ahmet_t12

bu güzel haber için teşekkürler

artık bu deneylerin araştırmaların pratik e geçmesi lazım

beraberlik olsun kazanan beşiktaş olsun

her durumda kahının ölecegi belli yani kahın soruyu bilmezse ölücek dogruyu söylesede ölücek bu durumda

pahdişahın sordugu soruya yalan cevap vermekten başka şansı yok ama pahdişahın sorusunu çözemedim

artık yeter neredeyse osmanlıdan sonra anadolu çografyasında ve hatta orta dogu çorafyasında yaşayan halkların göz yaşları hiç kurumadı artık gercekten yeter kan dan acı dan göz yaşı dan 20 yaşında gencecik fidanların tobraK a düşmesinden ben kendi adıma bıktım !

inşallan bir daha bu film deki gibi sahneler olaylar memlekedimde yaşanmaz

silah seslerin savaş ucakların tankların topların memleketimizin hiç bir köşesinde duymayız bunun yerine kuş sesleri çoşkuyla akan ırmakların şelalerin

seslerini orta dogunun en güzel yaylarının içinde hep beraber halayların çekildigini görmek istiyorum !

bu güne kadar savaşın hiç kimseye bir faydası olmadı onun için yaşasın barış !

ve bu barış için ugraşan herkese ben saygı duyuyorum kim olursa olsun (tabiki bunlar kendi düşüncem kendi dünya görüşüm)

kök hücre çalışmaları altın yılını yaşıyor nerdeyse her gün yeni metotlar buluyolar

eskilerin bir sözü var : bu güneşe bu kar dayanmaz !

bu hızla giderlerse bilim adamları bu işin üstesinden yakın zamanda gelicektir..

ABD’li bilim adamları, embriyo kullanmadan yüksek miktarda kök hücre elde etmenin pratik bir yolunu buldu. Yeni yöntem 200 kat daha etkili...

NATURE Methods gazetesinde yer alan habere göre, The Scripps Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada, üç adet ilaç benzeri kimyasal madde kullanılarak, kök hücre çoğaltma işlemi 200 kat daha etkili ve iki kat daha hızlı bir hale getirildi. Ekip daha önceden iki bileşik kullanarak yaratılan hücre sayısını artırmayı başarmıştı.

ANCAK thiazovivin adı verilen ve hücrenin hayatta kalmasıyla yakından ilişkili olan bir molekülün de eklenmesiyle birlikte çoğaltma işlemi 200 kat daha verimli hale geldi. Üstelik normalde bir ayda tamamlanan sürecin sona ermesi de sadece iki hafta aldı. Çalışmayı yürüten ekibin başındaki Prof. Sheng Ding, “Büyük gelişme sağladık” dedi.

DERİ hücreleri kullanılarak üretilen ilk kök hücre, 2007’de Japon ve ABD’li bilim adamlarının ortak çalışması ile gerçekleşmişti. Kök hücre üzerine yapılan çalışmaların çoğu, insan embriyolarından alınan ve 220 tür hücreden herhangi birine sınırsız dönüşebilme kapasitesi olan hücrelerle yürütülüyordu. Embriyoların kullanılması etik tartışmalarına yol açıyordu.

kaynak:http://saglik.milliyet.com.tr/Saglik/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=56&ArticleID=1152443&Date=20.10.2009&b=Kok%20hucrede%20devrim

destekliyici yönü varmış ilaçın yani ama ilaçtan ziyade yabılan fizik tedavinin önemi daha büyük bence

iyi haber yinede sonuçta altarnetif olarak kullanılabilr

tşk paylaşımın için

hiç bir emek boşa gitmez diye düşünüyorum

tebrikler ayşe kısa

Yalova'da, 1998 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucu uzun yıllar yatağa bağımlı halde yaşayan, zor koşullar altında ilköğretim ve liseyi dışardan bitirdikten sonra ÖSS'ye giren genç kız, ek yerleştirme sonucunda KKTC'deki bir üniversitenin hukuk fakültesinde eğitim görmeye hak kazandı.

Üniversite eğitimi görecek olmanın sevincini yaşayan Ayşe Kısa, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1998'de 11 yaşındayken omurilik rahatsızlığı nedeniyle felç olduğunu ve bu nedenle ilköğretim 5. sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldığını söyledi.

