-
İçerik sayısı
1.500 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Days Won
6
İletiler bölümüne CEMRE kullanıcısının eklediği dosyalar
-
-
Dev Sanmıştım Küçücükmüş Yüreğin Oysa..
Sen nasıl görünmüşsün.Ne kadar da büyükne kadar da kocaman gözlüklerim varmış meğer.Nasıl da büyütmüşüm gönlümde seni.
Dev sandığım bir cüceymiş yüreğin oysa.Küçük gelirim derken sığmamışım.Hani hep bir kaybeden muhasebesi yapılır .Ben pek hazetmem bilirsin.
Ya da bilmem bilir misin.Ama şöyle bir düşündüm de benden ne esirgediysen sen iki katını kaybetmişsin.Çünkü ben senin tam iki katınmışım.
Yüreğim yüreğinincesaretim cesaretinin tam iki katı.Öyleymiş yani.Şöyle bir çekilip beş adım geriden baktın mı meğer ortadaymış manzara.
Sen esirgediklerinle kalakaldın.Günaydınş..Benimleyken devdin sen.Yüreğimdeyken koskoca bir devdin...İlizyonmuşsun oysa.Sihir bendeymiş.
Çözdüm sonunda ve üzüldüm adına.Çünkü gördüm ki - hani şu beş adım mesafeden -seni kimse yüreğinde böyle devleştiremez...
alıntı
-
Sen üzülme Sen üzülme Ölürüm sana ben
Uzun uzun anlatılmaz
Senin için yaşıyorum Her şeyimsin sen aşkım
Senin için yaşıyorum Her şeyimsin sen aşkım
Alıntı.
-
-
-
SEN BİR YERLERDE BEN BİR ŞEHİRDE AKŞAM OLUNCA BENİ HATIRLA! …'
Elimde kalemsenli birşeyler yazmak isterken
hani küçüklüğümüzde defter kenarlarına yaptığımız süsler vardır ya onlarla dolduruyorum kağıdın her yanını…
Seninle konuşur gibi konuşmak istiyorum kağıtla…
Ama olmuyor cümlelerim kenar süslerinin arasında asılı kalıyor! …
Aklımdan deli fikirler geçiyor sonra kendi düşüncelerime oturup kendim gülüyorum yok olmaz diye…
O en sevdiğim hayaline bakıyor bakıyor sonra susuyorum! ! ! …
Ben senin ruhunu özlüyorum bunu bal gibi biliyorum! …
Cümlelerini
paragraflarını
onlara kattığın manayı seviyorum bunu ben bal gibi biliyorum ama kimbilir sen bilmiyorsun? …
Aklıma yolculuklar geliyor
yolun sana varacağını bildiğimden iptal ediyorum tüm biletleri…
Korkuyorum geldiğim de seni gördüğüm de
içimdeki seni bulamıyacağımdan çok korkuyorum İNAN! …
Yokluğun da içimde büyüyen sen sana benziyor mu kestiremediğimden çok korkuyorum! ! ! …
Bir kartalın ki kadar keskin bakışların bakıyor mu başkalarına? …
Düşüncesi bile kanımı donduruyor iliklerime kadar üşüyorum O AN! ! ! …
Seni düşünmeye başlayınca hani derler ya kelimenin tam anlamıyla çin işkencesi yapıyorum kendime olabileceklerin en acısını düşünerek! …
Sonra durup düşünüp içime düşürdüğüm yangınlara yine kendim su serpiyorum…
Hayalinle hasretimin sınırlarını ölçüyorum! ! !
Öyle bir an gelecek ki
hasretimin sınırı bulunduğum şehrin sınırlarını aşacak
yolculukları göze alıp sana koşacağım! ! !
Koştumda! ! ! !
Alıntı
-
Gül Dediğin Yar Kokmalı!
