ahmet_t12

çok güzel sonunda parası olmayan yurtdaşlarda faydalanabilcek lokomatdan acaba istanbulda hangi hastanede var bilen varsa yazarsa iyi olur ?

haberi biraz araitırdım ve ne yazıkki bu uygulama geç dönem vakalarda uygulanmıyacakmış haber şöyle A.A 12 Ekim 2010 Amerikalı doktorlar, insan embriyon kök hücrelerini ilk kez felçli bir hasta üzerinde denemeye başladı. Daily Telegraph'ın haberine göre, omurilik felçlisi bir hastaya insan embriyon kök hücresi nakledildi. Yöntemin güvenliği ve hastanın tekrar his kazanıp hareket edip edemeyeceğinin anlaşılacağı bu klinik deney, Atlanta'daki Shepherd Center'da yapılıyor. Kök hücreyle tedavi denemesinin birinci safhasına yaklaşık 10 hasta katılacak. Ciddi sakatlıkları bulunan hastalara, sakatlıklarının üzerinden 7 ila 14 gün geçtikten sonra GRNOPC1 hücreleri zerk edilecek. Tedaviye başlanan hastalar, yöntemin faydasının ve yan etkisinin olup olmadığını anlamak için bir yıl takip edilecek. İlk grup hastada yan etki ortaya çıkmazsa, GRNOPC1'in dozunu artırarak araştırmayı genişletmek için Gıda ve İlaç İdaresi'ne başvurulacak. İnsan embriyon kök hücreleriyle çalışma 1999'da başlamıştı.

arkadaşlar kazadan önce var olan b sınıfı ehliyetimi h sınıfına değiştidim bu gün yeni ehliyetim elime geçti ama ehliyet de özel tertibatlı otomobil kullanır ibaresi var bu beni biraz düşündürdü yani şimdi ben otomatik vites olan cady doblo vito tarzı olan hafif ticari yada komyonet sınıfındaki araçlara özel tertiba taktırıp kullanazmayım ehliyetdeki ibare bunu kastediyor galiba h sınıfı ehliyeti olan arkadaşlar sizin ehliyetinizde böyle ibare varmı hangi tip araçları kullanıyorsunuz bilgilerinizi paylaşırmısınız lütfen not : konu hakkında emniyet genel müdürlüğüne yazdım bakalım ne cevap vericekler ..

kendim sorduğum soruya kendim cevap veriyorum bu gün emniyet genel müdürlüğüne konuyla ilgili dilekçe ye cevap geldi benim gibi ehliyeti h sınıfı olup sadece otomabil kullanır ibaresi olupda kafasında ben minibüs komyonet kullanamazmıyım sorusuna cevap agşadadır. Sayın Ahmet AVŞAR 05.10.2010 tarih ve 23906 sayılı bilgi edinme başvurunuz incelenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 38 inci maddesinde; "H Sınıfı Sürücü Belgesi, Özel tertibatlı olarak, imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara, verilen belgelerdir." hükmü bulunmaktadır. Azami yüklü ağırlığı 3500 kg'a kadar araçları ( cady ve doblo) özel tertibatlı ve özürlü plakalı olmak kaydıyla kullanmanızda sakınca bulunmamaktadır. Konuyla ilgili talimat 81 ile gönderilmiştir. İyi günler dileriz. (S.B.)

inşallah başalılı olurlar beklenen bir haberdi bizler için bu haberi paylaştığın için teşekkür ederim zuleyha forumda en faydalı bilgilendirici haberlerin başında gelicek bu haber inşallah bu tedavinin başarılı olduguna ilişkin haberide kısa zamanda okumak dileğiyle

