Dogru_Yol

Üye
  • İçerik sayısı

    1.928
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    20

Dogru_Yol kullanıcısının paylaşımları

  1. Bence Güzelllllll

    Sayın cemre Güzel....emeğine sağlık....teşekkürler....
  2. Arama...

    Sayın cemre Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler..... Senin için de aksın iki damla göz yaşım Zaten benim çileden kurtulmadı ki başım Neleri örtmedi ki zavallı sabır taşım Hep zalimler çıkıyor hayret gönül kurama Artık bende mutluluk gülen yüzü arama.
  3. Kaynana Testi:)))))

    Sayın cemre Muhteşemdi çok güldüm.... emeğine sağlık....teşekkürler....
  4. Tatlı Bebişler

    Sayın cemre Emeğine sağlık....teşekkürler.... Hepside muhteşem tatlı ama en çok bu ikisini seçtim....
  5. Bu Bir Devrim

    Kamera özelliği, lazer sensörü ve Google Maps yüklemesi ile imkansız, mümkün kılınıyor. Ne yazık ki ülkemizde, engelli vatandaşlarımıza yeterli özen gösterilmez. Ne kaldırımlar, ne toplu taşıma araçları onların rahatlarına yöneliktir. Psikolojik yük bir yana, fiziksel eziyet de eksik olmaz. Amerika ise, buna çok farklı bir açıdan bakıyor. Amerika’da Bilim Vakfı tarafından desteklenen ve Lehigh University’de yaratılan tekerlekli sandalye, basit bir elektrik motorundan çok fazlasını vaat ediyor. Robotik sandalye, kızıl ötesi sensörlerle önündeki engeli görüp manevra yapabiliyor. Kameralar ile kesin manevralar sağlanıyor. Google Maps destekli arabirimi sayesinde, gidilecek yol tarif ediliyor ve gerekirse otomatik pilot benzeri yapıya geçiliyor. Cihaz, 1 yıl içerisinde test edilecek ve ardından seri üretime geçecek.
  6. İhtiyacınız Olan Medikal Malzemeler

    Sayın can bey Emeğine sağlık....teşekkürler.... Yardım sever, temiz yürekli insansın.....temiz yüreğinin mükafatını Allah fazlasıyla verir inşallah hayırlısıyla..... Allah her konu da yar ve yardımcın olsun.....
  7. Türkiye Halk Bankası ve Engelleri

