ahmet_t12

Üye
  • İçerik sayısı

    628
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    26

ahmet_t12 kullanıcısının paylaşımları

  1. 2 gb üzeri flahs belleginizi de ram olarak kullanabirsiniz tabi işletim sisteminiz vista yada windos 7 olma şartı ile not : bu yöndem daha verimli çalışır sanal bellek den
  2. Akülü Sandalye Arızası

    ilgin için tşk aynı durum bir baska arkadaşımın başına gelmiş dün tlf görüştük istanbul karaköyde aküsünü degiştirmişler o kadar 80 lira ya oraya götürücem ayrıca bu akulu arabların 4 aydabır akusunun degısmesı lazımmış
  3. Arılar Çaresiz Hastalığa Deva Oldu

    daha öncede latin amerikada 20 yıllk felçli birini örümcek ısırmış ve adam ayaga kalkmıştı bilim bu konu üzerine gitse bizim içinde kök hücre olayına bir altanatif olur ama bu işler le nedense kimse uğraşmıyor çinliler bu işi gerçekten biliyor insan anotomisini adamlar 5000 yıl önce çözmüşler.. maddi durumum bide ingilizcem olsa hiç düşünmeden bende kendimi uzak doguya atardım:)
  4. Hastane infeksiyonları nedeniyle her yıl yaklaşık 3 bin çocuk yaşamını yitiriyor. 05 Nisan 2010 Pazartesi, 09:53:40 Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği tarafından Antalya'da düzenlenen ‘Hastane İnfeksiyonları Kongresi', çarpıcı sonuçları ortaya koydu. Dernek Başkanı Prof. Dr. Sercan Ulusoy, hastane infeksiyonlarının ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada olduğunu söyledi. Her 10 hastadan birinin hastane infeksiyonuna yakalandığını belirten Ulusoy, dünyada ise her yıl 99 bin kişinin hastane infeksiyonları nedeniyle yaşamını yitirdiğini kaydetti. ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA DÖRDÜNCÜ Bu yıl 5'incisi gerçekleştirilen kongreye yurtiçinden ve yurtdışından 700 uzman katıldı. Kongre sonunda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Dernek Başkanı Prof. Dr. Sercan Ulusoy, infeksiyonların hastanede yatış süresini uzattığı, ölüm oranlarını arttırdığı ve maliyetin yükselmesine sebep olduğunu belirtti. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her 10 hastadan birinde hastane infeksiyonu görüldüğü kaydeden Prof. Ulusoy, bu sorunun gelişmekte olan ülkelerde yüzde 25'lere çıktığı açıkladı. Ulusoy, hastane infeksiyonlarının, ölüm nedenleri arasında da kalp hastalıkları, kanser ve beyin kanamalarından sonra 4'üncü sırada geldiğini ifade etti. BİR HASTANEYE MALİYETİ 594 BİN 683 DOLAR Ulusoy, "Yılda 1 milyon 700 bin hasta infeksiyonlar nedeniyle tedavi ediliyor. Ayrıca infeksiyonlar nedeniyle her yıl 3 bin çocuk yaşamını yitiriyor. İnfeksiyonun bir hastaneye yıllık maliyeti ise 594 bin 683 dolar" dedi. HASTAYA ÇİÇEK YERİNE KOLONYA GÖTÜRÜN Türkiye'de artık küçük ilçelerde bulunan devlet hastanelerinde bile infeksiyon ile mücadele edildiğini belirten Uzm. Dr. Başak Dokuzoğuz da, hasta infeksiyonu kontrolünde hasta ziyaretlerinin de çok önemli olduğunu söyledi. Türk toplumunun geleneklerinde hasta ziyaretlerinin önemli bir yer tuttuğuna değinen Dokuzoğuz, "Türk toplumu için çok önemli olan hasta ziyareti, hastanın infeksiyon riskini arttırıyor. Hasta ziyaretine giderken onlara verdiğimiz çiçekler, hasta için çok büyük bir risk oluşturuyor. Bu nedenle en sağlıklı olanı hastaya çiçek yerine kolonya hediye etmek. Ayrıca mümkün olduğunca az ve kısa ziyaretler yapmamız gerekiyor" diye konuştu. SAĞLIKÇILAR ELLERİNİ SÜREKLİ YIKAMALI Hastane infeksiyonlarının önlemenin en kısa yolunun el yıkamak olduğunu belirten Genel Sekreter Serhat Ünal, ise "Eller her türlü mikroorganizmalara aracılık edebiliyor. Hastane infeksiyonlarının yayılmasında birinci faktör sağlık personelinin elidir. Sağlık personelleri bir hastayı kontrol ettikten sonra mutlaka ellerini yıkamalıdır. Böylece infeksiyon riskini en aza indirebiliriz. Ayrıca gereksiz antibiyotik kullanımına son verilmelidir. Çünkü fazla antibiyotik tüketimi hastane infeksiyonuna direnci azaltır. Ameliyat olacak olan hastanın ameliyattan önce mutlaka sabun ve su ile duş alması gerekir. Doktorların da mutlaka hastaları muayene ederken ellerini dezenfekte etmesi gerekir" şeklinde konuştu. AHT
  5. Poljac'tan Kötü Haber