metne eklemeler yabarak gönderdim ben

Tekerlekli iskemleyi tarihe gömecek çalışmalar umut veriyor... 09 Ekim 2010 Cumartesi, 11:00:54 ABD’nin San Francisco kentinde yaşayan Amanda Boxtel, Berkeley Bionics firması tarafından yapılan “biyonik bacaklar”la yürümeyi başardı. San Francisco’da düzenlenen basın top lan tı - sın da biyonik bacaklarını tanıtan Boxtel, toplantı salonunda yürüyerek adeta şov yaptı. 1992 yılında geçirdiği bir kayak kazasında yürüme yetisini kaybeden Amanda Boxtel, “ELegs” adı verilen biyonik bacaklarıyla ve bir çift koltuk değneğiyle rahatça ayakta durup yürüyebiliyor, ihtiyaçlarını giderebiliyor. “Giyilebilen” akıllı biyonik bacakların önümüzdeki yaz ABD’de piyasaya sürüleceği belirtildi. “Giyilebilen” biyonik bacaklarla ilgili çalışmalar, dünyanın değişik üniversite ve araştırma kuruluşlarında yapılıyor. Geçtiğimiz aylarda Yeni Zelanda’da da yürütülen biyonik bacak projesi basına tanıtılmıştı. Bir motosiklet kazası sonrası tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Hayden Allen, geliştirilen biyonik bacak sayesinde yeniden yürüme şansı elde etmişti. Biyonik bacaklarla yü rü me nin yanı sıra merdiven de çıkılıp inilebiliyor GAZETE HABERTURK- DIŞ HABERLER

kök hücre tamamen tedavi şekli olmadan önce bu tip medical mekanik çözümlerle de hayatımızı daha da kolaylaştırabilecek olmamız çok güzel bir haber açıkcası beni heycanlandırıyor tekrar sokakta postanlada olsa yürüyebilecek olunması inşallah yakın zamanda seri üretime geçilir ve fiyatlar makul seviyeye ulaşır ve her omurilik felçlilisi bu tür ürünlere uğraşabilir..

basri abi sen iyi niyetli olarak kardeşlik den bahis etmişsin hatta herkes söyler bin yıllık kardeşliğimiz var diye ama işin aslı öyle değil bu anadolu toprakları üzerinde yaşayan halklar oralak kendi aralarında bir sorun olmayabilr ama devletin resmi politikası tam bir asimilasyon üzerine kurulu kısaca anlatıyım ırk ı olarak türk mezhepsel olarak sunni bir halk yaratmaya çalışmış bana göre bu gün yaşadığımız tüm sorunların kaynağı bu aleviler kendi kültürlerini yaşayamıyolar cem evleri hala ibaadathane sayılmıyor kürtler yakın bir zamana kadar inkar ve red ediliyordu yok deniyordu kürt denen bir halk kendi ana dillerini bırakın eğitimini konuşmaları bile yasakdı keza dindar kesimde mutlu değil ünüversite çağına gelmiş kendi iradesiyle inancı gereği örtünen kızlar ünüverside kapılarında gözü yaşlı okula alınmıyordu şmdi bir yumuşama var ama anayasal güvence yok sonuç olarak tüm bu önemli sorunların tek bir çözümü var oda herkesin kendini içinde bulacğı çagdaş bir anayasa

ağşalanmak çok kötü bir duygudur kınamak lazım herkes insan olarak dünyaya gelir sonradan bazıları insanlıkdan nasipini almayarak bu tür fiilerde bulunurlar ... konuyla ilgisi yok ama cemeat sözünü görünce kendi cemaat yorumumuda yabayım son günlerde bu cemaat lafı moda oldu her yerde var diyiyolar devleti ele geçirdi diyiyolar gülüyorum bunlara ben daha f tipi cemaatine mensup kimseyi tanımadım geçen karakolda işim vardı memurlara özellikle sordum ya gerçekten içinizde böyle bir yabılanma varmı diye onlarada bana güldü yani artık trafik kazası olsa dahi sorumlusu cemaat diyecekler

bütün diller birbirlerinden etkinlenmiştir tarih boyunca dünyada aslında 3 ana dil mevcut ama bu diller hangileridi unuttum çogravyi bölgeler vardı bunu ortaokulda öğretmişlerdi ama dersleri iyi dinlememenin sıkntısı sonradan karşımıza çıkıyor

haberde çok tıppi terimler var o yüzden tepki vermiyolardır en azından ben net olarak bir şey anlamadığım için yorum yazmamıştım

iyi düşün iyi olsun kardeşim allah yardımcın olsun inşallah sağlıgına kavuşursun bir gün..

