CEMRE

Üye
  • İçerik sayısı

    1.500
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

CEMRE kullanıcısının paylaşımları

  1. -"Yasal Olup, Mantıklı Olmayan Nedir?

    çok güzeldi teşekkürler
  2. Boşanma Pastaları :)

    Son dönemlerde boşanmaların ardından kutlama yapmak moda olunca girişimciler de sınırsız yaratıcılıklarını kullandı ve boşanma partileri için bu ilginç pastalar ortaya çıktı...
  3. MEB Özürlü Personel Alım Sınavı Sınav Sonuçları

    bu tür sınavlara torpil olduğu için girmiyordum bu sefer alım çok diye girmiştim yine torpil olacak belliki
  4. Henüz yüzmeyi tam olarak bilmeyen yavrularını kanatları altında taşımaya çalışan bir anne kuğu... Yavrularını bir arada tutmak için kanatlarının altına alan yaban ördeği annelik şevkatini en güzel şekilde anlatıyor... Beslenme saati... Annelik aynı anda tüm yavrularına yetebilme sanatıdır... Tavuk da olsa yağmur yağarken izin vermez yavrularının ıslanmasına... Hamallık bile güzel bir iştir... Yürümekte zorluk çeken yavrunu taşıyorsan eğer... Bütün anneler yavrularını koklamayı ve öpmeyi sever... Hayattaki en büyük sevgiyi ve şefkati ancak bir evlat bir anneye verebilir... En masum ve en çıkarsız şekliyle... Yaşayan tür ne olursa olsun anne ve çocuk ilişkisi hep aynıdır... Önce evladını yaşatmak annelerin doğa kanunudur... En iyi sığınak annelerin hemen yanı başıdır... Güven duygusunu ilk anneler sağlar...
  5. Ladesim Ol,Aklında Kalayım.

    Ladesim ol ; aklında kalayım Şimdi bir akıntıdır ellerim Ve ben sana dolar taşarım. Sen sabahlarımı taşıyan bir bulut En derin düşüncem... Dengesiz yaşantımın ipucu yanı Saçmalıklarımın yegane sebebi. Bir yalnızlık dolar gözlerime Sen kirpiklerimden taşarsın Bir kaçak olurum kendime Bir çığlık Bir matem Bir isyan Ve bir ayrılık olurum. Sensiz doğan güneşi gözlerinden vururum. Belki bir rüzgara satarım kendimi Belki de arkası yarın olurum. Gözlerin kadar derin Dudaklarından düşen cümleler kadar cesur değildir rüyalarım bilirsin. Hüzünlü bir şarkı değer iç tenime Ve ben dıştan yağarım. Sen düşersin aklıma İçimde yangınlar. Hadi! Amansızlığını zamansızlığını düşür içime Ladesim ol aklında kalayım. Ey hayat repliklerin kimi anlatıyor! Ve kaç figüran oynuyor senin sahnende. alıntı
  6. Ölümsüz İlk Hayvan

    Amerikalı bilim adamları ölümsüz olan ilk hayvanı keşfetmeyi başardı. Bu hayvan hücrelerini yenileyerek gençleşebiliyor ve yaşlandığında yada ölmek üzere olduğunda bunu defalarca yaparak hayatta kalıyor. Bu hayvanın ölmesi için dışardan başkasının' müdahalesi gerek yoksa ölmüyor. İşte detaylar; ABD’li araştırmacılar dünyanın “ölümsüz” sayılabilecek ilk hayvanını keşfetti. Latince adı “turritopsis nutricula” olan ve Karayipler’de bulunan 4-5 milimetre çapındaki denizanası dışarıdan canına kasteden olmazsa sonsuza kadar yaşıyor. Keşfi yapan bilim adamı bu hayvanlardan birkaç tanesini deney için akvaryuma koyup sonra unuttuğunu söyledi. Akvaryumun kuruduğunu farkeden araştırmacı kuruyan denizanalarını son kez incelemeye karar verdiğinde minik hayvanların ölmediğini tekrar yumurta haline dönüştüklerini fark etti. Bilim adamları bu durumu “Hayvan yaşamını sürdürebilecek koşulları bulamadığında ya da tehlike durumunda ‘çocukluk’ evresine dönerek genlerini yönetebiliyor” diye açıkladı. ALINTI
  7. Seni Çok Seviyorum

