yarali kalp

Üye
  • İçerik sayısı

    1.293
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

yarali kalp kullanıcısının paylaşımları

  1. Haraketli Hayvan Resimleri... ( Arşiv )

    Hepsi çok güzel bir o kadarda eğlenceli paylaşımlardı teşekkürler emeğinize sağlık...
  2. Kök Hücre İle Kırık Tedavisi

    Zaten sabretmekten başka birşey gelmiyor ki elimizden Bilgi ve paylaşım için teşekkürler....
  3. ♥ Hiç Sevmedim De ♥

    Hiç Sevmedim Deee... Kırılmadım Deee... Sensiz de Hayatı Yaşarım Deee... Ağlamam Deee... Şaşırmadım Deee... Seni Şimdiden Unuttum Deee... Çok güzel bir paylaşımdı teşekkürler Zeyna...
  4. Gücendi Yüreğim....

    Gücendi yüreğim Aşka gücendi Fazla hırpalandı fazla gücendi Öyle incittin ki, öyle kırdın ki Dünya da en fazla sana GÜCENDİ... Çok sevdiğim bir parçadır bu, paylaşım için teşekkürler...
  5. Bir Tarafta O Bir Tarafta Sen..

    Bi tarafta kusursuzluğuna inandığım koca bir yücelik... Diğer tarafta ise sen varsın..benim olduğuna bile inanamadığım sen... Bi tarafta kimselerin yanımda kalmadığı bir anda sığınabildiğim yalnızlığımı giderdiğim... Diğer tarafta ise sen varsın...Her yalnızlığımda yalnızlığa iten sen... Bir tarafta mutluyken unuttuğum,mutsuzluğumda binbir yüzsüzlükle huzuru aramaya gittiğim... Diğer tarafta ise sen varsın...Mutluyken yanımda olan,mutsuzken arayıpta bulamadığım sen... Bir tarafta yanlışlarımı her defasında ilkmişçesine affeden,kendinden uzaklaştırmayan... Diğer tarafta ise sen varsın...Daha ilk yanlışımda kaybettiğim sen... Bir tarafta güvenmeyi bana öğreten sonsuz güven sahibi... Diğer tarafta ise sen varsın...Güvenmemeyi öğrendiğim sen... Bir tarafta sevgiyi ruhuma koyan ve onu bulmama izin veren... Diğer tarafta ise sen varsın...Sevgiyi tattığım sonrasında lanetler savurduğum sen... Bir tarafta utanmaksızın sadece ihtiyacım olduğunda andığım,ellerimi açtığım... Diğer tarafta ise sen varsın...İhtiyacım olduğunda elini uzatan ben'i,geri çeviren sen.... Bir tarafta karanlıkta kaldığım her an ışık olan tek aydınlık... Diğer tarafta ise sen varsın...Tek ışığım olduğunu düşündüğüm anlarda bana karanlığını gösteren sen... Bir tarafta varlığından şüphe duymadığım her an onunla yaşayabilceğim... Diğer tarafta ise sen varsın...Ne kadar gerçek olduğunu bile anlıyamadığım... Bir tarafta mutluluk ve huzurla beraber bana sonsuzluk vaad eden... Diğer tarafta ise sen varsın...Mutluluğu ve huzuru elimden alan sen... Bi tarafta ''O'' var...Bir tarafta ''Sen''... Bir tarafta görmeden inandığım bir gerçek...Diğer tarafta ise görüpte inanamadığım sen... Tekrar soruyorum...Sen napardın?.. Bağlanmaksa...Sonu Olmayan Tek Gerçeğe Bağlanmaktı Doğru Olan!.. Bugün sen'den vazgeçtim... Herşeyin yerini alan varlığına inat... Hiç bir hayal kırıklığında yok olmayan dimdik duruşuna inat... Sana teşekkür ediyorum... ''O''nu sende bulmama yardımcı olduğun için... Ve ''O''na şükranlarımı sunuyorum sen'de O'nu bulmama izin verdiği için... alıntı..
  6. Engelli Yüzücülerin Dünya Başarısı

