Berrin

Üye
  • İçerik sayısı

    2.150
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    9

Berrin kullanıcısının paylaşımları

  1. X Kan Grubu Hakkında Bilgisi Olan Var mı?

    Bende ilk defa duydum çok ilginç bir o kadarda kötü bir durum herhangi bir sağlık durumunda hangi grup kan verecekler?
  2. Kök Hücreden Trombosit

    Kan bağışlayacak birisini bulma sıkıntısı sona erebilir. ABD’de Advanced Cell Technology firması uzmanları, “embriyonik kök hücre”den trombosit üretti. Bu gelişme, kemoterapi uygulanan ya da organ nakli olan hastalar için kan arama sıkıntısını sona erdirebilir. Kemoterapi ve organ nakli sonrasında hastaların zarar gören doku ve damarların iyileşmesi için kan nakline ve bir vericiye ihtiyaç duyuluyor. Yeni teknikle sınırsız trombosit üretilebileceğine dikkat çeken bilim insanları, kan bağışlayacak birilerini arama sıkıntısının sona erebileceğini söylüyor. Firma uzmanlarından Robert Lanza, yöntemin yaygın olarak kullanılmaya başlandığında büyük yarar sağlayacağına dikkat çekti. Habertürk
  3. Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü önemli bir başarıya imza atarak kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Türk hekimler tıp tarihine geçecek bir buluşa imza attı. Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Günhan Gürman, Prof. Dr. Alp Can ve ekibi Doç. Dr. Çetin Kocaefe, doktora öğrencileri Deniz Balcı ve Burcu Balcı Hayta’nın kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Gürman, kas hastalıklarının ölümcül olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Halk arasında adale erimesi olarak bilinen bu hastalığa ümit olacak bir yaklaşım yoktu. Tek çare kök hücreyle yeni kas üretilebilmesi ve insanların yeni üretilen kastan faydalanabilmeleriydi. Enstitümüz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Alp Can ve ekibi, göbek kordonundan aldıkları kök hücrelere, gen aktararak eksik kas proteinini sentezlettirerek hastalığa dirençli yeni bir kas hücresi yapmayı başardılar. Bu çalışma kök hücre konusunda en saygın bilimsel dergilerden biri olan Stem Cell Reviews and Reports dergisinin Eylül sayısında yayınlandı.” ALT YAPI ŞART “Ankara Üniversitesi bünyesinde kuruluş çalışmaları yürütülen Kök Hücre Enstitüsü laboratuvar tesis çalışmaları sonuçlandığında bu konudaki çalışmaların hastaların tedavisinde kullanılma süresi çok kısalacak. Bu altyapı ile üretilen kas insana da uygulanabilecek.” MERKEZ KURACAĞIZ “Bizim şu anda Milli Emlak’tan beklediğimiz 100 dönümlük bir alan var. Bu alana Ulusal Mükemmeliyet Merkezi’ni kurmak istiyoruz. Bu merkezde, imkanların da artırılmasıyla çaresi olmayan hastalıklara çare bulmak için çok daha fazla çaba gösterebilecek. Bu merkez beyin göçünü de tersine çevirecek. Şu anda kısıtlı imkanlarla çalışan ama yine de bir başarıya imza atan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde çalışmak isteyen bilim insanları var. Böylece yurtdışındaki önemli bilim insanlarımız ülkelerine de dönmüş olacaklar.” KANSER AŞISI ÜRETTİLER Kök Hücre Enstitüsü meme ve kalın bağırsak kanserlerinin kök hücrelerine karşı aşı geliştirme konusunda büyük gelişme kaydetti. Enstitü, kendini yenileme kabiliyeti olmayan kıkırdak hücrelerini kök hücreden üretmiş, insan üzerinde de uygulama gerçekleştirmişti. İnternethaber
