yarali kalp

Üye
  • İçerik sayısı

    1.293
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

yarali kalp kullanıcısının paylaşımları

  1. 3 Yıldan Eski Felçli Hastaların Tedavisini Artık Sgk Karşılamayacak..

    Ben bu haberi duyduktan sonra başta inanmadım ve olabileceğinide mantığım almadı çünkü böyle bir kararın netleşmesi demek bizlerden tamamen umudun kesilmiş olduğunu ve evlerimizde eriyip çürümeye mahkum edilip sağlık haklarımızın elimizden alınmış olması demekti... Bu nedenle önce engelli arkadaşlarıma sormayı daha sonra Kozaklı ftr den tanıdığım hastane personeli arkadaşlarıma sorup haberin doğruluk payını öğrenmek istedim ve aldığım cevap haberin doğru olduğu SGK nın hastanelere bi bildirim göndererek 2010 nisan ayından önceki hastaların artık hiç bir şekilde ftr merkezlerindeki tedavi ücretlerini karşılamayacağıydı... Öğrendiğim kadarıyla rapor veya sevklede olacak bi durum değilmiş... Bana söylenen kimsenin bu duruma sessiz kalmaması ve birlik olup bir farkındalık yaratarak bu konunun gündeme getirilerek sesimizi duyurup sağlık haklarımızı geri almamız gerektiği...
  2. Malul ve Engellilerin Araç Alımında ÖTV İstisnası Uygulamasının Şartları ile İstisnadan Yararlanılan Araçların Satışında Vergi Uygulanması. Tarih: 30/04/2010 Sayı: ÖTV-2/ 2010-3 Tarihi : 30.04.2010 Kapsam: ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ SİRKÜLERİ/12 İlgili Olduğu Maddeler : ÖTV Kanunu madde: 7/2, 15/2-a. 1. Konu: 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi kapsamında ilk iktisabı yapılacak araçlarda ÖTV istisnası uygulaması ile bu istisnadan yararlanılarak iktisabı yapılan araçların devrinde ÖTV yönünden oluşan tereddütlerin giderilmesine ilişkin açıklamalar, bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır. 2. Konuyla İlgili Yasal Hüküm ve Düzenlemeler: ÖTV Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi ile bu Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan; a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından, B) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından, c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bu bendin (a) ve (B) alt bentlerinde belirtilen malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından, beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV'den istisna edilmiştir. Konuyla ilgili olarak 1 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinin 7 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ile değişik (7.2.1.) bölümünde yapılan açıklamalara göre, yukarıda sözü edilen araçların sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve engelliler tarafından ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanması için, bu kişilerin araçları kullanması şartı aranılmamakta ve özel tertibat yaptırılmasına da gerek bulunmamaktadır. İstisna uygulamasında, aracın ilk iktisabını yapacak olan kişinin sakatlık derecesinin % 90 veya daha fazla olduğuna dair yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporu aslı veya noter onaylı örneğini, araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından vergi dairesine verilecek 2A numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterlidir. Sakatlık derecesi % 90'ın altında olanların ise söz konusu istisnadan yararlanabilmesi için: - Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yetkili sağlık kuruluşundan alınan sağlık kurulu raporunun aslı veya noter onaylı örneğinin, - Aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneğinin, - H sınıfı sürücü belgesinin fotokopisinin, mükellef tarafından verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi gerekmektedir. Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinin (a) ve (B) alt bentlerinde belirtilen malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle maddede sayılan G.T.İ.P. numaralarında yer alan araçların hurdaya çıkarılmasında, hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından yeni bir aracın ilk iktisabında bu istisnadan yararlanması için, bu şekilde istisnadan yararlanmak isteyen malûl ve engellilerin istisnadan yararlanarak ilk iktisabını yaptığı araçla ilgili olarak bu aracın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale geldiğini tevsik eden ekspertiz raporu ile "hurdaya çıkarılmıştır" damgası vurularak kayıt konulan tescil belgesinin aslı veya noter onaylı örneğinin araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından vergi dairesine verilecek 2A numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterlidir. Öte yandan Özel Tüketim Vergisi Kanununun 5766 sayılı Kanun ile değişik 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendine göre, (II) sayılı listedeki araçlardan kayıt ve tescile tabi olup, ilk iktisabında istisna uygulananların veraset yoluyla intikalleri hariç istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden bu tarihte ÖTV alınacağı, Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından, bu istisnadan yararlanılarak iktisap edilen kayıt ve tescile tabi araçların 5 yıldan fazla kullanılarak elden çıkarılması durumunda bu hükmün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. 3. Uygulama Esasları: Yukarıda belirtilen hükümlere göre, ÖTV Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinde sayılan araçların, malul ve engelliler tarafından ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulamasında aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır. a) Sakatlık Dereceleri Sakatlık derecesi % 90'ın üzerinde olanlar için başka bir şart aranmaksızın, altında olanlar için ise "H" sınıfı sürücü belgesini haiz olunması ve araçta sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırılması şartıyla istisna uygulanacaktır. Sakatlık derecesi % 90'ın altında olanlarda, bu şartları haiz olmak koşuluyla sakatlık derecesinin önemi bulunmamaktadır. B) Hareket Ettirici Tertibatın Kapsamı Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinin (B) alt bendi uygulamasında, hareket ettirici aksam olarak debriyaj, fren ve gaz pedalları ile vites kolunda sabitlenmiş bir şekilde özel tertibat yapılması gerekmekte olup, yapılan özel tertibatın kişinin sakatlığıyla uyumlu olması da yasal bir zorunluluktur. Sakatlık derecesi % 90'ın altında olanların gaz, fren, debriyaj pedalları ile vites kolunda sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırmaksızın kullanabilecek olduğu araçlar ile aracı hareket ettirici özel tertibat sayılmayan (direksiyona topuz takılması, engelin bulunduğu taraftaki silecek kolu, sinyal, cam silecek kumandası, dörtlü flaşör, ön-arka