Yürüyen merdivenleri ve asansörü çalışmayan durakta güçlükle metrobüse binen Oğuzhan'ın engellilere uygun olmayan kaldırımlarda ilerleyişi kolay olmadı.
Türkiye'de 8,5 milyon engelli yaşıyor. TÜİK verilerine göre İstanbul'da da 670 bin 756 engelli bulunuyor. Büyük şehirlerde yaşayan engellilerin en büyük sorunlarının başında ulaşım geliyor. Asansörü olmayan ya da bozuk olan üst geçitler, çalışmayan merdivenler ya da çok dik dizayn edilen rampaların, engelli ulaşımını büyük ölçüde zorlaştırdığı biliniyor.
YÜRÜYEN MERDİVEN BOZUK, ASANSÖR ÇALIŞMIYOR
25 yaşındaki Oğuzhan Erdaş, Türkiye'deki bu zorluklarla boğuşan engellilerden sadece biri. Doğuştan görme engelli olan Erdaş, her gün Avcılar'dan Bahçelievler'de bulunan iş yerine gidiyor. Oğuzhan Erdaş'ın engellerle dolu yolculuğu kameralara yansıdı.
Sosyal Hizmetler Merkezi'nde memur olarak görev yapan Erdaş'ın sabah erken saatlerde Avcılar'da başladığı yolculuğunun ilk dakikalarında karşısına metrobüs merdivenleri çıkıyor. Yürüyen merdivenlerin çoğu zaman çalışmadığını belirten Erdaş, asansöre yönelince onun da bozuk olduğunu fark ediyor. Oğuzhan, önce merdivenleri aşıyor, sonrasında da metrobüsün içine girerek sırasını beklemeye başlıyor. Özellikle mesai saatlerinde uzun kuyruklar oluşan metrobüs duraklarında kendisine öncelik verilmediğini anlatan Erdaş, "Her gün dakikalarca metrobüs kuyruğunda bekliyorum, asansörü kullanmak için de bana öncelik verilmiyor. İnsanlar genç bir engellinin asansöre ihtiyacı olmadığını düşünüyor olabilir ama bu çok yanlış bir tavır. Ben de düşme tehlikesini göze alarak, merdivenlerden iniyorum. Bazen vatandaşlar koluma girerek, bana yardım ediyor" dedi.
HER İNSAN BİR ENGELLİ ADAYIDIR
Bahçelievler Metrobüs Durağı'nda inen Erdaş'ı iş yerine ulaşabilmesi için bu kez 15 dakikalık bir yürüme mesafesi bekliyor. Yolun büyük kısmında sarı yürüme bantları bulunmadığı için Oğuzhan bu yolda bastonunu sallaya sallaya iş yerini bulduğunu söylüyor. Yürüdüğü kaldırım yolunda ise, Oğuzhan'ı ağaçlar, aydınlatma direkleri, kaldırımda satış yapan esnaflar ve park etmiş araçlar bekliyor. Bu engellere de çarpa çarpa geçen Oğuzhan, çalıştığı kuruma ulaşınca şükrettiğini söylüyor. Her sabah ve akşam bu güzergahta yolculuk eden Oğuzhan, "Her insan bir engelli adayıdır, duyarlı olmak, empati yapabilmek çok önemli" diyor.
HER DURAKTA SARI YÜRÜME BANDI OLMALI
Hayatına normal bir vatandaş gibi devam edebilmek istediğini belirten Erdaş, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nde Beden Eğitimi bölümünü okuyor. Hayatının mücadele etmekle geçtiğini anlatan Erdaş, sarı yürüme bantlarının görme engelliler için çok önemli olduğunu belirterek, "Sarı çizgilerin olmadığı yerlerde çevremdeki insanlardan yardım istiyorum. Yürürken de karşıma çıkan ağaç ve direklere çarpabiliyorum. Metrobüslerde asansörlerin ve yürüyen merdivenlerin çalışmadığı zamanlar oluyor. Ben bir şekilde idare edebilsem de yürüme engelliler için bu çok zor bir durum" diye konuştu.