  4. Harvard Üniversitesindeki Türk bilim adamı, şu ana kadar bilinen şişmanlık ilaçlarından daha güçlü bir etken madde buldu... Harvard Üniversitesinde 10 kişilik ekibiyle kendi laboratuvarında şişmanlık ve tip 2 diyabetin moleküler ve genetik mekanizmaları üzerinde çalışan 33 yaşındaki Asistan Prof. Dr. Umut Özcan, şu ana kadar bilinen şişmanlık ilaçlarından daha güçlü bir etken madde bulduklarını ve fareler üzerindeki deneylerinin tamamlanmak üzere olduğunu belirtti. Özcan, AA muhabirine çalışmaları ve geliştirdikleri ilaç çalışması hakkında bilgi verdi. 2004 yılında yayımladığı çalışmada, endoplazmik retikulum stresinin, şişmanlıkta arttığını ve bunun tip 2 diyabete yol açtığını gösterdiklerini anımsatan Özcan, bunun nedenini belirlemek için uzun süredir çalıştıklarını anlattı. Umut Özcan, yaptıkları çalışmalarda endoplasmik retikulumun görevini yerine getirebilmesi için gerekli olan ve "X-Box Binding Protein 1 (XBP1)" diye adlandırılan bir proteinin işlevini kaybettiğini gösterdiklerini ve bu çalışmalarını 2010 Nisan ayında dünyanın en iyi bilim dergilerinden biri olan Nature Medicine adlı dergide yayınladıklarını belirtti. Özcan, "XBP1"in, kan şekerinin düzenlenmesi için çok önemli olan bir protein olduğunu ve bu proteinin işlevi bozulduğunda, kan şekerinde, özellikle yemek yedikten sonra ciddi artışlar meydana geldiğini gördüklerini de dile getirerek, şunları kaydetti: "Bu çalışmamızda, şişmanlık koşullarında, vücutta sanki XBP1 yokmuş gibi bir ortamın oluştuğunu bulduk. Önceden yaptığımız çalışmalarda, XBP1'in farelerde genetik olarak azaltılmasının tip 2 diyabete yol açtığını göstermiştik. Önceki sonuçlarımızı yeni çalışmamızdaki bulgular ile yan yana koyduğumuzda, XBP1'in aktivitesindeki düşüşün şişmanlıkta tip 2 diyabet gelişimine ciddi bir katkıda bulunduğunu bulduğumuzu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra geçen Ekim ayında yayınladığımız yeni bir çalışmamızda, şişmanlıkta endoplazmik retikulum duvarında bulunan ve SERCA diye adlandırılan bir kalsiyum pompasının ciddi bir şekilde azaldığını ortaya koyduk. Endoplazmik retikulum işlevini yerine getirebilmesi için içerisinde çok yüksek derecede kalsiyuma ihtiyaç duyuyor ve bu yüksek kalsiyum miktarı SERCA diye adlandırılan bir protein ile sağlanmakta. Endoplasmik retikulumda kalsiyum miktarının azalması, hücre içerisindeki bu yapıda ciddi fonksiyon kaybı oluşmasına neden oluyor. Yaptığımız çalışmada aşırı derecede şişman ve diyabetik farelerin karaciğerlerinde SERCA genini arttırdık ve diyabette çok ciddi bir şekilde iyileşme olduğunu gördük. Bunun yanı sıra, SERCA geninin, şişman ve diyabetik farelerin karaciğerinde arttırılmasının, karaciğer yağlanmasını azalttığını da tespit ettik. Bu sonuçlar, bizim için gerçekten de heyecan verici. Bu çalışmayla, tip 2 diyabetin gelişiminde rol oynadığı önceden hiçbir şekilde bilinmeyen bir protein olan SERCA'nin ciddi işlevini göstermiş olduk." İLAÇ ÇALIŞMALARI Özcan, leptin denilen bir hormon üzerinde yaptıkları önceki araştırmalarından yola çıkarak başladıkları ve devam eden ilaç çalışmaları hakkında da bilgi vererek, "Şu ana kadar bilinen tüm şişmanlık ilaçlarından daha güçlü bir ilaç etken maddesi bulduk. Fareler üzerindeki çalışmaları tamamlanmak üzere olan etken madde ile morbid derecede obez farelerin normal kilolarına döndüğünü tespit ettik. Bu etken madde, leptin diye adlandırılan bir hormonun vücuttaki etkisini arttırarak hem yeme isteğini azaltıyor hem de vücutta enerji harcanmasını artıyor" dedi. Özcan, bu ilaç çalışmasında, etken maddenin, görünürde farelerde bir toksit etkisinin bulunmadığını, ama ilaç olarak insanların hizmetine sunulabilmesi için daha birçok çalışmanın yapılması gerektiğini ifade etti. Çalışma sonucunda, ilaç haline getirip insanlarda kullanabilmek için bazı özel toksisite çalışmaları ve insanlarda özel kontrollü çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Umut Özcan, bu çalışmaları yapabilmek için kendi alanında dünyada en iyi sayılacak bazı bilim adamları ile bir ilaç şirketi kurmakta olduklarını da belirtti. Aktifhaber
  5. Güzel gelişme artık engelliler fazlasıyla düşünülmeye başlanıldı buda çok sevindirici. Tşkler canım.
  6. Cumhurbaskanı Ve Basbakana Ulasmanın En Kolay Yolu

