ahmet_t12

21 Nisan – 30 Nisan BEYAZ Tutkulu ve hırslıdır. Bu yüzden de çabuk kıskanır ve her şeye kolay tepki veremez.Asil bir ruhu vardır, takdir etmeyi de bilir.Bazen kandini diğer insanlardan farklı ve üstün görür. ben böyle biri değilim galiba yada dogum günüm karışmıştır

tşk paylaşım için bitkilerin şifa verdiğine inanan biriyim samrısak zaten doğal antibiyotik ben deniyiceğim şahsen

tabiki istediğin her şeyi paylaşabilirsin neyi paylaşıp paylaşmıcagın benim haddime değil ben seni değil yazıyı eleşdirdim paylaşımın içinde teşekkür ilk mesajda unutmuşum

alıntı mantıksız bence yani şimdi tüm muhtaçlar hastalar öksüzler vs vs bunların hepsi ataistmiymişki allah bunları kendi hallerine bırakmış şaçma bir yazı allahın varlığını ispat edecek daha güzel mantıklı cevaplar var..

150 bin dolarmı ben o kadar etmemki kendıme robot alıyım iyi haber yinede yaygınlaşdıkça fiyat da düşer tşk zeynep payalaşımın için.. biraz araştırdım videosunu buldum merak edip görmek istyenler buyrun: http://www.haber7.com/video-galeri.php?cID=5819

bazen geceleri kimse duymadan ağlarım kim demiş erkekler ağlamaz diye şaşarım bu söze . erkeklerin elleri yokmudur gözleri duyguları yokmudur etimizi kesseniz kanamazmı gıdıklarsanız gülmezmeyiz zehirlerseniz ölmezmiyiz ve haksızlık yabarsanız intikam almazmıyız. venedik taciri romanından alıntı yaptım evet ağlamak güzeldir en azından hayat da ağlamasaydık gülmenin nasıl bir duygu olduğunu nasıl anlardık...

önce hocayı kutlamak gerek cesaretinden dolayı ama bilim de özelliklede tıp da çok dikkatli olmak lazım bu hücler hakkında hoca da net bilgi yok bilmiyoruz diyo ama uygulamış hastaya allah dan başalılı olmuş aksi bir durumda hem hocanın hemde hastanın hayat ı karalırdı. ve bence bakanlık bu konuyu inceler zaten bakanlık onayı şart kök hücre için eger izinsiz onaysız uygulansaydı kök hücre bende çoktan denerdim şansımı neyse bu konu hakkındaki gelişmeleri dikkatle takip etmeliyiz.. paylaşım için saol derinceli..

herşey gönlünce olsun nazmiye bence insanoğlunun başaramayacağı çok şey var bu dünyada yeterki istesin...

sanal alemdeki mutluluklarını gerçek hayat a taşımışlar inşallah mutlu olurlar...

Sağlık Bakanlığına, çeşitli branşlarda toplam 2 bin özürlü personel alınacağı bildirildi. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, 657 sayılı kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri gereğince taşra teşkilatına ilk defa devlet memuru olarak atanmak üzere çeşitli branşlar için yapılacak sınavlara başvurular, 19 Temmuz Pazartesi günü başlayıp 9 Ağustosta sona erecek. Başvurular, sınava girmek ve atanmak istenilen il sağlık müdürlüklerine yapılacak. Adaylar, il sağlık müdürlüklerinde oluşturulacak sınav başvuru bürolarında görevlendirilecek kişiler vasıtasıyla ''www.yenipbs.saglik.gov.tr'' ve ''www2.yenipbs.saglik.gov.tr'' internet adreslerinden başvuru yapacaklar. Adaylar, sadece bir ilde görevlendirilmek için başvuruda bulunabilecekler. Yapılacak sınav sonucunda, başarı puan sıralamasına göre başvuruda bulunulan ile ayrılan kadro sayısı kadar atama yapılacak. Sınav tarihi ve özürlü personel alımıyla ilgili ayrıntılı bilgi ''http://personel.saglik.gov.tr'' internet adresinden ilan edilecek. Alınacak Branşlar ve Toplam Sayıları: Branş Alınacak Kişi Sayısı ----- -------------------- Diş Tabibi 20 Eczacı 30 Hemşire 150 Ebe 150 Biyolog 20 Diyetisyen 30 Çocuk Gelişimcisi 15 Fizyoterapist 20 Psikolog 20 Sosyal Çalışmacı 15 Sağlık Teknikeri-Sağlık Teknikeri 10 Sağlık Teknikeri-Laboratuar 15 Sağlık Teknikeri-Röntgen 15 Sağlık Teknikeri-Anestezi 10 Sağlık Teknikeri-Acil Tıp (İlk ve Acil Yardım) 5 Sağlık Teknikeri-Diyaliz 5 Sağlık Teknikeri-Çevre 10 Sağlık Teknikeri-Tıbbi Sekreter 30 Sağlık Teknikeri-Diş 10 Sağlık Teknikeri-Ortopedi 10 Sağlık Teknikeri-Odyometri 20 Sağlık Memuru-Laboratuar 25 Sağlık Memuru-Röntgen 25 Sağlık Memuru-İlk ve Acil Yardım 5 Sağlık Memuru-Anestezi 20 Sağlık Memuru-Çevre 25 Sağlık Memuru-Tıbbi Sekreter 60 Sağlık Memuru-Diş 15 Sağlık Memuru-Ortopedi 15 Sağlık Memuru-Toplum Sağlığı 20 Memur 800 Mühendis 10 Tekniker 10 Teknisyen 10 Hizmetli 350