Dağ dediğin doruğunda kar bulundurmalı
Yar dediğin daim sevdiğinin yanında olmalı
Yürek dediğin hep onun için çarpmalı
Sevda dediğin köşe bucak herkes onu anlatmalı
Gül dediğin ölesiye sevdiğin yar kokmalı
Vuslat dediğin Kerem gibi Aslı için yanmalı
Şevk dediğin Ferhat gibi dağı delip su getirmeli
Mertlik dediğin Tahir gibi Zühre için başını vermeli
Sevgi dediğin husumetleri dostluğa dönüştürmeli
Göz dediğin sadece onu görmeli onu gözetlemeli
Cesaret dediğin Hz Ali gibi ölüm yatağına yatmalı
Sadakat dediğin Hz Ebubekir’i andırmalı
Dost dediğin sevdiği için her fedakarlığı yapmalı
Maşuk dediğin çok uzaklarda da olsa gelmeli
Bülbül dediğin gül için usanmadan ötmeli
Toprak dediğin her yarin ektiğini filizlendirmeli
Kitap dediğin seni anlatmalı kalem ise seni yazmalı
Dil dediğin her mekanda herkese seni konuşmalı
Ay dediğin gökyüzünde seni yansıtmalı
Asil kan dediğin şah damarında seni akmalı
Çoban dediğin yaz kış hep bu aşkı gütmeli
Aşk dediğin destanlaşıp dilden dile dolaşmalı
Menzil dediğin ulaşmak için herkesi özendirmeli
Irmak dediğin Ağustos ta bile buz gibi bana seni akmalı
Rüzgar dediğin seni esmeli kokunu bana solutmalı
Sıcaklık dediğin yüreklerde aşkını fokurtmalı
Sabır dediğin Hz Eyyup gibi ya sabır çekmeli
Şükür dediğin sabahlara dek ibadet ettirmeli
Özlem dediğin şiirler bestelemeli türküler yakmalı
Sevinç dediğin sevene sevinç gözyaşları döktürmeli
Tabip dediğin sevenlerin yaralarını sarmalı
Ölüm dediğin herkese canı gönülden fatiha okutmalı
Alıntı
-
-
-
O iki dudak arasından çıkan sözler tokat gibi yapışmıştı yüzüme... İlk anda inanmamıştım yanılıyor olmalıydı.(Sanırım bu benim ki gizli bir reddedişti.)
Fakat bu reddedişin boşa olduğunu anlamam uzun sürmemişti. İşte o zaman hayat bana gerçek yüzünü ve anlamını göstermeye başlamıştı.
Hayatın gerçek yüzü ve anlamı...
Pek çok insan bu konuda çok farklı şeyler düşünüp söyleye bilir... Çünkü her insana farklı bir yüzünü göstermiştir.
Kimi Aşk acısını, sevdiğini kaybetmenin acısını, kimi geçim sıkıntısını, kimide yaşam mücadelesini vermektedir...
Hangisi daha zor acaba... Muhakkak ki yaşam mücadelesi en zorudur sağlık olmadan gerisi boş gelir,
Ya aşk acısı insanın sevdiğini kaybetmesi..! Bir o kadar zor ve dayanılmaz değil midir içinden hiç birşey gelmez dimi, yine dünya boş gelir,
Peki ya geçim sıkıntısı...evet hayatımızda para amaç değil araç olmalı ama olmalı...
Ama yinede derim ki Allah herkese önce sağlık versin ve herşeyin hayırlısını nasip etsin.
Derdimiz, sıkıntımız, sorunumuz her ne olursa olsun isyan etmeden onunla savaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bunuda hem dua ederek
hemde elden gelen herşeyi yaparak bütün imkanları kullanarak, içimizde her zaman bir umut barındırarak yapmak gerekir.
Her günüm karanlık bir geceydi bitmek tükenmek bilmeyen ve sürekli sorguluyordum. Neden bunu yaşıyorum hayat bana ne anlatmak istiyordu...?
(Hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını yaşadığımız herşeyin bir sebebi olduğunu düşünenlerdenim sorgulamam bundan) Her gün yeni birşey öğreniyordum yaşamla ilgili,
yaşadıklarım bana kıymet bilmeyi öğretmişti.... Bilmiyormuydum...? Bildiğimi sandığımı gördüm.
