Tatli Bela

Üye
  • İçerik sayısı

    45
  • Katılım

  • Son ziyaret

Tatli Bela kullanıcısının paylaşımları

  1. Unutmak Artık Tarihe Karşıyor! Kandan üretilen bir ilacın Alzheimer'ı durdurabileceği ve etkilerini tersine çevirebileceği açıklandı. Yapılan ilk deneyler çarpıcı sonuçlar verdi: Hastalığın ilerlemesi yüzde 42 azalıyor ABD'de yapılan bir araştırma, Kiovig adlı ilacın Alzheimer hastalığını önemli ölçüde stabil hale getirdiğini ve beynin küçülmesini durdurarak, hafızayı ve düşünme hızını koruduğunu ortaya çıkardı. Baxer International İlaç Şirketi ve New York'taki Weill Cornell Tıp Merkezi, ilk sonuçları doğrulamak üzere daha büyük bir deney başlattı. Bilim sorumlusu Norbert Riedel, ilk sonuçların çok 'çarpıcı' olduğunu belirtti. Nöroloji dergisinde yayınlanan ilk deney sonuçlarında ilacın Alzheimer hastalığının ilerlemesini yüzde 42 oranında azalttığı kaydedildi. Kaynak
  2. Eğitim Engel Tanımadı (Özel) Genç Emekli ve Engelli Hülya Öğretmen, Engellilerle Ailelerine Ücretsiz Okuma Yazma Kursunda Öğretmenlik Yapıyor Kastamonu'da yaşayan bir çocuk annesi Hülya Türkoğlu (32) yaklaşık 3 buçuk yıl önce Kars'ta doğu hizmetini yaptığı sırada okulda köpekten kaçtığı sırada yüksekten düşerek omirlik felci geçirip, yürüme kabiliyetini kaybetti. 3 yıl evden çıkmayan Hülya Öğretmen'i eğitim aşkı hayata bağladı. Türkiye Sakatlar Derneği Kastamonu Şubesi ile Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde başlatılan engelliler ve yakınlarına yönelik okuma yazma kursunda ücret almadan öğretmenlik yapan Türkoğlu, yine öğrencilerine eğitim vermenin mutluluğunu yaşıyor. Sınıf öğretmenliğinden emekli olduğunu ve Kastamonu Sakatlar Derneği'nde okuma yazma bilmeyenlere eğitim verdiği belirten Türkoğlu, Kars'da doğu hizmeti yaptığı sırada engelli olma durumunu anlatırken, ôKöpekten korkarak kaçtığım sırada yüksekten düşerek bir kaza geçirip omirilik felci oldum. 3 sene rapor aldım. 4-5 ay önce emekli oldum" dedi. 3 yıl boyunca evinden dışarı çıkmadığını, Kastamonu Sakatlar Derneği'nin çalışmalarıyla dışarı çıktığını ifade eden Türkoğlu, zaman zaman derneğe geldiğini belirterek, ôŞimdi sürekli buradaydım. Okuma yazma kursu başlatalım dendi. Halk Eğitim Merkezi'nden kursiyerleri davet ettik" dedi. ÖĞRETMENİN GÖREVDEN KOPMASI ÇOK ÇOR Eğitim vermenin, okuma yazma öğretmenin çok güzel bir duygu olduğunu dile getiren Hülya Türkoğlu, Bir öğretenin görevden kopması çok zor. Okuma yazma öğretmek, eğitimin ve öğretimin temelini vermek çok güzel. Bu, bir öğretmen için anlatılmaz, yaşanır bir duygu. Bunu sınıf öğretmenleri çok iyi anlar" dedi. Eğitimin hiçbir şekilde engel tanımadığını söyleyen Hülya Türkoğlu, ôOkuma-yazma öğrenmenin engeli ve yaşı yok. Herkes öğrenmeli" dedi. ÖĞRETMENİN EMEKLİLİ YOK Hülya öğretmenin eğitim hayatına tekrar dönme sürecini Türkiye Sakatlar Derneği Kastamonu Şube Başkanı Serhat Yolasığmazoğlu anlatırken, ilk etapta topluma ve sosyal hayata kazandırarak evinden dışarı çıkardıklarını anlattı. Bir öğretmenin emekliliğini kabul edemediklerini belirten Yolasığmazoğlu, "Hülya hocamızın da eğitim vermesi gerekiyordu. Eğitim engel tanımaz diyorduk. Biz iki noktayı birleştirdik. Engelli üyelerimiz temel okuma yazma eğitim almak istiyorlardı ve almaları gerekiyordu.. Hülya hocamızın da vermesi gerekiyordu. Biz sadece bunları birleştirdik. Bize fırsat verildiğinde bir şeyler yapabildiğimizi, kendi imkanlarımızla bir şeyleri çevirebildiğimizi göstermek istedik" dedi. Kaynak
  3. Şeker Hastalığı Kör Edebilir

    Şeker Hastalığı Kör Edebilir Şeker hastalığı ya da diğer adıyla diyabet, her yaşta ortaya çıkabiliyor. Ülkemizde yaklaşık 6 milyon şeker hastası bulunuyor. Adının aksine, son derece tehlikeli olan hastalık, vücudun birçok organına zarar veriyor. Şeker hastalarının düzenli tedavi ve kontrolü yapıladığı taktirde, körlük tehlikesiyle karşı karşıya gelebileceklerini belirten Hisar İntercontinental Hospital Göz hastalıkları uzmanı Dr. Faruk Eroğlu, şeker hastalığının katarakt gelişimini hızlandıracağını dile getirdi. Göz tansiyonu ve göz kuruluğunun bu hastalarda normal insanlardan daha çok görüldüğünü belirten Eroğlu, şeker hastalığının göz kaslarında felce yol açabileceğine, bu durumda da hastanın gözünde kayma ve çift görme gibi sorunların olabileceğinin vurguladı. Dikkat edilmezse körlüğe yol açıyor Şeker hastalığının en önemli riski, retina adı verilen sinir tabakasının tutulumu. Bu duruma "Diyabetik Retinopati" deniliyor ve körlüğe yol açıyor. Üstelik, oranda hayli yüksek. Tip 1 diyabet yüzde 40, tip 2 diyabet ise yüzde 20 oranında körlükle sonuçlanabiliyor. Tedavisi mümkün Başlangıçta yılda bir, ileri seviyelerde ise her 6 ayda bir düzenli muayene ile göz sağlığının korunabileceğini belirten, Eroğlu, gözde kanama başladığında ise daha sık aralıklarla göz muayenesinin gerekliliğini belirtti. Kontrollerde, göz rahatsızlıkları erken teşhis ediliyor ve duruma göre laser veya ilaç tedavisi uygulanıyor. Laser tedavisi uyutulmadan, iğne yapılmadan 10-15 dakikalık seanslarda yapılıyor. Tahribat, ileri boyutlara geldiğinde ise ameliyat gerekebiliyor. Laser teknolojisi, ameliyatlarda da kullanılıyor. Kaynak
  4. Robot bacaklar felçlileri yürütüyor Berkeley Bionics adlı şirket, tekerlekli sandalyedekilere umut vaadediyor. Koşmak veya yürürken sevgilimize sarılmak günlük yaşamın basit aktiviteleri olsa da bir grup insan için hayalin ötesine geçemiyor. Berkeley Bionics adlı şirket, üzerinde çalıştığı son teknoloji ürünü robot-bacak sistemiyle bu sorunun üstesinden gelmeyi planlıyor. Şirketin geliştirmiş olduğu e-Legs (e-Bacaklar) adlı sistem robotik bir dış iskelet olarak düşünülebilir. Aküyle çalışan ve yapay zekaya sahip sistem, pek uzak olmayan bir gelecekte hareket engelli kişilere özgürlüklerini kazandıracak. Yaklaşık 20 kiloluk bir ağırlığa sahip olan karbon-fiber yapılı iskeletin üzerindeki algılayıcılar, kişinin sırtında taşıdığı bir çanta içindeki kontrol birimine konumlarını bildiriyorlar. Kontrol birimi de gerçekçi bir yürüyüş için hangi eklemleri kıvırmaları gerektiğini onlara geri bildiriyor. Kullanıcı kıyafete, elindeki iki yüksek teknolojili kol değneğini kullanarak emir veriyor. Değnekler üzerine uygulanan basıncı yorumlayarak kalkması, oturması veya ne şekilde hareket etmesi gerektiğini anlıyor. Kaynak