    Konyaspor Kulübü Başkanı Bahattin Karapınar, 2 Nisan'da trafik kazası geçiren futbolcu Branimir Poljac'ın bundan sonraki hayatını yüzde 90 tekerlekli sandalye ile geçireceğini belirtti. Bazı ziyaretler için Konya'ya gelen Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hakkı Akil, Tatlıcak Tevfik Lav Tesisleri'nde Karapınar ile görüştü. Karapınar, Poljac'ın geçirdiği kaza nedeniyle Pazar günü oynanan Hacettepe maçında sporcuların morallerinin bozuk olduğunu belirterek, maçın ertelenmesi için Türkiye Futbol Federasyonu'na yaptıkları başvurunun olumsuz karşılandığını ifade etti. İki günde kalan kadroyla gece gündüz maç hazırlığı yaptıklarını dile getiren Karapınar, maçta yenildiklerini söyledi. Konyaspor'un Hırvat asıllı Norveç vatandaşı futbolcusu Branimir Poljac ve kardeşinin, Pazar günü kaza geçirdiğini hatırlatan Karapınar, ''Poljac, bundan sonraki hayatını yüzde 90 tekerlekli sandalyeyle geçirecek. Kollarında ve göğüs kaslarında az da olsa hareketlenme var. Tekerlekli sandalye ile yaşamaya devam edecek biri için kolların çok önemli olduğunu biliyoruz. Doktorlar kollarını kurtarmaya çalışıyorlar'' dedi. KAZA Konyaspor'un Hırvat asıllı Norveç vatandaşı futbolcusu Branimir Poljac ve kardeşi Mario'nun içinde bulunduğu 42 BN 419 plakalı otomobil, 2 Nisan'da Mobilyacılar Üst Geçiti'nde bariyerlere çarparak, yaklaşık 7 metre yükseklikten sonra düşmüş, kazada, araçta bulunan Konyasporlu futbolcu Branimir Poljac ve kardeşi Mario yaralanmıştı.
  6. İngiltere'de 100 numaranın üzerinde sutyen takan Claire Smedley (27), az kalsın birlikte olduğu erkek arkadaşının ölümüne neden oluyordu. 3 çocuk annesi Smedley, 27 yaşındaki erkek arkadaşı Steven ile seks yaparken yüzüne göğüslerini koydu. Göğüslerin içine gömülen Steven ise bir süre sonra nefessiz kaldı ve hareket etmedi. NEFESSİZ KALDI Bunu fark edip göğüslerinin altından erkek arkadaşını kaldıran kadın, acil servisi aradı. Eve giden sağlık görevlileri nefessiz kalan gence müdahale ederek hayata döndürdü. Yaşadıklarını İngiliz News of the World Gazetesi’ne anlatan Smedley, sevgilisini mutlak ölümden kurtardığını söyledi. Claire Smedley’in göğüslerini yastık gibi kullanmayı çok sevdiğini belirten ve soyadını açıklamayan Steven ise bir daha asla böyle bir şey yapmayacağını açıkladı. Steven, göğüslerin altından çıkmayı ve sevgilisine sesini duyurmayı başaramayınca bir an öleceğini düşündüğünü söyledi.
  7. Sevgilisi, Göğüsleri Altında Ölüyordu!

    ayı yavrusunu severken öldürülmüş derlerdi anlamazdım ne denmek istendigini taki bu habere kadar
  8. Poljac'tan Kötü Haber

    allah şifa ve sabırlar versin zor bir olay !!! size kendimle ilgili bir anımı paylaşım ben kazadan sonra 70 yıl da yatarken beyin cerrahı olan ve sonradan adeta abi kardeş gibi oldugumuz çengiz türkmen bana sen şanslı bir vakasın ahmet demişti ben de ona sormuştum neden şanlıyım başıma gelenler pişmiş tavugun başına gelmemiştir dedim çünkü kök hücre geliyor ve tıp çok hızlı ilerliyor fazla sandalyede oturmuyacaksın senden 5 yıl önce 10 yıl önce felç olanlar senin kadar şanslı degil demişti aradan 5 yıl geçti ve hala oturuyorum nasıl şanslıysam inşaallah bu genç arkadaşımız benden daha şanlı olur ve çabuk ayaga kalkar umarım benim gibi uzun yıllar beklemez
  9. Para Değil Mikrop Makinesi

