Can Sengul

SiteYöneticisi
  • İçerik sayısı

    3.187
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    44

İletiler bölümüne Can Sengul kullanıcısının eklediği dosyalar


  1. Selçuk Üniversitesinde Öğrenim Gören Bedensel Engelli ve Görme Engelli Öğrencilerin Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözümüne Yönelik Çağdaş Öneriler

    ÖZET

    Ülkemizde nicel ve nitel yönden hızla gelişen üniversitelerimizin beklendik düzeyde engelli öğrencilere yönelik destek hizmetlerinin onların ihtiyaç duyduğu şekilde yapılması ve dolayısıyla onların ihtiyaçlarının en iyi düzeyde karşılanabilmiş olmasına karşın engelli öğrencilerin engelin vermiş olduğu sınırlılıklardan dolayı ortaya çıkan farklı ihtiyaçlarının beklendik düzeydekarşılanamadığı gözlenmektedir. Yükseköğretimdeki engelli öğrencilere üniversite yönetimitarafından verilen desteğe rağmen engelli öğrencilerin engel kategorilerine göre ne tür bir hizmet aldığı veya alacağı da yasal düzenlemelerde çok açık değildir. Bu bağlamda Selçuk Üniversitesinde öğrenim gören engelli öğrencilerin de ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmasına rağmen, onların ihtiyaçlarının beklendik düzeyde gerçekleşmediği gözlenmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı, Selçuk Üniversitesinde öğrenim gören engelli öğrencilerin karşılaştığı akademik ve psikososyal sorunları ortaya çıkarmak, bu sorunların çözümüne yönelik çağdaş öneriler geliştirmek ve bu alanda araştırma yapacaklara da ışık tutmaktır. Bu araştırmada Nitel Araştırma Yöntemlerinden Görüşme Yöntemi kullanılmıştır. Bu araştırmada veri toplamak için araştırmacı tarafından geliştirilen ‘Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu’ kullanılmıştır. Bu araştırmanın örneklemi ise, Selçuk Üniversitesinin farklı Fakülte ve Yüksekokullarında öğrenim gören öğrencilerden Yansız Atama Yöntemi ile seçilen 10 bedensel ve 10 görme engelli öğrenciden oluşmaktadır. Görüşmeler teyp kaydediciler tarafından kaydedilerek her bir görüşmenin transcriptleri yapılmış ve veriler Betimsel Analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, bedensel ve görme engelli öğrencilerin ihtiyaçları en iyi şekilde karşılanmaya çalışılmasına karşın henüz beklenen seviyede gerçekleşmemiştir.

    Tamamını okumak için tıklayın


  2. Kurslar hakkında bilgi için : http://hedb.meb.gov.tr

    Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Dairesi Başkanlığı'nca düzenlenen Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmenliği Kursu başladı.

    Mersin'in Silifke ilçesindeki 23 Nisan Spor ve İzcilik Okulu'nda gerçekleştirilen kurs açılışına İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Alp Alkan, Atayurt Belediye Başkanı Kadir Ural, 28 öğretim görevlisi ile 384 kursiyer katıldı. Kurs, 35 gün sürecek.
    Kursun açılışında konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Alp Alkan, "Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim gereksinimlerini karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitime özel eğitim denir. Ülkemizdeki özel eğitim hizmetleri, engel gruplarına göre oluşturulmuş özel eğitim okullarında yürütülmektedir. Özel eğitim gerektiren öğrencilerin normal okullarda akranları ile birlikte eğitim görmelerine de büyük önem verilmektedir. Kaynaştırma olarak tanımlanan bu uygulamaların yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Açılan bu kurs, ülkemize büyük katkı sağlayacaktır. Şimdiden tüm kursiyer arkadaşlarımıza başarılar dilerim" dedi.

    İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy da, tabiat harikası bir yerde kurs görmenin, kursun verimliliğini artıracağına inandığını belirterek, "Üstlenmek istediğiniz görev gerçekten çok zor bir görev. Sizler buraya kadar inanarak gelmişsiniz ve bu işi başarı ile bitireceğinize sonsuz inancım var. Sizlere düşen en öneli iş, ders saati kadar çocukları eğitmektir. Özel eğitim zor ama, aynı zamanda zevkli ve gurur verici bir iştir. Hiç algılamayan, kavrayamayan bir çocuğu eğitmek ve topluma kazandırmak, kendi işini görmesini sağlayabilmek gurur verici bir tablodur" diye konuştu.




  3. İsmek, Ümraniye'de Kurs Merkezleri Açtı

    İSMEK, 2006-2007 eğitim döneminde Ümraniye İstiklal Mahallesi'nde, kursiyerlerine çok yönlü hizmet verebilmek için aynı binada üç kurs merkezi birden açtı. Beş katlı modern binanın 1. katı Özürlüler Merkezi, 2 ve 3. katları kurs merkezi, 4 ve 5. katları ise Spor Eğitim Merkezi olarak tasarlandı. Kurs merkezlerinde sadece bu eğitim döneminde yaklaşık 2 bin 500 kursiyerin eğitim alması hedefleniyor. Ayrıca İSMEK İstanbul'un en büyük ilçelerinden olan Ümraniye'de 13 ayrı merkezde daha hizmet veriyor.

    İSMEK, 2005-2006 eğitim döneminde İstanbul'un 30 ilçesinde 170 olan kurs merkezi sayısını bu eğitim döneminde 193'e çıkardı. Geçen yıl 120 bin kursiyere hizmet veren İSMEK'in 2006-2007 eğitim yılında 97 branşta 150 bin İstanbulluya ücretsiz sanat ve meslek eğitimi vermesi hedefleniyor. İstanbul'un en büyük ilçelerinden olan Ümraniye'de 13 kurs merkeziyle yeni eğitim dönemini selamlayan İSMEK, İstiklal Mahallesi'nde açtığı 5 katlı kurs merkezi ile Ümraniyelilere çok yönlü hizmetten yararlanma imkanı tanıyor. Özürlüler Merkezi, Kurs Merkezi ve Spor Eğitim Merkezi'nin bulunduğu binada kursiyerlere son derece modern bir ortam sunuluyor. Kayıtların hala devam ettiği İstiklal Mahallesi Kurs Merkezi adeta kompleks bir hizmet sunuyor ve bu hizmetten sadece bu yıl 2 bin 500 kursiyerin faydalanması hedefleniyor.

    İstiklal Mahallesi Kurs Merkezi'nin 1. katının ayrıldığı Özürlüler Merkezi'nde işitme, ortopedik süreğen ve görme engelli kursiyerlere, Ahşap Boyama, Bilgisayar İşletmenliği, Bilgisayarlı Muhasebe, El Nakışı, İngilizce, Okuma Yazma, Takı Tasarım branşlarında eğitim hizmeti veriliyor. Bunlardan görme engellilere yönelik olan branşlar sadece İngilizce ve bilgisayar işletmenliği. İngilizce öğrenmek isteyen kursiyer adayları için okuma-yazma biliyor olmak ön koşul. Diğer branşlardaki eğitimler ise ortopedik süreğen ve işitme engelli kursiyerlerin tamamına veriliyor. Özürlüler Merkezi'nde bu eğitim dönemi için hedeflenen engelli kursiyer sayısı ise 200.

    Ahşap Boyama, Ahşap Oymacılığı, Arapça, Çini, Ebru, Giyim, Hat, İngilizce, Makine Nakışı, Mefruşat, Rölyef, Takı Tasarım, Anne Eğitimi, Yaşlı ve Hasta Bakımı, Yemek, Bilgisayar İşletmenliği, Bilgisayarlı Muhasebe branşlarında eğitim imkanı sağlayan Kurs Merkezi ise binanın 2 ve 3. katlarında hizmet veriyor. Özellikle Bilgisayar İşletmenliği, Bilgisayarlı Muhasebe, İngilizce ve Yemek branşlarına yoğun ilgi yaşanan kurs merkezinde bu yıl bin 200 kursiyerin eğitim alması hedefleniyor.

    Binanın 4 ve 5. katlarında bulunan Spor Eğitim Merkezi'nde, Spor Akademisi mezunu 1 erkek 1 bayan usta öğretici eşliğinde Aerobik, Body Building, Koşu Bandı, Fitness, Step, Masa Tenisi branşlarında eğitimler veriliyor. Hafta içi gündüz, Hafta içi gece (sadece 1 gece) ve cumartesi gündüzleri bayanlar, hafta içi akşam ile pazar günleri ise erkek kursiyerler bu hizmetten faydalanabiliyorlar. Spor Eğitim Merkezi için hedeflenen kursiyer sayısı ise bin.

    İSMEK'in ulaşımı çok rahat olan, yeni ve tam donanımlı 5 katlı binada hizmet veren İstiklal Mahallesi kurslarının adres, telefon bilgileri ve idarecileri şöyle:

    "Ümraniye İstiklal Mahallesi Kurs Merkezi

    Yönetici; Ahsen Asiye Kılıç

    Telefon; 0216 443 38 21

    Adresi; Mithatpaşa Cd. No: 107 Ümraniye

    Eğitim Verilen Branşlar: Ahşap Boyama, Ahşap Oymacılığı, Arapça, Çini, Ebru, Giyim, Hat, İngilizce, Makine Nakışı, Mefruşat, Rölyef, Takı Tasarım, Anne Eğitimi, Yaşlı ve Hasta Bakımı, Yemek, Bilgisayar İşletmenliği, Bilgisayarlı Muhasebe

    Ümraniye Özürlüler Merkezi

    Yönetici; Vahide Kahraman

    Telefon; 0216 443 38 20

    Adresi; Mithatpaşa Cd. No: 107 K:1 Ümraniye

    Eğitim Verilen Branşlar: Ahşap Boyama, Bilgisayar İşletmenliği, Bilgisayarlı Muhasebe, El Nakışı, İngilizce, Okuma Yazma, Takı Tasarım

    Ümraniye Spor Eğitim Merkezi

    Yönetici; Beyazıt Tunalı, Nezaket Kaçmaz

    Telefon; 0 216 443 38 22

    Eğitim Verilen Branşlar: Aerobik, Body Building, Koşu Bandı, Fitness, Step, Masa Tenisi

    İSMEK'in Ümraniye'deki diğer kurs merkezleri ve bilgileri ise şöyle:

    Ümraniye Alemdar Kurs Merkezi

    Yönetici; Suna Saltık

    Telefon; 0216 430 94 94

    Adresi; Merkez Mh.Şehit Murat Demir Cad.No:3_B Kat:2 Alemdar_Ümraniye

    Ümraniye Çekmeköy Kurs Merkezi

    Yönetici; Hüsniye Düzenli , Ömer Taş

    Telefon; 0216 642 42 33

    Adresi; M.Akif Mah. Ulubatlı Hasan Cad. Petek Sok. No:11 Çekmeköy/ Ümraniye

    Ümraniye Çekmeköy 2 Kurs Merkezi

    Yönetici; Serap Aksu

    Telefon; 0 216 640 24 63

    Adresi; Adnan Menderes Cd. No: 12 K:1-2 Çekmeköy Ümraniye

    Ümraniye Dudulu Kurs Merkezi

    Yönetici; Muhammet Erdoğan, Elif Öksüz

    Telefon; 0216 365 01 37

    Adresi; Alemdağ Cad.Dudullu Mah.No:796 Kat:1 Ümraniye

    Ümraniye Ihlamurkuyu Kurs Merkezi

    Yönetici; Melike Taşkale

    Telefon; 0216 365 07 39

    Adresi; Yukarı Dudullu Mah.Nato Yolu Cad. No:81 Ümraniye

    Ümraniye Merkez Kurs Merkezi

    Yönetici; Saadet Yılmazer, Sibel Urunca

    Telefon; 0216 523 79 65

    Adresi; Atatürk Mah. Alemdağ Cad. Çeşme Sok. No:1 Kat:3

    Ümraniye Sarıgazi Kurs Merkezi

    Yönetici; Züleyha Sarıkoç

    Telefon; 0216 622 10 90

    Adresi; Eski Ankara Cad. Merkez Mah. No:93 Kat:2 Göktaşlar İşhanı Sarıgazi

    Ümraniye Yenidoğan Kurs Merkezi

    Yönetici; Ayfer Gönülal

    Telefon; 0216 312 33 72

    Adresi; Merve Mh.Mimar Sinan Bulvarı No:85/2 Yenidoğan

    Ümraniye Atakent Kurs Merkezi

    Yönetici; Huriye Aydın

    Telefon; 0216 523 54 56

    Adresi; Akm Atakent Mh. Üstündağ Sk. No:2 Ümraniye

    Ümraniye Ceza ve Tutukevi'nde ise Bağlama ve Halk Oyunları branşlarında eğitim verilmektedir." (İhlas Haber Ajansı)


  4. Tromboangiitis obliterans (Buerger hastalığı) en çok kol ve bacaklardaki küçük ve orta çaplı arterleri, venleri ve sinirleri etkileyen nonaterosklerotik segmental enflamatuar bir hastalıktır. Tromboangiitis obliteranslı bir hasta ilk olarak 1879 yılında Von Winiwarter tarafından tanımlanmıştır. Bundan 29 yıl sonra Leo Buerger ampute edilmiş 11 ekstremitede patolojik bulguların kesin ve ayrıntılı tarifini yapmıştır.

    Tromboangiitis obliterans bazı önemli yönleriyle diğer vaskülit formlarından ayrılır.

    Patolojik olarak, ileri derecede sellüler ve enflamatuar bir trombus vardır. Damar duvarı nispeten korunmuştur.

    burger1.jpg Bu hastalarda sedimentasyon, CRP, serolojik testler (immüne kompleksler, kompleman, kriyoglobulin) ve otoantikorlar (antinükleer antikorlar, romatoid faktör) normal veya negatifken arteriyel intimada immun reaksiyon varlığı gösterilmiştir. Arter duvarındaki kollajen I ve III e karşı artmış hücresel duyarlılığı, normal ve arteriosklerozisli insanlardan ayırıcı tanıda kullanılabilir. Eichhorn ve arkadaşları Buerger in aktif evresinde 7 hastada, serum antiendotel antikorlarında artma (ortalama 1857 U, normal 30 kişide 126ü, remisyonda olanlarda 461 U.) göstermişlerdir.

    Bu hastaların (klinik olarak) hastalıksız gibi duran ekstremitelerine, "Sodium nitroprusside" gibi endotele bağımlı olmadan vazodilatör etki yapan ajanlara verildiğinde vazorelaksasyon normal olmasına rağmen (endotele bağımlı) etkili "AcetylCholine" intra arteriyel verildiğinde; "Pletysmography" ile ölçülen relaksasyon normale göre düşük olmakta, yapılan arteriografik incelemede, küçük arterlerde multipl tıkanmalar olduğu, özellikle proksimal arterler normal görünürken, brakial arter distalinde, infrapopliteal arterlerde, hastalıklı olanların normallerin arasına serpiştirilmiş gibi olduğu görülebilmektedir. Klinik seyrinde ayak ve bacakta "Flebitis migrans" tablosu tipiktir, patolojilerinde akut fazlarında çok hücreli inflamatuar trombüsler vardır. Kronikleştikçe trombüsler organize olur ve duvarda fibrozis gelişir. Ancak internal elastik lamina pek çoğunda korunmuştur. Bu özellikler arteriosklerozis veya vaskülitislerden ayırmada faydalıdır.

    burger2.jpg Allen testi yapılması genç tiryakilerde, ellerdeki dolaşımı aydınlatır ve ayaklarda trofik değişikliklerin başlangıcında bile bu test sonucu anormaldir. Teşhis: flebitis migrans olması, ellerde de benzeri tutulum, istirahat ağrısı, sigara tiryakiliği, yaşın < 45 oluşu, GANGREN veya iskemi belirtileri, oto immün hastalık olmayışı, diabetes mellitus olmayışı, emboli nedeni olmayışı, arteriografik bulgular ve nadiren biyopsi ile yapılabilir.

    Hastalığın erken dönemlerinde belirti ve bulguları silik olup, sıklıkla ayakta başlayan parmak yaraları, solukluk ve soğukluk, uyuşukluk, karıncalanma ve yanma tarzında şikayetler görülür.

    Hastalık ilerledikçe, yürüme ile artan istirahatle azalan bacak ağrıları yerleşir. Hasta uzun süreli yürüyüşlerde, giderek artan ağrı sebebiyle durmak ve dinlenmek zorunda kalır. Sıklıkla caddelerde, bu durma dönemlerinde vitrinlere bakılarak ağrının geçmesi beklendiğinden, klasik tıp kitaplarına bu durum vitrin belirtisi olarak geçmiştir. İleri dönemlerde ağrı sadece hareketle değil, istirahat dönemlerinde bile hissedilmeye başlar.

    Yine özellikle soğuk su ve hava ile temasta el ve bacaklarda morarma, ayakta şişme ve gangren ileri dönemlerde görülen bulgulardır.

    Hastalığın sigara ile ilgisi kesin olarak gösterilmiş olup, sigarayı bırakmayan hastalar, uzuv kaybına yol açacak sonuçlarla karşı karşıyadır.

    Hastalığın teşhisi için Doppler ultrasonografi ile damarlardaki kan akım seviyesi ve daralma gösterilir, damar içine kontras madde verilerek çekilen filmlerle teşhis kesinleştirilir.

    Tedavide gangren olmadan sigarayı bırakanlarda, %94 amputasyon gerekmemiş, sigara içenlerde en az %43 amputasyon yapılmış.

    Günde 6 saat süreyle İloprost (prostoglandin analoğu) infüzyonu verilmesi, intraarteriyel "streptokinase" 10.000U ile başlayıp, saat başı 5000U verilmesi nadir endikasyonlarda infra inguinal arteryel Bypass ameliyatı, omental transfer ameliyatları, spinal kord stimülatörleri, vasküler endoteliyal Growth faktör gen tedavileri ile başarılı sonuçlar bildiren raporlar vardır. Sempatektomi ameliyatlarının, amputasyonları önlemede ve ağrıyı azaltmaktaki rolü yeterince aydınlık değildir.


  5. İŞİTME NASIL GERÇEKLEŞİR?

    İnsan, beş duyusu vasıtasıyla algılayabildiklerini beyninde yorumlayarak anlamlandırır. İşitme duyusu da insanın çevresini algılamasına yardımcı olan, çevresindeki canlılarla iletişimini sağlayan bir duyudur. İnsanlar arasındaki iletişim, bir konuşan, bir dinleyen ve ikisi arasındaki anlaşmayı sağlayan bir aracı ile gerçekleşir. Ses açısından ele alınacak olursa bu olay verici, alıcı ve ses dalgaları şeklinde ifade edilebilir.

    Konuşanın zihnindekiler, beyinden verilen komutla ve konuşma organlarınca dil seslerine dönüştürülerek açığa vurulduktan sonra dinleyenin işitme organları aracılığıyla beyne ulaşır ve burada çözümlenerek konuşanın açıklamak istediği düşüncenin oluşması sağlanmış olur.

    KULAĞIN YAPISI NASILDIR?

    Kulak, dış kulak, orta kulak, iç kulak (koklea) olmak üzere üç bölümden oluşur.

    www.childrenshospital.org/cfapps

    Dış kulak, kulak kepçesi, dış kulak kanalı ve kulak zarı olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kulak kepçesi kıkırdak bir yapıdan oluşur ve havada yayılan titreşimleri toplayarak dış kulak kanalına iletmek ve ayrıca sesin yönünün belirlenmesine yardımcı olmak görevini gerçekleştirir. Dış kulak kanalı, bir kalem çapında, hafif eğimli bir kanaldır. Ses titreşimlerini tınlatarak ve gelen sesi bir miktar güçlendirerek kulak zarını titreştirir. Bu şekilde ses titreşimleri orta kulağa iletilir. Kulak kanalının iç kulağa yakın kısımlarında kulağı dış etkilerden koruyacak tüycükler ve bu tüycüklerin dibinde de kulak sıvısı salgılayan bezler vardır. Salgılanan bu kulak sıvısı kanalın ve kulak zarının kurumasını önler. Kulak zarı ise, dış kulak kanalında ses dalgalarının oluşturduğu basınç değişikliği ile titreşerek, orta kulaktaki kemikcikleri harekete geçirir.

    Orta kulak, kulak zarı ile başlar ve oval pencere ile sona erer. Kulak zarı ve iç kulak arasında mekanik bir iletim sağlar. Orta kulağın dış kulak ve boğaz ile bağlantısı vardır. Burada mekanik iletimi çekiç, örs, üzengi adı verilen kemikler sağlar. Orta kulak, dış kulaktan iç kulağa giden akustik enerjinin miktarını çoğaltmak ve iç kulağı aşırı yüksek seslerden korumak görevini gerçekleştirir. Ayrıca burada bulunan, burun ve boğaz boşluğuna açılan, orta kulağın dışarıdaki hava ile bağlantısını sağlayan östaki borusu ise dış ve orta kulak arasındaki basıncın dengelenmesini sağlar.

    İç kulak, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Temel olarak iki sistemden oluşur. Vestibüler sistem, denge olayı ile ilgili sistemdir. Koklear sistem ise ses titreşimlerinin sinir uyaranlarına dönüştüğü yerdir. Orta kulaktaki son kemikcik oval pencere adlı zarı titreştirir ve bu titreşimle koklea (salyangoz) içindeki koyu kıvamlı sıvı harekete geçerek sinir uçlarını uyarır. Kulağın en hassas kısmı olan ve binlerce tüylü hücreden oluşan bu bölgenin farklı yerleri farklı frekanslardaki seslere karşı duyarlıdır. Kokleadaki sinir uçlarının uyarımıyla ses beyne iletilir.

    www.childrenshospital.org/cfapps

    İşitmenin gerçekleşebilmesi için;

    a) Sesin olması,

    B) Sesin kulağa ulaşması,

    c) O sesin insan kulağının alabileceği frekans ve

    şiddet sınırları içinde olması,

    d) Sesin kulaktaki dış, orta ve iç bölümleri aşması,

    e) Sesin işitme merkezine ulaşması ve merkezce

    algılanması gerekmektedir.

    Bu işlevlerden birinin aksaması işitme yetersizliğini ortaya çıkarabilmektedir.

    İŞİTME YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

    İşitme engeli vakalarının %95’inin doğum öncesinde, doğumda veya çocuk dili kazanmadan önce, %5’inin ise çocuk dili kazandıktan sonra oluştuğu bilinmektedir.

    İşitme engelinin nedenlerini doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak sınıflandırabiliriz.

    Doğum Öncesi Nedenler:

    · Hamilelik döneminde annenin geçirdiği enfeksiyon veya hastalık (özellikle kızamıkcık, kabakulak, sarılık ...)

    · Hamilelik döneminde annenin röntgen çektirmesi

    · Hamilelik döneminde annenin ototoksik ilaç ve alkol kullanımı

    · Hamilelik döneminde geçirilen kazalar

    · Kan uyuşmazlığı

    · Genetik faktörler

    · Akraba evliliği

    Doğum Anı Nedenler:

    · Doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar (kordon dolanması, oksijensiz kalma ...)

    · Düşük doğum ağırlığı

    · Erken doğum

    · Bebekte kan değişimini gerektiren sarılık

    · Doğum sırasında baş, boyun ve kulakta görülen zedelenme

    Doğum Sonrası Nedenler:

    · Orta veya iç kulak yapılarında zedelenme

    · Çocukluk hastalıkları (havale, menenjit, kızamıkcık, kızıl...)

    · 3 aydan fazla süren kronik orta kulak iltihabı (otit)

    · Çocukluk yaralanmaları (kafatası kırıkları, çatlakları, baş veya kulaklara şiddetli darbe, çok yüksek sese maruz kalma ve zarar verecek şekilde kulağa sokulan cisimler)

    Bunlara rağmen işitme yetersizliğinin nedeninin bilinemediği durumlar da vardır.

    İŞİTMENİN ÖLÇÜLMESİ

    İşitme engelli çocuğun işitme kaybı derecesini belirleyebilmek ve çocuğa uygun işitme cihazı seçebilmek için işitme duyarlılığının ölçülebilmesi gerekir. İşitme duyarlılığı odyometre (işitölçer) denilen araçlarla yapılmaktadır. Odyometrik ölçüm araçları, kişiye sesli uyaranları değişik şiddet ve frekanslarda iletmeye yarayan araçlardır. Bunlar sesleri gerektiğinde sağ, gerektiğinde sol kulağa iletebilecek özelliktedirler. Ayrıca bazı odyometrik ölçüm araçları sesi hava yolu ile ilettiği gibi gerektiğinde kemik yolu ile iletebilecek özelliğe sahiptir.

    Odyometri ile elde edilen ölçüm sonuçları işitme eğrileri biçiminde kayıt edilir. Odyometri ile elde edilen ve kişilerin işitme eşik değerleri ile işitme alanlarını gösteren grafik şeklindeki bu eğrilere odyogram denir.

    Odyogram, dikey ve yatay iki doğrudan oluşur. Dikey doğrular sesin frekans değerlerini belirtir. Frekans ölçüm birimi Hertz’dir. Hertz kısaca Hz. olarak ifade edilir. Frekans değerlerinin soldan sağa doğru dizilimi bir piyanodaki tuşların soldan sağa dizilimi gibidir.

    www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

    Yatay doğrular ise sesin şiddetini belirtir. Şiddet birimi desibeldir ve kısaca dB olarak ifade edilir. Şiddet değerlerinin yukarıdan aşağıya doğru dizilimi bir radyonun ya da pikabın sesinin yükseltilip alçaltılması gibidir.

    www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

    Bu durumda bir odyogramdaki her nokta farklı bir sesi ifade eder. Örneğin, A noktası düşük frekanslı yumuşak sesi, B noktası yüksek frekanslı yumuşak sesi, C noktası ise orta düzey frekanslı yüksek sesi ifade etmektedir.

    www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

    Bir odyogramda sağ kulak “O” sembolü ve kırmızı renkle, sol kulak “X” sembolü ve mavi renkle gösterilir. Odyogramda aynı zamanda hava yolu ve kemik yolu ile ses iletiminin test sonuçları da gösterilir. Hava yolu ile ölçümden amaç işitme eşiğinin aranması, kemik yolu ile ölçümden amaç ise işitme kaybının türünün saptanmasıdır (iletim tipi, duyusal-sinirsel tip...).

    www.audiology.org\AmericanAcademyofAudiologyConsumerGuides.htm

    Bu örnek odyogramdan çocuğun; sol kulağıyla ilgili olarak orta ve düşük frekanslı sesleri işitebilmekte, buna karşılık yüksek frekanslı sesleri işitememekte olduğu görülmektedir. Sağ kulağı ise konuşma seslerini işitemez durumdadır. Bu çocuk konuşulanları işitebilmek için sol kulağına ağırlık verecek ve eğer konuşma ortamı gürültülü ise konuşulanları anlayabilmekte oldukça zorlanacaktır.

    Eğer çocuk;

    O zaman;

    Düşük frekanslı sesleri duyuyor ama yüksek frekanslı sesleri duyamıyorsa,

    Odyogram eğimli bir grafik gösterir.

    Yüksek frekanslı sesleri duyuyor fakat frekansı düşük olan sesleri duyamıyorsa,

    Odyogram yükselen bir grafik gösterir.

    Bir sesi işitebilmek için frekansı göz ardı edilerek aynı miktarda ses yükseltilmesine ihtiyaç duyuyorsa,

    Odyogram düz (sabit) bir grafik gösterir.

    KONUŞMA SESLERİ

    http://www.bced.gov.bc.ca/specialed/hearimpair/range.htm#link1

    İnsan konuşma sesleri 250 ile 4000 Hertz arasında kabul edilir. Ölçümün duyarlılığı için 250 Hz’in bir oktav altı olan 125 Hz, 4000 Hz’in bir oktav üstü olan 8000 Hz sınır olarak alınır. İşitme eşiğinin saptanmasında 125 ile 8000 Hertz ve -10 ile 130 dB arasında sesler verilerek yapılan değerlendirmeler sonucunda işitme kaybının derecesi belirlenir.