  5. Türkiye’nin 3. büyüğü oldular Eğitilebilir ve öğretilebilir zihinsel engellilere eğitim ve iş imkanı sağlayan İzmir İş Okulu ve Karşıyaka İş Eğitim Merkezi, Türkiye'nin üçüncü kurşun kalem üreticisi olmayı başardı Eğitilebilir ve öğretilebilir zihinsel engellilere eğitim, iş ve gelir imkanı sağlayan Örnekköy'deki İzmir İş Okulu ve Karşıyaka İş Eğitim Merkezi, dünya standartlarında hizmet veriyor, burada eğitim gören engelliler de dünya standardında üretim yapıyor. 16 yaş üzeri zihinsel engelli gençlere mesleki eğitimin verildiği merkez, Türkiye'nin üçüncü kurşun kalem üreticisi olmayı başardı. Mobilya, mum, galoş, kağıt palet ve kağıt havlu makinası üreten merkez, önümüzdeki günlerde Karşıyaka'da ürünlerini satacağı bir mağaza ve engelli gençlerin çalışacağı bir kafeterya hizmete açacak. Merkez, son olarak bağlı olduğu İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 95 bin liralık mobilya ihalesini kazanırken, burada üretim sürecini gerçekleştiren gençlerin ürünlerinin satışıyla elde edilen ciro yıllık 250 bin liraya ulaştı. Üretim yapan engelli gençlere merkezin sağladığı karın yüzde 80'i dağıtılıyor. Gençler döner sermayeden aylık 250 lira ile 500 lira arasında gelir elde ediyor. Bu maaş, gençlere ve ailelerine çok büyük moral veriyor. ÖRNEK KURULUŞ 270 zihinsel engelli gencin mesleki eğitim gördüğü İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu, Türkiye'nin örnek kuruluşlarından birisi oldu. Örnekköy'deki yeni binasına taşındıktan imalat ağını genişleten merkez, Faber ve Fatih Kalemcilik'ten sonra Türkiye'nin üçüncü büyük kurşun kalem üreticisi oldu. Merkez, bir süredir dünya devi IKEA'nın Türkiye mağazalarına aylık ortalama 100 bin kalem üretiyor. Ayrıca engelli gençler, Karşıyaka Belediyesi başta olmak üzere pek çok kamu ve özel kuruluşun kullandığı ve dağıttığı kurşun kalemlerin de tedarikçisi haline geldi. İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu, son olarak bağlı olduğu İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 95 bin liralık mobilya ihalesini kazandı. Bu ihale kapsamında bilgisayar masası, sehpa ve çerçeve takımı üreten merkezdeki gençler, eğitmenlerinin desteğiyle naylon poşet, kağıt palet ve kağıt havlu makinesi imalatı da başlattı. YENİ PROJELER Modern atölyeleri ile bir fabrikayı andıran merkezde 70 öğretmen görev yapıyor. Burada zihinsel engelli öğrencilere okuma-yazmayı da barındıran kavram eğitimi, dil terapisi eğitimi ve anne-babalarının vefat etmeleri durumunda hayatlarını yalnız olarak sürdürmelerini sağlayacak ev ekonomisi ve ev idaresi eğitimi veriliyor. İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu, imal ettikleri ürünlerin satışını yapmak üzere Karşıyaka'da kiralık mağaza arıyor. Karşıyaka Belediyesi'nin destek verdiği merkez ayrıca, engelli gençlerin çalıştığı bir de kafeterya açacak. Diğer taraftan bünyesinde tarım atölyesi de kuran merkez, binasının bahçesine bir sera ve meyve bahçesi yapacak. İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu Müdürü Oktay Serin, Avrupa standartlarını aştıklarını ve dünya standartlarında bir kuruluş olduklarını söyledi. 100 genç sıra bekliyor Zihinsel engelli gençlere istihdam imkanı veren devlete bağlı tek kuruluş olan İzmir İş Eğitim Merkezi ve Karşıyaka İş Okulu'nda 270 öğrenci eğitim görüyor. Bu merkeze girebilmek içinse 100 engelli genç sırada bekliyor. Merkeze kayıt olan gençlerin ailelerinden ücret alınmıyor. Kaynak
  6. Yaşama ayaklarıyla tutundu Kocaeli'de doğuştan kolları olmayan 31 yaşındaki Ahmet Kıtır, yemek yemeden saç taramaya, kalem tutmaktan bilgisayar kullanmaya kadar birçok işini ayaklarıyla yapabiliyor. Kıtır, İzmit'teki Kozluk Mahallesi'nde bulunan evinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğuştan iki kolu olmadığı için hiçbir zaman hayata küsmediğini, ayakta kalarak mücadele ettiğini söyledi. Çevresindeki engellilerin genellikle yaşamdan uzak olduklarını ancak kendisinin yaşama sevincini hiçbir zaman kaybetmediğini dile getiren Kıtır, ayaklarını el gibi kullanmayı öğrenebilmek için geçmişte günde 2-3 saat çalıştığını ifade etti. Günlük hayattaki sağlıklı bir kişinin yapması gereken birçok işi kendisinin ayaklarıyla halledebildiğini vurgulayan Kıtır, ''Ayaklarımla Yemek yiyor, gazete okuyabiliyor, su içip, televizyon ve kapıyı açıp katabiliyorum. Kalemle de yazı yazabiliyorum, bilgisayar kullanabiliyorum. Bacaklarım benim kolum oldu'' diye konuştu. Çocukluğundan beri şarkı söylemeyi çok sevdiğini ifade eden Kıtır, ''Hayattan kopmamak için şarkı söyleme alışkanlığı kazandım. Kendi bestelerim, hatta hazırladığım bir CD var. Engelli gecelerinde sahneye çıkıyorum, bazı sanatçılarla birlikte sahne alıyorum. En büyük hobim şarkı söylemek. En büyük hayalim de Seda Sayan'ın programına çıkaran onunla şarkı söylemek'' şeklinde konuştu. Yaklaşık 6 yıl önce telefonla yanlış arama yapması sonucu eşiyle tanıştığını dile getiren Kıtır, şöyle devam etti: ''Bir gün yanlış numara çevirdim, eşimin annesi açtı telefonu, 'kusura bakmayın, yanlış oldu' dedim kapattım. Daha sonra eşim aradığım numarayı aradı, kim olduğumu sordu. O sayede tanıştık. Bir süre telefon görüşmesi yaptık. Kendisine engelli olduğumu söyledim. Her engelli sağlam bir kişiyle evlenemez. O da 'Olsun, ben senin yüreğine vuruldum' dedi. Telefonla şarkılarımı da dinlettim. Sonrasında aileme söyledim ve istemeye Eskişehir'e gittik. Daha sonra da evlendik.'' Engellilerden hayata olumlu bakmalarını, yaşama sevinçlerini kaybetmemelerini isteyen Kıtır, ''İnsanlara hizmet etmek için hayata geldiğimize inanıyorum. Hiç bir zaman odalarına kapanıp ağlamasınlar. 