CEMRE

Üye
  • İçerik sayısı

    1.500
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

CEMRE kullanıcısının paylaşımları

  1. ***Görüşeceğiz***

    Dilimi kilitlemiş dünya… Kelimeler anlatmak istediklerimi anlatamasa da, bu aralar usulca gözlerimle anlatmayı seçiyorum. Otobüs penceresinden el sallayan bir çocuk , beni tanımasa da gözleri ile haykırıyor… - Görüşeceğiz … Uzunca bir yol, elleri ile çekmekte olduğu tekerlekli bir araba, tekerlekli arabada utanarak giden yaşlı bir baba … Yere bakan gözlerini kaldırıp, gözlerime fısıldıyor… -Görüşeceğiz … Kuşlar mevsimlerini bilip göçe uğrattılar beni, ötüşlerinden anladığım kadarıyla; -Görüşeceğiz … Kar kaplayıp sakladığında toprağı, güneş okşayarak erittiğinde karı, bahar geldiğinde söylediğinde baharı, rüzgar esip kurutup kopardığında yaprağı sessizce anlattıkları; -Görüşeceğiz … Bir anne ve göz kapakları dünyaya kapanmış bir bebek… Annenin elinde gözyaşlarıyla ıslanmış bir mendil…Toprak atılırken kürek kürek…Annenin gözlerinde ki kelime; -Görüşeceğiz… Hiç tanımadığım uzaklardan gelmiş bir grup yolcu , dillerinde bilmediğim dualar, yüzlerinde tanıdıktı tebessüm…Farklı olsa da kelimeler,anlaştığımız tek yer; -Görüşeceğiz… Gece kararttığında odayı, güneş alıp gittiğinde başını… Günümün yarını olacakmış gibi kurguladığım da zamanı… Uyku çöktüğünde gözlerime, benim için önemli olanı, ölümün küçüğü uykuyla susturduğumda…Alıp verdiğim her nefes sonrasında; -Görüşeceğiz… Aşuk maşuktan geçerken, Mecnun Leyla’sını Mevla’da bitirirken,Yunus ağlarken yane yane, Mevlana ‘’hamdım,piştim,yandım’’ diyerek dünyadan geçerken, her birinin de zikrettiği; -Görüşeceğiz… Adem Havva’dan ayrılırken, Meryem kelimesi İsa’ya son kez bakarken, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i gözlerinde okşarken, Yakup gözleriyle Yusuf’u özlerken, içlerinde sakladıkları; -Görüşeceğiz… Adım adım yaklaşırken Kabe’ye, gözlerin yerde…Aniden kaldırıp gözlerini Kabe’ye, gözlerinde nedenini bilmediğin gözyaşların ile… Kabe’den uzaklaşırken gözlerinden dökülen vedanın duası; -Görüşeceğiz… Şimdi bahar, kabul olmasını istediğimiz duamız var. Göremediğimiz yüze , duyamadığımız sese, hissedemediğimiz kokuya, anlayamadığımız dile, şefkate, merhamete, tevazuya, inceliğe ihtiyacımız var. Gelip geçen insanlığa, ÖRNEK OLAN İNSAN(sav) Şimdi bahar, kabul olmasını istediğimiz tek dua; Gözlerimiz gözlerinizi göremese de gönlümüz görüştü sizinle Efendim… Gönüllerin bir olduğu yerde Görüşmek Duası ile Efendim… AminALINTI __________________
  2. Yanlız Sevdim Seni...

    SEVDİM SENİ GÜZEL BİR ŞİİR TEŞEKÜRLER.
  3. Yoruldum Deme...

