07ramazan07

Egzersiz den başkası umut tacirliği...Ne kadar bol hareket edersen o kadar faydalı olur....İlk 2*3 yılda ne kazanırsan öyle devam ediyor....(Omurilik felçli isen.)......Gerisi hikaye.. Kazandıklarını kaybetme yeter...

Allah rahmet eylesin.......

Bir ömür olmasada yarım ömür ağlıyoruz..Pek gülen yoktur sanırım........... Paylaşım için saol.......

Güzel paylaşım.Emeğine sağlık........

Mecbur kalınınca yalnızlığada alışılır......Nelere alışmıyorki insan......

Antalya'da bale,Konya'da Sema.. Boş durmuyor engellilerimiz..Çalışmalarında kolaylıklar...........

Haberlerde görüntülerde izledim...Dayak atan kadar yiyen de suçlu.Adamın tezgahını dağıtmış.. Adam seyyar satıcı.Ona izin veren Bld.zabıtası suçlu....1 Zihinsel engelliyse (akıllı engelliye benziyor) onu tek başına dışarı salan aile suçlu .. 2 Zihinsel engelliye ve onun gibi dilenen her engelliye para,yiyecek v.s veren,onları hazıra alıştıran toplum suçlu...3 Engellisine sahip çıkmayan onu başıboş gezmesini hoş gören Sosyal hizmetler ve onun bağlı olduğu bakanlık suçlu.....4