biz sonradan engelli olduğumuz için engelli olduğumuzda belli bir işimiz ve eğitimiz bulunuyor yani doğuştan bir engellinin okumak için verdiği zorlukları çekdikleri çileyi hayat a tutunma çabasını çırpınışını en azından maçın ikinci yarısından itibaren çekiyoruz.. inşallah bu açılan kadrolarda tahsilini tamamlamış engelli bireyler iş sahibi olurlar.. ve emeklerinin karşılığında en azından bir iş sahibi olurlar.. ayrıca ünüversite yüksek okul vs vs bitiren engellilerin hemen istihdam etmesi lazım devletin..

mirac kandili bütün insanlıga hayırlar getilir inşallah hastalar a şifa ölüler e rahmet diliyorum..

israil sağlık alanında da çok ileri her konuda olduğu gibi bu gibi insani çalışmalar bütün insanlığın faydasına olduğu için başalılar diliyoruz israil li bilim adamlarına tez zamanda uygalanır inş ayrıca bu yöndem omurilik felçlerinde kullanılabilr gibi geldi bana bilgi paylaşımın için çok teşekürler zeynep...

Aşk kıl kadar bile varlık bırakmaz. Sen bir gölge varlıksın, fakat güneşe aşıksın; güneş gelince, gölge yok olur gider. Kaybettiğin herşey başka bir surette tekrar gelir yani aşk ebedidir sadece suret değiştirir...

Uzun süredir görme engelliler hakkında yapılan araştırmalar nihayet binlerce insana umut olacak sonuçlar vermeye başladı. İşte belirli koşullarda kör olanları ışığa kavuşturacak buluş. İtalya'nın Modena Üniversitesi'nde yapılan çalışmalar dünya üzerindeki görme engellilere umut verecek gelişmeler yaşanmasını sağladı. Gönüllüler üzerinde yürütülen deneyler iki bölüme ayrılmıştı. İlk bölümde körlüğün beyin üzerindeki etkileri incelenmeye başlandı. Bu araştırmanın hedefi ise bazı görme engellilerin içgüdüsel olarak etraftaki eşyaları nasıl hissettiğini bulmaktı. Uzmanlar bu yeteneğin beyinde bulunan bir bölgeyle ilgili olduğunu keşfettiler. Araştırma yeni bir umuda dönüştü Keşfi yapan uzmanlar bu bölgenin dışarıdan müdahaleyle aktif olabileceğini, böylece tüm görme engellilerin aynı hisse kavuşabileceklerini düşünüyor. Kör insanların hayatını değiştirecek diğer buluş ise belirli şartlar altında onların görmesini sağlayacak. Kök hücre tedavisi sayesinde kimyasal tozlar ya da ısıdan dolayı kör olan insanların tekrar görme yeteneklerine kavuşmaları sağlandı. New Scientist dergisinin projenin başındaki uzmanlarla yaptığı röportaja göre, şimdiye kadar araştırmaya gönüllü olan 107 hastadan 82'si tekrar görmeye başladı. Araştırmanın sonuçları tıp dünyasının ünlü yayınlarından The New England Journal of Medicine'da yayınlandı. Uzmanlar, kök hücre tedavisinin tüm görme engellilere umut olabileceğini düşünüyorlar.

kök hücre artık inşallah tedavi şekli olur deney amaçlı operesyonların çoğu başarılı örnek de olduğu gibi..

Başkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde öğrenim gören engelli bir genç, kendisi gibi ellerini kullanamayanlar için göz hareketleri ile çalışan ''sanal fare'' geliştirdi. Engelli genç, web kamerayı infrared kameraya dönüştürerek fareyi göz hareketleri ile ilişkilendirmeyi başarırken, sistemde kırpılan göz de ''tıklama'' işlevini yerine getiriyor. Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde öğrenim gören Giray Sercan Özcan, 5 yaşındayken omuriliğinde tespit edilen tümör nedeniyle, vücudunun sağ kısmında felç meydana geldiğini söyledi. Felç nedeniyle kısmi engelli olarak yaşamını sürdürmeye devam ettiğini belirten Özcan, yeni bir şeyler üretmedeki heyecanı karşısında da mühendislik fakültesini tercih ettiğini anlattı. Gerek üniversite, gerekse sosyal yaşamında zaman zaman bilgisayar kullanımı nedeniyle sıkıntı yaşadığını belirten Özcan, özellikle bilgisayar faresi kullanımındaki zorluğun, kendisini gözle çalışan fare sistemi geliştirmeye yönelttiğini bildirdi. Danışman öğretim görevlisi Emre Sümer desteği ile yaklaşık bir yıl süren ''sanal fare'' projesini hayata geçirdiğini belirten Özcan, Matlap programı kullanılarak yaptığı projesinde yuvarlak cisimleri bulma algoritmasından faydalandığını kaydetti. Maliyeti de düşük olan projesinde web kamerasını infared kameraya dönüştürdüğünü belirten Özcan, program sayesinde gez bebeğinin hareketleri ile fareyi ilişkilendirmeyi başardığını söyledi. -ENGELLİLER İÇİN BÜYÜK KOLAYLIK- Programın özellikle ellerini kullanamayan engelliler için büyük kolaylık getirdiğini ifade eden Özcan, sistemde kırpılan gözün ise farenin sol tıklaması işlevini yerine getirdiğini bildirdi. Farenin hareket ettirilmesi ve tıklanması için Java tarafından geliştirilen robot ve event adlı sınıflardan yararlanıldığını belirten Özcan, programın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ile çok sayıda engellinin ihtiyacına cevap verilebileceğini sözlerine ekledi.

seninle ne kadar gurur duyursa az olur teşekürller giray sercan yıldırım

sevindirici bir haber kısırlık da önemli bir sorun çözüm arayışları başalırı olur inş tşk bilgi için berrin

Nörolojik hastalıkların bir kısmında, kafa travması, inme ve omurilik yaralanmalarında kaybolan yürüme yeteneği yeni geliştirilen Robotik Yürüme Sistemi (lokomat) ile tekrar kazanılabiliyor. Bazı nörolojik hastalıklar, kafa travması, inme ve omurilik yaralanmalarında kaybolan yürüme yeteneği Robotik Yürüme Sistemi (lokomat) ile tekrar kazanılabiliyor. Darüşşafaka Fizik Tedavi Merkezi rehabilitasyon uzmanı Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon yaptığı açıklamada, fizik tedavi ve rehabilitasyonunun, tıbbın en çok özveri ve sabır gerektiren alanlarından birisi olarak bilindiğini hatırlattı. Kalyon, çeşitli nedenlerden kaynaklanan romatizmal ağrılardan, ortopedik rahatsızlıklara ve felçlere kadar çok sayıda hareket sistemi hastalıklarının rehabilitasyonunun yanısıra, fonksiyonel eksiklikleri ve bozuklukları iyileştirmenin de fizik tedavi ve rehabilitasyonun çalışma alanında olduğunu bildirdi. Fizyoterapistlerin, kaza ve hastalık sonucu yürüyemez duruma gelen hastaların sadece bir adım atabilmesi için aylarca çalışabildiğine dikkati çeken Kalyon, hem hastaların hem de fizyoterapistlerin yüzünü güldürecek cihazlar üzerinde çalışmaların sürdürdüğünü belirtti. Kalyon, tıp teknolojisinin geldiği son nokta olarak tanımlanan Robotik Yürüme Sistemi`nin (lokomat), birtakım nörolojik hastalıklar (MS, Parkinson), inme, travmatik beyin hasarı ve omurilik yaralanması nedeni ile yürümez durumda olan hastaların hizmetine girdiğini söyledi. Lokomatı, hastanın yürüme yeteneğini kazanması için kendi merkezlerinde uyguladıkları rehabilitasyon programlarına eklediklerini kaydeden Prof. Dr. Kalyon, şunları ifade etti: ``Robotik yürüme sistemi, yürüme yeteneğini kısmen ya da tamamen kaybetmiş olan hastalara yeniden bu yeteneği kazandırabilmek için kullandığımız teknoloji ürünü yeni bir sistem. Sistem iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, hasta askılarla yukarıya kaldırılıyor ve böylece vücut ağırlığı eksiltiliyor. İkinci bölümde ise hastanın her iki diz ve kalça eklemlerine robot kısımlar monte ediliyor. Öncelikle hastanın hangi oranda vücut ağırlığı verileceği belirleniyor. Çalışmaya, hastanın katkısının ne oranda, cihazın katkısının ne oranda olması gerektiği değerlendirildikten sonra başlanıyor.`` Hastanın lokomat ile aynadan yürüdüğünü gördüğünü ve bunu görsel hafızasına kaydettiğini belirten Kalyon, ``Hastaların sistem yardımıyla da olsa yürüdüğünü görmesi ve hissetmesi motivasyonlarını da olumlu etkiliyor. Normal yürümede beyine giden uyarılar, robotik yürümede de benzer şekilde gitmiş oluyor ve böylece beyindeki hareket merkezi fizyolojik şekle en uygun şekilde uyarılmış oluyor`` dedi. Yürüme yeteneğinin kazanılmasının hastadan hastaya değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Kalyon, beyin hasarlı ve tek taraflı inme geçiren hastaların daha kısa sürede yürümeye başladığına dikkati çekerek, ``İnmede vücudun bir yarısında felç oluyor, diğer yarısı sağlam oluyor. Bunlar tabii daha çabuk ilerleme sağlıyorlar. Lokomat, hastaların, hem bedensel hem de moral takviyesi açısından rehabilitasyonuna önemli bir katkı sağlıyor`` dedi. Türkiye`de bu sistemin henüz çok yaygın olmadığını ve bunun eksiklik olduğunu belirten Kalyon, Robotik Yürüme Sistemi`nin bugün kendi merkezlerinin yanı sıra sadece Darülaceze Rehabilitasyon Merkezi`nde uygulandığını kaydetti.