'Niye engelli oldum' demesinler. Bunu dert etmesinler, insan içine çıkıp 'Bu hayatta ben de varım, ben de bir şeyler yapabiliyorum' desinler. Ben engellime kapı açmak, cesaret vermek için sahneye çıkıyorum'' diye konuştu. Kıtır, ailesinde tek engellinin kendisi olduğunu tedavi olmak için birçok hastaneye gittiğini ve araştırma yaptığını ancak tedavisinin mümkün olmadığını dile getirdi. Omuzlarında eklem yeri olmadığı için kol nakli yapılamadığını ifade eden Kıtır, ''Yapılsa bile çok riskli, beyinden damar alınıp kollara nakledilecek. Hayatta kalıp kalmama riskim var. Bu nedenle vazgeçtik. Zaten benim en büyük yardımcım eşim, benim kollarım o'' dedi. -AİLESİ EN BÜYÜK DESTEĞİ VERDİ- Yaşamı boyunca en büyük desteği ailesinden gördüğünü vurgulayan Kıtır, onların sayesinde ayakta kaldığını belirterek, ''Bazı engelliler aileleri tarafından dışlanıyor ama benim ailem beni hiçbir zaman dışlamadı. Dünyaya engelli geldiysek bu bizim suçumuz değil ki'' sözlerini kaydetti. Koyu bir taraftarı olduğunu Beşiktaş'ın maçlarını hiç kaçırmadığını da söyleyen Kıtır, ''Bu sene Avrupa'da başarılıyız, inşallah devamı gelir Porto'yu yeneriz. Türkiye liginde de artık şampiyon olalım. Quarezma ve Guti'yi aldığımızda ben çok sevindim, inşallah bir yıldız daha alırız'' şeklinde konuştu. Ahmet Kıtır, maçlar çok kalabalık olduğundan girmekte zorlanacağını bu nedenle Beşiktaş'ın antrenmanlarına katılıp futbolcularla tanışarak fotoğraf çektirmeyi çok istediğini söyledi. -EŞİ NURCAN KITIR- Eşi Nurcan Kıtır ise çok sevdiği eşinin kolu olmaya, ölene kadar ona hizmet etmeye devam edeceğini ifade ederek, ''Ahmet'i engelli olarak görmedim. Yüreğini sevdim, gözlerine aşık oldum. Hiç bir şeyde, parada, pulda gözüm yok. Allah'a şükür aç değiliz, eşimin ailesi bize bakıyor ve her zaman onlarla gurur duyuyorum'' diye konuştu. Geçen yıl strese bağlı olarak sol tarafımını felç olduğunu fark ettiğini ifade eden Kıtır, ''Felci atlattım, ancak beynimde tümör olduğunu öğrendik. Eskişehir'de ameliyat oldum, kontroller devam ediyor. İnşallah bunu da yenersem küçük çocukları sevindireceğim'' dedi. Babası Muhsin Kıtır, oğluna küçüklüğünden beri çok iyi baktığını, hiçbir istediğini geri çevirmediğini vurgulayarak, ''Engelli çocuğu olan aileler kesinlikle kınamasın, çocuklarını el üstünde tutsun. Hiç bir zaman hayata küsmesin, dimdik ayakta kalsınlar'' diye konuştu. Kaynak
  7. İnternet siteleri yakın takibe alınıyor; zararlı sitelere girenler 'logo' ile uyarılacakUlaştırma Bakanlığı, RTÜK bünyesinde yer alan "İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı" benzeri bir uygulamayı internet konusunda hayata geçirmek için kolları sıvadı. Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile birlikte yürütülen çalışma ile sivil toplum örgütlerinden oluşan bir portal oluşturulacak. Bu portala giren ebeveynler, çocukların girmek istediği site hakkında televizyonlarda olduğu gibi uyarıcı logolarla bilgilendirilecek. Portalda, çocukların yaş gruplarına göre de siteler sınıflandırılacak. Ulaştırma Bakanlığı'nın yakın zamanda uygulamayı düşündüğü proje, özellikle çocukları 'oyun' adı altında kumar ve bahis gibi kötü yollara sürükleyen siteleri yakın markaja alıyor. Proje ile oyun sitelerine, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) televizyonlar için uyguladığı gibi kullanıcılar için uyarıcı bilgi verme yükümlülüğü getiriliyor. Buna göre bir oyun sitesine girildiğinde oyunla ilgili yaş grubu sınırlaması (6-8 yaş ya da 9-12 yaş gibi) ekrana gelecek. Ekranda aynı zamanda oyunun içeriğine ilişkin açıklama yer alacak. Oyunun şiddet içermesi halinde uyarıcı logoyla kullanıcı uyarılacak. BTK kaynakları, uygulamanın süratle hayata geçirileceğini belirtiyor. Ulaştırma Bakanı'nın hassas olduğu projeyle yakından ilgilendiği ifade ediliyor. BTK kaynakları, sitenin çocukların ruhsal ve bedensel sağlığının korunması için önemli olduğunun altını çiziyor. ZAMAN
  8. Küçük kız ışığa kavuştu Manisa'da göz sinirleri gelişmediği için doğuştan görme engelli olan 2 yaşındaki Sude Çakır, uygulanan ozon tedavisi sayesinde yeniden görmeye başladı. Alınan bilgiye göre optik sinir hipoplezi hastası olan Sude Çakır, görme engelli olarak dünyaya geldi. 2 yaşına kadar ışığı hiç göremeyen minik Sude, göz sinirlerinin gelişmesi için uygulanan ozon tedavisine cevap verdi ve az da olsa görmeye başladı. AA muhabirinin görüştüğü Manisa'daki bir Tıp Merkezinin ozon tedavisi uzmanı Dr. Gülnare Önder, 1.5 ay önce tedaviye başladıklarını, o zamanlarda 22 aylık bebeğin az gelişmiş olduğunu, 10 aylık görünümünde olduğunu anlattı. 10 seanslık ozon tedavisinin ardından göz sinirlerinin geliştiğini, çocuğun kilo almaya da başladığını ifade eden Dr. Önder, şu bilgileri verdi: ''Ozon tedavisinin başlamasıyla 5 haftada çocuğun boyu uzadı, kilo aldı ve kendine gelmeye başladı. Tedavi sonucunda göz sinirleri düzelmeye başladı. Hiç göremeyen minik kızımız artık az da olsa görüyor. Tedavi seanslarımız devam edecek. Tedavide kullandığımız ozon, vücuttaki hücreleri aktif duruma getiriyor. Özellikle yemeyen, içmeyen çocukların gelişiminde önemli. Ozon bütün vücudu harekete geçirerek, yeni hücre yapımını sağlıyor. Minik Sude'nin de bu şekilde tedaviye cevap vererek görmeye başlaması bizi son derece mutlu etti.'' -AİLE ÇOK MUTLU- Sude'nin babası Fatih Çakır, Sude'yi doğumundan itibaren bir çok doktora götürdüklerini belirterek, özellikle bazı göz doktorlarının, Sude'nin bir daha göremeyeceğini söylediğini, bunun kendilerini çok üzdüğünü kaydetti. Yılmadan çocuğun sorununa çare aradıklarını dile getiren baba Çakır, haftada iki gün ozon tedavisine geldiklerini anlattı. Daha önce göremediği için yürüyemeyen Sude'nin şimdi elinden tutulduğunda yürüdüğünü, istediği eşyaları kendisinin alabildiğini belirten Çakır, duygularını şöyle ifade etti: ''Sude'nin hastalığı nedeniyle çok üzüldük. Ancak yılmadık. Bizim gibi çocuklarında sorun olan ailelere kesinlikle pes etmesin. Çare aramaya devam etsin. Doktorlar önce çocuğun hiç görme şansı olmadığını söylediler. Tavsiye üzerine başladığımız ozon tedavisi sonrasında yine aynı doktorlar, göz sinirlerinin geliştiğini ve böyle giderse normal görebileceğini belirttiler. Kızımızın görmeye başlaması bizi çok mutlu etti. Yürüyebiliyor, oyuncaklarını kendi alıyor. Böyle giderse engelsiz çocuklar gibi okula gidebilecek.'' Anne Meliha Çıkar da kızının görmesinin kendisi için tarif edilemez bir mutluluk olduğunu söyledi. -OZON TEDAVİSİ NEDİR?- Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir kimyasal bileşiktir ve atmosferde genelde iki atomlu bulunan normal atmosferik oksijene nazaran çok daha yüksek enerji taşıyan bir yapıya sahiptir. Çok güçlü okside etme özelliği vardır. Etkin bir dezenfektasyon maddesidir. Etkin dezenfektasyon özelliği sayesinde tüm dünyada içme sularındaki mikropları öldürmek amacıyla arıtma tesislerinde güvenle kullanılmaktadır. Medikal ozon daima saf ozon ve saf oksijenin karışımı şeklinde kullanılır. Ozon terapisti, ozon terapi konusunda eğitimli bir doktordur ve hastanın durumuna göre hastanın alacağı komple dozu belirler. Kan dolaşımını artırma yeteneği nedeniyle dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde kullanılır ve organik fonksiyonların yeniden canlandırılması, ozonu çok değerli kılar. Düşük dozlarda kullanıldığında, vücudun direncini artırır, bağışıklık sistemini aktive eder. Seçici özellikleri sayesinde medikal ozon 4 temel alanda kullanılmaktadır. Dolaşım bozukluklarının tedavisi ve geriatride, virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde, zor iyileşen enfekte yaralarda, kanser tedavisinde ilave ya da tamamlayıcı olarak ozon kullanılır. Kaynak
  9. Kocaeli'de Evde Sağlık Hizmeti Yatalak, Engelli ve Eve Bağımlı Hastaların Sağlık Hizmetlerine Ulaşmasının Kolaylaştırılması Amacıyla Kocaeli'de Evde Sağlık Hizmeti Uygulaması Başlatıldı Kocaeli Valisi Ercan Topaca, 'Tahminimize göre, Kocaeli genelinde yaklaşık 5 bin evde sağlık hizmeti alması gereken hasta var' dedi. Derince ve Körfez ilçelerinde Evde Sağlık Hizmeti uygulamasından faydalanan hastaları ziyaret eden Topaca, ilk ziyaretini Derince ilçesi İbn-i Sina Mahallesi Güngör Sokak'ta ikamet eden, 4 aydır yatalak olan, parkinson, kalp yetmezliği, prostat ve alzheimer hastası 80 yaşındaki Osman Yücel'e yaptı. Derince Kaymakamı Cengiz Cantürk, İl Sağlık Müdürü Hasan Aydınlık, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Zekeriya İlçe ile yaptığı ziyarette konuşan Vali Topaca, ülke genelinde yıl sonuna kadar yaygınlaştırılması planlanan uygulamanın Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesince başlatıldığını, önümüzdeki ay Kocaeli'de 10 hastane kanalıyla bu hizmetin tüm ilçelerde verilmesinin planlandığını söyledi. Topaca, kendisine bakamayacak derecede rahatsızlığı, engeli olan, hastaneye gelemeyecek durumda olan hastaların evinde sağlık hizmeti uygulaması kapsamında olduğunu belirterek, uygulamayı yerinde görmek, nasıl olacağını kamu oyuyla paylaşmak istediklerini kaydetti. Topaca, şöyle konuştu: 'Öncelikle tespit yapılacak. Tahminimize göre, Kocaeli genelinde yaklaşık 5 bin evde sağlık hizmeti alması gereken hasta var. Yalnızca sağlık hizmeti değil, bakım hizmetlerini de yapacağız. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yaklaşık bin 500 kişiye Evde Bakım Hizmeti veriyor, biz de Büyükşehir Belediyesiyle koordineli olarak tahmin edilen 5 bin kişiye evde bakım hizmeti vereceğiz. Bunun yanı sıra bu hastalarla evde ilgilenen yakınlarına da eğitim hizmeti verilecek. Mesai saatlerinde hastanelerimizde doktor, hasta bakıcı ve hemşireden oluşan ekiplerimiz, mesai saati dışında da 112 Acil Servis ekiplerince bu hizmetler verilecek. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir, kendisine bakamayacak, sağlık hizmeti hastaneye taşınarak verilemeyecek durumda engelli ya da hasta vatandaşlarımıza evinde 1. ve 2. basamak sağlık hizmeti verilecek. Ekiplerimizi oluşturuyoruz, bununla ilgili İl Sağlık Müdürlüğünde birimimiz kuruldu, bu tür hastalar hızlı bir şekilde tespit edilecek, kayıtları tutulacak ve belirlenecek program dahilinde bu hizmet verilecek. Yıl sonuna kadar Kocaeli'de tüm hastalara ulaşabilecek bir yapının kurulacağını tahmin ediyoruz.' Topaca, bu kapsama giren vatandaşların müracaat etmesini, ancak gereksiz başvurulardan kaçınılmasını isteyerek, gereksiz başvuruların sistemin oturmasını geciktirebileceği endişesi taşıdıklarını sözlerine ekledi. İl Sağlık Müdürü Hasan Aydınlık ise yatalak, yakınlarından özellikle sağlıkla ilgili hizmetleri göremeyen, sondayla beslenen, Termal dönemdeki bazı kanser hastaları, felçli, yatak yarası, diyabete bağlı yaraları olan hastaların Evde Sağlık Hizmetinden faydalanabileceğini, yara bakımı, periyodik muayene, ilaç yazdırılması gibi hizmetlerin de kapsama girdiğini kaydetti. Aydınlık, bu kriterleri taşımayan hastaların ise Aile Hekimliği uygulamasına yönlendirileceğini dile getirdi. Evde Sağlık Hizmetinden faydalanmak isteyenlerin Sağlık Müdürlüğü bünyesinde bulunan koordinasyon merkezine 3330035 numaralı telefonu arayarak bilgi alabileceği ve başvurabileceği, bu kapsamdaki hastalara evde bakım süresince gerekli olabilecek hasta yatağı, oksijen tüpü, havalı yatak gibi malzemelerin tedavi sonrasında geri alınmak şartıyla temin edileceği bildirildi. Vali Topaca ve beraberindekiler, Körfez ilçesi Fatih Mahallesinde, 7 yaşından beri yatalak olan kas hastalığı bulunan 17 yaşındaki İsmail Çalışkan'ı ziyaret etti. (TE-NEC-NÖZ) - KOCAELİ (Anadolu Ajansı)