Minik Engellilerin Hayatı Kolaylaşacak... Asansörlü Engelli Aracı Olarak Tasarlanan 4 Fiat Ducato, Shçek'e Verildi....... Minik Kalplerle Elele Derneği (Mika-Der) ile Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Şubesi'nin ortaklaşa hayata geçirdiği, "Esirgemeden" projesinden elde edilen gelir ile yaptırılan, asansörlü engelli aracı olarak tasarlanmış 4 adet Fiat Ducato, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) teslim edildi. Özel olarak tasarlanan araçlar İstanbul, Denizli ve Ankara'da yaşayan engelli miniklerin hizmetine sunulacak. Tofaş Genel Müdürlüğü Birmod Binası bahçesinde gerçekleştirilen teslim törenine Galatasaray Spor Kulübü Asbaşkanı Mehmet Helvacı, SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış, SHÇEK İstanbul ve Denizli İl Müdürleri, Mika-Der Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Ercan, Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Elif Türkay, araçların yaptırılması aşamasında Mika-Der'e destek olan Fiat Marka Direktörü Okan Baş katıldı. ENGELLİLERİN YAŞAMI ZOR Törende konuşan Mika-Der Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Ercan, Türkiye'nin, iyimser bir ülke olduğunu belirterek, "Türkiye enteresan bir ülkedir. Bütün vatandaşlarının engelsiz olduğunu varsayar. Bu nedenle de Türkiye'de engellilerin yaşamı son derece zordur. Engel bir çaresizliktir, ulaşamamaktır, yaşamın önüne çekilen bir settir" dedi. Mika-Der'in, SHÇEK bünyesinde yer alan çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının yaşam koşullarını iyileştirmek, orada yaşayan çocukların geleceğe daha donanımlı hazırlanmasını amaçlayan bir dernek olduğunun altını çizen Nesrin Ercan, "Ne yazık ki SHÇEK bünyesi içinde yer alan engelli çocuklarımız en doğal hakları elinden alınmış çocuklardır. Bu kapsamda Mika-Der 16 ilde çalışmalarını tamamlamış, 2'si açılmış 3'ü hazırlanmakta olan açılmış 5 çocuk evinin de organizasyonunu yapmış bir dernektir. Ne yazık ki, Mika-Der'in SHÇEK bünyesi içindeki engelli çocuklarımız için bir yardım ve ya da çalışma fırsatı olmamıştı. Bu kapsamda GS Spor Kulübü'nün her yıl düzenlediği organizasyonu Mika-Der aracılığıyla yapmak istemesi çok önemlidir. Dilara Endican'ın organizasyonunuyla GS Spor Kulübü'nün 15 Mart 2010'da düzenlediği 'Esirgemeden' gecesi bu nedenle çok önemli bir gecedir. Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nilüfer, Nükhet Duru, Yavuz Bingöl, Sibel Can gibi çok değerli ses sanatçılarımızın, tiyatro ve televizyon dünyasının pek çok starının yer aldığı bu gecede çok güzel olan bir şey de sanatçılarımızın şarkılarını sahnede engelli çocuklarla yorumlamasıydı. Bu gecenin kaydı yapılarak CD'ye dönüştürüldü. Doğan Müzik Company (DMC) aracılığıyla satışa sunulan bu CD'lerin satışından elde edilen gelir yine SHÇEK bünyesindeki engelli çocuklarımıza aktarılıyor" YARDIM DEĞİL, HAK SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış ise, araçların devir tesliminin hiçbir maddi ve manevi beklenti olmadan bir başkası için yürümek ve söz söylemek olduğunu ifade ederek, "Bu insan olmanın doruğudur. Bu 4 aracın SHÇEK'e devredilmesinin her aşamasında Nesrin Ercan'la birlikteydik. Her aşamada bu insanlığın doruğuna ulaşma hedefi vardı" dedi. Sosyal Hizmetler'in artık kurum bakımını yavaş yavaş bırakan bir kurum haline dönüştüğünü söyleyen Barış, şöyle konuştu: "Ne demek bu kurum bakımını bırakmak? Aileler, çocuğa maddi sıkıntı yüzünden bakamıyor, 'alalım bunu bir yurda bırakalım' diyor. Biz artık bunu bırakıyoruz. Ne yapıyoruz? Çocukları kendi ailelerinin yanında, yoksa amcalarının ya da teyzelerinin yanında sosyal ve ekonomik yönden destekleyerek bakımlarını yapıyoruz. 32 bin civarında çocuğumuz kendi öz ailesinin yanında kalıyor ve SHÇEK tarafından destekleniyor. Kuruluşlarımızda da 12 bin çocuğumuz var. Bu rakamlar 10 sene önce tam tersiydi. Bu bir yardım değil haktır. Hangi çocuk dünyaya geldikten sonra 'annem babam beni okula gönderemesin, bana pantolon alamasın beni iyi yetiştiremesin' der? Hangi çocuğa bu haklar verilemeyebilir? Hiçbir çoçuğa. 'Ben hakkımı isterim' diyen bir çocuk istiyoruz. Devlet olarak da yardım etmiyoruz onlara haklarını veriyoruz" Galatasaray Spor Kulübü Asbaşkanı Mehmet Helvacı ise yaptığı konuşmada "Bir spor kulübü veya yöneticiliği aslında sosyal sorumluluk projesidir. Yaptığımız her şey aslında bir sosyal sorumluluk projesidir. Bu yüzden bu tür yardım fırsatlarını kaçırmamaya çalışıyoruz. Aslında biz Mika-Der'e, bize bu olanağı yaşattığı için teşekkür ediyoruz" dedi. Mika-Der'in 4 adet elektronik asansörlü engelli minibüsünü SHÇEK'e teslim töreninde, katkılarından dolayı GS Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat ve 'Esirgemeden' gecesini organize eden Galatasaray Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Şube Başkanı Dilara Endican'a teşekkür plaketi sunuldu. Polat'ın plaketini Asbaşkan Mehmet Helvacı aldı. 270 BİN LİRA GELİR ELDE EDİLMİŞTİ Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer, Emel Sayın, Yavuz Bingöl, Levent Yüksel, Mor ve Ötesi, Yüksek Sadakat, Sibel Can, Olgun Şimşek ve Oktay Kaynarca'nın engellilerle birlikte stüdyoya girerek sesleriyle hayat verdikleri projeden 270 bin lira gelir elde edildi. Mika-Der'e aktarılan bu gelir ile yaptırılan 4 özel tasarımlı Fiat Ducato Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun Ankara, İstanbul ve Denizli'deki yurt ve yuvalarında yaşayan engelli minik kalplerin hayatını kolaylaştıracak. İstanbul DHA (Doğan Haber Ajansı)

Bu haberi okuyunca dedim bendemi aldırsam....Yine besinlerle normal beslenilecek olunca vazgeçtim..Sıvılarla beslenilecek olsa düşünülecek iş..............

Hayırlı olsun..Güle güle kullansın........

5 yılın dolduysa git yenisini yazdır.Ne uğraşacaksın eskisinin tamiriyle.....

Cemal Safi'nin şiirleri bir başka oluyor..Teşekkürler Paylaşım için........

Nereye gitsen aynı...Çok değişen bişey yok..Malesef...

Kullanışlı olması dileğiyle... Antalya' da yaptılar.Pek kullanılamıyor.......

Maşallah..Bu gidişle beste de yaparsınız.....Güzel olmuş..

Olmuyorsa fazla uğraşma ......zorla güzellik olmaz...Bir yerden kırılır......

Sağlıklı kişiler utanabilir ama özellikle omurilik felçliler için aynı şey değil.. Geri kaçıp böbrekleri bozacağına ileri kaçsın utandırsın...(Kişisel düşüncem.)..Ona çözüm bulunur..