    seni seviyorum cunki her sabah kalktigimda bi gunu daha seninle gecirecek olmanin mutlulugunu yasatiyorsun bana ben gune seninle basliyorum ve her gun hayati yeniden kesfediyorum seni seviyorum cunki gokkusaginin her tonunu golgede birakan en parlak renksin sen hersey senin rengini tasiyor ve benim icin ozaman anlamli oluyor seni seviyorum cunki soguk gunlerde icimi isitan meltemsin sicak gunlerde ise ferahlik veren kuzey ruzgari iliklerime isleyerek esiyorsun seni seviyorum cunki herseyde sen varsin nasil olmayacaksin ki sanki sen dogdugumdanberi icimde idin yuregimin en derin kosesinde idin sanki ortaya cikmak icin beni bekliyordun ve ben orada oldugunu farkedince hakettigin yere cikardim seni seni seviyorum cunki hep benimlesin seni gormem icin yuzune bakmam gerekmiyor gozumu kapatsam ordasin gordugum her yuz aslinda sen seni seviyorum cunki gozlerinin icindeki binlerce yildiz gecenin karanligini delip geciyor sen bana bakareken ben kendimi yildizlara bakiyo gibi hissediyorum o yildizlarin parlakliginda kaybediyorum kendimi gozlerim kamasiyor ama sikayetci deilim aydinligindan gunes dogmasa yildizlar kaybolmasa diyorum ama biliyorum ki gunesimde sen olucaksin geceninsonunda bu kez daha parlak daha aydinlik cikicaksin karsima seni seviyorum cunki saclarin elllerimin arasinda kayip giderken dunyadaki cenneti bulmus gibi hissediyorum kendimi cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete ben karraliyim o cennette kalmaya seni seviyorum cunki her gulumseyisin icime yeniden yasama sevinci dolduruyor her gulumseyiisn karamsarligi yikiyor umutsuzlugu parcaliyor bi cicek bahcesine ceviriyor su corak dunyayi cicek dedim ya bi cicek aliverseydim sana papatya olurdu insanlara baharin geldigini mujdeleyen papatya idddasiz ama guzel guzel ama kibirsiz seni seviyorum cunki sevmeyi sana dokunmayi seni dinlemeyi sana bakmayi snei koklamayi sneinle paylasmayi seviyorum seninle birlikte insana dair ne varsa onlarida seviyorum seni sevdigimi anlatmaya calisirken ne kadar caresiz oldugumuda goruyorum her sozcukten sonra durup tekrar tekrar dusunuyorum seni yeterince anlatabildimmi diye biliyorum ki yetmiycek bukadar sozcukten sonra bile sana sevgimi anlatamamis olucam sozcuklerin bittigi yerde gozlerime bak onlar bu sevgiyi cok daha iyi anlatacaklar alıntı
  8. Para Katlama Sanatı