  10. Pamukkale Özellere Kucak Açtı Pamukkale Üniversitesi - TÖSSED işbirliği ile düzenlenen Özel Olimpiyatlar'da yarışacak sporculara Denizli halkından büyük destek. Türkiye Özel Sporcular Derneği (TÖSSED) ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından ortaklaşa düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Özel Olimpiyat Oyunları, Denizli’de kortej yürüyüşü ile başladı. Denizli’de zihinsel ve bedensel engelli öğrencilerin katılımıyla Candoğan Parkı’ndan Delikliçınar Meydanı’na kadar yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan Özel Olimpiyat Oyunları, belediye önündeki meydanda yapılan açılış konuşması ile devam etti. Açılış konuşmasını yapan Denizli Belediye Başkanı Yardımcısı Osman Zolan, bu yıl ikincisini yaptıkları bu olimpiyata katkı sağlayan başta Türkiye Özel Sporcular Derneği olmak üzere üniversiteye teşekkür ederek, "Geçen sene gerçekten güzel bir olimpiyat olmuştu. Sizler ne kadar becerikli olduğunuzu ve ne kadar başarılı olduğunuzu bize açık şekilde gösterdiniz" dedi. Zolan, sporcuların kendileri için çok özel olduğuna da dikkat çekip, "Sizler bizim göz bebeğimizsiniz. Onun için bir ülke olarak, bir şehir olarak biz yaşlılarımıza, engellilerimize ne kadar sahip çıkıyorsak, onlara ne kadar becerilerini ortaya koyma fırsatı veriyorsak o şehir, o ülke o kadar modern ve çağdaş bir ülkedir. Denizli olarak başta Denizli Belediyesi Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Pamukkale Üniversitemiz ve tüm kurumlarımız bu konuda en ince hassasiyetini göstermektedir" dedi. PAÜ Spor Bilimleri Teknolojisi Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Emre Erol ise gazetecilere yaptığı açıklamada, futbol, basketbol, voleybol, yüzme ve atletizm dallarında gerçekleştirilecek oyunlara, başta Denizli olmak üzere İzmir, Aydın, Muğla, Isparta, Burdur ve Antalya’dan gelen 220 zihinsel engelli sporcunun katıldığını bildirdi. Etkinliklerin Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda devam edeceğini söyleyen Erol, 2011 yılında Türkiye Şampiyonası’na talip olduklarını ifade ederek, okullarda eğitim gören öğrencilerin müsabakalarının cumartesi günü de süreceğini kaydetti. Konuşmalardan sonra mikrofonu kapan engelli bir öğrenci, vatandaşları yarışmalara davet etti, görevliler, öğrencinin elinden mikrofonu almakta güçlük çekti. Burdur’dan olimpiyatlara katılmak üzere gelen Oktay Erol, "Ben yüzücüyüm, yüzmek için geldim" dedi. Burdur Özürlüler Derneği İlköğretim Okulu ve İş Okulu’ndan Beden Eğitimi Öğretmeni Serpil Doğantepe de yüzmede, atletizmde ve voleybolda oyunlara katıldıklarını belirterek, "İnşallah başarılı olacağız. Öğrencilerime sonuna kadar güveniyorum" şeklinde konuştu. TÖSSED ve PAÜ işbirliğiyle düzenlenen, zihinsel ve bedensel engelli çocukların spor yolu ile topluma kazandırılması amaçlanan özel olimpiyatlara, engelli okulları ile iş okullarına devam eden öğrenciler katılıyor. Bu arada, Türkiye Özel Sporcular Derneği (TÖSSED) Onursal Başkanı Dilek Sabancı’nın yurt dışında olduğu için törenlere katılamadığı bildirildi. Kaynak
  11. Türkiye'ye Örnek Proje...

    Türkiye'ye Örnek Proje Konya'daki Engelli ve Özürlü Öğrencilerin Avrupa'ya Giderek, Avrupa Birliği Ülkelerindeki Engelli Öğrencilerle Kaynaşma Programına Katılacakları Bildirildi. Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'na sunulan uyum projeleri kapsamında, Konya'daki engelli ve özürlü öğrencilerin Avrupa'ya giderek, Avrupa Birliği ülkelerindeki engelli öğrencilerle kaynaşma programına katılacakları bildirildi. Konya'daki, Türkiye'de uygulamalı eğitim veren okul olma özelliğini taşıyan engelli okulunda inceleme yapan Alman öğretmen heyetinin, engelli öğrencilerin sazlı sözlü eğitim görmelerinden etkilendikleri belirtildi. Uyum projesi kapsamında, Konya'da farklı okullarda eğitim gören engelli öğrencilerin Avrupa'nın farklı ülkelerine gidebilecekleri, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen diğer engelli öğrencilerin velileriyle buluşabilecekleri kaydedildi. Avrupa ülkelerinde, Türkiye'den giden engelli öğrencilerin rehabilitasyon merkezlerini, rehberlik araştırma merkezlerini ve özürlü bakım evlerini de ziyaret edebilecekleri iletildi. Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, yaptığı yazılı açıklamada, engelli öğrencilerinde normal çocuklar gibi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Engelli öğrencilerin de normal öğrenciler gibi yeteneklerinin olduğunu vurgulayan Şahin, açıklamasında şunları kaydetti: 'Bu tür çocukların toplumla kaynaştırılması gerekiyor. Bu çocuklarımız da hayat dolu ve eğitim sayesinde normal çocuklar gibi toplumla iç içe olabilecekler. O nedenle bu çocukların gerekli ilgi ve hassasiyetle topluma kazandırılması gerekiyor.' (FTA-MRS-ÜNS) - KONYA (Anadolu Ajansı)
  12. Bursa Sağlık Müdürlüğü, Evde Bakım Hizmeti Vermeye Başladı Bursa Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, Sağlık Bakanlığı'nın yıl sonuna kadar tüm Türkiye'de yaygınlaştırmayı planladığı 'evde sağlık hizmetleri' konusunda Bu tür bir sosyal projeye ihtiyaç duyulduğunu belirten Dr. Akan, evde bakım hizmetinin ağırlıklı olarak ağır özürlü ve yatağa bağımlı kişilerin tedavisini amaçladığını ifade etti. Yatalak olması nedeniyle hastaneye gidemeyen vatandaşlara büyük bir kolaylık sağlayacak olan evde bakım hizmetinin en iyi şekilde uygulanabilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Akan, Bursa Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin hizmet vermeye başladığını, sistemin yıl sonuna kadar tamamen oturacağını açıkladı. Akan, hizmetin nasıl verileceği ile ilgili şu bilgileri verdi: "Aile hekimlerimiz, ağır özürlü olan ya da yatağa bağımlı olan hastaları tespit etmektedir. Kendisine ulaşılamayan vatandaşlarımız ise Sağlık Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğumuz 'Koordinasyon Merkezi'ne ulaşıp durumlarını iletecek. Vatandaşlarımız 222 96 86 ve 222 96 90 numaralı telefonlardan bu merkeze ulaşabilir. Koordinasyon merkezindeki arkadaşlarımız, vakaları değerlendirerek adrese yakın bir ekibi yönlendirecek. Ekiplerimiz, hastaya önceden teşhis konulduysa ilgili aile hekimine veya toplum sağlığı merkezine yönlendirecek. Önceden teşhis konulmamış ise ekiplerimiz hastayı yatağından alarak nakil aracımızla hastaneye götürecek, uzman hekimlerimiz tarafından gerekli tetkikler yapılacak. Bu hastalarımızın tedavileri daha sonra evlerinde sürdürülecek." Önümüzdeki aylarda 444'lü hattın faaliyete geçeceğini de hatırlatan Akan, her ilden bu numara arandığında, o ildeki koordinasyon merkezinin düşeceğini ifade etti. Akan, vatandaşların bu hattı arayabildiği gibi, aile hekimine veya hastaneye de başvurabileceğini dile getirdi. "Önemli olan hizmetlerin halkın ayağına götürülmesidir." diyen Akan, aile hekimliğinde olduğu gibi bu hizmeti de en iyi veren illerden biri olacaklarını dile getirdi. Akan, evde bakım hizmetinin mesai saatleri olan saat 08.00 ile 17.00 arasında ücretsiz olarak verileceğini söyledi. kaynak:haber5
