Sumeye

Üye
  • İçerik sayısı

    4.137
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    22

Sumeye kullanıcısının paylaşımları

  1. Gözünüz Seyiriyor mu?

    Gözünüz seğiriyor mu?Uykunuza dikkat edin! 03.03.2010 Günlük yaşamda gözün istemsiz olarak kasılmasıyla ortaya çıkan, zaman zaman alt ya da üst göz kapağının elde olmadan kontrol dışı titreşmesi ile kendini gösteren göz seğirmesinin ana nedeninin uykusuzluk, stres ve kafein olduğu belirtildi. BURSA / AHT Hastaların gözlerinde herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını merak etmelerine yol açan seğirmeler, genellikle sadece birkaç saniye sürüyor. Seğirmelerin çoğunlukla önemsiz bir rahatsızlıktan kaynaklandığını belirten Op. Dr. Murat Moray, göz seğirmesinin en önemli üç nedenini yorgunluk-uykusuzluk, stres ve kafein olarak sıraladı. Op. Dr. Moray ayrıca bilgisayar kullanımı ve parlak ışıkların da göz seğirmesi için tetikleyici olabildiğini kaydetti. Çoğu seğirmelerin sebebinin ise halen bilinemediğini ifade eden Dr. Moray, "Bunlar genellikle stres ve zihinsel bağlantılıdır. Birçok kişi bunları tedirgin edici bulduğu için endişe eder. Bazıları ise daha ciddi bir sorunun işareti olmasından korkar. Bazı kimselerde göz kapakları nadir görülen bir rahatsızlık olan esansiyel blefarospazm (nedeni açıklanamayan göz kapağı kasılması) nedeniyle kendiliğinden kapanır" dedi. Moray, göz seğirmesinin çok ender olarak da ciddi bir rahatsızlık belirtisi olabildiğine işaret ederek, " Ciddi yüz tikleri, yüz kaslarındaki spazmlar ve multiple sklerozis (MS hastalığı) göz kapaklarını da etkileyebilir fakat bu hastalıkların belirtileri, göz hekiminin normal göz seğirmesiyle karıştırmayacağı kadar farklıdır. Eğer göz seğirmesi göz hekimince önerilen yöntemler ile geçmiyorsa kişinin nöroloji tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır" diye konuştu. Göz seğirmesini geçirecek öneriler : Uyku ve dinlenme saatlerine dikkat edilmesi Stresli yaşamdan uzak durulması Bilgisayar kullanımının azaltılması Evde yumuşak ve parlak olmayan aydınlatmaların kullanılması Çay-kahve tüketiminin azaltılması Geceleri göz kapağına su bazlı nemlendiriciler ile kapak cildinden yüz kemiğine doğru hafif hafif bastırırarak masaj yapılması Bunlara rağmen göz seğirmesi devam ederse ve gittikçe şiddetlenirse, beraberinde yüzün diğer bölümlerinde kasılmalar olursa, seğiren gözde şişlik, kızarıklık veya çapaklanma varsa, seğirme gözü tamamen kapatan bir şekil alirsa ve göz kapağında düşüklük olursa zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerekiyor.
  2. Biz dunyaya erken gelmisik bu tedavi yontemi olusuncaya kadar biz çoktan dunyadan gitmiş oluruzTeşkürler Can haber için
  3. Diş Rahatsızlıkları Böbrek ve Kalp Yetmezliğine Sebep Olabiliyor Diş çürükleri ile diş eti iltihaplarının kalp yetmezliği, böbrek hastalığı, sinüzit, bademcik iltihabı, solunum sistemi hastalıkları ve sindirim sorunlarına neden olduğu bildirildi. Uzmanlara göre, ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına ve sindirimin olumsuz şekilde etkilenmesine yol açıyor. Ağız ve diş sağlığına önem verilmediği zaman birçok rahatsızlıkta beraberinde geliyor. Yapılan araştırmalarda, diş çürükleri ve dişeti iltihapları tedavi edilmediği zaman, diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine yol açacak kadar tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Bu sorun aynı zamanda kötü ağız kokusuna da sebebiyet vererek, yaşamı son derece olumsuz yönde etkiliyor. Diş sağlığına önem verilmemesi demek" diğer bütün organlarınıza da önem vermiyorsunuz demektir. Diş sağlığı bozulduğu zaman diğer organlarda etkileniyor. “Dişlerinizin ağrımıyor olması onların sağlıklı olduğu anlamına gelmez” bunun için diş ağrısını beklemeden ( çünkü bu çok ilerlemiş bir safhadır ) her 6 ayda bir dişlerinizi kontrol ettirmelisiniz. Geçen sayımızdaEğitim düzeyi diş sağlığını etkiler" demiştik. Bu sayımızdaki ana konu "lardan biri, “Diş eti iltihaplanmaları” olacak. Bu gerçekten önemli sorunu ve çocuk ağız sağlığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri, Diş Hekimi Sayın Tülin Mazlumoğlu'ndan öğrendik. Kendisine bize ayırdığı değerli vaktinden dolayı teşekkür ediyorum. Ağız ve Diş sağlığı II.Bölüm Gülşen: Dişlerin oluşumu ve gelişimi ne zaman oluyor? Embriyolojik hayatta (anne karnında) ağız boşluğuna ait oluşum belirtileri 3. haftada görülmesine rağmen, dişlerin gelişimine ait ilk belirtiler 6.haftaya rastlamaktadır. 7.haftadan itibaren dişlerin tomurcukları hafta hafta belirmeye başlar. Gülşen: Süt dişlerinin önemi nedir? Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Bunların yanında yandaki gibi bir görüntü hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara yol açmaktadır. Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır. Süt dişleri nasıl Süt dişleri, çocuk altı aylıkken çıkmaya başlar ve 2.5 yaşında alt ve üst çenede 10’ardan (20) tane olarak tamamlanır. Süt kesicileri ve süt kaninleri, kalıcı dişlere göre daha küçüktür. Süt azıları da kalıcı azılara göre daha küçük yapıdadır. Çocuk büyüdükçe, süt dişlerinin kökleri altında yer alan kalıcı dişin kökü, sürme etkisiyle erimeye başlar; kök tamamen eriyip dişin yalnız kuronu kalınca da diş kendiliğinden düşer. Gülşen: Hangi diş ne zaman çıkar? İlk diş yaklaşık altı aylıkken çıkar. Akıl dişleri de 18-20 yaşında... Demek ki diş çıkarma süreci, insanın 20 yılını alır. Gülşen: Bazı bebeklerin dişleri hemen çürüyor” bunun nedeni ne olabilir? Bebeklerde bazen dişlerin üzerinde sürer sürmez kahverengi lekeler oluştuğu ya da bu dişlerin kırılıp döküldüğü gözlenir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve dişler de çürük nedeniyle kırılır. Bu kadar erken bir dönemde çürük oluşmasının nedeni de biberon çürüğü adı verilen çürüklerdir. Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce yada uyku sırasında bebek anne sütü ya da biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir. Gülşen: Biberon çürüğünden korunmak için ne yapmak gerekir? Bebeklerde meydana gelen çürüklerin tedavisi çok güç olduğundan, koruyucu önlemlerin erken dönemde alınması gerekir. Bunlar nelerdir.Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin. Beslendikten sonra uyutmaya çalışın. Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin. Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin. İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin. Gülşen: Biberon çürüğünün önemi nedir? Biberon çürüğü görülen dişler tedavi edilmezse ağrı yapar ve iltihaplanır. İltihaplı ya da ağrıyan dişler bebeğin huzursuzlanmasına ve beslenme düzeninin bozulmasına neden olur. İltihap alttan gelecek kalıcı dişler de etkileyip şekillerinin bozuk olmasına yol açar. Bu dişler çekilmek zorunda kalırsa çocukta konuşma problemleri ortaya çıkabilir. Gülşen: Bazı bebeklerin biberon emmedikleri halde dişleri çürüyor, bunun sebebi nedir? Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbohidratlı-şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek; diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir. Süt Dişleri Nasıl Tedavi Edilmelidir? Süt dişleri de tıpkı kalıcı dişlerde olduğu gibi tedavi edilmelidir. "Nasıl olsa değişecek!" Düşüncesiyle bu dişlerin çekilmesi pek çok problemlere neden olur. Süt dişlerinin önemini şöyle açıklayabiliriz; Süt dişlerinin beslenmede önemi vardır. Çürük dişleri olan çocuklar dişleri ağrıdığı için doğru dürüst yemek yiyemezler. Aynı şekilde dişleri çekilen çocuklar da yemek yiyemedikleri için büyüyüp gelişemezler. Genel vücut gelişiminin yanısıra süt dişleri çenelerin gelişimi için de gereklidir. Çürük ya da dişeti problemi nedeniyle dişleri çekilen çocuklarda çeneler çöker ve yaşlı bir görünüm alır. Dişler konuşmak için gereklidir. Özellikle konuşmanın öğrenildiği dönemde ön süt dişlerinin eksik olması f,v,s,z,t harflerinin bir alışkanlık haline gelerek ömür boyu yanlış telaffuz edilmesine neden olacaktır. Her çocuk gülmeyi sever. Güzel bir gülümseme için ise sağlıklı dişlere ihtiyaç vardır. Güzel görünmek büyük küçük her insanın en doğal isteğidir. Çürük ya da eksik dişleri olan çocuklar çirkin göründüklerini düşünerek psikolojik rahatsızlık duyarlar. Süt dişlerinin bir diğer görevi de alttan gelen daimi dişlerin yerini korumaktır. 10 çocuğun bir sıraya yanyana oturduğunu düşünün. Bunlardan biri kalktığında diğerleri onun yerine doğru kayarak daha rahat otururlar.Yeni bir çocuk gelip de sıraya oturmaya kalkarsa diğerleri sıkışmak zorunda kalacaktır. Aynı şekilde bir süt dişi zamanından önce çekilirse yandaki dişler bu boşluğa doğru kayar. Alttan gelecek kalıcı dişe yer kalmaz. Bu diş diğerlerini sıkıştırır, sonuç olarak çapraşıklıklar meydana gelir. Bu nedenlerden dolayı süt dişleri de daimi dişlerde olduğu gibi tedavi edilmelidir.! Çocuğa İlk Diş Hekim Muayenesi Tavsiye edilen çocuğun birinci ve ikinci doğum günleri arasında ilk diş hekimi ziyaretini yapmasıdır. Böylece küçük yaştan itibaren diş hekimi koltuğu korkulacak bir şey olarak alıgılanmaktan çıkar. Bu konuda yapılması ve yapılmaması gereken bazı şeyler; sadece muayene yapılacak bir ilk randevu alın. Randevudan önce diş hekiminden yapılacak şeylerle ilgili bilgi alarak, çocuğun kafasını karıştırmayacak şekilde ayrıntıya girmeden bilgi verin. Diş hekiminizden çocuğunuzun ağız sağlığı hakkında ve bakımı konusunda bilgi alın. Gülşen: Çocuklarda diş fırçalama ne zaman başlamalıdır? Bebek 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur. Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra Anne-Babanın kontrolü iyi olur. Gülşen: Çocuklar için nasıl bir diş fırçası seçilmeli? Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçaları kullanılmalıdır. Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değildir. Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça kılları aşınır aşınmaz (Ortalama 6 ay) mutlaka değiştirilmelidir. Gülşen: Çocuklar dişlerini günde kaç kez fırçalamalı? Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir. Her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılacaktır. Dişeti Hastalığının Belirtileri Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır: · Diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri · Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri · Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri · Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı · Sallanan veya giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler arasında aralıkların oluşması veya mevcut aralıkların artması) · Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkilerin değişmesi · Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma. · Sürekli kötü ağız kokusu. Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla dişhekimine gitmek son derece önemlidir. Gülşen: Dişeti hastalığının nedeni nedir? Dişeti hastalığının en önemli nedeni "bakteriyel diş plağı" adı verilen, dişler üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş ipliği kullanımı ile diş plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden uzaklaştırılmazsa diştaşı veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür. Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona neden olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler yıkıma uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur. Böylece bakteri ve ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir, bakteriler daha derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen alveol kemiğinde de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir. Gülşen: Dişeti hastalığı nasıl önlenir? Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin kendisine düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek için, günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması gerekmektedir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diştaşı oluşumunu en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş plağı ve/veya diştaşının uzaklaştırılması açısından gereklidir. Gülşen: Dişeti hastalıklarının tedavisi nedir? Dişeti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki eklentilerin (plak ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu işlem dişetinde iltihaba neden olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını sağlar. Genellikle bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti hastalığının erken döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı temizliği, plağın uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı bir tedavi için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin periodontal ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek eliminasyonunu ve düzgün bir kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay temizlenebilir bir dişeti formu oluşturmaktır. Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak dişhekimi tarafından muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı birikimlerinin ortamdan uzaklaştırılması gereklidir. Fakat unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile elde edilenlerin sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz. Diş Sağlığı ve Beslenme İlişkisi Diş sağlığı için zararlı olarak nitelendirilen gıda madeleri şekerli ve asitli gıdalar ile dişler üzerine yapışıp kalan, kolay temizlenemeyen maddelerdir. Bunları tamamen kesmek değil ancak belirli bir düzen içinde tüketmek diş çürüğünün önlenmesi için gereklidir. Diş sağlığı için önerilen beslenme şekli: 1. Şekerli, yapışkan ya da asitli gıdalar üç ana öğün içinde tüketilmelidir. 2. Öğün aralarında elma, havuç gibi sert dişleri temizleyip dişetine masaj yapacak gıdalar yenmelidir. 3. Şekerli, yapışkan gıda yendikten sonra dişlerin fırçalanması mümküm değilse ağız su ile çalkalanmalı ya da bir bardak su içilmelidir. 4. Yine şekerli gıda yendikten sonra ağıza atılacak bir parça peynir şekerin çürük önleyici etkisini gidermek açısından son derece önemlidir. Diş çürüğü daha fazla mı görülüyor? Bunun nedeni nedir? Evet. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde diş çürüğüne eskiye oranla daha sık rastlanıyor. Bunun nedeni beslenme alışkanlıklarının değişmesidir. Eski insanlar sert gıdalarla beslendikleri için doğal yollarla dişlerde bir temizlik sağlanırdı. Günümüzde hazır gıda endüstrisinin gelişmesiyle birlikte bu tür gıdaların tüketimide arttı. Bisküvi, şeker, çukulata, kola gibi her an elimizin altında olan bu gıda maddeleri dişlerin üzerine yapışıp kalan ve asit oluşturan maddeler oldukları için günümüzde diş çürüğü artışının başlıca sorumluluları olarak kabul ediliyorlar. Gülşen: Dişlerimize yararlı besinler hangileridir? Dişlerimize yararlı besinler olarak kabul edilen gıda maddelerinin başında proteinler gelir. Vücudumuzun temel yapı taşını oluşturan bu maddeler hem dişlerin gelişimi sırasında, hem de dişler sürdükten sonra diş sağlığı açısından da mutlaka tüketilmesi gereken gıda maddeleridir. Yüksek protein içeriğinin yanı sıra diş sağlığındaki önemi açısından peynir özellikle şekerli gıda tüketimi sonrası şiddetle tavsiye edilen bir besindir. Yer fıstığı da içeriğindeki fosfat nedeniyle çerez türü yiyecekler arasında diş dostu olarak nitelendirilen bir besindir. Rafine edilmemiş hububat (beyaz undan yapılmış ekmek yerine kepekli esmer ekmek) diş sağlığı açısından tercih edilmelidir. Gülşen: Yirmilik dişin çekilmesini gerektiren haller nelerdir? Çürük sebebiyle olabilir: Tükürük, bakteri ve yiyecek parçacıkları yeni çıkmakta olan dişin açtığı yuvada birikerek hem yirmilik dişi hem de yanındaki azı dişini tehdit eder. Bu tip çürükleri fark etmek ve tedavi etmek oldukça zordur. Ağrı ve enfeksiyona yol açan ve apseyle