Aslinda bunu farkında olmadan çoğumuz yapıyoruz. Zaman zaman söylüyorsunuzdur sizlerde " 3 Günlük Dünya" kimseyi kırmaya gerek yok diye,
güzelce kimseyi kırmadan, zarar vermeden hayatı dolu dolu yaşayıp bize ayrılan süreyi dolduralım diye...
Ben söylerdim bunu kendime ama sonrada bi bakıyorsun ki unutmuşum ve karşılaştığım en ufak bir sorunu deve yapmışım hem kendimi huzursuz etmiş hemde çevremdekileri... Ne oldu şimdi hani "3 Günlük Dünya'ydı" bunu bana ne unutturdu..! Sonsuz hayatın sırrınımı bulmuştum...? Elbette hayır.
İşte hayatın ince çizgisinde gidip geldikçe gerçekten anladım..."3 Günlük Dünya'ıdı" gerçekten yaşadığım yerde 1 saniyemin dahi garantisi yoktu....
Peki ne olacaktı şimdi kıymetini bilemediğim herşeyi en önemliside sağlığımı kaybetmiştim ne yapacaktım...! Ağlamak mı...! Kahrolmak mı...! Tabiki hayır bu hiç birşeye yaramazdı. İsyan etmek kime ne kazandırmış ki... Hem ağlarsan bu beni daha güçsüz ve savunmasız yapmaz mıydı...? Mücadele edecektim kaybettiğim kaybettiğim herşeyi geri kazanacaktım. Nasıl mı..? Yürekten inanarak vede isteyerek...
Bütün bunları neden anlattım değil mi...? Hemen söyliyeyim, hani kaybettiklerim var ya işte onları ve daha fazlasını yüreğimdeki inanç ve istek sayesinde,
Yüce Rabbim bana geri verdi. Bana yepyeni bir hayat bahşetti, ikinci bir hayat sundu evet okuduklarınız doğru ikinci hayatımı daha doğrusu erken başlayan ikinci baharımı yaşıyorum.
Diyeceğim şu ki hayat zaten bir sınav değil mi...? Hangi sınav kolay verilmiş ki hayat sınavı kolay olsun. Olmuşla ölmüaşe çare yok demişler... sırf bu sözden yola çıkarak diye bilirim ki; Hiç birşey imkansız değildir yeterki inannın ve isteyin...
Hayatı güzel yaşamak istiyorsak onun bize birşeyler vermesini beklememeliyiz.....
Hoşça ve Sevgiyle Kalın.....
alıntı
-
****dostluk gülü****
“Güller, laleler, karanfiller bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır. Ama gerçek dostluk ne solar, ne kırılır”
Bir gün evinizden çıkıp bir gül bahçesine girin, dokunun ellerinizle bir güle. Ama koparmayın sakın, yalnızca dokunun ve okşayın . Sevin, sadece sevin ve sevgisini tutup koyun gönlünüze. Dalında duran bir gülün nasıl buram buram hasret, aşk en önemlisi de dostluk koktuğunu göreceksiniz.
Güllerin üzerindeki çiğ damlalarına bakın! sevinç ve hasret gözyaşlarıdır onlar, dostluk gözyaşlarıdır. Sevdiği için dökülmüştür, dostu için. Sevgiyle okşadığınızda bakın nasıl özlemle yanar elleriniz, yüreğiniz nasıl da aşkla çarpar, sevgiyle tutuşur. Onu koparmaya varmaz eliniz. Kalbiniz titrer.
Dokunun bir güle, koparmayın; sadece dokunun. Ne kadar katı olursanız olun, katı yüreğinizin nasıl yumuşadığını göreceksiniz. Sevginin, dostluğun sıcaklığı kalbinize nasıl dolduğunu hissedeceksiniz.
