Can Sengul

SiteYöneticisi
  • İçerik sayısı

    3.187
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    44

İletiler bölümüne Can Sengul kullanıcısının eklediği dosyalar


  1. Medikal firmalar ücreti peşin istiyor, kurum da 1-2 ay içinde ödeme yapıyor. 2000 tl ye işe yarar bir sandalye bulacağını düşünmüyorum.

    4 ay önce bende bir akülü sandalye aldım. Ama tam bir çile :) Alana kadar işim bitti.

    4 kere rapor çıkarttım filan uzun hikaye :)

    Ben sandalyede hız ve hafiflik aramıştım tabi fiyat, Çok araştırdım en son İmc medikal den almaya karar verdim. Aldığım sandalye için 10 üzerinden 7 diyebilirim.

    Sandalye secerken;

    Rahatlığı, motor gücü ve yaptığı hızı önemli ondan sonra diğer aksesuarlarına bakmalı.


  2. Radikal muhabiri Mine Tuduk, 1 günlüğüne 'engelli oldu'. İstanbul'un hâlâ engellilere kapalı bir kent olduğunu gördü.

    İSTANBUL- Bu haberi okumadan önce gözlerinizi bağlayarak 5 dakika sokakta yürümeyi deneyin ya da sizin için sıradan olan yürümek, oturmak, kalkmak gibi eylemleri yardımsız yapamadığınızı düşünün... O zaman göreceksiniz ki Türkiye’de “Engelli olmak zor” demek bile hafif kalıyor...

    Sayıları 8.5 milyonu bulan engellileri anlamak, hayatlarındaki camdan duvarları görmek için bir gün de olsa onlar gibi yaşamaya çalıştık. Onların bir ömür yaşadığı zorluklar bana bir gün bile çok ama çok ağır geldi.

    Yol arkadaşlarımdan biri geçirdiği kas hastalığından sonra 26 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum olan emekli mühendisi Muhittin Satır, diğeri de doğuştan görme engelli Hacettepe Felsefe mezunu ancak belediyede telefonlara bakarak çalışarak emekli olan Sara Kuruçay. Sabahın erken saatlerinde buluşup bir günü birlikte geçirdik.

    Neler yaptık ya da yapmaya çalıştık?

    Turumuza Yeşilköy Tren İstasyonu’ndan başladık. Şirinevler Metrobüs Durağı, Ataköy Metro Durağı, Eminönü, en sonra da Tarihi Yarımada’da müze turu... Çaresizlikler, imkânsızlıklarla dolu dolu geçen bir günde gördük ki sokağa çıkmak, otobüse, metroya binmek, evlerinin yakınındaki market ya da parka gitmek onlar için büyük bir mücadele.

    Engelliler için yapılan rampalar, asansörler, otobüsler, kılavuz yollar onların nefes almasını sağlamıyor. Birçok belediye binası, kaymakamlık, noter gibi kamu binalarına engelliler için uygun olmayan düzenlemeler sebebiyle giremiyorlar. Ama Muhittin Bey ve Sara Hanım her türlü zorluğa rağmen gülümseme ve espri yeteneklerini yüzlerinden eksik etmeden, umutlarını bir an bile yitirmeden “Engellilerler de, tıpkı normal insanlar gibi hayatın her alanına ulaşıp erişmek istiyorlar” diyor.

    5 lira için...

    Muhittin Satır, “25 yıldır tekerlekli sandalyede yaşıyorum. Emekliyim. İnternetten tanıştığım eşimle 1 yıl önce evlendim. Eşim engelli olmadığı için insanlar ah-vah ediyor, içerliyorum. Herkes bir gün engelli olabilir” diyor. Bir de sitemi var:

    “Devlet engelliye 600 lira evde bakım parası veriyor. Ama ev halkı başına düşen gelirin 400 liradan fazla olmaması şart. Emekli maaşım 810 lira, evde kişi başına 405 lira düşüyor. 5 lira yüzünden 600 lira ek bakım parasını alamıyorum. Devlet büyükleri, yalnızca bir günlüğüne yerimizde olsalar. Sanırım ne demek istediğimizi iyi anlardılar.”