    *www.otikids.oticon.com

    A. Frekans değerleri (Hz)

    B. Şiddet (dB)

    - İşitme eşiği 10-20 dB seviyesinde ise su sesi ayırt edilebilir.

    - Eğer işitme eşiği 60 dB seviyesinde ise bir köpeğin havlaması duyulabilir.

    - Eğer işitme seviyesi 70-80 dB ise köpek havlaması duyulamaz ancak telefon zili sesi ve motosiklet sesi gibi sesler duyulabilir.

    İŞİTME VE İŞİTME ENGELİNİN SINIFLANDIRILMASI

    İşitme ve işitme engeli değişik faktörler göz önüne alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma, engelin derecesine, oluş zamanına, nedenine, oluş yerine, oluş biçimine ve süreğenliğine göre yapılabilmektedir.

    İŞİTME ENGELİNİN DERECESİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

    -10dB-15dB

    Normal İşitmede bir problem yoktur.

    16dB-25dB

    Minimal Bazı sesleri (çağlayan sesi, yaprak hışırtısı gibi) duymada ve ayırdetmede güçlüğü vardır.

    26dB-30dB

    Hafif Konuşma seslerinin bazılarını duyabilme güçlüğü vardır. Fısıltı ile konuşulanları duyamaz.

    31dB-50dB

    Orta Karşılıklı konuşmaları anlamada güçlük çeker.

    51dB-70dB

    Orta-ileri İşitme cihazı olmadan konuşmaları anlayamaz ve takip edemez.

    71dB-90dB

    İleri Konuşma seslerini duyamaz. Sadece çevredeki şiddetli sesleri duyabilir.

    91dB

    ve üzeri

    Çok ileri Konuşma seslerini duyamaz. Çok yüksek şiddetteki sesleri duyabilir.

    Çok ileri derecede işitme kaybı olan ve işitme cihazı kullanması zorunlu olan bireyler “sağır”, hafif ve orta derecede kaybı olan bireyler ise “ağır işiten” bireyler olarak tanımlanmaktadırlar.

    İŞİTME ENGELİNİ OLUŞ YERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

    İşitme engelli çocuklarda genel olarak işitme engelinin oluş zamanına göre iki tür işitme kaybı görülür. İşitme kaybı çocuk dili kazanamadan ortaya çıkmışsa dil öncesi işitme kaybı, dili kazandıktan sonra ortaya çıkmışsa dil sonrası işitme kaybından söz edilir.

    İŞİTME ENGELİNİ OLUŞ YERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA

    Çocuklarda genel olarak oluş yerine göre beş tür işitme kaybı görülür.

    İletim Tipi İşitme Kaybı: Dış kulak veya orta kulağı etkileyen bir durum sonucu, sesin iç kulağa iletilememesi sebebiyle meydana gelen işitme kaybıdır. Sesin algılamasında değil, sesin iletiminde bir sorun vardır. Orta kulak boşluğunda sıvı birikmesi sonucu oluşan orta kulak iltihabı, kulak kiri birikmesi, kulağa sokulan yabancı cisimler, işitme kanalının şişmesi, yapısal Anomali gibi durumlar iletimsel işitme kaybının sebepleri olarak sayılabilirler. Kulağı radyo sistemi olarak düşündüğümüzde, iletimsel kayıplarda, mikrofon (dış kulak) ya da iletici (orta kulak) kısımlarının mükemmel olarak çalışmaması söz konusudur. Genellikle bu tür işitme kayıplarında, tıbbi müdahale ve uygun cihazlandırma ile olumlu sonuçlar alınabilir.

    Duyusal-Sinirsel Tip İşitme Kaybı: İç kulak ve iç kulaktan beyne giden sinirlerin zedelenmesi sonucu meydana gelen işitme kaybıdır. Bu tip kayıplar iletim tipi işitme kayıplarına göre genellikle daha ağır ve kalıcıdır. Enfeksiyonlar, genetik etkenler ya da ilaç kullanımı duyusal-sinirsel işitme kaybının sebeplerindendir. Bu tür kayıplarda radyo sistemi benzetmesini düşündüğümüzde alıcının iyi çalışmaması söz konusudur. Mikrofon sesi alır ve iletici sesi ileterek görevini yerine getirir, ancak iç kulak sesi alamaz ve görevini tam olarak yerine getiremez.

    Karma Tip İşitme Kaybı: Bu tip işitme kayıpları hem iletimsel hem de duyusal-sinirsel işitme kaybı türlerinin bir arada görülmesidir.

    Merkezi Tip İşitme Kaybı: Merkezi sinir sisteminde meydana gelen bir zedelenme sonucu ortaya çıkan bir işitme kaybıdır. Dış ve orta kulak görevini yapar, iç kulak ve işitme sinirleri normal çalışır, fakat merkezde bir bozukluk vardır. Bu hasar bireyin sesleri algılamasını ve sese anlamlı bir şekilde tepki göstermesini engeller.

    Psikolojik İşitme Kaybı: İşitme organlarının yapısı ve işleyişinde bir bozukluk olmadığı halde işitme gerçekleşmez. Bu gibi durumlar psikolojik işitme kaybı diye adlandırılır. Bunun histerik sağırlık, psiko-somatik sağırlık diye adlandırıldığı da olur. Çocuklarda psikotik durumlarla, yetişkinlerde psiko-nevrozla birlikte görülebilir. Psikolojik işitme kaybı çoğunlukla aniden oluşur.

    Yukarıda adı geçen tüm işitme kaybı çeşitleri ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale ile tedavi edilemez ise, geriye kalan tek çözüm işitme cihazıdır. Her tür ve her derecede işitme kaybı için uygun olan bir işitme cihazı mutlaka vardır.

    İŞİTME ENGELLİLERDE CİHAZLANDIRMA

    İşitme Cihazları

    İşitme cihazları işitme engelli bireylerin çoğunluğu için, en etkili sağaltım yaklaşımıdır. Sesleri yükseltmek için düzenlenmiş olan İşitme cihazları, mikrofon aracılığıyla çevreden gelen sesleri toplar, yükseltir ve bu yükseltilmiş sesleri kullanıcının kulağına bir alıcı ile iletirler.

    İşitme cihazı sesi yükseltir ama işitme kaybını düzeltmez. Varolan işitme kalıntısının en etkili bir biçimde kullanılmasına yardım eder. Odyolojik değerlendirmeler tamamlandıktan sonra, birey için en uygun olan işitme cihazı seçilir. Tüm işitme cihazları mikrofon, yükseltici ve alıcı olmak üzere üç ana kısımdan oluşur ve pille çalışır.

    İşitme Cihazı Türleri

    İşitme cihazlarının birçok türü vardır.

    Cep tipi işitme cihazları

    Cepte taşınabilen ve bir kordonla kulak kalıbına bağlanan cihazlardır. Teknolojik ilerlemelere paralel olarak cep tipi işitme cihazları artık pek sık kullanılmamaktadır. Sadece çok ileri derecedeki işitme kayıplarında önerilmektedir.

    Kulak arkası işitme cihazları

    Bu tip cihazlar işitme cihazı ve kulak kalıbı olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Kulak arkasına takılan işitme cihazı, kullanıcının kulak yapısına uygun olarak hazırlanmış kulak kalıbına plastik bir tüp ile bağlıdır. Kulak kalıbı; kulak kanalı ve dış kulağın kalıbının alınması ile oluşturulur. Bu tip cihazlar bebeklerde, çocuklarda ve ileri derecede işitme kaybı olan yetişkinlerde kullanılır.

    Kulak içi işitme cihazları

    Dış kulak ve kulak kanalı görüntüsündedir ve kulak içine yerleştirilir. Hafiften orta şiddete kadar olan işitme kayıpları için uygundur. Bu tip cihazlar bebekler ve küçük çocuklar için uygun değildir.

    Kanal içi işitme cihazları

    Bu tür cihazlar kulak içi işitme cihazlarının küçük bir modelidir ve genellikle en az göze çarpanıdır. Tüm işitme cihazı kulak kanalı görüntüsündedir ve kulak kanalı içine yerleştirilir. Hafiften orta şiddete kadar olan kayıplar için uygundur. Bu tip cihazlar bebekler ve küçük çocuklar için uygun değildir.

    Koklear implant (biyonik kulak):

    http://www.medoto.unimelb.edu.au/info/implant1.htm

    Çocuk işitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra;

    - cihaz kullanımından beklenilen bir yarar sağlanamadıysa,

    - bireyin işitme kaybı çok ileri derecede ise,

    - bireyin yaşı 18 aydan büyük ise

    koklear implant uygulanabilir. Koklear implant, sesi farketme ve konuşmanın gelişimini sağlamak amacıyla düzenlenmiş elektronik bir cihazdır. Ameliyatla çocuğun iç kulağına yerleştirlir. Diğer işitme cihazlarından farklı olarak sesleri elektrik sinyallerine çevirerek iç kulağa ve işitme sinirlerine iletir.

    http://www.deafblind.com/cochlear.html

    1. Çevredeki sesler küçük bir mikrofon aracılığıyla toplanır.

    2. İnce bir kablo sesleri mikrofondan konuşma işlemcisine aktarır.

    3. Konuşma işlemcisi sesleri yükseltir ve kodlanmış sinyallere dönüştürür.

    4. Bu sinyaller kablolar aracılığıyla konuşma işlemcisinden iletken bobine gönderilir.

    5. İletken bobin sinyalleri radyo dalgaları aracılığıyla deri altına yerleştirilmiş olan alıcıya gönderir.

    6. Alıcı doğru miktardaki elektrik uyaranını uygun elektrodlara taşır.

    7. Elektrodlar koklea içindeki işitme sinirlerini uyarır.

    8. Elektrik sinyallerine dönüşen ses işitme sistemi aracılığıyla beyine iletilir.

    FM Sistem Telsiz Cihazları:

    FM sistem telsiz cihazları gürültü, uzaklık ve yön tayin etme problemlerini en aza indirmek için düzenlenmiş cihazlardır. Genelde sınıf içinde kullanılır. Farklı bir cihaz olmayıp kulak arkası veya cep tipi cihazlarla kullanılan sistemlerdir.

    FM sistemler alıcı ve verici olmak üzere iki parçadan oluşur. Verici, öğretmen tarafından kullanılır. Alıcı ise özel kordon ve pabuç ile işitme cihazına takılarak çocuk tarafından kullanılır. Öğretmen kablosuz bir mikrofon takar, öğrenci ise kablosuz alıcı takar. FM sistemler kulak arkası cihazlara takılarak da kullanılabilir. FM telsiz vericisi üzerinde bulunan mikrofon yardımı ile öğretmenin konuşması elektrik sinyallerine dönüştürülür, bu elektrik sinyallerinin belirli büyüklükte bir frekansı vardır. Alıcı anteni yardımı ile gönderilen frekansı alır, bu frekans kulağa iletilir. Sistemin düzgün olarak çalışabilmesi için alıcı ve vericinin aynı frekans değerlerine ayarlanması gerekmektedir. Bu değerler alıcı ve verici üzerinde aynı harfe karşılık gelen düğmelerle belirlenmiştir. Örneğin A frekansındaki alıcı sadece A frekansındaki vericiden iletilen sesleri duyabilir.

    Genelde sınıf ortamında kullanılan bu sistem çocuğun öğretmeninin sesini daha kolay duyabilmesine yardımcı olurken elektrik sinyalleri halinde iletildiğinden yön tayininde zorluklar yaşanabilmektedir.

    http://www.boystownhospital.org/parents/hearing_aids/fmsystems.asp

    FM sistem kullanımının üç avantajı vardır.

    1. Öğretmen sesini sınıf gürültüsünün üzerinde 12-15 desibel arası yükseltir.

    2. Öğretmen sesini alıcıya 25-30 metre uzaklığa kadar kayba uğratmadan iletir.

    3. Öğretmenin sesi bulunduğu konuma göre etkilenmez.

    Öğretmenin FM sistemler konusunda yapması gerekenler:

    Eğer hiç ses çıkmıyorsa:

    · Açma kapama düğmesinin açık konumda olduğundan emin olun.

    · Ses ayarlarını kontrol edin, ses düğmesinin istenilen düzeyde açık olduğundan emin olun.

    · Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

    Eğer öğrenci öğretmenin sesini alamıyorsa:

    · Öğretmen mikrofonunun açık olduğundan emin olun.

    · Verici ve alıcıların aynı frekansta olup olmadığını kontrol edin.

    · Öğrenci alıcısının açık olduğundan emin olun.

    · Kordonları kontrol edin.

    · Ses kontrol düğmesinin açık olduğundan emin olun.

    · Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

    Zayıf veya bozuk bir ses çıkıyorsa:

    · Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

    · Pillerin doğru olarak yerleştirildiğinden ve dolu olduğundan emin olun.

    · Her iki ses ayarını kontrol edin, ses düğmesini açın.

    · Cihaz kordonlarının hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

    Cihazdan sürekli olarak ses çıkıyorsa (ötme –ıslık sesi ):

    · Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

    · Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

    · Kulak kalıbının çatlak ya da kırık olup olmadığını kontrol edin.

    · Cihaz kordonlarının hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

    · Pil bağlantılarını temizleyin ve kontrol edin.

    · Ses çok açık olabilir, ses ayarını kısın.

    Şarj aleti gerektiği gibi şarj etmiyorsa:

    · Şarj aletinin fişinin prize takılı olup olmadığını kontrol edin.

    · Prizin düzgün olarak çalışıp çalışmadığından emin olun.

    · Öğretmen mikrofonunun ve öğrenci alıcısının kapalı olduğunu ve şarj makinesine düzgün olarak yerleştirilip yerleştirilmediğini kontrol edin.

    · Şarj bağlantılarını temizleyin.

    İŞİTME CİHAZI KULLANIMI

    Her tip işitme kaybına ve işitme kaybı olan her yaştaki bireye uygun bir işitme cihazı mutlaka vardır. Günümüzde gelişen teknoloji ve erken tanılama sayesinde bebekler bile işitme cihazlarından yararlanabilmektedir. Cihaz kullanımında önemli olan, işitme kaybı olan bireye en uygun işitme cihazının seçilerek cihaz kullanımında sürekliliğin sağlanabilmesidir.

    İşitme cihazları tam anlamıyla doğal sesi vermezler. Beynin yeni sesleri ayırt edip algılaması ve hatırlaması için belirli bir zamanın geçmesi ve çocuğun uygun eğitimi alması gerekir.

    İlk kullanılmaya başlandığında, özellikle çocuklar cihaz takmayı reddedebilirler. Sesleri ayırdetmeyi henüz öğrenmedikleri için duydukları sesler onlara anlamsız ve rahatsız edici gelir. Özellikle gürültülü ortamlarda çok fazla rahatsızlık duyarlar. Öğretmenlerin cihaz kullanımında çocukları teşvik etmeleri gerekir. Çocuğun cihaz kullanım süresini arttırmak amacıyla, öğretmen ve ailenin uygulayacağı çeşitli ödüllendirme yöntemleri, çocuğun cihaza alışmasına yardımcı olacaktır. Zaman içinde çocuk işitme cihazına alıştıkça seslerin ayrımına varacak ve işitme cihazından yarar sağlama oranı da artacaktır. Böylelikle çocuk cihazı kendisinin bir parçası olarak görmeye başlayabilecektir. Bu konuda öğretmenler ve aileler sabırlı olmalı, öğrencinin cihaza alışması ve onu kendinden bir parça olarak görebilmesinin zaman alacağını hatırlamalıdır.

    Çocuk büyüdükçe, kulağı da büyüyeceğinden belirli zaman aralıklarında gerekli kontrollerin yapılıp, kulak kalıbının mutlaka değiştirilmesi, eğitim almaya başladıktan sonra da dinleme seviyesi değişeceğinden cihazın ses ayarlarının düzenli olarak ayarlanması gerekir. Eğer çocuğun iki kulağında da işitme engeli varsa, her kulak için ayrı cihaz kullanılmalıdır. Çift cihaz kullanımı çocuğun iletişim becerilerinin gelişiminde etkili olacak, sesin yönünün tayinini kolaylaştırarak eğitim-öğretim ortamlarından daha etkin bir şekilde yararlanılmasını olanaklı kılacaktır.

    www.gallaudet.com http://education.qld.gov.au/curriculum/learning/

    Cihaz kullanımında dikkat edilmesi gerekenler:

    · Kulak kalıbı: Eğer kulak kalıbı kulağa uygun değilse veya tam olarak yerine oturmuyorsa, bu durum öğrenciye rahatsızlık verebilir. Aynı durum kulak kalıbında bir hasar olduğunda da geçerlidir. Böyle durumlarda cihazdan rahatsız edici tiz bir ses duyulur. Ayrıca kulak kiri, kulak kalıbını tıkayarak işlevini yerine getirmesine engel olur. Bu nedenle belirli aralıklarla kulak kalıbının cihazdan çıkarılarak ılık, sabunlu su ile temizlenmesi gerekir.

    · Bitmiş piller: Öğretmenler çocuğun tepkilerinin azalmasından pillerin bitmiş olduğunun farkına kolayca varabilirler. Pillerin bitmeden değiştirilmesi, öğrencilerin belli aralıklarla azalan sesle karşı karşıya kalmasını önleyecektir. Ayrıca piller, artı ve eksi yönlerine dikkat edilerek takılmalıdır.

    · Cihaz kordonları: Eğer kordonda bir hasar var ise cihazdan hiç ses çıkmaz, değiştirilmeleri gerekir. Kordonların değiştirilmesi kolay bir işlemdir.

    · Açma kapama düğmesi: Öğretmenler düzenli olarak öğrencilerin cihazlarının açık olup olmadığını kontrol etmelidirler. Öğrenciler, cihazı ilk kullanmaya başladıklarında sıklıkla düğmesini kapalı tutma eğiliminde olabilirler. Öğrenciler cihaz kullanımına alıştıktan sonra, cihazın sürekli açık olması konusunda daha dikkatli olacak, cihazlarını kendileri kontrol etmeyi öğreneceklerdir. Buna rağmen öğretmenler günde en az bir kez cihaz kontrolüne devam etmelidirler.

    · Kulakta oluşan yaralar: Kulakta bir enfeksiyon veya yara bulunması durumlarında cihaz kesinlikle kullanılmamalıdır. Öğrenci rahatsızlığının belirtilerini gösterdiği anda, bir sağlık uzmanından yardım alınmalıdır.

    Öğrenci, cihazını kaybetmemesi ve koruması konusunda bilinçlendirilmeli ve gerekirse yaşı küçük öğrenciler için cihaz, bir gözlük ipi yardımıyla boynuna asılarak düşmemesi için önlemler alınmalıdır. Ayrıca cihaz kullanımı konusunda çocuğun ailesi bilgilendirilmeli, cihazın temizliği, nasıl kontrol edileceği aileye öğretilmelidir.

    Öğretmenin bireysel işitme cihazları konusunda yapması gerekenler:

    Görsel kontrol:

    · İşitme cihazının içinde pilleri var mı?

    · Piller doğru pozisyonda mı? (+ ve – kutuplar doğru olarak yerleştirilmiş mi?)

    · Kulak kalıbı temiz mi?

    · Göstergeler (on –off ve n/t) doğru pozisyonda mı ?

    · Cihaz kordonunda bir problem var mı ?

    · Cihazın ses ayarı doğru seviyede mi?

    İşitsel kontrol :

    Öğrenciye “Ses var mı?” diye sorulur. Eğer öğrenci bu soruyu anlamayacak düzeyde ise, öğrencinin arkasına geçip el çırpma , iki nesneyi birbirine vurma gibi etkinliklerle öğrencinin sese tepkisi kontrol edilir.

    Kontrol sırasında bireysel işitme cihazından;

    Hiç ses çıkmıyorsa:

    · Cihazın açma kapama düğmesinin (power düğmesi) açık olduğundan emin olun.

    · Eğer düğme kapalıysa açık konumuna getirin.

    · Cihazın sesini açın.

    · Cihazın pilini yeniden yerleştirin.

    · Cihaz kordonunun hasarlı olup olmadığını kontrol edin.

    Sürekli olarak ses çıkıyorsa (ötme –ıslık sesi ) :

    · Cihazın sesi çok açık olabilir, sesi kısın.

    · Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

    · Kulak kalıbının kulağa tam olarak yerleşip yerleşmediğini kontrol edin.

    · Kulak kalıbının çocuğun kulağına küçük gelip gelmediğini kontrol edin.

    · Kulak kalıbının çatlak ya da kırık olup olmadığını kontrol edin.

    Zayıf ve bozuk bir ses çıkıyorsa:

    · Kulak kalıbının tıkanmış olup olmadığını kontrol edin.

    · Cihazın ses ayarlarını kontrol edin.

    · Cihazın pillerini yeniden yerleştirin.

    Kontrollerinize rağmen cihazdan hiç ses çıkmıyor ise;

    - öğrenciye cihazı kullandırmayın,

    - okulda teknisyen varsa, cihazı teknisyene gösterin,

    - okulda teknisyen yoksa, aileyi bu konuda bilgilendirerek gerekli önlemlerin alınmasını sağlayın.

    TANIMLAR

    Ses: Titreşimle oluşan ve dalgalar halinde yayılan bir tür enerjidir. İki ucundan tutulan gergin bir telin veya sicimin ufak bir vuruş ya da çekmeyle verdiği ses, bu varlıkların hava içinde yaptıkları, titreşim dediğimiz hareket sonucunda oluşur; havada (ya da yerine göre başka bir ortamda) yayılarak kulağımıza gelen ses dalgaları ile de duyulur. Ses dalgaları, durgun suya atılan taşın meydana getirdiği su dalgaları gibi, konuşma, müzik ve çevre sesleri biçiminde kulağımıza gelen, dalga hareketi adı verilen fiziksel olaylardan biridir.

    Frekans (perde): Titreşen her varlığın bir saniyedeki yalın titreşim sayısına frekans denir. Frekans ölçü birimi Hertz’dir. Hertz kısaca Hz şeklinde ifade edilir. Frekansın azalıp çoğalması, kulakta sesin tonunun alçalıp yükselmesi izlenimini verir. Titreşim sayısı fazla olan sesler tiz, ince; titreşim sayısı az olan sesler pes, kalın olur. İnsan kulağı yaklaşık olarak 16 ile 20.000 Hertz arasındaki ses dalgalarını duyabilir. Burada belirtilen üst sınır olan 20.000 bebeklikteki duyarlığın sınırıdır. Yaş ilerledikçe üst sınır frekansları giderek azalır. Köpeklerin 40.000 Hz.’e kadar olan sesleri duyabildikleri saptanmıştır.

    Şiddet (genlik): Titreşim genişliği ile sesin artıp eksilen duyulma ölçüsüne sesin şiddeti denir. Şiddet ölçü birimi desibeldir (dB). Sesin şiddeti titreşen varlığın titreşim genişliğine bağlı olarak değişmektedir. Örneğin radyonun sesini açtığımızda, sesin şiddetini arttırmış oluruz; buna karşılık sesin tizliğinde bir değişim olmaz. Buna sesin gücü, duyulabilirliği de denilmektedir.

    Tını (ses rengi, kalite): Sesi başka seslerden ayırmamızı sağlayan ve sesleri birbirinden farklı kılan niteliğe sesin tınısı denir. Örneğin insan sesi ve bir müzik aletinin sesi, farklı tınıları sayesinde birbirinden kolayca ayırt edilirler.

    Zedelenme: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, bir yapı veya işleyiş bozukluğuna bağlı durumlar, birer zedelenmedir. (örneğin, bacakların olmayışı, kolların felçli oluşu, parmakların tutmayışı, yüz felci, ZEKA geriliği, bireyin iyi görememesi veya işitememesi vb.)

    Yetersizlik: Zedelenme ya da bazı sapmalar sonucu, birey için normal kabul edilen bir etkinliğin ya da yapının önlenmesi, sınırlanması haline yetersizlik denir. Birey zedelenme ya da sapma sonucu yaşamında bir takım güçlüklerle karşılaşır ve bazı güçlüklerin üstesinden gelmede yetersiz kalır. Yetersizlik daha çok bireye bağlıdır, bireyseldir. İşitme açısından, işitme geçit yolunda herhangi bir yerde zedelenme olursa, işitme gerçekleşemez ve yetersizlik ortaya çıkabilir.

    Özür-Engel: Bireyin yaşadığı sürece, yaş, cins, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak oynaması gereken roller vardır. Birey yetersizlik yüzünden bu rolleri gereği gibi oynayamaz durumda kalırsa, buna özür-engel denir. Yani birey belli bir zamanda, belli bir durumda yapması istenilenleri yetersizlik yüzünden yapamazsa; yetersizlik, özüre-engele dönüşür. İşitmesinden dolayı yetersiz duruma düşen çocuk, okulda, sınıfta sosyal hayatta sözel iletişime dayalı rolleri istendiği gibi yerine getiremez, yetersizliği önüne engel olarak çıkar ya da çıkarılır. Özür-engel, sosyal çevrenin bireyden beklentileri sonucu ortaya çıktığı için özür-engel bireyin kendi problemi olmaktan çıkıp, sosyal bir problem olmaktadır.

    İşitme Eşiği: Sesin, sessizlikten ayrıldığı noktadır.

    İşitme Kaybı: İşitme kaybı, işitme testi sonucunda bireyin aldığı sonuçların, kabul edilen normal işitme değerinden, belirli derecede farklı olması durumudur.

    İşitme Kalıntısı: İşitme kalıntısı, işitme eşiğinin altında kalan ve uyarıldığında sesleri beyne iletebilen duyu alanıdır.

    İşitme Yetersizliği: İşitme testi sonucunda bireyin aldığı sonuçlar, kabul edilen normal işitme eşiklerinden belirli derecede farklı ise, bu kaybın derecesi bireyin dil edinimini ve eğitimini engelleyici derecede ise işitme yetersizliğinden söz edilir. Bu durum, kulağın bölümlerinden (dış, orta, iç) birinin etkili bir şekilde görevini yerine getiremediği durumlarda ortaya çıkar.

    İşitme Duyarlılığı: İnsan kulağının, alım gücü içinde olan (16-20000 Hz., 0-110dB) seslerin işitilmesine işitme duyarlığı denir.

    KAYNAK


  6. Engelli Kimdir, Engellilik ve Engellenmişlik Nedir,

    Engelli Öbeğine Kimler Girer?

    Bu yazıda, aşağıdaki terim başlığı olan "Engelli" sözcüğü ve tanım içeriği arasındaki uyuşmazlığın nedenlerini göstermek için; Vikipedia'ya girilen bu tanımın ayrıntılı çözümlemesini yapıyoruz.

    Böylece bu gayriresmi tanımı deneyerek, "engelli kimdir, engellilik ve engellenmişlik nedir, engelli öbeğine kimler girer" gibi konuları ele alacağız.

    VikiPedia'ya girilen engelli tanımı : [20/01/2007 itibarıyle] Engelli, ?? 1-) Engelle karşılaşan 2-) Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi. ???

    Dilbilim ve Mantık Yapısındaki Hatalar

    1-) Engelle karşılaşan

    Engelle karşılaşmak bir durumdur, sıfat değidir. Engelle karşılaşmak geçicidir, engeli atlar ve geçerseniz veya engel kalkarsa, engellilik hali kalmaz.