  9. Seni Seviyorum...

    Karanlık düşürmüş ayını masmavi denizin üstüne... Her yakamoz... İçimde her geçen büyüyen inançlı sevdamın sevinçli ezgilerinde sana dökülüyor kelimelerim... Kalbimin çıkmaz sokaklarına düşen bir ışıksın sen sevgili... Gece tüm karanlığıyla gelirken üstüme üstüme bir gülüşünle aydınlanıyor siyaha kesmiş odam... Koynuma dolduruyorum seni yıldız yıldız... Bir sözünle duruluyor hırçın dalgalı KARADENİZ'im... SENİ SEVİYORUM... Özgürlük rengi gülüşler afişliyorum kentimin duvarlarına... Soysuz vakitlerin darağacına asıp kanlı cam kırıklarıyla dolu geçmişimi tek hamlede infaz ediyorum ihanete yenik acılarımı.. ŞAH diyorum işte kanayan yerlerime. umudun direnciyle ördüğüm KALE'lerin aşılmaz yüksekliğinde MAT ediyorum çirkinlik şahı sancılarımı.. başı dumanlı dağların sevdayla emzirdiği cesur (b)akışlı coşkun bir nehir dökülüyor KARADENİZ'ime... Tepeden-tırnağa AŞK kesiliyorum (b)akışının karşılığı... Seni umudumlaseni direncimle seni tüm kalbimle seviyorum sevgili... Taşa değmesin diye yola çıkmış düşlerin her gün mıntıka temizliği yapıyorum yollarına... Düştüğün Uzlet_i sancılara koşturuyorum tüm varlığımı... Seferberlik ilan ediyorum içimde... Gece yarılarındakulağıma fısıldadığın AŞK kokan sözlerle huzur dolu uykulara uyuyor ruhum... SENİ SEVİYORUM düşlerimin perisi.. Sabahları besmelelerle açtığım gözlerime günaydın oluyor gülümseyen yüzün... Sularımda dürülen dalgalarım tarıyor kumral saçlarını... AŞK (b)elâ'sı gözlerini bir dem unutmuyorum yalnızlığımın en ağır zamanlarında bile... Seni yüreğimleseni düşlerimle seni dilimdeki türkülerle seviyorum sevgili... İçtiğin sigaranın dumanındaki halkalara asıyorum özlemlerimi... Bir uzun hava gibi soluksuz çekişini izliyorum kendimi... ve altıgen kül tabağında sönüşümü... Seni canımlaseni kanımla seni tüm varlığımla seviyorum sevgili... İhanet düşmüş düşlerimizin karanlığında; tedirgin zamanlardan çekip çıkardık bu sevdayı... Sen acılarına ağlıyordun ben tenimde unutulan yangınlarda yanıyordum... buluştuğumuz kavşakta bakınca gözlerine yok saydım tüm acılarımı(zı)... Şimdi bir koluma özgürlüğümü diğerine seni takıp yürüyoruz sokaklarda... Tanı(ya)madığımız hain yüzleri ardımızda bırakarak... Seni bedenimleseni ruhumla seni ©esaretimle seviyorum sevgili... Dilim(iz)de ıslıkla söylenen sevda türküleri : "DEMİR KAPLARI YAKIP GELDİM... ALEVLERİM İSYANDIR... UMUDU KUŞANIP GELDİM... SICAKLIĞIM SEVDAMDIR..." alıntı
  10. Aşık Olasım Var.

    aşık olasın var Şöyle dolu dizgin bir aşık olasım var! Kana kana tüm özgür irademi kullanıp saçmalayarak aşık olmak isteğim var. Aşık olduğun zaman ile olmadığın zaman arasındaki fark mantıklı davranmak ise; benim gönlüm mantıksızlıktan yana. Aşık olup kendi içimde kaybolmak istiyorum. O şanslı her kim olacaksa onu düşünüp yemeden içmeden kesileyim. Saatler o kadar çabuk geçsin ki gün nasıl ölmüş anlamayayım. Gözümün biri hep telefonda olsun bir mesaj sesine heyecan duyayım. Otobüse binip ineceğim durağı kaçırayım. Sokağa çıkıp amaçsızca caddeler boyu dolaşayım. Yağmur bastırsın aniden insanlar etrafa koşuşurken ben yüzümde salak bir gülümsemeyle yürümeye devam edeyim. Tam bunları yaşamaya kuruyorum yüreğimi ruhum aşka doğru dönüyor; aklım giriyor devreye. Sonra diyor ya sonra? Önüme geliyor resimler tadım kaçıyor. Vazgeçmeye başlıyorum aşktan da ilişkilerden de! Bir garip hüzün gelip çöküyor göğsüme geçmişin sisleri arasında dolanıyorum. Hevesim kaçıyor. Hep aynı film dönecek bu sinemada başrol oyuncuları değişecek ama kurgu aynı olacak diyorum. Senaryoyu yazana kızıyorum sessizce içimi umutsuzluk kaplıyor. Sonra aşık olunca devre dışı kalmasını istediğim mantığımın sesini duyuyorum: “Savrulma kendi içinde!” Aşk sadece senin için var! Sen güzel hisset iyi yaşa diye var. Önüne ardına bakmadan yaşa gitsin. Hesap sorma hesap alma kırılma ve kırma sadece tadına var. En sevdiğin yemeyi yer gibiALLAHa dua eder gibi sevdiğin bir kitabı okumak gibi sevişmek gibi; aşkın tadını çıkar. Aşık olasım var benim! Güneşe çiçeğe denize toprağa bir şiire bir adama…. alıntı
  11. Hayırlı Cumalar....