    Yola çıkmak yürek ister

    Engelli rampası olan bazı otobüsler durağa tam yanaşmadan yolcu aldığı için, bir yürüme engellinin arabasıyla binmesi büyük zorluk. Birçok otobüs ise engelliler için özel donanıma sahip değil. Görme engelliler yüksek otobüs basamakları ve durakların adını söyleyen sesli uyarı sisteminin her otobüste yer almamasının sıkıntısını çekiyor

    Ulaşabilirsen asansör var

    Şirinevler Metrobüs Durağı ve Ataköy Metro Durağı’nda engelli asansörü bulunuyor ve çalışır halde. Metro ve metrobüse bu mevkiden rahatlıkla binilebiliyor. Ancak devlet hastanesinin bulunduğu Bakırköy, Cevizlibağ, Maltepe gibi birçok arterde engeliler için özel bir düzenleme bulunmuyor.

    Ne üst ne altgeçit var

    Eminönü, kentin en işlek noktalarından biri. Ancak her gün yüz binlerce kişinin gelip geçtiği Eminönü Meydanı’ndaki üstgeçitte bulunan engelli asansörleri yıllardır çalışmıyor. Üstgeçitten geçmek mümkün olmayınca haliyle altgeçide yöneliyoruz ama orada da karşımıza inen dik merdivenlerden tekerlekli sandalyeyle inip çıkmak imkânsız.

    Engelli tuvaletleri Allah’a emanet

    Her yıl milyonlarca insanı ağırlayan Topkapı Sarayı’nda engelliler için yapılan tuvaletin dışı ve içi bakımsız halde. Ayrıca içinde bulunması gereken tutamaklar sallandığı için engelli bir kişi kolaylıkla düşerek yaralanabilir.

    Topkapı Sarayı’na yakışıyor mu?

    İstanbul’un gurur kaynağı Topkapı Saray Müzesi’ni görmek engelliler için zor. Sarayın avlusunda belli noktalarda engelli rampaları var, ama çoğu kırık dökük, güven vermiyor. Asıl engelse sarayın içine girmek istendiğinde ortaya çıkıyor. Çünkü Harem Dairesi dışında rampalar yok. Arz Odası, Hazine Dairesi gibi bölümlere girmek rampa olmadığı için mümkün değil.

    Sultanahmet’te para çekemedik

    Hayatın olmazsa olmazı paraya ulaşmak bile ayrı bir işkence. Uluslararası bir düzenlemeye sahip olması gereken Sultanahmet Meydanı’nın orta yerinde bulunan bankamatiklerden engellinin para çekmesi imkânsız. Basamaklı bankamatiklere ulaşmak mümkün değil. Görme engelliler içinse, ATM’lerin tuşlarında sesli uyarı ve brail alfabesi bulunmuyor. Bu yüzden yardım almadan para çekmek imkânsız.

    Kaldırımlar insanın değil otomobillerin!

    Kaldırıma park etmiş arabalar yüzünden yürümek mümkün değil. Kaldırımlar standart dışı yapıldığı için tekerlekli sandalye ile çıkılsa bile yardımsız inmek mümkün olmuyor. Ortaya dikilmiş ağaç ve direkler ise cabası.

    Görme engelliler için de çok yüksek olan kaldırımlardan zar zor geçip Yeşilköy Tren İstasyonu’na vardığımızda, perona doğru inen merdivenler engeliler için düzenlenmediğinden geri dönmek zorunda kalıyoruz.