    Ayrıca, dil kuralları, mantık ve işleyiş olarak "engelli" kelimesini incelenirse, bunun bir sıfat olduğu çok rahat bir şekilde görülür. Engelli kelimesi tıpkı, "sakallı", "kanatlı", "hörgüçlü", "turşulu".. vs vs şeklinde binlerce örnekteki gibi, nesne veya canlının doğrudan üzerinde var olan bir özelliğini tanımlar. Sadece bu -basit- çözümleme bile engelli sıfatının öncelikle kişide var olan bir özelliği tanımladığı anlaşılır.

    Tıpkı kanatlı balık, benekli kelebek, kablolu anten, sütlü çay, gibi... Engelli kişi hep engeliyle beraberdir. İster şu yönetim altında, ister 246. hükümetle, ister Hatay' da, İster Türkiye' de, ister Japonya, ister Afrika, ister Ay' da olsun fark etmez. Spastik her yerde spastiktir. Kör her yerde kördür.. Şizofren her yerde şizofrendir. Ve tüm bu kişiler tıp ve bilim bir çözüm bulana dek engellidirler.

    2-) Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi.

    Bu paragraf devrik bir cümle kurgusuna sahip ve kişiyi değil durumu tanımlamaktadır. Paragrafın asıl hali şu:

    ENGELLİ (:aslında ENGELLENMİŞLİK)= Kişinin; Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıkları (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanması, önlerine engeller çıkarılmasıdır.

    Yani bu paragraf, kişi veya kişileri tanımlama değil, bir durum tanımlama görevi yapmaktadır. Bu tanımda ayrıca "engelleyici" rolü de, gizli özne olan "toplum" a yüklenmiştir. Paragrafı oluşturan cümlede yüklem kısıtlanmak ve önlerine engeller çıkarılmaktır. Bu cümlenin öznesi toplum veya yönetimdir. Bu cümledeki tanımlanmak istenen engelli ise sadece bir nesnedir!

    Tanım içersinde, her koşulda, "öne sürülerek" eylemi vurgulanıyor. Her koşulda yapılan tespitlerin YANLIŞ olduğu ifade ediliyor. Her koşulda "öne sürülerek" fiilinin öznesi olan toplum ve yönetim sorumlu tutulup, suçlanıyor. Bu yapılan tanım, ENGELLİ BİREY İÇİN....; ENGELLENMİŞLİK veya SOSYAL ENGELLENMİŞLİK kavramını açıklamaya çalışıyor. Çünkü bu tanıma göre, sakatları; görme engelli, duyma engelli, zihinsel engelli... vs gibi tamlamalarla kısımlara ayırıp belirtmek mümkün olmuyor.

    Alan Dışına Yönlenmiş Amaç ve Hedefler

    Bu tanımın amacı, engelliyi tanımlamak değil, önyargılı ve ayrımcı bir düşünceyle toplumu/yönetimi sorumlu, hedef veya belki de suçlu göstermektir.

    Vikipediaya yazılan bu tanıma göre, sakat kişi, "Toplum/Yönetim" e karşı durmak için, mücadele için... Toplum/Yönetim in kullandığı bağımsız değişkenleri (argüman) kullanmalıdır. Bu bağımsız değişken de en büyük ihtimalle siyasettir. Dolayısıyla sonuç olarak, tanım sahibince de kabul edildiği gibi bu tanım (engelli hareketine atıfta bulunan) sosyal-siyasi bir tanımdır. "Engelli/özürlü/sakat" bireyden ve bir de toplumdan sanki ayrı kümelermiş gibi bahsederek, bireylere, engellerinden sorumlu tuttuğu toplum ve yönetime karşı veya muhalif durmasını tavsiye etmektedir. Tanım bireyi tanımlamak amacını aşıp, adeta bir "engelli hareketi" oluşumunun manifestosuna giriş görevini yapmaktadır.

    Engelli olma durumunun -genellikle olumsuz sosyal sonuçları- meydana gelir. Bu sonuçlardan tabii ki "her zaman" engelli birey sorumlu tutulamaz. Nadiren de olsa (aslında pek de nadir değil, çünkü engelli/sakat/özürlü deyince akla şıp diye gelen dilenci modelinden bizzat bireyler sorumludur) birey kendini geliştirme adına bir çabada bulunmadığı için bizzat kendi sorumludur.

    Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, tüm imkânları da verecek olsak, yine de HAYATA KATILMAYI bile RED EDECEK çok sayıda engelli veya sağlam insan mevcut. Bir de sakatlığına sığınanlar var, dilenenler var, acındıranlar var, ... var,.. Sorun teşkil eden yer olarak SADECE toplumu göstermek yanlıştır. Engellilerin içinde bulundukları olumsuz durumların sebebi, gözardı edilemeyecek oranda kendilerine aittir. Bireylere düşen bu payı sadece, "o engelleri çıkaranlarla yeteri kadar mücadele etmediğinden yani çözüme yönelik yeterli çaba sarfetmediğinden" diyerek tanımlanak yetersiz. Tanımda ya toplum bahaneler sürerek engellemekle ya birey pasiflikle suçlanmaktadır.

    Tıp ve teknoloji ilerledikçe, tüm veya çoğu engel çeşidinin çözülmesi mümkün olduğuna göre, şu anki fiziksel engellerimizden aslında teknolojik ilkelliğimiz de sorumlu olabilir. O zaman yine bir tanım yapmak gerekir, ama bu tanım bile GEÇİCİ olur... Üç yüz yıl öncesiyle şu anki durum tamamen farklı. Üç yüz yıl sonra büyük ihtimalle, siber ve nanoteknoloji sayesinde DUYMA VE GÖRME ENGELLİ kalmayacaktır mesela!

    "Toplum/Yönetim" e rağmen değil; Toplum/Yönetim ile beraber çözüme gitmeliyiz.

    Tüm Görüşlerin Ortak Potada Erimesi Gerekliliği

    Vikideki bu tanımın altyapısına ve dayanak noktalarına bakıldığında, bir "sosyal model" kavramı çıkıyor karşımıza. Ve bu tanım, var olan esas tanıma "medikal model" adını verip karşısına alıyor. Engelli olmak ve engellilik/engellenmişlik kavramları iç içe geçirilmeye kalkılıp, engellilik/engellenmişlik tanımının içeriği, tamamen farklı bir anlamı olan engelli başlığında sunuluyor. Tanım uğradığı bu değişim sonucunda, netliğini kaybederek, oldukça geniş ve kaygan bir zemine oturtulup, kararsız ve her yöne çekilebilecek bir yapıya ulaşıyor.

    İşte ilgili tanımın güç aldığı ve kaynak gösterdiği makalelerden birinden alıntı :

    Sn. Çiğdem ARIKAN'ın makalesinde değerli bilgiler var. Mesela aşağıdaki alıntıda çok güzel tespitler var : Doç. Dr. Çiğdem ARIKAN demiş ki:

    MEDİKAL MODEL SORUN ÜZERİNDE ODAKLAŞMAKTADIR

    - Kavanoz kapaklarını, kapıları açmakta zorlanan veya açamayan eller

    - Uzun süre ayakta kalmakta zorluk çekme

    - Binalardaki merdivenleri çıkmakta başarısız olma

    - Yapamayacağını düşündükleri için insanların Özürlü bireye İş vermemeleri

    SOSYAL MODEL ÇÖZÜM ÜZERİNDE ODAKLAŞMAKTADIR

    - İyi düşünerek dizayn edilmiş kavanoz kapakları, otomatik kapılar

    - Kamuya ait yerlerde oturabilecek daha fazla sayıda koltuk

    - Tüm binalarda rampa ve asansörler

    - İnsanları 'sorun aramak' yerine özürlülerin 'yeteneklerini görmek' yönünde eğitmek

    Ama bunun tam tersi iddiaları da, Vikipediaya girilen engelli tanımına başvurarak, karşı tarafın dile getirmesi her zaman mümkündür. Mesela:

    SOSYAL MODEL SORUN ÜZERİNDE ODAKLAŞMAKTADIR

    - Kişinin, "engel teşkil ettiği varsayılan" yönetim-toplumla mücadele etmesi, bu uğurda güç ve zaman harcaması

    MEDİKAL MODEL ÇÖZÜM ÜZERİNDE ODAKLAŞMAKTADIR

    - Kişinin destek alıp, gerekirse tedaviye başlanıp, ruh ve beden olarak mümkün olan en iyi derecede hayata katılım seviyesine ulaşabilmesi

    vikideki engelli kelimesi; olması gereken yerde, yani, tıp/sağlık başlığı altında yer almaktadır. Fakat üzerinde çalıştığımız hatalı tanım, sağlık başlığını açıkça reddetmektedir. Ancak şu kaçınılmaz bir gerçektir ki; Kişinin engelli olma durumu, sebep ve sonuç itibarıyle, öncelikle tıbbi bir durumdur. Ve her şeyden önce tıbbi bir durumu işaret eder. Bu aksaklığı kesin ve net olarak çözmesi beklenen, çözebilecek yetki ve olanaklara öncelikle tıp ve bilim sahiptir.

    İşe bireyin sosyal tutumunu/görevini/halini/sebeblerini karıştırmadan yapmamız gereken net tanım aşağıdakine benzer bir şekilde olmalıdır (çünkü burada kişinin bedensel olarak diğerlerinden farkını tanımlıyoruz, bu durum sonucu ortaya çıkacak olan sosyal, psikolojik, ekonomik vesaire oluşumlar tamamen ilgili branşların alanına girer. Mesela engelli kişinin şu andaki duruma-yönetime-şartlara göre çoğunlukla işsiz olmasını ele alarak, engelli tanımına işsizliği Ve/Veya Sebeplerini de EKLEYEMEYİZ..) Böyle yapılacak bir tanımdaki kümeye hiçbir sakatlığı olmayan ve toplumun alışkanlıkları, kuralları ve benzeri özelliklerinden oluşan desenine bilinçli olarak uymayan kişiler de çok rahatça girmektedir. (Örnek vermek gerekirse, bu kümeye, eşcinseller, travestiler, radikal dinciler, madde bağımlılarını dahil edebiliriz. Bu yeni gruplardaki bireyler de aynen vikide yazılan tanımdaki gibi, farklılıkları öne sürülerek iş bulmakta, okumakta, evlenmekte vs çeşitli sorunlar yaşamaktalar.)

    Tüm bu bilgilerin ışığında, var olan ansiklopedik ve yasal tanımlara(1) yeni bir seçenek eklemek istersek, hayatadahiliz.biz adına, ansiklopedik olmak iddiasında bulunmadan, aşağıdaki tanımı yapıyoruz;

    ENGELLİ : Vücudunda doğuştan veya sonradan oluşmuş, fiziksel, biyolojik veya estetik olarak, görünüm/işlev bozukluğu nedeniyle, günlük hayat ve sosyal yaşam içerisinde engel ve sorunlarla karşılaşmakta olup, genel hayata uyum sağlayabilmesi ve engel durumuna özel gereksinimlerinin sağlanması için, sosyal-bilimsel çalışma ve destekleri almaya hakkı olan kişi. (Örnek kullanım: görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli, konuşma engelli, ...)

    Toplum-yönetim kümesinde engelli bireyler de vardır, olacaktır. Toplum-Yönetime karşı değil, Toplum-Yönetimle beraber, tıp, bilim, teknoloji, sosyoloji, eğitim gibi çeşitli alanlarda çalışarak ve bu alanlara özgün ayrı ayrı amaç ve hedefler tanımlayarak çözümler bulunmalıdır.

    Özürlü veya sakat yerine "engelli" sıfatının kullanılması, tercih edilmesi elbette daha güzel ve doğaldır. Bu sözcük, hoş görünmek, vicdânî teselli bulmak, sorumlulukları üzerinden atmak ve benzeri kaygılarla, toplum, yönetim veya bireyler tarafından yapay olarak üretilmiş bir sözcük değildir. Kelimeler genellikle kendiliğinden oluşur, tercih edilir, zorlama ile değil.

    Kişisel Yorumum

    Mesela ben bir lokantada garsonluk yapamıyorum. Bunun nedeni toplumun veya yönetimin önüme engel çıkarması mı? İşitme engellinin kuşları duyamamasının sebebi de mi toplum veya yönetim? Bacağı olmayanın 10 saniyede 100 m. koşamamasının sebebi de mi toplum veya yönetim? Zayıf karakterli, sabırsız veya önyargılı Selen Hanım'ın, kaza geçirip, kolunu yitirmiş olan eşi Fatih Bey'i terk etmesinin sebebi de mi toplum veya yönetim? Ya da..Yahut...Veya.. Diyelim ki yarın tam istediğiniz gibi bir hükümet geldi ve 10 yıl içinde çoğu şeyi düzeltti. O zaman nerededir engel çıkaracak toplum/yönetim? O zaman ENGELLİ tanımını oturup tekrar mı yapmak gerek? Medeniyetin doruğunda yaşadığı iddia edilen ülkelerden birinde de, sakatların doğrudan veya dolaylı sorunlarından halen toplum/yönetim mi suçludur? (örnek: yüklü işsizlik maaşı alan engellilerin bir kısmının çalışmak istememesi büyük sorunlar yaratıyor Avrupa'da.)

    Bir spastik engelli olarak, büyük çoğunluk gibi ben de vikide yapılan bu hatalı tanımın içinde değilim. Ve bir veya bir kaç kişinin sahip olduğu dar bakış alanındaki, bilimsellikten uzak, taraflı tanımların, vikipedia gibi, ansiklopedik olmak iddiasındaki kaynaklarda -tek başına- yer almasına karşıyım.

    Vikipedia ve benzeri açık kaynaklarda, öncelikle ansiklopedik ve yasal tanımlar(1) konmalı, tanımlarda eksikler olduğunu öne sürenler, kendi tanımlarını sözlük ve ansiklopedilerdeki koşullara uygun olarak, gerekçeleriyle alt alta yazılmalıdır. Aksi davranış ve tutumlar bir dayatmadan ibarettir.

    Sonuç

    Sonuç olarak yukarıda yapılan tespitlere göre vikideki bu tanım;

    - Bireye ait bir sıfat tanımı içinde, özneyi yönlendirip, ilgili/ilgisiz yorumlar yapmaya çalışılırken oluşan imlâ kuralları ve dilbilgisi hataları

    - İçine aldığı/almaya çalıştığı hedef ve amaçların izafiliği

    - Sosyal model kavramını öne sürüp, alanı daraltıp, kısmen bakıldığında doğru da olsa, diğer tanımları reddederek sadece sosyolojik bir bakış sunması

    - Güç aldığı makale ve kaynaklardaki deneysel olmayan yorumlar

    - Aslında ayrı kümeler olmayan, ama açıkça öyle tarif edilerek engelliler ve toplum/yönetim arasındaki hattı keskinleştirme sakıncası

    - Yapılan tanımdaki kümeye; sakat, özürlü olmadığı halde dahil olması gayet mümkün olan kişi ve grupların olması

    - Tanımın bilimsel olmaktan çıkıp, ideolojik bir amaca hizmet etme olasılığı

    - Engelli sözcüğünü, özürlü ve sakat sözcüklerinin içine aldığı anlamlardan koparması

    Sebepleriyle sakıncalı ve hatalıdır.

    Bu tanım "Engellenmişlik" veya "Sosyal Modele Göre Engellinin Durumu" benzeri bir başlıkta ifade edilmesi gereklidir.

    Şu an itibarı ile, "Engelli" sözcüğü için, ülkemizde ve dünyada kabul edilmiş olan ve resmi kurumların da kullandığı tanımlar(1), daha sağlıklı ve nettir. Vikipedia da ilk başta bu tanımların, daha sonra da teklif edilen diğer seçeneklerin yer alması gerekir.

    Vefa LÖK

    Notlar :

    (1).

    1 . A : TDK da engelli, özürlü ve sakat tanımları:

    engelli : sıfat :

    1 . Engeli olan, mânialı.

    2 . Vücudunda eksik veya kusuru olan.

    görme engelli : sıfat: Görme duyusu olmayan (kimse), görmez, gözsüz, kör, âmâ.

    konuşma engelli : sıfat : İşitemediği için söz söyleme alışkanlığı edinememiş olan (kimse).

    engellilik -ği : isim : Engelli olma durumu.

    görme engellilik -ği : isim : Görme engelli olma durumu, körlük, âmâlık.

    sakat : sıfat -Arapça- :

    1 . Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü:

    "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul."- Y. K. Karaosmanoğlu.

    2 . mecaz Bozuk veya eksik:

    "Sakat bir anlatım."- .

    "Sakat bir iş."- .

    özürlü : sıfat :

    1 . Özrü olan.

    2 . Engelli.

    3 . Kusuru olan, defolu:

    "Özürlü kumaş."- .

    1 . B : WHO - Dünya sağlık örgütünce yapılan engelli tanımı:

    Özürlülük kavramına Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler ve ILO tarafından farklı bakış açılarından yaklaşılmaktadır.Dünya Sağlık Örgütü, özürlülük

    kavramı hakkında aşağıdaki gibi hastalık sonuçlarına dayanan, sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıştır (http:/www.who.com):

    • Noksanlık (Impairment): “Sağlık bakımından “noksanlık” psikolojik, anatomik veya fiziksel yapı ve fonksiyonlardaki bir noksanlığı veya dengesizliği ifade eder.”

    • Özürlülük (Disability): “Sağlık alanında ‘sakatlık’ bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder.”

    • Maluliyet (Handicap): “Sağlık alanında “maluliyet” bir noksanlık veya sakatlık sonucunda, belirli bir kişide meydana gelen ve o kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir durumu ifade eder.”

    (Mutluer, 1997, s:10): “Sağlık yalnız hastalık ve özürlülüğün olmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumudur. Özürlülük ise bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli bir oranda ve sürekli olarak fonksiyon ve görüntü kaybına neden olan organ yokluğu veya bozukluğu sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uyamama durumudur. Bu durumdaki kişiye özürlü denilmektedir.”

    1 . C : Wikipedia Disability başlığı:

    Common usage refers to 'a person with a disability' or a person who is 'disabled' or, more controversially, who is 'handicapped'. Some prefer to only refer to specific 'disabilities' rather than to a generalised sense of 'disability'.

    The International Classification of Functioning, Disability and Health (ICF), produced by the World Health Organization, distinguishes between body functions (physiological or psychological, e.g. vision) and body structures (anatomical parts, e.g. the eye and related structures). Impairment in bodily structure or function is defined as involving an anomaly, defect, loss or other significant deviation from certain generally accepted population standards, which may fluctuate over time. Activity is defined as the execution of a task or action. The ICF lists 9 broad domains of functioning which can be affected:

    * Learning and applying knowledge

    * General tasks and demands

    * Communication

    * Mobility

    * Self-care

    * Domestic life

    * Interpersonal interactions and relationships

    * Major life areas

    * Community, social and civic life.

    1 . D : TheFreeDictionary - Legal Dictionary

    disability n. 1) a condition which prevents one from performing all usual physical or mental functions. This usually means a permanent state, like blindness, but in some cases is temporary. In recent times society and the law have dictated that people with disabilities should be accommodated and encouraged to operate to their maximum potential and have the right to participate in societal and governmental activity without impediments. Hence, access by ramps, elevators, special parking places and other special arrangements have become required in many statutes. 2) a legal impediment, including being a minor who cannot make a contract, or being insane or incompetent, as determined by others.

    1 . E : Answers.com

    dis·a·bil·i·ty

    1. a. The condition of being disabled; incapacity.

    b. The period of such a condition: never received a penny during her disability.

    2. A disadvantage or deficiency, especially a physical or mental impairment that interferes with or prevents normal achievement in a particular area.

    3. Something that hinders or incapacitates.

    4. Law. A legal incapacity or disqualification.

    -noun- Definition: handicap Antonyms: advantage, fitness, strength

    Disability (for legal encyclopedia):

    The lack of competent physical and mental faculties; the absence of legal capability to perform an act.

    The term disability usually signifies an incapacity to exercise all the legal rights ordinarily possessed by an average person. Convicts, minors, and incompetents are regarded to be under a disability. The term is also used in a more restricted sense when it indicates a hindrance to marriage or a deficiency in legal qualifications to hold office.

    The impairment of earning capacity; the loss of physical function resulting in diminished efficiency; the inability to work.

    In the context of workers' compensation acts, disability consists of an actual incapacity to perform tasks within the course of employment, with resulting wage loss, in addition to physical impairment that might, or might not, be incapacitating.

    Under federal law, the definition of a disability, for social security benefits purposes, requires the existence of a medically ascertainable physical or mental impairment that can be expected to result in death or endures for a stated period, and an inability to engage in any substantial gainful activity due to the impairment.

    1 . F : Birleşmiş Milletler

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ne Ek 3447 no’lu ve 9 Aralık Tarihli Sakat Kişilerin Hakları Bildirisi’nin 1. maddesinde yapmış olduğu özürlülük tanımı şu şekildedir:

    “Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal kabiliyetlerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlara özürlü denir.”

    1 . G : Uluslararası Çalışma Örgütü

    Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 20 Haziran 1983’te kabul edilen 159 No’lu “Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdamı” sözleşmesinin 1. maddesinde (T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 2002) yer alan özürlü tanımı şu şekildedir:

    “Bir iş temini, muhafazası ve işinde ilerleme hususundaki beklentileri, kabul edilmiş fiziksel veya zihinsel özür sonucu önemli ölçüde azalmış olan bireydir.”

    1 . H : 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu

    3. Maddesinin c fıkrasında tanımlanmıştır. Bu maddeye göre özürlü;

    “doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde

    kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişi” olarak tanımlanmıştır.

    1 . I : 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu

    “Sürekli olarak çalışma gücünden en az %40 oranında yoksun olanlar ve sakatlığın görevini yapmasına engel olmadığı, resmi sağlık kurulu raporuyla belirlenenler özürlü sayılmaktadır.”

    1 . J : 5378 Sayılı ÖZÜRLÜLER KANUNU

    Özürlü: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kiş

    msn engelli engelli nedir engelli spor engelliler haftası engelli resimleri engelli ne demektir engelli sporcular özürlü maaşı özürlü maaşları


  7. Albinoluk (halk dilinde abraşlık), özellikle insanlarda melanin pigmentinin yokluğuna bağlı olarak renksizleşmedir. Bu çoğunlukla tirosinaz denen bir enzimin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. DOPA denilen bileşimin tirosine dönüştürülmesi, bunun da daha sonra melanin pigmentlerine dönüşmesi için tirosinaz gereklidir. Tirosinaz-negatif albinoluk kalıtsal resesif bir özelliktir.

    Albino canlılarda deri genellikle çok açık renkli,saç-tüy-kıl gibi keratin yapılar beyaz renkie ve gözler kırmızıdır.Beyaz renkteki hayvanların albino olup olmadıklarının ayrımı,göz rengine bakılarak yapılır.


  8. Braille alfabesi, ( breyl ) Körler alfabesi olarak da bilinir, 1821 yılında Louis Braille tarafından geliştirilmiş görme özürlü insanların okuyup yazması için kullanılan bir alfabe metodudur. İki kolon taşıyan dikdörtgen düsen üzerine dizilmiş altı kabartılmış noktadan oluşur. Her iki kolonda üçer nokta bulunur. Noktalardan her biri altmışdört farklı kombinasyondan birini oluşturması için farklı şekillerde dizilir.

    Bu harfleri isimlendirmek için noktaların bulunduğu her bir pozisyon, yerlerine göre söylenir;

    • yukarıdan aşağıya, sol yanda 1'den 3'e kadar (temsilî L harfi)
    • sağ ve sol yandan birinci (temsilî C harfi)
    Braille sistemi aslında Charles Barbier'in Napolyon'un talebi doğrultusunda, askerlerin gece karanlığında ışık olmaksızın anlaşmalarını sağlamak için geliştirdiği sisteme dayanır. Barbier'in sistemi çok karışık ve öğrenilmesi zordu zira askeriye tarafındanda reddedilmişti. 1821 yılında Charles Barbier Paris Millî Enstitüsü'nin körler bölümünü ziyaret etti ve Louis Braille ile tanıştı. Braille, Barbier'in en büyük hatâsının, alfabesinin sahip olduğu temsilî harflerin insanın parmağını hareket ettirmedikçe anlaşılamaması olduğunu söyledi ve bu yüzden sembolden bir diğerine hızlıca geçilemiyordu. Kendisinin değişikliği, kör alfabesinde devrim yapan 6'lı nokta sistemiydi.

    Görme özürlülerin dünyasını değiştiren ve aydınlatan bir buluşun sahibi olan Louis Braille 4 Ocak 1809'da Fransa'da doğmuştu. Çocukluğun verdiği bir merak nedeniyle bir gün tek başına babasının çalıştığı ayakkabı tamir atölyesine girmiş, eline geçirdiği bir bıçakla derileri kesmeye çalışırken bıçak elinden kayarak sol gözüne saplanmıştı. Babası çocuğu hemen doktora götürmek yerine mahallede bir kadına götürmüş ve bu kadının uyguladığı yanlış ilaç ve tedavi sonucu Louis Braille'in gözü iyileşmek yerine tamamen kapanmıştı. Üstelik iltihap sağ gözüne de geçerek her iki gözünün kapanmasına yol açmıştı. Daha sonra doktora götürülen Louis Braille için yapılacak bir şeyin kalmadığı anlaşılmıştı. Louis Braille okul çağına geldiğinde varlıklı bir kişi olan Valentin Pauy tarafından 1730'da Dünyada ilk olarak Paris'te açılan körler okuluna gönderildi. Bu okulda görme özürlülerin eğitimi sadece kulak yoluyla ve ezberleme yöntemiyle yapılıyordu. Valentin Hauy gören insanların kullandığı yazıyı kabartma çizgiler haline getirerek görme özürlülerin okuyabileceğini düşünmüş ve karar vermişti. Ancak sonuç başarılı olmamıştı. Çünkü, bu şekilde oluşturulan yazılar görme özürlüler tarafından çok büyük bir güçlükle okunuyordu. Bu yöntemle yazılan kitaplar çok hantal ve kabaydı.

    Louis Braille özel bir yazı sistemi üzerinde çalışmalarını sürdürürken aklına gelen her yöntemi denemeye başlamıştı. İplerden, çivilerden, çubuklardan ve kurşunlardan yararlanmaya çalıştı. Bu sıralarda Fransız ordusunda görevli birsubay, geceleri askerlerine düşmandan habersiz gizli emirler göndermek amacıyla bir yazı sistemi geliştirmişti. Gece Yazısı adını verdiği bu sistem çizgi ve noktalardan oluşuyordu. Çharles Barbier adlı bu subay bir gün Paris'teki Körler Okulunu da ziyaret ederek geliştirmiş olduğu bu yazıyı okul müdürüne gösterdi. Bu yazının görme özürlüler tarafından da kullanılabileceğini düşünüyordu. Ancak okul müdürü yazıyı inceledikten sonra görme özürlüler için bu yazının uygun olmadığına karar verdi. Çünkü, bu sistem çok sayıda noktalardan ve çizgilerden oluşuyordu ve oldukça karmaşıktı. Bu arada Louis Braille de Charles Barbier adlı subay tarafından geliştirilmiş olan yazıyı incelemiş ve o da bu yazının görme özürlüler için uygun olmadığı kanaatine varmıştı. En uygun yazı sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda Louis Braille'in kafasında bazı ip uçları belirmeye başlamıştı.

    Böyle bir yazının çizgilerden değil sadece noktalardan oluşması gerektiğini düşündü. Artık sıra noktaların sayısı üzerinde en doğru kararı vermeye gelmişti. Louis Braille yaptığı sayısız denemeler ve uzun süren çalışmalar sonunda 1825'de 6 noktadan meydana gelen bir yazı sisteminin, görme özürlüler için en uygun sistem olduğuna karar verdi. Daha sonra 6 noktadan oluşan bu yazı sistemiyle alfabedeki harfleri oluşturdu.