    Sayın can bey Emeğine sağlık....teşekkürler.... Çok üzücü bir durum ve böyle konular Türkiye'nin her yerinde var. Bu ülkenin düzeleceğine inanmıyorum....
  8. Yazar-çizer kimliği ile tanıdığımız Demirhan Kadıoğlu'nun farklı ve ilginç başarı öyküsü Hayata küserek değil severek mücadele etmek gerektiğini belirten Demirhan Kadıpoğlu, "Şimdiki gençler olmayan dertlerini dert edinerek intihar etme lüksüne sahip" diyor. 'Başarı Öyküsü' dendiği zaman genel olarak sıfırdan başlayıp zengin olan insanların öyküleri akla gelir. Gazetelerimizde, dergilerimizde çeşitli iletişim araçlarında da 'başarı öyküleri' denilince nasıl bu kadar serveti kazandı diye merak ederiz. İçinde bulunduğu zor şartları yenip de kendine hayatta tutunabilecek bir dal bulan insanların öyküleri 'örnek yaşam öyküsü' sayılmaz ya da topluma aktarılacak önemde bulunmaz. Oysa en önemli başarı öyküleri onlardır.'En büyük başarılar' güç koşulların içinden çıkıp kendi geleceğini biçimlendiren, kendi yaşam yolunu açan insanların başarılarıdır. İşte bugün size farklı bir başarı öyküsünden sözedeceğiz… Demirhan Kadıoğlu, hem yazar hem çizer ve engelli. Ama bakın Kadıoğlu, kendisi için ne diyor? "Ben engelliyim ama hayatın içindeyim. Yazıyorum, çiziyorum. Engelli olmak hayatın içinde olmaya engel değil" Evet sizleri Demirhan Kadıoğlu ile yaptığımız sohbetle baş başa bırakıyoruz. Sizi hep gazeteci yazar- çizer kimliğiyle tanıdık. Dilerseniz geçmişteki kimliğinizi okurlarımızla birlikte paylaşalım. Kısaca kimdir Demirhan Kadıoğlu? Ben öncelikle 1967'de Bakırköy Çocuk Yuvasına bırakılmışım. 1972'de Yakacık Yetiştirme Yurdu'na gönderildim. 1979'da da Tokat Yetiştirme Yurdu'na… Özel hayatta yaşanan bir takım olumsuzluklar kuşku yok ki, bizi de etkiledi. Doğrusu geçmiş geçmişte kaldı diyorum. Ancak boşanan çiftler sonraki adımı da düşünmeli... Parçalanmış bir ailenin yuvaya bırakılmış bir bireyiyim. Uzun yıllar devletin kanatları altında büyüdük. Kim tarafından bırakıldığımı bilmeden senelerce hem yuvada hem de yetiştirme yurdunda diğer kader ortaklarımla büyüdük, hayatı tanıdık. İsmimizi dosya klasörlerinden öğrendik. Geçen hafta bir Yetiştirme Yurdu'nda konferans verdiniz. Kamuoyunda "yetimhane" olarak bilinen yerlerde büyümek nasıl bir duygu? Bu günlerden o günlere baktığınızda sizin için neler değişti? Bir insan olarak baktığımda değişen bir şey yok. Bir gazeteci olarak baktığımda mesleki açıdan çok şey değiştiğini görüyorum. Mesela Yetiştirme Yurtları 1980 öncesi Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı değildi. Hep dernek yardımları veya Vali desteğiyle yürütülen kurumlardı. Ki, 80 öncesi bizim dönemimiz talihsizlerle doluydu. Bir ay çektiğimiz su sıkıntısı vardı ki, ne yıkanabiliyorduk, ne de üstümüzü temizleyebiliyorduk. Kışın kara lastiklerle okula gidiyorduk. Sonra iktidarların değişmesiyle birlikte yurtlarda da gözle görülür bir iyileşme baş gösterdi. Yıllar sonra aynı yetiştirme yurdunu tekrar ziyaret ettiğimde gerçekten büyük atılımlar yapılmış olduğunu gözlemledim. Pırıl pırıl yatakhane, oyun salonları, bilgisayarlı özel odalar ve mis gibi yemekhane salonları… Kıyafetler yepyeni. Hatta geçenlerde konferans için gittiğim bir yetiştirme yurdunda o günler tekrar gözlerimin önüne geldi. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun hakkını yememek lazım. Bütün ihtiyaçlar temin ediliyor. Ancak bir detay var ki o hiç değişmemiş: çocuklar hep aynı ürkeklik ve terkedilmiş olmanın hıncını üstünde taşıyor. Yetiştirme Yurtlarında büyüyen biri olarak sizin hayata sarılmanız nasıl oldu? Yani sizde mi hınçla başladınız hayata? Toplum hayatımıza baktığımızda kuşkusuz aile ortamında görünen bir takım huzursuzluklar olmuyor değil. Ancak kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla bakıldığında aile içi problemler kendi dokusu içinde çözülebiliyor. Ancak yetiştirme yurdundaki olumsuzluklar sayılamayacak kadar çok. Ben hep bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ettim. Genellikle yurt çocukların psikolojileri incelendiğinde ne verirseniz gayr-ı memnun bir tavır görülür. Az önce bahsettiğim konferanstan sonra bir genç yanıma gelerek kulağıma, "Ağbi sen de bizdenmişsin. Bizi bizden başka kimse anlamaz. Damdan düşenin halini damdan düşen bilir" diye fısıldadı. Yani "ondan" olmayanı kendine uzak görüyor. Öncelikle yurtlardaki bu çocukların kalplerini fethetmeliyiz. Yaşadıkları bu dünyada "itilmiş" olarak görünmek istemiyorlar. Sosyal etkinlilerle becerileri geliştirilmeli. Hayata sanatla tutuldunuz diyebilir miyiz? Resim, sanat, müzik veya spor dallarında her türlü marifetleri desteklenmeli. Ben resim ve karikatür çizerek mizahi yönle hayata tutundum. Zaten hayatınızda hep iki seçenek vardır. Bu seçeneklerden hep "iyi" veya "doğru" hanesini tercih ederseniz bakış açınız hep "pozitif" olacak. Oldu da. Bu pozitivizmi inanç besler. İnanan insan itaat eder, kurallara uyar. İnancınız yoksa kaybınız büyük. İnancınız varsa, herşey var. Bütün kainat emrinizde. İnancım beni hep motive etti. Peygamberimizin küçük yetim çocuğun başını okşadığı kıssa her daim aklımda. O kadar hoşuma gider ki... Hani, bayram günü Efendimiz (a.s.v.) oynamakta olan bir grup çocuğun yanına uğrar… Kıyıda oturan yalnız bir çocuğun yanına yaklaşır. Halini sorar. Çocuk yetimdir, annesi ise bir başkasıyla evlidir. Bakacak kimsesi yoktur… Bu sebeple üzüntülü olduğunu bildirince, Kainatın Efendisi, "İster misin, Muhammed senin baban olsun, Aişe anan ve Fatıma da kardeşin olsun?" buyurur ya… Bu kıssada kendimi görüyorum. Kainatın Efendisi "baba"mız, Hz. Aişe "annemiz," Efendimizin kızı Hz. Fatıma da "kardeş"imiz… Bizim için bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? Biz yetimler ne kadar sevinsek azdır. Zamanın gençleri en ufak bir sıkıntıda hemen intihar etmeyi düşünebilecek kadar karamsar, tavsiyeniz nedir? Şunu söylemeliyim, bir kısım