    ‘Biz yokmuşuz gibi davranmayın’

    Sara Kuruçay: “Doğuştan görme engelliyim. Halkımız yardımsever, onlar dışarıda bizi yönlendiriyor ancak engellilerin ihtiyacı, halkın yardımseverliğiyle çözülmez. Özellikle görme engelliler için metro, metrobüs, vapur, yaya geçitlerine giden kabartmalı kılavuz yollar, hayati önem taşıyor. Ancak birçok insan yerdeki o kabartılı kılavuz yolun anlamını bilmiyor, üzerine araba park ederek işimizi zorlaştırıyor. Kılavuz yollar çok önemli. Ayrıca kaldırımların bir stardardı yok, kimisi yüksek kimi alçak. Restoran, kafe gibi mekânlarda engellilere uygun masa ve tuvalet bulunmuyor. Engelliler iş bulamıyor, bulsa bile kendi mesleğinde çalışamıyor. Görme engelliler için bir süredir otobüs, metro, hızlı tramvay ve trafik ışıklarında sesli uyarı sistemi mevcut. Ama çoğu bozuk. Engelliye bakış ancak toplumsal bilinçle mümkün. Biz yokmuşuz gibi davranılmamalı. Engelliyi tecrit etmeden toplumun içine entegre ederek yaşam alanları yaratmak gerekli.”

    Japon turistler de olmasa saray yok!

    Engellilerin Topkapı Sarayı’nın kapalı bölümlerine, örneğin Arz Odası’na girmesi çok zor. Çünkü girişte rampa yok. Israrcı olduğumuzda ise ancak Japon turistlerin yardımıyla bu mümkün olabiliyor.

    YARIN: ‘Engel dedektifleri’ müze ve kafelere not verdi: İyiler ve kötüler

    --

    www.merverengi.com


  3. İdrar yolu enfeksyonu yani sistit bizlerde çok olduğu için, Muhakkak bir idrar tahlili ve idrar kültürü yaptırmalısınız. Ona göre hangi Antibiotiğin duyarlı olup olmadığını görüp ona göre antibiotik kullanmalısınız.

    Antibiyotik kullanımıda son derece önemli eger sizi verilen antibiyotiği düzenli içmezseniz, O antibiyotiğe duyarlı olabilirsiniz ve ve sonradan yine o antibiyotiği aylarca da kullansanız hiç bir işe yaramaz.

    Doktoruda iyi seçmek lazım, 2 hafta önce aile hekimine gittim. Bana Tahlil yada kültür yapmadan antibiyotik yazmaya kalktı. Tabi ben tahlil ve kültür yapmam gerektiğini söyleyip başka yere gittim. Eğer yazsaymış yazdığa ilaca duyarlıymışım boş yere kullanacaktım.


  4. Kök hücre tedavisini medya bize o kadar süslü tanıttı ki herkes hemen çıkacak, bizde tedavi olup yürüyeceğiz gözüyle bakmaya başladı. Yeni çıkan bir ilaç bile 10 yıl sonra piyasaya sürülürken, Erkenden çıkacak diye ümit ederken ümitlerimiz umuda dönüştü.

    Ama gerek kök hücre gerekse diğer yöntemler belli zaman çıkacaktır.

    Tedaviyi bekleyip hayatın gerisinde kalmak yerine, Hayatın içerisinde olup yaşamaya bakmak lazım.


  5. İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bulunan ''Lokomat'' (Robotik Yürütme Cihazı), herhangi bir nedenle yürüyemeyen hastalara umut oluyor.

    İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Klinik Şefi Doç. Dr. Nurdan Paker, yaptığı yazılı açıklamada, Lokomat adlı cihazın, modern rehabilitasyon hastanelerinde bulunan yeni teknoloji ürünü ve yürüme eğitimi vermeye yönelik bir cihaz olduğunu belirtti.

    Doç. Dr. Paker, cihazın, beyin damarı tıkanıklıkları ya da beyin kanamalarına bağlı gelişen kol ve bacak felçleri, omurilik yaralanmalarına bağlı hastalar, kafa travmasına bağlı yürüme bozuklukları, ''MS'' ya da Parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıklar, kalça protez ameliyatı ya da diğer ortopedik sorunlar, uzun süreli yatmaya bağlı yürüme fonksiyonunu kaybetmiş hastalarda kullanabileceğini bildirdi.

    Şu ana kadar pek çok hastada ''Lokomat''ı kullandıklarını vurgulayan Paker, cihaz ile pek çok hastada önemli gelişmeler elde ettiklerini ifade etti.