Ve o an başınızı kaldırıp uçsuz, bucaksız gökyüzüne bakın, göğün mavisindeki ferahlığa. O an belki, sevdalı bir kuş gelip konacak saçlarınıza, ürpererek ve ürkerek gözlerinize bakacak. Avuçlarınızın içine alıp kalp atışlarını dinleyin. Salın sonra gökyüzündeki özgürlüğe ve derin bir nefes alın. Havada özgürce kanat çırpınışının güzelliğini doldurun içinize. Dostluğun, vefanın, sevginin, özgürlüğün eşsiz güzelliğini yaşayın.
“Gül verenin elinde gül kokusu kalır” der bir Çin atasözü. Bende gül koklayanın yüreğinde gül kokusu kalır diyorum. Bir gül ancak bir dostun elinden verilince, iç bayıltıcı güzelliğini algılar ve anlarız. Buram buram kokladığımızda dostluğun ağırlığını hissederiz.
Vefalı bir dostumuzu kaybettiğimizde yada ondan ayrıldığımızda nasıl da sancır yüreğimiz, gecelerce uykusuz kalır gözyaşı dökeriz. Sevgimizin, dostluğumuzun ölçüsünü ancak o zaman anlarız, ama ne yazık ki, bazen iş işten geçmiş olur. Çünkü geç kalmışızdır.
Bilir misiniz? nice köklü dostluklar, ayrılık tokatını beklermiş, anlaşılmak için?. İnsan bazen dostluğun önemini, değerini ve bir dostunu ne kadar çok sevdiğini ancak iş işten geçince anlar.
-
-
-
Bu Gece
Seni Dualarımda haykırmaktayım
Ay yüzüne peçesini örtsün
Çekilsin kenara. . .
Gönlümdeki ışık şehrime yeter de artar da
Damarlarımda ki Bestelerim ruh buldu
Seni rengarenk bir kelebek gibi görünce
Düştün dilime. .
Kırılmış kalemim can buldu
Gözlerimin beyaz`ında seni bulunca
Coşkuyla düştüm mavi mısraların içine . .
Gülâb içirdi bana o sevgiyle bakan gözlerin
Tuta bilsem o gözlerini
Ahh. . ne çok isterim
Tebessümlerde yüserdim
Sende tutsan ellerimi o gözlerinle
Işte o zaman !
Gri çizgilerde yürüyen yalnızlığım çatlardı
Ve dökülürdü avuclarıma
Süpürürdü rüzğar onları o an da
Saftemiz bir şey doğuyor içimde
Gece Yagmurunun
Masum damlaları okşarken
Ateşli Dudaklarımı
Bir Aşk üfleyeceğim Yüregine Gecenin tam ortasın da
Yum gözlerini ve. .
Kendini teslim et aşka. .
Kucaklayacağım
Doya doya öpeceğim
Yeni doğmuş ikimize ait olan
Ana sütü gibi temiz Aşkı. .
YAGMUR DAMLA
-
Tomurcuk Aşk
Sevgime "tomurcuk aşk" kattım. Saygıyı da içine bir güzel harmanladım. Demledim bir ömür içmek için... Çökmüş artık dibine kıvamında aşkımız.
İnce belli bardak oldu bizim yuvamız. Şekerleri ise iki tane çocuğumuz. Tepsi ile sunduğumuz saadetimiz kaşığı ile karıştırdığımız ise aşkımız...
Çay yorgunluğumuza iyi geldi.
Aşkımız ise hayattaki her şeye...
Çay tiryakilik yaptı.
Aşkımız ise her türlü bağımlılık...
Çay muhabbetimi arttırdı.
Aşkımız ise birbirimize olan müptelalığımızı
Çay kışın içimizi ısıtan en sıcak içecek oldu.
Aşkımız ise her mevsim kalbimizi ısıttı.
Çay damağımıza bir lezzet oldu.
Aşk ise dimağlara yazıldı.
Aşkımı aldım mis kokulu bir çay içtim.
Çayımı aldım mis kokulu yarimin gözlerinden içtim.
