haylaz_gf

Üye
  • İçerik sayısı

    26
  • Katılım

  • Son ziyaret

Topluluk Puanı

0 Kendi Halinde

haylaz_gf Hakkında

  • Derece
    Forum Yenisi
  • Doğum Günü 09-07-1984
  1. Şemmame

    HERYERDEYİZZZ_____
  2. Azize Yıldıvım'a Başkan POLAT Tokadı!..

    AZİZ YILDIRIM KAFASINA KOYDUYSA YAPARR EMRE NASIL GELDİYSE BİRGÜN ARDADA FENERBAHCELİ OLUR:))
  3. İlköğretim okullarında okutulan 'Öğrenci Andı'nın kaldırılması için kampanya başlatan Mazlum-Der, hazırladığı ve içeriğinde 'Türküm' ifadesinin yerine 'Kürdüm, Lazım, Çerkezim, Ermeniyimi, Aleviyim' ifadelerinin kullanıldığı afişleri Diyarbakır'daki bilboardlara astırdı. Mazlum-Der GYK üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Çoban, kampanyanın sonuç alınıncaya kadar süreceğini söyledi. [bU MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK İSTEYENLERE PRİM VERMEMEK GEREKİYOR]
  4. BAYANLARIN HERGÜN YAPTIĞI,ERKEKLERİN YILDA BİR KEZ YAPTIĞI ŞEY:)
  5. Zamanında bi padişah varmış vezirini hiç sevmezmiş bir gün padişah veziri zindana attırmış yanınada bir tavuk vermiş ,PADİŞAH bu tavuğu nasıl öldürürsen bende seni öle öldürcem demiş vezire , VEZİR TAVUĞU ÖLDÜRMÜŞ AMA PADİŞAH VEZİRİ ÖLDÜREMEMİŞ VEZİR TAVUĞU NASIL ÖLDÜRMÜŞTÜR ARKADAŞLAR__????????
  6. Erkeklerin Mucize İlacı: 'Karpuz'