    ATM'ye dokunan yanıyor! ATM'ye dokunan yanıyor! 05 Nisan 2010 Pazartesi, 13:39:56 Otomatik para makinelerini inceleyen araştırmacılar çoğu ölümcül, çok çeşitli mikroba rastladı. Bunların arasında sadece dışkıda rastlananlar da var. Teknolojinin gelişmesiyle sayıları hızla artan otomatik para makinaları sadece para değil, mikrop da taşıyabiliyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan incelemeye göre, bankamatiklerde dışkılarda yer alan mikroplar, menenjit ve akciğer enfeksiyonlarına yol açan mikroplara rastlandı. Türkiye’de 20 bini aşkın otomatik para makinesi var. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İştar Dolapçı ile öğrencileri Burak Şimşek, Ali Türk, Ashok Paudel, İsmail Selvi ve Mehmet Sertçelik, 2008 Kasım - 2009 Mart tarihleri arasında Ankara Sıhhiye ve Kızılay’da 40 otomatik para makinesi üzerinde hafta içi ve hafta sonu olmak üzere 80 inceleme yaptı. Hastalık tuşlarda Makinelerin tuş ve ekranı üzerinde yapılan 80 incelemenin 78’inde mikroorganizma tespit edildi. Bunların önemli bir bölümü, insan vücudunda da olan, nadiren hastalıklara yol açan mikroorganizmalardı. Ancak bunların yanında çeşitli ciddi hastalıklara yol açacak çok sayıda mikroorganizmaya da rastlandı. İncelemelerin yüzde 15’inde “Non fermenter gram negatif basil”, yüzde 8.75’inde “Gram nefatif enterik basil” adlı mikroplara rastlandı. Bu mikroplar dışkıda yer alıyor. Tuvalet ihtiyacını gideren bir müşteri ya da bu kirliliğin bulunduğu bir eşyayla temas eden kişi, para makinesi aracılığıyla bu mikrobu yayıyor. Bankamatiklerin birinde, zatürre ve menenjite yol açabilecek ‘streptecoccus pneumoniae’ mikrobuna rastlandı. Yine başka bir bankamatikte cilt hastalıkları, abse ve akciğer rahatsızlıklarına yol açan ‘MRSA’ mikrobu tespit edildi. Makinelerin yüzde 6’sında akciğer rahatsızlıklarına yol açabilecek küf mikrobu görüldü. Hastalık yapabilir İncelemelerin yüzde 71’inde “Micrococcus”, yüzde 60’ında “KNS”, yüzde 26’sında “Streptococcus”, yüzde 33’ünde ‘Gram pozitif basil’, yüzde 25’inde ‘Gram pozitif difteroid basil’, yüzde 18’inde “Neisseria” mikroorganizmaları tespit edildi. Bu mikroorganizmalar genelde doğada yaygın olarak bulunup, çok risk yaratmasalar bile bazı zayıf bünyelerde hastalıklara yol açabiliyorlar. Kısa aralıkla temizlenmeli Araştırmayı yapan ekip, para makinelerinde çeşitli hastalık riskinin bulunduğunu saptadıklarını belirterek, hem banka yöneticilerine hem de müşterilere görev düştüğünü bildirdi. Uzmanlar, makinelerin sık sık temizlenip dezenfekte edilmesi, müşterilerin de makineyi kullandıktan sonra ellerini yıkamasının önemli olduğunu söyledi. MİLLİYET
  10. Para Değil Mikrop Makinesi