    Bilgiler için teşekkürler canım hergün yeni gelişmeler çıkıyor umarım hayatımızı kolaylaştırır.
  7. Engelli Ve Muhtaçlara Sigorta Müjdesi

    Muhtaç hastalar için sevindirici haber. Haber için teşekkürler canım.
  8. Engelliler Dinlerini İşaret Diliyle Öğrenecek

    Güzel bir proje her ilde olması gerekir bence. Teşekkürler canım.
  9. Sevgi Dediyin Böyle Olmalı

    Bu zamanda böyle sevgi yürekten tebrik ediyorum ama aileyi şiddetle kınıyorum nasıl bir vicdan görmeden durabiliyorlar.
  10. Ötenazi Hakkına AİHM'den Red

    Ötenazi isteğine bende karşıyım bu canı bize rabbim verdi ve yine o alacaktır bu yaşadıklarımızada imtihan gözüyle bakıyorum.
  11. Aslında bizde sürekli oturuyoruz bizdede olabilir baktırmamız gerekir.
  12. Yılda 70 Bin Ölümü Önleyebilecek İlaç

    Güzel gelişme umarım hedeflerine ulaşırlar. Teşekkürler canım.
  13. Önemli bilgiler için teşekkürler canım sağlığımız için yediklerimize dikkat etmeliyiz.
  14. Tıpta Sınır Yok...