Sky News 1 Ekim 2010 Geçirdiği trafik kazasının ardından bir kadının birçok yerinden kırılan ve tedavi edilemeyen bacağı kök hücre tedavisiyle onarıldı. İngiltere'de Diane Stuttard adlı kadına çarpıp kaçan bir otomobil, kadının bacağının kesilme noktasına getirecek şekilde sakatladı. Bugüne dek yapılan 11 ameliyata rağmen gelişme yaşanmazken, cerrahlar son çare olarak kök hücre kullanmayı kararlaştırdı. Suttard’ı ameliyat eden doktorlar, kırılan kemikleri onarmak için kök hücreye başvurdu ve Stuttard’ın bacağında ölen ve enfeksiyon kapan altı santimetrelik kemiği tedavi etmeyi başardı. Kemiğin kaptığı enfeksiyon, tedavi edilmesinin önüne geçiyordu. Stuttard, yaşadığı kazanın ardından yapılan onca ameliyat işe yaramayınca kendisine bacağının kesileceğinin söylendiğini ancak o tüm şansını denemek için beklemeyi tercih ettiğini söyledi. Sonunda, kemik tedavisinde büyük bir atılım yapılmış oldu. 2001 yılında evine dönerken Stuttard’a çarparak ağır yaralanmasına neden olan kimliği bilinmeyen kişiler, yaşlı kadını altı kilometre boyunca kaportanın üzerinde taşıdıktan sonra yola attı ve kaçtı.

iki ellere insan tutarsa teli yine çarpmazmı ? helalde çarpmaz ayaklar havada oldugu için topraklama yok galiba ama net bilmiyorum şimdi merak ettim bilgisi olan yazsın

kök hücre hala son çare olarak kullanılıyor ve başarılı oluyor ülkemizde ve dünyada böyle örnekler çok artık kök hücrenin deney aşamısından uygulama safhasına geçilmesi lazım dünyada çaresiz milyonlarca insanın umutu olan kök hücre tedavisi neden bu kadar ağır ilerliyor hayret neredeyse 20 yıl oldu kök hücrenin oratay çıkması ama hala daha tedavi şekli olarak uygunlanmıyor.. her şeye rağmen bu tür haberler çok güzel moral veriyor bize boşuna değil dedirtdiyor insana umutla beklediğimiz günler .. yakında 'yolda' eli kulağında' geldi gelecek' biraz daha sabır..