  12. Sevmek Yüreklilerin İşi

    Sevmek Yüreklilerin İşi İnsan düşünmeli giderken Bir gün gidecekse o gün için binlerce kez düşünmeli belki de... Kan ter içinde uyanmalı geceleri uykularından. Gidecekse çıktığı kapının eşiğinde arkasına dönüp bakmamalı. Çok düşünmeli o kapıya yürümeden evvel Ciğerleri parçalanmalı gidiyorsa.Eğer giderken acımıyorsa içi dönmemeli...Dönmemeli.... Düşünmeli insan! Gittikten sonra ellerini bıraktığı insanın ne hale düşeceğini düşünmeli Dünyasının nasıl kararcağını düşünmeli! Bencil olmamalı insan!. Kendi mutluluğu için karşısındakinin mutsuzluğunu göze almamalı. Sevdiği kişi onunla olmaktan mutkuysa mutlu olmalı insan! Önemli olan karşısındakinin mutluluğu olmalı. Sevgisini buruşturup atmamalı bir kenara. O gidebilme cesaretini bulmamalı kendinde.... Seviyorum diyorsa içi titremeli insanın! Seviyorum ama ....Dememeli insan...Aması olmamalı sevmenin. Çekip gitmenin bir kılıfı olmaz ama illede gitmsi gerekiyorsa insanın çok geöerli bi sebebi olmalı Eften püften sebeplerden gitmemeli İnsan!...... Ondan gitmesi gerekiyorsa illede hayatına başka birini almamalı daha yüreğindeki ilkin yangını sönmeden !..... Giderken neyselere sıkıldımlara sığdırmamalı yaşananları.... "Elimde olmaya sebeplerden gidiyorum ama Allah şahidim olsun ki senden başkası girmeyecek yüreğime.Ecel olsun bana senden başkası" diyebilmelii insan!.... Bırakıp gittiğine hissettirebilmeli dürüstlüğünü gitmesinin sebebinin zorunluluk olduğunu Senden gidiyorum ama bunu bil yaşasam bile öldüm ben diyebilmeli!.... Osuzluğun ölüm olduğunu hissettirebilmeli karşısındakine.. Ve insan eften püften sebeplerden gidiyorsa gidişinden yıllar sonra aynı ukalalığını üzerine takıp dikilmemeli onun için yananın karşısına "beni affet"diye....... Ar damarı olmalı insanın! utanmalı insan!!!!! Yine insan duygularını yıllarınıyaşananları çiğneyip giden insana geri dönme cesaretini vermemli.Buruşturup ettığı sevdasını hiçbirşey olmamış gibi düzeltmeyeciğini hissettirebilmeli!.... Giderken takındığı kendinden emin ifadeyle dönmeyeceğini bildirmeli hayallerini yıkana... "Nasıl olsa affeder" cümlesini kurdurtturmamalı karşısındakine Sevgisini kolay kolay gözden çıkaracak cesareti vermemeli Karşısındaki onu kaybetmekten korkmalı."Sevgimin küçümsediğini hissettiğim anada gururum onu çiğner diyebilmeli".... Gururunu çıkartabilmeli insan gerektiğinde!..... "Sebepsiz gidişin dönüşü yoktur"u karşısındakinin her zerresine iyi işleyebilmeli İnsan yumruğunu vurabilmeli masaya!.... Karşısındaki ona ne yaparsa yapsın hiç kesilmeyecek bi sevgi deryası olarak göstermemeli insan kendini!:.. Benimde bir sabrım var diyebilmeli!.Sevgisiyle oynattırmamalı!. Kürkçü dükkanı olmamalı insan!!! Hakedene vermeli sevgisini!. Ve insan çok düşünmeli sevgisini verirken Sevda aleminde güneşli günlerin yanısıra fırtınalı günlerinde olacağını bilmeli.... Çok iyi düşünmeli insan!.Bu dikenlerle dolu yolda onu bırakmayacak birini seçmeli yanına Yar diye ... Karşısındakini tanıyarak sevmeli.... SEvdiğini diğerlerinden ayıran özelliklerini görmeli insan ...Ve sonra sevmeli.... İnsan uzun uzun düşünmeli bu yola girerken. Sevda köprüsünü sırattan ince olduğunu çok iyi bilmeli insan!... Sevda işinin yüreklilerin işi olduğunu bilmeli.... ama en önemlisi Sevda aleminde sadece yüreklerin barınabileceğini çok iyi bilmeli insan !!!!! alıntı
  13. Hayırlı Cumalar....