    Kaburgadan burun! İZMİT'te çocukken geçirdiği kazada burnunda çökme meydana gelen hastanın kaburgasından alınan kıkırdakla burnu düzeltildi. İzmit SEKA Devlet Hastanesi’nde ameliyatı yapan Kulak-Burun-Boğaz Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Levent Demirci, 31 yaşındaki M.U.’nun çocukluk döneminde geçirdiği bir kaza sonucu burnunun orta kısmında çökme oluştuğunu söyledi. M.U.’nun burnu, kaburgasından alınan kıkırdakla düzeltildi. Beyazgazete
  15. Uzmanlar erkeklerde görülen kellik türünün asıl nedenlerini keşfettiklerini söylüyor. Erkek kelliğinde asıl sorun saçsızlık değil, yeni çıkan saçlar. 'Üretim sorunu' nedeniyle, yeni çıkan saçlar, insan gözüyle görülemeyecek kadar küçük oluyor, böylece ortaya alışılmış kellik görüntüleri çıkıyor. Araştırmayı yürüten Amerikalı uzmanlar, sorunun yeni saçı üreten kök hücrelerde olduğunu açıklıyor. Kök hücreler için krem Umulan ise, bu hücrelerin normal işleyişine döndürülmesiyle erkek kelliğinin tedavi edilebileceği. Bunun, kafa derisine sürüldüğünde, kök hücrelerin normal saç üretmesini sağlayacak bir krem ile mümkün olabileceği düşünülüyor. Pensilvanya Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bu sonuca, saç ektiren erkeklerin kafasındaki saçlı ve saçsız bölgeleri karşılaştırarak ulaştı. Bu karşılaştırmalar, kel bölgelerin de, saçlı bölgelerle aynı sayıda saç üreten kök hücre içerdiğini, ancak bu kök hücrelerin olgun olmadığını gösterdi. Araştırmayı yürüten doktor George Cotsarelis, bu bulgunun önemini vurgulayarak "Kafa derisinin kel bölümlerinde aynı sayıda kök hücre olması, bize bu hücreleri yeniden canlandırabilme konusunda umut veriyor." diyor. Şimdiye kadar erkeklerde görülen kellik tipinin tam nedeni bilinmiyordu. Ancak uzmanlar testesteron hormonun etkili olduğunu ve kelliğin kısmen ailevi olduğunu düşünüyor. BBC TÜRKÇE
  16. Anne farenin kan kök hücrelerini fetüse nakletmeyi başaran bilim adamları, kalıtsal hastalıkların doğumdan önce tedavisi yolunda önemli bir adım attı... Anne farenin kan kök hücrelerini fetüse nakletmeyi başaran bilim adamları, kalıtsal hastalıkların doğumdan önce tedavisi yolunda önemli bir adım attı. California Üniversitesi'nden Tippi MacKenzie ve ekibi, dişi fareden alınan kan kök hücrelerini, bağışıklık sisteminde ve nakil edilen organ ya da hücrenin reddedilmesinde önemli rol oynayan ''limfosit T'' hücrelerinden arındırarak fetüse nakletti. MacKenzie, başka bir dişi fareden alınan ''limfosit T''den arındırılmış kan kök hücrelerinin de fetüs tarafından ''kabul edildiğini' belirterek,bu tür hücre nakillerinde en önemli engelin annenin bağışıklık sistemi olduğunu vurguladı. "Journal of Clinical Investigation" dergisinde yayımlanan araştırmada, bir sonraki adımın, bu sonuçları insanda da doğrulamak olduğunu vurgulayan MacKenzie, ''Artık fetüsün anneye yabancı kök hücreleri bile kabul edebildiğini biliyoruz, doğumdan önce sinirsel ya da kasla ilgili genetik hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek başka kök hücre türleri düşünülebilir'' dedi. Sağlıkaktüel
  17. Laboratuvar koşullarında kemik iliği hücreleriyle fareler üzerinde araştırma yapıldı. Araştırma sonuçları korkutucu... Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, kemik iliği hücreleriyle fareler üzerinde yapılan deney sonucunda kablosuz internetin (wireless) kansere neden olduğunu ortaya çıkardı. Doğan Haber Ajansının haberine göre, kablosuz internetin elektromanyetik alan olması nedeniyle kanserli hücrelerin sayısını artırdığını savunan Prof. Dr. Nazırlıoğlu, laboratuvar koşullarında kemik iliği hücreleriyle fareler üzerinde araştırma yaptıklarını söyledi. Deneye, kemik iliği kanser hücrelerini onların üreyebileceği plastik kaplar içerisine koyarak başladıklarını anlatan Prof. Dr. Nazıroğlu, "Koyduktan sonra bu kapları 37 derece olacak şekilde su banyosunun içine yerleştirdik ve 2.45 GHz wireless düzeyine maruz bıraktık. Belirli zaman aralıklarında wireless’a maruz kalan hücreleri aldık. Aldıktan sonra bu kanserli hücrelerin sayımı yapıldı. İlk sayımımızda kanserli hücrelerin arttığını gördük. Hücrelerin sayısı birinci saat biraz, ikinci saat biraz daha ve 12’nci saatte ise daha da artmış... 