  13. "Engellilerin oy kullanmasında fiziki engeller var" Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), gerekli düzenlemeleri yapmasını ve engellilerin oy kullanmasının önündeki fiziki engellerin ortadan kaldırılmasını istedi. AA Ankara- Çelebi, 15 Ekim Dünya Görme Engelliler Beyaz Baston Güvenlik Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de engellilerle ilgili diğer önemli günlerde olduğu gibi bu günün de anlam ve içeriğine uygun olarak değerlendirilmediğini ileri sürdü. Engelliliğin bütün bir toplumun sorunu olduğunu, başta yasama ve yürütme organları ile yerel yönetimler olmak üzere engellilerin sorunlarına el ele verilerek ortak çözümler üretilmesi gerektiğini kaydeden Çelebi, Türkiye'de 9 milyonu aşkın engelli vatandaş bulunduğunu, bu rakama her gün, yenilerinin eklendiğini ifade etti. Her gün iş kazalarında ortalama 7 kişinin, trafik kazalarında da 14 kişinin kalıcı olarak sakatlandığını bildiren Çelebi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''Türkiye Sakatlar Konfederasyonu olarak öncelikle Yüksek Seçim Kurulunun, engellilerin en demokratik haklarının başında gelen seçme haklarını özgürce, yardım almadan kullanabilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmasını ve önümüzdeki genel seçimde özürlülerin oy kullanma haklarının önündeki fiziki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Ayrıca, Anayasanın 65. maddesinin derhal kaldırılmasını, engellilerle ilgili alınacak bütün kararlarda, yapılacak yasal düzenlemelerde mutlaka engelli sivil toplum kuruluşlarından görüş alınmasını istiyoruz.''
  14. Darıca'da engellilere özel kurs kayıtları devam ediyor Darıca'da engellilere özel kurs 13 Ekim 2010 Çarşamba 13:42 Darıca'da engelli vatandaşlar kendilerine özel hazırlanan ortamlarda sanattan bilgisayara farklı dallarda eğitim imkanına kavuştu. Darıca Belediyesi Engelliler Merkezi bünyesinde ücretsiz olarak düzenlenecek bilgisayar, el sanatları ve enstrüman (saz,keman, kanun,ney) kursları için kayıtlar başladı. Kurs sonunda yapılacak sınavları başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifika verilecek. Kurslarla ilgili bilgi almak isteyen ve kayıt yaptırmak isteyen vatandaşlar 262 745 55 66 nolu telefonu arayarak bilgi alabilirler. İbternet_Haber
  15. Onur Şan - Fincanlım

  16. Tarık - Of Deli Gönül...

  17. Suat Suna ( Yalan Değil )

  18. Ya Aşk Ağlarsa

    Ya Aşk Ağlarsa Masumdur gözden akan gözyaşları, Dayanmaz sensiz sessiz feryatları. Solar yüreğimde sevda umutları, Dayanmaz yürek ya aşk yakarsa. ********************************** ********************************** Gönülde bırakır derin bir acı, Tabibler bulamaz bu derde ilacı. Hep aşk için gülle bülbülün kavgası, Ummana döner yürek ya aşk yakarsa. ************************************ ************************************ Sen gidersen umudum gider ağlarım, Sen gidersen gururum gider yanarım. Yaralı ceylan bakışlarım yaralı kalır, Masal biter yürekte ya aşk ağlarsa. ************************************** ************************************** Nihal Uman.... </H1>
  19. Bir Mavi Kuş Kainat...

    Bir Mavi Kuş Kainat İçine yatırdığın gül mü genzini yakan Nedir bu asılsız fiyakan Tunçtan acılarla ağırlaşırken yüreğin Nasıl uçtuğunu anlayamazsın kelebeğin Ve gülümsediğini bir bebeğin Sen çok ıslandın biliyorum Bu yüzden anlayamadın ördek neden suda Bütün korkuları ağırlarken için Kurt ulur, köpek havlar, niçin Asla anlayamazsın Gagasında mektup taşıyan kuş görmedin Özlem nedir ve nedir ırak bilemezsin Servilere dolanan sarmaşığı Karanlığı yaran ışığı bilemezsin Sen hiç ama olmadın Demir dağlar düşledin ve ateş Sen pamuktan dağlar görmedin Kardelenlerin kırıklığını İçin titremedi hiç Çakılı kalırken yerinde Yol ve yokuş Rüzgar ve kanat Bir mavi kuş kainat Bilemezsin Tuz ve buz Bir ömür susuz Aslında yokuz Nereden bileceksin Hayrettin Yazıcı....
  20. Zaman Dursa...

    Zaman Dursa Ey sevgili gel benle, senle göklere uçup Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak Yağmurda ıslak tenle, bedenimiz kavuşup Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Gökten inmesek yere, aşkımızı haykırsak Sanki akan bir dere, sevdamızı bağırsak Göğsümüz gere gere, türkümüzü çığırsak Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Tek bedende uçup da, konsak daldan her dala Her çiçeğe konup da, tatsak baldan her bala At binip kuşanıp da, koşsak naldan dört nala Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Ağaca yuva kursak, yaprak hışırtısıyla Baş başa hayal kursak, kuşlar gıcırtısıyla Yeni bir dünya kursak, çocuk bıcırtısıyla Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Sabah hiç olmasa da, bu gece hiç bitmese Vakit hiç dolmasa da, karanlık hiç gitmese Bu yüz hiç solmasa da, beni pişman etmese Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Saat tik tak etse de, güneş hızla doğuyor Kalbim tak tak atsa da, ateş beni boğuyor Zevkime zevk katsa da, yangın sanki soğuyor Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak --- Koptu sanki kıyamet, mahşer atlılarında Geldi her hal felaket, zindan katlılarında Bu iş hayra alamet, ferman kayıtlarında Zamanı durdursak da, öylece kalakalsak Ömer Doğanlı...