Erdaş, metrobüste yaşadığı en önemli zorluğun da çalışmayan anons sistemleri olduğunu belirterek, "Durağı ezberleyemediğim zaman, yanlış yerde iniyorum. Avcılar'da yürüme bandı pek yok ancak Bahçelievler Metrobüs Durağı'nda bulunan yürüme bantları hayatımı kolaylaştırıyor. Her metrobüs durağında mutlaka olmalı" ifadelerini kullandı. Erdaş, kaldırıma konulan masa ve sandalyelere de sürekli çarptığını belirterek, esnaflara da kaldırımı işgal etmeyin çağrısında bulundu.
EN BÜYÜK HAYALİM PARAŞÜTLE ATLAMAK
En büyük hayalinin günün birinde paraşütle atlamak olduğunu belirten Erdaş, "Türk Hava Kurumu Üniversitesi İzmir Hava Ulaştırma Fakültesi'nde eğitim alarak, paraşütle atlamak istiyorum. Bu benim için çok güzel bir hayal. Karanlık dünyamdaki çoğu engeli tek başıma aştım, günün birinde tek başıma bir atlayış gerçekleştireceğime de inanıyorum" dedi.
in Kök Hücre Bölümü
Oluşturuldu: · Mesajı raporla
Bazen omurilik yaralanmalarından sonra vücudun bağışıklık sistemi felce neden olur. Yani hücreler rejenerasyonu engelleyerek omurilik felcine neden olurlar. İşte çok da uzak olmayan bir gelecekte, yaralı bölgeye enjekte edilecek nanoparçacıklar yardımıyla immün(bağışıklık) hücrelerinin bu yıkıcı etkileri kontrol altına alınabilir.
Normalde immün hücreleri yaralı bölgeye hücum ederek, geri döküntüleri temizleyerek rejeneratif işlemi başlatır.
Merkezi sinir sistemindeki sinir dokuları çok hassastır. Bu nedenle bu dokular immün hücrelerinin bu güçlü aktivitesinden zarar görürler. Normalde bu dokularbeyin-kan bariyeri adı verilen bir zarla korunurlar. Fakat omurilik yaralanmalarında bu bariyerde bir gedik açılır ve immün hücreleri içeri girer.İşte bu olduğu zaman enflamasyon(iltihap) nöronları öldürerek, miyelin kılıfa zarar verir ve iletişimi etkili olarak bozar. Bu nedenle yaralar oluşur ve nöronlar rejenere olamaz. İşte bu gibi durumlarda yaralanan bölgenin altında felç oluşur.
Nano Parçacıklar Felci Engelleyebilir
Michigan Üniversitesi’nde geliştirilen biyobozunur polimerden yapılan poli(laktitkoglikolid) adı verilen nano parçacıklar ilaç içermediğinden yan etkileri olmaması planlanıyor. Bunun yerine immün hücrelerine bağlanarak, yaralı bölgeye giden yolda onları tekrar programlayacaklar. Bu da hücreleri yaralı bölgeden uzaklaştırarak daha az enflamasyon yaratacak ve rejeneratif nicelikleri arttıracak.
Nanoparçacıklar şimdiden farelerde test edildi. Teknolojinin daha da geliştirilerek yaralanmadan hemen sonrasında EpiPen benzeri bir aletle yaralı bölgeye hızlı bir şekilde enjekte edilebilmesi planlanıyor.
“İmmün sistemi tümüyle otoimmün hastalıkların temelini oluşturuyor; kanser ,travma,rejenerasyon ve nerdeyse bütün ana hastalıklar sayılabilir. İmmün hücrelerini hedef alan araçlar onları yeniden programlayarak istenilen tepkiyi vermeleri sağlayabilir,” diyor baş bilim insanı Prof. Lonnie Shea.
Daha önce de yine poli(laktit-koglikolid) nanoparçacıklar kullanılarak farelerde multipl sklerozdan kaynaklı miyelin kılıf hasarı kontrol altına alınmaya çalışılmıştı.
Araştırma Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlandı.
Kaynak: University of Michigan