    iyiki benim internet bankam var elimi hiç paraya sürmeden parayla ilgili tüm işlemleri yabıyorum herkese tavsiye ediyorum özellikle engelli arkadaşlara not : internet bakancılıgıyla ödenen faturadan yada havaleden yada eft den vs vs tüm işlemlerden komüsyon alınmıyor
  11. Pek çok böbrek hastası, malulen emekli aylığı kesilir diye organ naklinden kaçıp diyalize giriyor. Kronik böbrek hastalarının “nakil” geçirmeleri halinde emekli aylıklarının kesilme olasılığı, nakil olması gereken çok sayıda hastanın kâbusu haline gelmiş durumda. Bu korku nedeniyle, vericisi olan hastalar bile maaşları kesilir düşüncesiyle ömür boyu diyalize girmeye mahkûm oluyor. İşte nakil olmayı reddeden hastalar ve yürek sızlatan hikâyeleri... Türkiye’de böbrek nakli olmayı bekleyen yaklaşık 50 bin kronik böbrek hastası var. Sürekli diyalize bağlı yaşamak istemeyen ve nakil olarak bu zorluklardan kurtulacağı günlerin gelmesini bekleyen hastalar ise “malulen emeklilikleri”nin kesilebileceğini duyduklarında çalmadık kapı bırakmamalarına karşın, tatmin edici yanıtlar alamıyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği BÖHAK Genel Sekreteri Fatih Arıcı da, yıllar önce böbrek nakli olan vemalulen emeklilik maaşı kesilen o isimlerden bir tanesi. Konuyu doğrulayan ve 450-750 TL arası maaş alan Bağkur’lularla, 650-700 TL arasımaaş alan SGK’lı hastalarınmağdur edildiğini söyleyen Arıcı, dertlerini ilgilimakamlara defalarca iletmelerine rağmen sonuç alamadıklarını belirtti. NAKİL İSTEMİYORLAR “Bu konuda düzenleme yapılması şart” diyen Arıcı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Organ nakli yapılan kişinin ameliyat sonrasında da hassas bakıma ihtiyacı vardır. Bu kişilerin grip olmaması, ağır işlerde çalışmaması, hijyenik ortamlarda bulunmaları ve kirli hava teneffüs etmemeleri büyük önemtaşır. Ayrıca nakil geçiren kişi günde en az 5 çeşit ilaç kullanmak ve düzenli tetkik yaptırmak zorundadır. Sosyal güvencesi olmayan bir kişinin bu yükün altından kalkmasımümkün değil.” HASTALAR NE DİYOR? ‘Vericim var ama cesaretim yok’ Mehmet Şentürk (42): Hastalığı ortaya çıkmadan önce bir bilgisayar firmasında şoför olarak çalışıyormuş. Sonramalulen emekli olmuş. Bir yıldır haftanın 3 günü diyalize giriyor. “Diyalizden sonra çok kötü oluyorum, o gün başka hiçbir şey yapamıyorum!” diyor. Doktoru “nakli olmanız gerek” dedikten sonra eşinin böbreğinin kendisine uyduğu tespit ediliyor. “İstesem yarın nakil olurum ama korkudan yaptıramıyorum” sözleri çaresizliğini gösteriyor. Ailemi riske atamam Bektaş Tütüncü (50): 2003 yılındamalulen emekli olmuş. 11 yıldır diyalize bağlı yaşıyor ve buna bağlı damar tıkanması nedeniyle kalp ameliyatı geçirdiğini söylüyor. “Diyalize girmekten yoruldum artık yeter!” diyen ve ailesini emeklimaaşıyla geçindiren Tütüncü,maaşının kesilmesi halinde nakil olamayacağını söylüyor ve ekliyor: “Bana bir şey olursa hiç değilse çocuklarımve eşim sigortamdan yararlansın.” DOKTORLAR NE DİYOR? Engelleyici bir faktör Prof. Dr. Alper Demirbaş – Medikal Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Görüşüme göre nakil geçiren hastaların emeklilik haklarının devam ettirilmesi, organ naklinin özendirilmesi açısından çok önemli. Üstelik bu hastaların diyalize girmek yerine nakil olmalarının ve emekliliklerinin kesilmemesinin devletemaliyetinin çok yüksek olmadığını düşünüyorum. Nakil sonrasında hastaların düzenli kontrol ve tahlilleri olduğu ve ömür boyu ilaç kullanmaları gerektiği de unutulmamalı. Uygulamayı bu anlamda engelleyici bir faktör olarak görüyorum. Çözülmesi şart Doç Dr Barış Akin - JFKHastanesi Organ Nakli Direktörü Nakil olduktan sonra malulen emeklilik haklarının ortadan kalkacağı korkusuyla birçok diyaliz hastası, canlı vericisi olduğu halde beklemeye devamediyor. Ülkemiz koşullarında sağlıklı kişiler bile işsiz gezerken böbrek nakli olmuş bir hastanın iş bularak ailesini geçindirmesini hayalci bir yaklaşımolarak görüyorum. Nakil olan her hastanın diyalize bağlı sağlık giderlerinin ortadan kalkacağı göz önünde bulundurulursa, devlet ödeyeceği emeklimaaşının onlarca katı paranın kasasından uçup gitmesini önleyerek daha çok kazanacaktır. SGK: Hasta iyileşirse çalışma hayatına döner Yönetmeliğimiz, Arıza - Hastalık Listesi böbrek başlığı altında yer alan, “Diyaliz gerektirir böbrek hastalıkları veya böbrek fonksiyonlarının transplantasyona rağmen tekrar bozulması” halinin tespiti durumunda, hastanın çalışma gücünü kaybettiği (maluliyet) kararı verilmektedir. Transplantasyon sonrası yapılan kontrol muayenesine istinaden takip ve tedavinin gerçekleştiği sağlık kuruluşundan temin edilen sağlık kurulu raporu göz önüne alınarak değerlendirme yapılmaktadır. Söz konusu sağlık kurulu raporunda, böbreğin tamamen fonksiyonel (normal) olduğunun ifade edilmesi halinde sigortalı veya hak sahiplerinin çalışma hayatına dönebileceği kararı verilmektedir. Aksi takdirde maluliyetleri devam etmektedir. ‘Nakil olanların aylıkları kesiliyor’ Ali Tezel (Sosyal Güvenlik Uzmanı) Haftada üç gün veya daha fazla diyalize bağlı kalması gereken böbrek hastaları, eski 506 ve 1479 ile yeni 5510 sayılı kanunlar gereğince, yüzde 60 ve daha fazla oranı, meslekte kazanma gücü kaybı var denilerek, yeteri kadar prim ödeme günü varsa malulen emekli edilmektedir. SGK üzerinden böbrek nakli yaptıranların maluliyetlerine ise “Artık böbrek rahatsızlığı kalmadı!”
  12. '450 lira için diyalize razıyım'