Sağlık Bakanlığı, yıl sonuna kadar tüm Türkiye’de yaygınlaştırmayı planladığı evde sağlık hizmetleri için ’444 Evde’ hattını devreye sokuyor.29 Eylül 2010, 11:06 Sağlık Bakanlığı, yıl sonuna kadar tüm Türkiye'de yaygınlaştırmayı planladığı evde sağlık hizmetleri için '444 Evde' hattını devreye sokuyor. Mesai saatlerinde faaliyet gösterecek hatta vatandaşları canlı operatörler karşılayacak. Evde sağlık hizmeti alacak vatandaşın cebinden para çıkmayacak. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, yaşlı, yatağa bağımlı, özürlü, kanser ya da kas hastalıkları gibi kronik rahatsızlığı olanların yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çekti. Türkiye'nin giderek yaşlanan bir nüfusa sahip olduğuna da işaret eden Koç, 'Yaşlı nüfusun artması ile birlikte evde sağlık ihtiyaçları da artacaktır.' dedi. Bakım hastalarının hastanelerde kalış gün sayısının artmasının hastane enfeksiyonları açısından da büyük risk oluşturduğuna değinen Koç, 'Yıllarca solunum cihazına bağlı kalan, sonda vasıtasıyla beslenebilen hastalarımız var. Bunlar uzun süre hastanede kalmak zorunda kalıyor. Evde sağlık hizmeti ile bu hasta grubunun kendi evinde tedavi edilmesini istiyoruz.' diye konuştu. Koç, evde sağlık hizmetlerinin aile hekimleri, hastanelerde oluşturulan evde sağlık birimleri ve Sağlık Müdürlükleri bünyesindeki mobil ekipler tarafından verileceğini dile getirdi. 'EVDE SAĞLIK HİZMETİ ALMASI GEREKEN POPÜLASYONUMUZ DAR GELİRLİLER' Bu hizmetin verileceği nüfusu net belirlemek istediklerini dile getiren Koç, 'Çünkü evde sağlık hizmetlerinin sınırlarını çok geniş tutarsanız, insan kaynağı ve mali destek açısından bunu veremeyebilirsiniz. Sağlık hizmetinin sürekliliği esastır.' ifadelerini kullandı. Avrupa'da evde sağlık hizmetini devlet eliyle veren ülke sayısının çok az olduğunu söyleyen Koç, 'O ülkelerde evde sağlık hizmeti sivil toplum kuruluşlarıyla veya belediyelerin finansmanı ile veriliyor. Ancak Türkiye'de ilk kez ve Avrupa ülkelerinde de ilklere aday olacak şekilde, bu şekilde kamu kurumu olarak veriyoruz.' şeklinde konuştu. Özel sektörün de bu hizmeti verdiğine dikkat çeken Koç,'Ama parası olana bu hizmeti veriyor. Çünkü evde sağlık hizmeti özel sektörde ciddi maliyetler getirir. Halbuki, Türkiye'de evde sağlık hizmeti alması gereken popülasyonumuz dar gelirli insanlar.' açıklamasını yaptı. EVDE SAĞLIK HİZMETİNİ KİMLER ALACAK? Evde sağlık hizmeti alacak grupta önceliklerinin yatağa bağlı hasta grubu olduğunu kaydeden Koç, 'Türkiye'de yaklaşık 70 ila 140 bin hasta şu anda yatağa bağlı olarak yaşıyor.' ifadesini kullandı. Koç, şöyle devam etti: 'Yine yeni doğanlarımızda, yeni doğan sarılığı vardır. Annesinin yanında, emerek birçoğunun tedavi edilmesi mümkün ama sıkı takibi gerek. Yine kendi ihtiyaçlarını karşılamayan ağır özürlü insanlarımız var. Hareket kabiliyetini kaybetmemiş, hastaneye gelebilen ve sağlık sorunları çok ağır tablolar oluşturmayan hasta grubu bunun dışında. Yine KOAH'lı hastalar. Bunlar uzun süre ya da sık sık hastanede yatmak zorunda kalıyor. Oysa bu kişilerin bir iki gün hastanede tedavisini yapıp, devamını evde yapabilirsiniz.' 'FELÇLİ HASTALARA YATAĞINDAN KALKMADAN SAĞLIK RAPORU ÇIKARILACAK' Evde sağlık hizmeti kapsamda muayene hizmeti verebildiklerini aktaran Koç, ' İlgili branş hangisi ise bu hizmetleri evinde vermek gerekiyorsa, evine götürebiliyoruz. Tansiyon ölçme, serum takma, enjeksiyon yapma, pansuman yapma, bütün kan tahlillerini yapabilmek imkanımız var.' dedi. Gerektiği hallerde hastayı yatağından kaldırmadan sağlık raporu çıkarılabileceğini de aktaran Koç, 'İlaç raporlarını yenileyebilirsiniz.' diye konuştu. Ailelere hastalığı kabul etmeleri konusunda farkındalık eğitimi de verileceğini belirten Koç, 'Hastaneye yatması gerekiyorsa hastayı yatağından alıp, kendi personelimiz ve evde nakil aracımız ile birlikte hastaneye götürüyoruz. Hastanedeki işlemleri hızlı bir şekilde evde bakım birimi tarafından görüldükten sonra yatması gerekiyorsa yatıyor veya yatağına kadar geri götürüyoruz.' açıklamasında bulundu. 'HASTANIN İHTİYAÇLARI YATAĞINDAN KALKMASINA GEREK KALMADAN KARŞILANACAK' Yatalak hastalarda bazı yaralar oluşabildiğine de değinen Koç, 'Bunu önlemek için havalı yatak vermeniz gerekir. Biz evde sağlık hizmeti vereceğimiz hasta grubunun tümünün tıbbi cihaz ihtiyacını karşılayacağız. Yani bu kişilere havalı yatak, havalı yastık, tekerlekli sandalye gibi ne gerekiyorsa, vereceğiz. Bunu disiplinli bir şekilde yapıp, ihtiyacı olana kendi ihtiyacını yatağından kalkmadan evine getireceğiz.' şeklinde konuştu. Bu demirbaş malzemelerin hastaya zimmetleneceğini ve hastanın ihtiyacı ortadan kalktıktan sonra tekrar geri alınacağını aktaran Koç, 'Eğer kullanıma uygunsa tekrar kullanılacak, değilse ima edilecek.' dedi. VATANDAŞ '444 EVDE' HATTI İLE EVDE SAĞLIK HİZMETİNE BAŞVURABİLECEK Vatandaşların her ilden yeni tahsil edilen 444'lü hattı arayarak evde sağlık hizmetine başvurabileceğini söyleyen Koç şunları dile getirdi: 'Bu 444'lü hat, 444 Evde diye yazılıyor. Yani 444 38 33. Hat, bir ay içinde faaliyete geçecek. Her ilden bu numara arandığında, o ildeki koordinasyon merkezi düşecek. Vatandaşlar bu hattı arayabildiği gibi, aile hekimine veya hastaneye de başvurabilir.' Arayanların, 444'lü hatta konunun uzmanı operatörler tarafından karşılanacağını kaydeden Koç, hattın mesai saatleri içinde aranabileceğini dile getirdi. Koç, evde sağlık hizmetlerinin de mesai saatleri içerisinde verileceğini vurguladı. Bugün itibariyle 44 il ve 235 hastanede evde sağlık hizmeti verildiğini belirten Koç, yıl sonu itibariyle tüm illerde bu hizmetin verilir hale geleceğini aktardı. EVDE SAĞLIK HİZMETİ KAMU MALİYESİNE YÜZDE 50 KAR GETİRİYOR Evde sağlık hizmeti vermenin kamu maliyesine yüzde 50 kar getirdiği bilgisini de veren Koç, 'Bu kişileri hem ev ortamında tedavi ediyorsunuz, hem hasta hem de ailesi mutlu. Hem de devlet bundan yüzde 50 kar ediyor. Biz elbette bunu maliyet unsurlu yapmıyoruz. Bu artı bir çıktısıdır.' diye konuştu.