cam su fıskiyesi, korna ve kontak gibi düzeneklerin diğer tarafa alınması veya direksiyon simidine monte edilmesi vb.) tadilat yapılmak suretiyle kullanılabilecek olan araçların ilk iktisabında söz konusu istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır. c) Otomatik Vitesli Araçlarda İstisna Uygulaması Otomatik vitesli araçlar, başka bir tadilat olmaksızın özel tertibatlı araç olarak değerlendirilmemektedir. Buna göre otomatik vitesli araçların gaz veya fren pedalı ya da vites kolunda sakatlığa uygun olarak yaptırılan tadilatlar, hareket ettirici özel tertibat sayılacak ve sağ ayağındaki veya sağ bacağındaki sakatlık nedeniyle bu şekilde otomatik vitesli araç kullanabilecek olanlar, bu araçları ilk iktisabında istisnadan yararlanabilecektir. Anılan yasa hükmünün engellilerin sakatlıklarına göre ayrım yapılmasını öngören bir amaç gütmesi söz konusu olmayacağından, sol alt ekstremitede (ayak veya bacakta) sakatlığı olanlar için otomatik vitesin hareket ettirici özel tertibat olarak sayılması gerekmektedir. Buna göre, sağlık raporuna göre sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engellilerin "H" sınıfı sürücü belgesi olması halinde, başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli araçları ilk iktisabında bu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90'ın altında olup, sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine, aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belge yerine aracın otomatik vitesli olduğuna dair "uygunluk belgesi" nin aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir. d) İstisnadan Yararlanılan Araçların Satışı Kanunun 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendine göre ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanan araçların istisnadan yararlananlar dışındaki üçüncü şahıslar tarafından (bağış, hibe veya satış şeklinde) iktisabında, adına kayıt ve tescil işlemi yapılan alıcı tarafından, araçların istisnadan yararlandığı ilk iktisabındaki matrah esas alınmak suretiyle, söz konusu aracı iktisap edenin kayıt ve tescil ettireceği tarihteki oran üzerinden ÖTV beyan edilmesi gerekmektedir. İstisnadan yararlanılarak ilk iktisabı yapılan aracın ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden satılması sırasında Kanunun 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca ÖTV ödenmiş olması, bu süre içinde ilk iktisabı yapılacak diğer bir araç için istisnadan yararlanmayı sağlamamaktadır. Ayrıca, istisnadan yararlanılarak iktisap edilen aracın ilk iktisabından itibaren 5 yıl geçtikten sonra, istisnadan yararlanan kişinin, Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi kapsamında iktisap edeceği bir başka araç için de ÖTV istisnası uygulanması mümkün olup, bu şekilde istisnadan yararlanılabilmesi için eldeki aracın satılmasına gerek bulunmamaktadır. e) Sağlık Kurulu Raporlarının Tarihi Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendindeki istisnadan yararlanmak için, 29/6/2006 tarihli ve 2006/10660 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazetede yayımlandığı 16/7/2006 tarihinden önce alınmış olan raporların, söz konusu Kararname eki "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümlerine uygun olarak yenileneceğine dair ÖTV mevzuatında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu tarihten önce usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan sağlık kurulu raporları da ÖTV istisnası uygulamasında geçerli bulunmaktadır. f) Veraset Yoluyla Sadece İstisnadan Yararlanılan Aracın İntikal Etmesi Muristen mirasçılara sadece bir aracın intikal etmiş olması, bundan başka mirasçılara intikal etmiş başka bir mal bulunmaması halinde, aracın miras hisselerinin tek bir mirasçıya devredilmesinin, devralan mirasçı açısından (kendi miras hissesine karşılık gelen kısmı hariç olmak üzere) "veraset yoluyla intikal" olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu işlemin, bir ivaz karşılığında yapılmasının satım, ivazsız olarak yapılmasının ise bağış olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde satım veya bağış olarak gerçekleşen devir işleminde Kanunun 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendi kapsamında ÖTV uygulanması gerekecektir. Ancak muristen mirasçılara intikal etmiş olan terekenin birden fazla mal veya haktan ibaret olması halinde, diğer mirasçıların lehine miras hakkından feragatini gösteren belgenin ibrazı şartıyla istisnadan yararlanılmış olan aracın lehine feragat edilen mirasçıya intikalinin, "veraset yoluyla intikal" olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda istisnadan yararlanılan aracın bu şekilde varise intikali ve murisin istisnadan yararlandığı tarihten itibaren 5 yıllık sürenin bitimine kadar varis adına kayıt ve tescilli kaldıktan sonra satışında da ÖTV uygulanmayacaktır. g) İstisnadan Yararlanılan Aracın Hurdaya Ayrılması Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi kapsamında düzenlenen istisnadan yararlanılarak ilk iktisabı yapılan araçları, 5766 sayılı Kanunun 19/c maddesinin yürürlüğe girdiği 1/7/2008 tarihinden önce veya sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu hurdaya çıkaran malul ve engelliler, istisnadan yararlanılan aracın ilk iktisabından itibaren 5 yıl geçmemiş olsa dahi, 1/7/2008 tarihinden itibaren yeni bir aracı iktisap etmeleri halinde ÖTV istisnasından yararlanabileceklerdir. Duyurulur. Mehmet KİLCİ Gelir İdaresi Başkanı
  3. Samsun'un Canik ilçesinde, hizmete açılan Özel Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, 5 dalda hizmet verecek. 'Sağlık kenti Samsun'da yaklaşık 4 bin metre kare kapalı alanda 5 milyon TL'lik yatırım ile kurulan hastane, 150 kişiye iş imkanı sağlayacak. Yeni Mahalle 7. Sokak'ta inşa edilen Özel Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nin açılış kurdelesinin kesiminin ardından hastaneyi gezen AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, hastanenin mevcut yapısı ve teknolojik imkanlarından oldukça etkilendiğini dile getirdi. Özel Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi her biri tek kişilik olan 30 adet hasta odası ve 4 adet rehabilitasyon salonuna sahip. Ayrıca, engelli çocuklar rehebilitasyon salonu da mevcut. Fizik tedavi ve rehabilitasyon dalında 4 uzman hekim, nöroloji dalında da 1 uzman hekimle hizmet verecek olan hastane ilerleyen dönemlerde romatoloji, dahiliye ve ortopedi dallarını da bünyesine dahil edecek. Hastane, yaklaşık 150 kişi istihdam imkanı sağlayacak. SonDakika.com - Son Dakika Haberler
  4. [Soru]Nöropatik Ağrılar.