sonuçlanan ağır tablolar zaman zaman meydana gelebiliyor. Dişeti hastalığı sebebiyle olabilir (perikoronit): Kısmen çıkmış bir yirmilik dişin dişetinde bakteri ve yiyecek artıklarının depolandığı bir enfeksiyon odağı oluşur. Bu durum ağız kokusu, ağrı, ödem ve trismusa (ağzın tam açılamaması hali) sebep olur. Enfeksiyon lenfler aracılığı ile yanak ve boyuna yayılabilir. Yirmilik dişin etrafındaki bu enfeksiyona yatkın zemin her seferinde kolayca enfekte olmaya adaydır. (Bakınız, Dişeti hastalıkları) Basınç oluşmasından dolayı olabilir: Sürme sırasında komşu dişlere de basınç uygulanıyorsa sıkışmadan dolayı da bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç aşınmaya yol açar. Gülşen: Bazı yetişkinlerde diş gıcırdatma problemleri oluyor bunların sebebi, belirtileri ve tedavisi nedir? Nedenleri: Stress, agresif, takıntı veya sıkılgan kişilik yapıları, anne-babası diş gıcırdatan çocuklar bu alışkanlığa daha eğilimlidir. Belirtileri: Dişlerde aşınma, uyurken çıkartılan gıcırdatma sesleri, yüz kaslarında ağrı, çene ekleminde problemler, baş ağrısı, dişlerde sallanma ve hassasiyet. Tedavisi: Öncelikle psikolojik açıdan diş gıcırdatmaya yol açan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bu başarılamaz, hastaya takıp çıkartılabilien bir gece plağı yapılır. Diş Beyazlatma (BLEACHING) Beyazlatma dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan renklenmeleri giderme işlemidir. Şu anda bilinen iki değişik beyazlatma yöntemi vardır. Bunlardan ilki hastanın kendi başına uygulayabileceği bir yöntemdir, aşamaları şöyledir: 1. Hekimin ağızdan ölçü alıp, dişlerinizin üzerine takabileceğiniz ince lastik kalıpları hazırlatması 2. Hastanın kendisi için hazırlanmış özel kalıbın içerisine ilaç yerleştirerek bu kalıbı beyazlatılacak dişlerin üstüne günde en az 6 - 8 saat takması (tercihen uykuda) 3. Tedavinin ortalama 1 - 4 hafta içinde sonlandırılması İkinci yöntem ise klinikte bir hekim tarafından yapılan beyazlatmadır ki aşağıdaki şekilde uygulanır: 1. Ağartıcı ilaç bu işlem hakkında deneyimi olan bir hekim tarafından diş üzerine yerleştirilir. 2. İlgili dişin üzerine beyaz renkli ışık kaynağı belli bir süre tutulur. 3. İşlem bittiğinde sonuç hemen gözlenir. Diş Hekimi Tülin Mazlumoğlu İlk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamlamış ve 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Total –parsiyel protez bilim dalında Asistan olarak göreve başlamıştır.1993–1994 yılları arasında yabancı dil eğitimi için Amerika’da bulunmuştur. Yurt içinde ve yurt dışında birçok bilimsel toplantıya katılmış olup, Türk Diş Hekimleri Birliği, İstanbul Diş Hekimleri Odası, Protez Akademisi ve Gnatoloji Derneği üyesidir. Halen kendi özel kliniğinde mesleğini sürdürmektedir.
  4. Takma diş protezlere elveda! Takma diş kullanmak istemeyenler için alternatif tedavi. Konya Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Prof Dr Özgür İnan Diş sağlığının önemine vurgu yaptı. İnan “Hastaların kaybettiği dişlerinin yerine yapılan çeşitli protezler, o bölgede kaybedilen çiğneme fonksiyonunu, konuşma etkinliğini ve estetiği geri kazandırmaya yöneliktir. Kaybedilen dişlerin sayısına ve biyomekanik kurallara özen gösterilerek o bölgeye hareketli protez, doğal diş destekli sabit protez yapılabilmektedir. Artık günümüzde geleneksel standart protezlerin yerine çene kemiği içine yerleştirilen implantlardan destek alan hareketli veya sabit protezler sıklıkla kullanılan tedavi yöntemi olmuştur.”dedi. İMPLANT TEDAVİSİ RUTİN BİR TEDAVİ HALİNİ ALDI İnan ”Diş hekimliğinde implant tedavisi rutin bir tedavi halini aldı. Her türlü diş eksikliğinde kullanılan bu tedavinin tam protezlerin hareketliliğini azaltması ya da tam dişsiz hastalara porselen köprü uygulamaları ile tekrar sabit bir tedavi sağlaması gibi avantajları bulunmaktadır. Bunların yanı sıra komşu dişlerin kesilmemesi dolayısıyla diş sağlının korunması, diş eksikliği olan bölgedeki kemiğin korunması, protez hacminin azaltılmasıyla hastaya daha rahat kullanımı olan protezlerin sunulması ve protezlerin ömrünün uzaması gibi avantajları vardır.İmplant tedavisi için önemli olan yeterli kemik miktarı, kemik genişliği ve kemik kalitesidir. Bu yöntem temel olarak cerrahi ve protetik aşamadan oluşur. Uygulamalar genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Vakanın durumuna göre ileri veya basit uygulamaları içerir. Cerrahi aşamada implantlar doğru pozisyonda ve doğru bölgeye yerleştirilmelidir. Cerrahi işlemin 3 ay sonrasında ise protetik aşamaya geçilmektedir. Protetik parçalar takıldıktan sonra ölçü alınıp porselen kronlar veya diğer protez seçenekleriyle işlem tamamlanmaktadır.”diye konuştu. HİJYEN ÖNEMLİ Konya Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Prof Dr Özgür İnan;“İmplant tedavilerinde en önemli noktalardan biri de hijyen motivasyonudur. Ağız sağlığı kötü olan hastalarda yeterli ağız bakımı yapılmazsa implant ameliyatı sonrası implant kayıpları yaşanmaktadır. Özellikle implant hastalarında, hastanın ağız sağlığı için bilgilendirilmesi, motive edilmesi ve hastaların düzenli aralıklarla kontrolü gerekmektedir. “diye belirtti. KAYNAK
  5. Epidural Stimülasyon Tedavisi Pamukkale Üniversitesinde Başladı