  21. Bu Kardeşlere Gümüşhane Hayran Gümüşhane'nin Torul ilçesinde gözleri görmediği halde inek besleyen, sebze yetiştiren iki kardeş, ilerlemiş yaşlarına ve engellerine rağmen çok çalışıp, hayatlarını sürdürüyor. Doğuştan gözleri görmeyen Kadriye Baydar (71) ile ilkokul yıllarında geçirdiği rahatsızlık sonucu görme yeteneğini kaybeden kardeşi Canfer Baydar (66), yaz aylarını ilçeye bağlı Harmancık köyünde, kış aylarını ise ilçe merkezindeki evlerinde kendi işlerini yaparak geçiriyor. Yaklaşık 20 yıl önce görme engelli olan babalarını, 13 yıl önce de kendilerine bakan annelerini kaybettikten sonra yalnız kalan Baydar kardeşler, yaz mevsiminde ilçenin Köprübaşı Mahallesi'ndeki evlerinden hayvanlarını da yanlarına alarak, araçla Harmancık köyündeki evlerine göç ediyor. Burada sağlıklı insanlar gibi her işlerini kendileri gören görme engelli kardeşler, tarlalarında fasulye, patates, marul gibi sebzeler yetiştiriyor, besledikleri ineklerin bakımlarını yapıyor. Ev işlerini abla Kadriye Baydar, bahçe ve inek bakımı işlerini Canfer Baydar, yapıyor. Zaman zaman kaymakamlıktan sosyal ve ekonomik, komşuları ve akrabalarından da iş gücü yönünden destek alsalar da Baydar kardeşler, hemen hemen her işlerini kendileri görüyor, hayatın her türlü zorluğuna birlikte göğüs geriyorlar. Sonbaharın gelmesiyle tarlalarından topladıkları ürünlerin bazılarını kış için saklayan Baydar kardeşler, ilçe merkezindeki evlerine dönmek için hazırlıklarını sürdürüyor. ''KALP GÖZÜYLE GÖRÜYORUZ'' Kadriye Baydar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, içinde bulundukları duruma alıştıklarını belirterek, ''Ev işlerini ben yapıyorum, yemek hazırlıyorum. Canfer de tarlada çalışıyor, ineğimizi ve buzağımızı meralık ve ormanlık alanda otlamaya çıkarıyor'' dedi. Kardeşiyle yardımlaşarak yaşamaya çalıştıklarını ifade eden Baydar, şöyle dedi: ''Komşularımız da zaman zaman bize yardım ediyor. Köyde en büyük korkum Canfer'in hayvanları beklemeye gittiğinde, ormanlık alanda bir çukura düşmesi ya da bir yaban hayvanının saldırısına uğraması. Bu nedenle eve dönüşünü sabırsızlıkla bekliyorum.'' Baydar, uzun yıllardır gözlerinin görmemesi nedeniyle bulundukları bölgeyi, çalıştıkları alanları adeta zihinlerine kazıdıklarını bu nedenle bir yere giderken ya da evde, tarlada çalışırken sorun yaşamadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: ''Ben ve kardeşim kalp gözüyle görüyor, çevremizdeki insanları seslerinden tanıyoruz. Bulunduğumuz bölgeyi, çalıştığımız alanları zihnimize kazıdığımız için rahatlıkla işimizi yapıp, hayatımızı sürdürüyoruz. Bu nedenle yardıma fazla ihtiyaç duymuyoruz. Mutfak tüpü ve ocak kullanmıyoruz. Yemeklerimizi soba üzerinde pişiriyorum. Canfer, odunları getiriyor, ben de sobayı yakıyorum, zaman zaman çay ile bir öğün yemeği geçiştiriyoruz, zaman zaman da alışkın olduğum yemekleri yapıyorum. Yemek yapmak, temizlik yapmak bir alışkanlık gibi sürüp gidiyor. Evin dışında işimiz olduğu zaman elimize aldığımız bir sopa ile sağı solu kontrol ederek yürüyoruz. Bu şekilde tarla işlerini de yürütüyoruz.'' ''KÖYDE BOŞ DURULMAZ, ÇALIŞMAK LAZIM'' Canfer Baydar da bu yıl bahçe işlerini tamamladığını, fasulyeleri topladığını, patatesleri çıkarttığını belirterek, şöyle konuştu: ''Artık eskisi gibi çalışamıyorum. Yaşım ilerlediği için çalışırken sık sık dinlenmek zorunda kalıyorum. Ama köyde de boş durulmaz, her zaman çalışmak lazım. Köyde mutluyuz. Biz köy yaşamına alışkınız. Yaz aylarında buraya gelmeden duramıyoruz. Bu yazı da köyümüzde geçirdik. Her şeye rağmen ablamla mutluyuz. Yaşlılık maaşımızdan başka bir gelirimiz olmadığı için sıkıntı çekiyoruz. Kaymakamlık ara sıra yardım yapıyor, fakat yardımlar yeterli olmuyor. Yeğenimiz evimizin kapısına kadar yiyeceklerimizi getiriyor. Onun çok desteğini görüyoruz.'' Torul Kaymakamı Şafak Gürçam da Baydar kardeşlere geçen yıl ev eşyası yardımında bulunduklarını belirterek, ''Kaymakamlığımız, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından zaman zaman kendilerine giyecek ve yiyecek yardımında bulunmaya devam ediyoruz'' dedi. Gümüşhane Sosyal Hizmetler İl Müdürü İdris Altuntaş, evde bakım hizmeti sunmak istedikleri Baydar kardeşlerin, kendi başlarına yaşamaya alıştıkları, bu şekilde bir yardıma ihtiyaçları olmadığını belirttiklerini ifade ederek, ''Kendilerine ayrıca bir rehabilitasyon merkezine yerleştirerek, bakımlarının yapılması imkanını da sunduk. Bu talebimizi de kabul etmediler'' diye konuştu. Haber Kaynağı:
  22. Akülü Araba İle Hayata Bağlanıyorlar... Çankırı'nın Karatekin Parkı'na gelen bedensel engelli İbrahim Çağlar, AA muhabirine, 1991 yılından beri ayaklarını kullanamadığını belirterek, akülü araba sahip olana kadar dışarı çıkamadığını anlattı. Çağlar, akülü arabası sayesinde her gün Karatekin Parkı'na geldiğini, burada hem arkadaşlarıyla sohbet ettiğini hem de ayakkabı boyayarak para kazandığını ifade etti. Çağlar, şunları kaydetti: ''Teknoloji sokağa çıkmamızı sağlayarak bizi hayata tekrar bağladı. Akülü arabalar sayesinde hem sokağa çıktık hem de sosyal hayatımızı tekrar yaşamaya başladık. Dışarıdaki hayatı tekrar görme şansını akülü arabalar sayesinde elde ettik. Bu bizim gibi eve bağlı olarak yaşamak zorunda kalanlar için önemli bir gelişme. Sanki hayatı sil baştan tekrar yaşıyoruz.'' Bedensel engelli İsmet Seven ise 2002 yılında geçirdiği felç nedeniyle yürüyemez duruma geldiğini ve o yıldan beri kullandığı akülü araba sayesinde her gün parka gelerek burada arkadaşlarıyla uzun uzun sohbet etme imkanı bulduğunu söyledi. Akülü arabanın devlet tarafından verildiği dile getiren Seven, ''Artık evden çıkıp, güneşi, kuşları izleyebiliyorum. Yağmuru bile hissetmenin güzelliğini yeniden yaşadım'' dedi. Yolların kaldırımların yapımında kendilerinin düşünülmediği ileri süren engelliler, ''İş merkezi ve büyük marketlere giremiyoruz. Tuvalet ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz bir yer yok. Bu konunun çözüme kavuşturulması için gerekli girişimlerde bulunduk'' şeklinde konuştular. Kaynak: Memlekethaber