    mrb arkadaşlar öncelikle herkese çok geçmiş olsun, Allah yardımcımız olsun diyorum... Bende 2009 ocak ayından beri t8 seviyesinden omurilik felçlisiyim ve bahsettiğiniz ağrıları ilk aylardan beri şiddeti artarak ara sıra azalarakta olsa çekiyorum, ilk 1 yıl boyunca ara ara t.s.k rehabilitasyon merkesinde tedavi gördüğüm dönemlerde LYRCA kullanmamı söylemişlerdi ve kullandımda çok olmasada ağrısını azaltıyordu ancak kullanılan biçok ilaçta olduğu gibi bu ilaçta da birçok yan etki olduğundan ve bu çektiğim ağrıların tıp dilinde nöropatik ağrılar olup sinir yaralarına bağlı yaralanma çeşitlerinin bir çoğunda görülebileceğini ve buna ilaçlarında çok fazla etki etmeyeceğini duyunca kendim psikolojik olarak bu ağrılarla baş edebileceğimi düşünüp ilaç kullanmamaya başladım... Ağrım mutlaka oluyor ama ben o noktaya odaklanmamaya çalışıyorum tabiri caizse ağrılarımı kaale almıyorum işede yarıyor ancak şunuda söyliyim bu ağrıları soğuk ve sigara çok fazla tetikliyor birde egzersizlerimi yaptığım anlarda dolaşımın hızlanmasıyla ağrılarım daha da artıyor (bacaklarda şiddetli uyuşma, karıncalanma ve en önemli ve şiddetli olanı yanma ) ancak dediğim gibi ben bu ağrılarla yaşamaya alıştım artık...
  5. Arkadaşlar bir çoğumuzun bildiği gibi omurilik felçlisi olan kişilerin en büyük sıkıntılarından biride sürekli aynı posizyonda kalma neticesinde oluşan bası yaralarıdır... İçerisinde bulunduğumuz rahatsızlıktan dolayı bacaklarımızdaki dolaşım sistemi sağlıklı olmadığından küçücük bir yarayı kapatmak aylar alabiliyor, bu nedenle bası yaraları hepimizin korkulu rüyası olmayı başarıyor... Ancak bası yaralarının iyileşme sürecini hızlandıran ve enfeksiyon riskinin azaldığı gözlenen çok etkili bir kremi sizlere tafsiye etmek adına bu konu başlığını açtım... Bası yarasıyla karşı karşıya kalmış ve bu kremin çok büyük faydalarını görmüş bir arkadaşımın tafsiyesi üzerine bası yarasıyla karşı karşıya kalmış arkadaşlara tafsiye ettiğim gibi arzu ettikleri takdirde bu başlık altına yazarlarsa teminde edebiliriz... Propolis, yaraları enfekte olmuş hastalara uygulandığında, iyileşme sürelerinin arttığı ve aynı zamanda enfeksiyonun azaldığı gözlenmiştir. Yara bölgesindeki bakterilerin yarısının 4 günde ortadan kaldırılmıştır. Propolisin yaralar ve yanıklar üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmalar sonucunda, kontrol denekleriyle karşılaştırıldığında, iyileşme hızının % 80 attığı gözlenmiştir. Yanık, temiz yara ve enfekte olmuş yarası olan 229 hastaya % 2 ve % 8 propolis içeren krem uygulanmıştır. Hastaların % 18 inde yüksek konsantrasyon 9. günde etki gösterirken, düşük konsantrasyonda propolis içeren krem % 1.8 inde 16. günde etki göstermiştir. Yara ve yanıklara uygulanan düşük konsantrasyonlu krem ortalama 11 günde, iltihaplı yaralara 11 günde, enfekte olmuş yaraların % 67 sine ise ortalama 38 günde iyileştirici etki göstermiştir.
  6. İletken bir malzeme ile omurilik felcinin tedavi çalışmaları sürüyor Türk bilim insanları, zedelenen sinir hücrelerinde kopan bağlantıyı yeniden sağlayacak iletken bir malzeme üzerinde çalışıyor. Ege Üniversitesi'nde fareler üzerinde yürütülen laboratuvar çalışmaları gelecek için umut verici.! Omurilik zedelenmeleri her yıl binlerce insanı tekerlekli sandalyeye mahkum ediyor. Kopan ya da zedelenen sinirlerin yeniden çalışır hale gelmesi ise neredeyse imkansız.. Türk bilim insanları bu soruna tıpta çığır açacak bir yöntemle çözüm arayışında.! Ege Üniversitesi laboratuvarlarında kopan ya da zedelenen sinirlerin yeniden çalışır hale gelmesini sağlayacak iletken bir malzeme üzerinde çalışılıyor. Nanoteknoloji ürünü malzemeyle fareler üzerinde yürütülen araştırmanın ilk sonuçları umut verici.. Yapılan testlerde iletken malzeme üzerinde sinir hücrelerinin ürediği gözlendi. Prof. Dr. Mehmet Zileli araştırmanın devam ettiğini "Özel hücreleri bir deney tüpüne yerleştirdiğimizde üreme oluyor, ama vücut koşullarında üremenin olup olmadığını şu anda araştırıyoruz." sözleriyle ifade etti. Omurilik üzerindeki deneylere ise 1 yıl sonra başlanacak. Uzmanlar bu çalışmaların sonuç vermesi halinde tıpta bir devrim olacağını belirtiyor. Kök hücre tedavisine alternatif olarak gösterilen yöntem üzerindeki araştırmalar, TÜBİTAK tarafından destekleniyor. trt
  7. Omurilik Felçliyim ve....... google_protectAndRun("render_ads.js::google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);Öncelikle Herkeze Merhaba.... Arkadaşlar ben ASIA B T 8 Paraplejim hasar bölgem t 11 L3 arası komple hasarlı ve gittiğim son kontrolümde Gatada çekildiğim röntgenlerde L3 seviyesindeki vidalardan birinin kırık olduğunu ve diğer vidalardada gevşeme olduğu söylendi ve bu durumdan dolayı bi ameliyat geçirmem gerektiği söylendi ancak bana söylenen L seviyesindeki platin ve vidaların alınacağı ben bu durumda çelişkide kaldım alınması ne kadar doğru olur alınmassa ağrılarım dinermi bilmiyorum ve benim gibi böyle bi durum yaşayan varsa tecrübelerini yazarsa sevinirim.... Sormak istediğim başka bir konuda ben 1,5 yıldır bu durumdayım ve sürekli egzersiz yapıp tedavilerime devam ediyorum ve ilk defa yaklaşık 1 aydır bacaklarımı özellikle sol bacağımı uzanmış vaziyetteyken yana doğru açıyorum bu sizce benim için bir başlangıç olabilirmi bunun devamı gelirmi? tecrübelerinizi yazarsanız sevinirim....
  8. [Soru] Omurilik Felciyim Ve Platinim Kırıldı