    İnsan içindeki yolculuğa doğru gittiği yere yüreğiyle gitmeli... Toplan gidelim yüreğim bir dağ çiçeğinde kelebek olalım... Şimdi tebessüm zamanı acılara yüreğim... Başını kaldırıp göğe, gözyaşlarını saklayıp bir kuytuya, umutsuzlukları bu şehre gömerek, umudu vurup terkine yıldızlara gitme zamanı. Aldırma olup bitenlere, korkma! Siliver geçmişi içine sinmeyen bir şiirin son dizesi gibi. İçindeki yolculuğa doğru git, sabah olmadan, şehir uyanmadan, kar yağmadan yollara... Toplan gidelim yüreğim, topla hayallerini ve dudağındaki kan güllerini, ihanetlerin dağladığı ateşlerde pişmeden yetim ruhumuz gidelim, gidelim buralardan canevimize ateş düşmeden ... Topla hayallerini topla gidelim yüreğim, yanına alıp özlemlerini ve bir ömre sığdırdığın öfkeni, yağmur yağarken anılara puslu bir havada sağır ve sessiz terk edelim bu şehri. Çekip gidelim yüreğim sabah olmadan, şehir uyanmadan...Yanımıza alacak başka birşeyimiz olmasın varsın, dürüstlüğümüzden başka... Yolun başında elbet incitcekler bizi, kanatcaklar, acıtacaklar, çamur atacaklar. Aldırma ihanetlere yüreğim. Her defasında onursuz, haysiyetsiz, iki yüzlü insanlarla karşılaşmak bu şehirde midemi bulandırıyor, zor geliyor artık.. `Yoruldum`` deme sakın...Umudum tükendi” deme... Varsın tek sermaye sevgimiz, tek çare umudumuz. tek doğru yolumuz olsun... Hadi toplan yüreğim dağların ıssız doruklarına çıkalım, yetişmesin ardımızdan kahpe zifir, ziftli ihanetler ... Toplan gidelim hüzünler çökmeden içimize, bükmeden boynunu bir güz çiçeği ardımızdan, gidelim... Vuranlar kalbimizden vurdu bizi ah, daha fazla kanamadan kalbimiz gidelim. Burda kalmamaız için hiç bir neden yok artık, yaslandığımız bütün duvarlar yıkıldı. Gidelim bir ağaçta dal olalım, yaprak olalım, bir dağ başında toprak olalım ama burdan uzak olalım. . Kahpe dolu her taraf, varsın kahır ve gam olsun yükümüz, vurur sırtımıza gideriz, yeterki vurmasın sırtmızdan bizi hayat... Gidelim yüreğim gidelim, sevgileri alıp yanımıza, ihanetleri geride bırakıp, herkesi kendi günahıyla başbaşa bırakıp gidelim... Hadi derin bir soluk alıp düşelim yollara, rüzgarlarla yıkayıp yüzümüzü, yıldızlara bir selam verip gidelim... Bizim dünyamız burayla sınırlı değil, buraya sığmaz gönül güllerimiz... Toplan gidelim yüreğim gitmek zamanı, aldırma ihanetlere. ``yoruldum`` deme sakın...umudum tükendi” deme... Toplan.... Toplan gidelim sabahı dudaklarından öpme aşkına... Bir dağ çiçeğinde kelebek olalım... Nuri CAN
  4. Cuma Duası..

    AMİN İNŞALLAH DUALARIMIZ KABUL OLUR.
  5. Melekler de Ağlarmış...