    Louis Braille bulduğu yazı sistemini, istediği biçimde geliştirdikten sonra gizli gizli okuldaki arkadaşlarına öğretmeye başladı. Kağıt üzerine noktalarla kabartılmış bu yazı arkadaşları tarafından da çok beğenilerek büyük bir kabul gördü. Ancak öğretmenler bu yazının okulda kullanılmasına karşı çıkıyorlardı. Yazının çok karmaşık olduğunu, görme özürlüleri diğer insanlardan farklı duruma sokacağını ileri süren öğretmenler tepki gösteriyorlardı. Louis Braille'in bütün mücadelesine rağmen görme özürlüler için icat etmiş olduğu yazı ölümüne kadar kendi okulunda resmen kabul edilmedi. Breyl yazının icadı sayesinde görme özürlülerin önündeki engellerden önemli birisi ortadan kaldırılmış ve onlar için yeni ufuklar açılmış oluyordu. Görme özürlüler içinde bundan böyle okuma yazma ve yazılı kaynaklardan yararlanma kendilerini diğer insanlarla eşit düzeyde geliştirme olanağı doğuyordu. Onlar için de artık okul, kütüphane, dergi, kitap gibi kavramlar somut kavramlar olmaya başlıyordu. Louis Braille'in görme özürlüler için icat etmiş olduğu yazı sisteminin okullar tarafından kabul edilmesi o kadar kolay olmamıştır. Örneğin; ancak 1854 yılında Fransa'da, 1860'da Amerika Birleşik Devletlerinde, 1868'de İngiltere'de breyl yazının okullarda kullanılması kabul edilebilmiştir.

    Görme özürlülerin okuyup yazabileceği bir yazı sistemi üzerinde Louis Braille'in dışında da araştırma ve inceleme yapan kişiler bulunuyordu. Bunun sonucu olarak da bazı ülkelerde aynı anda değişik okullarda değişik yazı sistemleri kullanılıyordu. Bu sırada görme özürlüler için geliştirildiği söylenen yirmi çeşit yazı sistemi vardı ve bunlar arasında büyük bir rekabet sürüyordu.

    Kabartma yazı sistemleri arasında süren bu rekabete "noktalar savaşı" adı verilmişti. Kabartma yazı sistemi konusunda çok sayıda komiteler kuruldu, çok sayıda toplantılar yapıldı, çok sayıda makaleler yazıldı, bildiriler sunuldu, konuşmalar, tartışmalar yapıldı. Sonunda 1918'de ülkeler arasında Louis Braille'in icadı olan Breyl yazı üzerinde tam bir görüş birliğine varılarak diğer yazı sistemlerinin tümüyle terk edilmesi kararlaştırıldı. Böylece noktalar savaşı da sona ermiş oluyordu. Daha sonra 1932'de İngiltere ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yapılan bir anlaşma sonucu bu gün kullanılmakta olan İngilizce kısaltma sistemi kabul edilmiştir. O tarihten bu güne kadar İngilizce kısaltma sisteminde hiç bir değişiklik yapılmamış olması da dikkat çekici bir husustur.

    Dünya da körlerle ilgili ilk matbaa 1968'de İngiltere'de kurulmuştur. Daha sonra çeşitli ülkelerde kurulan matbaalar ve kütüphaneler yoluyla görme özürlülerin okuyabileceği on binlerce kitabın yazılıp çoğaltılması gerçekleştirilmiştir.

    Çocukluğunda bir kaza sonucu kör olan bir Fransız Louis Braille 1825 yılında altı noktadan meydana gelen kabartma yazı sistemini bulmuştur ve sisteme kendi adını vermiştir.

    1918 yılında bu sistem tüm dünyada kabul edilmiştir. Altı tane noktanın çeşitli kombinasyonuyla elde edilir. Özel yazı tableti, çivi kalemi ve oluşan kabarmayı parmakla hissettirebilecek kalınlıkta ki kağıtlar kullanılmaktadır. Tablete yerleştirilen kağıda sağdan sola yazılmakta, soldan sağa okunmaktadır.

    Körlerle ilgili ilk matbaa 1968 tarihinde İngiltere'de kurulmuştur. Ülkemizde ki bu sistemi kullanan matbaacılık ve kütüphanecilik çalışmaları maalesef ihtiyacın çok gerisinde kalmıştır.

    Bu anlamıyla, bir körler kütüphanesinin ana işlevi öncelikle Braille kitap basmak, dağıtmak ve bazı kopyalarını koleksiyonuna ekleyerek kullanıma sunmaktadır. Bu süreç, Dünyanın hemen hemen bütün körler kütüphanelerinde benzer şekilde gerçekleşmiştir. Koleksiyonlarında fazla sayıda kitap bulunduran kütüphanelerin büyük bir bölümü bu çalışmaya erken başlayanlardır.

    Tarih boyunca insanlar yazıya ve yazılı kaynaklara çok büyük önem vermişlerdir. Çünkü yazı, elde edilen bilgi ve deneyimlerin nesilden nesile aktarılmasını ve bu birikimlerden yararlanan insanların ve ulusların kendilerini daha ileri bir uygarlık düzeyine çıkarabilmelerini sağlayan en etkili ve önemli araçlardan biridir. Bir an için dünyada yazının ve yazılı kaynakların bulunmadığını düşünecek olursak bu eksikliğin yaratacağı sonuçları kolayca tahmin edebiliriz. Yazı, olmazsa olmaz denilebilecek ihtiyaçlardan biridir. Yazının kişisel, toplumsal, ulusal ve evrensel düzeyde gördüğü önemli işlevleri vardır.

    Diğer insanlar için yazı ne kadar önemli ise görme özürlüler içinde o düzeyde önemlidir. Bundan yüzyetmiş yıl öncesine kadar görme özürlü insanlar kendilerinin kullanabileceği bir yazı sistemine sahip olmamaları nedeni ile karanlık bir dünyada yaşıyorlardı. Çünkü, o döneme kadar diğer insanlar gibi okuma-yazma ve yazılı kaynaklardan yararlanma olanağına sahip değillerdi. O günlerde teknolojik gelişme düzeyinin sonucu olarak bu eksikliği bir ölçüde telafi edebilecek sesli materyallerde bulunmuyordu. Görme özürlülerin okuyup yazabilecekleri bir yazı sistemine sahip olmamaları onların diğer insanlar gibi okullarda veya başka merkezlerde eğitim görmelerini de hemen hemen olanaksız hale getiriyordu. Kulak yoluyla sürdürülmeye çalışılan eğitim ise görme özürlülerin çok sınırlı konularda ve sınırlı düzeylerde bilgi sahibi olmalarına yol açıyordu.

    Kabartma (Braille) yazının sağladığı olanaklardan yararlanmak demek sadece ders kitapları yazıp çoğaltmak demek değildir. Görme özürlülerinde diğer insanlar gibi her tür konuyu içeren kitapları okuyabilme hakkı olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

    Kabartma (Braille) yazının görme özürlülerin başkalarına bağımlı olmaktan kurtularak daha özgür olarak yaşamlarını sürdürmelerine de çok büyük katkısı bulunmaktadır. Onların günlük yaşamlarında işyerlerinde, okullarında Kabartma (Braille) yazının sağladığı olanaklar önemli bir değere sahiptir. Bu nedenle ilgili kurum ve kuruluşlarda görevli yetkililerin Kabartma (Braille) yazısının görme özürlülere sağlayacağı olanakları ciddiye alarak bir taraftan ulusal ve yerel anlamda matbaacılık ve kütüphanecilik hizmetlerini geliştirmeyi, diğer taraftan ise görme özürlüler arasında Kabartma (Braille) yazıyı bilenlerin sayısını artırıcı eğitim ve kursların yapılmasını gerçekleştirmeyi başarabilmelidirler.

    Bütün toplumlarda okur-yazar insan sayısını arttırmak için büyük çabalar sarf edilmektedir. Okur yazarlık sadece alfabeyi bilmek değildir. Okur yazar olmak, bir kişinin sosyal ve mesleki yaşamda ilerlemesini, bilgi ve deneyimlerini geliştirmesini saylayabilecek yeterlilikte duygu ve düşüncelerini doğru ve anlaşılır biçimde ifade edebilecek düzeyde okuma, yazma ve konuşma yeteneğine sahip olmak demektir. Bu nedenle yapılan eğitim programları da bu tanıma uygun şekilde hazırlanmalıdır.

    Kabartma (Braille) yazısıyla ilgili ülkemizde yaşanan önemli sorunlardan biride her geçen yıl bu yazıyı bilen ve kullanan görme özürlülerin sayısının azalmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığının resmi açıklamalarına göre, görme özürlüler arasında eğitim olanaklarından yararlanma oranı %2,54'tür.

    1. Görme özürlüler arasında Kabartma (Braille) yazıyı bilenlerin ve kullananların oranı geçmiş yıllara göre giderek aşağıya düşmektedir

    2. Körler okullarında uygulanan eksik ve yetersiz eğitim programları sonucu, sekizinci sınıftaki öğrenciler arasında bile Kabartma (Braille) yazıyı doğru bir şekilde bilmeyen öğrenciler bulunmaktadır.

    3. Normal okullarda okuyan görme özürlü çocuklar bir çok noksanlıklar sonucu bazı derslere aktif olarak katılamamakta ve Kabartma (Braille) yazıyı öğrenememektedirler.

    4. Kabartma yazı sistemiyle yazılmış kitap, dergi gibi yazılı kaynakların olmaması sonucu Kabartma (Braille) yazısını bilenler de bu yazıyı unutmakla karşı karşıya kalmaktadırlar.

    Görme özürlü bir çocuk okul öncesi dönemden itibaren Kabartma (Braille) yazıyı tanımaya başlamalıdır. Nasıl ki, gören bir çocuk televizyonda gördüğü yazılarla, binalarda gördüğü levhalarla, çeşitli araçlar üzerindeki etiketlerle, gazete ve kitaplardaki büyük başlıklarla okul öncesi dönemde yazıyı tanımaya başlıyorsa, görme özürlü bir çocuğunda bu avantajlara değişik yöntemlere başvurularak sahip olması sağlanmalıdır. Örneğin; görme özürlü çocuğu olan aileler Kabartma (Braille) yazıyı öğrenerek, kendi çocuklarına öğretmeye çalışmalıdırlar. Ayrıca Kabartma (Braille) yazıyla televizyonun üzerine televizyon, buzdolabının üzerine buzdolabı, radyonun üzerine radyo yazarak bu gibi yöntemlerle görme özürlü bir çocuğun da küçük yaştan itibaren yazıyı tanıması sağlanabilir.

    Hiç görme gücüne sahip olmayan, görme gücünde sürekli bir azalma olan, Normal veya büyütülmüş yazıyı okuyamayan, yazıyı büyütücü özel araçlar kullanılmasına rağmen rahatça göremeyen, okuduğu kitabı gözüne çok yaklaştıran ve okurken baş ağrısı, göz sulanması gibi rahatsızlıklar duyan, normal yazıyı diğer akranlarından çok yavaş okuyan çocuklar mutlaka Kabartma (Braille) yazıyı da öğrenmelidirler.

    Kabartma (Braille) yazı, daha önce belirttiğimiz gibi sadece okullarda işe yarayan bir araç değildir. Günlük yaşamın kolaylaştırılmasında, başkalarına bağımlılığın azaltılmasında da büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu yazının görme özürlü bir kişiye günlük yaşamda sağlayacağı olanakların bazılarını şu şekilde sayabiliriz:

    Adres ve telefon numaralarının yazılması, Mesajların yazılması, alış-verişe çıkarken alınacak şeylerin listesinin yazılması, bütün kasetlerin, CD'lerin, disketlerin, video kasetlerinin Kabartma (Braille) yazıyla etiketlenmesi, aranan kitapların kolay bulunabilmesi için üzerlerinin yazılması, çıkıp ineceği katları bilmek için asansör düğmelerinin yazılması, bir binada dolaşırken hangi kata geldiğini anlamak için korkulukların üzerlerinin yazılması veya işaretlenmesi, ev hanımlarının aradığı tuzu, biberi ve diğer baharatları kolayca seçebilmesi için kutula veya kavanozların üzerlerinin yazılması, ipliklerin renklerinin kolayca bulunabilmesi için makaraların Kabartma (Braille) olarak işaretlenmesi, konserve kutularının üzerlerinin yazılması, fırın, çamaşır, bulaşık makinelerinin kolay kullanılması için Kabartma (Braille) yazıyla işaretlenmesi, Fotoğrafların kimlere ait olduğunu bulabilmek için albüm sayfalarının üzerlerine Kabartma (Braille) işaretler konulması, ilaç kutularının üzerlerinin yazılması, çek ve faturaların zarflara konularak üzerlerinin yazılması, oyun kartlarının ve diğer oyun araçlarının Kabartma (Braille) olarak yazılması sayılabilir.

    Bütün bu yazma işlemleri ilk bakışta çok uzun ve yorucu işlemlermiş gibi görünebilir. Ancak bunlar bir günde yapılmayacaktır. Örneğin kasetlerin üzeri her yeni kaset alındıkça yazılacağından çok yorucu, zaman kaybettirici bir iş olmayacaktır. Asıl yorucu ve zaman kaybettirici iş, kasetlerin üzerlerinin Kabartma (Braille) yazıyla yazılmaması halinde olacaktır. Çünkü, yüzlerce kaset arasından aranan bir kaset tek tek dinlemek suretiyle bulunmaya çalışılacaktır. Ayrıca bir şeyin üzerini yazarken kısaltmalar kullanılabilir. Örneğin, bir iplik makarasının rengi yazılırken mavi için mv, sarı için sr, lacivert için lc gibi kısaltmalar konulabilir.

    Kabartma (Braille) yazının öğretilmesine, mümkün olduğu kadar erken yaşlarda başlamak gerekir. Okul öncesi veya ilköğretim çağında okuma yazma becerisi kazanmamış olan bir kimse daha sonraki yaşlarda bu beceriyi kazanmakta çok güçlük çekecektir. Hatta çoğu kimse ileri yaşlarda yazıyı öğrenmeye isteksiz olmaktadır. Ülkemizde bir an önce Kabartma (Braille) yazı ile ilgili okur yazar insan sayısını arttırıcı bir seferberlik başlatılmalıdır. Bu kampanya hem Kabartma (Braille) yazı öğretimini hem de Kabartma (Braille) yazıyla yazılmış kitapların ve diğer yayınların hızlı bir şekilde arttırılmasını kapsamalıdır. Mevcut matbaa ve kütüphaneler desteklenip geliştirilmeli, ve ihtiyaca uygun kapasitede yenileri açılmalıdır.

    Bugün körler okulları ülkemizin en büyük şehirlerinde bulunmaktadır. Ancak aynı şehirdeki diğer okulların sahip olduğu olanakların binde birine bile yazılı kaynaklar yönünden sahip değildir. Örneğin hiçbir yazılı sınavda öğrencilere soru kağıtları önceden yazılmış olarak sınav sırasında dağıtılamamaktadır.

    Ya bir dersin tamamı öğrencilere soruların yazdırılmasıyla geçmekte ya da sorular tek tek öğrencilere sözlü olarak sorulup cevaplarını yazmaları beklenmektedir. Bir gazeteyi, bir kitabı insanın kendisinin okuması, o insanı daha mutlu eder. Dinlemek ile okumak birbirinden çok farklıdır. Okurken her harf, her sözcük üzerinde durarak değerlendirmek mümkünken, dinleme sırasında böyle bir şey mümkün değildir. Okurken bir konuyu kavramak, dinlerken kavramaktan daha kolaydır. Kasetlere kaydedilmiş kitapları dinlemek, yazıyı bilmeyenler için bir zorunluluk olarak kabul edilebilir, yoksa birinci derecede tercih edilen bir öğrenme ve bilgi alma yöntemi değildir. Eğer sesli materyaller yazılı materyallerden daha etkin olmuş olsaydı, gören insanlar da yazılı kitapları, gazeteleri değil kasetleri tercih ederlerdi. Çünkü, sonuçta onların da dinlediğini anlayan kulakları bulunuyor. Kabartma (Braille) yazıyı okurken insan kendisini bir konser salonundaymış gibi hisseder. Kağıt üzerindeki ve parmaklarının altındaki harfler ve sözcükler bir orkestra gibidir.

    Her insan, günlük yaşamında ve mesleki yaşamında başarılı olabilmek için çeşitli araçlardan yararlanır. Nasıl ki, bir elektrikçi, bir marangoz işlerini yürütürken çeşitli araçlardan yararlanıyorsa, görme özürlü kişi de bir çok özel araç-gereçlerden yararlanarak günlük ve mesleki yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Kabartma (Braille) yazı , görme özürlü bir kişinin en çok işine yarayan önemli bir araçtır.

    1995'te ise, öğrenci sayısı 53730'a yükselirken Kabartma (Braille) yazıyı bilenlerin oranı yüzde 10'a düşmüştür. Bunun başlıca iki nedeni bulunmaktadır:

    Birincisi; Öğrencilerin körler okullarından daha çok normal okullara devam etmesi ve bu okullarda Kabartma (Braille) yazıyı bilen öğretmenlerin yeteri kadar bulunmaması, ikincisi ise; teknolojide meydana gelen yenilikler sonucu sesli materyallerden yararlanma olanaklarının artması, kaset, CD-rom, okuma makineleri gibi araçların yaygın olarak kullanılması sayılabilir. Kabartma (Braille) yazıyı bilenlerin azalması kütüphanelerdeki yazılı kaynaklara olan taleplerin de azalmasına yol açmaktadır. Kabartma (Braille) kitaplara fazla talep olmayınca kütüphaneciler de bu kaynakların arttırılması için yoğun bir çaba içine girmemektedirler.

    Görme özürlü çocukların körler okulları yerine normal okullara gönderilmesi tamamen iyi niyetli amaçlar doğrultusunda yapılmaktadır. Bu amaçlar arasında çocukların ailelerinden uzaklaştırılmaması, normal okullarda gören akranlarıyla birlikte okumaları, toplumla kaynaşmaları, toplumdaki yanlış önyargıların değiştirilmesi gibi niyetler yer almaktadır. Görme özürlü bir çocuk hangi okula giderse gitsin ona kazandırılması gereken en temel beceriler, Kabartma (Braille) yazıyla okuma yazma, baston kullanarak kendi başına gezip dolaşabilme, çeşitli teknik araçları kullanabilme, sosyal, akademik ve mesleki alandaki bilgi ve becerileri kazanmadır.

    Eğitimcilerin ve toplumun görme özürlü bir kişiden beklentisi neyse görme özürlü kişinin performansı da o beklentiye paralel şekilde gerçekleşir. Beklenti yüksekse elde edilecek verim de yüksek olur. Örneğin bir matematik öğretmeni görme özürlü bir çocuğun matematik konularında gören akranlarıyla eşit düzeyde başarı gösteremeyeceğine inanırsa, bu inancına paralel olarak öğreteceği şeyleri de basitleştirerek öğretir. Bunun sonucu görme özürlü çocuğun matematikteki bilgi düzeyi de gören akranlarının düzeyinin çok altına düşer. Bir çocuk kendisinden ne kadar bekleniyorsa o kadarını verecektir. Bir öğretmen hem Kabartma (Braille) yazısını bilmiyor ve hem de görme özürlü çocukların kapasitesiyle ilgili yüksek bir beklenti içinde bulunmuyorsa orada başarıdan ve verimlilikten söz etmek mümkün değildir. Kabartma (Braille) yazının öğretileceği en önemli dönem, eğitim sürecini kapsayan dönemdir. Bu nedenle önce öğretmenlerin kendilerinin Kabartma (Braille) yazının önemine inanarak bu yazıyı yeterli bir düzeyde öğrenmesi, daha sonra öğrencilerine öğreterek, onları Kabartma (Braille) yazının önemine inandırmaları gerekir.

    Yetiştirme kursları sonunda, öğretmenlerin Kabartma (Braille) yazı konusunda yeterli olup olmadıklarını belirleyen sınavlar, objektif olarak hazırlanmış testlerle değerlendirilmeli ve bu değerlendirmeler belli bir kurum tarafından yapılmalıdır. Çünkü, şu anda Kabartma (Braille) yazıyı bildiğini gösterir sertifika sahibi olan birçok öğretmen, gerçekte bu yazıyı öğrencilerine öğretebilecek düzeyde bilmemektedirler.

    Görme özrü, toplumdan gizlenmesi gereken utanılacak bir özür değildir. Görme özürlü olduğu belli olacak diye baston , Kabartma (Braille) yazı gibi özel araçlardan yararlanmamak bir insanın kendi yaşamını zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Görme özürlü kişilerin bu gibi yanlış düşüncelere kapılmasının en temel nedeni; gerek Kabartma (Braille) yazının gerekse baston kullanma eğitiminin erken yaşlarda verilmeye başlanmamış olmasıdır. Doğal olarak hiçbir çocuk diğer akranlarından farklı görünmek istemeyecektir. Ancak görme özürlü bir çocuğun bu özründen dolayı aşağılık kompleksine kapılması ve özürlü oluşunu utanılacak bir şeymiş gibi görmesi onu kendi akranlarından uzaklaşmaya sevk edecektir. Çocukta ortaya çıkan bu yanlış duygular, aileler ve eğitimciler tarafından erken yaşlarda değiştirilebilirse veya bu gibi duyguların ortaya çıkması önlenebilirse, ilerideki yaşamı da o ölçüde kolaylaşacaktır.

    Kabartma (Braille) yazıyı bilen birçok görme özürlü, dakikada 300 kelimeden fazla bir hızda okuma becerisine sahip olabilmektedir. Yapacağı bir konuşmayı yazılı olarak hazırlamak, aradığı yabancı bir kelimeyi başka bir kimseye sormadan sözlükten bulmak, bilimsel bir konu üzerinde kütüphanedeki yazılı Kabartma (Braille) kaynaklardan araştırmak bir müzik aletiyle çalacağı eserin notalarını yazılı kaynaklardın bulup ezberlemek görme özürlü bir kişi için ne kadar mutluluk verici bir olaydır. Bu mutluluğun tek kaynağı ise Kabartma (Braille) yazıdır. Kabartma (Braille) yazıyı öğrenmek ve bu yazıyla yazılmış kaynaklardan yararlanmak her görme özürlü insan için vazgeçilmez bir haktır. Bu hakkın kullanımını güvence altına almak ise ilgili kurum ve kuruluşların görevidir.

    Evrensel eğitim için esas olan okuyarak ve yazarak eğitim yapmaktır.


  9. İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULLARI

    ADIADRESİTELEFONMARMARA İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKARAMÜRSEL / KOCAELİ0262 462 90 90SEYHAN İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUCEYHAN / ADANA0322 225 03 49EBER İŞİTME İLKÖĞRETİM OKULUBOLVADİN / AFYON0272 612 63 59KARAHİSAR İŞİTME İLKÖĞRETİM OKULUAFYON 272 216 36 71LOKMAN HEKİM İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUAMASYA0358 212 69 84YILMAZ BALABAN İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSİNCAN / ANKARA 0312 273 90 80KEMAL YURTB1LIR İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUALTINDAĞ / ANKARA0312 316 29 60YAHYA ÖZSOY İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUALTINDAĞ / ANKARA0312 316 34 22MERKEZ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUANTALYA 0242 326 31 30ŞAİR FETHİ BEY İŞİTME ENGELİLER İLKÖĞRETİM OKULUAYDIN0256 414 12 82İBNİ SİNA İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUMUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA 0224 612 03 82DUYUM İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUOSMANGAZi / BURSA0224 222 03 19ANAFARTALAR İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUGELİBOLU / ÇANAKKALE0286 566 29 85YEŞİLKÖY İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUDENİZLİ0258 373 05 51SURKENT İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUDİYARBAKIR0412 221 37 89ŞEHİTÖĞRETMEN ADNAN TUNCA İŞİTME İLKÖĞRETİM OKULUEDİRNE0284 214 29 40GENÇOSMAN İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUELAZIĞ0424 247 45 87DEDEKORKUT İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUERZURUM0442 315 85 59AHMET YEŞEV. İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUESKİŞEHİR0222 335 50 18 ALİ SÜZER İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUGAZİANTEP0342 321 26 10 FATİH SULTAN MEHMET İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUGAZİANTEP0342 231 12 32ORHUN İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUŞİRAN / GÜMÜŞHANE0456 515 70 75HÜRRİYET İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUHATAY0326 213 96 47AKDENİZ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUİÇEL0324 229 34 41İSMAİL HAKKİ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSENiRKENT / İSPARTA0246 511 29 99MİMAR SİNAN İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUFATİH / İSTANBUL0212 521 95 34HALICIOĞLU İŞİTME ENGELtLER İLKÖĞRETİM OKULUBEYOĞLU / İSTANBUL0212 230 50 79YEDİTEPE İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUBEYKOZ / İSTANBUL0216 433 32 66YUNUSEMRE İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUÜMRANİYE / İSTANBUL0216 364 65 73DOSTELLER İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKADIKÖY / İSTANBUL0216 358 09 61VEZNECİLER İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKU1.UEMİNÖNÜ / İSTANBUL 0212 528 60 19 KORDON İŞİTME ENGELİLLER İLKÖĞRETİM OKULUKONAK / İZMİR TÜLAY AKTAŞ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUBORNOVA / İZMİR0232 339 78 26ŞEHİT OKTAY ARDIÇ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUBORNOVA / İZMİR0232 581 20 18GAZİLER İŞİTME ENGELtLER İLKÖĞRETİM OKULUKAHRAMANMARAŞ0344 225 12 41HAL1ME ÇAVUŞ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKASTAMONU0366 214 24 46CEMAL-NEVZER ERCİS İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUDEVELİ / KAYSERİ VALİ BEHİÇ ÇELİK İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKIRIKKALE0318 256 11 26CEVİZKENT İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKAMAN / KIRŞEHİR0386 712 51 02KONEVİ İŞİTME ENGELLİLER İLÖĞRETİM OKULUSELÇUKLU / KONYA KÜTAHYA İŞİTME ENGELİLER İLKÖĞRETİM OKULUKÜTAHYA0372 253 69 58AKŞEMŞEDDİN İŞİTME ENGELtLER İLKÖĞRETİM OKULUMALATYA0422 321 31 89HÜDAVEND HATUN IŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUNİĞDE0388 221 07 07ÇAYKENT İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULURİZE0464 213 05 5619 MAYIS İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSAMSUN0362 446 01 47BURUCİYE İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSİVAS0346 225 10 49ÇAMLIK İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUTRABZON0462 231 11 40ABDURRAHMAN GAZİ İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUVAN0432 223 16 93UZUNMEHMET İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUZONGULDAK0372 257 74 15İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSELER

    ADIADRESİTELEFONAKDENİZ İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİİÇEL0324 229 34 41SENİRKENT İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİİSPARTA0246 511 29 99İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİİSTANBUL0212 525 65 67EVER İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİBOLVADİN / İZMİR0272 216 10 70MERT ÖZTÜRE İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİİZMİR232 687 10 27İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİKAYSERİ0352 337 28 82NURİYE-HALİT ÇEBİ İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİORDU0452 233 11 05ÇAMLIK İŞİTME ENGELLİLER ÇOK PROGRAMLI LİSESİTRABZON462231 1140