    adam a bakın ya bu kadar da olmaz yani ne demek bu ya saglık dan daha kıymetli bir şey oldugunu anlamamış savunmasıda saçma ailesini düşünüyormuş şahsen benim ailemde biri diyaliz hastası olsa kahırtan üzüntüden hayat dan bezerdim ne kadar hayatı kaliteli yaşasamda bir anlam ifade etmez bana yakınımın canının yanması her gün diyalize mahkum olması sizide rahatsız etmezmi dostlar yani bide 450 lira yani degermi ya adam bir köşede simit satsa yine o parayı kazanmazmı ? sgk nında artık ileri düşünmesi lazım diyaliz tedavisi için daha fazla masraf oldugunu hesaplayamıyolarmı çok enteresan organ naklini yabsınlar lanet olsun sonrada adam alırsa alsın maaşını hiç degilse daha az masrafı olur devlet e
  13. [Soru] Psikologlardan Destek Aldığınız Zamanlar Oldu Mu ?

    çok geçmişler olsun abicimm insan oglu işte başka ne denilebilirki allah bu kadar dert başka hangi varlıga verebilirki işte insan oglu bu yüzden allahın yaratdıgı en üstün varlık hayat ın acısı olamasıydı tatlının ne anlamı kalırdı misali bir durum senin ve bizim içinde bulundugumuz durum inanmak çok güzel bir şey insanın içinde allah korkusu olması çok güzel bir şey bana göre hayat iki anlamlı 1. bu yalan dünya 2. gerçek hayat sonsuz hayat olan ahiret acılar elbet gecer gider bu dünyada önemli olan ahiret de acı çekmemek ben bu dönemde ne yazikki imandan uzaklaştım bazen çok kötü şeyler yabıyorum şeytan giriyor içime allah af eder inş.. senin adına çok sevindim abi tabiki son durumununa allah bozmasın çok şükür doğru yolu bulmuşsun
  14. Sanayi Bakanı Ergün, Türkiye'nin 2011 yılından itibaren elektrikli araç üretimine başlayacağını belirtti ve kamu filolarında bu araçların kullanılacağını kaydetti. ntvmsnbcGüncelleme: 16:52 TSİ 01 Nisan. 2010 PerşembeANKARA - Türkiye otomotivde yeni bir döneme hazırlanıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin 2011'den itibaren elektrikli otomobil üretimine başlayacağını söyledi. Ergün, "Sizlere elektrikli otomobil tahsisi planlarımız da var. Hem bunu şehir içlerinde piyasa gözetim denetim faaliyetlerini yürütürken kullanacağınız araç olarak düşünün, hem de 2011'den itibaren Türkiye elektrikli araç üretimine de başlayacaktır ve kamu filolarının bu teknolojiyi teşvik amacıyla bu şekilde oluşturulmasına biz öncülük etmiş olacağız" dedi Ergün, insan sağlığını ve güvenliğini merkez alan yeni ve yoğunlaştırılmış bir denetim sürecini başlatmakta olduklarını vurguladı. "Piyasayı güvensiz, kalitesiz ve standart dışı ürünlerden temizleme konusunda kararlıyız" dedi. Sanayi Bakanı şunları söyledi: "3G mobil modemli dizüstü bilgisayarlar Adana'da yapılan bir denetimin aynı anda İstanbul'da izlenmesine imkan vermiş olacaktır. Böylece işlemleri hızlandıracak ve yıllık 200 bin sayfa kağıt ve posta giderlerinden de tasarruf sağlamış olacağız. Hiç kimsenin vatandaşlarımıza can ve mal güvenliği açısından tehdit oluşturacak ürünleri satmaya hakkı olamaz. Bunu yapanlar ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacaklarını bilmelidirler."
  15. Devlet Elektrikli Otomobil Kullanacak...

    bakan güzel müjdeler vermiş teknolojiyi kullanarak daha çevreci türkiye için ama benim eleştirim var akp hükümetlerinin cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümetleri bulmama rağmen yanlışları da var mesala çevre konusuda neden dünya nükleer enerjiyi terk ederken biz niye o doga harikası karadeniz kıyılarına nükleer santlarler kuruyoruz hemde etkisi 100 yıllar süren radyosyon tehlikesi de çabası ülkemiz jeolojik olarak harika bir yerde ege kıyıları rüzgar enerjisi için kullanılabilir ben gökçe adaya gidince görüyorrum mesala dünyanın en iyi sörfçüleri orda hepsi böle bir rüzgar yok diyiyolar dünyanın baska yerinde akdeniz in güneşinden karadenizin yagmurundan da faydalanabilir hem yeni iş kolları oluşup istihdamada fayda saglar evrenin en güzel gezegeni dünyayı ve dünyanın en güzel ülkesi türkiyeyi kirletmemek lazım sonra doganın intikamı misliyle agır oluyor..
  16. [Soru] Psikologlardan Destek Aldığınız Zamanlar Oldu Mu ?