  14. Evet Hakim Bey Sevdim Onu

    Evet hakim bey sevdim onu... Saplantılı bir kara sevda değil bu... Gelip geçici bir heves hiç değil... Sadece sevmek istiyorum seni.. Ve söz vermekbir başka gözün değmeyeceğine bakışlarıma... İçimden geçen sevda sözlerini haykırsam yüzüne canın acıyacak biliyorum.. İşte sırf bu yüzden suskunluğun karşısında yapabileceğim tek şeyi yapıyor ve sessizliğe gömülüyorum.. Belki bir gün seversin diye bekleyerek çaresizce... Yokluğun bile var oluşunun delili.. Yokluğun sen olmadığın için hiçbir şeyi umursamayışımdan belli.. Yokluğun geceleri hayaline daldığımda üzerime doğru gelen odamın duvarlarından belli.. Uyku tutmayan gecelerde biraz nefes almak için pencereyi açtığımda... yıldızlarda asılı duran bakışlarından belli. Ve sen bu yokluğa alışmamı istiyorsun öyle mi? Bu yokluğu kabul etmemi istiyorsun... Yaşanan onca şeye bir kalemde mil çekmemi istiyorsun...E peki !! Ne yaparsam yapayım hayatımdan sadece geçtiğini ve gönlüne beni kabul etmeyeceğini biliyor ve bu şiiri sakın okuma diyorum.. Olaki geri dönesin gelir...Sakın!!! Aşk mahkemesine düştüm sanki... Sayende cezamı çekiyorum hiç suçum olmadığı halde... Hakim dedi suçlu ayağa kalk... Suçun SEVMEK dedi... Biliyorsun en buyük suç bu savunman nedir... Evet hakim bey sevdim onu... Hemde iliklerime kadar... Uğrunda ölecek kadar... Çok değer verdim... Mutlu oldum... Ağladım... Cezama razıyım... Karar verildi.. Ve ... Sensiz yaşamaya müebbet mahkum edildim alıntı
  15. *Cemreden Seçme Şiirler.*

    ***Aşkını Helal Et! *** Aşkını Helal Et! -------------------------------------------------------------------------------- yaralı duygularımı döküyorum yüreğimin kıyılarına sabahların anlamı yok sensizliğimde ezanları dinleyemiyorum gecenin koynunda uyuyor düşlerim güneşi bile göremiyorum anlamsız cümleler kuruyorum. sessiz sohbetler ediyorum yalnızlığımla aynaya bakmıyorum eskisi gibi aynalar göstermiyor ki seni kırmızı bir gül ekmiştim toprak saksıma onun bile boynu bükük. dikenleri yokbatmıyor avuçlarıma. bir damla yaş süzülüyor yüreğimin gözlerinden taş kesmişçesine susuyor gülüşlerim kanım tersine akıyor bedenimde zehirli bir aşk benimki öldürürcesine dolaşıyor içimde vedalaşıyorum belki de kendimle yüreğim yok ki benim seni koymuştum yerine şimdi boş sol yanım... sen yeter ki mutlu ol! ben yüreksiz de yaşarım sevgili. kimseler bilmez bunu kimseler anlamaz! yalnızca Allah'ımla paylaşırım sana ulaşamam bilirim ulaştığımı düşündüğüm anda yok edilirim acılar iner yürek sahnesine bir oyun değil bin oyundur sahnelenen yine de tutunurum gölgemin ellerine içim kavrulsa da güneş misali açar yüzümde tebessümler gönlümün yanık tenine iner ışıkları unutulmaz bir sevday dı yaşadığım benbende kaybolsam da yine de güzeldi aşkı yaşamak sevdayı tatmak... acısının yanında mutlulukta bıraktı avuçlarıma sen okadar dolusun ki Sen'le senden başkasına yer olmayacak kalbinde. dilimi susturdum sözlerim acıtmasın seni diye! yüzümü döktüm yere bakışlarım deymesin sana diye! ellerimi kelepçeledim dokunmasınlar sana diye usulca terkettim yüreğini gidişim rahatsız etmesin diye! gidiyorum evet aşkını da alıp gidiyorum gözüm arkada kalmasın sevgili son bir şey istiyorum. helal et hakkını helal et bana verdiğin aşkını! helal etolur mu sevgili...
  16. *Cemreden Seçme Şiirler.*