    Öncelikle çok teşekkür ederim, ara ara kendimi bırakıp pes etme noktasına gelsemde silkelenip yeniden azimle çalışıp yola devam etmeye bunun yanı sırada bu şekilde yaşama adepte olmaya çalışıyorum.... İşin farklı yanı benim kırılan platinim değil platini sabitleyen vidalardan biri olması sanırım, bunun nasıl olduğunu halen aklım almış değil Ağrı çok kuvvetli olmamakla beraber oluyor ama buna rağmen aldırmayı ya da değiştirmeyi düşünmüyorum, dr.um öyle uygn buldu ve bende aynen sizin gibi dr.uma güveniyorum Sizede sağlık ve huzurlu bir yaşam dilerim
  9. [Soru] Omurilik Felciyim Ve Platinim Kırıldı

    Aslı'cım vidaları aldırmayı bende düşünmüyorum, ara ara ağrı olsada öyle dayanılmaz bir şekilde değil çok şükür... Bacağımdaki açmaya sıra gelirse azda olsa benim açımdan umut verici bir olay çünkü bu hareketi sol bacağımda yapabiliyorum ama sağda olmuyor, dediğin gibi kalçadan ve sıradan olası bir hareket olsaydı sağ bacaktada olurdu... ki zaten paralel ve wolkıra kalktığımdada sol bacağımla daha rahat adımlayabiliyorum sağ bacağımı çekmekte ve kaldırmakta daha çok zorlanıyorum, ayrıca refleks testlerindede sol bacaktaki reflksler daha kuvvetli ve maalesef aradaki fark gözle görülür şekilde belli sağ bacağımda sola nazaran zayıflama daha fazla ve daha cansız duruyor... Ben umutluyum sol bacağımı yeniden geri kazanacağıma bu umudumuda kaybetmek istemiyorum inşallah
  10. [Soru] Omurilik Felciyim Ve Platinim Kırıldı

    Elif hanım mrb, sorunuzu geç farkettim kusura bakmayın... Evet bendeki takılı olan platinlerde titanyum ve asla bişey olmaz diye biliyorduk. Ancak henüz nasıl ve ne şekilde kırıldığı konusunda dr.da bizimde bi fikrimiz yok... Rutin hastane kontrolü esnasında çekildiğim filmler neticesinde platinleri sabitleyen vidalardan birinin kırık olduğu tespit edildi, önce ameliyat olmam gerektiği konusun da karar alındı daha sonra ameliyatımı gerçekleştiren dr.a başvurduğumda kırılan vidanın riskli bi bölgede olduğunu eğer yeniden bi ameliyat daha olursam bunu benim için olumsuz yönde etkiler bırakacağını söyle... Bu şekilde kalmasında bi sakınca olmadığını zaten o şekilde bir kaynama olduğu söylenildi... Şuan yaklaşık 1,5 yıldır kırık bir vida ile yola devam ediyorum, şimdiye kadar arasıra sırtımda oluşan ağrılar dışında bi sorun yaşamadım... Bu konuda sormak istediğiniz başka sorular olursa yanıtlayabilirim...
  11. Felçli Hastalar İçin Yeni Umut 'Kök Hücre'!