    kazadan sonra fizik tedavi görürken psiyatri getirdiler toplam konuşmamız 5 dakika sürdü ben anlam veremiyorum piskelogla ra dertlerimi paylaşmak hoşuma gitmiyor eger paylaşıcak olsamda piskelog a gerek yok dostumun biriyle paylaşırım ama her insanda farklı tabiki bu bilim dalının öncüsü ünlü alman düşünür flood insan oglu buz dagının görünen yüzüdür asıl kişilik derinlerdedir gibi bir şey demişti. sonuçta emek verip 4 yıl bu konuları okuyolar piskeloglar haklarını yememek lazım not: bu arada kazada beraber oldugum akrabalarımdan biri 6 yıldır sürekli piskelog pisikyatristlerle tedavi oluyor ama ben yakını olarak bir farklık göremedim daha
  17. Evlilik sigara içiriyor

    A.A 29 Mart 2010 Doğu Karadeniz'deki 5 ilde 6 bin 103 kişinin katılımıyla yapılan araştırma sigara içimi gerçeğini ortaya çıkardı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesince Doğu Karadeniz'deki 5 ilde 6 bin 103 kişinin katılımıyla yapılan araştırmada, “günlük sigara içenlerin” en çok 30-39 yaş grubundaki erkekler olduğu tespit edildi. KTÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Topbaş, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Çan, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haşim Çakırbay, Yrd. Doç. Dr. Murat Karkucak ile Yrd. Doç. Dr. Erhan Çapkın'ın katılımıyla Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sigara içme sıklığını tespit etmek amacıyla çalışma yaptıklarını belirtti. Sigaranın günümüzde önde gelen ölümcül hastalıkların önlenebilir nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Topbaş, “Sigara içme, uzun yıllardan beri zevk verici bir alışkanlık olarak toplumda kabul görmüş, ancak sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte dikkat çekmeye başlamıştır” dedi. 10 SANİYEDE 1 KİŞİNİN YAŞAMINI YİTİRMESİNİN SEBEBİ Topbaş, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) sigarayı dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını olarak tanımladığını anımsatarak, “DSÖ verilerine gere her 10 saniyede 1 kişi tütün ürünlerinin sonuçlarına bağlı nedenlerden hayatını kaybetmektedir” diye konuştu. Her yıl 500 milyar sigara üretildiğini vurgulayan Topbaş, “Dünya çapında 1.2 milyar kişi sigara içmektedir. Sigara içenlerin büyük kısmı gelişmekte olan ülkelerde yaşamakta ve büyük kısmını erkekler oluşturmaktadır. Dünya genelini kapsayan tahminlerde erkeklerde sigara içme sıklığı yüzde 47, kadınlarda ise yüzde 12'dir” dedi. EVLİ ERKEKLER DAHA ÇOK SİGARA İÇİYOR Doç. Dr. Murat Topbaş, çalışmanın Trabzon, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane merkez ve ilçelerinden toplam 6 bin 103 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiğini, katılımcılara DSÖ ve İngiltere Sağlık Eğitim Kurumu'nun kullandığı anketi uyguladıklarını söyledi. Katılımcıların 3 bin 84'ünün (yüzde 50.5) erkek, 3 bin 19'unun ise (yüzde 49.5) kadın olduğunu belirten Topbaş, şöyle devam etti: “Sonuçlara göre erkekler arasında sigara içme sıklığı yüzde 53.2, kadınlar arasında ise yüzde 20.4 olarak tespit edilmiştir. Kadınlar ve erkekler arasında sigara içiciliği açısından fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Kadınlarda 20-29 yaş grubunda, erkeklerde ise 30-39 yaş grubunda günlük sigara içiciliği diğer yaş gruplarına göre anlamlı olarak yüksektir. Ayrıca lise mezunlarında, bekarlarda ve emeklilerde sigara içiciliği anlamlı düzeyde sıklıkta bulunmuştur.” Verilere eğitim düzeyi yönünden bakıldığında sigara kullanma alışkanlığının erkeklerde ortaokul seviyesindeyken, kadınlarda ise eğitim düzeyi yüksekokul seviyesine gelince daha da arttığının görüldüğünü ifade eden Topbaş, “Meslek gruplarına göre ayrıştırıldığında kadınlarda emeklilerin, erkeklerde ise vasıfsız işçilerin daha çok sigara kullandığı tespit edildi. Medeni durum bakımından ele alındığında kadınlar arasında bekarların daha fazla sigara kullandığı, erkeklerde ise durumun tersine döndüğü ve evli erkeklerin daha çok sigara kullandığı belirlendi” diye konuştu. Topbaş, Türk toplumunda erkeklerin kadınlardan daha fazla sigara içtiğinin bilindiğini anımsatarak, “Çalışmamızda da erkeklerde sigara içme sıklığı kadınların birkaç katıdır. Türkiye'de yapılmış diğer çalışmalardaki sonuçlar da bu yöndedir. Ancak kadınlarda eğitim düzeyi arttıkça sigara içme sıklığının artması da dikkat çekici” dedi.
  18. Evlilik sigara içiriyor