Aysel AKSÜMER
-
ben teşekkür ederim
-
Mutlu Olduğunu Bilmek Yeter Bana
Önce Düşlerimi aldın benden
Sonra Suretini aldın gözlerimden
Anılarımıda götürdün giderken
Kaçar gibi gittin yüreğimden
Soluduğum nefestin oysa
yetim bir çocuk gibi kaldım yokluğunda
Hep seni aradım karanlık sokaklarda
Şimdi sen başka kollarda
Ben çok uzaklarda
İnşallah mutlusundur oralarda
Ben ne kadar mutlu olmasamda
Mutlu olduğunu bilmek yeter bana
Emre Meydan
-
Ben Aşk'ı Sen Gittin Diye Yaktım
Terk edilmiş bir sokaktayım..
Bütün duvarlar bana dargın..
Dargın bana bütün yollarSeni sevdiğim için..
Ardından ağladığım için...
Oysa..
Yıldızlı gecelerde gözlerini gölgeleyen bendim..
Şafağın ışıklarını birer birer ben söndürdüm..
Bulutları ben iteledim dağ başlarına..
Sevdalılarını sığ denizlerde boğan bendim...
Nehirleri ben kuruttum..
Ve Ask'ı ben yaktım..Sen gitmeyesin diye!...
Bir labirentin sonundayım şimdi..
Ya yasayacam ya da öleceğim..
İkiside benim elimde..
Bütün sokaklar dilsizbütün sokaklar sağır..
Teker teker geçtim karanlık odalardan..
Yüreğim paramparça aştım engelleri..
Takıldımdüştümçok beter hırpalandım..
Ama inan bana içimdeki parçam..
Sevdandan bir nefesTek bir nefes olsun usanmadım...
Bütün sokakların gözü benim üzerimdeydi..
Aklımda sen varsın diye..
Beni en zayıf yerimden vurdular "......"
Çok uzaklardaydın nasıl bilecektin..
Geceydi...
Karanlıktı...
Sarhoştum...
Beterdim...
Neye yarardı ki sensiz Ask?
Bir kez daha gitmeyesin diye..Ask'ı ben yaktım!...
İnce yağmurlu bir gecedeKör bir bıçak gibi saplandın yüreğime..
Kan çıkmadı mı sanıyorsun gözlerimden..
Bir sırrımı daha öğrendi gökyüzü..
Ne ay anladı ne güneş ıslak yüreğimi..
Kara dumanlar yolladım sanaSarsın diye vefasız bedenini..
Soğuktukaranlıktı çiseliyordu..
Isıtmak için sensiz bedenimi..Ask'ı ben yaktım!
Sevapsız bir günahkarım şimdi..
İşte çırılçıplak karşındayım..
Dalgaları elinden alınmış bir gemi..
Yıldızları çalınmış bir gökyüzü..
Buzulları erimiş ılık bir kutup..
Ve karanlıkta çalınan bir ıslık gibiyim..
En mahrem sırrımı doluyorum boynuna..
Masum çocukların uçurtmalarını ben parçaladım..
Oyuncaklarını kıran bendim bebeklerin..
İçimdeki yangınlara sığdırıyorum Göz yaşlarımı..
Bir kıvılcım oldu ismin dudağımda..
Geceydi...
Karanlıktı...
Sarhoştum...
Beterdim...
Deli gibi yollara düştümBelki ölürüm diye...
Olmayınca..!!! Ask'ı yaktım...
Bir baksana şu halime ellerim kan ter içinde..
Bir diken yüzünden bütün gülleri birer birer ateşlere attım..
Gitti dediler senin için Bilmiyordum...
Ne senle oluyor ne de sensiz..
Yokluğun cehennemin diğer adıymış..
Ben deli ben divaneNerden bilecektim?..
Ey ayın en güzel hali olan parçam..
Ben Aşk'ı Sen Gittin Diye Yaktım....!!!
Alıntı.