    Evet maalesef konu başlığında da ifade edildiği gibi sadece ''UMUT''.... Keşke umuttan öteye gidilebilse ve bizlere ''UMUT OLMAKTAN ZİYADE ÇARE OLSA''....
  12. ''başkalarına bağımlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun” diyordu ramon ... ... ve bağımlılığımız ne kadar çoksa o kadar çok kişiye gülümsemek zorunda kalıyoruz ... diyelim ki yürürken yolda … kalabalıkta ... değneğiniz kaydı ya da çarptı birisi size ... kahretsin ...! düştünüz ...! yolun tozuna çamuruna bulandı eliniz yüzünüz ... halbuki ne kadar da dikkatli yürürdünüz ... ama oldu işte ... kahretsin ...! diziniz ezildi, ne çok yandı canınız ... belki de kolunuz … ama ruhun acısından dizin acısını duymaz olursunuz ... hele etraf kalabalıksa ... ahh bi de orada ...! uzaktan uzağa hoşlandığınız bi kız ya da bi çocuk varsa ... yakında ... civarda ... gördü mü acaba ...? bakmamaya çalışmak o tarafa ... konuşulanları duymamaya çalışmak ... insanlar gelir yanınıza ... yardım etmek isterler tüm iyi niyetleriyle ... içiniz ağlamaktadır oysa ... ama yardım etmeye çalışanlara gülümsemek zorundasınızdır ... hele ki ruhunuzun acısı yansısın yüzünüze ... olmadı işte ... o mahrem acı asılı kalmalı kirpiklerinizde ... yardım ettik yaranamadık ... surata bak ... sanki biz düşürdük ...! teşekkür edeceğine ...! amman dostlar sakın böyle yapmayın ... yardım eden kişinin akşam başını yastığa koyduğunda, kendini iyi hissetmesine engel olmayın ... bu da onun hakkı ... gülümseyin ... hatta gülümsemenin yanında bi de espri yapın ... size yardım elini uzatanlara karşı şirin, hatta düşüşünüzü umursamaz gözükmeye çalışın ... mesela; ben zaten düşecektim deyin ... hani nasrettin hoca eşekten düşünce “ben zaten inecektim” demiş ya işte onun gibi ... afferim işte, öğrendin gülümseyerek ağlamayı ... toplum böylesini seviyor biliyorsun ... engelinle barışık olacaksın, sakın kavga etme ammann ...! ayırmaya gelmiyorlar ... yediğin yumrukla tekmeyle kalıyorsun ... ve hep o oluyor kazanan ... diyelim ki ... çocuksunuz daha ... olmuş bi şey işte sakat kalmışsınız ... ya da öyle doğmuşsunuz … her neyse ... tekerlekli sandalyedesiniz veya koltuk değnekleriniz olmuş yanınızdan hiç ayıramadığınız en iyi arkadaşınız ... bir duvar kenarında ya da bir ağaç gölgesinde seyredersiniz top oynayan yaşıtlarınızı ... gülerek el çırparak ... halbuki o topun peşinde koşamamanın acısıyla içiniz ağlamaktadır ... ama ... lakin ... fakat ... somurtamazsınız, kızamazsınız üzülemezsiniz ... zaten o güne kadar içinizin acısını, yüreğinizin burukluğunu yüzünüze yansıtmamayı çoktan öğrenmişsinizdir ... belki de o kadar alışmışsınızdır ki kendinize ... unutmuşsunuzdur ağlamayı ... ağlamaya değer daha güzel daha anlamlı şeylere saklayıp göz yaşlarınızı sadece gülümsersiniz yuvarlanan topun ardından ... farkında olmadan ... diyelim ki ... genç bi kızsın ... olmuş bi şeyler işte sakat kalmışsın ... yada öyle doğmuşsun … her neyse ... davetlisindir ... akraba içinde ya da mahallede birlikte büyüdüğün arkadaşının düğününe ... benim hiç düğünüm olmayacak ve hiç gelinliğim diye düşünsen de ... gidersin oynaya güle ... ... ve ... ... ve ... seni iki yüzlü senii ... ağlasana doya doya … hemen orada oracıkta ... niye eve gidince yorganı kafana çekip yastığınla, boğmak istiyorsun gırtlağında düğüm olan o sesi ... gülmen lazım ... ve sen ispat etmek zorundasındır, oradaki herkesten fazla sevindiğini eğlendiğini ... affferim sana ... gülümseyerek, hatta gülerek ağlamayı ne güzel becerdin ...! senden beklenen buydu işte ... sakın hissettiğin gibi davranma, yoksa orada bulunanlara zehir edersin şu canım eğlenceyi ... seni kıskanç seniii ...! aaa kardeşlerin de var senin değil mi ...? bekarlar mı ...? çeyiz alıyorlar mı onlara, çarşıya çıkıldığında ...? ... ve senin de fikrini soruyorlardır tabii ... bu nevresim takımı nasıl ...? içinizde tarifsiz bir kırgınlıkla ... ... ve ama ... ... ve tabii gülümseyerek ... ... ve belli etmemeye çalışarak kırgınlıkdan doğan umursamazlığınızı; çok güzel harika alın bunu mu diyorsunuz ...? ... ve söyleyin yeni türkü’nün türküsünü; (tak etti canıma bu maskeli balo, bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri) dostlar uymayın siz bana ... sizi anlamazlar şarkıyı anlarlar ... niye bana da almıyorsunuz ... demeyin ... canım biliyorsunuz işte, belli senin sebebin ... şu mutlu ortamı bozmanın ne alemi var ...? diyelim ki … olmuş bi şeyler işte doğuştan ya da sonradan ... adalelerinizin kontrolü artık çıkmıştır sizden ... acıkınca yemek yemek kadar doğalsa da bu sindirilenlerin vücuttan atılması ... yine de bin kahır olur bu en doğal olay size ... ahhh bi de kendi kendinizi temizleyip yıkayamayacak kadar tüketmişse adaleleriniz gücünü, daha bi ağır gelir yaşamın yükü ... bağımlı olmanın en ağır yüküdür bu ki bunu ancak taşıyanlar bilir ... en yakınınız yakınınızdaysa şanslısınızdır ... ama o bu yükü sırtlamak için omuz verdikçe daha bi ağırlaşır ... o an hayattan yaşamdan allah'dan tüm isteğiniz gelip bu yükte düğümlenir ... dersiniz ki her şeyine eyvallah da bu sakatlığın, alışamadım işte buna ... utanıp sıkılırsınız, ufak bi terslikte öfkelenirsiniz ama asıl öfkeniz kendinizedir ... o an, en yakınınızdaki en yakınınız değilse, bi bakıcı veya bi hayırsever, bi uzak akraba, işi şakaya espriye boğup gülümsemeye çalışırsınız … içiniz ağlamaktadır oysa ... hele lavman yapılıyorsa; zeki müren’in “öyle zor, öyle zor ki seni içimden atmak” şarkısını söyleyin mesela ... ben denedim inanın, herkesler güldü o an ... ayyy valla yaaa ... güldüler inanın ... ... ve sonra duşa götürün beni deyin ... . . . . . . . . (duşta ağladığı hiç belli olmuyor insanın) alıntı
  13. [Soru] Omurilik Felcinin Tedavisi Varmı?

    Merhaba, öncelikle çok geçmiş olsun Allah şifanızı versin Şuan içinde bulunduğunuz durum uzun süreli bir tedavi süreci ve bunun yanısıra sizin azim, sabır , istek ve büyük bir inançla mücadele vermenizi gerektiren uzun bir yola girdiğinizin bir göstergesi ve başlangıcıdır.. Omurilik yaralanmalarında geri dönüşümlerin mümkün olduğu gibi olmamasıda büyük olasılık, bu sizin omuriliğinizdeki sinirlerin aldığı hasarın boyutuna göre değişir... Ancak söylediğiniz süre ilk 2 ayın içindesiniz ki bu dönem sizin kaybettiğiniz yetilerinizi geri kazanmanız için gerekli olan en önemli süreç bu nedenle evde kendinize yaptığınız egzersizlerden ziyade tam teşekküllü bir fizik tedavi hastanesine yatış yapıp zaman kaybetmeden tedavinize başlamanızı tafsiye ederim... (fizik tedavi merkezleriyle ilgili konular sitemizde mevcut ayrıca sormak isterseniz yardımcı olabaliriz ) Bacaklarınızda zayıflama olmadığını söylemişsiniz şuan için öyle ama kendinizi bıraktığınız anda kaslarınızda kendini bırakacaktır buna elinizden geldikçe izin vermeyin... Unutmayın önünüzdeki ilk 6 ay ve bunun akabindeki 2 yıl sizin için çok önemli bu dönemi iyi değerlendirin....
  14. Beyaz Duvar (Ayşegül Domaniç)