    Suanda yaptirabilmek bu tedaviyi hayel gibi bisey 38500 $ bu parayi kolay kolay kimse temin edemez Allah yardimcimiiz olsun
  6. Epidural Stimülasyon Tedavisi Pamukkale Üniversitesinde Başladı

    Bu cok guzel bir haber daha once hindistanda yapiliyordu bu tedavi ben eklemistim Ama Türkiye'de basladigindan haberim yoktu cok sevimdim bu guzel haber icin cok teşekkür Can
  7. , OMURİLİK YARALANMASI SONUCU FELÇ OLAN HASTALARIN TEDAVİSİ İÇİN KULLANILAN EPİDURAL STİMÜLASYON CİHAZI OMURİLİK YARALANMASI HASTALARI İÇİN BİR ATILIM PROSEDÜRÜ. Epidural Stimülasyon, Omurilik Yaralanması hastaları için hayal edilemez imkanlarla dünyaya kapılarını açıyor. Tüm omurilik yaralanmaları için mevcut en gelişmiş tedavi Epidural Stimülasyondur. Hastalarımızın gönüllü olmalarına yardımcı oldu hareketlerinde ve vücut fonksiyonlarına iyileşmeler var. FDA tarafından zaten onaylandı, denemeler için bu tedavi bir atılım başlangıcıdır. Unique Access Medical, dünya çapındaki omurilik yaralanması hastaları için epidural stimülasyonu uygun kılan ilk şirket olmaktan gurur duymaktadır. EPİDURAL STİMÜLASYON NASIL ÇALIŞIR? Epidural Stimülasyon cihazı, aşağıdakileri içeren iki bileşenden oluşur: Bir nörostimülatör ve 16 plakalı bir kurşun elektrot dizisi. Bu cihaz hastanın omuriliğindeki yaralanma olan seviyeye cerrahi olarak çip yerleştirilecektir. Omuriliğin hasarlı seviyesine sürekli elektrik akımı uygulayacaktır ve beyinden gelen sinir sinyalleri büyütülecek ve omurilikteki yaralanma seviyesinin altına sinir sinyallilerinin geçişi sağlanacak, böylece zamanla gönüllü hareketlerin yeniden kazanılması ve kaybedilen işlevlerin geri kazanılması sağlanacaktır. Tüm omurilik yaralanması olan hastalara Epidural Stimülasyon sunulabilir ve çok önemli gelişmeler görmelerine yardımcı olabilir. Omurilik yaralanmasının tedavisi daha önce doktorlar tarafından imkansız görülüyordu. EPİDURAL STİMÜLASYONDA POTANSİYEL İYİLEŞMELER NELERDİR? - Ayakta durma kabiliyeti - Yardımla adımlar atabilme.(En başlarda) - Alt ekstremitede (bacaklarda) gönüllü hareketler. -Artan kas kütlesi ve artan kas gücü. - Geliştirilmiş bağırsak ve mesane kontrolü. - Dengelenmiş kan basıncı. - İyileştirilmiş vücut sıcaklık düzenlemesi. - İyileştirilmiş hissetme. - Azalan nöropatik ağrı. HASTALARIMIZ NELER DİYOR? "Bacaklarımın 8 yılda hareket etmemiş şekilde hareket ettiğini gördüm. Olumlu bir değişim oldu." Jeffrey, T7-T10 Omurilik Yaralanması. Amerika Birleşik Devletleri “Gördüğüm faydalar ve hayatımdaki tüm değişiklikler kesinlikle paha biçilmez”. Andrew. T5 Omurilik Yaralanması. İngiltere "Koşu bandına döndüğümü düşünmek inanılmaz ... Asla dayanamayacağımı düşündüm. Öz dengem konusunda da çok ilerleme kaydettim. Gerçekten gidip denemelisin, buna değer!" Jonathan, C6-C7 Omurilik Yaralanması, İrlanda “22 yıl tekerlekli sandalyede kaldıktan sonra tekrar yürüyebilme şansına sahip olmak bir hayalin gerçekleşmesi gibi!” Razvan. C5-C6 Omurilik Yaralanması, Romanya. BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ? - Unique Access Medical, Epidural stimülasyon için dünyadaki ilk ve en deneyimli sağlık uzmanı şirketlerden biridir. - Unique Access Medical, bu tedaviyi klinik deneylerin ötesinde kullanıma sunan ve hastalara global olarak erişim sağlayan ilk şirketdir. -Epidural Stimülasyon tüm Omurilik Yaralanmaları hastalarımızın gönüllü hareketlerini ve vücut fonksiyonlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olmuştur. MEDYADA BBC News, The Daily Courier, Mail Online, Chronicle Live ve daha pek çok haber platformu Unique Access Medical hastalarının hikayelerini açıkça paylaştı. Epidural Stimülasyonun sonsuz potansiyeli sadece uluslararası medya tarafından değil aynı zamanda önde gelen Tıbbi ve Araştırma Kurumları tarafından da tanınmaktadır. ARAŞTIRMA VE ÇALIŞMALAR FDA U.S GIDA&İLAÇ= Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (USFDA) Epidural Stimülasyonun 36 Omurilik Yaralanması hastası üzerine etkisini incelemesi için Louisville Kentucky Tıp Fakültesini (U of L) onayladı. Bu klinik çalışma, üniversitenin Omurilik Yaralanması Araştırma Merkezi'nden Dr. Susan Harkema tarafından yürütülüyor. ---------------------------------------- BRITISCH KOLOMBİYA ÜNİVERSİTESİ British Columbia Üniversitesi araştırma ekibi, lsaac Darrel'de görülen olumlu sonuçları belgelemiştir. (Kanada C7 Omurilik Yaralanması hastası Isaac Darrel) Unique Access Medical ile Epidural Stimülasyonu aldı. Bu çalışma Özerk Standartlar Başkanı Dr. Andrei Krassioukov, Amerikan Omurilik Yaralanma Derneği (ASIA) ve Uluslararası Spinal Kord Derneği (ISCoS) Komitesi öncülüğünde yapıldı. --------------------------------------- JAMA JAMA Nöroloji (Amerikan Tabipler Birliği tarafından yayınlanan çevrimiçi bir tıbbi dergi), yakın zamanda Epidural Stimülasyon Prosedürünün tedavi sonucunu yayınladı. Bu çalışma Omurilik Yaralanması Hastaları için Epidural Stimülasyondan kazanılan kardiyovasküler faydaları gösteren ilk tedavi sonucu. ---------------------------------------- LANCET Lancet tıp dergisi Epidural Stimülasyonun etkisini paraplejik hastalar için gönüllü hareket etmek, ayakta durmak ve yardımlı adım atmak olacağını yazdı. Bu çalışmaya Louisville Üniversitesi'nden Susan Harkema önderlik etti. ---------------------------------------- UCLA California Los Angeles Üniversitesi (UCLA) lider bilim adamları takımı, 6 Omurilik Yaralanması hastasında önemli gelişmeler sağlayan bir Epidural Stimülasyon prosedürünü yönetti. Görülen iyileşmeler sınırlı değildi; gönüllü hareketlerin yeniden kazanılması, fakat aynı zamanda kan basıncı, mesane fonksiyon ve kardiyovasküler fonksiyon iyileşmeler sağlandı. Bu araştırma Dr. V. Reggie Edgerton, (1968'den beri UCLA'da tanınmış bir profesör) ve ekibi tarafından yapıldı. ---------------------------------------- MİNNESOTA ÜNİVERSİTESİ Minnesota Üniversitesi Nöroşirürji Anabilim Dalı'ndaki araştırmacılar E-STAND Programında (Nörolojik Hasar Sonrası Epidural-Stimülasyon) 6 hastada başarıyla Epidural Stimülasyonu implante etti. Takım üyelerinden biri olan Omurilik Yaralanması Araştırma Uzmanı Ann Parr MD.PhD bu çalışmanın çığır açıcı olma potansiyeline sahip olduğuna inanıyor. ---------------------------------------- MAYO KLİNİK Mayo Clinic tarafından yapılan bir çalışma "umut verici" ve "heyecan verici" sonuçlar gösteriyor. Kronik tam paraplejik hastalarda Epidural Stimülasyon bacaklarda gönüllü tam hareketlilik olarak ve ayakta durma yeteneği gösterdi. Araştırma ekibi, Yapay Sinir Mühendisliği Direktörü M. H.., Mayo Clinic'teki laboratuvar, Kristin D. Zhao, Ph.D. Mayo Clinic'te Yardımcı ve Restoratif Teknoloji Laboratuvarı ve Peter J. Grahn, Ph.D. ve Igor A. Lavrov, Sinir Mühendisliği Laboratuvarı oluşuyor. DESTEK TEDAVİLERİ En iyi sonuçları elde etmek için hastanın destekleyici tedavi ve rehabilitasyon aldığından emin oluruz. Bu tedaviler şunları içerir: - Cihaz Eşleştirme. - Fizyoterapi Tedavisi. - Su Terapisi. - Meslek terapisi. - IV Vitamin takviyesi.
  8. Hindistanin Baskenti Ýeni Derhiďe yapiliyor bu hastanede IBS Hasbital da ayrica once kok hucre yapiliyor mus sonada Epidural stimülasyon tetavisi yapiĺiyormus
  9. Omurilik zedelenmesine çözüm Japonya'dan geliyor