    gel bide bana sor alerji oldm bi karpuz yedik die.)))))))))
  7. Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve anahtarı bulamadı. Kendisini kurtarmak için çilingir çağırmak yerine polisi arayınca başı belaya girdi. Onu kelepçeden kurtaran polisler, ödenmemiş bir kefalet borcu bulunduğunu belirleyince onu yeniden kelepçelediler. Amerikalı Gillette şirketi 1902 yılında güvenli jilet satmaya başladığında yüzlerce erkek satın aldı. Sonra da bu jiletlerin sakallarını kesmediğini söyleyerek onları çöpe attılar. Gillette yetkilileri, mutsuz müşterilerin tıraş olmadan önce jiletin sarıldığı kağıdı çıkarmadıklarını fark ettiler. Chevrolet, yeni model arabası için “NOVA” ismini buldu ama sonra arabayı Latin Amerika’da satamayacakları anlaşıldı. Çünkü “nova”, İspanyolca’da “gitmez” anlamına geliyordu. 1932 yılında Los Angeles olimpiyatlarında Fransız atlet Jules Noel’in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler, sırıkla yüksek atlama yarışmasını izlemek için arkalarını dönmüşlerdi. 1840′da ABD başkanlığına seçilen William Henry Harrison, çok soğuk bir günde Washington’da açık havada düzenlenen göreve başlama töreninde şapka ve palto giymeyi reddederek yaptığı uzun konuşma sonucu zatürre oldu. Yeni başkan sadece bir ay görev yaptıktan sonra öldü. Meksika’daki bir sağlıklı yaşam merkezinin sahibi, vasiyetine mezarlığın sigara içilmeyen bölümünde gömülmek istediğini ekledi. Fransız ordusu, askerlerin mayın tarlalarında yürüyebilmelerini sağlayan patlamaya dayanıklı botlar icat etti. Fakat botlar o kadar ağır ve içinde yürünmesi o kadar zordu ki, askerler mayınlarla havaya uçmadan önce pusuya yatan düşman askerleri tarafından vuruluyorlardı. 1985′de New Orleanslı cankurtaranlar o yıl şehrin havuzlarında kimsenin boğulmamasını kutlamak için bir parti verdiler. Partide konuklardan biri boğuldu. Marko ve Robert de Solisa adlı iki kardeş, birbirleriyle pek iyi geçinemiyorlardı. Roberto’nun sık sık kendisiyle dalga geçmesine dayanamayan Marko, kardeşini, kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü. Bu basit bir cinayet gibi görünebilir. Ancak gerçek öyle değil. Çünkü Marko ile Roberto aynı dolaşım sistemini paylaşan yapışık ikizlerdi. Roberto’nun ölümünden 5 dakika sonra, kan dolaşımı duran Marko da öldü. 1975′de İngiliz bir çift televizyonda en sevdikleri programı izlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp krizi geçirerek öldü. Eşi, cenazeden sonra programın yapımcılarına bir mektup yazarak, kocasını hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti. 1971′de toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon bilim adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir tepeyi yangın hortumlarıyla adam akıllı suladılar. Bu yüzden tepenin çökmesi sonucu meydana gelen heyelanda, dört bilim adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti. Bayan Carson Amerika’nın New York kentinde yasıyordu. Bir gün eğlenmek için cenaze işleri yapan bir şirketle anlaştı. Şirket eve telefon etti ve bayan Carson’un kalp krizi geçirip öldüğünü söyledi. Aile hemen koştu. Bu sırada tabutun içinde yatan bayan Carson birden doğruluverdi. Ama kızı o anda kalp krizi geçirip öldü. Jake Fen isimli Macar adam, eşini korkutmak için kendini asmış pozu verdi… Eve gelen eş kocasını o halde görünce bayıldı. Kapıyı açık gören komşu kadın içeri girince iki cesetle karşılaştığını sanıp evi soydu. Topladıkları ile çıkarken Jake kadına bir tekme attı. Cesedin canlandığını sanan kadın korkudan öldü. Jake beraat etti. Kamboçya’da 2 asker, patlamamış mayınla futbol oynamaya kalkınca hayatlarını kaybetti. Olayı ilginç kılan bir başka nokta, parçalanarak can veren 2 askerin, Kamboçya ordusunun “en iyi mayın uzmanları” arasında yer almasıydı. ABD’nin Alabama eyaletinde 25 yaşındaki bir asker tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencerenin kenarına oturarak, tükürüğünü, büyük bir tencere şeklindeki sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan asker, dengesini kaybedip 11. Kattan düştü. [ALINTI] UZAMAN PORTAL
  8. İnsanların çeşitli faaliyetlerinin küresel ısınmaya katkısı şöyledir: Enerji kullanımı %49, Endüstrileşme %24, Ormansızlaşma %14, Tarım %13'tür... ÖNCEKİ HALİ - SONRAKİ HALİ ÖNCEKİ HALİ - SONRAKİ HALİ
  9. Çin ürünlerinin barkod numaraları (690-691-692) ile başlıyor , yada etiketlerinde (Made in China) (Made in P.R.C)veya (Product of China) yazıyor Şu Anda Sincan'da En Büyük Sorun 16 -22 Yaşlarındaki Genç Uygur Kızların İç Bölgelere Göçe Zorlanması. İç Bölgelere Gönderdikleri Kızları Kötü Yerlere, Genelevlere Satıyorlar. İŞTE VAHŞETİN FOTORAFLARI ELİMDEN GELDİĞİNCE KAN İÇEREN FOTORAF KOYMAMAYA CALIŞTIM İÇİNİZ KALDIRMAYABİLİRDİ.........
  10. DOĞU TÜRKİSTANDA KATLİAM.........