    Doç. Dr. Paker, ''Hastalarımızın yüzde ellisi il dışı hastalardan oluşuyor. ''Lokomat''ın bir devlet hastanesinde olması bizim için çok büyük mutluluk. Böylelikle bu cihaz, tüm hastalara tüm halkımıza ulaşmış oluyor. Daha yaygın kullanılması ve hastalarımızın iyi olmasına aracı olmuş oluyor. Bizim hastanemizde bulunmasından son derece mutluyuz'' ifadelerini kullandı.

    Paker, 38 yaşındaki çatı onarımı yapan usta Doğan Kalkan'ın da Mardin'de yaşadığını ve 7 ay önce 5 katlı bir okulun çatısından düştüğünü belirtti.

    İki omuru kırılan Kalkan'ın, ameliyat edildiğini ve desteksiz yürüyemeyecek duruma geldiğini ifade eden Paker, hastanın iki ay önce hastanelerine geldiğini ve ''Lokomat''tan yararlanarak desteksiz yürümeye başladığını vurguladı.


  6. Çıkamadığım Ayvalık yolculuğu

    Merhabalar sevgili okurlar. Çoğunuzun bildiği gibi, bu yıl yaşamımın en zorlu sürecinden geçiyorum. Geçtiğimiz Cumartesi günü beraberliğimizin kırk dördüncü yılına girecektik sevgili eşimle, eğer onu kaybetmemiş olsaydım. Bir yandan onun acısı ile yaşamayı öğrenmeye çalışırken, diğer yandan da tek başıma ayakta durmayı başarmaya çalışıyorum. devamı.....


  7. Merhaba Arkadaşlar,

    Bildiğiniz gibi idrar yolu enfeksyonu bizim için büyük bir sorun.

    Antibiotik kullanmakta uzun vadede iyi birşey değil.

    Enfeksyon Olup Dr gittikten sonra, Benim deneyip fayda gördüğüm bitkisel kürü paylaşmak istedim.

    Maydonozun faydası olduğunu zaten biliyoruz. Kürün Ana bitkisi o zaten.

    Duyduğum şekilde tarifi;

    2 litre suya,

    1 demet maydonoz,

    1 limon,

    1 Tutam kiraz sapı,

    1 Tutam mısır püskülü,

    15 dk kaynatıp, ılık şekilde 1 gün içinde bunu içip tüketmek.(1günü geçirmeyin)

    Ben üsteki gibi kullanmıyorum. Nedeni ise tadı çok da iyi olmadığı için sürekli içersem midem bulanır diye içmedim.

    Fakat ben yani annem :) şu Şekilde yapıyor;

    1 yada 2 bardak suya maydonoz ,kiraz sapı ve mısır püskülünü 15dk kaynatıp ılık olduktan sonra içeceğim bardağa bol limon sıkıp veriyor.

    Bu şekilde limonata gibi bişi oluyor ve lezzetli şekilde içiyorum. Şimdi aklıma geldi nane de koyulabilir sanırım :)

    Bunları enfeksyon gecene kadar kullanın,

    Ben faydasını gördüm sizlerde kullanıp fayda görürseniz yazın buraya unutmayın :)

    İyi Forumlar herkese :)


  8. İlk Konuda yazdığım bilgileri Fiamm Akünün Mühendisleri söyledi. Fakat İmc medikal de akü bittikçe kırmızı ışığı gördükçe sarj etmek gerektiğini söyledi. Bende Şaşırdım internette de araştırdım. genel bilgilerde bu şekilde;

    Kuru Tip Akü Kavramları

    Deşarj derinliği : Bir Kurşun Asit akü, enerji depolama kapasitesinin %80-90'ına kadar deşarj edilerek kullanılırsa ömrü ciddi şekilde azalacaktır. Bunu önlemenin yolu ise enerji ihtiyacınızın belirlenmesi ve akülerinizin kapasitesinin bu ihtiyacın üzerinde belirlenmesidir. Aküleriniz ne kadar az deşarj olurlarsa ömürleri de o kadar uzun olur..!