güzeldi en güzelide kaç oğlum kaç gerisini yazmayım ben

Samsun Kök Hücre Derneği Başkanı Prof. Dr. Gülsen Ökten, kök hücre naklinin son 15 yılda parkinson, alzheimer gibi hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığa umut olduğunu belirterek, ”Yakın gelecekte kalp krizi, bağırsak iltihabı ve organ naklinde de kullanılacak olması heyecan vericidir” dedi. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘1’nci Uluslararası Katılımlı Kök Hücre Sempozyumu’na 9 ülkeden 50 bilim adamı konuşmacı olarak katıldı. 3 gün sürecek olan sempozyumla ilgili bilgi veren Samsun Kök Hücre Derneği Başkanı ve OMÜ Tıp Fakültesi Tıbbı Biyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gülsen Ökten, Türkiye’de 1980’li yıllardan bu yana kök hücre nakillerinin bir çok hastalıkta tedavi amaçlı kullanıldığını belirterek şunları söyledi: “Son dönemlerde tartışma konusu olan ise, kök hücrelerin rejeneratif tıpta, yani hasarlı dokuların tamirinde kullanılmasıdır. Bu konuda dünyanın bir çok ülkesinde elde edilen sonuçlar ümit vericidir. Kök hücre çalışmaları yakın gelecekte rejeneratif tıpta çığır açacak şekilde gelişmektedir.” Organ naklinde kullanılma ihtimali Son 15 yılda parkinson, alzheimer gibi hastalıklar başta olmak üzere bir çok medikal yöntemlerle tedavisi mümkün olmayan hastalığa kök hücre naklinin umut olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülsen Ökten şöyle devam etti: “Yakın gelecekte kök hücre tedavilerinin kalp krizi, bağırsak iltihabı ve organ naklinde kullanılacak olma ihtimali heyecan vericidir. Ancak bu yaklaşımların klinikte uygulanmasından önce üstesinden gelinmesi gereken önemli sorunlardan bazıları ise hangi hastalıklarda hangi kök hücre kullanılmalı, kök hücre hangi yolla verilmeli, hastalığın kökeninde genetik bir bozukluk söz konusuysa, böyle bir kişinin kök hücrelerinin izole edilerek aynı kişiye nakledilmesiyle sorun çözülebilir mi? Bu aşamada özellikle hangi tip hücrelerin uygulanacağı konusunda etik tartışmalar tüm dünyada devam etmektedir.” Yapılan sempozyuma katılan bilim adamları, 3 gün boyunca ‘Embriyonik kök hücre, Nöral kök hücre, Onkolojide kök hücre’ gibi konularda bildiri sunacak.