    Türkiye dışında en fazla Türk nüfusunun yaşadığı yer neresidir bilir misiniz? Doğu Türkistan ... Bugün, üzerlerinde uygulanan bütün soykırım politikalarına rağmen, Doğu Türkistan ’da 38 milyon civarında Uygur Türkü yaşamaktadır. Uygur Türkleri , Hun , Göktürk , Uygur ve Karahanlı devletlerini kuran büyük bir kültür ve medeniyetin torunları ve bizim yakın akrabalarımız, soydaşlarımızdır. Urumçi ’deki katliam esnasında, bir Uygur Türk kadının elinde salladığı ‘Gök Bayrak’ a dikkat ettiniz mi? Bu bayrak, rengi haricinde bayrağımızın aynıdır. Esasen, Türk Milleti ’nin ‘atayurt’ coğrafyasının en mümtaz yerinde, Doğu Türkistan ’da bulunan Uygur Türkleri , ‘Türklük şuuru’ na en fazla sahip Türk unsurudur. *** Doğu Türkistan , Yakup Han zamanında (1820-1877) Osmanlı İmparatorluğu ’na kendi isteğiyle bağlanmıştı. Yakup Bey , Osmanlı Sultanı Abdülaziz ’e oğlu Yakup Han Töre ’yi (Hoca Töre ) yollayarak yardım talep etti. Abdülaziz Han , Hoca Töre ’nin talebi üzerine Doğu Türkistan ’a bir gemiyle asker ve silah göndermiştir. Yakup Bey , Sultan ’ın verdiği ‘emîr’ unvanıyla hâkimiyeti altındaki topraklarda, Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han adına hutbe okutarak para bastırmıştır. Ne yazık ki, ‘Can Doğu Türkistan’ , Yakup Bey ’in vefatı üzerine 1878’de Çinliler tarafından istilâ edilmiş; ancak 1930’lardan itibaren, işgali kabul etmeyen Uygur Türkleri , Kumul , Turfan ve Hoten savaşlarından sonra 1933’te ‘Şarkî Türkistan İslâm Cumhuriyeti’ ni, 1944’te de ‘Şarkî Türkistan Cumhuriyeti’ ni kurmuşlardır. 1949’daki komünist Çin işgalinden sonra bu atayurt topraklarına ‘Şincan Uygur Özerk Bölgesi’ adı verilmiştir. 1949’dan bu yana tam 60 yıldır Doğu Türkistan Türkleri , Uygurlar , Çin ’in işgali, esareti ve mezalimi altında inim inim inleyerek yaşamaya çalışmaktadır. *** Uygur Türkleri ’nin önderlerinden, yakın dostum merhum İsa Yusuf Alptekin , ‘Doğu Türkistan Türkleri, bugün ya sessizce eriyip tarih sahnesinden silinme veya topyekûn ayaklanıp kahramanca ölme gibi bir tercih ile karşı karşıya bırakılmışlardır’ demişti. Bugün Urumçi ’de, Çin Ordusunun ve paramiliter Çinlilerin Uygur Türkleri üzerinde uyguladıkları katliam bütün dünyanın gözleri önünde cereyan etmektedir. Resmen ilân edilen ölü sayısı 156 olmasına karşılık, alçakça şehit edilen Türk sayısının 1000’in üzerinde olduğu ve tutuklanan 6000 Uygur gencinin ‘ölümle’ ile tehdit edildiği bilinmektedir. Çinli Vali , zulüm karşısında ayaklanan Türkler ’in idam edileceğini söylerken, bir taraftan da bölgedeki göçmen Çinlilere teminat vermektedir. Aslında Doğu Türkistan ’da yaşanan sadece ‘katliam’ değil, aynı zamanda acımasız bir ‘soykırım’ dır. Müslüman Türkler nükleer denemelerde kobay olarak kullanılmakta; doğum yasağı ve mecburî kollektif kürtajla bebekler katledilmekte; insanî hayat hakkı ve hürriyet isteyen herkes yargısız infaz edilmekte; bölgeye her yıl plânlı olarak Çinli militan göçmenler yerleştirilmekte; yüz binlerce genç çalışma kamplarında işkence edilerek zorla çalıştırılmakta; kısaca her türlü insan hakkı fütursuzca çiğnenmektedir. *** Dünyada en ucuz şey Türk