medya, özellikle tribünlere oynayan yazılı ve görsel basın Yetiştirme Yurtlarını hep "hüzün"hane olarak göstermeye çalışır. Ajite eder. Sebebi, içindeki yaşamı bilmediğinden. Yetiştirme yurtları karamsar mekanlar değil. Umut ve ümit yurdudur. Her çocuğun gözlerinde umut parlar. Karamsar olanlar yok değil, elbet var. Onlar ise içindeki boşluğun bir türlü dolduramadığındandır. Hak vermek lazım. Günümüzdeki gençlere baktığımızda olmayan dertlerini dert edinerek, intihar etme lüksüne sahip… Şahsen bunu anlamakta zorlanıyorum. Hayat yaşanmaya değerse, bu kadar ucuz olmamalı. Eğer ders almak istiyorlarsa, yetiştirme yurtlarını veya terkedilmiş ihtiyarların yurtlarına baksın. Hayatın kıymetini oralara bakarak anlasınlar. Peki Yetiştirme Yurdu'nda sizi hayata tutan neydi? Fırsat buldukça kitap okurdum. Önce romanlara merak saldım. Sonra tarihe… Daha sonra da arayış içinde olduğum dönemlerde manevi kitapları okudum. Çünkü bir boşluk vardı ve onun doldurulması gerekiyordu. Tamam arada bir namaz kılıyorduk. Teravih namazlarına gidip, insanlara bakarak namaz kılmasını öğrenmiş, yeri geldiğinde namaz dualarını ezberlemiştik. Ne zamanki Risale-i Nur'larla tanıştım, o zaman bu kainata boşuna gelmediğimizi, yaradılışımızın bir sebeb/i hikmeti olduğunu ve yaptığımız ibadetin bir anlamı olduğunu keşfettik. Aslında hayatta eksiklik diye bir şey yok. Yeter ki, siz isteyin Allah gönderiyor. Neden karikatür? Bu merak nasıl başladı? Çizgi benim dünyamda önemli bir yere sahip… 11 yaşımda üç ameliyat geçirdim. Göğsümde yumruk büyüklüğünde ur vardı. İkisi local anestezi… Üçüncüsü bayıltarak… Bu da aylarca hastane odalarında kalmak demek… Yatağa mahkûmdum ve bir şeyler çizme ihtiyacı hissediyordum. Sonunda çizgisiz defterler alarak karalamaya başladım. Resimler çizdim. Çizgi romanlar yaptım, hikâyeler yazdım. Amatörce… Kimi hastaların karikatürünü çiziyordum, kimi hasta ziyaretçilerin… Yani hastalığım bir nimet oldu. Bol zaman olunca bol düşünme vakti buluyorsunuz. Düşüncenizi geliştiriyor, dahası kitap okuyorsunuz. Karikatür çizimlerinde mizah duygumuzu katarak hayata bakış açımızı eğlenceli hale getirmeye çalıştım. *Kimler size önayak oldu? Mizah duygusu ile alay duygusunu birbirine karıştırmamak lazım. Karikatür gücendirmemeli, düşündürmeli. Eğlendirmeli, alay etmemeli. Yergi de yerinde olmalı. Mizah zeki insanların işi. Zekanızı olumlu yerde kullanırsanız ve çizgiyle bütünleştirirseniz ortaya iyi bir karışım çıkıyor. İlk karikatürlerimi Gırgır dergisine göndermiştim. Oğuz Aral'ın eleştirileri doğrultusunda çizgime çeki/düzen verdim. Sonra Can Kardeş çocuk dergisinin açtığı karikatür yarışmasında üçüncü, bir sonraki yarışma çizgi-roman da ikinci gelmiştim. Bu benim hayatımı değiştiren unsurlardı. Devamlı karikatür göndererek, çizgi hayatına atılmış oldum. Daha sonra gelen teklif üzerine hem gazetede aktif olarak çalıştım, hem de dergide çizimlere başladım. Aradan yıllar