    Dünya Engelliler Yüzme Şampiyonası'nda altıncılık kazanarak Türkiye tarihinde bir ilke imza atan Beytulah Eroğlu ve Özlem Baykız, Dünya Engelliler Yüzme Şampiyonası'nda altıncılık kazanarak Türkiye tarihinde bir ilke imza atan Beytulah Eroğlu ve Özlem Baykız, 2011'de yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda birincilik ve 2012 Londra Olimpiyatları'nda dereceye girmeyi hedefliyor. Doğuştan iki kolu olmayan 15 yaşındaki milli yüzücü Beytullah Eroğlu, 15-21 Ağustos tarihleri arasında Hollanda'da yapılan Dünya Engelliler Yüzme Şampiyonası'nda 50 metre sırtüstünde ve 50 metre kelebekte hem Türkiye rekorunu kırmanın hem de dünya altıncılığını kazanmanın gururunu yaşadı. Altıncı olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Eroğlu, “Özlem arkadaşımız ile Türk yüzme tarihinde ilk defa final yüzdük, bu çok gurur verici bir şey. Önümüzdeki yıl Almanya'da yapılacak olan Avrupa Şampiyonası'nda şanlı bayrağımızı göklere çekip, İstiklal Marşımızı okutacağıma inanıyorum” diye konuştu. Yüzme sporuna, antrenörü Osman Çullu vasıtasıyla 8 yaşında başladığını belirten Kahramanmaraşlı Beytullah Eroğlu, şunları anlattı: “2007 yılında normal can simitsiz yüzmeye başladım. Çünkü suyun üzerinde durmak benim için zordu, onu da başardım. 2007 yılından bu yana hep Türkiye şampiyonlukları benimdi. Geçen hafta Kahramanmaraş'ta yapılan Türkiye Şampiyonası'nda yedi yarışa girdim, altısından birinci oldum, bir de Türkiye rekoru kırdım. En büyük hedefim 2012 Londra Olimpiyatları'nda dereceye girmek.” Azmiyle büyük başarılara imza atan ve engelli vatandaşlara örnek olan Beytullah Eroğlu, engelli insanların toplumsal ve sosyal faaliyetlere katılmasını tavsiye ederken, “Gerçekten çok mutlu olacaklarına inanıyorum. Onların mutlu olmasının da tüm halkımızı mutlu edeceğine inanıyorum” diye konuştu. “SPOR YAPSINLAR” Dünya Engelliler Yüzme Şampiyonası'nda 100 metre kurbağalamada altıncılık alan Özlem Baykız da elde ettiği dereceden dolayı büyük sevinç yaşadı. Baykız, “Bizim için çok önemli. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdik, final yüzerek dünya altıncılığıyla döndük. Hedefimiz 2011'de yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda ikincilik ve 2012 Olimpiyatları'nda dereceye girmek” diye konuştu. Yüzme sporuyla uğraşırken hiçbir zaman zorluk çekmediğini belirten Baykız, spor yapmanın güzel olduğunu vurguladı. Baykız, engellilere “Onlara da buradan sesleniyorum, spor yapsınlar, sporla yaşamak çok güzel” dedi. “BU İŞE GÖNÜL KOYDU, ENGELLİLERİ YÜZMEYE KAZANDIRDI” Bedensel Engelliler Yüzme Milli Takımı Antrenörü Osman Çullu da, yıllardan beri engelli sporuyla uğraştıklarını, birçok branşın yanında yüzmenin ana branş olarak devam ettiğini söyledi. Dünya Şampiyonası'nda katıldıkları 8 yarışta da Türkiye rekoru kırdıklarını belirten Çullu, şunları söyledi: “Sporcularımın performansı olmayacak derecede yüksekti. Özlem, bir final yüzdü ve altıncı oldu. Beytullah 2 final yüzdü, iki finalde de altıncı oldu. 3 dünya altıncılığını, Türkiye tarihinde engelliler branşında ilk defa kazandırdık. Bugüne kadar dünya şampiyonalarında hiç finale kalmamıştık. Bundan sonra hedefimiz büyüdü. 2011'de Avrupa Şampiyonası'nda altın madalyayı hedefliyoruz. Daha sonraki hedefimiz de 2012 Olimpiyatları'nda önce final, finale kaldıktan sonra da ilk üçte bir yer bulmak.” Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Hulusi Kalender ise 13 branşta engellilere hizmet ettiklerini, kendisinin yüzme branşından sorumlu olduğunu belirterek, “Özellikle üç tarafı denizlerle çevreli bir ülkede milli yüzücülerin Kahramanmaraş'tan çıkmasının nedeni, Osman Hocamın bu işe gönül vermesi ve engelleri tek tek toplayarak yüzmeye kazandırmasıdır” dedi. HÜRRİYET
  7. İşte Süt İçmenin Müthiş Faydaları