    ZİHİNSEL ENGELLİLER (EĞİTİLEBİLİR) OKULLARI

    ADIADRESİTELEFONNİYAZI EKERBIÇER MESLEK OKULUADANA0322 435 95 47OSMAN YILDIRIM MESLEK OKULUAMASYA0358 218 01 59BAŞKENT MESLEK OKULUKEÇİÖREN ANKARA0312 316 40 20AKDENİZ MESLEK OKULUANTALYA0242 332 41 60 KIRYARLAR MESLEK OKULUSÖKE AYDIN0256 511 08 86ATATÜRK ANAOKULU İLKÖĞRETİM VE MESLEK OKULUAYDIN0256 213 78 02YUNUS EMRE MESLEK OKULU BALIKESİR0266 244 33 37UMUT MESLEK OKULUBARTIN BİLECİK MESLEK OKULUBİLECİK0228 312 44 87ŞEHİT ZAFER MESLEK OKULU VE MES. EĞT. MRKBOZÜYÜK / BİLECİK0228 314 40 35MİTAT ENÇ ANAOKULU VE İLKÖĞRETİM OKULUOSMANGAZİ / BURSA0224 248 82 49ULUDAĞ MESLEK OKULU VE MES.EĞT MRKNİLÜFER BURSA0224 246 74 46ANADOLU MESLEK OKULUÇORUM0364 224 78 81ÇAMLIK MESLEK OKULUDENİZLİ0258 266 47 93HAZAR MESLEK OKULU ELAZIĞ0424 212 48 21SÜMER MESLEK OKULUERZİNCAN0446 224 36 56AV.LÜTFİ ERGÖKMEN ANAOKULU İLKÖĞRETİM OKULUESKİŞEHİR 0222 239 60 81FIRAT ANAOKULU İLKÖĞRETİM VE MESLEK OKULUGAZİANTEP0342 220 10 48İSKENDERUN UMUT MESLEK OKULU .İSKENDERUN / HATAY0326 616 09 89ÇANKAYA MESLEK OKULUİÇEL0324 238 06 70ISPARTA MESLEK OKULU ISPARTA0246 242 15 30KAZIM BEYAZ MESLEK OKULUBAHÇELİEVLER / İSTANBUL0212 651 39 93SABRI TAŞKIN MESLEK OKULUKARTAL / İSTANBUL 0216 377 34 65VALA GEDİK MESLEK OKULU VE MESLEKİ EĞT. MERKEZİTUZLA / İSTANBUL0216 392 45 77SAADET ANAOKULU İLKÖĞRETİM VE MESLEK OKULUŞiŞLi / İSTANBUL 0212 288 25 35MİHRİMAH SULTAN MESLEK OKULU VE MES.EGT.MER.FATİH İSTANBUL0212 521 17 63KONAK MESLEKİ EGİTİM MERKEZÎKONAK-ZMiR0232 421 91 74HASAN TAHSİN MESLEK OKULUBORNOVA İZMİR0232 388 56 60YAŞAMA SEVİNCİ ANAOKULU VE İLKÖĞRETİM OKULUKARABÜK0372 433 21 66KARABÜK MESLEKÎ EĞT. MERKEZÎKARABÜK0372 412 79 77SEVGİBAĞI MESLEK OKULUKARABÜK0372 433 07 03HACI MUSTAFA POSTAAĞASI MESLEK OKULUKOCASİNAN KAYSERİ0352 233 84 35ÇİNİKENT MESLEK OKULUKÜTAHYA0274 224 27 78TURGUT ÖZAL MESLEK OKULUMALATYA0422 336 51 44ADIL KARLIBEL MESLEK OKULUORDU0452 223 19 06ŞEHİT ALİ BORİNLİ ANAOKULU İLKÖĞRETİM VE MESLEK OKULUSAKARYA0264 277 80 21İLKADIM MESLEK OKULUSAMSUN AHMET KUTSİ TECER MESLEK OKULUSİVAS0346 223 38 03MEHMET AKİF ERSOY MESLEK OKULUTOKAT0356 228 04 30KARADENİZ MESLEK OKULUTRABZON0462 231 13 76USKO MESLEK OKULUUŞAK0276 224 25 61ZÜBEYDE HANIM ANAOKULU İLKÖĞRETİM VE MESLEK OKULUVAN0432 214 54 45YALOVA MESLEK OKULU VE MES. EĞT. MER.YALOVA0226 837 12 29KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN OKULUYOZGAT0354 212 88 35ZİHİNSEL ENGELLÎLER ( ÖĞRETİLEBİLİR) OKULLARI

    ADIADRESİTELEFONPOLATLI EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK MEHMET-KAMURAN TEKİN EĞT.UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.SEYHAN / ADANA0322 435 20 25KOCATEPE ANAOKULU EĞT.UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER.AFYON0272 214 13 43BUĞDÜZ EĞT.UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER.AKYURT / ANKARA0312 842 63 00SİNCAN ANAOKULU EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.SINCAN / ANKARA0312 272 69 69SİRKELİ EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.ÇUBUK / ANKARA312821 31 33ÇAĞDAŞ ANAOKULU EĞT.UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.ALTINDAĞ / ANKARA0312 347 33 24ERYAMAN EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.ERYAMAN / ANKARA0312 621 15 63BATIKENT EĞT.UYG.OKULUY.MAHALLE ANKARA0312 278 39 17KIZILCAÖREN EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK..K.HAMAM / ANKARA0312 737 11 82ULUS ANAOKULU EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.ALTINDAĞ / ANKARA0312 311 05 26KUMLUPINAR EĞT.UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.KAZAN / ANKARA0312 814 27 60YAĞLIPINAR EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.GÖLBAŞI / ANKARA0312 499 50 90İL ÖZEL İDARE ANAOKULU EĞT.UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.BALIKESİR0266 257 10 41EMiNE-MEHMET BAYSAL EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT. MRKBOLU0374 215 28 72İPEK ANAOKULU EĞT-UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER.NİLÜFER / BURSA0224 246 30 90GÜZELYURT ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.DENİZLİ0258 263 12 09BAŞAK ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.DİYARBAKIR0412 222 25 86RECEP BİRSİN ÖZEN ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MRKERZURUM0442 316 56 92ULUÖNDER EĞT. UYG OKULU VE MES. EĞT. MER.ESKİŞEHİR0222 335 16 24MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK ANAOKULU EĞT.UYG. OK.VE MES.EĞT.MRKİÇEL0324 221 73 44ISPARTA EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER.ISPARTA0246 242 15 30YAŞAR DOĞU ANAOKULU EĞT.UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. KAĞITHANE / İSTANBUL0212 284 37 30NEFUS NAKİPOĞLU ANAOKULU EĞT. UYG.OK.VE MES. EĞT. MER.BAKIRKÖY / İSTANBUL0212 561 37 42MEVLANAKAPI ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. FATİH / İSTANBUL 0212 585 06 73SANCAKTEPE ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.ESENLER / İSTANBUL0212 634 19 77MEDİHA TURHAN TANSEL EĞT. UYG.OKULUKADIKÖY / İSTANBUL0216 386 87 44ŞÖHRET KURŞUNOĞLU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. KADIKÖY / İSTANBUL0216 478 19 68HAYRİYE-KEMAL KUŞUN ANAOKULU. EĞT. UYG.OK.VE MES. EĞT. MER. KADIKÖY / İSTANBUL0216 418 03 95ERAM FATİH ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. FATİH / İSTANBUL0212 631 02 10IŞIK ANAOKULU EĞİTİM UYGULAMA OKULU VE MES. EĞT. MER. KARTAL / İSTANBUL0216 353 92 07AHMET ŞEFİK KİLİMCİ ANAOKULU. EĞT.UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. KONAK / İZMİR0232 441 57 81KÖRFEZ ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK.KARŞIYAKA / İZMiR0232 339 80 35SAFİYE NADİR ANAOKULU EĞT.UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. KARŞIYAKA / İZMİR0232 366 58 58YUVAM ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.SAFRANBOLU / KARABÜK0372 712 35 6275.YIL EĞT.-UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. KARS0474 223 27 35KUZEYKENT ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. KASTAMONU0366 215 11 84ERCİYES ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. MELIKGAZI / KAYSERİ0352 222 54 50MEHMET ISITAN ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MERK.KIRIKKALE0318 224 26 21YAŞAMA SEVİNCİ EĞT. UYG. OKULUGÖLCÜK / KOCAELİ0262 412 53 13MERKEZ ANAOKULU EÖT.-UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. SELÇUKLU / KONYA

    0332 249 97 76SEVGİ ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.EREĞLİ / KONYA 0332 734 54 70NASREDDİN HOCA EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.AKŞEHİR / KONYA0332 812 65 71YAVUZ SULTAN SELİM ANAOKULU EĞlTİM. UYG.OK.VE MES. EĞT. MER.KÜTAHYA0274 224 66 46ALİ KUŞÇU ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK..MALATYA0422 326 15 79SALİHLİ EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. MANİSA0236 712 11 40KAHRAMANMARAŞ EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT. MRK.MARAŞ0344 221 28 90MUĞLA EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. MUĞLA0252 212 69 16SARUHAN ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. NİĞDE0388 232 24 24İLKADIM ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. ORDU0452 223 16 83NARLIKIŞLA EĞT. UYG. VE MES. EĞT. MRK.KADİRLİ / OSMANİYE 0322 725 63 32HACI BESTAMİ AKSU EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK. OSMANİYE 0322 812 98 01KAÇKAR ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MRK.RİZE0464 214 06 13İLKIŞIK ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.SAMSUN 0362 440 07 31ŞANLIURFA EĞT. UYG. OKULUŞANLIURFA 0414 215 17 79TOKAT EĞT. UYG. OKULUTOKAT0356 228 31 13ERDOĞDU ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.TRABZON0462 231 07 85MEHMET AKİF ERSOY EĞT. UYG. OKULUUŞAK0276 223 39 97MERKEZ ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. SELÇUKLU / KONYA0332 249 97 76SEVGİ ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. EREĞLİ / KONYA 0332 734 54 70NASREDDiN HOCA EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MRK.AKŞEHİR / KONYA0332 812 65 71YAVUZ SULTAN SELİM ANAOKULU EĞİTiM UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. KÜTAHYA0274 224 66 46ALI KUŞÇU ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT. MRK.MALATYA0422 326 15 79SALİHLİ EĞT. UYG.OKULU VE MES. EĞT. MER. MANİSA0236 712 11 40KAHRAMANMARAŞ EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT. MRK.MARAŞ0344 221 28 90MUĞLA EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. MUĞLA0252 212 69 16SARUHAN ANAOKUL EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. NİĞDE0388 232 24 241LKADIM ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER.ORDU0452 223 16 83NARLIKIŞLA EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.KADİRLİ / OSMANİYE0322 725 63 32HACI BESTAMİ AKSU EĞT.UYG.OKULU VE MES.EĞT.MRK..OSMANİYE 0322 812 98 01KAÇKAR ANAOKULU EĞT. UYG.OKULU VE MES.EĞT. MRK.RİZE0464 214 06 13İLKIŞIK ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES. EĞT. MER. SAMSUN0362 440 07 31ŞANLIURFA EĞT. UYG. OKULUŞANLIURFA 0414 215 17 79TOKAT EĞT. UYG. OKULU TOKAT0356 228 31 13ERDOĞDU ANAOKULU EĞT. UYG. OKULU VE MES.EĞT.MRK.TRABZON0462 231 07 85MEHMET AKİF ERSOY EĞT. UYG.OKULUUŞAK0276 223 39 97

    ORTOPEDİK ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULLARI

    ADIADRESİTELEFONDOĞAN ÇAĞLAR ORTOPEDİK ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUALTINDAĞ / ANKARA0312 317 06 21YEŞİL DÜZCE ORTOPEDİK İLKÖĞRETİM OKULUDÜZCE / BOLU0374 523 93 78KIZILIRMAK ORTOPEDİK ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSAMSUN0362 440 02 45TURHAL ORTOPEDİK ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUTURHAL / TOKAT0356 275 30 93ORTOPEDİK ENGELLİLER MESLEK LİSELERİ

    ADIADRESİTELEFONDOĞAN ÇAĞLAR ORTOPEDİK ENGELLİLER MESLEK LİSESİALTINDAĞ / ANKARA0312 317 06 21TURHAL ORTOPEDİK ENGELLİLER MESLEK LİSESİTURHAL / TOKAT0356 275 30 93

    GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULLARI

    ADIADRESİTELEFONMİTAT ENÇ GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUYENİMAHALLE / ANKARA0312 213 23 73GÖRENELLER İLKÖĞRETİM OKULUALTINDAĞ / ANKARA0312 317 06 00GÖRME ENGELLİLER BASIM EVİ VE AKŞAM SANAT OKULUALTINDAĞ / ANKARA0312 318 25 84YAHYA ÇAVUŞ GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUGELİBOLU / ÇANAKKALE0286 566 16 93GAP GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUGAZİANTEP0342 323 01 24TÜRKAN SABANCI GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUÜSKÜDAR / İSTANBUL0216 391 07 72VEYSEL VARDAL GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSARIYER / İSTANBUL0212 201 12 93AŞIK VEYSEL GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUBORNOVA / İZMİR0232 388 73 82ERTUĞRUL GAZİ GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUKAHRAMANMARAŞ0344 215 55 31GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUSELÇUKLU / KONYA0332 241 04 42CEMİL MERİÇ GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUNİĞDE 0388 232 32 21MEHMET AKİF ERSOY GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULUTOKAT0356 228 04 30

    ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMLERİ OLAN ÜNİVERSİTELER ADIADRESTELEFONFAXANKARA ÜNİ.ANKARA ÜNİ.EĞİT.BİL.FAK. CEBECİ

    ANKARA0312 319 18 56

    0312 363 33 500312 221 32 02GAZİ ÜNİ.GAZİ ÜNİ.GAZİ EĞİTİM FAK.ÖZEL

    EĞİTİM BÖL.06500 BEŞEVLER ANKARA0312 213 11 59

    0312 215 24 00

    0312 212 68 400312 221 32 02ABANT İZZET BAYSAL ÜNİ.ABANT İZZET BAYSAL ÜNİ.

    ABANT İZZET BAYSAL KAMPÜSÜ 14280 GÖLKÖY BOLU0374 253 45 11

    0374 253 45 12

    0374 253 45 57

    0374 253 45 06ANADOLU ÜNİ.ANADOLU ÜNİ.REK.YUNUS EMRE KAMPÜSÜ

    26470 ESKİŞEHİR0222 335 05 81

    0222 335 24 600222 335 36 16MUSTAFA KEMAL ÜNİ.MUSTAFA KEMAL ÜNİ.REKTÖRLÜGÜ

    31040 HATAY0326 221 33 17

    0326 221 33 150326 221 33 00

    0326 221 33 20KARADENİZ TEKNİK ÜNİ.KTÜ. FATiH EĞİTİM FAK.EĞİTİM

    BİL.BÖL.61080 TRABZON0462 325 32 23

    0462 248 70 170462 325 32 05

    BEDENSEL ENGELLİLER SPOR KULÜPLERİ

    ADIADRESTELEFONFAXANKARA YAŞAMA GÜCÜ SPOR KULÜBÜ 0312 319 61 130312 434 10 25BAHÇESARAY ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ 0262 325 87 270312 434 10 25BİRLİK ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ 0212 588 34 80

    0212 588 34 810212 632 50 42BURDUR ÖZÜRLÜLER SPOR KULUBÜ (İZULAŞ SPONSORLUĞU) İSTANBUL ANADOLU YAKASI SPOR KULÜBÜ 0212 512 55 000262 325 87 27LOKOMOTİF ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ 0212 514 70 590212 635 10 35İZELMAN ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ MESARYA ALTERNATİF SPOR KULÜBÜ 0392 851 94 140392 227 38 68ADANA ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜGÜZELYALI MAH. 111 .SOK.NO:7 ÖZÜRLÜLER SPOR KOMPLEKSİ ADANA0322 211 05 60

    0322 338 60 840322 311 05 39ANKARA DEMİR SPOR KULÜBÜT.C.D.D.GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DEMİR SPOR İRTİBAT BÜROSU GAR ANKARA0312 309 05 15 /43060312 312 32 15ANTAKYA ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜBELEDİYE PARK İÇİ TABİPLER ODASI YANI N0:6 HATAY0326 212 47 04

    0326 214 65 37 0326 216 13 96 İSKENDERUN ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜATATÜRK BUL. 5 TEMMUZ PARK İÇİ ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ İSKENDERUN HATAY0326 618 21 220326 618 21 22İSTANBUL FATİH ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜÇAYIROGLU SOK.NO:24 DAİRE 5 34400 S.AHMET İSTANBUL0212 523 40 97

    0212 582 69 130212 638 84 80İSTANBUL SAKATLAR SPOR KULÜBÜAŞAĞI GRUBA CAD.LUNAPARK ARKASI DR.AHMET PAŞA SOK.NO:16 ÇAPA AKSARAY İSTANBUL0212 534 11 94

    0212 534 14 15 YAŞAMA SEVİNCİ SPOR KULÜBÜHALASGAR GAZİ CAD. ŞİŞLİ İSTANBUL0212 231 77 48

    0212 231 14 76 İZMİR ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜMİTHAT PAŞA CAD.NO:205 KARATAŞ İZMİR0232 366 93 50

    0232 421 70 67 İZMİR ENGELLİLER SPOR KULÜBÜ7400/7 SOK.NO:6 KARŞIYAKA İZMİR0232 366 70 44

    0232 616 24 800232 464 45 24SAMSUN BEDENSEL ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜHÜRRİYET MAH.OSMANİYE CAD.NO:50/1 YENİ KARAKOL YANI SAMSUN0362 432 02 29 SAMSUN ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLER SPOR KULÜBÜ19 MAYIS MAH.TİM HANECAD. ALBAYRAK İŞHAN1KAT:1 SAMSUN0362 433 61 43

    0362 432 84 32 İŞİTME ENGELLİLER SPOR KULÜPLERİ

    ADIADRESTELEFON ADANA SAĞIR SPOR KULÜBÜÇINARLI MAH.123.SK.NO.1579 ADANA0322 363 35 98ADIYAMAN SAĞIR SPOR KULÜBÜHARKÇILARCAD.NO:12 ADIYAMAN0416 214 23 32AFYON SAĞIR SPOR KULÜBÜBOZCALAR ÇARŞISI KAT:4 NO: 148 AFYON0272 213 18 83AKSARAY SAĞIR SPOR KULÜBÜl NOLU MEHMET ŞİŞMAN İŞHANI ZEMİN ALTI AKSARAY0382 213 40 20AMASYA SAĞIR SPOR KULÜBÜGÜMÜŞLÜ MAH.ARİF FAZLI SOK.NO: l AMASYA0358 212 55 35SİNCAN SAĞIR SPOR KULÜBÜVATAN CAD.MELTEM SOK.NO: 13/A SİNCAN ANKARA0312 269 71 81BATIKEN SAĞIR SPOR KULÜBÜY MAHALLE BELEDİYE BŞK İŞHANI ALT. ANKARA0312 344 63 04ANKARA SAĞIR SPOR KULÜBÜNECATİBEY CAD N0:23-3 KIZILAY ANKARA0312 230 32 92BAŞKENT SAĞIR SPOR KULÜBÜADAKALE SOK. N0:8 ZEMİN SIHHİYE ANKARA0312 343 78 13POLATLI SAĞIR SPOR KULÜBÜCUMHURİYET MAHTİ CAD.DİNCEL İŞHANI N0:14 POLATLI ANKARA0312 622 95 37ANT.KEPEZ BELEDİYESİ SPOR KULÜBÜ HESAP İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ANTALYA02423 44 59 05NAZİLLİ SAĞIR SPOR KULÜBÜALTINBAŞ MAH. 159.SOK.NO: l NAZİLLİ AYDIN0256 315 88 23BAFRA SAĞIR KULÜBÜCUMHURİYET MEYDANI PAZAR PiRiNÇ CAD. NO:3/A BAFRA 0362 543 75 16BALIKESİR SAĞIR SPOR KULÜBÜHACI İLBEY MAH. UZUN DÖŞEME CAD.NO:1 BALIKESİR0266 239 22 04BURSA SAĞIR SPOR KULÜBÜHÜSSAM AYDIN SOK. NO: 18/A BURSA0244 222 97 14YILDIRIM SAĞIR SPOR KULÜBÜEĞİTİM MAH. PROF. TEZ.SOK.NO:3/A BURSA0244 263 28 55ÇORUM SAĞIR SPOR KULÜBÜ70 CUM.ÖZEL İDARE KÜLTÜR SİT. KAT:3 N0:111 ÇORUM0364 225 36 80DENİZLİ SAĞIR SPOR KULÜBÜMİMAR SİNAN CAD. ÇİÇEK APT.ALTI DENİZLİ0258 242 84 30DİYARBAKIR SAĞIR SPOR KULÜBÜOFİS CAMİ SOK. DİCLE APT.ZEMİN KAT DİYARBAKIR0412 221 41 54ELAZlĞ SAĞIR SPOR KULÜBÜ227LER İŞHANI KAT: 2 N0:76 ELAZlĞ 0424 238 86 13ERZURUM SAĞIR SPOR KULÜBÜNARMAN MAH. PAMUK SOK. N0:9 KAT:2 ERZURUM0442 234 28 44ESKİŞEHİR SAĞIR SPOR KULÜBÜARİFİYE MAH. KÖPRÜ SOK. N0:1/1 ESKİŞEHİR0222 220 25 82GAZİANTEP SAĞIR SPOR KULÜBÜBOSTANCI PARK İÇERİSİ CABİ MAH.8 NOLU SOK. N0:24 GAZİANTEP0342 232 43 36İSKENDERUN SAĞIR SPOR KULÜBÜCUMHURİYET MEYDANI l NOLU BELEDİYE İŞHANI N0:177 İSKENDERUN HATAY0326 613 49 17HATAY SAĞIR SPOR KULÜBÜKANATLI MAH.CEVİZ PAŞA CAD.NO:9 HATAY0326 221 34 78ISPARTA SAĞIR SPOR KULÜBÜHALI SARAY F BLOK KAT. 2 N0.28 ISPARTA0246 223 70 73KARTAL SAĞIR SPOR KULÜBÜKORDON BOYU MAH.HAMAM SOK.NO;57/2 KARTAL İSTANBUL0216 306 66 40İSTANBUL ÜSKÜDAR SAĞIR SPOR KULÜBÜUNCULAR CAD.BELGÜN İŞHANI N0:59/5.9 ÜSKÜDAR İSTANBUL0216 310 66 50ZEYTtNBURNU SAĞIR SPOR KULÜBÜİSTANBUL0212 589 12 05BEYOĞLU SAĞIR SPOR KULÜBÜGAZETECİ EROL DERNEK SOK. DALYAN HAN N0:15/5 BEYOĞLU İSTANBUL0212 242 40 86İSTANBUL AKSARAY SAĞIR SPOR KULÜBÜHASEKİ AÇIKGÖZ SOK. N0:31 AKSARAY İSTANBUL0212 633 05 38KARŞIYAKA SAĞIR SPOR KULÜBÜ1595.SOK NO: 103 KARŞIYAKA İZMİR0232 382 52 95İZMİR SAĞIR SPOR KULÜBÜ177.SOK.EGUNER AP.NO:80/1 HATAY İZMİR0232 227 19 61KAHRAMANMARAŞ SAĞIR SPOR KULÜBÜGENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ ELİYLE K MARAŞ-ELBİSTAN SAĞIR SPOR KULÜBÜGÜNEŞLİ MAH ESKİ BELEDİYE PASAJI N0:27 K.MARAŞ0344 413 69 93

    0344 413 68 79AFŞİN SAĞIR SPOR KULÜBÜGENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ ELİYLE AFŞİN K.MARAŞ0344 511 36 50ERCİYES SAĞIR SPOR KULÜBÜ TOS MAH. SİREMENLİ CAD. N0:8 KAYSERİ0352 232 29 72KAYSERİ SAĞIR SPOR KULÜBÜCUMHURİYET MAH. TENNURİ CAD.TENNUR İŞHANI N0:21 KAT 4 KAYSERİ0352 232 75 86KIRIKKALE SAĞIR SPOR KULÜBÜYENİDOĞAN CAD.29.SOK.NO:21/4 KIRIKKALE0318 218 54 62KIRŞEHİR SAĞIR SPOR KULÜBÜİKİNCİ ÇARŞI DEVAMI MURAT İŞHANI KAT l N0:31 KIRŞEHİR0386 212 38 78KOCAELİ SAĞIR SPOR KULÜBÜİSTİKLAL CAD.YAVUZ SOK.YÜCEL İŞHANI KOCAELİ0262 324 26 00KONYA SAĞIR SPOR KULÜBÜABDÜLAZiZ MAH.ATATÜRK CAD.NO:131/5 KONYA0332 353 35 33KÜTAHYA SAĞIR SPOR KULÜBÜCUMHURİYET CAD.AVCILAR İŞHANI N0:76/4 KÜTAHYA-MALATYA SAĞIR SPOR KULÜBÜEFE İŞ MERKEZİ KAT 4 N0:74 MALATYA0422 324 68 76MANİSA SAĞIR SPOR KULÜBÜYARI HASANLAR MAH.ÇINARLI SOK.NO:4/A MANİSA0232 421 17 94TARSUS SAĞIR SPOR KULÜBÜMERSİN CAD.BALTALI KÜÇÜKOĞLU İŞHANI N0:25 TARSUS MERSİN0324 624 36 91MERSİN SAĞIR SPOR KULÜBÜCAMİ ŞERİF MAH.CEMAL PAŞA CAD.NO:52/54 MERSİN0342 238 25 76NİĞDE SAĞIR SPOR KULÜBÜ5 ŞUBAT KOMPLEKS YANI N0:77 NİĞDE0388 232 71 15RİZE SAĞIR SPOR KULÜBÜBELEDİYE 4 BLOK KAT 3 N0:202 RiZE0464 214 03 19SAKARYA SAĞIR SPOR KULÜBÜTIĞCILAR CAD. DÖNER GEÇİT SOK.NO:I3/3 SAKARYA0264 275 17 00SAMSUN SAĞIR SPOR KULÜBÜKARADENİZ MAH.İNCE SOK.NO:92/1 SAMSUN0362 420 04 61SİVAS SAĞIR SPOR KULÜBÜOSMAN PAŞA CAD.TARKUNLAR SİT. SİVAS0346 225 73 83TOKAT SAĞIR SPOR KULÜBÜKUYUMCULAR ÇARŞISI SELÇUK PASAJI N0:4 TOKAT0356 214 34 20TRABZON SAĞIR SPOR KULÜBÜİNÖNÜ MAH.F.AHMET BARUTÇU SOK.NO:27 TRABZON0462 322 47 25URFA SAĞIR SPOR KULÜBÜKEMBERİYE MAH.KAMİLLER SOK.NO:2 URFA0414 315 56 59UŞAK SAĞIR SPOR KULÜBÜKEMAL ÖZ MAH. .ZÜBEYDE HANIM CAD.NO:56/A UŞAK 0276 223 06 65VAN SAĞIR SPOR KULÜBÜGENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ ELİYLE VAN0432 216 66 03KDZ.EREĞLİ SAĞIR SPOR KULÜBÜMÜFTÜH MAH.ABDİ İPEKÇİ SOK.NO: 11/4 KDZ.EREĞLİSİ

    ZONGULDAK0372 322 16 45ZONGULDAK SAĞIR KULÜBÜZONGULDAK0372 252 11 34Diğer Kurum ve Kuruluşlar

    * Özel Ali Osman Demirtaş Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi

    Aziziye köyü / Susurluk / Balıkesir

    Tel=0 266 271 52 81

    0 266 271 52 83

    Eğitilebilir Zihinsel Engelliler Okulları (İlköğretim Okulu) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Eğitilebilir Zihinsel Engelliler Okullarının (İlköğretim) internet adresleri yer almaktadır.