geçti… Evlendiniz. Aile hayatı yaşamamanıza rağmen, bir aile kurmak zor olmadı mı? Hayat tecrübelerin bileşkesi. Evlilik hayatımın önemli bir dönüm noktası oldu. Esasen çok korktum diyebilirim. Malum evlilik, iki yabancı insanın ortak bir noktada buluşması… İlk yıllar birbirimizi tanımakla geçti. Kuşkusuz sıkıntılar olmadı değil, her evlilikte olduğu gibi. Mühim olan bu duvarları aşabilmek. İnsanlar birbirini tanıyınca duvarları yıkıyor zaten. Üstelik benim kazancım vardı. Çünkü onun annesi, annem. Babası babam oldu. Zaten ortak akılla hareket ettiğinizde problem kalmıyor. Bir de manevi olarak sorumluluklarınız var. Çocuklarınızı en iyi şekilde yetiştirmenin gayreti içine giriyorsunuz. Eşim hayatımın her safhasında en büyük desteğim oldu. Zaten geriye dönüp baktığımda 18 yılı geride bırakmışız. Çocuklarına neler tavsiye ediyorsun, onların sana bakışı nasıl? Çocuklarıma, "Bakın biz böyle çektik, şu sıkıntıları yaşadık" diye anlatarak onları ezmemeye çalışıyorum. Her çocuk bir dünya. Kendi çocuğun bile olsa farklı karakterlere sahip olduğunu görüyor ona göre hareket etmeye çalışıyorum. Mümkün olduğu kadar onlarla vakit geçirmeye çalışıyorum. Sofrada, gezide, tatilde… Onlara sahip olduğu nimetlerin kıymetini, dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum. Onlara maddi imkanlar yerine "sevgi" vermeye çalışıyorum. Çünkü biz anne baba sevgisinden yoksun büyüdük. Ben onlara nasıl davranıyorsam, onların bana bakışının öyle olduğunu biliyorum. Ancak baba olmak dünyanın en ağır yüklerinden biri belki. Bir aileye sahip olmak "lay lay lom" bir hayata sahipsiniz demek değil… Bunu biliyorum. Gerçekçi gözle bakıp çocuğunuzu yetiştirmek ve hayatın her türlü zorluklarına alıştırmalısınız. Çeşitli kanallarda masal programı, gazete ve internet sitelerinde köşe yazısı, onlarca masal kitabı ve karikatür çiziyorsun? Nereye kadar? Sorunuzu anladım. Topluma anlatacak çok şeyim olduğunu düşünüyorum. Enerjimin yettiği kadar bir şeyler anlatacağım. İnsan bir kez hayata gelir. Hayatın provası yok. Yaşadığın müddet içinde yaşadıklarını tecrübelerini bir sonraki kuşağa aktarmalısınız. En iyi miras, şu gökkubede hoş bir sada bırakmak değil midir? Gençlere dönük mesajınız neler? Gençlik hayatın en güzel ve tatlı meyvesi… Bu zamanda Allah'ı tanımak ve onun emirlerini yerine getirmek kâr üstüne kâr etmek kadar faziletli bir ticaret. Zor değil. Okuyarak cenneti size hiçbir din vaad etmez. Eğlencenin de bir yeri var. Ama hiçbir insan hayatı boyunca eğlenemez. Saf zihinlerini temiz enerjiyle doldursunlar. Kainatı okusunlar ve bir gün yaşlanacaklarını düşünsünler. Bu dünyanın cazibesi bir illüzyondur. Geçicidir, baki değil. Tıpkı dünya hayatı gibi. Ebedi hayatlarını cazibedar fitnelerinden sakındırmalı ve korumalılar. Elindeki sanat ve zenaatle geçimini sağlamalı, ibadetlerle ebedi hayatını kurtarmalılar. Röportaj: Fahri Sarrafoğlu Kaynak
  9. Biyonik Göz İle Gören İlk Görme Engelli