paylaşım benim için çok faydalı oldu bilmiyordum açıkcası ve bu gün oruç tutmaya niyetlendim tşk nezihe

arkadaşlar biliyorsunuz ankara ünüversitesi bünyesinde doç dr ayhan attar hocamızın başında olduğu 2. dönem omurilikfelçinde kök hücre deneyleri yabılmıştı erken dönemde olanlar için bu gün ayhan hocayla telefonla görüştüm son durum hakkında bilgileri sizinlede paylaşmak istedim biliyorsunuz forumda bu konuyla ilgili daha önce konu açmıştım detayları forumda mevcut sadede geliyim artık arkadaşlar kök hücre uygulanan hastalarda şimdiye kadar hiç bir yan etkiye olumsuzluğa rastlanmamış ortada şuanda mucize yok ama hiç faydası olamamışda değil ufak ufak hastalarda iyleşmeler devam ediyor ama hoca altını çizerek söyledi muzice yok dedi ama umut var iyleşmeler hastaların hayatını kolaylaştıracıgını ve hastaların takibinde olduklarını söyledi. şimdilik bu kadar gelişme oldukça bilgi aldıkça paylaşırım burda imzamda olduğu gibi umutsuz yaşamak müziksiz dansa benziyor allah kimsenin umutunu kırmasın ...

haber de tamamen yürüdü demiyor uzun bacakla ayakta duruyor diyor demekki hastanın durumu çok daha kötüymüşki bu aşama hastayı umutlatırmış.. allah tamamını erdirsin diyelim darısı tüm felçlirin başına teşekkür zeynep

Bursa Özel Bahar Hastanesi'nde gerçekleşen ameliyat sonrasında bir hastanın safra kesesinden çıkan irili ufaklı bin 27 adet taş doktorları bile şaşırttı. Karın ağrısı, tekrarlayan sarılık, bağırsaklarda şişkinlik, mide bulantısı, kusma şikayeti ile Özel Bahar Hastanesi'ne başvuran Leyla Kuvan'ın (43) çekilen ultrason sonrasında safra kesesinde taş yığını tespit edildi. Ameliyata alınan Leyla Kuva?nın safra kesesinden irili ufaklı yaklaşık bin 27 adet taş çıkarıldı. Ameliyatı gerçekleştiren Özel Bahar Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Dr. Ömer Kurt, "Ameliyatı bizzat ben yaptım. Safra kesesinde taş olacağını biliyordum ama hiç bu kadar fazla olacağını tahmin etmemiştim. Normalde bir hastada 5-10 veya en fazla 20 taş çıkmıştı. Ama bu hastamızın safra kesesinden bulgur ile nohut büyüklüğünde 1027 adet taşı başarılı bir operasyonla çıkarttık. Ameliyat sonrasında diğer doktor arkadaşlar kadar, hasta ve yakınları da bu olaya çok şaşırdılar." dedi. Safra kesesinde taş birikmesinin insan sağlığı açısından çok büyük tehdit oluşturduğunu dile getiren Dr. Kurt, bu tür vakaların genellikle kilolu, beslenmesine dikkat etmeyen, hayvansal gıdaları tüketen ayrıca çok doğum yapan bayanlarda görüldüğünü vurguladı. Sağlığına kavuşan Leyla Kuvan ise 10 yıl süreden beri yaşadığı sorunlardan kurtulduğu için Dr. Ömer Kurt'a teşekkür etti

kadınların bu kadar üretken olduklarını bilmezdim