    evilik insanı gerçekten erken öldürüyoruş
  19. İleri evre böbrek tümörlerinde, yeni ajanlar (ilaçlar) umut veriyor. İlgili Haberler ANKARA -Kemoterapiye direnç gösteren ve cerrahi şansı bulunmayan ileri evre böbrek tümörlerinde, yeni ajanlar (ilaçlar) umut veriyor. Yeni uygulanan ilaç tedavileri sayesinde hastaların yaşam sürelerinde anlamlı uzama sağlanıyor. Yeni ajanlar, tümörü tamamen yok edemiyor, ama tümörün gelişmesi uygulanan tedavi ile uzun süre kontrol edilebiliyor. Yeni uygulama ile, tümör üçte bir oranında küçülebiliyor ve yüzde 80 oranında büyümesi kontrol altında tutuluyor. Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Şuayib Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser tedavisinde her geçen yıl bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni tedavi seçeneklerinin ortaya çıktığını söyledi. Geçmişte hiçbir şekilde tedavi edilemeyen kanser türlerinde ilerlemeler olduğunu ve kısa bir süre içinde yaşamını yitiren kanser hastalarının yaşam kalitelerinin arttığını ifade eden Yalçın, bu hastaların özelikle yaşam sürelerinin uzayabildiğini ve kimi kanser türlerinde kökten başarı sağlandığını vurguladı. Yalçın, kanser türleri arasında böbrek tümörlerinin tüm kanserlerinin yüzde ikisini oluşturduğunu, Türkiye'de her yıl yaklaşık 2-3 bin kişiye böbrek kanseri tanısı konulduğunun öngörüldüğünü anlattı. Böbrek kanserlerinin çoğunun, cerrahi operasyonla tedavi edilebildiğini belirten Yalçın, nüks riskinin bir çok hastada az olduğunu, ancak kötü seyreden bazı böbrek tümörlerinin ise metastatik hale gelerek kısa süre içinde hastanın ölümüyle sonuçlanabildiğini bildirdi. YENİ TEDAVİLERDEN FAYDALANMA ŞANSI DOĞUYOR Yalçın, ameliyat şansı kalmamış, kemoterapiye direnç gösteren ileri evre böbrek tümörlerinde son yıllarda özellikle tümörün yapısı ve gelişimi hakkında önemli gelişmeler olduğunu ve yeni tedavi seçenekleri geliştirildiğinin müjdesini verdi. İleri evre böbrek tümörlerinin bundan birkaç yıl öncesine kadar ilaç tedavisine yanıt vermeyen ve kötü seyirli bir tümör olarak listelendiğini ifade eden Yalçın, ileri evre böbrek tümörlerinde yeni kullanılmaya başlanılan ilaçlarla tedavi başarısının arttığını söyledi. Uygulanan yeni tedavilerin hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasına olanak tanımadığını, ancak tümörün büyümesini engellediğine dikkati çeken Yalçın, şunları kaydetti: ''Maalesef, yeni ajanlar, tümörü tamamen yok edemiyor, ama düne kadar kısa bir süre içinde yaşamını yitiren hastalara, bugün daha uzun ve daha kaliteli bir yaşam olanağı tanıyabiliyor. Tümörün gelişmesi uygulanan tedavi ile uzun süre kontrol edilebilir hale geliyor. Yeni uygulama ile, tümörün yüzde 30-40 oranında küçülmesi ve tümörün büyümesi yüzde 80 oranında kontrol altında tutuluyor. İleri evre böbrek kanseri hastalarında bundan önce ortalama yaşam süresi önemli ölçüde uzayabiliyor. Hastanın yaşam süresinin uzaması da hastanın bu dönem içinde gelişebilecek ve uygulanacak yeni tedavi seçeneklerinden faydalanma şansını doğuruyor.'' TEDAVİ İÇİN UYGUN OLDUĞUNUN SAPTANMASI GEREKİYOR Prof. Dr. Şuayib Yalçın'ın verdiği bilgiye göre, hedefe yönelik ajanların bir kısmı Türkiye'de kullanılıyor. Bu alanda SGK tarafından ödeme kapsamında olan 3-4 ilaç bulunuyor. Bunlara yenilerinin eklenmesi bekleniyor. Şu anda uluslararası ortak yürütülen faz çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda, Türkiye'de ruhsatlı olmayan, ancak uluslararası klinik çalışmalar kapsamında hastaya verilebilen ilaçlar bulunuyor. Hastaların, bu yeni ajanlardan yararlanabilmesi için tümörün evresinin ve bugüne kadar aldığı tedavi şekli önem taşıyor. Tedavi şeklinin seçiminde hastaların durumunu göz önüne alınıyor ve buna göre tedavi planlanıyor. Bu ilaçlar her hasta için uygun olmayabiliyor.(A.A)
  20. Kola Severlere Kötü Haber...