    Bizlerinde içinde bulunduğumuz durumdan dolayı tüketmemiz gereken başlıca gıdalardan diye düşünüyorum.... Allahtan çok sever rahatlıklada içerim süt.... Bilgi ve paylaşım için teşekkürler canım...
  8. Eczanelerde Organ Satılabilcek (Kök Hücre)

    Hayırlısı olsun bakalım... Paylaşım için teşekkürler...
  9. Sevmeyen Adam

    Yaşadığın zorlukları kendi uslubunla dile getirip bizlerle paylaştığın için teşekkürler Hüseyin... Dilerim yatacağın hastanede gereken tedaviyi görüp mevcut yaralarından arınırsın...
  10. Eşsiz Sevgi

    RESULUMUZ HZ )MUAHAMMED MUSTAFANIN ALLAH A OLAN AŞKIDIR AŞK Çok güzel bir anlatım olmuş Hüseyin kalemine yüreğine sağlık...
  11. Gaye Aksu ( Sevdan İle )

  12. Tellere Konan Kuşlar Niçin Çarpılmıyorlar ?

    Bilgi ve paylaşım için teşekkürler...
  13. Termos Nasıl Sıcağı Sıcak, Soğuğu Soğuk Tutabiliyor ?

    Bilgi ve paylaşım için teşekkürler...
  14. Millî Eğitim Bakanlığı'nın yapacağı, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Özürlü Personel Sınavı duyurusu yayımlandı Millî Eğitim Bakanlığı'nın yapacağı, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Özürlü Personel Sınavı duyurusu yayımlandı. Sınav duyurusu için tıklayınız...
  15. Okullar açıldı. Milyonlarca öğrenci sabah olunca okul yolunu tutuyor. Ama İstanbul’un göbeği Ortaköy’de 10 yaşında bir kız çocuğu yürüyemediği için okula gidemiyor. Okulların açıldığı her eylülde aynı burukluğu yaşıyor. Sonra camdan yaşıtlarını önlükler içinde okula giderken seyretmeye alışıyor. Anne Pervin Kulat ise çaresiz. İlayda Karaçanta’nın dramı daha doğduğu an başladı. Sekiz aylıkken dünyaya geldi ve konduğu kuvözde kaptığı mikrop yüzünden yürüyemedi, bugüne kadar tam sekiz ameliyat geçirdi. Hastalıklarla mücadele ederken karşısına bir de okul engeli çıktı. Yedi yaşına geldiğinde annesi Pervin Kulat, onu bir devlet okuluna yazdırmak istedi. Fakat “yaşıtları tarafından itilip kalkılır, psikolojisi bozulur” gibi mazeretlerle İlayda’yı okula almamak için her bahaneyi buldular. Pervin Hanım kızı için engellilere özel eğitim veren okul da aradı ama bulamadı. Sonunda yine devlet okulunun kapısını çaldı. Bir kez daha kapılar, “Okula yanında durun, tuvalete biz mi götüreceğiz?” denilerek yüzüne kapandı, sadece çocuğun resmi kaydını Ortaköy’deki Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’na yaptırabildi. ANNENİN KARARI: YA OKUL YA TEDAVİ Hamileyken eşinden ayrılan Pervin Hanım ya işini bırakıp, bütün gün okulda çocuğunun yanında kalacaktı ya da işe gidip, para kazanıp kızının tedavisini sağlayacaktı. Üstelik oturduğu ev de çalıştığı kurumun lojmanıydı. Eğer işi bırakıp okulu tercih ederse engelli kızı ve 81 yaşındaki annesiyle birlikte sokakta kalacaktı. Pervin Hanım kararını verdi, işe devam edecekti. 