    çok güzeldi paylaşım için teşekürler.
  6. Gönderilmiş Mektup

    GONDERILMEMIS MEKTUP Aylardan Sonbahar... Saat 22:47 Yer Üsküdar/İstanbul Issız bir kalabalığın ortasında yapayalnızım... Yani sensizim bütün mesele bu... Normal olarak evimden en az bana olduğun kadar uzaktayım. Bir yürek kadar yakın olsanda bana Hayatım sensiz, sevgisiz! İşte böyle geçiyor zaman. Buralarda her sabah gün sensiz başlıyor sensiz bitiyor. Sen Duymasanda görmesende gözlerinin baktığı her yerdeyim. Gidecek yerim olsaydı inan giderdim... Tutsak olduğum senli zamanlarımın edasıyla sensiz geçen ömrümün gözlerini arıyorum. Ne varım nede yokum ortalarındayım hayallerimin.Ne geri dönüşü var nede gözlerimin gördüğü bir ışık. Her yer karanlık... Birgün daha seni özlemekle geçti. Sen ki istanbul kadar büyülü, yaz akşamları kadar sıcak,Rüyalarım kadar sade ve güzeldin. Gücümün yettiği tek şey seni sevmekti oysa... Gözlerim gene ışıltılı baksada boğaza her seferinde içimdeki güzelliklerin bir bir kopup gidişini seyrediyor yüreğim. Senle ördüğüm o gizemli saatlerim nerede? Nerede benim için ağlayan gözlerin? Şimdilerde Hüzün kokuyor her bir yanım. Titrek bir gölgeyim artık öptüğün yerde. Yavaş yavaş tükeniyorum.Bozuk bir plak gibi aynı şeyleri çalmaktan bıktı bu sürgün hayatım. Kendimi biraz daha yaşlanmış hissediyorum.Bir lahza daha kopmuşum hayattan. Yeniden başladığım noktadayım. Zamanı aşmış bir adamın hayatını oluşturan insanları, anıları, benliği oluşturan ayrıntıları... Bir hiç olmanın ve bunu hatırlamanın günleri... Herkes biraz yalan kokuyor... Zamanın hangi yaprağında gittin hatırlamıyorum Adını bile koyamadığım bu sensizliğin tam ortasındayım. İstanbulun ışıkları aydınlatmaz hayatımı bilirim... Zaman hızla akıp gidiyor.. Yüz eskitiğim gidişlerinde sensizlikle yaşlanan bu yürek çok şeyi unuttu. Bütün mesele seni anlamaktı. Artık anladım. Ben artık yokum Sevgili. Umudunu Hasretine yenik düşürme sakın Umarım sende beni anlamışsındır... ERGiN BOROBEY
  7. Ölümsüz Aşk

    ÇOK ETKİLEYİCİ BİR HİKAYEYDİ PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER.
  8. Mutluluk Reçetesi

    mutluluk reçetesi 1. "Sadece kendi davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz, diğerlerinin değil" 2. Kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz, sizin de diğerlerine yaptıramayacağınız gibi. Başkalarını kontrol etme isteğini ve bu istek için harcadığınız enerjiyi kendinize yönelttiğinizde, yapabilme gücünüz ve özgürlüğünüz artar; ancak özgürlüğün de bir bedeli olduğunu unutmayın. 3. Ne kadar büyük ve acı verici olursa olsun, sorunu kabul edip, yüzleşin. Üzüntüyü çekmeden, çözüm üretip güçlenmeniz mümkün değildir. Sakinleşin, önceliklerinizi belirleyin ve düzenleyip, yapılandırın. 4. Geçmişe saplanıp kalmayın; değiştiremeyecekleriniz için yanıp yakılmak ve pişmanlık duymak faydasızdır. Şu andan sonrasına etki edebileceğinizi farkedin. Hatalarınızı ve nedenlerini bulup, yolunuza devam edin. 5. Sevgi, huzur, paylaşım gibi ihtiyaçlarınızı reddetmeyin. Koşullar gereği şu anda karşılayamıyorsanız, yapabildiğiniz kadarını gerçekleştirin. 6. Esneme ve uyum yeteneklerinizi geliştirin. Katı prensipleri olmak, kişilik gücüne işaret etmez. Temel özelliklerinizi koruyarak, gelişime açık olun ve gelişimin getireceği değişimlerden korkmayın. Sevdiğiniz insanların da gelişimi için fırsat tanıyın; korkularınızı kontrol altına alın. 7. Zaafsız insan yoktur. Neler olduğunu belirleyin. Bu zaaflara yönelik durum, duygu, düşünce vb. ile karşılaştığınızda, her zamankinden daha dikkatli olun. 8. Olumsuz özelliklerinizi görmede gösterdiğiniz hassasiyeti, olumlu özelliklerinizi görmek için de kullanın, ama kantarın topuzunu kaçırmayın. Son söz yine bir Kızılderili atasözü: "Soruyu yüreğine sor, cevap da yürekten gelecektir".
  9. Mutluluk Reçetesi