    Bu araştırma kola severlerin iştahını kaçıracak. 01 Nisan 2010 Perşembe, 14:23:54 Yapılan bir araştırmada kolanın erkeklerin sperm kalitesini düşürdüğü iddia edildi. Danimarkalı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırma aşırı kola tüketiminin erkeklerdeki sperm kalitesini düşürdüğünü ortaya çıkardı. Kola severlerin iştahını kaçıran bu araştırma başta Danimarka kamuoyu olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde şaşkınlık meydana getirdi. Araştırma Güney Danimarka Üniversitesinden Profesör Tina Kold Jensen tarafından yapıldı. Doğal ilaç uzmanı olan Prof Jensen, 2 bin 500 civarında Danimarkalı genç erkekten alınan sperm örnekleri üzerinde yaptığı araştırmalar neticesinde; aşırı kola tüketiminin sperm kalitesini ciddi oranda düşürdüğünü ortaya çıkardı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Prof. Tina Kold Jensen, günde bir litreden fazla kola içen gençlerin çok düşük sperm değerlerine sahip olduğunu belirtti. Danimarka'da büyük ses getiren araştırma ABD'de de ilgiyle takip ediliyor. Ülkenin önde gelen tıp dergilerinden biri olan Amerika Epidemoloji Günlüğü araştırma sonuçlarını aktaran bir yazı yayınladı.
  21. Kola Severlere Kötü Haber...

    aman erkek arkadaşlar dikkat biz bu spermleri sokaktan toplamıyoruz geleneksel içkilerimizi içmekte yarar var ayran'şerbet've rakı gibi atalarımız bu işi biliyormuş
  22. Sizce Ne Yapmalıyım

    ben olsam işe geri dönüşü hayat da düşünmezdim bile. çünkü beni istemeyen insanlarla nasıl bir araya gelip yüzlerine bakalım ben tazminatımı alıp güle güle derdim karar senin tabiki senin neler yaşadıgını kimse bilemez onun için vericegin her karar dogru karar olucaktır...
  23. Görme engelliler için yeni biyonik göz yapıldı. 31 Mart 2010 Çarşamba, 09:15:34 Avustralyalı bilim adamları, görme engelliler için bir biyonik göz prototipi geliştirdi. Avustralya Başbakanı Kevin Rudd, 39 milyon dolar bütçe ayırdıkları projenin gelmiş geçmiş en önemli tıbbi buluşlardan biri olabileceğini söyledi. Rudd, “Biyonik göz projesi, Avustralya’yı bu tip araştırmalarda bir adım öteye götürecek. Hem Avustralya, hem de tüm dünyada binlerce görme engellinin görmesini sağlayacak” dedi. Ameliyatla göze “implant” olarak takılan cihaz, hem genetik kaynaklı görüş kaybına, hem de ilerleyen yaşla birlikte göz kaslarında meydana gelen bozulma sonucu ortaya çıkan görme kayıplarına karşı kullanılabilecek. Biyonik göz şöyle çalışıyor: Gözlük biçimindeki kamera, görüntüleri, cepte taşınan küçük bir cihaza gönderiyor. Cihaz, görüntüleri işleyerek sinyal olarak göze takılan implanta gönderiyor. İmplant, görüntüyü retinadaki sağlam sinirlere ve beyne aktarıyor. Böylece cihazı kullanan kişi, çevresini çok rahat görsel olarak algılayabiliyor. Bilim adamları, biyonik gözün test aşamasında olduğunu ve bir insana ilk kez 2013 yılında yerleştirileceğini de bildirdi. kaynak : Görme engellilere umut ışığı - Habertürk
  24. Kız Kardeşimin Hikayesi

    merhaba sinema sever arkadaşlar yaklaşık 1 ay önce indirmiştim Kız Kardeşimin Hikayesi filmini köşede bir yerde bekliyordu biraz önce izledim ve gerçek den arşivlik bir film oldugunu anladım uzatmaya gerek yok bir an önce bu film i izleyin çok şey öğreniceksiniz ve hayata farklı bir gözle bakıcaksınz .. dram dalında izledigim en iyi 2. filmlimidi 1 .film de içimdeki deniz filmiydi bu iki filmi şiddetle tavsiye ediyorum film izlemek istiyorum ama nasıl diye düşünen arkadaşlar bana özel mesaj atın link gönderip yardımcı oıiyim yada google film isimlerini yazıp aratın yüzlerce secenek cıkar karşınıza not site yöneticisne : resim eklemiyoz bu tür konular da can bu konuya bir çözüm bulsan süper olur
  25. Akülü Sandalye Arızası

    teşekkürler arkadaşlar perpaya götürsem daha saglam olur galiba önce bir telefon edip ön bilgi alıyım zaten şimdi yabtırmayı düşünmüyorum çünkü kullanmıyorum ama hazırda bulunmasını istiyorum eger perpa yabarız bir daha arıza vermez kullanmasanda derse hemen yabtırıcam