24 saat sonra ise kanserli hücrelerin sayısında çok daha fazla artış olduğunu gözlemledik. Bu analizlerimizin sonucuna göre kablosuz internet kanser yapıyor kanısına vardık" diye konuştu. Neden Kanser Yapıyor ve Önlemek İçin Ne Yapılabilir? Prof. Dr. Nazırlıoğlu, bu çalışmanın ardından kablosuz internetin neden kanser yaptığı ve önlemek için ne yapılabileceği konusunda fareler üzerinde yeni bir çalışma başlattıklarını kaydetti. Bunun için 30 erkek fareyi 4 hafta boyunca 1 saatlik elektoromanyetik alana maruz bıraktıklarını belirten Prof. Dr. Nazırlıoğlu, bu çalışma sonucunu da kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi. TrtHaber
  18. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, 2010 yılında hayata geçen ''Evde Sağlık Hizmeti''nde 81 ilde 20 bin hastaya ulaştıklarını, ilk hedeflerinin 100 bin yatağa bağlı ... Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, 2010 yılında hayata geçen ''Evde SağlıkHizmeti''nde 81 ilde 20 bin hastaya ulaştıklarını, ilk hedeflerinin 100 bin yatağa bağlı hastaya ulaşmak olduğunu, bu durumda olan kişilerin sadece bir telefonla hizmetten yararlanabileceğini söyledi. Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada 2003 yılında başlayanSağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında vatandaşların hekime erişimi önündeki bütün engelleri kaldırdıklarını vurguladı. Hastanelerin tek çatı altında toplandığını, bugün itibariyle bir kişinin yılda 7 kez sağlık tesislerine başvurduğunu, bu rakamla Avrupa ortalamasının yakalandığını dile getiren Koç, ''Bu büyük bir başarıdır'' dedi. Vatandaşların sağlığa erişebildiğini, sağlıkta iyi hizmetalınabilmesi için fiziki mekan düzenlemesi yaptıklarını, hastanelerdeki yoğun bakım yatak sayısını artırdıklarını anlatan Koç, yaptıkları çalışmalarla sağlıkhizmetine ulaşamayan hastalara da erişmeyi amaçladıklarını kaydetti. -BİR TELEFONLA ULAŞILABİLECEK- Evde Sağlık Hizmeti'nin şu anda Türkiye'deki 81 ilde, 460 hastanede uygulanmaya başladığını, ailehekimliği üzerinden bu hastalara ulaşabildikleri gibi gezici mobil ekipler vasıtasıyla da hastalara ulaşıldığını anlatan Koç, şöyle konuştu: ''Şu anda Türkiye genelinde ulaşabildiğimiz 20 bin hasta var. İlk hedefimiz 100 bin yatağa bağlı hastaya ulaşabilmek. Arada takibimize alıp daha sonra takipten düşenlerle birlikte 30 bin kişiye ulaştık. Yılın ortasına doğru ilk hedefimize ulaşacağız. İkinci hedefimiz ise 150 bin kişiye ulaşmak. 2010 yılında buhizmetin altyapısını hazırladık. Araçlar tahsis ettik. Mekanlar oluşturduk. Sistemin kurgulamasını bitirdik. 2011 hizmetin yaygınlaştığı yıl olacak. 2012 ise optimum sağlık hizmetini sunduğumuz yıl olacak. Vatandaşın komşusu yatalak ama kimi, nereyi arayacağını bilmiyor. Telaşlanmasına gerek yok. Sağlıkhizmetlerine ulaşamayan bir hasta varsa bulunduğu il kodu başına konularak 4443830 no'lu telefondan evde bakım koordinasyon merkezine ulaşabilir. Bu telefon arandığında, o ildeki evde sağlık birimi çıkıyor. Hakkari'de de Ağrı'da da Edirne'de de ulaşılabiliyor. Arama yapıldığında en yakın sağlık tesisi ya da ailehekimi hastaya gidiyor. Köyde, kırsalda, yayladaysa hasta, o zaman gezici ekiplerimiz gidiyor. Tüm coğrafyadaki hastaya ulaşabilecek şekilde sistemi kurduk. Şu anda önceliğimiz yatağa bağımlılar. Sağlıktesislerine ulaşamayanlar.'' İzmir'de bu hizmetten yararlanan 4 bin 500 hastanın olduğunu dile getiren Koç, kentteki ilk hasta olan Buca ilçesindeki Hanife Pekmezci'yi evinde ziyaret etti. Yatalak olan Pekmezci'ye ''Geçmiş olsun'' dileğinde bulunan Koç, hastanın düzenli olarak kontrol edildiğini, pansumanlarının yapıldığını, aileye eğitim verildiğini belirtti. Pekmezci ise uygulamadan dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek, kendisini ziyaretine beklediğini ifade etti. Sağlıkaktüel
  19. SGK nın Kendinden Kayganlaştırıcılı<TAK> Sondası Ödemesi