kanıdır... Bunu kahrederek söylemiyoruz. Hele kan ırkçılığı peşinde hiç değiliz. Lâkin, tarihimize de, bugüne de bakarsanız bu tespitin ne kadar doğru olduğunu görürsünüz. Yüzyıl önce tehcir edilen Ermeniler ’in hesabı sorulurken, PKK teröristlerinin katli ortaya atılırken; Rumeli ’de Kafkaslar ’da, Orta Doğu ’da katledilen milyonlarca Türk ’ten hiç kimse söz etmiyor. ABD işgalinden sonra öldürülerek ve göç ettirilerek ortadan kaldırılan 800 bin Irak Türkü sahipsiz kaldı. Düşününüz bir kere... Doğu Türkistan ’da yaşananların binde biri dünyanın bir başka bölgesinde yaşansaydı ne kadar büyük tepkilere sebep olurdu? CNN International dünkü haber bülteninde Çin ’deki sel felâketinde ölen 20 Çinli için gözyaşı dökerken, Urumçi ’deki katliamın sözünü bile etmiyordu. Bizim medyamızda dahi bu acımasız katliamı ‘Etnik Çatışma’ başlığı altında verenler, Çinli katliamcılarla şehit edilen Uygur Türkleri ’ni aynı kefeye koyanlar olmuştur. *** Dün kendisiyle görüştüğümüz Dünya Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Seyit Tümtürk , Uygur Türkleri ’nin lideri Rabia Kader ’in Vaşington ’dan Ankara ’ya getirilmesini ve yapacağı Basın Toplantısı ’yla Uygur Türkleri ’ne hitap ederek normale dönüşün sağlanmasını teklif etti. Biz de bu teklifi olumlu karşılıyoruz. Şunu altını çizerek belirtelim ki, Çin ile ilişkilerimizin bozulmaması adına Türkiye olarak bu katliam karşısında sessiz kalırsak, Türk Milleti ve tarih önünde sorumlu oluruz. Bu konuda Başbakan Erdoğan ’ın ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ’nun tepkilerini müspet karşılıyoruz. Ancak, tepkinin bunun da ötesine taşınması lâzımdır. Merhum İsa Yusuf Alptekin ’in vefatından önceki son yazısı şöyle bitiyordu: ‘Doğu Türkistan meselesi, insanlık adına halledilmedikçe ve renkleri solan insanların ülkesinde hürriyet güneşi doğmadıkça, alınlarında kara bir lekeyi daima taşıyacaklardır. Gönül arzu eder ki, Doğu Türkistan meselesinin halledilmesi dâvâsında öncülük şerefi Türkiye’nin hakkı olsun.’ Hepimizin bu temenniye iştirak etmesi lâzımdır. Türkiye dışında en fazla Türk nüfusunun yaşadığı yer neresidir bilir misiniz? Doğu Türkistan ... Bugün, üzerlerinde uygulanan bütün soykırım politikalarına rağmen, Doğu Türkistan ’da 38 milyon civarında Uygur Türkü yaşamaktadır. Uygur Türkleri , Hun , Göktürk , Uygur ve Karahanlı devletlerini kuran büyük bir kültür ve medeniyetin torunları ve bizim yakın akrabalarımız, soydaşlarımızdır. Urumçi ’deki katliam esnasında, bir Uygur Türk kadının elinde salladığı ‘Gök Bayrak’ a dikkat ettiniz mi? Bu bayrak, rengi haricinde bayrağımızın aynıdır. Esasen, Türk Milleti ’nin ‘atayurt’ coğrafyasının en mümtaz yerinde, Doğu Türkistan ’da bulunan Uygur Türkleri , ‘Türklük şuuru’ na en fazla sahip Türk unsurudur. *** Doğu Türkistan , Yakup Han zamanında (1820-1877) Osmanlı İmparatorluğu ’na kendi isteğiyle bağlanmıştı. Yakup Bey , Osmanlı Sultanı Abdülaziz ’e oğlu Yakup Han Töre ’yi (Hoca Töre ) yollayarak yardım talep etti. Abdülaziz Han , Hoca Töre ’nin talebi üzerine Doğu Türkistan ’a bir gemiyle asker ve silah göndermiştir. Yakup Bey , Sultan ’ın