    BEN TEŞEKÜR EDERİM.
  10. Aşığım Diyenlere İbretlik Hikaye

    Karımı 1998 in sonbaharında kaybettim... Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karim, her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı. 97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece: "Biliyorum" dedi. İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim. - A. - R. - K. - A. - S. - I. - N. Gerisi için yılları yetmemişti. Ama sanırım "Arkasına bak" yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz, her birinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı. 1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden su sözler çıktı: "14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/ Söylemene gerek yok, biliyorum..." 2002'deyiz. Onu kaybedeli 4, aldatalı 5 yıl oluyor. İçim acıyor simdi. Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor... Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü; aşk sessiz, sevgi dilsizdir... __________________
  11. Aşığım Diyenlere İbretlik Hikaye

    HAKLISIN SUMEYYE...
  12. ***Aşk Tutulması***

    Aşk Tutulması… Böyle bir oyun vardı çocukken. Sevgililerin birbirinin yüreğine sevgi mührünü aşıladığı bir oyun... Reşit Paşa konağında otururken yaşam onun için çok farklıydı. Sevgi denen büyülü kelimeden o kadar çok uzaktı ki. Hayatın acımasızlık elbisesini kuşanmış bir şekilde karşısına çıktığını düşünürdü hep. Mutlulukla mutsuzluğun yarıştığı daracık sokakta izlerdi yaşam denilen hakikati. Gerçek olduğu kadarda yalandı aslında sevgi onun için. Çocuktu işte, nereden bilebilirdi ki sevgiyi. Yılar geçti aradan… Koskocaman bir delikanlı oluvermişti. Mihrimah Sultan Sokağının Yağız Delikanlısı diye çıkıvermişti insanların karşısına. Tanıyamamıştı Onu, penceresinin önünde yarışan sanıklar. Yalan ile doğrunun arasında gidip geldiği, sevginin ne demek olduğunu yıllar bir usta gibi anlatıvermişti Yağız Delikanlıya. Artık Onun için Sevgi: “Yeni doğmuş bir bebeğin gözlerindeki ışıltı Dünyaya açılan bir kapı Yaradan’ın fanilerin yüreğine nakş ettiği ulvi duygu Bir annenin çocuğuna duyduğu özlem Ve sevgi, Sevgiliye uzanan bir el oluvermişti. …” Yıllar Yağız Delikanlıya Sevginin özgürlüğün bir çocuğu olduğunu benimsetmişti. Söylenmemiş sözler söylemeliydi Sevgi adına. Hiç duyulmamış, hiç tadılmamış ve hiç dokunulmamış AŞK dolu sözler… Sevgi mührünü taşıyan AŞK’a âşık bir faniydi şimdi. Mührü kime kapatacağını bilemeden dolaşıyordu sokaklarda derbeder. Yaşamı boyunca Onun yanından ayrılmayan bedendeki tinsel gücü, yüreğindeki kalp atışlarını hızlandırıyordu. Soyut sevdaların somut dokunuşlarıydı bunlar Yağız Delikanlının duygularına. Kendisine ne olduğunu bilemeden dolaşmaya devam etti, devam etti… Reşit Paşa Konağındaydı yine o akşam. Mühür yüreğinde, kalp atışları elinde, serkeş bakışlar kendisindeydi. Mührün ağırlığı yüreğine o kadar yoruyordu ki, bedeni uzandığı yere adeta çivilenmişti. Kolay değildi ki Sevgi Mührüydü bu nasıl taşırdı beden onu. Çocukluğu aklına geldi birden. Sevgi mührünü, sevgililerin birbirlerinin yüreklerine aşıladığını hatırladı. Sonra birden “Ben kime aşılayacağım?” sorusu aklında beliriverdi. Sorusunun cevabını düşünmeye başlarken ağırlık bedeninden kopup tüm benliğini sarmaya başlamıştı. Göz kapakları ağırlaştı, kalp atışları sessiz sedasız bedeninden uzaklaşmıştı. Saatin tik takı, odanın boş duvarlarında yankılanırken, Yağız delikanlı yatağında adeta lal olmuştu. Elini yüreğinin üstüne koyarken aslında Sevgi mührünü sahibine uzatıyordu. Odaya olduğu gibi şimdi sessizlik Yağız Delikanlının tüm bedenine hâkimdi. Hareketsiz kalakalmıştı. Mührü Sevgilinin yüreğine aşılarken yüzünde bir tebessüm belirdi. Bir anda elleri semaya uzandı ve dilende tek bir nida vardı. “Bana Seni Gerek Seni”. Bunun adına halk dilinde “Aşk Tutulması” denilirdi. “Gel gör beni AŞK neyledi” Fatih Mehmet MİRZA
  13. SİZİ BİLMEME AMA BEN SICAKTAN VE AŞIRI EGZERSİZDEN TERLERİM.
  14. Kibir KIskacında Akıl