2008 yılında okula kaydı yapılan İlayda’nın bir yıl sonra devamsızlıktan kaydı silindi. Pervin Hanım, bu kez Rehberlik Araştırma Merkezi’nin kapısını çaldı ve kızına engelli raporu alarak, ilçedeki diğer okullara gitti. Onların fiziki koşulları daha uygundu. Ancak, biri etütlü okul olduğu, diğeri de kontenjanı dolu olduğu gerekçesiyle İlayda’yı reddettiler. Çaresiz kalan Pervin Hanım, tekrar eski okulu Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’na döndü, tekrar çocuğunun kaydını yaptırdı. Çünkü, kızının fizik tedavi ücretini devletten alabilmesi için bir okula kayıtlı olması gerekiyordu. Kızını haftada üç gün fizik tedaviye götüren Pervin Hanım, onun ilerde koltuk değeniyle yürüme ümidini hiç kaybetmiyor. Psikolojisi bozulur diye almadılar şimdi dört duvar arasında ANNE PERVİN BULAT Kızımın zihinsel hiçbir problemi yok. Yürüyemediği için okula gidemiyor ve bu duruma da isyan ediyor. O kadar istekli bir çocuk ki, gittiği fizik tedavide 20 dakikalık seanslarda okuma yazmayı öğrendi. Engelliler için okullar olmalı. Devlet okulları yüzüme kapıyı kapatıyor. Okullar, benim bütün işimi bırakıp, okulda çocuğumun yanında olmasını istiyorlar. Müdürler bana, “Tamam gelin çocuğunuzun okula kaydını yaptırın ama okulun fiziksel şartları uygun değil. Asansör yok, merdivenlerden nasıl çıkarsınız, tuvalete nasıl çocuğu götürürüz?” deyip önüme engel koydular. Çocuğumun itilip, kalkılacağını bu nedenle psikolojisinin bozulacağını söylüyorlar. Kızımı dört duvar arasına mahkum ettiler. İtilip kalkılmada mı yoksa dört duvar arasında mı çocuğumun psikolojisi bozulur? Ben işimi bırakırsam, hem oturduğum lojmandan ayrılmak zorunda kalacağım, hem de geçinemeyeceğim. Çünkü tek gelir kaynağımız benim 1.300 lira maaşım. Kızıma tekerlekli sandalye bile alamıyorum. Pusetle gezdiriyorum. Ama artık büyüdü, pusete de sığmıyor. Bir dernek tekerlekli sandalye verdi, ancak o da kızıma büyük geldi, geri verdik. Keşke kör olsaydı, çünkü okulu var Bazen düşünüyorum, keşke kör olsaydı diye. Çünkü, körler okulu var. Ya da bir kolu olmasaydı. Yürüyememesi çok zor. Sürekli birine muhtaç. Ben de yarın öbürgün yaşlanacağım, kaldırmak zor. Bir yere taşımakta zorlanıyoruz. Onun da gücüne gidiyor. Annemin çanta gibi beni koluna takıp okula götürmesini bekliyorlar İLAYDA KARAÇANTA Ben artık bu durumuma alışıyorum. Soyadımdan anlaşılacağı üzere okullar da beni annemin koluna takıp, gezdireceği çanta gibi görüyor. Ben hukukçu olmak istiyorum, savcılık yapmak istiyorum. Şimdi okula gitseydim beşinci sınıfta olacaktım. Hala ümitliyim. Ama, bu sene de gidemezsem, savcılık hayalim de suya düşecek. Evde tek bana arkadaşlık yapan anneannem. Hiç arkadaşım yok. Bütün günlerimi onunla geçiriyorum. En büyük arkadaşım televizyon. Dizileri seyrediyorum. Ama okula gitmek istiyorum. 100 ENGELLİDEN 2’Sİ OKULA GİDEBİLİYOR Türkiye’de 8.5 milyona yakın özürlünün olduğu tahmin ediliyor. Engellilerin en büyük sorunlarından biri okulların kapasitesinin yetersiz oluşu. Örgün eğitim alması gereken 90 bini aşkın çocuktan sadece 30 bini ilköğretim düzeyinde eğitim alabiliyor. 