    Sayın sümeyye Emeğine sağlık....teşekkürler..... Çok sevindirici haber.... Not: Sayfanı dünyadan haber bilgi bölümüne taşıyorum....
  10. Aşk Belirtileri.....

    Aşık Olduğunuzu Anlamanın Yolları Aşık mıyım? Seviyor muyum? Aşık Oldum! Seviyorum!. 1- "Seni seviyorum" demeye doymuyorsanız. 2- En bakımsız halinizi bile görmesine aldırmıyorsanız. 3- En bakımsız halinize bile bayılıyorsa. 4- En sarhoş olduğu zamanlarda bile, asla size eski sevgilisinin adıyla hitap etmiyorsa. 5- Eski sevgilinizi gördüğünüzde içiniz kıpır kıpır olmuyorsa. 6- İş seyahatine çıktığında ondan haber alamadığınızda, sinirlenmek yerine, başına birşey gelmesinden endişe ediyorsanız. 7- Gazetenin 3. sayfasını okurken gördüğünüz kötü haberler sizi çok etkiliyorsa ve "ya o da böyle bir kaza geçirirse" diye düşünüp telaşa kapılıyorsanız. 8- Başınız çok ağrıdığında, uyumanıza yardım etmek için, bütün gece size Sindrella'yı ve Robin Hood'u anlatıyorsa 9- Birlikte tatlı yaparken çok eğleniyorsanız. 10- Alışverişten sonra sizinle ilgileniyorsa. Ama sadece kredi kartı borcunuzu öğrenmek için değil, aldığınız şeyleri görmek için. 11- Yedekte adam tutmak huyunuz, esrarengiz bir şekilde sizi huzursuz etmeye başladıysa. 12- Sizin için çok önemli bir toplantıda, yüzünüzde bir gülümsemeyle hayallere dalıyorsanız. 13- En aptal aşk şarkıları bile size son derece anlamlı geliyorsa. 14- Eski Türk filmleri sizi ağlatmaya başladıysa. 15- Çevrenizdekiler, sizin çok daha anlayışlı ve pozitif biri haline geldiğinizi söylemeye başladılarsa. 16- Daha telefon çalarken, onun aradığını anlıyorsanız. 17- Siz seyahatteyken, hergün çiçeklerinizi sulamak için size uğruyorsa. 18- Size araba kullanmayı öğretirken, sabrını sonuna kadar muhafaza edebiliyorsa. 19- Saçınızın rengini bir ton bile değiştirseniz, loş ışıkta dahi farkı anlıyorsa. 20- Birbirinizin kredi kartı şifresini biliyorsanız. 21- Annenizle sevgi dolu bir ses tonuyla konuşuyorsa. 22- Annesiyle sevgi dolu bir ses tonuyla konuşuyorsanız. 23- Henüz evlenmeden çocuk isimlerinden bahsetmeye başladıysanız. 24- Onsuz tatile çıktınız ve bütün vaktinizi telefon başında onu ne kadar çok özlediğinizi anlatarak geçirdiniz. 25- Canınız işe gitmek istemediğinde sizin için patronunuzu arayıp hasta olduğunuzu söylüyorsa. 26- Siz kilo aldıkça, tombul kadınları sevdiğinden bahsediyorsa. 27- Üzerinde son derece eski moda giysiler olsa bile, onunla en yakın arkadaşlarınızın uğrak mekanı olan bara gitmekten rahatsız olmuyorsanız. 28- Size durup dururken çiçek alıyorsa. 29- Size hala oyuncak ayılar ve tüylü köpekler alıyorsa. 30- Ne kadar saklamaya çalışsanız da, bugün sizin için kötü giden birşeyler olduğunu farkediyorsa. 31- Yorgun olduğunda bile size seve seve masaj yapıyorsa. 32- Onun yüzünden eğitiminizi yarım bırakmanın veya kariyerinize zarar verecek bir adım atmanın "fedakarlık" olduğunun farkındaysa. 33- Başınız sıkıştığında ilk aklınıza gelen onun koruyucu omuzlarına ihtiyacınız olduğuysa. 34- Sizin için yemek, temizlik hatta ütü yapıyorsa. 35- Arkadaşlarınızla vakit geçirmeniz ve onun dışında da bir hayatınız olması konusunda sizi>destekliyorsa. 36- Özel günleri asla unutmuyor ve ufakta olsa mutlaka bir hediye alıyorsa. 37- Sizin için ağlamaktan utanmıyor hatta bunun için gurur duyuyorsa. 38- Çok paraya ihtiyacınız olduğu bir dönemde hiç düşünmeden bilgisayarını satabilecek kadar düşünceliyse. 39- Bir sorunu olduğunda ima yoluna gitmek yerine açık açık konuşmayı tercih ediyorsa. 40- Aynı bir şarj makinesi gibi enerjinizi tazeliyorsa. 41- Gecenin bir yarısı, sadece sizi sevdiğini söylemek için telefon ediyorsa. 42- Nasıl olsa birlikte yaşıyorsunuz diye kendini boşvermiyorsa. İlişkinizi taze tutmak için çaba sarfediyorsa. Mesela en sevdiğiniz restoranda rezervasyon yaptırıp size sürpriz ve romantik bir gece hazırlıyorsa. 43- Size ayak uydurmak için tenis dersleri alıyorsa. 44- Birlikte dans dersleri almayı teklif ediyorsa. 45- Gece kulüplerinde piyasa yapmaktansa, sizinle evde video seyretmeyi tercih ediyorsa. 46- Pijamalı halinizi gece kulüplerindeki çarpıcı kadınlara tercih ediyorsa. 47- Kendisi acılı sevdiği halde, sizin için yemeği acısız ısmarlıyorsa. 48- Sizin için dünyanın öbür ucuna giderse. 49- Size gözü gibi bakıyorsa ve gözleri 6 numara bozuk değilse. 50- Size hergün "Sevgililer Günü"yse. ALINTI
  11. Sayın Can Bey Bu önemli konu için teşekkürler..... Bu sayfayı görünce bende üzüntüden terledim..... Hepinize çok geçmiş olsun....Allah sabrınızı gücünüzü arttırsın inşallah hayırlısıyla..... Bu çiçekler bütün engelli insanlara ve unutmayın hepinize gülücükler yakışıyor.....
  12. [Tecrübe] Muammer Abinin Çözüm Yolları