    Eğitilebilir Zihinsel Engelliler Okulları (İş Okulu-Meslek Lisesi) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Eğitilebilir Zihinsel Engelliler Okullarının (İş Okulu Meslek Lisesi) internet adresleri yer almaktadır

    İlköğretim Okulları (Görme Engelliler) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Görme Engelliler İlköğretim Okullarının internet adresleri yer almaktadır

    İlköğretim Okulları (Ortopedik Engelliler) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Ortopedik Engelliler İlköğretim Okullarının internet adresleri yer almaktadır. Listede görüldüğü üzere ortopedik engelliler için maalesef mevcut okullar çok yetersiz bulunmaktadır.

    Meslek Liseleri (İşitme Engelliler) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm İşitme Engelliler Meslek Liselerinin internet adresleri yer almaktadır

    Otistik Çocuklar (Eğitim Merkezi-İlköğretim) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Otisitik Çocuklar Eğitim Merkezlerinin (İlköğretim) internet adresleri yer almaktadır

    Öğretilebilir Zihinsel Engelliler (Eğitim Uygulama Okulu-İlköğretim) :

    Aşağıda Türkiye’deki tüm Öğretilebilir Zihinsel Engelliler Merkezlerinin (İlköğretim) internet adresleri yer almaktadır

    Kaynak


  10. Engelliler için robot sandalye c.jpgJapon bilim adamları, engellilerin merdiven çıkıp inmesini sağlayacak iki ayaklı bir robot geliştirdi. Tmsuk firması ve Tokyo'daki Waseda Üniversitesi mühendislerinin iki yıl süren araştırmaları sonunda geliştirdikleri ön örneğe WL-16 adı verildi. Robotun kafasının yerinde, eklem yerleri olan iki bacak üzerine monte edilmiş alüminyum bir sandalye bulunuyor. Robot, 60 kilogram ağırlığındaki bir kişiyi taşıyabiliyor ve kasa gibi ağır eşyaları taşımakta kullanılabiliyor. Waseda Üniversitesi Mühendislik bölümü profesörlerinden Atsuo Takanişi, robot için 'tekerlekli sandalye yerine, yürüyen iki ayaklı sandalye'' nitelendirmesini kullanmayı tercih ettiğini belirtti. (AA)


  11. Resmî Gazete 26 Eylül 2006 SALI

    Sayı : 26301

    İçişleri Bakanlığından:

    Alıntı:SÜRÜCÜ ADAYLARI VE SÜRÜCÜLERDE ARANACAK SAĞLIK ŞARTLARI İLE MUAYENELERİNE DAİR YÖNETMELİK

    BİRİNCİ BÖLÜM

    Amaç, Kapsam ve Dayanak

    Amaç

    MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasları belirlemektir.

    Kapsam

    MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri, sürücü adayları ve sürücülerin sağlık şartları ve muayeneleri ile ilgili hususları kapsar.

    Dayanak

    MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının © bendine dayanılarak hazırlanmıştır.

    İKİNCİ BÖLÜM

    Sağlık Muayenesinde Sürücü Adaylarının ve Sürücülerin Sahip Olacakları Sağlık Şartları ile Göz, İç Hastalıkları, Kulak-Burun-Boğaz, Ortopedi, Ruh ve Sinir Hastalıkları Muayenelerine İlişkin Esaslar

    Sürücü adaylarının ve sürücülerin sahip olmaları gereken sağlık şartlarına ve muayenelerine ilişin genel esaslar

    MADDE 4 – (1) Sürücü adaylarının genel sağlık muayeneleri pratisyen tabip veya uzman tabip tarafından bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılır. Tabiplerce düzenlenen raporlar, resmi kurumlarda kurum mühürü ile, özel hastanelerde başhekimlerce, diğer özel sağlık kuruluşlarında sağlık kuruluşunun mesul müdürünce, muayenehanelerde ise muayenehanenin bulunduğu ilçenin sağlık grup başkanlığı, sağlık grup başkanlığı bulunmayan merkez ilçelerde il sağlık müdürlüklerince, isim ve imza yönünden onaylanması gerekmektedir. Tabiplerce verilen sağlık raporlarının gerçeğe uygun olmamasının tespiti halinde bu raporlar geçersiz sayılır ve sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu tabipler bir daha sürücü adayı sağlık raporu veremez ve daha sonra verecekleri raporlar geçersiz sayılır. Bu husus Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirilir. Aile hekimliği uygulamasına geçilmiş illerde bu raporlar Toplum Sağlığı Merkezi tarafından da verilebilir.

    (2) Tabip tarafından, sürücü adayında;

    a) İşitme kaybı,

    B) Günlük hayatı kısıtlayan denge problemi, baş dönmesi nedeni olabilecek bir hastalık,

    c) Uyku bozukluğu (Obstrüktif uyku apnesi sendromu, gündüz aşırı uyuklama hali),

    ç) Malign tümör hikayesi,

    d) Eklem hareketlerinde kısıtlama,

    e) Ekstremite noksanlığı,

    f) Kas, tendon ve bağ lezyonları,

    g) Ağır diabetes mellitus hastalığı,

    ğ) Kalp-damar hastalığı(anjinal yakınma, akut koroner sendrom tanısı, angioplasti, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kalıcı pil implantasyonu),

    h) Organ yetmezliği (organ nakli geçirilmiş olması, kronik böbrek yetmezliği ve diğer hayati önemi haiz organlarda dekompanse yetmezlik),

    ı) Santral sinir sistemi hastalıkları,

    i) Periferik sinir sistemi hastalıkları,

    j) Epilepsi,

    k) Kas hastalıkları (myopati, progresif muskuler distrofi, kas-sinir kavşak hastalıkları),

    l) Ruh hastalığı (ağır akıl hastalığı, zeka geriliği, demans, kişilik bozukluğu, ağır davranış bozukluğu),

    m) Alkol bağımlılığı,

    n) Psikotrop madde bağımlılığı,

    o) Görme derecelerinin uygun,

    ö) Görme alanının uygun,

    p) Renk körlüğü (Herhangi bir koşul aranmadan sürücü olabilirler.),

    r) Gece körlüğü (Varsa gün doğumundan bir saat önce ile gün batımından bir saat sonraki zaman dilimi içerisinde kullanılabilir.),

    s) Derinlik duyusunun normal,

    ş) Pitozis-hemipitozis,

    t) Diplopi ve paralitik şaşılığı,

    u) Blefarospazm, katarakt, afaki, progresif göz hastalığı,

    ü) Monoküler görme yönünde genel olarak değerlendirme yapılır.

    (3) Tabip tarafından, bu Yönetmelikte belirtilen kriterlere göre sürücülüğe engel hali olmayanlara muayeneyi yapan tabip tarafından uygun rapor verilir. Bu Yönetmeliğe göre sürücülüğe engel hali tespit edilen veya hakkında karar verilemeyen sürücü adayı ilgili uzman tabip/tabiplere gönderilerek ilgili uzman muayenesi istenir ve verilecek rapor doğrultusunda işlem yapılır.

    (4) Raporlara karşı itiraz, raporun verildiği ilin Sağlık Müdürlüğüne yapılır. Sağlık Müdürlüğü tarafından, itiraz edilen branşla ilgili olarak en az 3 uzman hekimden oluşan bir kurulda sürücü adayının değerlendirilmesi sağlanır. Bu kurul raporuna göre işlem yapılır. Uzmanlar kuruluna da itiraz olduğu takdirde Sağlık Bakanlığınca belirlenecek bir kurul tarafından sürücü adayının değerlendirilmesi yapılır ve karar verilir. Verilen karar kesin olup itiraz hakkı yoktur.

    Göz muayenesine ilişkin esaslar

    MADDE 5 – (1) Göz muayenesi açısından sürücü belgeleri aşağıda belirtildiği şekilde iki gruba ayrılır;

    a) Birinci grup: A1, A2, B, F, H.

    B) İkinci grup : C, D, E, G.

    (2) Görme derecesi, iki gözü olanlarda;

    a) Birinci grup sürücülerde düzeltmeli veya düzeltmesiz olarak bir gözün görmesi 2/10 dan aşağı olmamak şartıyla her iki gözün görme derecesi toplamı 10/20 olmalıdır.

    B) İkinci grup sürücülerde düzeltmeli veya düzeltmesiz olarak bir gözün görmesi 6/10 dan aşağı olmamak şartıyla her iki gözün görme derecesi toplamı 14/20 olmalıdır.

    c)10/10 görme: gözlük veya kontakt lensle iyi aydınlık ortamda araçlarından 20 metre mesafeden 79 mm yükseklik x 50 mm genişlikteki şekil veya bir yazıyı okumalarını gerektirir.

    ç) Monoküler sürücülerde görme gücü gören gözde 10/10 olmalıdır.

    d) Gözlerin her ikisi birden kullanılıyor ise;

    1) Her iki gözde görme gücü toplamları 10 / 20 den daha az olan ve her iki gözün görme derecesi ayrı ayrı en az 0.5 olmayan (sağ göz 0.5 ve sol göz 0.5) sürücü belgesi alamaz.

    (3) Görme Düzeltmesi;

    a) Gözlükle düzeltme kabul edilir. Ancak araç kullanırken sürücü gözlüğünü takmak zorundadır.

    B) Kontakt lens ile düzeltme kabul edilir. Ancak araç kullanırken kontakt lenslerin takılması zorunludur.

    (4) Görme alanı;

    a) Santral 20 derece içerisinde skotom olmamalıdır. Her iki gözde santral skotom olanlar, hiçbir sınıf sürücü belgesi alamaz. Tek gözde santral skotom olanlar ve bu maddenin ikinci fıkrasının (ç) bendindeki görme derecesine sahip olanlar monoküler sürücü belgesi alabilir.

    B) Periferik görme alanı; yatay düzlemde her iki gözde ayrı ayrı görme alanı 120 dereceden daha az olamaz. 120 dereceden daha az görme alanına sahip olanlar sürücü belgesi alamaz. İki gözden herhangi birinde 120 dereceden az görme alanı olanlara monoküler sürücü belgesi verilir.

    c) Periferik görme alanı kayıpları; yatay düzlemde uzanan 3 veya daha fazla kayıp kümesi ya da herhangi bir uzunlukta ancak tek nokta genişliğinde, başkaca kayıp alana dokunmayan, yatay hattı kesen ya da yatay hatta dokunan, dik uzanımlı görme alanı kayıplarıdır.

    ç) Kabul edilmeyen santral görme kayıpları;

    1) Santral 20 dereceye kadar olan alanda küme şeklinde veya tek nokta tarzında kayıp olmamalıdır.

    2) Hemianopsi ya da kadranopsi uzantısı olan santral görme alanı kayıplarından, gece körlüğü, glokom, retinapati gibi organik ve ilerleyici tabiatta olan hastalıklarda görme alanı defektlerinde normal binoküler görme alanı şartı aranır. (Bu maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendi uygulanır.) Homonium ya da bitemporal defektler-hemianopik ya da kadranopik defektler sürüş için güvenli kabul edilmez ve bu şahıslar sürücü olamaz.

    (5) Derinlik duyusu; iki gözü olanlarda normal olmalıdır. Monoküler olanlarda en az üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır.

    (6) Gece körlüğü olanlar gün doğumundan bir saat önce, gün batımından bir saat sonra araç kullanabilirler.

    (7) Renk körlüğü olanlar, herhangi bir koşul aranmadan sürücü olabilir.

    (8) Pitozis-Hemipitozis;

    a) Görme derecesi ne olursa olsun iki gözünde tam pitozisi olanlara sürücü belgesi verilmez. Tek taraflı pitozisi olup pupili kapalı kişiler monoküler gibi işlem görür.

    B) Monoküler veya binoküler kişilerde, ameliyatla düzeltilmiş veya ameliyatsız olarak hemipitozisi olanlarda, üst kapak kenarı primer pozisyonda iken pupillanın üst kenarına kadar iniyor, fakat pupilla alanını engellemiyorsa ve görme dereceleri ikinci maddeye uygun ise sürücü belgesi verilir.

    (9) Diplopi ve paralitik şaşılığı olanlara görme dereceleri ne olursa olsun sürücü belgesi verilmez. (monokülerler dahil) Diplopi tanısı konulduğu anda sürücünün sürücü belgesine el konulur.

    a) Grup 1 için; özellikli gözlükler veya kapama ile diplopi kontrol edilebiliyor ve sürücü sürme işlemi sırasında bunlara dikkat edebiliyorsa, 9 ay sonra kapama için monokülarite kriterine uymak koşulu ile ilgili merkez görüşü alınarak sürmeye devam edebilir.

    B) Grup 1 ve Grup 2 sürücü belgeleri için; tıbbi destek alınarak iyi bir fonksiyonel adaptasyon ve rehabilitasyon sağlanmış ise, durağan olan 9 aylık ya da daha fazla süreli diplopide, bu sürenin sonunda sürüşe izin verilebilir.

    c) Grup 2 sürücü belgesi için; diplopi geçmiyor veya rehabilite edilemiyor ise sürüş izni verilmez. Bir gözün kapatılarak araç kullanılması bu grup için söz konusu olamaz.

    (10) Şaşılığı mevcut olup da binoküler görmesi olan ve görme dereceleri bu maddenin ikinci fıkrasındaki şartlara uygun olanlara sürücü belgesi verilebilir.

    (11) Blefarospazm;

    a) Hafif (1 dakikada 5 kez oluşan ) olduğu durumlarda tıbbi görüş doğrultusunda sürüşe devam edilebilir. Tek veya iki taraflı olduğu belirtilerek ilgili madde uygulanır.

    B) Orta derecede (1 dakikada 5-10 kez oluşan) ise, rehabilite edilemeyen diplopi gibi ilave durumlar olmadıkça, botilinum toksini kullanımı ile kontrolü kabul edilir.

    c) Ciddi (1 dakikada 10’dan fazla oluşan) blefarospazmda ara ara tedavi edilebiliyor olsa dahi sürüşe izin verilmez.

    (12) Katarakta, her bir grup için asgari standartlar mevcut olmak koşuluyla, tıbbi görüş doğrultusunda ve tıbbi kanaatte öngörülen aralıkta muayene ve kontrolleri yapılmak üzere bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki şartları taşımak kaydıyla sürüşe izin verilir.

    (13) Afaki;

    a) Tek veya iki taraflı afak olanlara ikinci grup sürücü belgesi verilmez.

    B) Tek veya iki taraflı afak olanlar ameliyattan 6 ay sonra bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki görme şartlarına sahip iseler birinci grup sürücü belgesi verilir.

    c) Psödoafaklar; görme dereceleri bu maddenin ikinci fıkrasındaki şartlara uygun ise Grup 1 ve Grup 2 sürücü belgesi alabilir.

    (14) Progresif hastalıklar: Görmeyi zamanla azaltabilecek (katarakt, makula dejenerasyonu, retinapatiler gibi) hastalıklarda görme durumu bu maddenin ikinci fıkrasındaki şartlara uysa dahi, bu sürücülerin muayeneleri yılda 1 kez tekrarlanır.

    (15) Şahsın tek gözü var, diğer gözü yok ise veya sadece bir gözünü kullanabiliyor diğer gözde görme yeterli değilse (Bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi); (Monoküler vizyon var ise)

    a) Görme gücü kriteri, gören gözün en az 1.0 görme keskinliği olmalıdır.

    B) Görme alanı, şahsın yatay görüş alanı 120 dereceden daha az olamaz.

    c) Eğer şahıs herhangi bir nedenle hayatının herhangi bir durumunda tek gözlü (monoküler) olma durumuna gelmiş ise; olayın üzerinden en az 1 yıllık adaptasyon süreci geçmeli ve sonunda şahsın 120 dereceden daha az olmamak koşuluyla görüş alanına sahip olduğu saptanmış olmalıdır.

    ç) Monoküler kişiler;

    1) A1, A2, B ve F sınıfı sürücü belgesi alabilir.

    2) Ticari araç kullanamaz.

    3) Kendileri açısından konulan kurallara uyup uymadıklarının denetlenebilmesi için sürücü belgelerine monoküler ibaresi yazılır.

    4) Kullanacakları araçların içinde, sağında ve solunda olmak üzere en az 3 ayna bulunması zorunludur.

    5) Sürücü belgesi aldıktan sonra her yıl bir göz hekiminden sağlık raporu almaları zorunludur.

    6) Kullanacakları araçların azami hız sınırları; yerleşim yeri içinde 50, yerleşim yeri dışında 18/7/1997 tarihli ve 23053 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 100 üncü maddesinde belirtilen hız sınırlarından 10 km daha az olmalıdır.

    7) Gece araç kullanamaz. (Gece: gün batımından bir saat sonrası ile gün doğumundan bir saat öncesidir.)

    8) Kullandıkları aracın arka camının sol ve sağ üst köşelerine monoküler olduklarını belirleyen işaret yapıştırılması zorunludur. (Ek: 1)

    image002.jpg

    İç hastalıkları muayenesine ilişkin esaslar

    MADDE 6 – (1) İç hastalıklardan diabetes mellitusda;

    a) Ağır diabetes mellitus vakalarına (diabetik kronik komplikasyonları örn; retinopati, nefropati, nöropati gibi gelişmiş olanlara, ve insulin kullanmak zorunda olup kan şekeri regulasyonu sık hipoglisemiler nedeni sağlanamayan labil kan şekerine sahip olanlara ve bu durumu sağlık kurulu raporu ile tespit edilenlere) sürücü belgesi verilmez.

    B) Kontrollü diabetlilere, belirli aralıklarla muayene ve tetkik edilmek üzere sürücü belgesi verilebilir.

    (2) Kalp-Damar Hastalıkları;

    Grup 1: A ve B sınıfı sürücü belgesi verilecek sürücü adayları, Grup 2: A ve B sınıfı dışında kalan sürücü adayları olup bunlardan:

    a) Anjinal yakınması olanlara, akut koroner sendrom (Stabil olmayan angina pektoris, ST yükselmeli miyokard infarktüsü ve ST yükselmesiz miyokard infarktüsü) tanısı almış olanlara ve koroner arter bypass cerrahisi uygulanan Grup1 ve Grup 2 deki sürücü adaylarına gerekli medikal tedavi ve/veya invaziv girişimleri tamamlandıktan 6 hafta sonra yapılacak olan egzersiz testinde, testi pozitif kılacak olan kriterler saptanmamış ise sürücü belgesi verilir.

    B) Anjiyoplasti işlemi uygulanmış Grup 2 deki adaylara işlemden 6 hafta sonra yapılacak olan egzersiz testinde, testi pozitif kılacak kriterler saptanmamış ise sürücü belgesi verilir.

    c) Kalp atım sayısı çok düşük (dakikada 40’ın altı), atrioventriküler bloklu ve hasta sinüs sendromu olanlardan kalıcı kalp pili takılmamış olanlara sürücü belgesi verilmez.

    ç) Kalıcı pil implantasyonu ve başarılı kateter ablasyonu yapılan Grup 2 deki adaylara işlemden 6 hafta sonra sürücü belgesi verilir.

    d) İmplante edilebilir katdiyoverter defibrilatör implantasyonu yapılmış olan Grup 1 ve Grup 2 deki adaylara sürücü belgesi verilmez.

    e) Hipertansiyonu olan ve maksimal tedaviye rağmen istirahat TA: 200/120 mmHg nin üzerinde olan Grup 2 deki adaylara sürücü belgesi verilmez.

    f) Hipertrofik kardiyomiyopati ve dilate kardiyomiyopati tanısı konmuş semptomatik olan Grup 1 ve Grup 2 deki adaylara sürücü belgesi verilmez.

    g) Kalp yetersizliği ve kapak hastalığı tanısı konan ve ağır semptomatik (NewYork Kalp Cemiyeti Sınıf 3-4) olan Grup 1 ve 2’deki adaylara sürücü belgesi verilmez.

    ğ) Konjenital kalp hastalığı tanısı konmuş olanlardan komplex veya ciddi kardiyak problemi olanlara sürücü belgesi verilmez. Diğer konjenital hastalığı olanlar ve başarılı cerrahi onarım yapılmış olanlara belirli aralıklarla kontrolden geçmek kaydıyla sürücü belgesi verilir.

    (3) Organ yetmezliğinde;

    a) Hayati önemi haiz organlarında dekompanse yetmezliği olanlara sürücü belgesi verilmez.

    B) Büyük organ nakli geçirmiş olanlara veya kronik böbrek yetmezliği olup diyaliz tedavisi görenlere, ilgili uzmanın görüşü alınmak suretiyle sürücü belgesi verilir.

    (4) Sürücü adaylarında yapılacak laboratuar testleri doktorun takdirine bağlıdır.

    Kulak-burun-boğaz muayenesine ilişkin esaslar

    MADDE 7 – (1) İşitme kaybında;

    a) İşitme normal olmalıdır. Normal kulak hava yolu eşiği 25 dB’den iyi işitmek üzere diğer kulaktaki kayıp 50 dB olmalıdır.

    B) İşitmeyi yukarıda tarif edilenden daha kötü olan olgularda; bir kulağı normal olmak koşuluyla, işitme düzeyi işitme cihazı ile kötü işiten kulakta en fazla 50 dB olmak kaydıyla B ve F sınıfı ehliyet alabilirler; bu kişilerin ticari araç kullanamayacakları ancak; işitme cihazı ile kullanabilecekleri belgelerine işlenir.

    c) İşitme cihazı kullananlar A1, A2, C, D, E, G Sınıfı Sürücü Belgesi alamaz. İşitme cihazı kullandıkları halde B Sınıfı Sürücü Belgesi alanların ticari araç kullanmayacakları belgelerine işlenir. B Sınıfı Sürücü Belgesi alıp da ticari araç kullanacaklarda C, D, E, G Sınıfı Sürücü Belgesi alacak olanlarda işitme tam olmalı, ileri derecede ses kısıklığı, solunum bozukluğu ve ileri derecede konuşma bozukluğu olmamalıdır.

    ç) E Sınıfı Sürücü Belgesi alacak olanlar ile B Sınıfı Sürücü Belgesi alacaklardan ticari taşıt kullanacak olanlarda, doğuştan veya sonradan meydana gelen ileri derecede şekil bozukluğu ve harabiyet olmamalıdır. B Sınıfı Sürücü Belgesi alıp da bu durumda olanların ticari araç kullanamayacakları belgelerine işlenir.

    d) Rudimental aurikula ve dış kulak yolu atrezisi olmamalı, eğer iki ve tek taraflı rudimental aurikula ve dış kulak yolu atrezisi bulunanlarda iletim tipi işitme kaybı varsa, (B) bendine göre değerlendirilir.

    e) Otoskleroz, presbiakuzi, skatrisiel otit, timpanoskleroz, kolesteatomlu veya kolesteastomsuz kronik otit, gibi ilerleyici kulak hastalıklarında yukarıdaki şartları taşımak koşuluyla en az 2 yılda bir muayene kaydı istenir.

    f) Bedenen ve ruhen sağlam, görme derecesi sürücü belgesi almaya elverişli olan işitme ve konuşma engellilere, ticari olmamak koşuluyla sadece otomobil kullanmak üzere H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. Bunların kullandıkları aracın arka camının sol ve sağ üst köşelerine işitme ve konuşma engelli olduklarını belirleyen işaretler (Ek:2) yapıştırılması ve yeterince dikiz aynaları ile araçların donatılması gereklidir. Ayrıca, her iki kulakta 50 dB'den fazla işitme kaybı olan ve/veya işitme cihazından fayda görmeyen olgular bu kapsamda değerlendirilir.

    image004.jpg

    (2) Günlük hayatı kısıtlayan denge problemleri ile ilgili;

    a) Labirent fonksiyonunu bozacak kulak-burun-boğaz hastalığı bulunanlara, sürücü belgesi verilmez.

    B) Baş dönmesi nedeni olabilecek hastalıklardan herhangi biri teşhis edildiğinde sürücü belgesi alması için gereken medikal ve/veya cerrahi müdahalelerden sonra sorumlu hekim ya da sağlık kuruluşunun yazılı kanaatine göre en erken 6-12 ay sonra sürücü belgesi alabilir.

    c) Mevcut sürücü belgesine yukarıda tanımlanan koşullarda baş dönmesi nedeni olabilecek hastalıklardan herhangi biri teşhis edildiğinde el konması için gerekli bildirim yapılır. Tedavi bitiminde sürücü belgesinin iadesi için gereken sürenin tespitinde yukarıda belirtilen süreler dikkate alınır.

    (3) Uyku bozuklukları (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu, gündüz aşırı uyuklama hali) ile ilgili;

    a) Her sürücü adayına uygulanacak anketin incelenmesi sonucunda horlama, tanıklı uyku apnesi ve/veya yoğun gün boyu uyuklama hali olup ilgili uzman hekim tarafından Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu olduğu düşünülen adaylardan polisomnografi raporu istenir. Profesyonel ehliyet talep eden 45 yaşından büyük ve vücut kitle indeksi 25 ve üzerinde olanlardan ise mutlaka polisomnografi raporu istenir (Bu kişiler çalıştıkları sürece her sene bu testi tekrarlamak ile yükümlüdürler.)

    B) Polisomnografi raporuyla apne/hipopne indeksi 15’den yüksek olanların profesyonel ehliyet alabilmeleri için medikal ve/veya cerrahi müdahaleler ile indeksleri 15’in altına inmeli ya da sürekli CPAP veya BPAP kullanmalıdırlar. Tedaviye hasta uyumu ile birlikte semptomların kontrol altına alındığının ve/veya apne/hipopne indeksinin 15 veya altına indiğinin ilgili uzman hekim tarafından rapor ile tespit edilmesi halinde ve yıllık kontrol muayeneleri şartıyla ehliyet verilebilir. Aksi taktirde her iki gruptaki adaya da sürücü olur raporu verilmez veya verilmiş olan sürücü belgesi geri alınır.

    (4) Malign (Kötü huylu) tümörler ile ilgili;

    a) Uzak metastazı olmadığı sürece B ve F sınıfı sürücü belgesi alabilirler.

    B) Kalıcı trakeostoması, lokorejyonel ve/veya uzak metastazı olmadığı sürece A1, A2, C, D, E, G sınıfı sürücü belgesi alabilirler.

    (5) 45-60 yaş arası 5 yılda bir, 60 yaş sonrası ise 3 yılda bir sağlık kontrolü gereklidir.

    Ortopedi muayeneye ilişkin esaslar

    MADDE 8 – (1) Eklem hareketlerinden;

    a) Vertebra (boyun ve bel) hareketleri: Kişinin baş ve boynunu arkaya döndürmesini ve bakmasını %50’den fazla engelleyen boyun vertebra ve boyun bölgesi hastalıklarında sürücü belgesi verilmez. Lumbal vertebra eğilme ve dönme hareketlerini %75’den fazla engelleyen durumlarda da sürücü belgesi verilmez.

    B) Diğer eklem hareketleri: Her iki omuz, dirsek, kalça ve diz artrodezinde veya fonksiyonel olmayan ankilozlarda sürücü belgesi verilmez. Ancak simetrik büyük ve eklemlerin ve aynı taraf diz, kalça, omuz, dirsek eklemlerinin fonksiyonel ankiloz ve artrodezlerinde, ortopedi ve travmatoloji ve/veya fizik tedavi rehabilitasyon uzmanının raporu ile H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir.

    c) El eklemleri: Her iki elin baş ve işaret parmaklarının hareketlerinin %75’ten fazla kaybında Ortopedi ve travmatoloji ve/veya fizik tedavi rehabilitasyon uzmanı raporu ile F ve H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. Bundan daha az hareket sınırlılığı yapan el parmaklarında fonksiyonel durumdaki ankiloz ve artrodezlerde ortopedi uzmanı ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu ile A1, A2, B, F, ve H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. Bir eldeki baş ve işaret parmağı dışındaki iki parmaktaki ankilozlarda C, D, E, G sınıfı dışında sürücü belgesi yine ortopedi ve travmatoloji ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarının raporu ile verilebilir.