    Beyaz duvar Merhabalar sevgili okurlar. Bugün sizlere küçük bir hikaye anlatmak ve üç yıl önce bu hikayeyi benimle paylaşan Sevgili Cenk'e teşekkür etmek istiyorum. “İkisi de ağır hasta iki adam, bir hastane odasında beraberdiler. Hastaların birine her gün bir saat yatağında oturma izni verilmişti. Yatağı, odanın yegâne penceresinin yanındaydı. Diğer hastanın ise devamlı yatar durumda kalması gerekiyordu. Arkadaş oldular ve günlerini sohbet ederek geçirmeye başladılar. Pencere yanındaki adam hergün, oturduğu bir saat boyunca, oturması bile yasak olan diğer adama pencereden gördüklerini anlatırdı. Oturamayan adam, artık, hayatına renk ve güzellik veren o tek saat için yaşamaya devam eder olmuştu. Pencere, küçük bir gölü de içeren şahane bir parka bakıyordu. Ördek ve kuğular gölde yüzüp oynuyor, küçük çocuklar ise oyuncak sandallarını yüzdürüyorlardı. Genç çiftler, birbirlerine sarılmış, rengârenk çiçeklerin arasında dolaşıyorlardı. Pencere yanındaki adam bunları en küçük detaylarına kadar anlatırken, diğer adam gözlerini yumup işittiklerini hayal ederdi. Günler, haftalar böyle geçiverdiler. Bir sabah, nöbetçi hemşire odaya girdiğinde pencere yanındaki adamın ölmüş olduğunu farketti. Gece uykusunda, huzur içinde, son nefesini vermişti. Naaşın odadan çıkarılmasının ardından, diğer hasta pencere yanındaki yatağa geçip geçemeyeceğini sordu. Hemşire memnuniyetle onu diğer yatağa geçirdi ve yanından ayrıldı. Adam, ağrılar içinde, güçlükle tek dirseğinin üzerinde doğrularak ilk sefer dış dünyayı görmek için pencereye kadar yükselip dışarıya baktı ve bembeyaz bir duvarla karşılaştı. Hemşireyi çağırdı ve ölen arkadaşının neden pencerenin dışında şahane bir dünyayı tarif ettiğini sordu. Onu, bunu yapmaya ne zorlamıştı? Hemşire, ölen adamın kör olduğunu, değil manzara beyaz duvarı bile göremediğini, bunu ancak hem kendisine hem de arkadaşına cesaret ve yaşama arzusu vermek için yapmış olabileceğini söyledi.” Aslında mutluluğumuzu, sahip olduklarımız ya da olmadıklarımız değil, hayata bakışımız belirliyor. İnsanın baktığı herşeyde bir güzellik bulabilmesi, kötüyü değil iyiyi görmeye çalışması mutluluğa atılan ilk adım. İkinci adım ise paylaşmak. Büyüklerimizin de söylediği gibi, “paylaşılan acı yarıya iner, paylaşılan mutluluk ikiye katlanır”. Şimdi gelin biraz da biz engelliler için sağlanan bazı kolaylıklardan söz edelim.Örneğin yeni açılan sinemaların hemen hepsinde tekerlekli sandalye ile film izleyebileceğimiz alan mevcut. Alış-veriş merkezlerinin çoğunda tekerlekli sandalye bulunduruluyor. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi toplu taşıma hizmetlerinden yararlanamayan engelliler için, detaylarını bir başka yazımda vereceğim, “Engelliler için Taksi” hizmeti sunuyor. Lütfen sizler de karşılaştığınız kolaylıkları bana yazın. Yalnızca olumsuzlukları değil, yaşadığımız olumlulukları da paylaşalım ve bu olumlulukların artmasına katkıda bulunalım. Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile... Ayşegül DOMANİÇ <H1></H1> adomanic@hurrriyet.com.tr
  15. Bilgisayar Başında Çok Oturanlara Tavsiyeler

    Berrin sana katılıyorum biliyoruz ama bilgisayardan vazgeçemiyoruz Bilgi ve paylaşım için teşekkürler canım
  16. Denizle Buluştular Sevince Kulaç Attılar Ankara’da Etimesgut Belediyesi ile Tüm Engelliler ve Aileleleri Yardımlaşma Dayanışma Derneği işbirliğiyle hayata geçirilen, “Engellileri Denizle Buluşturma” projesi, keyifli saatleri beraberinde getirdi. Bedensel ve zihinsel engelli kişiler, proje sayesinde denizle buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Mutlulukları yüzlerinden okunanlar arasında, beş yaşındaki görme engelli Gizem Nur Gökduman da vardı, felsefe öğretmeni olmaya hazırlanan Kaynak
  17. Ve, Ben; Seni Adını Bilmeden Sevdim

    Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü... Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim... Ve, “yar”lığa süzülüşünü. ...... Ben seni, sesini duymadan sevdim... Ve duymadan nefesini. Ben seni adını bilmeden sevdim... Ama; sevdim!.. Üşüyüşünü sevdim... Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü; “Gel, ısıt” deyişini!.. Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi... Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim... Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim. Bir de; “Gel, ışıt” deyişini!.. Ben seni, adını bilmeden sevdim. İhtiyacım... Cevabım... İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem... Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem... ...Sevdim işte! Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı! Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ben seni, sesini duymadan sevdim. Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni... ...seni sevdim. Seni sevdim. İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle... Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan! Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.Kaynakwh webhatti.com: ...Koklayamadım! Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına... Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde? Ben seni, sesini duymadan sevdim... Ve duymadan nefesini. Ben seni adını bilmeden sevdim... Ama; sevdim!.. Üşüyüşünü sevdim... Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü; “Gel, ısıt” deyişini!.. Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...Kaynakwh webhatti.com: Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim... Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim. Bir de; “Gel, ışıt” deyişini!.. Ben seni, adını bilmeden sevdim. İhtiyacım... Cevabım... İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem... Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem... ...Sevdim işte! Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı! Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ben seni, sesini duymadan sevdim. Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni... ...seni sevdim. Seni sevdim. İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle... Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan! Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım. ...Koklayamadım! Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına... Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde? ----Adını Bilmeden Sevdim---- Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü... Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ve, “yar”lığa süzülüşünü. Ben seni, sesini duymadan sevdim... Ve duymadan nefesini. Ben seni adını bilmeden sevdim... Ama; sevdim!.. Üşüyüşünü sevdim... Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü; “Gel, ısıt” deyişini!.. Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi... Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim... Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim. Bir de; “Gel, ışıt” deyişini!.. Ben seni, adını bilmeden sevdim. İhtiyacım... Cevabım... İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem... Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem... ...Sevdim işte! Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı! Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ben seni, sesini duymadan sevdim. Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni... ...seni sevdim. Seni sevdim. İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle... Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan! Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım. ...Koklayamadım! Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına... Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde? Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!.. Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden... ...seni bilmeden sevdim. Seni, “bilmeden” sevdim! Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız! Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler... Sen yoktun orda ve ben de yoktum; Ama sevda vardı! Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim Alıntıdır......
  18. Yoruldum Hayatan