    İnşallah biran önce Türkiyede de olur bu
  10. Merhaba geçmiş olsun Allaha inancımız umuđunuzu kaybetmeyin herkeski deyişi inşallah duzelirsiniz haraket etmeye aravermeyin ve sabredin çok sabır isteyen bir hastalık bu
  11. Temizlik ürünlerini saklarken dikk Su ve meşrubat şişelerine konulan kireç çözücü, şampuan ve deterjan gibi temizlik malzemelerini içen çocuklar, ölümle burun buruna geliyor İçtiği çamaşır suyu ya da tuz ruhu ile yemek borusu yanan çocukların birçoğu ömür boyu hortumla beslenmek zorunda kalıyor. Gaziantep Çocuk Hastanesi'ne; her gün, ilaç, çamaşır suyu, tuz ruhu, kireç çözücü, şampuan, bulaşık makinesi parlatıcısı, saç boyası, benzin, tarım ilacı gibi kimyasal maddeler içen çocuklar getiriliyor. Opr. Dr. Ergun Parmaksız, temizlik maddesi içilmesi sonucu oluşan yanma nedeniyle yemek borusunun işlevini kaybettiğini, deterjan maddelerinin yemek borusunu sertleştirerek işlevini göremez hale getirdiğini belirtiyor. Parmaksız, hastaların bir süre sonra akciğer enfeksiyonları neticesinde hayatlarını kaybettiğini ifade ediyor. Gaziantep Çocuk Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Osman Çelikoğlu da, bahar aylarında evlerde yapılan temizlik ve boya-badana işleriyle birlikte zehirlenmelerin de arttığını kaydediyor. Tedbiri elden bırakmayın! Su, gazoz, kola, ayran gibi içeceklere ait boşalmış ambalajlara, temizlik ürünü koymayın. Zirai ilaçlar ve böcek öldürücüleri çocukların ulaşabileceği yerlerde bırakmayın. İlaç, deterjan, çamaşır suyu, böcek ilacı ve boya gibi maddeleri kendi orijinal kutularında saklayın. İş yaparken çocuklarınızdan bunları getirmelerini veya götürmelerini istemeyin. Genelde vakalar anlıktır. Çocuklarınıza bu konuda güvenmeyin
  12. Kök Hücre Ameliyatı Oluyorum..