    Bir çicek actı vakitsiz.. א ŜöчŁєпєсєк Иє Кαđαя Šözüм Шαяsα Yuттuм. . « Sen geldin yüregime... Mevsimsiz acan çicek yüreği soldurur[muş].. Önce Bir yaprak düştü dalından.. Sonra Sen düştün ellerimden.. Ben bittim... Yağmur yağdı.. Önce damlalar düştü.. Sonra Savruldu yapraklar.. Yeşili sarıya bulandı yüzünün... Sen ''bende'' bittin... Oysa ne cok sevmiştim seni.. Mevsiminde soldurdun çiceklerimi.. Gelişin gibi zamansız oldu gidişin.. Ya çok erken ya çok geç ! Şimdi Ne sen kaldı ne ben.. Ne çicek kaldı ne de yaprak.. Yok hiçbirsey yok... Bundandır; Zamansız yüreğe düşen aşk'a ağlamam... ALINTI
  17. Bir Engellinin Cesareti

    çok büyük cesaret ve güç ister cesaretim olsa da gücüm yetmezdi sanırım
  18. *Cemreden Seçme Şiirler.*

    Yar aramızda dağlar olsa da Yollar bizi ayırsa da Kalbin kalbimde atıyor Gülüşün yüzümde yaşıyor Gözlerin gözlerimde bakıyor Yar aşkın beni sensiz bırakmıyor Esen yel kokunu getiriyor Doğan güneş selamını gönderiyor Elbette gönül hasretle seni bekliyor Yıldızlar gelecek gelecek diyor Yar sevda ateşin yüreğimde yanıyor Yar seninle doğdum seninle büyüdüm Hayat yolunda yalnız seninle yürüdüm Ben beni değil aynada seni gördüm Yar yıllarımı seninle cennette geçiriyorum Sesini duydum ya huzurluyum Yar seni yaşıyor seni soluyorum Yanımda olmasan da ben seninle doluyum Yar seni kaybettiğim gün bil ki ölüm yolcusuyum Meryem İşler
  19. Yürağimde Cam Kırıkları Aklın alamayacağı kadar masum, şiirlere konu olacak kadar duygulu aşklar, kalbimi yerle yeksan eden ayrılıklar yaşadım. Mutlu oldum çoğu zaman. Pamuklara sarıp sarmalayıp yüreğimin başköşesine oturttum aşkı. Gözümden sakındım. Çocuksu heyecanlar yaşadım. Bir uçurtmanın kanadına takılıp avare deli divane döndüm durdum. Hayat bana ben hayata daha bir güzel bakar oldum. Yatağına sığmayan nehirler gibi çağladım durdum. Gözüm görmedi, kulağım duymadı dünya ayağımın altından kaydı gitti de haberim olmadı. Hasret gelip kapımı çaldığında, sevdiğim yanı başımdayken birlikte nefes almayı, elleri avuçlarımdayken tenine dokunmayı, gözleri gözlerimdeyken gülüşünü, araya mesafeler girdiğinde ise varlığında yokluğunu, yokluğunda varlığını özledim. Kıskançlık, sinsi bir düşman misali damarlarımda dolaşmaya başladığında, çiçekten, böcekten, dokunduğu her şeyden, söylediği ya da söyleyeceği her sözden, olur olmaz her şeyden kıskandım. Ve iki ezeli düşman… Yalan ve ihanet… Beni arkadan vurmaya çalışan çift başlı hançer misali karşımda belirdiğinde, yüreğim yandı. İçim acıdı. Kırıldım… İncindim… Gözyaşlarımı, mutsuzluğuma katık edip kardeşçe mutluluk oyunları oynadım. Bir volkan misali kendi içimde yandım durdum, sonunda benden kalanları yine yüreğime savurdum. Aşk… Öyle hassas, öyle narin, öyle kırılgan ve öyle büyüleyici bir şeydi ki buna inandım. Ve aşk camdandı ben onu anladım. Ateş cama nasıl can veriyorsa, aşkta insana can veriyordu. Sihrini varlığının benzersiz biçiminde taşıyan cam, maddenin halleri içinde nasıl zarafetle dans ediyor, özverili ve duyarlı insanların ellerinde nasıl bir sanat eserine dönüşüyorsa, Aşk ta insan doğasının her dalında hizmet verip, kendini ispatlamaya var olmaya çalışıyordu. Onu biçimlendirmek, korumak da bize kalıyordu. Derler ki! Hayatın en hüzünlü anı mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın an dır. İşte öylesi anlarda, ister istemez ellerimin arasından kayıp giden, tuzla buz olan aşk her defasında cam kırıkları misali yüreğime saplanıyordu. Ayrılıklar, Hüzünler, Her seferinde kapımı çalan, Gözyaşlarım var. Yüreğimde cam kırıkları Yüreğimde can kırıkları var Ne yana dönsem o yana batar Ne yana dönsem o yanım kanar…. alıntı
  20. CEMRE'nin Sizin İçin Seçtiği Makaleler...