    Çevre şartları : Akülerin çalıştıkları ortam sıcaklığı ömürlerini belirleyen etkenlerden biridir. İdeal çalışma sıcaklığı olan 20-25 °C'ın altında veya üstünde ortam sıcaklığına maruz kalan akülerin ömürleri ciddi şekilde azalır.

    Döngü sayısı : Bir akünün ömrü, tüm şartlar ideal olsa bile belirli bir sayıda şarj-deşarj ile sınırlıdır. Bu sayı değişik marka ve modellerde değişiklik göstermekle birlikte yaklaşık olarak1000 civarındadır. Elektrik kesilmelerinin çok sık yaşandığı ve akülerin her gün devreye girip çıktığı bir sistemde akü ömürleri de kaçınılmaz olarak kısalacaktır.

    Son Kullanma Tarihi : Her akünün bir son kullanma tarihi vardır ve fabrikada üretildiği andan itibaren ömür saati işlemeye başlar. Akülerin iç yapıları kimyasal olduğundan tepkimeler üretim anında başlar ve ideal şartlarda kullanılsalar hatta hiç deşarj edilmeden sürekli şarjda tutulsalar bile kapasiteleri düşer ve sonunda kullanılmaz hale gelirler.

    Depolanma : Akülerin uzun süre depolanmaları halinde belirli periyotlarda ( 3ay - 6ay ) şarja sokulmaları gerekir yoksa sürmekte olan iç tepkimeler yüzünden sülfatlanma oluşacağından anot ve katot plakaları kullanılamaz hale gelebilecektir.

    Akülerin Ömür Beklentisi : Günümüzde kuru tip akü lere yasal zorunluluklardan dolayı her akü satıcısı 2 yıl garanti vermek zorundadır. Ancak garanti ile çok sık olarak karıştırılan bir konu vardır. O da akülerin ömür beklentisidir. Kuru tip aküler 3-5 yıl, 5 yıl, 10 yıl yada 10+ yıl ömür beklentili olarak üretilmekte ve satışa sunulabilmektedir... Bu değerler akü için ideal bir kullanma koşulu yaratıldığında, o aküyü yaklaşık olarak kaç yıl kullanabileceğimiz bilgisini bize vermektedir... Yaygın olarak kullanılan aküler 5 yıl ömür beklentili akülerdir.

    Not: Satın aldığınız medikallere sormakta fayda var


  9. sayın hocam ben 22/03/2010 ve 29/03/2010 da kfoskolyoz amalıyatı oldum ardından tabıkı felc kaldım son ıkı aydır ıdrar kacırma problemlerım arttı ıdrar ve kultur tahlılı yaptırıyoruz sonuclar hıc ıyı cıkmıyor butun duyarlı hapları kullandık ama yıne gecmıyor bakyerı uremesı devam edıyor ne yapmamız lazım ve sıze nasıl tedavı olabılırım saygılar

    Ahmet Bey Bahsi geçen doktor Ankara Medicana Hastanesinde İsterseniz onunla iletişime geçin. http://www.medicanainternational.com/Default.aspx


  10. Türk Telekom, ev telefonu abonesi olan veya yeni abone olacak olan, % 40 ve üzeri engellilere, şehit yakınlarına, gazi ve gazi yakınlarına sosyal tarife ismiyle indirimli bir tarife sunuyor.

    Türk Telekom'un sosyal tarifesi şöyle:

    Aylık paket ücreti tüm vergiler dahil 12,50 lira, tarife kapsamında 3.000 dakikaya kadar olacak şehir içi görüşmeler ise ücretsiz.

    3.000 Dakika limitini aşan şehir içi görüşmelerin dakikası 12,60 kuruş olarak belirlenmiş durumda.

    Şehirler arası görüşmelerin dakikası 12,60 kuruş, gsm görüşmeleri de 37 kuruş olarak ücretlendirilecek.