    (2) Extremite noksanlığında;

    a) Bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı olanlarda, Ortopedi uzmanının ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görüşleri doğrultusunda A, B ve H sınıfı, her iki el başparmak noksanlığı ve ileri derecede fonksiyon kaybı olanlara F Sınıfı Sürücü Belgesi verilir.

    B) Üst extremitenin dışında extremite noksanlığı (doğuştan veya sonradan) halinde Ortopedi ve/veya Fizk tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu uyarınca H Sınıfı Sürücü Belgesi verilir. Üst extremitenin tek taraflı noksanlığında da Ortopedi uzmanının kanaatiyle, H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir.

    c) Alt extremite diz altı amputasyonlarında protezle fonksiyon kazananlara B, F, G sınıfı, protezle fonksiyon uyumu iyi olmadığı, ortopedi ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından özel tertibatlı araç kullanabilecek durumda olmadığı bildirilenlere H Sınıfı Sürücü Belgesi verilir. Bunun dışındaki alt extremite noksanlık veya amputasyonlarında, ortopedi uzmanı ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı raporu uyarınca H sınıfı sürücü belgesi verilir.

    (3) Kas, tendon ve bağ lezyonları;

    a) Kas, tendon ve bağ lezyonları kalça, diz ve ayak bileği eklemlerini veya bu eklemleri oluşturan kemik hareketlerini %50’den az bozduğu ortopedi veya nöroloji uzmanınca belirlenenlere R ve H Sınıfı sürücü belgesi, daha fazla bozukluklarda H sınıfı sürücü belgesi verilir.

    1) Bu fıkranın (a) bendine uymayan durumlar için, ortopedi ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının veya nöroloji uzmanının vereceği rapora göre işlem yapılır.

    2) Her özürlü için kullanılacak özel tertibatlı araç, ortopedi ile fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının bulunduğu heyetçe tanımlanır. Ancak; kalıcı extremite bozukluklarına bağlı özürlülük hallerinde (Örneğin; amputasyon, hemiplaji/serebral palsi, ileri derecede artrit gibi) ve kronik nörolojik bozuklukların sonucu olan özürlülük hallerinde (Örneğin; multpl skleroz, parkinson, motor nöron hastalıkları, periferik nöropatiler gibi) hangi tür bir aracın kullanılabileceğinin sağlık kurulu raporu ile tespit edilmesi kaydıyla özel donanımlı motorlu araç kullanılmasına izin verilir. Bu gibi durumlarda sürücünün ne tür bir cihaz ile veya hangi becerilere sahip olursa ne tür modifikasyonlar yapılmış araç kullanabileceğinin konunun uzmanınca saptanması kaydı ile özel sürücü belgesi almaya hak kazanır. Sağlık kurulu raporunda özürlülüğün ilerleyici veya statik olup olmamasına göre hastaya periyodik kontrollerin gerekli olup olmadığı belirtilir.

    Ruh ve sinir hastalıkları muayenesine ilişkin esaslar

    MADDE 9 – (1) Ruh hastalıklarından;

    a) İster doğumsal isterse hastalığa, travma veya beyin sinir ameliyatına bağlı oluşmuş ağır akıl hastalığı olanlar, zeka geriliği olanlar, demans (bunama) ve/veya yaşlılığa bağlı davranış bozukluğu olanlar, muhakeme, davranış ve uyumu belirgin ölçüde bozacak düzeyde kişilik bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu ve ağır davranış bozukluğu olanlar uzman hekim tarafından dikkate alınır.

    B) Alkol bağımlılığı olanlar veya alkollü araç kullanmaktan vazgeçmeyenlere sürücü belgesi verilmez.

    c) Geçmişte alkol bağımlılığı olanlar belirgin bir dönem alkol almadıklarını kanıtladıklarında bağımlılık konusunda uzman hekimin fikri ve düzenli tıbbi kontrollerle B sınıfı sürücü belgesi alabilir.

    ç) Psikotrop maddelere bağımlı olanlar veya bağımlı olmasa da düzenli olarak kullananlar sürücü belgesi alamaz.

    (2) Sinir Hastalıklarından;

    a) Santral sinir sistemi ile ilgili doğuştan veya sonradan geçirilmiş veya cerrahi girişime bağlı hastalıklarla ortaya çıkan uzuvların parezi ve paralizileri (duyusal, motor, koordinasyon ve denge açısından), araç kullanmasını ve trafik güvenliğini engelleyecek şekilde ileri derecede bozuk olanlara, sürücü belgesi verilmez. Hafif derecede bozukluğu mevcut olanlara, nöroloji uzmanının kanaatine göre sürücü belgesi verilebilir.

    B) Periferik sinir sisteminin etkilenmesi sonucu ortaya çıkan uzuvlarda parezi ve paraliziler araç kullanmayı ve trafik güvenliğini engelleyecek şekilde ileri derecede ise sürücü belgesi verilmez. Hafif derecede güçsüzlüğü varsa, nöroloji uzmanının kanaatine göre sürücü belgesi verilebilir. İki ayağı felçli (parapleji), diğer vücut fonksiyonları normal olan şahıslara H sınıfı sürücü belgesi verilebilir.

    c) Epilepsi tespitinde sürücü belgesi verilmez. Şüpheli durumlarda klinik gözlem ve EEG tetkiki dikkate alınır.

    (3) Kas Hastalıklarından myopati ve progresif muskuler distrofisi, myotonisi ve kas-sinir kavşak hastalıkları olan şahıslara sürücü belgesi verilmez. Nöroloji uzmanının kanaatine göre hafif vakalara yılda 1 kez muayene olmak kaydıyla A1, A2, B, F ve H sınıfı sürücü belgesi verilebilir.

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

    Çeşitli Hükümler

    Araçlarda bulundurulması gereken ilk yardım malzemeleri

    MADDE 10 – (1) Araçlarda aşağıda belirtilen ilk yardım malzemeleri bulundurulması zorunludur.

    CİNSİ : MİKTARI :

    Büyük sargı bezi (10 cm x 3-5 m) 2 Adet

    Hidrofil gaz steril (10x10 cm 50’lik kutu) 1 Kutu

    Üçgen sargı 3 Adet

    Antiseptik solüsyon (50 ml) 1 Adet

    Flaster (2 cm x 5 m) 1 Adet

    Çengelli İğne 10 Adet

    Küçük makas (paslanmaz çelik) 1 Adet

    Esmark bandajı 1 Adet

    Turnike (En az 50 cm örgülü tekstil malzemeden) 1 Adet

    Yara bandı 10 Adet

    Alüminyum yanık örtüsü 1 Adet

    Tıbbı eldiven 2 Çift

    El feneri 1 Adet

    Cezai işlemler

    MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen hükümlere uymayan sürücüler, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun ilgili hükümlerine göre cezalandırılır.

    (2) Ayrıca, bu Yönetmelikte belirtilen kural, yasak, zorunluluk ve yükümlüklere uymayan sürücüler araç kullanmaktan men edilir.

    Düzenleme yetkisi

    MADDE 12 – (1) Bakanlık bu Yönetmeliğin uygulanmasını sağlamak üzere alt düzenleyici işlem yapmaya yetkilidir.

    Yürürlük

    MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    Yürütme

    MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık ve İçişleri Bakanları birlikte yürütür.


  12. Kan Hısımları ve Sıhri (Kayın) Hısımlar (otomobili kimler kullanabilir?)]Malum, %90 ve üzerinde sakatlığı bulunup, otomobili kendisi kullanamayacak durumda olan kişilerin üzerine kayıtlı otomobilleri, kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş sözleşmesiyle çalıştırılan bir sürücü kullanabiliyor.

    Burada geçen Kan ve Sıhri hısım ibarelerinin kapsamı aşağıdaki gibidir. Not: Üç iki'yi ve bir'i kapsar, iki bir'i.

      KAN HISIMLARI SIHRİ (KAYIN) HISIMLAR

      Birinci Derecede Kan Hısımları

      Kişinin;

      - Çocukları,

      - Annesi,

      - Babası.

      Birinci Derecede Sıhri (Kayın) Hısımlar

      Kişinin;

      - Eşinin Annesi,

      - Eşinin Babası.

      İkinci Derecede Kan Hısımları

      Kişinin;

      - Kardeşleri,

      - Torunları,

      - Büyük annesi,

      - Büyük babası.

      İkinci Derecede Sıhri (Kayın) Hısımlar

      Kişinin;

      - Eşinin kardeşleri (kayın, baldız,görümce),

      - Eşinin büyük annesi,

      - Eşinin büyük babası.

      Üçüncü Derecede Kan Hısımları

      Kişinin;

      - Kardeşinin çocukları (yeğenleri),

      - Dayısı,

      - Amcası,

      - Halası,

      - Teyzesi.

      Üçüncü Derecede Sıhri (Kayın) Hısımlar

      Kişinin;

      - Eşinin kardeş çocukları (kayın, baldız ve görümce çocukları),

      - Eşinin dayısı,

      - Eşinin amcası,

      - Eşinin halası,

      - Eşinin teyzesi.

      NOT: Evlatlık, öz çocukla aynı hükümlere tabidir.


  13. TESCİL VE SÜRÜCÜ BELGESİ İŞLEMLERİ

    5. Özürlüler adına tescil edilecek araçlara ilişkin işlemler

    İthaline izin verilen veya ülkemizde imal edilen engellilere ait özel tertibatlı araçlar ile sakatlık derecesi %90 ve üzerinde olan engelliler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde sakatlara mahsus işaret bulunan plakalardan verilir.

    Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca tescil işlemlerinin yapılması sırasında;

    a. Bizzat kullanım amacıyla engelliler tarafından ithal edilmiş özel tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil belgelerine, “araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır” şeklinde şerh konulacaktır.

    Maluller tarafından ithal edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımlarından bir sürücü veya noterlerce düzenlenmiş iş aktine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır” şeklinde şerh konulacaktır.

    Engelliler tarafından bizzat kullanmak amacıyla ülkemizden satın alınarak ilk iktisap edilen özel tertibatlı araçların tescil belgelerine, “Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır” şeklinde, 2. el araç olarak satın alınmış ise, “Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır.” şeklinde şerh konulacaktır.

    b. Özel tertibatı olmayıp, sakatlık derecesi %90 ve üzeri olan engelliler tarafından Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden satın alınan araçların tescil belgelerine, “araç sahibi engelli kişinin kanuni mümessili ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya noterlerce düzenlenmiş iş aktine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde adken devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır” şeklinde şerh konulur. Ayrıca, ithal araçların gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh dışında varsa diğer şerhler de tescil belgesine işlenecektir.

    Malul ve sakatlar tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı durumdaki başka bir malul veya sakata devri veya bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde, bu araçlar gümrük vergisinden muaf olup, devir ve tescil işlemi ilgili gümrük müdürlüğünün iznine bağlıdır. Araç ülkemizden satın alınmış ise ilgili vergi dairesinin izninin alınması gereklidir.

    Malul ve sakatlara ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa olsun, yönetmelikte izin verilen kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde; araç trafikten men edilerek bu hususta düzenlenecek bir tutanakla mer’i mevzuat çerçevesinde işlem yapılmak üzere ilgili gümrük ve maliye birimlerine intikal ettirilir.

    Bizzat araç sahibi tarafından kullanılma zorunluluğu bulunmayan sakatlık derecesi % 90 ve üzeri olan kişiler adına tescil edilmiş araçları, malul ve engelli kişinin kanuni mümessili ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımlarından (1.derece: Kendisinin ve eşinin; çocukları, annesi, babası, 2. derece: Kendisinin ve eşinin; torunları, büyükannesi, büyükbabası, kardeşi, 3. derece: Kendisinin ve eşinin; kardeşlerinin çocukları (yeğen), amcası, halası, dayısı, teyzesi) bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılabilmesi mümkün olduğundan, bahse konu araçların yukarıda belirtilen kişilerce kullanılabilmesi mümkün olup, araçların motorlu araç tescil belgelerine sadece yönetmelikte belirtilen ibarelerin yazılması gerekmektedir. Bu araçları kullanabilecek kişilerin adlarının motorlu araç tescil belgesine yazılmasına gerek bulunmamaktadır.

    Kamu kurum ve kuruluşunda çalışan bir şahsın özrüne uygun özel tertibat yaptırılması, yapılan tadilata ilişkin tadilat projesinin çizdirilmesi, muayene istasyonunca fenni muayenesinin yaptırılması, belirtilen kişi haricinde başkası tarafından kullanılmayacağının ilgili kurum tarafından resmi yazı ile bildirilmesi ve şahsın “H” sınıfı sürücü belgesi olması şartıyla, araca üzerinde sakatlara mahsus işaret bulunan plakalardan verilmesi ve tescil belgesinin diğer bilgiler bölümüne “……..’dan başkası kullanamaz” şerhinin düşülmesi kaydıyla; özürlü şahsın çalıştığı kamu kuruluşu adına sakat aracı olarak tescil işlemi yapılmasında sakınca bulunmamaktadır. (Bak.Hukuk Müş.10.11.2006-10575 sayılı görüşü)

    Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair Yönetmeliğin sekizinci maddesi gereğince, engelli kişinin eş veya çocukları için sağlık kurulu raporu aldırılması, engelli kişiye ait aracı kullanacak olan eş veya çocukların heyet raporunda belirtilen özür durumunun araçta bulunan özel tertibata uygun olduğunun muayene istasyonunca tespit edilmesi ve aracın tescil belgesinin diğer bilgiler bölümüne “H sınıfı sürücü belgesine sahip eşi/oğlu/kızı………. tarafından kullanılabilir” şerhinin düşülmesi kaydıyla; engelli kişiye ait özel tertibatlı araç eş ve/veya çocukları tarafından da kullanılabilecektir. (Bak.Hukuk Müş.26.12.2006-12223 tarih ve sayılı görüşü)

    “H” sınıfı sürücü belgesi bulunan engellilerin özel tertibatlı motosiklet ve otomobiller dışında, sakatlıklarına uygun özel tertibat olması şartıyla azami yüklü kütlesi 4700 kg’ı geçmeyen kapalı kasa, sürücü sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan motor silindir hacmi 2.800 cm3’ü aşmayan eşya taşımaya mahsus (kamyon ve kamyonet) taşıtları da adlarına tescil ettirmelerinde ve kullanmalarında sakınca bulunmamaktadır. (16.07.2007 tarih ve 8057-123514 sayılı talimat)

    6. Devir işlemleri

    KTK Md–20 ve KTY Md-36’da satış ve devir işlemlerinin noterler tarafından yapılmasını ve noterler dışında yapılan her türlü satış ve devir işleminin geçersiz olduğuna hükmedilmiştir. Resmi araçlar dışındaki araçlar için noterler tescil belgesini esas alarak satış senedi düzenlemektedir. Tescil belgesinde ayrılan bölüme aracı satın alan kişinin adı-soyadı, satış ve devir tarihi yazılarak noter tarafından onaylanır. Satış işleminden önce vergi dairesinden araca ait M.T.V. ödendiğine dair belge gösterilmesi zorunludur.

    Aracı satın alacaklar aracın hukuki açıdan satışına engel ilişiğinin olup olmadığını bir dilekçe ile ilgili Tescil Şube veya Bürolarından öğrenebilirler. Tescili silinmiş veya tescil edilmemiş araçların sahiplik belgesine alıcının adı-soyadı ve tarih kaydedilerek satış yapılabilir.

    Araç sahibinin boşanma, evlenme veya mahkeme kararları sonucunda isim ve/veya soyadlarının değiştirilmesi halinde, değişime neden olan resmi belgenin aslı veya tasdikli bir suretini ilgili tescil kuruluşuna ibraz edildiğinde, Ek–1 formu ile tescil belgeleri yenilenmek zorundadır. Noter satışı veya faturada belirtilen araç sahibinin tescil işlemlerini tamamlamadan evlenme, boşanma veya mahkeme kararı gibi nedenlerle isim ve/veya soyadını değiştirmesi halinde, bu değişikliği kanıtlayan belgeye istinaden işlemleri tamamlanır.

    Yeni kayıt, devir, nakil, zayi ve yıpranma nedeniyle belge yenileme işlemleri sırasında (araç dosyası ve araç sahibinde bulunan belgelerden tespit edilebilmesi halinde), araca ait “Araç Trafik Tescil Müracaat ve İşlem Formu” (Ek:1) ile motorlu araç tescil ve trafik belgeleri üzerinde bulunan diğer bilgiler ile birlikte özellikle istiab haddi, net ağırlığı, azami yüklü ağırlığı, katar ağırlığı bilgilerinin eksiksiz olarak doldurulması ve bilgisayar veri girişi yapılması gerekmektedir.

    6.1. Devredilen araçların tescilinde istenecek belgeler

    a. Noter Satış Senedi,

    b. Alıcı veya noterden vekâletname düzenlenerek yetkili kılınan kişinin, tescil memuru önünde imzalayacağı EK–1 Formu (vekâletname ile yapılan işlemde, vekâletname dosyasında muhafaza edilir.),

    c. Önceki araç sahibi adına düzenlenmiş motorlu araç tescil belgesi,

    d. Aracın trafiğe çıkmasına izin verilmiş olması halinde motorlu araç trafik belgesi,

    e. Satın alanın/vekilin nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi,

    f. Alıcı adına düzenlenmiş Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,

    g. İlk iktisabında Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) istisnası uygulanmış olan araçların (veraset yoluyla intikaller hariç) istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabı halinde veya ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15/2-b maddesi kapsamındaki araçlara dönüştürülmesi durumunda vergi dairesince düzenlenen Özel Tüketim Vergisi Ödeme Belgesi ibraz edilir.

    6.2. Devredilen araçların tescilinde uyulacak esas ve usuller

    a. Araçları satın alanlar, noterde beyan ettikleri iş veya ikamet adreslerinin bulunduğu yerdeki tescil kuruluşuna, satış tarihinden itibaren 1 ay içerisinde müracaat etmek ve araçlarını tescil ettirmek zorundadır (KTK Md–20/1-e). Ancak, büyükşehir belediye sınırları içerisinde işyeri veya ikameti bulunanlar, ilk tescile tabi araçlarını Büyükşehir sınırları içerisindeki herhangi bir tescil kuruluşunda tescil ettirebilirler. İkamet veya işyerinin bulunduğu Büyükşehir sınırları içerisindeki bir tescil kuruluşunda kayıtlı araçları satın alanlar ise aracın kayıtlı olduğu tescil kuruluşunda devir işlemi yaptırabilirler. Kamu kurum ve kuruluşlarınca finansal kiralama yoluyla kiralanan araçlar, kiracının bulunduğu yerin tescil kuruluşunda da tescil ettirilebilir.

    b. Noter satış senedi ve müracaat formunda beyan edilen araç sahibine ilişkin bilgiler, nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi ile karşılaştırılır.

    c. Aracın, arşivde saklanan dosyası ve bilgisayar kayıtları incelenerek hukuki engeli olup olmadığı araştırılır. Hukuki engel varsa işlem yapılmaz. Bu durumdan müracaat sahibi bilgilendirilir.

    d. Önceki motorlu araç tescil belgesi alınır. Tescil dosyasındaki araca ve araç sahibine ait bilgiler kontrol edilir ve önceki tescil belgesi iptal edilir.

    e. Teknik muayene kontrolünün yapılıp yapılmadığı Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 67. maddesinde düzenlenen sürelere göre incelenir. Aracın geçerli teknik muayenesi varsa yeniden muayene istenmez.

    f. Araç trafiğe çıkarılacaksa motorlu araç trafik belgesinin (Ek-4) yenilenmesi gerekmez. Araç trafiğe çıkarılmayacaksa trafik belgesi alınıp iptal edilir.

    g. Tescil ve trafik belgelerinin, yönetmeliğin Ek-3 ve Ek-4 ‘de gösterilen örneğine uygun olması, eski belgelerin bu örneğe uygun olarak yenilenmesi gerekir.

    h. Tescil plakalarının da yönetmeliğin tescil plakaları bölümünde yer alan esaslara uygun olması, uygun değilse yönetmelik hükümleri doğrultusunda hareket edilerek yeni tescil plakalarının taktırılması gerekir. Aracın eski tescil plaka numarası değiştirilmez.

    i. Zorunlu mali mesuliyet sigortasının aracı satın alan adına olması gerekir.

    j. Varsa sefer görev emri pusulası yeni araç sahibine tebliğ edilir.

    k. Araçların üzerinde “Araçların İmal, Tadil ve Montaj” hakkındaki yönetmeliğe göre değişiklik yapılmışsa yetkili makine mühendisince hazırlanan tadilat projesinin Türk Standartları Enstitüsüne onaylatılması ve muayenesinin yaptırılması gereklidir.

    l. Motorlu Araç Tescil belgesi (Ek-3) ve araç trafiğe çıkarılmak istendiğinde motorlu araç trafik belgesi (Ek-4) müracaat formunda yer alan bilgilere göre daktilo veya bilgisayarla doldurulur. Belgeyi kontrol eden veya onaylayan görevlinin sicili yazılıp, imzalanır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30 uncu maddesi birinci fıkrasının (icon_cool.gif numaralı bendinde bulunan “…makinede laminasyon ve mühürleme işlemleri yerine getirilerek araç sahibine verilir” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, sahteciliğe karşı güvenlik unsurları bulunan yeni tip motorlu araç tescil belgesi ile trafik belgesi kullanılmaya başlanıncaya kadar laminasyon, hologram ve mühürleme işlemlerine devam edilecektir.

    m. Müracaat formunun bir nüshası araç dosyasına konulur, bir nüshası ise tescili izleyen üç iş günü içinde ilgili vergi dairesine gönderilir.

    n. Yapılan tüm tescil işlemleri bilgisayar ortamına aktarılır.

    Kaynak

    Arama motorları: Sakatlar adına araç tescil işlemleri, engelliler için otomobil, otomobil, kamyonet, alım-satım, özel donanımlı otomobil, %90 üzeri sakatlığı bulunanların aileleri adına, ÖTV, vergi muafiyetli otomobil, sağlık raporlar, sağ sol ayak el, ihracat ithalat


  14. 11 Ocak 2008

    Resmî Gazete Sayı : 26753

    Gümrük Müsteşarlığından:

    GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ SERİ NO: 2’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (MUAFİYETLER) SERİ NO: 13

    MADDE 1 – 18/2/2000 tarih ve 23968 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliği’nin (Muafiyetler) 3 üncü maddesinin b bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “B) Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik ise; Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel kişiler (dernek, vakıf vb.) tarafından kendisine bağış yoluyla gönderilen veya bedel karşılığı alınan özel tertibatlı sakat aracını ithalat vergilerinden muaf olarak ithal edebilir.”

    MADDE 2 – Aynı Tebliğ’in 5 inci maddesinin c bendinin 2 numaralı alt bendinde yer alan “bağışı yapan gerçek veya tüzel kişinin yurtdışındaki ikametini gösterir konsoloslukça onaylı belge” ifadesi metinden çıkarılmıştır.

    MADDE 3 – Aynı Tebliğ’in 5 inci maddesinin c bendinin 3 numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “3 - Taşıtın bir bedel karşılığı;

    Tüzel kişiden alınması halinde, ithal edilmek istenilen taşıtın cins, marka ve özellikleri ile fiyatını gösteren proforma fatura ve ithal sırasında fatura aslı,

    Gerçek kişiden alınması halinde, taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesi.”

    MADDE 4 –Aynı Tebliğ’in 5 inci maddesinin e bendinde yer alan “Noterden onaylı” ifadesi metinden çıkarılmıştır.

    MADDE 5 –Aynı Tebliğ’in 11 inci maddesinin sonuna gelmek üzere aşağıdaki fıkra ilave edilmiştir.

    “Bu Tebliğ kapsamında özel ve zaruri durumları inceleyip sonuçlandırmaya Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü yetkilidir.”

    MADDE 6 –Bu Tebliğ, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    MADDE 7 –Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.


  15. Malül ve Sakatlık Muafiyet ve İstisnaları

    [Gümrük Müsteşarlığı]

    4458 sayılı Gümrük Kanununun gümrük vergilerinden muafiyet ve istisnaları düzenleyen 167 nci maddesinin onikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen malül ve sakatların kullanımına mahsus eşyanın gümrük vergisinden muaf olarak ithali için aşağıda belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

    Özel Tertibatlı Sakat Aracı İthal Edebilecek Kişiler

    4458 sayılı Gümrük Kanununa göre muafen özel tertibatlı sakat aracı ithal edecek kişilerin, el ve ayaklardaki ortopedik özre dayanan özürler nedeniyle malül ve sakat olması gerekir.

    Özel Tertibatlı Sakat Aracının İthal Şekli

    Sakat kişi;

    a) Türkiye Gümrük Bölgesi dışında çalışıyor ise ikametin Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakletmesi halinde ( bu şart sadece minibüs, binek otomobil ve motosiklet için geçerlidir. Motorlu ve motorsuz koltuklar ile bisikletler zati eşya kapsamında kesin dönüş şartı aranmaksızın sakat kişi tarafından muafen ithal edilebilir.),

    B) Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik ise; Yurt dışına resmi kanalla döviz transferi veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından kendisine bağış yoluyla gönderilen,

    özel tertibatlı sakat aracını ithalat vergilerinden muaf olarak ithal edebilir.

    Özel Tertibatlı Sakat Araçlarında Aranılan Şartlar

    28.09.2004 tarih ve 25597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/7889 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Karar

    Özel tertibatlı sakat araçlarında aşağıdaki şartlar aranır.

    a) Malül ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç binek otomobili ise, binek otonun münhasıran malül ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunmalıdır ve silindir hacmi 1600 (dahil) cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.

    B) Minübüs ise,minibüsün el ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş sakat kişinin araca binip inmesiyle, taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmalı ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafında kullanılan silindir hacmi 2500 (dahil)'cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.

    Özel surette yapılmış hareket ettirici tertibatı bulunmayan ve sadece otomatik vitesli olan binek oto ile sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmayan minibüsün muafiyetten yararlandırılmak suretiyle ithali mümkün değildir.

    Binek oto ve minibüsün standart olmayan aksesuarları bulunması halinde bu aksesuarların ithaline gümrük vergilerinin tahsili kaydıyla izin verilir.

    Özel olarak malül ve sakatların kullanımına mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça yedek parça ve standart aksesuarlara veya bu eşyanın bakım, kontrol ayarlama, ya da tamiri için gerekli olan aletler de muafiyet kapsamındadır. Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının tevsik edilmesi gerekir.

    3- Malül ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç motosiklet ise, motosiklet malül ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş olmalıdır.

    Müracaat Şekli

    Özel tertibatlı otomobil ile minibüs için araç Türkiye’ye getirilmeden önce malül ve sakat kişiler veya bunlar hesabına bu kişinin vekil tayin ettiği ve Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişiler tarafından Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne;

    a) Fizik ve Rehabilitasyon merkezince onaylı, 18/3/1998 tarihli 23290 Resmi Gazete'de yayımlanan “Sağlık Bakanlığı tarafından Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik” eki listede yer alan sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşlarından alınmış heyet raporunun, (bu raporda; ilgilinin sakatlığı ile bunun derecesinin ve haline göre kullanabileceği taşıt özelliğinin belirtilmesi gerekir. Şayet ilgili, yurt dışında iken resmi bir hastaneden aldığı ve dış temsilciliklerimize onaylattığı bir rapor ibraz ederse bu raporun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesine uygunluğunun da ayrıca belgelenmesi gerekir.),

    b)Trafik Dairesince düzenlenen ve ilgili şahsın sakatlık durumu itibariyle, taşıt kullanabileceğini gösteren H sınıfı sürücü belgesinin,

    biri asıl olmak üzere iki nüshası ise birlikte müracaat edilir..