    Bende yoruldum....
  19. Engelli Olarak İlk Aracımı Aldım

    Ahmet hayırlı olsun çok yakışmış şoför koltuğu.... Allah kazasız belasız sağlıkla kullanmayı nasip etsin inşallahhh,hız yapmak yok yakalarsan ceza keserim....) Darısı isteyen bütün arkadaşlarımın başına inşallah sağlıkla....
  20. Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir

    çok güzeldi Can teşekkürler... galiba istemek için önce haketmek gerek...
  21. Erdemir 75 Engelli Vatandaşı İşe Alacak

    Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarının (ERDEMİR) boş olan 75 engelli kadrosuna işçi alacağını açıklaması, engelli vatandaşlara büyük bir sevinç yaşattı... [/url] ZONGULDAK (CİHAN) - Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarının (ERDEMİR) boş olan 75 engelli kadrosuna işçi alacağını açıklaması, engelli vatandaşlara büyük bir sevinç yaşattı. Ereğli Fiziksel Engelliler Derneği Başkanı İsmail Şentürk, yaptığı açıklama ile Erdemir yönetimine teşekkür etti. Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarından yapılan açıklama ile işe alınacak engelli sayısının 75 olduğunun belirtilmesinin ardından iş bekleyen engellilere bu haber büyük umut oldu. Endüstri Meslek Lisesi, elektrik, elektronik, bilgisayar, metal, motor, döküm, makine, tesviye bölümleri ile Yüksek Okul mezunlarından 30 yaşını geçmemiş engellileri işe alacak olan kuruluş, konu ile ilgili çalışmalarına başladı. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Ereğli Fiziksel engelliler Derneği Başkanı İsmail Şentürk, bu haber ile büyük bir mutluluk yaşadıklarını söyledi. Şentürk açıklamasında "Erdemir'in boş olan 75 engelli kadrosu için Endüstri Meslek Lisesi, elektrik, elektronik, bilgisayar, metal, motor, döküm, makine, tesviye bölümleri ile Yüksek Okul mezunlarından 30 yaşını geçmemiş engellileri işe alacağını açıklamasını Ereğli'de yaşayan engelliler olarak sevinçle öğrenmiş bulunmaktayız. Erdemir'in almış olduğu bu kararın Ereğli'ye sırtını döndü diyenlere iyi bir cevap olacağı kanaatindeyiz. Kuruluşundan bugüne her zaman engellilerin yanında olan ve çalışmalarımıza destek veren Erdemir'e bu vesileyle bir kere daha teşekkür ediyoruz. Son olarak Erdemir' den engelli alımında önceliği bölgemizde yaşayan engelli gençlerimize tanımasını istiyoruz. Bu derneğimiz ve bölgemizde yaşayan tüm engelli ailelerinin ortak arzusudur." dedi. KAYNAK
  22. Hasta-Gönüllü Ağı nedir KASDER Hasta-Gönüllü Ağı, kas hastalarının insan haklarına sahip, onurlu, sağlıklı ve insanca bir yaşam sürebilmeleri için, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’nin ülke çapında yürüteceği faaliyetlerde, duygu ve dayanışma içinde olacağı bir gönüllü ağı oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Hasta-Gönüllü Ağı, KASDER’in hasta odaklı faaliyetlerinde her ilden ya da ülkeden iletişim içerisinde bulunacağı en az birer kontak kişiyi belirlemek ve bu kontak kişi üzerinden sağlanacak değer katıcı ilişkileri bir ağ üzerinde buluşturmak esasına dayanır. Hasta-Gönüllü Ağı, ülkemizde ya da lokal olarak herhangi bir yörede, yürütülebilecek her türlü alan çalışması, etkinlik, proje, planlama ve organizasyonda, hasta ve üyelerimiz ile onların iletişim içerisinde oldukları yakın çevresiyle, daha etkin ve hızlı bir iletişim sağlamayı amaç edinir. Hasta-Gönüllü Ağı, kentinden, sokağından, evinden dışarı çıkamayan, yok sayılmış, adına “hasta” denilerek unutulmuş, dışlanmış ve farkında olunmayan bireylerin görünmeyen enerjisini ortaya çıkararak bu enerjiyi bir sinerjiye dönüştürmeyi hedefler. Hasta-Gönüllü Ağı, bazıları soluk borularına göğsünden takılan bir cihazla hayatı soluyabilen, bazıları yalnızca kaşlarıyla konuşup bakışlarıyla anlaşan; bazıları yalnızca ellerini kullanabilen, iki parmağıyla kitaplar yazan, gözbebeklerinin hareketiyle yaşayan insanların, dünyanın neresinde olursa olsun, en küçük enerjisini dahi alıp hayata katmak felsefesine dayanır. Hasta-Gönüllü Ağı kimlerden oluşur Hasta-Gönüllü Ağı, Türkiye’deki her ilden en az bir kişi olmak üzere yalnızca hastalardan, hasta yakınlarından ve gönüllülerden oluşur. Ağa dahil olmak isteyen kişiler, standart Hasta-Gönüllü Ağı Bilgi Formu’nu doldurarak hangi konularda ağa değer katmak istediklerini belirtir ve kişisel özlük bilgilerini ağın veri tabanıyla paylaşırlar. Talep olması durumunda başka ülkelerden de ağa gönüllü katılımı kabul edilir. Başvuran kişi, gönüllülük esasına bağlı olarak kişisel irade, bilgi, beceri ve kapasitesine göre ağın pasif ya da aktif üyesi olmaya aday olur. Ağa kabul edilen kişi, yeni bir üye olarak ağda yayınlanır. Hasta Gönüllü Ağı’nın görev ve işlevleri Bulunduğu kentteki diğer kas hastalarıyla iletişime geçerek, onların onaylarını almak suretiyle iletişim bilgilerini ağ üzerinden merkezi veri tabanına aktarmak. Kendisi ve bulunduğu ildeki hastalarımızın eğitim, sağlık, hukuk vb. sorunlarını dernek merkezi veri tabanına ağ üzerinden iletmek. Dernek tarafından iletilecek kas hastalıkları ve faaliyetleriyle ilgili haber, bildiri, duyuru ve etkinlikleri yakın çevresi ile paylaşmak. Bulunduğu