    Resmi büyük görmek için tıklayın Farkında değiliz, hayat kayıyor ellerimizden ;duraklarda beklerken umutla..gözlerimizi ufuklarda unutmuşken, içli içli dertlerimize ağlarken ..bazen de kahkahalarla doya doya gülerken,mahzun bir edayla hayaller kurarak denizi seyrederken..gökyüzündeki kuşların özgürlüğüne gıpta ederken..Ve en acısı da unutmaya alışırken en olmazları yüreğimize kabul ettirirken geçiyor zaman ve kayıyor ellerimizden... Bizler giden bir geminin ardından el sallayan gözü yaşlı ,geride kalanlarız ya da ’demir almak günü geldiği için zamandan’ yavaş yavaş gitmeye hazırlanan yolcularız.Acaba giderken keseyi doldurabildik mi? ’Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz’ ilahi düsturunu hayatımıza hayat eyleyip yaşayabildik mi?Yoksa çelik çomak oynarcasına eften püften sebeplerle mi geçirdik ömrümüzü ? Kendimle dertleşmek istiyorum bugün,dinlemek isteyen kulak kabartsın ,belki benim muhasebelerim birilerinin gönlünde de yankı bulabilir : ... Ey insan! uğraşma, üfleyerek söndüremezsin ateşi ,eğer geçmişse boynuna urgan son dileği dilemenin de hükmü kalmamıştır zaten!..anlayamadık geçen zamanın kıymetini ve anlayamıyoruz şu an yaşadığımız zamanın değerini..hülyalarımız hep havada asılı kalıyor ,urganda sallanan kurban gibi..hangi cellat katili oldu hayallerimizin,hangi karabasan çöktü rüyalarımıza,hangi kabus kana buladı yarınlarımızı,bizler şimdi boyun bükük geçen günlerimize ,yitirdiklerimize ağıtlar yakıyoruz..sonra derin bir iç çekerek ’Hey gidi günler hey!’ diyoruz.Oysa hep aklımzdaydı : ’Geçen günler ömürdendir.’... ...Hep kendimizi akıllı zannettik ,başkaları ya yeterince akıllı değildi ya da kadırılmaya müsait insanlardı.Bizler muhteşemdik ,enaniyetimiz Everest kadar yüksekti..kabardıkça kabardık..her işin üstesinden geleceğimizi düşündük,unuttuk şükretmeyi ,Kader’i,Kaderin adaletini ,Allah’ın merhametini,herkesin burada ya da öte alemde hakkını mutlaka alacağını ki bu Allah’ın vaadidir kullarına..bir kuş kadar olamadık,su içip de kafasını kaldırıp Rabbine şükreden bir küçük kuş kadar bile... ...Hep bir kibrin ayaklarına dolanıyor kişiliğimiz,orta yerinden çatlıyor ar damarımız,haykırırcasına kendimizi anlatma sevdasındayız...zannediyoruz ki bağırdıkça daha gür çıkacak sesimiz..oysa ne güzel söylüyor Rahmetli Selahattin Şimşek :’ Sesini değil,sözünü yükselt;yağmurlardır çiçekleri yeşerten,gök gürültüleri değil.’ Nedense Allah’ın :’Başınıza ne gelirseellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır .’ ilahi hakikatini unutuverdik,hep kusuru başkalarında aradık,yanıldıkça yanıldık..hep başkalarını eleştiriyor,onların gıybetini yapıyoruz,oysa insan önce kendi kapısını temizlemeli ki başkalarının pencerelerinin kirliliğine laf edebilsin..Nefsini bilen,kendini bilir,kendini ilen Rabbini bilir demiş asrın söz sultanı..ahh!’kör ve nankör nefis !nasıl da yanlışlarımızı gözümüzde basitleştirdin..bizim en büyük hatalarımız gözümüzde küçüldükçe küçüldü,başkalarının en küçük kusurlarını bile devasa boyutlara çıkardık.. kendini nefsini bilen başkalarına söz söyleme hakkını kendinde bulabilir mi ? Tabi ki bulamaz... Şimdi durup düşünüyorum yeniden ,ne kadar güçlüyüz,bu içimizde bizi kemiren ve ’ben,ben ’diyen ses kimin sesi?..bir yaprak bile Allah’ın izni olmadan yere düşmezken bu kibir ve benlik kaygısı da neden....’Öleceğiz müjdeler olsun,ölümü öldüren Rabbe secdeler olsun.’ diyor şairler sultanı N. Fazıl...ne güzel söylemiş... Kim aklını rehber edip de gerçek mutluluğu ve huzuru bulabilmiş ki...her istediğini almaya çalışan insan mı akıllı ,az biraz mal mülk edinip de insanları hakir gören mi? Sürekli sorgulayan mı ,yoksa kendini sessizliğe mahkum eden mi ? Kendi kendine konuşan mı delidir ,yoksa her önüne gelenle konuşan mı ?Yoksa hiç konuşmayan mı ?Var mı deliliğin bir tarifi,kılıfı, şablonu...Çok düşünen mi delidir ,hiç düşünmeyen mi ? Orhan Veli gibi mi demeliyiz :’Düşünme ,sadece hisset,bak böceklerde öyle yapıyor’..belki de akıllı olmak bu! Eğer Orhan Veli gibi düşünürsek vay halimize... ..Allah Allah ..evet her şeyin başı Alllah.. Asıl aklı veren karşısında iki büklüm olup şükürle kulluğunu idrak eden akıllıdır..aklı vereni tanımayan nasıl akıllı olsun ki ? Tekrar sormalı ,asıl soru da bu zaten ,kim akıllı, kim deli ?..değerlerin altüst olduğu günümüzde her şey birbirine karışmış...Rabbim mizan versin hayatımıza,istikamet versin gönüllerimize...(amin..amin..amin..)
  15. Kibir KIskacında Akıl

    Asıl aklı veren karşısında iki büklüm olup şükürle kulluğunu idrak eden akıllıdır..aklı vereni tanımayan nasıl akıllı olsun ki ? YANLIŞ ANLADINIZ SANIRIM.ANLATILMAK İSTENEN AP AYRIYDI.
  16. Thoracic (T) Seviyesinde Olanlar

    t-12 benim seviyem allaha şükür yürüyemek dışında bir sorunum yok.15 yıl oldu ama egzersiz çok önemli bırakılmamalı.cihazlarla yürüyorum hergün.allah hepimizin yardımcısı olsun.
  17. [Soru] Omurilik Felçlileri İyileşir mi ?

    bildigim kadarıyla hasar derecesi ve seviyesi önemli.ilk 2 yılda bir gelişme olursa oluyor.yıllar geçtikçe umut giderek azalıyor.ama kök hücre tedavisi şimdilik insanlar kobay olarak kullanılıyor.kesin bir çözüm olarak bakılmıyor.iyice araştırılıp görüşülmeden bir tedaviye başlamayın derim ben...
  18. Tuzlu Kahve Hikayesi Okumyanın Burnu Uzasın:)

    AŞK KELİMESİ BAMBAŞKA BİRŞEY,PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER.
  19. Ölümüne Aşkkkkkkk...

    GÜZEL BİR PAYLAŞIM TEŞEKÜRLER...GERÇEK AŞK KALDIYSA TABİ...
  20. KaraKalem Çalışmaları

    çok güzel çizimler,canlı gibi,paylaşım için teşekürler...