CEMRE

Üye
  • İçerik sayısı

    1.500
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

CEMRE kullanıcısının paylaşımları

  1. Bir Tutam Sevgiyle Geldim Belkide Hayatta.Yeşerttim Onu Büyüdüğüm Her Gün Biraz Daha.Ve Dağıtmak İstedim Tüm Sevdiklerime Sevmeyenlerimede Hatta Tanımadıklarıma da..Acılar Yoğurduğum Zaman Bile Dört Duvar Arasında Gülümsedim Ele Karıştığımda.. Sırtımı Dayadığım Duvarlar Birer Birer Yıkıldılar..Bastığım Toprak Gün Oldu Ayağımın Altından Kaydı.Aşığı Olduğum Deniz Fırtınayla Karşılık Verdi Bana Ama Ben Arkamı Döndüğümde Unuttum Ne Olduğunu..Bütün Duvarlara Düşman Olmadım Mesela Başka Bir Duvar Bulup Yaslandım.Toprağa Yine Bastım Ayağımı Ve Dalgaların Üzerine Gittim.. Gözyaşları Biriktirdim Çoğu Zaman Yastğımın En Ücra Köşesinde Ve Sabah Olduğunda Silip Onları Hayata Devam Ettim Ve Hiçbirzaman Dertlerimden Vicdan Yapmadım.Ben çok Acılar Yaşadımda Demedim,Acılarla Olgunlaştımda Demedim.Herkesin Yaşadığı Şeyleri Yaşadım Muhakkak..Ve Gördüm İzledim Gerçekten Acıyla Tanışmış İnsanları Kendimden Çok Onlara Yüreğim Yandı.. Arkamdan Vuranlara Kapımı Açtım,Söylenen Yalanlara Yüreğimin Saf Yeriyle Baktım Olsun Dedim Varsın Söylesin Duracağı Yeri Bilir Elbet.urmadı..Dedim Olsun Yinede Yanlış Yapmaz Harcamaz Beni Ama Yaptı..Ve Ben Yeniden Herşeye Rağmen El Uzattım Burdayım Tutun Diye Yine Herşeyimle Ama Olmadı Olamadı...Oysa Benim Bırakmam Lazımdı O Eli Oysa Benim Kaçmam Lazımdı Bucak Bucak Yalanlardan..Yapamadım Kıyamadım...Oysa Anlamalıydım Bıraktığım Gibi Kalması Gerektiğini Gittiğim Yolun Dönüşü Olmamalıydı.Değer Verenlerim Kalmalıydı Yanımda Gerisi Eski Bir Mazi Olmalıydı Yapamadım..Yaapmadığım Düşünmediğim Şeyler Üstüme Kaldı Sustum Susabildiğim Kadar.Söylenecek Onca Şeye Rağmen Hakkmı Savunacak Kadar Konuştum Herzaman..En Kötü Ben Oldum En Hain Ben İlan Edildim O Kadar Riyanın Arasından Sineye Çektim Defalarca Ve Biliyordum Haksız Olanlara Herzaman Bir Şeytan Duvarı Lazımdır Taşlayabileceği Böyle Arınacaklarını Zannederler İçindeki Yalanlardan Ama Kaçamazlar Asla Yakalar Hayat Elbet Bir Yerinden Sorar Hesabını Ben Değildim Soracak Olan Ben En Son Raddesine Kadar Şans Verenlerdenim Kaybettin.. Yeni Bir Hayata Başka Başka Duvarların olduğu Bir Şehirde Başladım Ve Geride Bıraktım Yıkılan Duvarlarımı.Deniz Kendi dalgasında Ondan da Vazgeçtim..Kapattım Kapılarımı..Geçmişte Canımı Yakan,Ne Varsa Kim Varsa Bıraktım İşte Ardımda..Anladımki İiyilik Yaramıyor Bazılarına Düşmüş Diyorlar İşte Mutsuz El Uzatılınca..Geldi Bak Yine Kendi Ayaklarıyla...Oysa Acizliğimden Değilki Bu Tarafım..Anlamadınız..En Güçlü Yerdeyim Şimdi..Gözyaşlarım kuruyalı Çok Oldu..Yeni Gülümsemeler Kattım Hayata Çoktan Unuttuğum. Ve Yeni Kimseler İyilikten Anlayan Beni Anlayan.Ama Gidene Güle Güle Demesini de Öğrendim Artık..İyilik Periliğinden Caydım Artık...
  2. İyilik Periliğinden Caydım Artık...

    BEN TEŞEKÜR EDERİM...
  3. Ayrı Yüzlerde Sevdim...

    Yokluğunda seni hep ayrı yüzlerde sevdim Bazen bir çocuğun gözlerinde bakıştın, Usulca saçlarını okşayıp, sadece ismini sorabildiğim Ya da anne yüzünde şefkattin Yüreği fırtına kesmiş, nefes nefes sevgi veren Bir güldün boynu bükük, bahçemde Kıyıp ellerime almadan, gözyaşlarımla suladığım Ya da bir sınavda tahtaya yazılan tarihtin gülüm Başlama saati; seni gördüğüm an Bitiş saati sonsuzluğa doğru. Sen benim yaşayamadığım hayatım, Söyleyemediğim, içime haykırdığım kelimeydin Dedim ya gülüm Seni hep ayrı yüzlerde sevdim. Bir şarkıydın, ama hep nakaratını söyleyebildiğim “Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle sürüp gitmeyecek” Bir şiirdin sözleri kayıp, zamanı ihtilal olmuş cümlelerde Ya da bir film, ayrılık üzerine ama sonu mutlu biten Sen benim başlayamadığım bir hayatın sözleriydin Bir türlü sayfasını çeviremediğim eksik, yalnız sessiz. Sen benim ezberimdin, yokluğunda ismini tekrar ettiğim Bu şehirdin, bu yollar, adım adım sana geldiğim. Ya da geceyi sensizlik bilip, kendimi senin ellerine bıraktığım. Dedim ya gülüm Seni ben hep ayrı yüzlerde sevdim. Bir çocuk masumluğunda bakarken hayata Mutluluğunu çaldığımız bir ezginin notasıydın. Gülüm, şimdi sesin yüreğimde, Gözyaşların ruhumda bir umut tanesi Her damlası bir hayat, her damlası bir nefes Ne olur gülüm Ben seni böyle severken Hep yankılansın kulaklarımda, eksik olmasın ruhumda o ses
  4. Adına dilimin dönmediği bir kokuyu bırakıp gittin Yüreğimin duvarlarına Astığım görünmez bir resimdin oysa Ancak bir efkar masasında gösterdiğim Gel diyeceğim Cesaretim yok yeniden seni yaşamaya Hasretin yaşamak gibi canlı Ve heyecanlı maceraların ümidiyle Gözlerin gibi değişiyor düşüncelerim Karşılığı az olan bir sevmeydi benimki Yalnızca varlığının verdiği bir aydınlık duyguydu Yağmur yağdığında kirpiklerinin ıslanması Güneşte gözlerinin kısılmasıydı Veya yanağına kondurabildiğim küçük bir öpücük Bir ömürlük anıların başlamasıydı Nereye baksam senden kalan bir şeyler var Öylesine candan sarılmadan ayrılsan da Verdiğin sözlerin hepsini tutmadığını biliyordum Yetiyor mu bana kalanlar Yaşamın her haline güzel bir şeyler eklemek gerek Ayrılıklarda anıların Vuslatlarda an neyse onun tadını çıkarmak Gözleri Dudakları Saçları Resmetmek Bestelemek Şarkılar söylemek Kim aklımda en uzun kaldıysa Odur sevdaya en yakın dönemeç Hızımı kesen Sen Adına dilimin dönmediği bir kokuyu bırakıp gittin
  5. Ayrı Yüzlerde Sevdim...

    içinde sevgi duygu olan herşey güzeldir
  6. ben teşekür ederim
  7. Söylesene Aşk Nerede ?

    AŞK AŞK AŞK BAŞKA İŞTE...
  8. ***Dönme Sakın***

    Baştan evt daha en baştan biliyordum bir gün itilip unutulan ne varsa beni onlara katacağını..Kavgam,mücadelem seni anlık sevmelerle yaşatmak içindi..Hiçbir zaman sonsuza dek benim olmayacağını biliyordum..Asla bu beklentiyle sevmedim seni..Sevdim evet..Ve bir gün hiçbir şey söylemeden çekip de gideceğini bile bile..Kalman,beni,benim seni sevdiğim kadar sevmen gerekmedi hiç..Hiçbir şey için bana söz vermen gerekmedi..Adı üstündeydi işte..Karşılıksızdı..Gerçek aşktı..Varlığını oluşturan hiçbir zerre beni anlamadı..Belki de anladı da ya ben sana fazla geldim yada sende bir şeyler eksik kaldı.. .....Biliyor musun?Her elimi uzattığımda boşluktu tuttuğum..Her dokunmak isteyişimde hiçbir şeydi bulduğum..Her yemin edişimde bozmak oldu sonum..Savruldum..Ettiğim dualar kadar yoktun..Her sana bakışımda gözlerin öyle derin uçurumlara attı ki beni düşüp ölmekten değil her düştüğümde ölememekten yoruldum..Hiç isyan etmedim kadere..Hiç kimseyi sorumlu tutmadım..Hiç beddua etmedim sana ve hiç lanet okumadım aşkına..Hiç ağlamadım ardından bakarken..Hiç uykularım bölünmedi..Yaşamaya hiç ara vermedim ve hiçbir vakit düşünmedim ölümü..Yaşamalı ve yaşadıkça seni sevmeliydim..Çünkü biliyordum..Aşkın benimle birlikte gelmeyecekti mezara..Öteki dünyada kavuşamayacaktık..Burada sevemediysen beni orada da sevemeyecektin..İki dünyada da yokluğunu çekmek fazlaydı kahrolurcasına seven gönlüme.. Ben böyleyim işte..Böyle büyük sevdim seni..Söylesene kim sevdi seni bu kadar körü körüne..Bu kadar beklentisiz..Bir varlığı seviyor olmak kolaydı her zaman..Bense yokluğunu sevdim senin..Kolay olan varlığını değil,zor olan yokluğunu sevdim..Dönmen için değil..Hiç dönmeyeceğini bilerek…Sevmen için değil,hiç sevmeyeceğini bilerek,koskocaman bir sensizliği içimdeki her bir hücreye itinayla yerleştirerek,gittiğin yollara mutluluk duaları serperek,beklemeden,ağlamadan,dönmen için yalvarmadan,ölmeden,yaşaya yaşaya ve acımı sindirerek sevdim.. .....Dönme sakın!
  9. Aşk Benim Mabedim di.........

    KISACASI AŞK HERŞEYDİ....
  10. KADIN BAŞLIBAŞINA BİR GÜZELLİKTİR,FARKINDA OLANA... PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER.
  11. AĞLAMAK GÜZEL BİR DUYGU,RAHATLATIYOR BENİ... PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER...
  12. GÜZEL BİR PAYLAŞIM TEŞEKÜRLER.
  13. MUTSUZLUĞUN DA BİR SEBEBİ VARDIR,ERKEK KOLAY OLANI TERCİH EDER BENCE...
  14. ***Gidiyorum***

    "Gidiyorum " Elin kapı kolundaydı ve tek kelime söylemiştin ... "Gidiyorum " Bir süre baktın yüzüme ,tepkimi bekledin ,cevabımı bekledin ... Gidemiyordun sadece bana bakıyordun ,neden cevap vermediğime… Şaşkındın bunu beklemiyordun ,bağırıp tartışmalıydım önce ardındanda ağlamalıydım. Şaşkındın beklediğin bu değildi, Gidemiyordun çünkü ummuyordun benden bu cevabı ,yüzümde buruk bir tebessümle çok sakin dedim sana "GÜLE GÜLE"... Hala gidemiyordum.. Elin kapı kolundan düştü.Ardından başın ve gözlerin ,bilmem yüzüne bakmadım daha fazla,belki de ağlıyordun. Ama ben tek damla gözyaşımı bırakmadım gözlerinin önüne, içimde kopan fırtınaya inat sakindim Yüreğimde açtığın derin yaraya göre çok da güçlü ve umursamaz duruyordum karşında... Ne kadar durdun anımsamıyorum orada ,belki birkaç dakika ,belki birkaç saat… Zaman durmuştu benim için,pencereden bakarken dışarı kapının kapandığını duydum sadece… Gittin sonunda, Bütün gidenler gibi... Bütün evi gezdim ardından önce hala çok sakindim Sana ait ne varsa topladım dikkatlice bir odaya yığdım ,kapısını kilitledim. Sana yollamak üzere... "Ne" "Neden" ve "Niçin" lerin artık hiç önemi yoktu … Gidiyorum dedin ve gittin … Sorgulanacak ya da kurtarılacak bir şey kalmamıştı ... Geride yılların anılarını bana bırakarak gittin, Sana ait eşyalar kadar kolay değildi onları bir odaya hapsetmek . Üç yılımı aldı bunları içimde yaşatmamayı öğrenmek , Ardından kendime gelebilmek için aylar yetmedi , Hep bir sonraki aydan borç aldım ... Birde bakmışım ki; Aylar yıl , Yıl da yıllar olmuş … ...Ama sonunda bittin bende yaşanmışlıklarımız ve anılarımız geriye baktığımda içimi acıtmıyordu artık hatta bazı anlarımız tebessüm bile ettiriyordu bana geriye baktığımda ... İŞTE SEN O GÜN BİTTİN BENDE..... Şimdi gelmiş karşıma "Geldim "diyorsun Ne kolay dedin "GELDİM …" Gitmen kadar kolay sandın gelmeyi , O kadar kolay değil canım o kadar kolay değil "Güle güle" dememi beklemiyordun ama" hoş geldin "diyeceğime emindin. Yine yanıldın Yine yanıldın ... Yap _ boz oyunu sandın sen yüreğimi Evime geldin ise hoş geldin, Yüreğime ise geç kaldın... Bu sözleri hiç beklemiyordun,biliyorum Gözlerinden okudum Sen gittiğin gün okuyamadın benim gözlerimi ,duyamadın yüreğimde ki çırpınmaları ,sessiz çığlıklarımı Ama ben seninkileri duydum , "Pişmanım "diyordu gözlerin ... Birlikteliğimiz süresince belki de ilk defa sen "GİDİYORUM "dediğin gün , Benim yaşadıklarımı anladın .... Onun içinde geç kaldın be canım Geç kaldın Bir ömür kadar ...
  15. ***Gidiyorum***

    SİZİNMİ BİR EDEBİYAT SİTESİNDEN ALDIM İSİM YOKTU NİCK VARDI SADECE...
  16. TERAZİ : Hay sana dengesiz diyen o dengesizler. Ben onlara ne diyeyim bilmiyorum k i! Yahu sen olmasan varya, su insanoglu soyunda bir eksiklik bir yitim olurdu. Sen dengesin insanlik için. Alem buysa kral sensin. Sen susarsan bir neden, konusursan ayri bir neden vardir. Marifetli, kabiliyetli, en artili burç sensin. Senin üstüne burç taniyan, megalomandir. Söylesene senin üstüne burç mu vardir? Ben ki sahsi fikrim, senden iyisini bilmem, tanimam, görmem. paylaşım için teşekürler
  17. Hakkını Helal Ee(Engelli Oğlundan Anaya)

    ben teşekür ederim,paylaşım güzel şey
  18. ***Güvenle Başlar Herşey***

    İki göz mesafesine atılan sağlam adımlarla! Birbirine yabancı olan iki insanın daha ilk tebessümle yakınlaşabilmesi saklıdır bu adımlarda... Bir bakış, bir ses, bazen sadece bir koku sağlar bu tanıdıklık hissini! Tüm yaşanmışlıkları soyunup, sadece onunla giyinme isteğini... Telaşla bakar insan, hayatla verdiği mücadeleye. Aşktan, eşten, arkadaştan önce güvenebilecek insan arar. Dokunduğunda bilmek ister yanmayacağını. Bilmek ister yaralarına yara eklemeyeceğini. Her şey güvenmekle başlıyorsa, birine güvenmek neden bu kadar zor? Saatlerini, yönlerini hatta yıllarını eksittiğinde aslında sadece kendini eksilttiğini fark etmek günün birinde. Belki de gerçek bir acı, paylaşılan her şeyin bir anda iç ve hiç edilebilmesi acımasızca, güvenmenin pişmanlığını hissetmek, küfürler, lanetler eşliğinde ağlamaklı. Susup kalmak belki, kelimelere sığdıramamak hissedilen kırıklığı... Çuvallar dolusu suskun acılar biriktirmek ve biriktirdiklerinle hiç övünememek, baka kalmak gidenin arkasından. Neden bile soramadan. Hatta sormaya bile gerek duymadan başladığın yere geri dönmek. "Her şey yalan" demek tekrar tekrar, umuda inat yalnızlık seanslarını! Başta güzeldir bu seanslar, kendi kendine yetebilme hevesi, sevdası. Ama hiçbir zaman yalnızlık dost olmaz insan, alıştığı anda sıkılmaya başlar. Acımasızca bir bir vurur yüzüne yaşanan acıları. Kendini sorgulamandır, asıl amacı. Seni, yalnızlığa itene kadar, seni kendi kendine küstürene kadar uğraşır. Kendine küstükçe, asıl isyan başlar hayata. Bağıra çağıra bakarsın açılan yaralara, "Hak etmedim ki" dersin. Gözyaşını silecek birini ararsın. Umuttan arta kalanlarla, yamalar yaparsın eksilen ve eskiyen her duyguna. Yalnızlık o kadar fazla, yalnızlığın olur ki; kendini, acı veren de bile teselli ararken bulursun. İşin aslı tam bu noktada başladığın yere dönersin ve kendine fısıldarsın. Güvenmekle başlar her şey ki; başlayan devam edebilsin. Güvenebilecek birini bulabilmeniz dileğiyle.. 2009 yılı Türkiyem'e barış, birlik, düzen, başarı, refah getirsin. İnsanıma bol kazanç, mutluluk ve sağlık. Neyi yaşamak istiyorsan onu yaşa! Öyle bir hayat yaşıyorum ki... Cenneti de gördüm, cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki... Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayatı en önden, kendime bir sahne buldum, oynadım. Öyle bir rol vermişler ki okudum, okudum, anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, hem kızdım, hem de güldüm halime. Sonra dedim ki "bir söz ver" kendine Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman... Hep acele etmem bundan anladım!
  19. ***Güvenle Başlar Herşey***

    ben teşekür ederim,
  20. ***Sihirli İki Sözcük***

    Yaşamımızı sürdürebilmemiz için ihtiyacımız olan en önemli şeylerden biri sevgi. Sevgiyi ifadenin en iyi yolu da iki sözcük ... Seni Seviyorum.. Ama bir türlü rahatça çıkmaz ağzımızdan. Peki neden? Sürekli birilerini sevme ihtiyacı duyarız. Sevildiğimizi duyabilmek, başka bir biçimiyle de ‘’onay’’ almak için elimizden geleni yaparız. Sonra da ‘’Bu kadar sevdiğim bir insan, bana nasıl böyle bir kötülük yapar’’ diye haksızlığa uğradığımızda acılar içinde kıvranırız. Her insanın sevgiliye, sevildiğini hissetmeye ihtiyacı vardır. Sevgilisi tarafından eşi, annesi,babası, kardeşleri, iş arkadaşları ve çevresinde önemsediği insanlar tarafından sevildiğini hisseden kişi nasıl da ayaklarının üzerinde güçlü durur. Bana sevdiğini söyle! Kadınlar durmadan tekrarlanmasını isterler sevgi sözcüklerinin. Erkekler de kadınların ağzından bolca duyarlar bu sözcükleri. Kadınlar her seni seviyorum dediğinde ‘’ Sen de beni seviyor musun? ’’ sorusunun yanıtını da almak ister. Bu kendilerini güvenmediklerinden, karşılarındaki kişinin onları sevip sevmediğini kontrol etmek ya da sevdiğini bilmediklerinden değildir. Yalnızca ‘’Hayatımdan memnunum, senin de memnun olmanı istiyorum ve elimden geleni yapıyorum’’ un cevabını alabilmek içindir. Sevgine ihtiyacım var! Kadınların nasıl yetiştirildiğini bir düşünün. Aileyi memnun etme, hayaller, çocukları sevme, koruma, bolca fedakarlık, fedakarlık... Tamam erkekler de bu ‘’memnun etme’’ lerle yetişiyor ama onlar ‘’maddi memnuniyetler’’ aşılanarak büyüyorlar. Kadınların ihtiyaçlarını karşıladıkları ölçüde sevgililerinden de emin olunmasını bekliyorlar. Bu onların sevgilerinin kanıtı haline geliyor. Ah bir bilseler insanın sevildiğini duymak ya da birini sevdiğini söylemek kadar ihtiyaç duyduğu başka şey olmadığını... ‘’Sana sevdiğimi göstermek daha çok hoşuma gidiyor.’’ Bu da erkeklerin ağzından sıkça duyulan bir cümle. Sevgiyi duymak kadar hissetmek de önemli . Ama o sihirli iki sözcük var ya, dünyaya bedel geliyor insana. Stresli, yorucu bir günün ardından ya da hayatımızda her şey yolunda giderken gönderilen bir öpücük, size sarılması yanında, gözlerinizin ta içine bakarak ‘’ Seni seviyorum’’ demesini istemez miydiniz.? Istediğim gibi davranmıyor Bambaşka iki kişilik farklı hayatlar... Bir araya gelip, uzlaşmak o kadar kolay mı? Doğrularınız arasında ortayı bulmak olduğu gibi, günahıyla sevabıyla kabul etmek... Zor,çok zor... Birini sevdiğimizde, onun kendi hayatına dair, bizim pek de görmek istemediğimiz huyları davranışları biçimleriyle bizi nasıl da huzursuz eder. Asla onun da kendisine ait bir dünyası olduğunu kabul edemeyiz. Her şeyi kendi açımızdan düşünür, ‘’Ben bu durumda öyle yapardım’’ der onu suçlarız. Sıklıkla da onda gördüğümüz hatalar zaten bizde var olanların yansımalarıdır. Karşımızdaki kişi aracılığıyla kendimizi eleştiririz. Başkalarında kusur bulmak ne kadar da kolay değil mi? Kendimize olan güvenimiz azaldığı ölçüde, mükemmel bir ilişki arayışımız da artar. Çünkü böylece mükemmel bir insan seçerek kendimize olan güvenimizi telafi yoluna gideriz. Aslında mükemmel gördüğümüz biri tarafından seçilmek içindir bütün yapılan. Hayatta bütün gün ne kelimeler sarf ediyoruz bir düşünün. İki güzel kelimeyi söylemek çok mu zor? SENI SEVIYORUM!!!!
  21. Öylesine Sevmiştim..

    ÇOK GÜZEL PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER
  22. Diliмin Ucunda Islanan İкi Keliмe.. .·

    PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER
  23. ***Huzur ve Mutluluk***

    Aşkın ve sevginin ayrı anlamlar ifade ettiği gibi, huzur ve mutluluk da ayrı şeylerdir. Huzur; sükûnet, ağız tadı gibi yaşamın aranan birer gerçeği olan kavramlarla ifade edilebilirken, mutluluk ondan çok daha farklıdır.. Huzur da mutluluk da hiçbir zaman bir diğeri için garanti vermez insana. Küçük şeylerle mutlu olabildiğini söyleyen insanların yasadığı,mutluluktan ziyade bir iç huzurudur. Gerçek mutluluk; genelde acının kol gezdiği,çilenin,ıstırabın,kederin ve hasretin en uç noktalarda yaşandığı ilişkilerin bir getirisidir. Kolay elde edilemez o... Bedeli ağırdır.Ve her beden, her yürek bu yükü kaldıramaz. Önce,azla yetinmemeyi sonra gizemli ve tehlike dolu bilinmezlere doğru yelken açacak cesareti üzerinde barındırmayı gerektirir. Bir çok şey de olduğu gibi, istemekle başlayan bu süreç, insanın,insan olduğunun farkına varmasıyla gelişme kaydeder.Anlayabilme ya da kavrayabilme kapasitesince anlamlar yüklenir,eşyalara, mekanlara ve olaylara... Mevla’nın kuluna lütfu denilebilecek bir yazgıyla, kişi karsısına çıkarılan ruh eşi ile tanışır. Yüreği kıpır kıpırdır artik o insanin.Anlayabilme ya da kavrayabilme kapasitesince anlamlar yüklenir,eşyalara, mekanlara ve olaylara... Ve her şeye bir kutsaliyet kazandırılır. Birlikte dinlenilen bir şarkı, beraber yenen ilk yemek, sonraki günlerin detaylarını belirlediği gibi, ölümsüz aşkların, ömür boyu unutulmayan film karelerini de oluşturur. Nedensiz ve niçinsiz bir dünyadır bu hayat tarzı. Seven,sadece sever... Sekilsiz, şüphesiz, her şeye rağmen sever... Bir müddet sonra birinin çektiği acıyı diğeri de hissetmeye baslar. O kederliyse diğeri de kederlenir. Kederle birlikte neşede paylaşılır.Ve kimin teselliye ihtiyacı varsa, onu diğerinde arar... Aradığını bulamadığı zamanlarda çoktur. "Beni neden anlamıyor?"; sorusu sık sık gündeme gelir... Sonrasında seven, görevinin, kendisini değil, sevdiğini mutlu etmek olduğunun farkına varır. Öyle içten davranışlar sergilemeye başlar ki seven insan,beklemedik anda,beklemedik yerde olmalar,umulmayan zamanlarda aramalar... İlgilisinin dahi hatırlayamadığı özel günleri hatırlama ve özel bir şeyler yapma çabası alır başını gider. Lakin sevdiğinden ya azar işitir böyle zamanlarda, ya da aman sen de, tarzında ilgisizlik görür. Bu kez kendine kahretmeye baslar.Damarlarının ve kaslarının sinirden kaskatı kesildiği günler yasar. Sara nöbetlerinden daha beter nöbetler bekler asığın yüreğini. Bağırmak istese sesi çıkmaz, ağlamak istediğinde ağlayamaz... "Ben neyi yanlış yapıyorum?"sorusu, bazı şeylerin mesafe alabilmesi için zamana ihtiyacı olduğunu öğrenmesine vesile olur. Olduğu gibi kabullenmekten ve sabretmekten başka çaresi olmadığını görür. Bir müddet sonra ,çok alakadar olduğu, her şeyini düşündüğü kişinin kendisinden uzaklaşma arzusuyla karsılaşır. Ve anlar ki, sevdiğini mutlu etmeye tek başına bir sevgi de yetmemektedir. Bu kez sevginin önüne "saygı”yı da koyması gerektiğini kavrar. O'na,fikirlerine, yasam tarzına, kılık-kıyafetine ve her şeyine saygı... Sevgi de olduğu gibi, hesapsız kitapsız bir saygı olmalıdır bu... Bazen de kıskançlık duyguları kabarır seven insanda. Sevdiğini bütün insanlardan kıskanır. Ve bu kıskançlığı elinde olmayacak şekilde dışa vurmaya baslar. Sevilen öyle olmadığını anlatmak ister ama, nasıl ifade edeceğini bilemez ve seveni kendi kafasında kurduklarıyla baş başa bırakır... Bu aşamada devreye giren düşünme dönemiyle birlikte seven,sevgi ve saygısının yanına bir de "güven" duygusunu yerleştirmesi gerektiğinin farkına varır. Güven...En azından kendisine güvenilmesi gerektiği kadar güven... Sevginin emek verenin olduğu ortaya çıkar bir müddet sonra...Sahiplenme duygusu yerini hak teslimine bırakır.Kimsenin diğerine muhtaç ya da mahkum olmadığı bir anlayış hakim olur ilişkiye. Anlaşmak için konuşmaya bile gerek kalmaz. Telefondaki ses bile verir insani ele.Ne dert gizlenebilir. Ne neşe saklanabilir. Her şey ama her şey paylaşılır. Gözler karşı karşıya geldiğinde ise sevgi pompalar yüreklere... Koşulsuz sevgi, sınırsız sabır, sonsuz saygı ve sonuna dek güven mefhumlarının olgunlaştırdığı ilişki de, karşılıklı iki insanin tüm inanç ve değerleri birbirlerini beslemeye baslar. Tek beden ve tek ruhta bütünleşmeye doğru yol alırlar. Bir elmanın iki yarısı gibidirler. Ne birisi bir adım önde, ne diğeri bir adım geridedir.Hep eşit, hep yan yana, can cana... Mutluluk; karşılık beklemeden yapılan iyilik gibidir. Sevilenin, sahip olunsun olunmasın, her şart altında mutluluğunu isteme ve o yönde çaba sarf etmektir. Mutluluk; Ateştir.. Kahırdır... Azaptır...Istıraptır.. Çiledir... Belki de ömür boyu sürecek bir hasrettir.. Kısacası mutluluk zordur. Ve ancak zora talip olanlar mutlu olmak hakkına sahiptirler...