    Sayın Can Bey teşekkürler..... Sayın muammer Bilgisayar kullanma başarınız mükemmel...... Allah hayata bağlılığınızı ve sabrınızı gücünüzü arttırsın inşallah hayırlısıyla.....
  13. En Güzel Şeymiş Aşk,

    Sayın cemre Çok güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler..... kalp yanar alevle yürek köz olur tutuşur bazen ayrılık ölüm getirir bazı seven kavuşur dünya da olmazsa gerçek seven mahşerde kavuşur aşkı damarlarına kadar çekenin beyni uyuşur.
  14. Özsezikli Group Web Sitesini yeniledi... Engellilerin de kullanabileceği özel bir web sitesi tasarladı. Türkiye’nin en gelişmiş fizik tedavi merkezlerinden Darüşşafaka Maltepe Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin 2 yıldır mesleki danışmanlığını yapan ve fizyoterapi uzmanlarından oluşan genç, idealist kadrosuyla felç, inme gibi nörolojik ve ortopedik hastalıkların tedavisini üstlenen Özsezikli Group, bağımsız hareket edebilme özgürlüğü kısıtlı olan engelli hastaları da düşünerek “Engelli site kullanımı” bölümüyle tasarladığı yeni web sitesini kullanıma sunuyor. Beklenmedik kaza, inme ve felç gibi hastalıkların günümüz koşullarında her an hepimizin başına gelebileceği tehlikesini taşıyorken, bu durumda olan fakat artık “başa gelen çekilir” mantığını kabul etmeyen engelli bir insanın da kendi kendine yetebilecek fiziksel ve sosyal ortam uygunluğuna sahip olmaya ve sınırlarını zorlamaya hakkı vardır. Rehabilitasyon alanında bu donanımı ve kapasiteyi sağlayacak her türlü gelişimin öncüsü olan Özsezikli Group, engellilerin zorlanmadan kullanabileceği yeni web sitesi ile hasta memnuniyetinde fark yaratıyor. Özsezikli Group’un kurucularından Bülent Özsezikli ve Güven Çetin, hastalarına sundukları merkezde tedaviden tutun da evde rehabilitasyona kadar varan hizmet genişliği yanında felçli hastaların ev ortamlarının mimari yapısını değiştirerek ergonomik hale getirebildiklerini belirtiyorlar. Dolayısıyla burada herhangi bir nedenden dolayı engeli olan hastaların yaşam kalitesini yukarıya çekmenin gaye olduğuna değinerek, yeni web site tasarımının da bu görüşten ortaya çıktığını ifade ediyorlar. Site tasarımının alt yapısı engelli insanların rahatlıkla kullanabileceği şekilde dizayn edilerek, her sayfada fazla el-kol kullanımı gerektirmeyecek biçimde, “Engelli site kullanımı” başlığı ile sol üst köşeden alt köşeye doğru sıralanarak, tıklanmayla her birinde farklı bölüm sayfaları açılıyor ancak her açılan yeni sayfada aynı yazılım karşımıza çıkıyor ve böylelikle geri tuşuna basmaya gerek kalmıyor, tek el hareketi ya da tıklamayla efor harcamadan site dolaşılabiliyor. Web sitesi erişimi alanında lider kuruluşlardan Shaw Trust tarafından erişilebilirliği en iyi olan web sitesi seçilerek "Accessible Plus" onayını alan Avon Fire & Rescue Service, engelliler için geliştirilen web sitelerinin dünyadaki en iyi örneğidir. Ülkemizde de Özsezikli Group yeni web sitesinin engellilere özel alt yapısı ile bu alanda öncülük yapmaktadır.
  15. Benzer eşyaları etiketlemek için sözlerinizi yazıya döken, pilli, taşınabilir yazıcı. Danni Luo tarafından tasarlanan The Embossing Braille Printer görme engellilerin hayatını kolaylaştırmak fikrinden doğmuş. Görme engelli kişiler nesneleri dokunarak, tadarak ve koklayarak algılarlar. Bu durum birbirine çok benzeyen nesneler söz konusu olduğunda bu durum ciddi bir soruna neden olabilir; ilaç şişeleri gibi eşyaları dokunarak ayırd etmek bazen mümkün olmadığı gibi, tadarak anlamaya çalışmak da büyük risk taşıyabilir. Danni Luo'nun tasarladığı bu minik taşınabilir cihaz, bir mikrofon, ses tanıyıcı ve mini yazıcıdan oluşuyor. Söylenen kısa tanımı algılayan cihaz bunu braille alfabesine çevirip, haznesindeki minik yapışkanlı kağıttan etikete basıyor. Cihazı kullanan kişi hazırlanan bu etiketi tanımlamak istediği nesnenin üzertine yapıştırıyor. Şişerel, dosyalar, CD kutuları gibi akla gelebilecek hemen her eşyanın üzerine yapıştırılarak görme engellilerin hayatının kolaylaştıracak etiketler 25mm x 50mm ebatlarında oluyor.
  16. ABD'de Yapılan Bilimsel Çalışmada Bir Maymun Beyin Gücünü Kullanarak Mekanik Kolu Hareket Ettirmeyi Başardı. Brown Üniversitesi’nden bilim adamı John Donoghue tarafından geliştirilen beyin çip teknolojisi, iki maymun üzerinde denendi. Sabit bir yere oturtulan maymunun beynine küçük bir çip yerleştirildi, daha sonra ise bilgisayar kabloları takıldı. Maymun elinde yiyecek tutan mekanik kolun kendisine doğru gelmesini isteyince kol hareket etti. Böylece beyin gücüyle hareket sağlanmış oldu. Bilim adamları tarafından memnuniyetle karşılanan çalışmanın ileriki yıllarda engellilere yardımcı olabileceği belirtildi.
  17. Nasıl Söylersin