  23. Engelliler Meclisi Kuruluyor... Şanlıurfa da bulunan tüm engelli Derneklerinin temsili ile oluşturulacak olan Meclisin kurma çalışmalarına Harran Üniversitesi Engelliler birim sorumlusu Doç. Dr. Hügen Göz, Zihinsel Engeliler Dernek Başkanı Bedih Satoğlu, Omurilik Felçliler Dernek genel başkanı Necla Akbulut Bedensel Engeliler Derneği Başkanı İbrahim Tapışık, Engelliler Spor Kulübü adına M.Veysi Fırat, Hemofili Derneği Başkanı Ali Yıldırım, Belediye Engelliler Koord. Birimi sorumlusu Hülya Kafaf, Ortopedik Engelliler Dernek Başkanı Hüseyin Şat ve İzzettin Anıkuşu katıldı. Kent Konseyi Başkanı Nihat Taş “Cuma günü saat 14.00 de toplanacak olan Genel Kurul toplantısına Kent Konseyi Meclis üyelerini ve STK temsilcilerinin katılımı bekliyoruz. Genel kurulda Engelliler Meclisinin yönetmenliğini üyelerin oylamasına sunucağız. Ayrıca Konseyimizin bugüne kadar yapmış olduğu faaliyetleri anlatacağız. Amacımız Konseyi en yüksek katılımı sağlamak. Siz basın mensupları aracılığıyla herkesi toplantıya çağırıyorum.” Dedi. Nihat Taş Engelliler Meclisini kurduktan sonra Emekliler Meclisi kurmak için çalışma başlatacaklarını söyledi. Kaynak: Sanlıurfa.com
  24. İşitme kaybına yol açan kulak kireçlenmesine çözüm Acıbadem Maslak Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Ünal, toplumda her bin kişiden 3-5'inde görülen ve "kulağımda kireçlenme var" diye anlatılan "otoskleroz" hastalığının, cerrahi müdahalede bulunulmaması halinde sosyal yaşamı etkileyen işitme kaybına yol açtığını söyledi. Prof. Dr. Ünal, "otoskleroz" hastalığının, iç kulak ve orta kulağın birleştiği yerde, üzengi kemiğ inin oturduğu bölgedeki kemiğin erimesi ile ortaya çıkan genetik geçişli ve yaşlanarak artan bir hastalık olduğunu belirtti. Erken yaşlarda başlayan kireçlenmelerde kullanılan bir ilaçla hastalığın ilerlemesinin yavaşlatıldığını ifade eden Ünal, ancak hastalığı kesin olarak ortadan kaldıran bir ilacın bulunmadığını kaydetti. Ünal, "Toplumda, her bin kişiden 3-5'inde görülen kulak kireçlenmesi, cerrahi müdahalede bulunulmaması halinde sosyal yaşamı etkileyen işitme kaybına yol açmaktadır. Genç yaşta işitme cihazı kullanmayı, ameliyatla önlemek m ümkün. Otoskleroz cerrahisinde, etkilenmiş olan hareketsiz kemikçik çıkarılarak yerine bir protez yerleştiriliyor" diye konuştu. İşitme kaybına yol açan "iletim tipi" ve "sinir tipi" olmak üzere iki tür işitme kaybının bulunduğunu vurgulayan Ünal, iletim tipinde sesin havadan kulağa geldiğini, iç kulaktaki sinire ulaşana kadarki bölgede sorun varsa görüldüğünü, sinir tipinde ise genel sesin orta kulağa ulaşmasında sorun olmadığını, ancak sinirde hasarın ortaya çıktığını anlattı. Prof. Dr. Ünal, kulaktaki kir nedeniyle oluşan tıkanıklık sesin duyulmasında sorun üretirken, parmakla kulağın kapatılmasının da aynı sonucu üretebileceğini belirtti. "Kulak zarı yırtık olabiliyor, orta kulakta örs, çekiç, ü zengi kemiklerinde kopma, kırılma, hareket engelleyici sorun oluşabiliyor. Bu kemiklerin hareketini kireçlenme engelliyor" diyen Ünal, iletim tipi kayıpların genç yaşlarda başladığını, daha çok kadınlarda görüldüğünü, tek taraflı ve ilerleyici özelliğe sahip olduğunu, cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini ifade etti. Orta kulakta, kulağa ses verince fazla ses gitmesini önleyen bir kasın bulunduğunu söyleyen Ünal, şu bilgileri verdi: "İşitme testiyle, bu kasın durumu incelenebiliyor. İletim tipi işitme kaybında, bu refleksin kaybolduğu saptanıyor. İşitme kaybı tomografi ile de tespit edilince ameliyat ediliyor. Ameliyat sadece kulak yolundan girilip, mikroskop altında yapılıyor, kesilmiyor. Üzengi kemiğinin hareketsiz parçası çıkarılıp oraya bir protez yerleştiriliyor. Hastaların yüzde 97'si tamamen normale dönüyor. Bu ameliyat, hastalığın ürettiği işitme kaybını tedavi ediyor, hastalığın sürmesi halinde sinir tipi işitme kaybına neden olabiliyor, yaşlılıkta işitme cihazı kullanılmasına yol açıyor. Kadınlarda biraz daha fazla görü lüyor, gebelikteki hormonal aktiviteyle kemikteki erime artıyor." Prof. Dr. Ünal, sinir tipi işitme kayıplarının çok deği şik nedenlerle ortaya çıkabildiğini, tek taraflı veya iki taraflı olabildiğini, bir kısmı ani başlayıp bir anda ortaya çıkarken, bir kısmının ise yavaş ilerleyebildiğini anlattı. Doğumdan itibaren, iç kulak anomalileri veya anne karnında olan hasarlar nedeniyle sinir tipi kaybın da görülebildiğini belirten Ünal, "Erken çocuklukta ilaç etkisiyle, menenjit nedeniyle kabakulak gibi sık görülen hastalıklar nedeniyle de sinir tipi işitme kayıpları olabiliyor. İki taraflı sinir tipi işitme kayıpları, kulak-burun-boğaz acildir, tedavisi hemen yapılmalıdır" dedi. kaynak
  25. Mavi Rüyam...

    Mavi Rüyam Düşlerle dolu bir rüyadaydım. Gözlerimin tutsaklığında sevdam ve ben, Entegre edilmiş bir hayat sundum aşkıma, Mavi Rüyamın en tatlı hazinesiydi o. Gökyüzünden aktı sessizliği, rüyanın en derinliğinde, Yağan yağmur kadar damla damlaydı düşünceleri, Kurtarmak istercesine batıyordum aşka. Takıldığım çocuksu düşüncelerle uyandım rüyadan. Fırsatlarla dolu bir hayata yol aldım. Gökyüzü kendi açlığını içimde sindiriyordu. Hayat boyu yol aldım yüreğimin sarnıcında Ve _________ Sen oldum Rüyamın maviliğinde, _________ Sen oldum Sevdamın derinliğinde, _________ Sen oldum aşkımın güzelliğinde... Ali Esat TAŞ.. Zaman Mürekkebin Son Damlasıdır..