    Ayrıca 31 Aralık 2011 tarihine kadar geçerli olan akşam 7'den, sabah 7'ye tüm ev telefonlarından şehir içi ve şehirler arası bedava görüşmeler de aynen devam edecek.

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ücretsiz seyahat kartı verilen şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarından ev telefonu aboneliği bulunan veya yeni abonelik açtıracak olanlarda bu tarifeden faydalanabilecekler.

    Özür durumuna göre, tüm vücut fonksiyon kaybı % 40 ve üzeri olan kişiler, tam teşekküllü hstanelerden sağlık kurulu raporu yani heyet raporu ibraz etmek kaydıyla bu kampanyadan yararlanabilecekler.

    Dernekler ve kurumlar tarafından verilen kimlik kartları geçerli olmayacak.

    Kişiler bu şartları taşıdıkları ve kendi adlarına bir abonelik olduğu takdirde bu kampanyadan faydalanabilecekler


  11. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Taksi Tasarım Projesi Yarışması"nda halk oylaması başlıyor. Oylamalar 29 Haziran 2011 tarihine kadar sürecek.Belediyeden yapılan açıklamaya göre, teknolojik gelişmelere uygun, yüksek güvenlik ve emniyet tedbirlerine sahip, engellilerin de ihtiyaçlarını karşılayabilecek, İstanbul'a özgü bir taksi tasarımının elde edilmesi amacıyla düzenlenen yarışmada, 'kazanan proje' halk oylamasıyla belirlenecek. Ulusal çapta düzenlenen yarışma, Genel taksi tasarımı, Eko- araç taksi tasarımı, Taksi durağı ve Taksi iletişim sistemleri tasarımı konularında yapıldı. Yarışmaya, Profesyoneller, Üniversite Öğrencileri ve Orta Öğretim Teşvik Kategorisi olmak üzere 3 farklı kategoride yarışmacı katıldı.

    Jürinin; 4 konu için belirlediği toplam 20 proje halk oylamasına sunulacak. Projeler 15 Haziran 2011 tarihi itibariyle http://taksitasarim.ibb.gov.tr adresinden oylanabilecek. Halk oylamasıyla seçilen projelerin ilanı 01 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak.


  12. İdrar kaçırma sorunu yaşıyor ve bireysel çözümlerle sorunu ortadan kaldıramıyorsanız, ''cerrahi yöntem'' ile bunu yaşamınızda problem olmaktan çıkarabilirsiniz...

    Doç. Dr. Yusuf Üstün, idrar kaçırmanın sosyal ya da hijyenik bir problem olan, objektif olarak saptanabilen istemsiz ortaya çıkan bir durum olduğunu söyledi.

    Bu problemin tüm yaşlarda görülebildiğini, ancak genellikle ileri yaş gruplarında ortaya çıktığını ifade eden Üstün, idrar kaçırmanın çeşitli tipleri bulunduğunu belirtti. Üstün, bu yöntemler içinde cerrahi yöntemin en başarılı olduğu tipin karın içi basıncın artmasıyla (öksürme, aksırma, gülme, ağır bir şey kaldırma gibi) ortaya çıkan idrar kaçırma olduğunu anlattı.

    Bu durumun tıpta ''stres idrar kaçırma'' olarak adlandırıldığını ifade eden Üstün, stres idrar kaçırma tedavisinde bugüne kadar tanımlanmış 200'den fazla operasyon bulunduğunu söyledi. Üstün, cerrahi yaklaşımların mesane sarkmasının giderilmesi (ön onarım), karından yapılan operasyonlar, hem karın hem hazneden yapılan operasyonlar, sadece hazneden uygulanan hamak şeklinde destek maddelerinin kullanıldığı operasyonlar, idrar torbası boynuna iğne ile dolgu maddelerinin uygulandığı operasyonlar ve yapay idrar durdurucu malzemelerin uygulanışı şeklinde özetlenebildiğini dile getirdi.