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi...emeğine sağlık...teşekkürler.... NASIL BİR İNSANI, NASIL BİR SEVGİYİ KAYBETTİĞİNİ BİLMEYENLERE Not: Sayfanı aşk şiirleri bölümüne taşıyorum....
  18. Yoksun...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi...emeğine sağlık...teşekkürler.... İlk defa sen duymuştun, hıçkırıklarımı. Ağlamam ya ben kimsenin yanın da. Ama sana ağlamıştım. Yanımdaydın ben ağlarken. Şimdi yine ağlıyorum. Duymuyorsun sesimi. Yoksunnn.
  19. Anam...

    Sayın zeynepkrtas Çook güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... Anam... Öyle, çok özledim ki seni. Öyle, hasret kalmışım ki sana. Annem sevgilim aşkım özlemim göz nurum anacığım artık al benide yanına sımsıkı sarılayım toprağa anam diye.... Toprakta olan bütün annelere Allah Rahmet eylesin inşallah....
  20. Duygusal...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık...teşekkürler.... Oysa senden başkası kalmadı duygusal..! Bir tek sen, anahaberleri izlerken bir başkasının acısı için bu kadar üzülüyorsun... Sen doğuştan duygusalsın, gözlerinden belli..!
  21. Heapşuuuu Çok Yaşa...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... Ne hayvanların, ne doğada ki sebze ve meyvenin… İnsanların delisi de, gribi de, biraz garibi de, hormonlusu da, inanın daha tehlikeli… Şimdi dünyanın sonu geldi, denge bozuldu deniliyorsa zamanı geldiğinden değil insanoğlu getirdiği içindir. Karanlığın olmadığı, Aydınlık yarınlara...
  22. Karnımda Ellerin...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... Biz olamamışlığın kımıldamayan arayışı var. Not: Sayfanı özlem, nefret, kırık kalp bölümüne taşıyorum....
  23. Sensizlik Ecelsiz Bir Ölüm...

    Sayın zeynepkrtas Çok güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... Gidişin olmasın bir an bile Tek kurşunla vur beni Gitmek istediğinde Yalnız sana bitmez… Sevgim var yüreğim de
  24. ***Cemre'nin Göznurundan ***

    Sayın cemre Göz nuruna yüreğine emeğine sağlık....hepside çok hoş....teşekkürler..... El işlerini bende severek yaparım ama önceden daha fazla yapardım çünkü artık bilgisayar çok zamanımı alıyor....
  25. Tekvir...

    Sayın zeynepkrtas Çok güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... 29- Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.