verdiği ‘emîr’ unvanıyla hâkimiyeti altındaki topraklarda, Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han adına hutbe okutarak para bastırmıştır. Ne yazık ki, ‘Can Doğu Türkistan’ , Yakup Bey ’in vefatı üzerine 1878’de Çinliler tarafından istilâ edilmiş; ancak 1930’lardan itibaren, işgali kabul etmeyen Uygur Türkleri , Kumul , Turfan ve Hoten savaşlarından sonra 1933’te ‘Şarkî Türkistan İslâm Cumhuriyeti’ ni, 1944’te de ‘Şarkî Türkistan Cumhuriyeti’ ni kurmuşlardır. 1949’daki komünist Çin işgalinden sonra bu atayurt topraklarına ‘Şincan Uygur Özerk Bölgesi’ adı verilmiştir. 1949’dan bu yana tam 60 yıldır Doğu Türkistan Türkleri , Uygurlar , Çin ’in işgali, esareti ve mezalimi altında inim inim inleyerek yaşamaya çalışmaktadır. *** Uygur Türkleri ’nin önderlerinden, yakın dostum merhum İsa Yusuf Alptekin , ‘Doğu Türkistan Türkleri, bugün ya sessizce eriyip tarih sahnesinden silinme veya topyekûn ayaklanıp kahramanca ölme gibi bir tercih ile karşı karşıya bırakılmışlardır’ demişti. Bugün Urumçi ’de, Çin Ordusunun ve paramiliter Çinlilerin Uygur Türkleri üzerinde uyguladıkları katliam bütün dünyanın gözleri önünde cereyan etmektedir. Resmen ilân edilen ölü sayısı 156 olmasına karşılık, alçakça şehit edilen Türk sayısının 1000’in üzerinde olduğu ve tutuklanan 6000 Uygur gencinin ‘ölümle’ ile tehdit edildiği bilinmektedir. Çinli Vali , zulüm karşısında ayaklanan Türkler ’in idam edileceğini söylerken, bir taraftan da bölgedeki göçmen Çinlilere teminat vermektedir. Aslında Doğu Türkistan ’da yaşanan sadece ‘katliam’ değil, aynı zamanda acımasız bir ‘soykırım’ dır. Müslüman Türkler nükleer denemelerde kobay olarak kullanılmakta; doğum yasağı ve mecburî kollektif kürtajla bebekler katledilmekte; insanî hayat hakkı ve hürriyet isteyen herkes yargısız infaz edilmekte; bölgeye her yıl plânlı olarak Çinli militan göçmenler yerleştirilmekte; yüz binlerce genç çalışma kamplarında işkence edilerek zorla çalıştırılmakta; kısaca her türlü insan hakkı fütursuzca çiğnenmektedir. *** Dünyada en ucuz şey Türk kanıdır... Bunu kahrederek söylemiyoruz. Hele kan ırkçılığı peşinde hiç değiliz. Lâkin, tarihimize de, bugüne de bakarsanız bu tespitin ne kadar doğru olduğunu görürsünüz. Yüzyıl önce tehcir edilen Ermeniler ’in hesabı sorulurken, PKK teröristlerinin katli ortaya atılırken; Rumeli ’de Kafkaslar ’da, Orta Doğu ’da katledilen milyonlarca Türk ’ten hiç kimse söz etmiyor. ABD işgalinden sonra öldürülerek ve göç ettirilerek ortadan kaldırılan 800 bin Irak Türkü sahipsiz kaldı. Düşününüz bir kere... Doğu Türkistan ’da yaşananların binde biri dünyanın bir başka bölgesinde yaşansaydı ne kadar büyük tepkilere sebep olurdu? CNN International dünkü haber bülteninde Çin ’deki sel felâketinde ölen 20 Çinli için gözyaşı dökerken, Urumçi ’deki katliamın sözünü bile etmiyordu. Bizim medyamızda dahi bu acımasız katliamı ‘Etnik Çatışma’ başlığı altında verenler, Çinli katliamcılarla şehit edilen Uygur Türkleri ’ni aynı kefeye koyanlar olmuştur. *** Dün kendisiyle görüştüğümüz Dünya Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Seyit Tümtürk , Uygur