    sevdiklerimizin dikeni batarmı ? Dün parmağıma batan gül dikeninin sıyrığına hala gülümseyerek bakıyorum... Kızmadım... Çünkü gülün dikeni batmadan önce şükretmiştim; "Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmışsın" demiştim. Kızamadım çünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme çekmiştim, bakmaya kıyamamış dokuşuna hayran kalmıştım, çünkü batmadan önce yüreğime koymuş onu sevmiştim... Dikenini unutmuşmuydum? unutmuşmuydum dikeni... Unutmuştum işte... Acıtmayayım diye dokunmaya çekindiğim gül, ince ve derin bir yara açmıştı parmağıma... Gülümsedim yarayada; süzülen iki damla kanada.. Çünkü o yarayı açan bakmaya kıyamadığım o güldü... Sevdiklerimizin yüreğimizde açtıkları yaralarda aslında o gülün açtığı yara gibi değilmiydi...İnce ve derin bir yara... Aslında çok önemsiz gibi görünse de her kımıldıyışımızda yüreğimizi inceden sılatan yara...Ama dostlarınız o yarayı açmadan önce siz muhabbet dolu kokularını sineye çekmiştiniz... Zamanı, mekanı ve kalbinizi paylaşmıştınız...Yarayı açmadan önce siz onları kalbinize koymuştunuz...Kızabilirmiydiniz, kızamazdınız elbet... Sevdiklerimizin açtıkları yaralarda o gülün açtığı yara gibi ince ve derin... Ama yarimiz yarayı açmadan önce biz şükretmiştik, kokusunu sinemize çekmiş, bakmaya kıyamamıştık..dikenini unutmuşmuyduk...unutmuştuk tabi... Ama biz gülümsemeliyiz yaraya... Belki süzülen iki damla kanada. gülümsemeliyiz işte... Çünkü o yarayı açmadan önce biz onu kalbimize koymuştuk ve sevmiştik vesselam... alıntı
  21. CEMRE'nin Sizin İçin Seçtiği Makaleler...

    Sevgi Yoksa Eğer... İnsan ruhu doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındırmayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız. Nefret etmeden birini öldüremezsiniz. Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır. İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun bedelini ödeyecektir. Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü şeyler yapabilir. Acımak, sevgi değildir. Üstünlük iddiasıdır. Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır. Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi birlikte olmaktan sevinç duymaktır. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır. Sevgi tüm yapay ayrımların yaşamdan çıkarılmasıdır. Sevgi bilinçtir, sevgi insan olmaktır. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine parayı koyarsak eğer; para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz demektir. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine üstün olmayı koyarsak eğer; üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için yarışıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının aşağı olmasına çalışıyoruz demektir. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, nefreti içimize çağırırsak eğer; birbirimizden nefret ediyoruz, nefretle yaşıyoruz, nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefretle öldürüyoruz demektir. Para, üstün olmak ve nefret etmek yaşamımızı dolduruyorsa eğer, yaşamımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla, birbirimizi boğazlamakla geçer. Sevginiz olmadıktan sonra, daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, arabanız, malınız olsa ne olur? Sevginiz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur. alıntı
  22. Hayırlı Cumalar....

  23. Aşk Geçer

    Aşk geçerAkan şu bulut gibi Ey üzgün maviliklerde Boş kalan bulutun yeri özledim seni... ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin... çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden ''git artık'' demek ''beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa'' demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... Alıntıdır ..