Uzun yıllar birçok hastanede rahatsızlığına çare aradıklarını, bu sürede yatağa bağımlı bir hayat yaşadığını anlatan Kısa, 2007 yılında Dr. Halil Algan ve fizyoterapist Mustafa Yığılıtaş'ın uyguladığı tedavi sonucunda tekrar yürümeye başladığını, okula 2 yıl ara verdikten sonra, ilköğretim ve liseyi dışardan bitirdiğini vurguladı.

Ayşe Kısa, okullardaki sınavlarına ya annesinin sırtında ya da sedyeyle götürüldüğünü ifade ederek, açık liseyi 100 tam puanla bitirdikten sonra ÖSS'ye girdiğini kaydetti.

ÖSS ek yerleştirme sonucunda KKTC'deki bir üniversitenin hukuk fakültesini kazandığını belirten Kısa, şunları söyledi:

''Hastalığım bel ağrısıyla başladı. Bir süre sonra vücudumdaki tüm kaslar tutuldu. İyileşebilme umuduyla doktor doktor gezdim. 2006 yılında şu anki doktorumu buldum. Çok şükür tedaviler cevap verdi. Yoğun bir fizik tedavi geçirdim. Günde 8 saat doktorun bize verdiği hareketleri yapıyorduk. Yoğun bir uğraş sonucunda bu noktaya geldim. 2007 yılında ilk kez ayaklarımın üzerine basabildim. Eğitimimi kesmeyi asla düşünmedim. Hastalığının düzelmeyeceğine inanan insanlara da örnek olmak istiyorum. Bir şeyin olmasını çok istiyorsan, önce inanmak gerekiyor. 'Bu uğurda yapabileceğim her şeyi yaptım' diyebileceksin. Ben de öyle yaptım. O süre içinde de iyi ki umudumu kesmemişim. Açık öğretimde eğitimimi tamamladım. Evde yatarak çalıştım. Yılda 2 kez sınavlara girdim. Şimdi beni yürürken görenler buna inanamıyor. 'Bu sen misin?' gibi tepkiler aldım. Bana 'sen bir mucizesin' diyorlar. Amacım üniversite eğitimimi tamamlayarak başarılı bir hukukçu olmak.''

http://www.stargazet...aber-220028.htm

ben sordum anne bana kaç kilo süt emdirtin helalde 10 kilo var dedi

bende gidip 15 kilo süt aldım marketten böylece

şimdi onun bana borçu var ne yabalım borçlu yaşamısını sevemedim bir türlü

annelik veya babalık hiç bir zaman bırakılıcak veya red edilicek yada istifa edilemeyecek büyük bir sorumluluk !

sadece bu nedenden dolayı bile hakları ödenemez

geçmiş olsun onurcum artık bende burdayım

yürümek nasıldı unuttum insanlar balkondan bakarken bile korkuyorum düşecek gibi ayakta durmak zor gibi geliyor artık

tabiki bir anda olmayacak yürümek önce emeklemeden başlıcagız sonra sadece diklilicegiz sonra adım adım yürücegiz kim bilir buda kesmezse bizi

koşmaya başlıcagız zamanla

bunlar zok uzak degil artık bize

aslında ben biraz kaderciyim kısmet alın yazısı be abi yazıldıysa sabah bile ayaga kalkkabilicegime inanıyorum bazı seyler sebeb oluyor tabi

hakkımızda her şeyin hayırlısı

valla bana 6 hasta düşünüyorum dedi ilk edapda bakanlık 10 kişiye kadar izni verdi ama 6 kişi yabıcak galıpa hoca

bende şahsen bu onayı bekliyordum 2 senedir benim 5 yıl bitti hoca dedim peki ben yine 2 yıl beklermeyım dedim yok dedi

bu vakalarda başalırı olunur dedi sonra 6 ay yada 1 sene sonrada size gelir sıra dedi ::::::::::::

ama zaten inşaallah bu 6 hasta iyi olursa yaygınlaşır herkes onayı alan merkezlerde olabilir

bence çok büyük yankı yabıcak inşallah türkiye kök hücre konusunda dünya da

dualarımız eksik etmeyelim arkadaşlar

arkadaşlar ben bu projenin solumlusu olan doçenti yakından tanıyorum ve hastasıyım hocanın

bu haberi gördügümde hemen aradım kendisini bakanlık onayı geregi ilk 3 ayı geçmeyen hastalarda yabılıcak sonra

tabii durumlarına göre 2. 3.5.10 yıllık vakalara geçilicek

inşallah bu ilk yabıcagı hastalarda başarılı olur sonrada sıra bize gelir

hoca ve ekipi kesinlikle alanlarında çok başalılar bundan hiç şüpheniz olmasın