Türkleri ’nin lideri Rabia Kader ’in Vaşington ’dan Ankara ’ya getirilmesini ve yapacağı Basın Toplantısı ’yla Uygur Türkleri ’ne hitap ederek normale dönüşün sağlanmasını teklif etti. Biz de bu teklifi olumlu karşılıyoruz. Şunu altını çizerek belirtelim ki, Çin ile ilişkilerimizin bozulmaması adına Türkiye olarak bu katliam karşısında sessiz kalırsak, Türk Milleti ve tarih önünde sorumlu oluruz. Bu konuda Başbakan Erdoğan ’ın ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ’nun tepkilerini müspet karşılıyoruz. Ancak, tepkinin bunun da ötesine taşınması lâzımdır. Merhum İsa Yusuf Alptekin ’in vefatından önceki son yazısı şöyle bitiyordu: ‘Doğu Türkistan meselesi, insanlık adına halledilmedikçe ve renkleri solan insanların ülkesinde hürriyet güneşi doğmadıkça, alınlarında kara bir lekeyi daima taşıyacaklardır. Gönül arzu eder ki, Doğu Türkistan meselesinin halledilmesi dâvâsında öncülük şerefi Türkiye’nin hakkı olsun.’ Hepimizin bu temenniye iştirak etmesi lâzımdır.Türkiye dışında en fazla Türk nüfusunun yaşadığı yer neresidir bilir misiniz? Doğu Türkistan ... Bugün, üzerlerinde uygulanan bütün soykırım politikalarına rağmen, Doğu Türkistan ’da 38 milyon civarında Uygur Türkü yaşamaktadır. Uygur Türkleri , Hun , Göktürk , Uygur ve Karahanlı devletlerini kuran büyük bir kültür ve medeniyetin torunları ve bizim yakın akrabalarımız, soydaşlarımızdır. Urumçi ’deki katliam esnasında, bir Uygur Türk kadının elinde salladığı ‘Gök Bayrak’ a dikkat ettiniz mi? Bu bayrak, rengi haricinde bayrağımızın aynıdır. Esasen, Türk Milleti ’nin ‘atayurt’ coğrafyasının en mümtaz yerinde, Doğu Türkistan ’da bulunan Uygur Türkleri , ‘Türklük şuuru’ na en fazla sahip Türk unsurudur. *** Doğu Türkistan , Yakup Han zamanında (1820-1877) Osmanlı İmparatorluğu ’na kendi isteğiyle bağlanmıştı. Yakup Bey , Osmanlı Sultanı Abdülaziz ’e oğlu Yakup Han Töre ’yi (Hoca Töre ) yollayarak yardım talep etti. Abdülaziz Han , Hoca Töre ’nin talebi üzerine Doğu Türkistan ’a bir gemiyle asker ve silah göndermiştir. Yakup Bey , Sultan ’ın verdiği ‘emîr’ unvanıyla hâkimiyeti altındaki topraklarda, Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han adına hutbe okutarak para bastırmıştır. Ne yazık ki, ‘Can Doğu Türkistan’ , Yakup Bey ’in vefatı üzerine 1878’de Çinliler tarafından istilâ edilmiş; ancak 1930’lardan itibaren, işgali kabul etmeyen Uygur Türkleri , Kumul , Turfan ve Hoten savaşlarından sonra 1933’te ‘Şarkî Türkistan İslâm Cumhuriyeti’ ni, 1944’te de ‘Şarkî Türkistan Cumhuriyeti’ ni kurmuşlardır. 1949’daki komünist Çin işgalinden sonra bu atayurt topraklarına ‘Şincan Uygur Özerk Bölgesi’ adı verilmiştir. 1949’dan bu yana tam 60 yıldır Doğu Türkistan Türkleri , Uygurlar , Çin ’in işgali, esareti ve mezalimi altında inim inim inleyerek yaşamaya çalışmaktadır. *** Uygur Türkleri ’nin önderlerinden, yakın dostum merhum İsa Yusuf Alptekin , ‘Doğu Türkistan Türkleri, bugün ya sessizce eriyip tarih sahnesinden silinme veya topyekûn ayaklanıp kahramanca ölme gibi bir tercih ile karşı karşıya bırakılmışlardır’ demişti. Bugün Urumçi ’de, Çin Ordusunun ve paramiliter