4-18 yaş arasındaki çocuk nüfus içinde, 1 milyonu aşkın özürlü çocuk bulunuyor. Bu çocukların 45 bini görme, 130 bini işitme, 500 bini zihinsel, 300 biniyse hareket engelli. Özürlü çocukların okullaşma oranı yüzde 2 civarında. Türkiye çapında özel eğitim hizmeti veren 900 civarındaki okul ve kuruma devam eden engelli çocuk sayısı ancak 32 bin. Türkiye’de engelli meslek liseleri, ortopodik engelliler ilköğretim okulu ve meslek lisesi, eğitilebilir zihin engelliler okulu, otistik çocuklar eğitim merkezi gibi engellilere yönelik okullar bulunuyor. Türkiye’de ortopedik engelliler için üç ilköğretim okulu bulunuyor. Ankara’da Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler İlköğretim Okulu, Ankara Yenimahalle’de Milli Eğitim Vakfı Gökkuşağı İlköğretim Okulu ve Turhal Ortopedik Engelliler İlköğretim Okulu. Ankara’daki Doğan Çağlar İlköğretim Okulu Türkiye’nin diğer illerinden yatılı olarak öğrenci alabiliyor. Öğrencilerin tüm ihtiyaçları okulda karşılanıyor. Ayrıca okulda fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi ve fizyoterapist bulunuyor. Okul 7-19 yaşa hizmet veriyor. OKUL TÜRÜ OKUL SAYISI ÖĞRENCİ ÖĞRETMEN SAYISI İşitme Engeliller İlköğretim Okulu 49 4598 1055 İşitme Engelliler Meslek Lisesi 17 1822 248 Görme Engelliler İlköğretim Okulu 15 1325 392 Ortopedik Engelliler İlköğretim Ok. 3 485 82 Ortopedik Engelliler Meslek Lisesi 2 135 29
  16. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından engellilere yapılacak olan konutlar için Yozgat'ın Sorgun İlçesinde 145 kişi müracaat etti. Yozgat Valisi Necati Şentürk'ün engellilere Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygun ödeme koşuluyla ev verileceğini açıklaması üzerine harekete geçen Sorgun Engelliler Umut Derneği hemen çalışmalara başladı. Sorgun Engelliler Umut Derneği Başkanı Süleyman Özdemir, Yozgat Valisi Şentürk'ün engelli vatandaşlara çok büyük destek verdiğini belirterek, "14 Eylül 2010'da valilik tarafından engelliler için verilen yemeğe katıldık. Sayın Valimiz Necati Şentürk yemekte bizlerle çok ilgilendi. Yemekte TOKİ Genel Müdürlüğüyle görüştüğünü ve özürlü vatandaşlara konut yapılacağını açıkladı. Bizde bunun üzerine çalışmalarımıza başladık. Şu ana kadar 145 kişi müracaat etti. Biz bunların belgelerini hazırladık. İnşallah başvuru sona erene kadar bu sayı aratacak ve özürlü vatandaşlarımız uygun ödeme koşullarıyla ev sahibi olacak. Bize gösterdiği yakın ilgiden dolayı Sayın Valimize çok teşekkür ederim" dedi. TOKİ konutları için müracaatları Umut Engelliler Derneği'nin yanı sıra Özel Ayışığı Rehabilitasyon Merkezi ve Özel Elvan Rehabilitasyon Merkezine de yapılabileceğini belirten Özdemir, "Müracaatlar için en az yüzde 40 özürlü raporunuz olmanız gerekiyor. Özürlü raporunun yanında Aile toplum kağıdı, aile yerleşim kağıdı ve nüfus cüzdanı fotokopisi gerekmektedir. Başvurular derneğimizin yanı sıra Özel Ayışığı Rehabilitasyon Merkezi ve Özel Elvan Rehabilitasyon Merkezine de yapılabilir" diye konuştu Haber Fx
  17. Topallayan Yürekler