    Karara Bağlama

    Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri Başmüdürü veya yetki vereceği Başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanır. Söz konusu heyet tarafından sakat ve malul kişinin ithal etmek istediği otomobilde bulunması gereken özel tertibat da belirlenir. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünde yürütür. Heyetin toplanacağı gün ilgili sakat ve malül kişiler de anılan gümrükte hazır bulunur.

    Minibüslerin karara bağlama işlemleri Gümrük Müsteşarlığının olumlu ön iznini müteakip gerçekleştirilir.

    Binek otomobili veya minibüsün ithaline ilişkin kararların (müspet) Komisyon tarafından oybirliği ile verilmesi gerekir.

    İthalat İşlemi

    Komisyon kararının olumlu olması halinde, otomobil ile minibüs için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’nce “İthal İzin Belgesi” düzenlenir. İzin belgesinin geçerlilik süresi 6 (altı) aydır.

    Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde bu Tebliğin 5 inci maddesinde belirtilen belgelerle birlikte Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı başkanlığında iki muayene memurundan oluşturulan heyet tarafından aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun tespit işlemleri yapılarak uygun bulunması halinde ithaline izin verilir.

    Adı geçen gümrük idaresince, ithal işlemi tamamlanan binek otomobil için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:3’de yer alan şerh, minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:4’de yer alan şerh konularak ilgili trafik tescil dairesine gönderilir.

    İthalat Sırasında Gümrük İdaresine İbraz Edilmesi Gereken Belgeler

    Malül ve sakatlara 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesinin onikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında gümrük vergisinden muaf araç ithaline izin verilmesi için aşağıda belirtilen belgelerin ibraz edilmesi gerekir.

    a) 1- Yurt dışında ikamet eden malül ve sakatlar için; Yurda kesin döndüğünü gösteren konsoloslukca onaylı belge ile yurda kesin dönüşünden önce satın alınan taşıtın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu gösterir mülkiyet belgesi,

    2-Türkiye’de ikamet eden malül ve sakata bağış yapılması halinde; bağışı yapan gerçek veya tüzel kişinin yurt dışındaki ikametini gösterir konsoloslukca onaylı belge, taşıtın bağışlayana ait olduğunu gösterir mülkiyet belgesi ile noter veya konsoloslukca düzenlenmiş bağış belgesi,

    3- Taşıtın ithalinin resmi kanalla döviz transferi suretiyle gerçekleştirilmek istenilmesi halinde; döviz transferine ilişkin belge ile ithal edilmek istenilen taşıtın cins, marka ve özellikleri ile fiyatını gösteren proforma fatura ve ithal sırasında fatura aslı,

    B) Nüfus cüzdanı örneği,

    c) 1- İthal olunacak motosiklet veya binek otomobilin malül ve sakat kişinin kendisi tarafından kullanacağına, başkasının kullanımına veya istifadesine izin verilmeyeceğine,

    2- İthal olunacak minibüsün el ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş aktine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılacağına başkasının kullanımına veya istifadesine izin verilmeyeceğine,

    3- Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünün izni olmadan mezkur taşıtların başkasına devredilmeyeceğine ve satılmayacağına, kiralanmayacağına, ödünç verilmeyeceğine,

    4- İthal olunan taşıt üzerindeki özel tertibatta da hiçbir değişiklik yapmayacağına İkametgah değişikliği olması halinde bu değişikliği Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne bildireceğine dair,

    Noterden onaylı taahhütname. (Ek:1), (EK:2) [Ekler bu sayfanın en altında mevcut]

    d) İkamet ettiği mahalle veya köy muhtarlığınca düzenlenmiş İkametgah belgesi,

    e) Aracın Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü denetimi altına alındığını gösterir ambar makbuzu.

    Malül ve Sakatlar Tarafından İthal Edilecek Diğer Eşya

    Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkındaki Bakanlar Kurulu Karar eki Kararın 113, 115 maddeleri ile 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen eşya ile malül ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosikletin muafen ithaline ilişkin talepler doğrudan eşyanın getirildiği gümrük idaresine yapılır.

    Gümrük İdaresince de eşyanın Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararının 113, 115 maddeleri ile 116 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunduğunun anlaşılması ile bu kararın 114 ncü maddesi kapsamında sadece 3 nolu ekinde belirtilen eşya olması halinde ithaline izin verilir.

    Ayrıca, ekli taahhütname alınarak ithale ilişkin tek tip gümrük beyannamesine eklenir (Ek:1).

    Devir ve Satış

    Gümrük Vergisinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında 13/1/2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 113 ve 116 ncı maddeleri gereğince muafen ithal edilen eşya, gümrüğün izni olmadan ve gümrük vergileri alınmadan malul ve sakat olmayanlara ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz.

    Malul veya sakat kişiler; mülkiyetlerinde bu yolla muafen ithal edilmiş özel tertibatlı otomobil, minibüs ve motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve bunların fiili ithal tarihinden itibaren 5 (beş) yıl geçmedikçe, bu taşıtları satamaz ve yeniden aynı şekilde muaf olarak otomobil, minibüs ve motosiklet ithal edemezler.

    Malul ve sakatlar tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobil, minibüs ve motosikletlerin fiili ithal tarihinden itibaren 10 yıl geçmemişse malul ve sakat olmayanlara gümrük vergileri tahsil edilmeden satışı, hibesi ve devri mümkün değildir.

    Söz konusu aracı devralacak kişinin sakatlığının farklı olması halinde devredilecek taşıtın Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'ne teslim edilmesi ve devri alacak kişinin sakatlığına uygun olarak aracın anılan Gümrük İdaresinin gözetimi altında dizayn edilmesi gerekmektedir.

    Gümrük vergilerinden muafen ithali yapılan eşya için muafiyet tanınmasını sağlayan şartları kaybeden veya muafen ithal edilen eşyayı Kararın 113 ila 118 inci maddelerinde belirtilenlerden başka amaçlarla kullanmayı talep eden kişi, kurum ve kuruluşların gümrük idaresine bildirimde bulunarak izin alması gerekir. Bu izin ancak gümrük vergilerinin tahsil edilmesi kaydıyla verilebilir.

    Mezkur Kararname eki Kararın 116 ve 117 nci maddeleri kapsamında gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edilen eşya gümrük idaresinin izni olmadan ve gümrük vergileri ödenmeden muafiyetten yararlanmayan amaçlar için ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz.

    Söz konusu eşya ve malzemeler muafiyetin veriliş amacına uygun kullanılmak ve ilgili gümrük müdürlüğünden izin alınmak kaydıyla muafiyet hakkı tanınmış başka bir kurum veya kuruluşa ödünç verilir, kiralanır, devredilir veya satılırsa gümrük vergileri aranmaz.

    İzin alınmadan, ödünç verilen, kiralanan, devredilen veya satılan eşyanın gümrük vergileri 4458 sayılı Gümrük Kanununun 181 ila 194 üncü madde hükümleri uyarınca tahsil edilmekle beraber ayrıca 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun hükümlerine göre takibat yapılır.

    EK:1

    TAAHHÜTNAME

    ........................tarih ve ....................sayılı tek tip gümrük beyannamesi ile muafen ithali apılan ............................................................. minibüsü üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarımdan bir sürücü veya tarafımdan iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılacağını başkasının kullanımına veya istifadesine izin vermeyeceğimi Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünün izni olmadan başkasına devretmeyeceğimi, satmayacağımı, kiralamayacağımı veya ödünç vermeyeceğimi ithal olunan minibüs üzerindeki özel tertibatta da hiçbir değişiklik yapmayacağımı, ikametgah değişikliği olması halinde bu değişikliği Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne bildireceğimi, aksi takdirde 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile buna ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 237 sayılı Taşıt Kanunun, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerinin tarafıma uygulanmasını kabul ettiğimi, beyan ve taahhüt ederim.

    Adı Soyadı

    Tarih-İmza

    EK:2

    TAAHHÜTNAME

    ........................tarih ve ....................sayılı tek tip gümrük beyannamesi ile muafen ithali yapılan ...................................................................... aracı/eşyayı, başkasının kullanımına veya istifadesine izin vermeyeceğimi, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünün izni olmadan mezkur aracı/eşyayı başkasına devretmeyeceğimi, satmayacağımı, kiralamayacağımı veya ödünç vermeyeceğimi ithal olunan araç üzerindeki özel tertibatta da hiçbir değişiklik yapmayacağımı, ikametgah değişikliği olması halinde bu değişikliği Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne bildireceğimi, aksi taksirde 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile buna ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 237 sayılı Taşıt Kanunun, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerinin tarafıma uygulanmasını kabul ettiğimi, beyan ve taahhüt ederim.

    Adı Soyadı

    Tarih-İmza

    EK: 3

    SAKATLAR TARAFINDAN İTHAL EDİLECEK OTOMOBİLE İLİŞKİN TRAFİK ŞAHADETNAMESİNE KONULACAK ŞERH

    Bu binek otomobilin, araç sahibi malul ve sakat kişi tarafından kullanılması zorunlu olup, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünden izin alınmaksızın devri, satışı, hibesi, kullanma hakkının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır


  16. GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (MUAFİYETLER)

    Seri No: 2

    Resmi Gazete Tarihi :18.02.2000

    Resmi Gazete Sayısı : 23968

    Not: Aşağıdaki metin Gümrük Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Muafiyetler) Seri No: 8 ve Seri No 13 ile gerçekleştirilen değişiklikleri de içermektedir.

    Amaç ve Kapsam

    Madde 1- 4458 sayılı Gümrük Kanununun gümrük vergilerinden muafiyet ve istisnaları düzenleyen 167 nci maddesinin onikinci fıkrasının (a) bendinde; malül ve sakatların kullanımına mahsus eşya gümrük vergisinden muaf tutulmuştur.

    Aynı maddenin son fıkrasında ise "4 ila 12 nci fıkralarında yer alan eşyayı tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarları ile muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları belirlemeye, maktu hadleri sıfıra kadar indirmeye veya iki katına çıkartmaya ve sürelerle ilgili alt ve üst sınırlan belirlemeye ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşyalar itibariyle birlikte veya ayrı uygulatmaya Bakanlar kurulu yetkilidir." hükmü bulunmaktadır.

    Bu hükme dayanılarak 05/2/2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 13/01/2000 tarihli 2000/53 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki, Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar'ın 116 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında değişiklik yapan ve 28/9/2004 tarihli 25597 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2004/7889 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında; münhasıran malul ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve motor silindir hacmi 1600 (dahil) cc'ye kadar olan binek otomobilleri (arazi taşıtları hariç) ile el ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat sakat kişi tarafından kullanılamayan, sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılan motor silindir hacmi 2500 (dahil) cc'ye kadar olan taşıtların (arazi taşıtları hariç) gümrük vergilerinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır."

    Kararın 116 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında da sakat kişi tarafından kullanılmayan araçların gümrük vergilerinden muaf olarak ithaline izin verilebilmesi için sakat kişinin yaşı veya ağırlığı itibariyle bu tür bir araca ihtiyacı bulunduğuna Gümrük Müsteşarlığınca kanaat getirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

    Bu hükümler kapsamında ithali yapılan özel tertibatlı sakat araçlarının sahiplerinin ölümü sonucu varislerine intikal etmesi halinde, varislerin veraset ilamı tarihinden itibaren 6 ay içerisinde gümrük idaresine başvurarak kendi adlarına yeni bir trafik şahadetnamesi düzenlettirmeleri halinde gümrük vergileri aranmaz

    Varisler tarafından özel tertibatın kaldırılmak suretiyle kullanılmak istenilmesi veya satılması halinde gümrük vergileri alınır.

    Özel Tertibatlı Sakat Aracı İthal Edebilecek Kişiler

    Madde 2- 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre muafen özel tertibatlı sakat aracı ithal edecek kişilerin, el ve ayaklardaki ortopedik özre dayanan özürler nedeniyle malül ve sakat olması gerekir.

    Özel Tertibatlı Sakat Aracının İthal Şekli

    Madde 3- Sakat kişi;

    a) Türkiye Gümrük Bölgesi dışında çalışıyor ise ikametin Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakletmesi halinde (bu şart sadece sakat kişi tarafından kullanılmayan araç, binek otomobil ve motosiklet için geçerlidir. Motorlu ve motorsuz koltuklar ile bisikletler zati eşya kapsamında kesin dönüş şartı aranmaksızın sakat kişi tarafından muafen ithal edilebilir.),

    B) Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik ise; Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel kişiler (dernek, vakıf vb.) tarafından kendisine bağış yoluyla gönderilen veya bedel karşılığı alınan özel tertibatlı sakat aracını ithalat vergilerinden muaf olarak ithal edebilir.

    Özel Tertibatlı Sakat Araçlarında Aranılan Şartlar

    Madde 4 — Özel tertibatlı sakat araçlarında aşağıdaki şartlar aranır.

    a) Malûl ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç binek otomobili ise, binek otonun münhasıran malûl ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunmalıdır.

    B) Bizzat malûl ve sakat kişi tarafından kullanılamayan araçta ise, el ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş sakat kişinin araca binip inmesiyle, taşınmasını kolaylaştırıcı tertibat bulunmalıdır.

    c) Malûl ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç motosiklet ise, bu motosiklet malûl ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş olmalıdır.

    Sadece otomatik vitesli olan ve özel surette yapılmış hareket ettirici tertibatı bulunmayan binek oto ile bizzat sakat kişi tarafından kullanılamayan ve sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı olmayan aracın 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi kapsamında ithali mümkün değildir.

    Özel olarak malûl ve sakatların kullanıma mahsus olan ve yukarıda belirtilen eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve aksesuarlar veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama yada tamiri için gerekli olan aletlerde muafiyet kapsamındadır. Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının tevsiki gerekir.

    Talep Edilen Belgeler

    Madde 5- Malül ve sakatlara 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesinin onikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında gümrük vergisinden muaf araç ithaline izin verilmesi için aşağıda belirtilen belgelerin ibraz edilmesi gerekir.

    a) Fizik ve Rehabilitasyon merkezince onaylı, 18/3/1998 tarihli 23290 Resmi Gazete'de yayımlanan "Sağlık Bakanlığı tarafından özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik" eki listede yer alan sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşlarından alınmış heyet raporunun aslı, (bu raporda; ilgilinin sakatlığı ile bunun derecesinin ve haline göre kullanabileceği taşıt özelliğinin belirtilmesi gerekir. Şayet ilgili, yurt dışında iken resmi bir hastaneden aldığı ve dış temsilciliklerimize onaylattığı bir rapor ibraz ederse bu raporun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesine, uygunluğunun da ayrıca belgelenmesi gerekir.),

    B) Trafik Dairesince düzenlenen ve ilgili şahsın sakatlık durumu itibariyle, taşıt kullanabileceğini gösteren H sınıfı sürücü belgesi,

    c) 1- Yurt dışında ikamet eden malül ve sakatlar için; Yurda kesin döndüğünü gösteren konsoloslukça onaylı belge ile yurda kesin dönüşünden önce satın alınan taşıtın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu gösterir mülkiyet belgesi,

    2- Türkiye'de ikamet eden malül ve sakata bağış yapılması halinde; taşıtın bağışlayana ait olduğunu gösterir mülkiyet belgesi ile noter veya konsoloslukça düzenlenmiş bağış belgesi,

    3 - Taşıtın bir bedel karşılığı;

    Tüzel kişiden alınması halinde, ithal edilmek istenilen taşıtın cins, marka ve özellikleri ile fiyatını gösteren proforma fatura ve ithal sırasında fatura aslı,

    Gerçek kişiden alınması halinde, taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesi

    d) Nüfus cüzdanı örneği,

    f) 1- İthal olunacak motosiklet veya binek otomobilin malül ve sakat kişinin kendisi tarafından kullanacağına, başkasının kullanımına veya istifadesine izin verilmeyeceğine,

    2- İthal olunacak sakat kişi tarafından kullanılmayan aracın el ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş aktine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılacağına başkasının kullanımına veya istifadesine izin verilmeyeceğine,

    3- Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünün, izni olmadan mezkur taşıtların başkasına devredilmeyeceğine ve satılmayacağına, kiralanmayacağına, ödünç verilmeyeceğine,

    4- İthal olunan taşıt üzerindeki özel tertibatta da hiçbir değişiklik yapmayacağına İkametgah değişikliği olması halinde bu değişikliği Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne bildireceğine dair,

    Taahhütname . (Ek:1) ; (EK:2) ,

    f) İkamet ettiği mahalle veya köy muhtarlığınca düzenlenmiş İkametgah belgesi,

    g) .......................

    Müracaat Şekli

    Madde 6 - Özel tertibatlı otomobil ile minibüs için araç Türkiye’ye getirilmeden önce malül ve sakat kişiler veya bunlar hesabına bu kişinin vekil tayin ettiği ve Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişiler tarafından Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne 5 inci maddenin (a), (B) bendlerinde belirtilen belgelerin biri asıl olmak üzere iki nüshası ise birlikte müracaat edilir

    Karara Bağlama

    Madde 7- Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri Başmüdürü veya yetki vereceği Başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanır. Söz konusu heyet tarafından sakat ve malul kişinin ithal etmek istediği otomobilde bulunması gereken özel tertibat da belirlenir. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünde yürütür. Heyetin toplanacağı gün ilgili sakat ve malül kişiler de anılan gümrükte hazır bulunur.

    Minibüslerin karara bağlama işlemleri Gümrük Müsteşarlığının olumlu ön iznini müteakip gerçekleştirilir.

    Binek otomobili veya minibüsün ithaline ilişkin kararların (müspet) Komisyon tarafından oybirliği ile verilmesi gerekir.

    İthalat İşlemi

    Madde 8- Madde 8- Komisyon kararının olumlu olması halinde, otomobil ile minibüs için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’nce “İthal İzin Belgesi” düzenlenir. İzin belgesinin geçerlilik süresi 6 (altı) aydır.

    Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde bu Tebliğin 5 inci maddesinde belirtilen belgelerle birlikte Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı başkanlığında iki muayene memurundan oluşturulan heyet tarafından aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun tespit işlemleri yapılarak uygun bulunması halinde ithaline izin verilir.

    Adı geçen gümrük idaresince, ithal işlemi tamamlanan binek otomobil için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:3'de yer alan şerh, sakat kişi tarafından kullanılmayan araç için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:4'de yer alan şerh konularak ilgili trafik tescil dairesine gönderilir.

    Malül ve Sakatlar Tarafından İthal Edilecek Diğer Eşya

    Madde 9- Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkındaki Bakanlar Kurulu Karar eki Kararın 113, 115 maddeleri ile 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen eşya ile; malül ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosikletin muafen ithaline ilişkin talepler doğrudan eşyanın getirildiği Gümrük idaresine yapılır.

    Gümrük İdaresince de eşyanın Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararının 113, 115 maddeleri ile 116 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunduğunun anlaşılması ile bu kararın 114 ncü maddesi kapsamında sadece 3 nolu ekinde belirtilen eşya olması halinde ithaline izin verilir. Ayrıca, Tebliğ eki taahhütname alınarak ithale ilişkin tek tip gümrük beyannamesine eklenir (Ek:1) .

    Bilgi Verme

    Madde 10- Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünce malül ve sakatlar adına ithali gerçekleştirilen sakat aracı ve sakat kişi tarafından kullanılmayan araçlara ilişkin model, marka ve sayısal bilgileri içeren listeler her ayın sonunda Gümrük Müsteşarlığına (Gümrükler Genel Müdürlüğü) gönderilir (Ek:5) .

    9 uncu madde kapsamında yapılan ithal işlemleri ise, her ayın 15 inde Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'nde olacak şekilde aylık olarak Tebliğ eki liste düzenlenerek adı geçen Gümrük Müdürlüğüne gönderilir (Ek:6) .

    Devir ve Satış

    Madde 11- Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında 13/1/2000 tarihli 2000/53 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 113 ve 116 ncı maddeleri gereğince muafen ithal edilen eşya, gümrük idaresinin izni olmadan ve gümrük vergileri alınmadan malül ve sakat olmayanlara ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz.

    Ayrıca;

    a) Malül veya sakat kişiler; mülkiyetlerinde bu yolla muafen ithal edilmiş özel tertibatlı otomobil, sakat kişi tarafından kullanılmayan araç ve motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve bunların fiili ithal tarihinden itibaren 5 (beş) yıl geçmedikçe, bu taşıtları satamaz ve yeniden aynı şekilde muaf olarak otomobil, sakat kişi tarafından kullanılmayan araç ve motosiklet ithal edemezler.

    B) Malül ve sakatlar tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobil, sakat kişi tarafından kullanılmayan araç ve motosikletlerin fiili ithal tarihinden itibaren 10 (on) yıl geçmemişse malül ve sakat olmayanlara gümrük vergileri tahsil edilmeden satışı, hibesi ve devri mümkün değildir.

    c) Söz konusu aracı devralacak kişinin sakatlığının farklı olması halinde devredilecek taşıtın Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'ne teslim edilerek devri alacak kişinin sakatlığına uygun olarak aracın anılan Gümrük İdaresinin gözetimi altında dizayn edilmesi gerekmektedir.

    Gümrük vergilerinden muafen ithali yapılan eşya için muafiyet tanınmasını sağlayan şartları kaybeden veya muafen ithal edilen eşyayı söz konusu Kararnamenin eki Kararın 113 ila 118 inci maddelerinde belirtilenlerden başka amaçlarla kullanmayı talep eden kişi, kurum ve kuruluşların gümrük idaresine bildirimde bulunarak izin alması gerekir. Bu izin ancak gümrük vergilerinin tahsil edilmesi kaydıyla verilebilir.

    Mezkur Kararname eki Kararın 116 ve 117 nci maddeleri kapsamında gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edilen eşya gümrük idaresinin izni olmadan ve gümrük vergileri ödenmeden muafiyetten yararlanmayan amaçlar için ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz.

    Söz konusu eşya ve malzemeler muafiyetin veriliş amacına uygun kullanılmak ve ilgili Gümrük Müdürlüğünden izin alınmak kaydıyla muafiyet hakkı tanınmış başka bir kurum veya kuruluşa ödünç verilir, kiralanır, devredilir veya satılırsa gümrük vergileri aranmaz.

    İzin alınmadan ödünç verilen, kiralanan, devredilen veya satılan eşyanın gümrük vergileri 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 181 ila 194 üncü maddeleri hükümleri uyarınca tahsil edilmekle beraber ayrıca, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun hükümlerine göre takibat yapılır.

    Bu Tebliğ kapsamında özel ve zaruri durumları inceleyip sonuçlandırmaya Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü yetkilidir.

    Geçici Madde 1- 5/2/2000 tarihinden önce başlamış işlemlerde yükümlünün lehine olan hükümler uygulanır.

    Yürürlük

    Madde 12- Bu Tebliğ 5/2/2000 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    Yürütme

    Madde 13- Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük Müsteşarlığı'nın bağlı bulunduğu Bakan yürütür.

    Yukarıdaki 2 nolu tebliğde değişiklik yapılmasına dair tebliğ (yukarıdaki tebliğde bu tebliğin gerçekleştirdiği değişiklikler yapılmıştır)

      Gümrük Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Muafiyetler) Seri No: 8

      Madde 1- 18/2/2000 tarihli ve 23968 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 Seri No’ lu Gümrük Genel Tebliği (Muafiyetler)’ nin 5 inci maddesinin (g) bendi madde metninden çıkartılmıştır.

      Madde 2- Aynı Tebliğin 6’ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

      “Madde 6- Özel tertibatlı otomobil ile minibüs için araç Türkiye’ye getirilmeden önce malül ve sakat kişiler veya bunlar hesabına bu kişinin vekil tayin ettiği ve Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişiler tarafından Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne 5 inci maddenin (a), (B) bendlerinde belirtilen belgelerin biri asıl olmak üzere iki nüshası ise birlikte müracaat edilir.”

      Madde 3- Aynı Tebliğin 7’nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

      “Madde 7- Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri Başmüdürü veya yetki vereceği Başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanır. Söz konusu heyet tarafından sakat ve malul kişinin ithal etmek istediği otomobilde bulunması gereken özel tertibat da belirlenir. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünde yürütür. Heyetin toplanacağı gün ilgili sakat ve malül kişiler de anılan gümrükte hazır bulunur.

      Minibüslerin karara bağlama işlemleri Gümrük Müsteşarlığının olumlu ön iznini müteakip gerçekleştirilir.

      Binek otomobili veya minibüsün ithaline ilişkin kararların (müspet) Komisyon tarafından oybirliği ile verilmesi gerekir.”

      Madde 4- Aynı Tebliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

      “Madde 8- Komisyon kararının olumlu olması halinde, otomobil ile minibüs için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’nce “İthal İzin Belgesi” düzenlenir. İzin belgesinin geçerlilik süresi 6 (altı) aydır.

      Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde bu Tebliğin 5 inci maddesinde belirtilen belgelerle birlikte Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı başkanlığında iki muayene memurundan oluşturulan heyet tarafından aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun tespit işlemleri yapılarak uygun bulunması halinde ithaline izin verilir.

      Adı geçen gümrük idaresince, ithal işlemi tamamlanan binek otomobil için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:3’de yer alan şerh, minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine EK:4’de yer alan şerh konularak ilgili trafik tescil dairesine gönderilir.

      Yürürlük

      Madde 5- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer

      Yürütme

      Madde 6- Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.


  17. img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızaerialviewofplacedeletonq0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızalpsfrancemb7.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızarcdetriompheparisfrancyd0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızauxerrefrancepv1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızbeynacdordogneriverfranwb4.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızcathedralofsaintnazaireqn3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchampselyseesparisfranceg9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaucomtalcarcassonnta2.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudamboiseandbridgij1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudamboisefranceqj0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudechambordfranceqg6.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudechantillychantat3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudechenonceauloirbr5.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudevillandryfrancqz1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchateaudevizilleiserefrwu8.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızchenonceauxcastlefranceng9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızclosdevougeotvineyardvoag9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızeiffeltoweratnightparisvo4.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızezeandcapferratfranceqz5.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızfayracmanorbeynacfrancetu1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızgrenoblerhonealpesfrancbm0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızhautesavoiefrancewg6.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızhillsofsaignonfranceik9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızhistoricpontdugardgardrpr9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızivywindowprovencefrancebm3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızlavenderfieldabbeyofsennq6.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızlechateaudamboisefranceqp7.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızlyonslaforetnormandyfrakm5.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızmontblancviewfromcordondq0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızmontsaintmichelabbeyfrawe7.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızmontstmichelatdawnnormabv8.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınıznotredameatsunriseparisgj3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızordriverbeziersfrancekw0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızpetitefrancedistrictstrzb4.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızduskbeforedawnparisfranpi3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızeiffeltowerandfountainpiw3.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızpicturesquepeaksalpsfralb2.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızploumanachrocksandlightlp4.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızpontdugardnearavignonfrph0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızpyramidatlouvremuseumpadv7.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızriquewihrfranceej1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızriverseinelesandelysfrafh9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızrodernhautrhinalsaceframc1.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızskiresortsavoiefrancejj4.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızstchelydutarnfrancelq6.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınıztheriverseineparisfranczh2.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızviewofevisacorsicaislangt6.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızvillageinaltarocaregionqg0.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızvillageoflesbauxfrancepa9.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 800 x 600 ] 80% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınızvillefrancheharborfrancmh2.jpg


  18. Hayvanlara photoshop değerse

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 652 x 500 ] 98% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız37.jpg

    36.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 700 x 436 ] 91% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız35.jpg

    34.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 700 x 439 ] 91% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız33.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 643 x 500 ] 99% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız32.jpg

    img-resized.png Gerçek boyutundan [ 700 x 484 ] 91% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız31.jpg

    28.jpg

    29.jpg