa daha iyi olucak ama bunada şükür... Bu güzel haberi paylaştığın için teşekkürler....