Çinlilerin Uygur Türkleri üzerinde uyguladıkları katliam bütün dünyanın gözleri önünde cereyan etmektedir. Resmen ilân edilen ölü sayısı 156 olmasına karşılık, alçakça şehit edilen Türk sayısının 1000’in üzerinde olduğu ve tutuklanan 6000 Uygur gencinin ‘ölümle’ ile tehdit edildiği bilinmektedir. Çinli Vali , zulüm karşısında ayaklanan Türkler ’in idam edileceğini söylerken, bir taraftan da bölgedeki göçmen Çinlilere teminat vermektedir. Aslında Doğu Türkistan ’da yaşanan sadece ‘katliam’ değil, aynı zamanda acımasız bir ‘soykırım’ dır. Müslüman Türkler nükleer denemelerde kobay olarak kullanılmakta; doğum yasağı ve mecburî kollektif kürtajla bebekler katledilmekte; insanî hayat hakkı ve hürriyet isteyen herkes yargısız infaz edilmekte; bölgeye her yıl plânlı olarak Çinli militan göçmenler yerleştirilmekte; yüz binlerce genç çalışma kamplarında işkence edilerek zorla çalıştırılmakta; kısaca her türlü insan hakkı fütursuzca çiğnenmektedir. *** Dünyada en ucuz şey Türk kanıdır... Bunu kahrederek söylemiyoruz. Hele kan ırkçılığı peşinde hiç değiliz. Lâkin, tarihimize de, bugüne de bakarsanız bu tespitin ne kadar doğru olduğunu görürsünüz. Yüzyıl önce tehcir edilen Ermeniler ’in hesabı sorulurken, PKK teröristlerinin katli ortaya atılırken; Rumeli ’de Kafkaslar ’da, Orta Doğu ’da katledilen milyonlarca Türk ’ten hiç kimse söz etmiyor. ABD işgalinden sonra öldürülerek ve göç ettirilerek ortadan kaldırılan 800 bin Irak Türkü sahipsiz kaldı. Düşününüz bir kere... Doğu Türkistan ’da yaşananların binde biri dünyanın bir başka bölgesinde yaşansaydı ne kadar büyük tepkilere sebep olurdu? CNN International dünkü haber bülteninde Çin ’deki sel felâketinde ölen 20 Çinli için gözyaşı dökerken, Urumçi ’deki katliamın sözünü bile etmiyordu. Bizim medyamızda dahi bu acımasız katliamı ‘Etnik Çatışma’ başlığı altında verenler, Çinli katliamcılarla şehit edilen Uygur Türkleri ’ni aynı kefeye koyanlar olmuştur. *** Dün kendisiyle görüştüğümüz Dünya Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Seyit Tümtürk , Uygur Türkleri ’nin lideri Rabia Kader ’in Vaşington ’dan Ankara ’ya getirilmesini ve yapacağı Basın Toplantısı ’yla Uygur Türkleri ’ne hitap ederek normale dönüşün sağlanmasını teklif etti. Biz de bu teklifi olumlu karşılıyoruz. Şunu altını çizerek belirtelim ki, Çin ile ilişkilerimizin bozulmaması adına Türkiye olarak bu katliam karşısında sessiz kalırsak, Türk Milleti ve tarih önünde sorumlu oluruz. Bu konuda Başbakan Erdoğan ’ın ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ’nun tepkilerini müspet karşılıyoruz. Ancak, tepkinin bunun da ötesine taşınması lâzımdır. Merhum İsa Yusuf Alptekin ’in vefatından önceki son yazısı şöyle bitiyordu: ‘Doğu Türkistan meselesi, insanlık adına halledilmedikçe ve renkleri solan insanların ülkesinde hürriyet güneşi doğmadıkça, alınlarında kara bir lekeyi daima taşıyacaklardır. Gönül arzu eder ki, Doğu Türkistan meselesinin halledilmesi dâvâsında öncülük şerefi Türkiye’nin hakkı olsun.’ Hepimizin bu temenniye iştirak etmesi lâzımdır.[ALINTI HASAN CELAL GÜZEL RADİKAL]
  11. Aşığım Diyenlere İbretlik Hikaye