    Fiziki sakatlıklar hemen dikkatimizi çeker. Mesela topallayan bir bacağı asla gözden kaçırmayız, ancak topallayan yürekleri de asla fark etmeyiz! Herkese bir soru sormak istiyorum: Bir kör, sağır, ya da tekerlekli sandalyeye mahkûm bir engelli gördüğümüzde içimizden geçen ilk duygu nedir?.. Acırız... İçin için "vah vah" çeker, "zavallı" gibisinden mırıldanırız. Halbuki bizden beklenen "acıma" değil, "anlama." Fakat heyhat: Kendini anlamayan başkasını nasıl anlasın. Biz ne kendimizi anlıyoruz, ne de birbirimizi. Bu yüzden hayat gitgide anlamsızlaşıyor. Çünkü sadece zorluklarını, olumsuzluklarını, kirli yanlarını yaşıyoruz. Oysa hayatta bir sürü güzellik de var: Mesela güller açıyor, çocuklar gülümsüyor, yıldızlar göz kırpıyor, yağmur yağıyor, güneş doğuyor. Hayatın kışı ayrı, yazı ayrı güzel; denizin durgunu farklı, dalgalısı farklı güzel. Ancak bu güzellikleri fark edebilmek için görebilmek lazım. Şayet görmüyorsak, bir anlamda görme engelli sayılmaz mıyız? Kuşların rengi ve ahengi, uçuşu da, ötüşü de ayrıdır... Yazın ayrı, kışın ayrı öter kuşlar. Ama her sabah kuş orkestrasının ahenkli ritmiyle uyanmak sadece duymayı bilenlere mahsus bir imtiyazdır... Yazık ki çoğumuz kuşları duymuyoruz... Kuşları duymadığımız gibi, eşimizi ve çocuklarımızı da (dinlemiyoruz ki) duymuyoruz... Bir anlamda işitme engelli sayılmaz mıyız? Sevmekten korkuyoruz. Sevsek bile bunu saklıyoruz... Annemiz, babamız, eşimiz ve çocuklarımız onları ne kadar sevdiğimizi bilmiyorlar, çünkü sevgimizi söylemeyi zaaf sayıyoruz. Bir anlamda sevgi engelli sayılmaz mıyız? Sevdiklerimizin gönlünü alacak güzel sözler söylemiyoruz... Bir anlamda konuşma engelli sayılmaz mıyız? Elimizdeki güzelliklerle zenginlikleri fark etmediğimiz için, mutluluğu uzaklarda arıyoruz... Bir anlamda zeka engelli sayılmaz mıyız? Sevgilerimizle birlikte kızgınlıklarımızı, küskünlüklerimizi de saklıyor, duygularımızı salt kendi içimizde yaşıyoruz. Bunu izah için de "kol kırılır yen içinde kalır" diyoruz. (Kol kırılıp yen içinde kaldıkça, kemik yanlış kaynıyor, öylece bir uzvumuz daha çarpılıyor) Bir anlamda cesaret engelli sayılmaz mıyız? Farklı inanan, farklı düşünen, farklı giyinen, farklı yaşayan insanları kabullenemiyor, sosyal hayattan dışlamaya kalkışıyoruz... Bir anlamda saygı engelli sayılmaz mıyız? Ve hep yakınıyor, sadece şikâyet ediyoruz: Yani şükür engelliyiz! Bu anlamda engelli sayımız yedi buçuk milyon değil, belki de yetmiş buçuk milyon!.. Yaşamı idrak etmeden yaşayıp gidiyoruz işte!" ALINTI...
  18. Şişe Kapakları Engelliler İçin Umut Oluyor...