ilde kas hastalığıyla ilgili farkındalık yaratacak her türlü etkinlik, çalışma ve eylemlerle ilgili görüş ve önerilerini hasta-gönüllü ağı üzerinden dernekle paylaşmak. Kendi ilinde, kas hastalıklarıyla ilgili faaliyetlerde derneğe ve hastalarımıza destek olma potansiyeli taşıyan, önemli kişi ve kurumlarla diyaloga geçmek, bunların iletişim bilgilerini merkezi veri tabanımızla paylaşmak. Lokal olarak hastalarımızın bulunduğu ilde yapılacak hasta odaklı faaliyetlerde dernekle işbirliği yapmak. Ülke düzeyinde yapılacak merkezi proje ve etkinliklerde, ülke çapında oluşturulacak iletişim ağının bir parçası olarak sinerji yaratmak. Gönüllü Ağı Projesi’ne katılmak için lütfen hasta.gonullu.agi@kasder.org.tr adresine elektronik posta gönderiniz. Hasta-Gönüllü Ağı faaliyetleri Kurulduğu günden bugüne 28 ile genişleyen Hasta-Gönüllü Ağı, bir yandan büyüme ve genişleme faaliyetini sürdürürken, öte yandan da gündelik hayatın önüne koyduğu görevleri yerine getirmektedir. Bugüne kadar ağın gerçekleştirmiş olduğu faaliyetler şunlardır; KASDER hasta ve üye bilgi sisteminin yönetimini üstlenmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümünden bir yüksek lisans öğrencisinin yürüttüğü bir tezini desteklemeye karar vermiştir. Bu amaçla yürütülen “Tekerlekli Sandalye Kullanıcılarına Yönelik Banyo Sağlık Gereçleri İşlevsellik Analizi” adlı anketinin başarılı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunarak önemli bir işi başarmıştır. http://www.kasder.or...izigizem-tosun/ Muş’un Malazgirt ilçesindeki kas hastamız ve ağımızın üyesi Ulaş Yağan’ın yıllardır çözülemeyen ve eğitiminin aksamasına neden olan yol sorununun çözülmesini sağlayarak, eğitimini sürdürmesine olanak yaratmak. http://www.kasder.or...-da%E2%80%A6-2/ Bir beyaz eşya firmasının kullanım kolaylığı içeren yeni beyaz eşya ürünler tasarımına ilişkin araştırma-geliştirme projesine anket desteği sağlamak. http://www.kasder.or...az-esya-anketi/ TRT1 +13 Gençlik Programına katılım. http://www.kasder.or...programindaydi/ İstanbul ilindeki yerel yönetimlerin iletişim bilgilerinin derlenmesi. İstanbul’daki bazı üniversitelerin iletişim bilgilerinin derlenmesi Kas Hastalarıyla El Ele Daha Güzel Bir Yaşam İçin Sunay Akın Etkinlikleri projesinin Radyo yayınları planlama işini üstlenmek KASDER Hasta-Gönüllü Ağımız önümüzdeki süreçte de, ülke çapında yürütülebilecek her türlü alan çalışması, etkinlik, planlama, organizasyon ve projelerde hasta ve üyelerimiz ile onların iletişim içerisinde oldukları yakın çevresiyle daha etkin ve hızlı haberleşmemizi sağlanmaya devam edecektir
  23. Torba Yasa'da bankacıların öyle bir talebi oldu ki engelliler açısından oldukça acı bir tablo ortaya koydu Görme engelli milletvekili Lokman Ayva, Torba Yasa'daki düzenlemenin bankaların talebi olduğunu belirterek “Engellileri şubede görmek istemiyorlar” dedi Görme engelli milletvekili AK Parti'li Lokman Ayva, Torba Kanun'a ‘çalıştırılması zorunlu olan özürlülerin başka işverene ait işyerlerinde veya kurulacak ortak şirketlerde çalıştırılmasına' dair düzenleme konulmasına karşı çıktı. Ayva, halen komisyonda olan düzenlemenin özürlüleribankaşubesi içinde görmek istemeyen bankaların talebi olduğunu öne sürdü. Düzenlemenin özürlüleri işyerlerinden uzaklaştırma anlamına geleceğini anlatan Ayva, “Bankalar ‘özürlü bankada görünmesin, ayrıca bir şirketten parasını öderiz, evinde otursun' diyor. Bunu kabullenemeyiz. Özürlü çalıştırmanın zorunlu tutulmasında amaç, özürlüleri topluma karıştırmak. Ama bankalar, bankanın içinde özürlü görünmesin diye yasal düzenleme istedi. Sonuna kadar karşı çıkacağız” dedi. Ayva komisyonda maddenin kabul edilmesi halinde, Genel Kurul'da konuşma yapacağını söyledi. Ayva, bankaların toplam 110 bin personeli olduğunu, yasal zorunluluk olan yüzde 3'lük orana göre 3.300 özürlü çalıştırması gerektiğini kaydetti. CEZA ÖDEMEYE RAZILAR Sadece bir bankanın özürlü çalıştırmamak için geçen yıl 9.6 milyon lira ceza ödemeye razı olduğunu söyleyen Ayva, “Bankalar Birliği'ni ziyaret ettik. Bankamatiklerin görmeyenlerin kullanımına uygun hale getirilmesine ‘tamam' diyorlar. İş personel olarak almaya gelince,'Ama bu istihdamı görüşmeyelim' diye açıkça söylediler. Yüzümüze karşı sergilenen bu olumsuz tavır da bizim çok canımızı yaktı” dedi. • YAKUP BULUT ANKARA DÜZENLEME NE DİYOR? Komisyon'da görüşülen Torba Kanun'un 63. maddesindeki düzenleme şöyle: “İşin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerlerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşayan işverenler; başka işverene ait işletmelerde, ortak işletmelerde veya özürlü çalıştırmak amacıyla kurulan işletmelerde ilk defa işe alınan özürlülerin ücretlerini karşılayarak özürlü çalıştırma zorunluluğunu yerine getirebilir.” http://www.samanyoluhaber.com/h_480036_torba-yasada-bankacilarin-oyle-bir-talebi-oldu-ki.html
  24. Kesinlikle içinde olduğumuz durumla bağdaşmış bi yazı olduğuna seninle birlikte katılıyorum İbrahim.... Hayat zorluklarla yaşamayı öğrettiği gibi herşeye inat gülümsemeyide öğretiyor insana....)