    Amin inşallah
  13. Binlerce yıllık tedavi yeniden keşfediliyor Tarihte Çin ve İnka medeniyetlerinde migren, bel, boyun ve mide rahatsızlıklarında kullanılan refleksoloji yöntemi bugünün modern toplumlarında tıbbın bittiği noktada tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak uygulanıyor. Refleksolojinin tarihi, uygulama alanları, günümüz toplumlarındaki kullanım durumları hakkında AA muhabirine açıklama yapan Uzman Fizyoterapist ve Refleksolog Gamze Şenbursa, refleksolojinin özellikle Uzakdoğu toplumlarından binlerce yıllık bir geçmişinin olduğunu söyledi. Yapılan araştırmalarda papirüs kağıtlarında insanların el ve ayaklarına manuel olarak masaj yapıldığını gösteren belgeler ortaya çıkarıldığını dile getiren Şenbursa, Uzakdoğu toplumlarında günlük yaşamın bir parçası olan yöntemin Avrupa ve Amerika'da yaklaşık 100 yıldır yoğun olarak kullanılırken, Türkiye'de bu tekniğin son yıllarda tanınmaya başlandığını ifade etti. Tıp eğitiminin ardından Avrupa'da refleksoloji ve refleks terapi eğitimi alarak Türkiye'ye bu yöntemi getirdiğini belirten Şenbursa, refleksolojinin merkezi sinir sistemini kullanarak beyne uyarı göndermek suretiyle yeni hücre bağlantıları sağlayarak vücutta iyileşme süreci başlatmak olarak tanımlanabileceğini bildirdi. Şenbursa, ayak altında tüm organların izdüşümlerinin bulunduğunu, elle bu izdüşümlere basınç vererek beyne uyarı gönderildiğini, yöntemin merkezi sinir sistemi ve beyni ilgilendiren her türlü hastalıkta kullanılabildiğini söyledi. Refleks terapinin ise refleksolojiyi de içinde barındıran fakat daha kapsamlı ve etkili bir tedavi olduğunu kaydeden Şenbursa, ''Refleks terapide reflekolojiden daha farklı olarak merkezi sinir sitemi, akapunktur noktaları, Çin ve Vietnam vücut haritası, sinir noktaları, beyin, kranial sinirlerde dahil olmak üzere daha fazla bölgeye uyarı verilebiliyor. Bu teknikle bölgeye veya noktaya verilen uyarı ile birlikte nöro-biokimyasal aktivite başlatılıp canlıda yanıtlar elde edilir'' dedi. Vücutta enerji meridyenlerinin bulunduğunu ve sağlıklı kişilerde bu enerji akışının kesintisiz devam ettiğini, herhangi bir nedenden dolayı meridyenlerdeki enerji dolaşımı bir yerlerde tıkanır veya engellenirse hastalıkların oluştuğunu ifade eden Şenbursa, dolayısıyla enerji hattındaki herhangi bir bölgede oluşan sorunun diğer meridyenlerdeki enerji akışını da etkilediğini kaydetti. Şenbursa, ''Çocukluk yıllarında veya anne karnında yaşanan bir travma ilerleyen yaşlarda beyin kanaması, şizofreni veya parkinson olarak ortaya çıkabilir. Vücut bir bütündür ve yaşanan her travma vücutta iz bırakır. Problemin temeline inilip tedaviye bu noktadan başlamak gerekir. Asıl kaynağı tedavi etmeye başladığınız anda sahip olunan hastalığın semptomları da azalmaya hatta yok olmaya başlar'' diye konuştu. TIBBIN YETERSİZ KALDIĞI NOKTADA BAŞLIYOR Hastalarının engelli gruplarındaki cerebral palsi (beyin felci), down sendromu, genetik hastalıklar ve otistik çocuklardan başlayarak dikkat eksikliği, hiperaktivite, MS, parkinson, beyin kanaması, felç, bel fıtığı, migren, zona, fibromiyalji, sinüzit, görme ve duyma kaybı, yüz felcine kadar uzanan geniş bir çerçeveye sahip olduğunu dile getiren Şenbursa, ''Bu yöntem sinir sistemini ilgilendiren her türlü hastalıkta uygulanabiliyor. Refleksoloji, tıbbin yetersiz kaldığı yerden sonra ek tedavi olarak başlıyor'' dedi. Yutma sorunu olan 90 yaşındaki bir hastasına doktorların mideden beslenme borusu açmayı planladığını, yaralarının açılma riski dolayısıyla bunu yapamadıklarını kaydeden Şenbursa, ''Bunun üzerine hasta yakınları bana geldi. Yutma fonksiyonu beynin sensory-motor bölgesinden kontrol edilir. Herhangi bir sebepten dolayı bu bölgede oluşan problem kişinin yutma fonksiyonunu engeller. Refleks terapi ile direk beyni uyarmak mümkündür, yutma için gerekli olan sinirlere ve kaslara uyarı verilerek yeni hücrelerin ve bağlantıların oluşturulması ile birlikte kaybolan fonksiyon yeniden kazanılır. Yaptığımız tedavi sonrasında hastada yutma yetisi başladı ve hastanın algı düzeyi yükseldi'' şeklinde konuştu. Şenbursa, öğrenme güçlüğü dolasıyla derslerinde çok başarısız olan bir öğrencinin algılamasının arttığını ve öğrencinin bir süre sonra derslerinde çok iyi notlar almaya başladığını anlattı. Şenbursa, ''Aynı hastalığa sahip olsalar bile her hasta için kişiye özel tedavi protokolü oluşturulmalıdır. Çünkü eşlik eden semptomlar ya da hastalığın oluşma sebebi herkeste aynı olmayabilir. Hastayı iyi değerlendirmek bu noktada çok önemlidir. Her 3 aylık periyotta verilen uyarılar değiştirilir. Sabır gerektiren ve uzun soluklu bir tedavidir. Hastanın bilincinin yerinde olması tedavinin daha hızlı ilerlemesini sağlıyor. Ayrıca evde yapılacak egzersiz tedavisi ilerlemeye yardımcı oluyor'' diye konuştu. Her hastalığın iyileşme sürecinin değiştiğini söyleyen Şenbursa, bunun hastalığın derecesine, lezyonun derinliğine, kişinin durumuna ve vücudun tedaviye verdiği cevaba bağlı olduğunu kaydetti. Bazı ülkelerde devletin tedavi sürecinde ücretini karşıladığını kaydeden Şenbursa, ancak tedavinin Türkiye'de üniversitelerde bölüm olarak var olmadığından dolayı, sosyal güvenlik kurumları tarafından tanınmadığı dolayısıyla devlet tarafından ücretinin karşılanamayacağını kaydetti. Şenbursa, ancak son dönemlerde özellikle gündüz programlarında tedavinin tanıtılmaya başlandığını belirterek, Türkiye'de tedaviye adaptasyon sürecinin zor olduğunu, çünkü insanların bazı alternatif yöntemler nedeniyle istismar edildiğini aktardı. Haber 7
  14. Felçli adam kök hücre nakliyle yürüdü!