    Verdiğin bilgiler ve desteğin için teşekkürler Osman.
  20. SGK’nın analog işitme cihazı için 210 TL, dijital işitme cihazı için ise 420 TL sınırına kadar ödeme yapmasını öngören kararının yürütmesi durduruldu. Karar doğrultusunda SGK, işitme cihazlarının ücretinin tamamını ödeyecek.SGK, yaptığı açıklama ile kurumları aleyhine işitme cihazları ile ilgili açılan dava neticesinde; Danıştay 10. Dairesinin, 25 Mart 2010 tarihindeResmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin İşitme Cihazları kısmında yer alan analog işitme cihazı için 210 TL, dijital işitme cihazı için 420 TLödeme yapılacağına ilişkin sınırlamanın yürütmesinin durdurulduğuna karar verdiğini bildirdi. Mahkemenin verdiği karara göre, SGK kapsamındaki kişilerin kullanmakta oldukları işitme cihazı bedellerinin ödenebilmesi için söz konusu mahkeme kararının kuruma tebliğ edildiği 22 Aralık 2010 tarihinden itibaren 2010 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin “7.2.2. Ayakta tedavilerde reçete karşılığı hasta tarafından temin edilen tıbbi malzeme bedellerinin ödenmesi” maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda işlem yapılmasının uygun görüldüğü belirtildi. TrtHaber
  21. Birgün çalışmak istersek aklımızda bulunması gereken bilgiler. Teşekkürler Can.
  22. Diyarbakır Akdemir Baharat kuruluşu herbalisti Cahit Gürkaş, hemoroid hastalığının tedavisinin kolay olduğunu söyleyip bu hastalığın artık tarihe karışacağını belirtti. Gürkaş, "Basur, makat civarındaki toplar damarların genişlemesi sonucu meydana gelen hastalıktır. Toplar damarlardaki bu genişleme şişlik kaşıntı, ağrı ve kanamaya neden olabilir. Basur gelişimi normal olmamakla birlikte, insanların çoğunda zaman zaman basur gelişmektedir. Uzun süreli oturmak zorunda olma.kabızlık,besinlerdeki bazı maddeler basur gelişimine neden olabilmektedir. Yine gebelik sırasında basur gelişimi sıktır, ancak bunlar doğumdan sonra ortadan kalkar. Basura neden olabilecek yiyecekler arasında en sık rastlanan güçlü baharatlar (özellikle kırmızı biber,hardal, kafeinli ve kafeinsiz kahve gaz yapıcı gıdalar, bulgur, yumurta, acı, ekşi, sarımsak (domates, soğan, sumak gibi) asitli ve alkollü içecekler bulunuyor. Bu gıdalardan 30 gün süreyle perhiz yapılmalıdır. Çay bitiminde 10 gün daha aynı perhize devam edilmelidir. Sık sık basur gelişenlerin bu yiyeceklerden ve sigaradan uzak durmaları gerekir. Daha çok lifli besin yiyerek kabızlık probleminden korunabilinir" dedi. Hemoroid için Bol miktarda su içilmesi gerektiğini belirten Gürkaş, "Yani ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüzden daima fazla su içilmeli. Etkili diğer bitkisel reçetemiz ise; yabani kekik. Bu bitkinin damar büzücü etkileri nedeniyle bedeni güçlendirici tonik etkisi vardır. Anason hazmı kolaylaştırır, sindirim sistemine etkili bir toniktir. Deve dikeni tohumu, içeriğinde bulunan silibin, silikristin ve bilidanin sayesinde sindirme ve kan dolaşımına yardım eder. Hormonları düzenler sindirim bozukluğunun yol açtığı ağrıları hafifletir. ivan perçemi C vitamini kareton içerir. Mide barsak gazlarını gazlarına giderici ve yara iyileştirice olarak kullanılır. Ayrık otu içeriğinde bulunan tricitin sayesinde kabızlığı giderir ve kan temizleyeci özelliğe sahiptir. Kuzu kıran otu, içeriğinde rhodon ve pholobaphene biokimyasal maddelerinde kanamayı durduran hemostatik (damar büzücü) özellik vardır. Nazar otu içeriğinde bulunan hamin, harmalin. peganin gibi alkaotier sayesinde barsak parazitlerini öldürücü etkiye sahiptir. Kara Halile, antibakteriyel virüs öldürücü, damar büzücü etkiye sahiptir. Bu tür bitkilerden elde edilen çayı ve ekstralarını belli bir dozajda kullanılmak suretiyle kan damarı çeperini iyileştirerek bu sayede hemoroid gibi sıkıntılardan kurtulmuş olursunuz" şeklinde konuştu. Haber7
  23. Yıpranmış Saçlara Doğal Tedbirler