    Bir kapakla yaşama yol verin Engellilere tekerlekli sandalye temin etmek için Ege Üniversitesi kampanya başlattı. Yapılması gereken plastik kapak toplamak. Toplanan her 250 kilo kapak için bir engelli sandalyesinin alınacağı projede temin edilecek sandalye sayısı üçe yükseldi. Toplanacak plastik kapakların ve alınacak sandalye sayısının artmasını umduğunu belirten EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar, "Projeye yurdun dört bir yanından ve dünyanın çeşitli yerlerinden büyük destek geliyor. Üniversitemizin çeşitli fakülteleri, şehrimizdeki birçok lise, restoran, kamu kurumu ve anaokullarından plastik kapaklar geliyor. Özellikle anaokullarından aldığımız destek bizleri çok sevindiriyor. Çocuklar bu sayede küçüklükten itibaren paylaşma ve yardımda bulunma duygusuyla tanışıyorlar. Bu sayede toplumumuzun engellilere karşı olan duyarlılığının artacağına inanıyoruz" diye konuştu. Para yardımı kabul etmediklerinin altını çizen Prof. Dr. Nurselen Toygar, insanların sadece topladıkları plastik kapakları getirerek kampanyaya destek olabileceklerini vurguladı. Hürriyet
  19. Evde bakım hizmetiyle ilgili önemli bir proje geliştiriyoruz Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 'evde bakım' hizmetiyle ilgili yeni ve önemli bir proje geliştirdiklerini söyledi. Akdağ, Türk Eczacıları Birliği, Ankara Bölge Eczacı Odası ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği ortaklığıyla düzenlenen 10. Türkiye Eczacılık Kongresi'ne katıldı. Bakan Akdağ, kongreye gelişinde bası mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, evde bakım hizmetlerine yönelik sorusu üzerine Akdağ, Türkiye'de bu konuda yeni ve önemli bir proje geliştirdiklerini söyledi. 'Ağır özürlü olan ya da tamamen yatağa bağlı olarak yaşamını sürdürmek zorunda olan vatandaşlar için evde bakım hizmetine başlanacak' diyen Akdağ, şunları kaydetti: ''2010 yılı içinde bulunduğumuz şu aylarda pilot illerde çalışmalar yaparak sistemi yerine oturtmaya gayret ediyoruz. 2011'in başından itibaren de Türkiye'nin tüm şehirlerinde yaklaşık 70 bin ile 100 bin kişi tahmin ediyoruz, ağır yataklık durumu olan vatandaşlarımıza evlerinde hizmet vereceğiz." Projenin önemli olduğunu, ancak çok kolay olmadığının altını çizen Akdağ, pilot çalışmalarla eksikliklerin giderilmeye çalışıldığını aktardı. MEDULA KAYIT SİSTEMİ'NE KAYIT YAPTIRMAYAN HEKİM SAYISININ ÖNEMLİ DÜZEYDE DEĞİL Bakan Akdağ, 'Medula sistemi 1 Ekim'de devreye giriyor, kayıt olmayan hekim var mı?' sorusu üzerine, ''Sağlık Bakanlığı'nda çalışan hekim arkadaşlarımızdan sisteme kayıtlı olmayan önemli bir sayının olmadığını bildirdiler.'' şeklinde konuştu. 'Kayıt olmayanların devam etmesi halinde ne olacak?' sorusuna da Akdağ şu cevabı verdi: ''1 Ekim'den sonra kayıt olmayan kalmaz herhalde.'' Tüberküloz ilaçlarının geri ödemeden çıkartıldığına yönelik soru üzerine Akdağ, "Şu anda bilmiyorum, ama olsa olsa şöyle olabilir, tüberküloz ilaçlarını bedava dağıtıyoruz, dolayısıyla tüberküloz ilaçlarının eczanelerden alınmasını çok da istemiyoruz. Çünkü sistemin haberi olmadan yetersiz süre ve sayıda kullanılan ilaçlar tüberküloz mikrobunun direncine yol açabiliyor. Bunun böyle bir gerekçesi olabilir.'' ifadesini kullandı. Zaman Gazetesi
  20. Gaye Aksu ( Sevdan İle )

    Bilseydim bu kadar merak edeceğini daha özenli bir doğum günü parçası seçerdim
  21. En Kaçak Sevda...

    Güzel bir şiirdi paylaşım için teşekkürler canım ...
  22. @ 6. hafta 6.ay 6.yıl @

    Paylaşım için teşekkürler :D
  23. Bu Bir Veda Yazısıdır....

    Anladım ki sonu yok özlemenin ve sonu yok gelmemenin. Anladım ki bu sonsuzluğun ucunda sonum. Çok güzel bir veda yazısıydı ...Paylaşım için teşekkürler...
  24. Bilgi ve paylaşım için teşekkürler....
  25. Yamazan

    Tam bizim r leri söylemeden yazalım oyununa benzemiş :D :hahy: