CEMRE

Üye
  • İçerik sayısı

    1.500
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

CEMRE kullanıcısının paylaşımları

  1. ***Dile Gül Koymak***

    Konuşmasından anlaşılır insan ‘Güzel konuşmasından’ Kalpten kalbe yol vardır derler. Bunu biraz daha değiştirerek söylersek: ~Dilden kalbe yol vardır~ Gönlü yumuşak insanların konuşmaları da yumuşak ve ılımlıdır. Onlar asla kalp kırmaz. Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabına sunar. En öfkeli olduğumuz anlarda bile yüreğimizdeki karanlığı gündüz aydınlığına çevirir güzel bir söz. "Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı Söz ola ahulu aşı, Yağ ile bal ede bir söz." Katı kalpli insanlar ise, bu mihengi yitirmiştir. Olur olmaz yerde kelâm eder, ya baş kırar, ya da göz çıkarır. Bak bu hususta Hz. Ömer ne diyor: “Ey Kâbe! Seni bin sefer yıksam yine yapabilirim. Ama kırık bir kalbi asla!” İşte dost! Tatlı dil ve acı dil arasındaki fark, cennet ile cehennem arasındaki fark gibidir. Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet asa bir iklim ör. İstersen kor koy, başkalarını alev alev yak. Tercih senin...
  2. ***Hala Özlüyorum***

    ben teşekür ederim
  3. Hz. Muhammet (s.a.v) Buyuruyor Kİ ;

    bu güzel ve anlamlı paylaşım için teşekürler
  4. Neden Neden Yüreğim...

    baharlar çiçekleriyle güzeldir... paylaşım için teşekürler..
  5. ÇOK GÜZEL BİR ŞİİRDİ PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER.
  6. Bir Yıllık Gen Terapisi Başarıyla Sonuçlandı

    ÇOK GÜZEL BİR GELİŞME PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER
  7. Felçliydi, Şimdi Yüzüyor

    ÇOK GÜZEL BİR GELİŞME,UMURAM DAHA DA İYİ OLUR
  8. KALPSİZİM BU CİHAZIN FOTOĞRAFI VARMI,DAHA ÖNCEDE BUNA BENZER BİR ÜRÜN ÇIKMIŞTI SADECE KİRASI BU FİYATAYDI.DAHA FAZLA AYRINTIYI ÖĞRENEBİLİRMİYİZ
  9. Engelli Şampiyon Kübra Aşkına Kaçtı

    SEVENLERİ AYIRMAYALIM,İKİSİ DE REŞİT VE EVLENMİŞLER SONUÇDA.MUTLU OLURLAR İNŞALLAH...
  10. BİR KUTU DOLUSU YAŞAM GÖNDERİYORUM SANA... Resmi büyük görmek için tıklayın Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş.Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını... Kocaman bir fırça ve bin bir renk koydum kutuya, bir cennet resmi yapıp içine gir diye.... Düşler serpiştirdim gizlice,düş kurmayı unutma diye.Bir tene de elme şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye... Güneşinbatışını, billur suyun sesini, kırmızı gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım.Ruhlarımız aç kalmasın diye kutuya biraz da sevecenlik koydum güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür. Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için....Bir buket sevgi, bir yudum aşk, ve bir elma da koyamadan edemedim.Paylaşmayı anımsayalım diye.... Sevdiklerimeze onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim diye; içtenliği, umudu, neşeyi, bağışlayıcılığı, özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım, ’’Ben’’ in dışına çıkıp ’’Biz’’ e ulaşabilelim diye.... Son olaraak bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor; Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin.Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl, yaşamdan yalnızca almak yerine ona birşeyler ver.Kısacası bütünüyle ’’insan’’ ol.Unutma! Yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin herşeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek.
  11. Birini Sevmenin Bedeli...

    GİT TÜRKÜ GÖZLÜM!HADİ GİT, ARKANADA SAKIN BAKMA YOKSA DURDURMAK İSTERİM SENİ...SAKIN BENİ AYDINLIĞA KAVUŞTURAN GÖZLERİN BULMASIN NEMLİ GÖZLERİMİ. DAYANAMAM... AMA NEOLUR SEVGİNİ SÖK GÖTÜR YÜREĞİMDEN SEN YOKKEN BARINDIRAMAM ONU İÇİMDE...ONUDA AL GİT! DÜŞÜNME BENİ BEN SENİNLEYKEN BİLE YAŞADIM SENSİZLİĞİ... SEVGİNİ İLMİK İLMİK İŞLEDİM İÇİME...ACINIDA ÖYLE İŞLERİM YÜREĞİME.BELKİ SEN GİDERKEN YÜREĞİMİN ÇILDIRTAN ÇARESİZLİĞİNE DUR DİYEMEM AMA AVUTABİLİRİM KENDİMİ.GÖZLERİNDE SEVDİM SENİ BEN,TOPRAK KOKULU TÜRKÜLERİNDE, KALEMİ KIRILMIŞ UMUTLARIMIN VE CEZASI KESİLMİŞ HAYALLERİMİN FERMANIYDI SEVDAN..VE BU MÜLTECİ YÜREĞİM HASRETİ SENDE GÖRDÜ..DİRİ DİRİ GÖMÜLMEYİDE SENDE ÖĞRENDİ. GİT TÜRKÜ GÖZLÜM!!!AVUTMA DÜŞLERİMİ,YAK HIRPALA,DARMADAĞIN ET SONRADA GEL ÖLDÜR BENİ... DAYANAMIYORUM ARTIK BU GİDİŞLERE..DÖNÜŞÜ VARMI DİYE BEKLEMEK ÖYLE YAKAR OLDUKU İÇİMİ... HANİ VUCUDUNUN BİR PARÇASI KESİLDİĞİNDE CANIN YANARYA İŞTE AYNEN ÖYLE YANIYOR CANIM. ARTIK YOKSUN... DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR GİDİŞTİ BU.. YÜREĞİMDE AĞIR HASARLAR OLUŞTURAN BİR GİDİŞ!! GİT TÜRKÜ GÖZLÜM...BEN ÖĞRENDİM ARTIK EĞER BİRİNİ SEVİYORSAN BEDELİ ONU KAYBETMEKMİŞ
  12. Seneler geçti ah, mevsimler geçti Bir sen değişmedin bende sevdiğim Sevdalar değişti, aşklar değişti Bir sen değişmedin bende sevdiğim Bilmem ki hangi yol sana ulaşır Hangi rüzgarlarda kokun dolaşır Her gece gözümde gözlerin ışır Ay mı güneş misin bende bilemedim Sen gideli gökyüzü de değişti Çağlayanlar denizlere erişti Günler geçti, aylar geçti, yıl geçti Her durakta hayalini bekledim Özleminle geçti aylar seneler Hicranla tükendi günler geceler Benim kadar sevemezki kimseler Her çiçeğe gül kokunu işledim Duygu çiçekleri boyun büktükçe Ümit bahçeleri hazan döktükçe Baktığım yollara duman çöktükçe Hep seni özledim seni istedim Gözyaşlarım yağmur olup aksa da Ayrılıklar yüreğimı yaksa da Bu vefasız kahrolası dünyada Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...
  13. ***senli düşlerimi eskitme sakın*** Dilimin ucunda asılı kalan bir sen var .. Yüreğindeki darağacına asılı bir de ben.. Taşıyorum yokluğunu sırtımda ,ayaklarım titreyerek.. Düşme düşümden diye; Gözlerimi açmaya korkuyorum her sabaha.. Sensiz; Sonu olmayan bir hikayede,ardı sıra ne geleceği meçhul üç noktadan ibaret bir cümlenin öznesiyim,yüklemine yenik düşmüş.. Nefesim tenini yakardı bir zamanlar.. O kadar yakındın ki.. Nefes alsam,soluğun düğümlenirdi karşımda.. Yutkunsan beni çekerdin içine.. -Özlediğim,hayalini kurduğum tüm düşlerimi sana veriyorum.. Sevinçlerim,mutluluğum,senin için atan yüreğim.. Emanetimdir sana.. Sıkıca tut,bırakma.. Yıpratma.. Eskitme.. Sakla.. Dilsizliğimdir dilim,tüm haykırışlara inat.. Zehirli kelimelerim kanına karışır her çığlıkta.. Konuşursam akar göz yaşların,kan renginde.. Sana Susadığım kadar.. Sus oluyorum sana... Susuyorum.. Konuşmaya başladığımda almaya gelirim emanetimi.. Sıkıca tut,bırakma.. Eskitme Sakın..!
  14. ***Ben Aradığın Değilim***

    Bir ben var, sadece kendim gibi, benzeri yok. İyi ya da kötü. Ama bir ben var, ne benden öte, ne de benden başka, sadece bana benzer. Peki sen ne arıyorsun? Neye benzememi bekliyorsun? Aradığın birşeyler varsa, ben o değilim. Beklediğin biri varsa, ben değilimdir. Hiç bilmediğini arayabilir mi insan? Ben bilmediklerin değilim ama bilemediğinim. Anlatılmaz, yaşanır değilim ben ama sözcüklere sığmam, yaşama dağılırım. Yalnız hissedenlerden değilim ama gürültülerin içindeki sessizliğindeyim. Kalabalıklara hakimim ama kalabalıkların hakim olmasına izin vermeyenlerdenim. Bilmeyenim, öğrenenim. Sakin değilim, sakin davrananım. Zekiyim, zekasina güvenenim. Mantıklı olanım ama duygularıma önem verenim. Dürüstüm, çünkü kendimi kabullenenim. Herşeyi severim, nefretsizim ama SÖZDE SEVGİLERE nefret duyanım. Ben aradığın değilim, karşına çıkanım....
  15. ***Ben Aradığın Değilim***

    ben teşekkür ederim
  16. Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden 5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor. Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim. 19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir . sürpriz olacağım. 23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun . beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem! 27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne? 2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz. 12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allahım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum. 20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi . bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım… 25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım.. 10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım . ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba… 13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. . Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz.. 24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı . bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi? 28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… . Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An… Ah! Kürtajınız ta-mamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !..
  17. Bir Bebeğin Yarım Kalan Günlüğünden...

    bir cana kıymak bu kadar basit olmamalı
  18. ***Mutluluk Reçetesi***

    Mutluluk Reçetesi Kara gecenin karanlığında umutsuz yüreği ağlıyordu,herşey anlam ve önemini kaybetmişti yüreği titriyordu onun için hayat tüm anlam ve önemini yitirmişti salondaki loş ışıkta bu düşünceler içinde koltuğa yığıldı iri siyah gözlerini bir noktaya dikmiş ne yapmasını gerektiğini düşünüyordu aklı ve yüreği büyük bir savaşa girmişti .Artık bedeni bu yorgunluğa direnemiyordu göz kapakları kapanmamak için dirensede sonunda yenik düştü. En çok sevdiği yanına geldi elini ,elinin içine aldı saçlarını okşadı öylesine sevgiyle okşadıki yüreğindeki ızdırap hafiflemişti onun kokusu,sevgisi tarifsiz bir huzur kaplamıştı yüreğini , ağlıyordu zeytin karası gözlerinden tüm karanlıklar akıyordu sanki göz yaşlarıyla herşeyi yıkıyordu... Ağlama dedi sana mutluluk reçetsi vereceğim ....... mutluluk reçetesi Umuda pencerelerini aç,korkma al içeriye yüreğine koy,hoşgörü,sevgi ve saygıyla yoğur içinden tüm kötü hasletleri çıkart göz yaşıyla yıka,sevgiyle kurula,sabırla uğurla ,sahip olduğun güç yüreğinde senin,sen ona sahip çıkarsan o sana çıkar ,bırak geçmişi artık dönemezsin geriye ,yarını düşünme bilemezsin sonun ne,içindeki anı yaşa zehir etme kendine...Unutma iyilik kötülğü ,sabır sabırsızlığı,sevgi nefreti,aşk yalnızlığı alt eder,umutlar olmassa insanlar yok olup gider başına gelen musibetler kırmasın umudunu seni bir yaradan var o unutmaz kulunu... Bir anda irkilerek uyandı gördüğü bir rüyaydı hem hasret gidermiş hemde yol göstrmişti acılı yüreğine yine merhem olmuştu...
  19. ***Yaşamı Ertelemek***

    Beni her ölüm etkiler... Tanımasam bile üzülürüm yitirilmiş ümitlere... Hiç gerçekleşemeyecek ideallere... Yaşanmamış sevgilere üzülürüm... Bu yüzden korkarım yaşamı ertelemekten... Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa söylenmeli, yapılmalı... Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin, sevdanızı bugün yaşayın... İşinizde yapılacak ne varsa bir an önce yapın... Yarın çok geç olabilir... Bir anda bitebilir... Her şey yaşamak için acele edin bence... Kısa yaşamışlıklar, yaşamamışlıklardan daha iyidir... Geriye dönüp baktığınızda "KEŞKE" ler çoğunlukta olmasın... Uzun vadeli hedefler için bile bugünden harekete geçmelisiniz... Yarınlar çok uzakta olabilir... Daha okulda başlamıyor muyuz ertelemeye yaşamı... İlk hedef kolej, sonra üniversite Hep yarına yatırım bugünü... Sonra yaşamamacasına... İşe gireyim sonra... Evleneyim sonra... Çocuklar büyüsün sonra... Emekli olayım sonra.... Sonra... Sonra.. Sonra.... Bir sürecin başında, ortasında yaşam her an sona erebilir... Sonrası olmayabilir... Fedakarlıklar güzel ama... Unutmayalım "herkes kendi hayatını yaşar" İnsanlar yaşadıkça yaşlandığını düşünür, Aslında insanlar yaşamadıkça yaşlanır... Tayfun Taliboglu (alıntıdır)
  20. ***Yaşamı Ertelemek***

    evet anlamlı,ben teşekür ederim
  21. ***Aşk Nedir***

    Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir. Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir. Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir. Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir. Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir. Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir. Aşk, korumaktir. Sorumluluktur. Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir. Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir. Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir. Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir. Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir. Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur. Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir. Sicakliktir. Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir. Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir. Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir. Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir.Güvendir Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir. Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir. Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur. Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir. Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir.Yalnizliktir. Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.. Kısacası Ask zamansız gelendir! ! !
  22. ***Sevgi tatlısı***

    Malzemesi: 1 adet lekesiz gönül. 1 adet açık yürek. 500 gram güler yüz. 250 gram tatlı dil. 100 gram hürmet. 1 çorba kaşığı sevgi, 1 çay kaşığı hoşgörü. 1 su bardağı iyi niyet. 1 tutam samimiyet. 1 Ölçek dürüstlük. Göz kararı saygı. Hazırlanışı: Gönülü duygu tasına atıp güler yüz ile karıştır. Ağzında yumuşattığın tatlı dili üzerine ilave ederken, sevgi ve saygıyı ince ince üzerine ekele. Hürmet, iyi niyet ve hoşgörüden meydana gelen şurubu da buna kat. Samimiyet ölçüsünde parçalara bölerek dürüstce hayata diz ve yüreğinde pişmesini bekle. Yüreğinde pişirdiiğin bu sevgi tatlısını karnın acıkınca değil, ruhun acıkınca ye. Mutluluk senin olsun..... __________________
  23. ***Sevgi tatlısı***

    ben teşekür ederim,yapmanızı tavsiye ederim....(:
  24. ***Unutmak Kolay***

    Unutmak kolay diyordun ya Kolaymış meğer Unuttum adını,her kelimesini unuttum Dalga dalga savrulan saçlarını unuttum Kömür karası yaşlı gözlerini unuttum ben Unutmak kolay diyordun ya Kolaymış meğer Yağmur altında gezdiğimiz sahilleri unuttum ben Bana ilk seni seviyorum dediğin O çay bahçesini unuttum ben Unutmak kolay diyordun ya Kolaymış meğer Elini ilk tuttuğumda Yüzündeki o masumluğu unuttum ben Sarıldığımda ise Başımı döndüren gül kokulu,kokunu unuttum ben Unutmak kolaymış be bitanem O yüzündeki gülüş,içindeki sıcaklık Seni özlüyorum dediğinde Gözünden akan iki damla yaş Ve seni öptüğümde içinde kaybolduğum yıldızlar Bütün bunları unutmak O kadar kolaymış ki bi tanem O kadar kolaymış ki hepsini unuttum
  25. ***Unutmak Kolay***

    EVET HAKLISINIZ,DİL SÖYLESEDE UNUTTUM DİYE NAFİLE... BEN TEŞEKÜR EDERİM