    Saçlara zarar verebilecek pek çok sebep var ve daha iyi görünmelerini sağlayacak şeyler de bir o kadar az... Saçlara zarar verebilecek pek çok sebep var. Şekillendirici ürünler, sert kış rüzgarları, sıcak yaz güneşi, hormon seviyesindeki değişiklikler ve liste uzar gider… Buna rağmen, daha iyi görünmelerini sağlayacak şeyler de bir o kadar azdır. Sağlıklı beslenme. Saçların yemeğe ihtiyacı vardır, yani sağlıklı beslendiğinize ve kendinizi içeriden dışarıya beslediğinize emin olun. Sağlıklı saçlar için gerekli besinler A ve C vitamini, demir, çinko, biotin, B vitaminleri ve protein içerir. Beslenmenizin fasulye, fındık, baklagiller, havut, turunçgiller ve koyu renkli yapraklı yeşiller kapsadığına emin olun. Saçınızı doğa şartlarından koruyun. Şapka giyin; soğuk bir kış sabahı evden çıkarken özellikle de saçlarınız nemliyse… Eğer saçlarınız uzunsa, onları zaptetmeniz için de iyi bir yöntemdir. Saçlar sadece soğuktan değil güneşten de zarar görür. Eşarp, bandana ya da şapkalar burada yine devreye girebilir, özellikle de dışarıda fazla vakit geçireceğiniz zaman. Daha az şampuanlayın. Eğer saçlarınız gittikçe kuruyorsa ve siz her gün şampuan kullanıyorsanız bundan vazgeçmelisiniz. Eğer kendinizi saçınızı her gün yıkmak zorunda hissediyorsanız duru su ve ardından sadece krem kullanmayı deneyin. Böylece iki güne bir saçınızı şampuanlamış olursunuz. Ve kullandığınız şampuanı saçlarınızın özelliklerine göre seçmeyi unutmayın. Saçlarınızla oynayın. Saç diplerinize yapacağınız hafif masaj, saçlarınızdaki doğal yağı yaymaya sebep olur. Özellikle saçlarınızı yıkamadan önce yapmanız iyidir. Saç yağı saçınızın beslenmesine ve parlaklığını arttıran en önemli doğal kaynaktır. Nemlendirici bakım ile şımartın. Bunun için pek çok kozmetik ürün olması dışında evinizde uygulayabileceğiniz basit formüller de bulunmakta: jojoba ya da zeytinyağı ile saçlarınıza ve saç derinize basitçe masaj yapın. Sonra saçınızı yağlı bir halde ve sıcak havlu içerisinde 10 dakika bekletin (ya da saçınızın ne kadar kötü durumda olduğuna göre daha uzun bir süre). Daha sonra yıkayın ve her zamanki gibi şekillendirin. Üstelik bu uygulama ellerinize de çok iyi gelecek. KAYNAK
  24. KÖGEM'den Bilime Katkı

    Haber için teşekkürler Zafer.
  25. Nöropatik Ağrılara Pilli Son

    Bel ağrısından çok sayıda insan zor durumda bu kişilerden biriside annem inşallah faydası olur. Teşekkürler Can.