15 yıl çok uzun bir süre bana göre ama yinede eğer 15 yıl sonra bu hastalıklar artık tarihe karışıcaksa bu süreye katlanılabilr zaten beklemekden başka bir çaremizde yok

yıllar önce bu uygulama yabılmalıydı ülkemizde bir çok dünyadan geri kalmışlık uygulamaları son dönemlerde geçde olsa cagdaş insanlarımızın hak etdiği türden uygulanmalara başlandı bu çok ama çok önemli bir haber ağır hasta engelli yaşlı yani kişinin kendi kendine yetemediği kişiler çok büyük sıkıntılar çekiyolar hastanede rabor çıkartırken ilaç alırken tıbbi cihaz yazdılırken en önemlisi tedavi olurken artık yakın bir zamanda evde sağlık hizmetinin uygulamaya geçmesiyle bu sıkıntıların bitecek olması gerçekten müjde.. dünyada yabılan işlerin en hayırlı işi insana hizmet işidir bu hizmetlerden dolayı emeği geçen tüm yetkiler e hükümet mensuplarına bakanlık çalışanlarına sonsuz teşekkür etmek bir porç diye düşünüyorum..

bende 2 yıldır kullanıyorum ben gözle görülür bir fayda görmedim şidiye kadar ama piskolojik olarak bacaklarmın tepki vermesi rahatlatıyor biraz beni yakında komplex alıcam onun kasları güçlendirdiği söyleniyor...

çok iyi bir sosyol güvence sistemi toplumda yaşayan bütün herkesin bu imkanın verilmesi büyük bir reform

bu mücadele her şeyi hak eder inşallah maddi kaynak bulur aile ve tedavi süreci devam eder

Ama ölmedi Giriş Saati : 24.09.2010 10:06 Güncelleme : 24.09.2010 13:58 Kanadalı iki çocuk annesi Janis Ollson, tümörü almak için ameliyatla vücudu ikiye ayrılan ilk insan oldu. İkinci çocuğuna hamile olan Kanadalı Janis Ollson (31), dayanılmaz sırt ağrısı şikayeti ile doktora gitti. Kemik kanseri olduğunu öğrenen Ollson'ın tek tedavi şansının sol bacağında, pelvisinde ve omurgasında bulunan tümörlerin alınması olduğunu söyleyen doktorlar, genç kadına oldukça "riskli" bir ameliyat teklif ettiler. Bebeğinin doğumundan sonra ameliyata alınan Ollson'un 20 saat süren bir ameliyat sonucunda pelvisi ve bacakları gövdesinden ayrıldı ve tümörden arındırıldı. Ardından bu sefer 8 saat süren ikinci bir ameliyatta kesilen sol bacağının kemiği yardımıyla, pelvisi ve sağ bacağı tekrar vücuduna monte edilen Ollson, ameliyatla parçalara ayrılan vücudu tekrar bir araya getirilerek hayatta kalmayı başaran ilk insan olarak da tarihe geçti.