    İdrar kaçırmada yaş, gebelik, doğum, obezite (vücut ağırlığının fazla olması), fonksiyonel yetersizlik ve bilişsel bozukluğun risk faktörleri olduğuna dikkati çeken Üstün, idrar kaçırma ile birlikte şeker, felç ve omurilik yaralanmaları gibi hastalıkların görülebildiğini belirtti. Üstün, rahmin alınması, kabızlık, iş stresi, sigara ve genetik faktörlerin de idrar kaçırmada etkili olabildiğini ifade etti.

    Gebelik ve doğumun, kadınlarda stres idrar kaçırma için zemin hazırladığını, gebelik boyunca kadınların yüzde 50'sinde stres idrar kaçırma bulguları rapor edildiğini, ama çoğunda bulguların doğumdan sonra düzeldiğini dile getiren Üstün, ''Doğum sonrası 3. ayda idrar kaçıran kadınların yüzde 92'sinin 5 yıl sonra da devam ettiği rapor edilmiştir'' dedi.

    Üstün, doğumdan sonra kadında idrar kaçırmaya zemin hazırlayabilecek çeşitli değişiklikler olabildiğini, pelvik taban kaslarının gücünün azaldığını, vajinal doğum sonrası kadınların yüzde 20'sinde pelvik taban kaslarında görülebilir bozulma oluştuğunu, idrar torbası boynunun aşağı indiğini ve pelvik kasların çalışmasını sağlayan bölgede sinir hasarı oluştuğunu anlattı.

    Bir çok çalışmada genç kadınlarda doğum sayısı ile idrar kaçırma arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiş olmasına rağmen 60 yaş üstü kadınlarda doğum sayısının idrar kaçırma için bağımsız bir risk faktörü olmadığının tespit edildiğini aktaran Üstün, ''Bunun nedeni, tam aydınlatılamasa da yaşla birlikte kas, sinir, bağ dokusu ve hormonal fonksiyonda oluşan değişikliklerin genç yaşta doğum travmasına bağlı gelişen idrar kaçırmayı yakalaması olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca yaşlılarda daha yaygın olan medikal problemler de idrar kaçırma nedeni olabilmektedir'' diye konuştu.

    Üstün, obezite açısından bakıldığında ise vücut kitle indeksi 25'ten az olanlarla karşılaştırıldığında 25-29 olanlarda 2 kat, 30-34 olanlarda 3.1 kat, 34-39 olanlarda ise 4.2 kat daha fazla idrar kaçırma izlendiğini söyledi.

    Stres idrar kaçırma şikayeti olanların yüzde 75'inde idrar torbası sarkması saptandığını belirten Üstün, ''Orta-ileri derecede idrar torbası sarkması olanların ancak yüzde 50'sinde stres idrar kaçırma pozitiftir'' dedi.

    Üstün, karından yapılan idrar torbasını yukarıya doğru asma operasyonunun, uzun dönem başarılı sonuçlar veren ''altın standart'' olarak kabul edilen yaklaşım olduğunu söyledi.

    Operasyonunun, açık veya kapalı olarak yapılabildiğini dile getiren Üstün, şöyle devam etti:

    ''Son yıllarda daha minimal invaziv bant yöntemleri de uygulanmaktadır. Uygulamalarda basit bir anestezi veya lokal anestezi altında işlem yapılmaktadır. Hasta aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir. Başarı oranının yüksek ve istenmeyen problemlerin daha az olması, bu yöntemin tercih edilmesine neden olmaktadır.''

    Ayrıca botoks da yapılıyor :


  13. Aslında ben ameliyatı yaptırmak istiyorum. Ailem karşı çıkıyor.Spina bifidalı birine yapılmamış Sana bu ameliyatı yaptırmayız diyorlar.Spina bifidalıya yapıldığı göstermek istiyorum Ondan dolayı bilgi alabileceğim tüm sitelere üye oldum.

    Bu haberden sonra eminim çok başvurular olmuştur. Bence isa haricinde çok tedavi olan olmuştur. GATA'dan Ameliyatı yapan dr ile görüşüp fikir alabilir imkanın varsada bir muhayane olabilirsin. Sonuçta olumsuz bir tedavi olsa GATA da yapmazlardı.