    İnşallah sonuç çıkar diyer haberlergibi olmaz arkasını getirirler
  15. Compex Vitality Fizik Tedavi Ürünleri

    Ben aldım bir süre kulandım sona bırktım duruyor sıcak havada kulanmak zor oluy birde yapıştırıcıları çabuk bozuluy
  16. Kök Hücre Ameliyatı Oluyorum..

    Amin kadersiz Böyle bir konu hakında bir bilgimiz yok
  17. Kök Hücre Ameliyatı Oluyorum..

    Bukadar olmasıda çok güzel hiç deyilse Dr direnci bitmez birazdaha uraşırlar birazdaha geliştirirler Allah yardımcın olsun Ahmet inşallah dahada iyi olur
  18. 6495 Sayılı Torba Yasa Resmi gazetede yayımlandı

    Bilgilendirdiyin için Teşekürler Can
  19. ABD'li bilim adamları fareler üzerinde yaptıkları çalışmada, Huntington hastalığında kaybolan belirli bir nöron tipini beyinde üretmeyi ve üretilen yeni hücrelerin beyindeki mevcut nöronal ağlarla bütünleştiğini gösterdi. ABD'deki Rochester Üniveristesi Tıp Merkezi'ndenProf. Dr. Steve Goldman'ın başkanlığındaki bir bilim ekibince yapılan bilimsel çalışma, "Cell Stemm Cell" adlı bilimsel derginin dünkü sayısında yayımlandı. İstem dışı hareketler ve koordinasyonla ilgili problemlerle kendini belli eden kalıtsal, nörodejeneratif bir rahatsızlık olan Huntington hastalığı, vücudun motor işlevlerinin denetimi açısından kritik öneme sahip "orta çatallı nöron" adı verilen belirli bir nöron tipinin yok olması sonucu ortaya çıkıyor. Sonuçta, bilişsel zayıflama ve depresyona neden olan bu ölümcül hastalığı yavaşlatma veya hafifletmenin şu an için bilinen bir yöntemi bulunmuyor. Nöredejeneratif hastalık terimi, sinir sisteminin yapı taşlarını oluşturan, nöron adlı sinir hücrelerini etkileyen çeşitli şartları tanımlayan kapsayıcı bir ifade olarak kullanılıyor Yöntem nasıl ortaya çıktı Araştırmacılar, yeni yöntemi, kanaryaların, hayvanlar alemindeki başka hiçbir canlıda bulunmayan, yetişkinlikte de beyinde yeni nöronlar üretme yeteneğinden yararlanarak geliştirdi.Erişkin nörojenesisi olarak adlandırılanbu yetenek, Goldman ve Rockefeller Üniversitesi'nden Fernando Nottebohm tarafından 1980'li yılların başlarında keşfedilmişti. Kanaryalar üzerinde yaptıkları araştırmanın, erişkin beyin dokusuna yeni nöronların nasıl ekleneceğine ilişkin kendilerine gereken esas bilgiyi verdiğine işaret eden Goldman, "Kuşlarda bunun nasıl olduğu konusunda uzmanlaştıktan sonra, bu süreci erişkin memelilerde nasıl tekrarlayacağımızı bulmaya giriştik" dedi. Goldman ve Nottebohm, kanaryalar üzerinde 10 yıl süren çalışmaları sırasında kuşların yeni şarkılar öğrendiklerinde,beyinlerindeki ses kontrolünden sorumlu bölgelerine yeni nöronlar eklediklerini ortaya çıkarmışlardı. Araştırmacılar, bu çalışmaları sırasında "beyinde elde edilen nörotrofik faktör" (BNDF) adlı bir proteinin üretiminin harekete geçirilmesi durumunda yerel nöral kök hücrelerin nöron üretmeye yönlendirildiklerini belirlemişlerdi. İnsan beyninin bazı bölgelerinin erişkinlikte de nöron üretme yeteneğine sahip olduğu biliniyor. Buna ilişkin en başta gelen örnek beyindeki anıların oluşturulduğu ve kaydedildiği hipokampus bölgesi olarak gösteriliyor. Ancak Huntington hastalığının zarar verdiği beyindeki striyatum bölgesinde bu nöron üretme gücü erişkinliğe ulaşılmasıyla birlikte kayboluyor. Bilimsel çalışmada, BNDF proteini, noggin adlı bir protein ve viral genetik tedavi edici özelliği bulunan salgı bezleriyle bağlantılı bir virüsün kullanıldığı özel bir yöntemle, farelerin beynindeki Huntington hastalığından etkilenen bölge üzerinde harekete geçirildi. Buşekilde beynin söz konusu bölgesinin yakındaki, yeniden nöron üretme yeteneğini kaybetmiş nöral kök hücrelerin,"orta çatallı motor nöronları" sürekli olarak üretmesi sağlandı. Daha sonra üretilen bu tip nöronların Huntington hastalığından etkilenen striyatum bölgesini sardığını ve ardından da mevcut nöronal ağlarla bütünleştiğini gösteren bilim adamları, deneyde yer alan Huntington hastası farelerin ömür beklentilerini iki katına kadar varan sürelerde artırmayı başardı. AA..
  20. 3 Yıldan Eski Felçli Hastaların Tedavisini Artık Sgk Karşılamayacak..

    Zaten Aylelerimiz yeterince karamsarlığa iteklemiş bizleri birde Devlet iteklemiş çokmu
  21. Kök Hücre Ameliyatı Oluyorum..

    Allahtan hayırlısı olsun Ahmet inşallah faydasını görürsün umutlarının boşa çıkmaması tek dileyimiz Allahtan her zaman duvalarımız seninle Ahmet