-
-
gelsede eski seveni bulamasın
-
Sevmek dedim
Yoluna ölmek dedi
Yol dedim
Alıp başını gitmek dedi
Gitmek dedim
Bir Ahh çekip dostlardan ayrılmak dedi
Dost dedim
Durdu bana baktı dost diye mırıldandı
Yüreğime nasıl koysam bilemediğim dedi
Yürek dedim
Dünyaları içine sığdıramadığım dedi
Dünya dedim
Hayatın bir yüzü dedi
Yüz dedim
Ardında ne gizli bilemediğim dedi
Giz dedim
Hep çözmeye çalıştığım dedi
Çalışmak dedim
Bitmeyecek öykü dedi
Öykü dedim
Binlercesini içimde gizliyorum dedi
Gizlemek dedim
İşte her şeyin bitimi dedi
Yaşanması gereken ne var? diye sordum
Aşk dedi
Kaç kere? diye sordum
Bin kere dedi milyon kere Aşk
Neden bir kere değil? diye sordum
Bütün aşkların toplamı en yüce ve tek aşk dedi
Önce ona varsan olmaz mı? diye sordum
Keşke olsa dedi ama önce yoğrulmak gerek
Acı çekmek mi? diye sordum
Evet aşk acısında yok olmak dedi
Yok olunca! dedim
İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın dedi
Sevda dedim
Ellerimde bir çiçekle
Peşinden koştuğum dedi
Koşmak dedim
Hayat bir maraton dedi
Hayat dedim
Öyle kısa ki dedi
Niçin kısa? diye sordum
Yaşanacak çok şey var zaman yok dedi
alıntı
-
artık geldiğinde ben olmayacağım
Sanırım sen de gelmeyeceksin ya zaten…
Hiç gelmedin! Ama hep beklendin en özel kuytularda ağırlanmak için…
Ben yine de bir ümit bekledim. Gelirsen sesini duymazsam geri gidersen diye kapılarımı hep açık tuttum. Gelmedin ya da ben görmedim geldiğini…
Beynim düşüneceği milyarlarca şeyi düşünmüş; kalbim atacağı milyarlarca atışı yapmış gibi sanki…
Kendilerine tanınan zamandan çok önce...
Çok yoruldum seni beklemekten gelmeyeceğini bile bile beklemekten.
Gülüşündü beni hayata bağlayan. Yıllar boyu hayalimde beni yaşatan. Sensizlikle oluşmuş bir hastalık vardı içimde. Bu amansız hastalıktan daha kötüydü. Beni içten içe kemiren benim yıkılmama sebep olan bir hastalıktı. Tıbbın mucizeleri belki beni iyileştirebilirdi ya sensizliğin ilacı ve mucizesi neydi ki?... Sen miydin?... Ya da benim seni içten içe sevmem miydi? Acaba…
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
Seni senden seni sevebilme ihtimali olan herkesten daha fazla sevmiştim. Bu muydu seni benden alıp ***üren. Beni de dipsiz kuyuların içine atan. Bu kadar çok sevilmek korkutur mu insanları kaçarlar mı senin gibi… Her şeyi yarım bırakıp gitmek bu muydu marifet kaçmak mıydı sana yakışan bumuydu?
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
Neleri unutmadı ki bu yürek seni de unutacağım. Yerini ba$ka bir yürek alacak elbet. Hep böyle yarım kalmayacak bir gün tamamlanacak. Unutup seni de mezara göndereceğim.
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
Sen kendi dünyanda başka hayatlar yaşarken benim dünyamda artık ölmüş olacaksın. Kapılarımı artık başkası çalacak… Belki onu da çok seveceğim belki o da kaçacak bilmiyorum!
Sensiz bir dünyada yaşamak istiyorum.
Artık gelme
alıntı
-
-
Araba Dış Etkenlenden Nasıl Korunur
Böyle : )
-
Adamın biri çok zayıf olduğu halde yatağa yattığında yatak kırılıyormuş. Niçin?
uykusu çok ağırmış
in Dini Resimler
gönderildi · Mesajı raporla