    Acı bi yaşanmışlık
  12. FENERBAHCELİ OLMAK. . . . . . ..

    Nuri zade Ziya Songülen olmak isterdim baharında 1907`nin, Yanında iki kafadar dostu ile, Belki bilir, belki bilmez attığı tohumun büyüklüğünü, Sarı beyaz diye başlayan, ardından sarı lacivert olan, O büyük heyecan ve gurur renklerinin, İlk ve kurucu başkanı olmak isterdim. Ayetullah Bey olmak isterdim yüzyıl evvelinde, Bir efsanenin doğumunu çıplak gözlerle izlemek, Futbol aşkıyla çıkılan bir maceranın ikinci başkanı olabilmek, "Ben Fenerbahçeli`yim" diyecek kadar sahiplenmek isterdim, Kadıköy`den doğan güneşi. Topuz Hikmet olmak isterdim 1910`larda, Bayrak kırmızısının üzerine meşe yaprağını, Sari lacivert ile bezeyip, Dünyanın "en büyük sevgisiyle bağlanılacak" armasını, Nesillerden nesillere aktarılacak,, En güzel ask mührünü çizmek isterdim. Sağ haf Arif olmak isterdim Çanakkale Savaşı zamanlarında, Bir cepheye koşup ülkemi savunmak, Bir sahaya koşup FENERBAHÇE`mi yüceltmek için, Tek canımı ülkeme verirken, Aklımda sari-lacivert yarim ile toprağa düşmek isterdim. Dalaklı Hüseyin olmak isterdim, Bir büyük destanîn ilk teknik direktörü olmak, Gönüllerdeki resim galerisinde, İlk komutan fotoğrafı olmak isterdim. Galip Kulaksızoglu olmak isterdim, Ardından binlercesi gelecek, Her birinin ayrı bir kıymeti olacak, Her biri binleri, onbinleri, milyonları coşturacak, Bazen bir tanesi için herseyimizi vereceğimiz, O gollerin birincisini atan olmak isterdim. Zeki Rıza Sporel olmak isterdim, Forması santraya katlanarak getirilen, Öpülerek teslim edilen bir bayrak gibi, Türk futbolunun ilk büyük golcüsü, FENERBAHÇE`nin ilk futbol efsanesi olmak isterdim. Cihat Arman olmak isterdim, Sarı kazağından esinlenerek, Kanarya sembolünü vermek Fener`e, Kale direklerinin içinde bir duvar, Rakiplerin bile gıpta ettiği, "Uçan kaleci" olmak isterdim. Saraçoğlu Şükrü olmak isterdim, Delicesine sevdiği renklere 16 sene başkan olmak, FENERBAHÇE Başkanlığı`nı, Başbakanlıktan öte tutmak isterdim. Dağlaroglu Rüştü olmak isterdim, 27 Mayıs`in ihtilal komutanlarına, "Bu Kulübü işgal kuvvetleri kapatamadı. Sen hiç kapatamazsın" diye kafa tutan, FENERBAHÇE`nin tarihini yazan adam olmak isterdim. Lefter Kucukandonyadis olmak isterdim, Futbolunu görmesek bile hayran kaldığımız, Dinlediklerimizle kalbimize taht kuran, Türkiye tarihinin "ordinaryüs profesörü" olmak isterdim. Can Bartu olmak isterdim, Ayni gün içinde 2 golü atıp futbol sahasında, Sonra da basketbol salonunda 28 sayı bırakmak, Ezeli rakibinin potasına, Türkiye`nin "Sinyor"u olmak isterdim. Didi olmak isterdim 1970`larda, Basının üzerine kaldırdığı Dünya Kupası`nda, Ya da futbolun en sevilen ülke olduğu Brezilya`da, Gördüklerinin çok fazlasını yasadığı FENERBAHÇE Cumhuriyeti`nde, Aydınlık saçan bir "siyah adam" olmak isterdim. Cemil Turan olmak isterdim, Son siyah-beyaz fotoğraflı yılların, Yıldıza hasret senelerinde Türk futbolunun, Hani topu alınca ayağına, Önüne gelene çalımı basan, Ayaklarıyla düşünen adam olmak isterdim. Selçuk olmak isterdim, Kayhan olmak isterdim, Hüseyin ya da Pesim, Nezihi olmak isterdim deliliği aşkından menkul, Rıdvan olmak isterdim, Oğuz, Aykut... Ya da unutulan bir sporcusu FENERBAHÇE`nin,. Faruk Ilgaz olmak isterdim, ... Ya da İslam Çupi, En güzel kelimelere raks ettiren, Futbola ve onun sözlerine sari lacivert nefesler veren. Sadece taraftar olmak da yeterdi bana... Hüzünde göz pınarlarındaki bir damla yas olmak isterdim, Sevinçte havaya kalkan bir yumruk... Bir damla alin teri, Bir damla kan olmak isterdim sarı laciverdin üzerine düsen... Sarının yanında lacivert olmak isterdim, Ya da laciverdin yanında sarı.. Ben bir kez daha dünyaya gelsem, Genç Fenerbahçeli olmak isterdim. Daha da ötesinde dostum, Ben bir kez daha dünyaya, Sırf Fenerbahçeli olabilmek için gelmek isterdim.......[ALINTI]
  13. ***Aşk Tutulması***

    cok güzeldi paylaştığın sağol
  14. Mutluluk Reçetesi

    cok doğru sözler sağol paylaştığın için
  15. Ölümüne Aşkkkkkkk...

    Ölümüne Aşk Delikanlı ile kız arkadaşı motorsikleriyle gezerken delikanlı kız arkadaşına ``şimdi ban sıkı sıkı sarıl ``Kız delikanlıya sıkı sıkı sarılır.Delikanlı ardından ``kaskımı alıp takarmısın başımı çok sıktı``Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıkar.Motorsiklet fren arızası nedeniyle bir binaya çarptı iki kişiden biri öldü diğeri kurtuldu. Ama işin aslı öyle değildi. Yolun yarısında delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ve bunu arkadaşına belli etmek istememişti. Bunun yerine kızdan kendine sıkıca sarılmasını ve onu bir kez daha sevdiğini söylemesini istemişti.Sonrada Ölüm pahasına kızın başlığı takmasını ve onun hayatta kalmasını sağlamıştı............ İŞTE GERÇEK AŞKIN ANLAMIDA BUYDU ZATEN......