6 yıl 60 yıl da geçse çok bişey değişmez......Yönetenlerden 3*5 tanesi tekerlekli sandelye ye düşerse belki...........

Ayaklarıyla bilgisiyar kullanıyor 20 yaşındaki Serebral palsi hastası Ahmet, tam 10 yıldır ayaklarıyla bilgisayar kullanıyor. ANTALYA (İHA) - Antalya'da, 20 yaşındaki engelli bir gencin hayata sımsıkı tutunması, hayallerinden vazgeçmemesi, geleceğe dair planlar yapabilmesi ve en önemlisi yaşamın kendisine getirdiklerine rağmen gülebilmesi, görenlerin takdirini kazanıyor. Serebral palsi hastası Ahmet, tam 10 yıldır ayaklarıyla bilgisayar kullanıyor. Antalya'da, serebral palsi hastası 20 yaşındaki gencin, ayaklarını kullanarak bilgisayarda photoshop, power point gibi programlarla hazırladığı tasarımları görenler hayrete düşüyor. Doğduktan iki gün sonra yüksek ateş nedeniyle rahatsızlanan ve 1 yaşında serebral palsi hastası olduğu ortaya çıkan 20 yaşındaki Ahmet Ortaarmutçu'nun hikayesi Mudurnu'da başlıyor. Mudurnu'da doğan ve 1 yaşında hastalığı teşhis edilen Ahmet'in annesi Fatma Ortaarmutçu ile babası İbrahim Ortaarmutçu, çocuklarının tedavisi için hastane ve rehabilitasyon merkezlerini dolaşmaya başladı. Ahmet, 7 yaşına gelene kadar Mudurnu'da devam eden mücadele, aile Antalya'ya yerleştikten sonra da devam etti. LİSE SON SINIF ÖĞRENCİSİ Borsa Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi olan Ahmet, muhasebe bölümünde okuyor ama gönlünde bilgisayarla ilgili bir meslek yatıyor. Grafikerlik ise bu meslekler arasında öne çıkıyor. 10 yıldır ayakları ile bilgisayar kullanan Ahmet, photoshop, power point gibi programlarını büyük bir başarıyla kullanabiliyor. Bilgisayarı çok sevmesine rağmen Ahmet, zorlukla konuşarak bir müzisyen olmayı çok istediğini söyledi. "Eğer sağlıklı olsaydım, bateri çalmak isterdim ve iyi bir müzisyen olmak için var gücümle çalışırdım" diyen Ahmet, Tarkan ve Murat Boz hayranı olduğunu söyledi. Ahmet, bir gün mutlaka bu iki sanatçı ile tanışmak istediğini anlattı. ÖZEL BİSİKLETİYLE OKULA GİDİYOR Hızla ilgili sporları seven Ahmet için baba İbrahim Ortaarmutçu özel bir bisiklet yaptırmış. Üç tekerlekli bisikleti ile annesi ile birlikte okula gidip gelen Ahmet'in hayalleri arasında ATV ve motosiklet kullanmak yatıyor. Anne Fatma Ortaarmutçu, oğlunun hikayesini anlatırken şunları söyledi: "Biz Ahmet'in durumunu kabullendik. Ancak Ahmet tek çocuk. Bizden sonra Ahmet'in durumu ne olacak. Türkiye'de böyle çok çocuk var. Bu çocuklar gelecekte ne olacak?" Ahmet'in yardım olmadan özbakımını yapmasının imkansız olduğunu anlatan Fatma Ortaarmutçu, Ahmet gibi çocukların devlet korumasında olması gerektiğini belirterek "Bizden sonra Ahmet'e kim bakacak?" dedi. Bu sözler üzerine 20 yaşındaki genç, "Bunun için adam olmam lazım" diye karşılık verdi. SOSYAL HAYATIN İÇİNDE OLMAK İSTİYOR Baba İbrahim Ortaarmutçu ise Ahmet'in 10 yıldır bilgisayar kullandığını, bir ATV sahibi olmak istediğini söyledi. Ahmet'in ATV ile bisikleti ile gidemediği yerlere gitmek istediğini, evde kapalı kalmak istemediğini anlatan İbrahim Ortaarmutçu, şunları söyledi: "Ahmet yapı olarak da sosyal hayatın içinde olmak isteyen bir çocuk. Arkadaşları ile birlikte olmaktan hoşlanıyor. O nedenle bir ATV'si olmasını çok istiyor." AHMET ŞERİF İZGÖREN HAYRANI Ahmet, zihinsel potansiyeli maksimum seviyede kullanmayı sağlayan 'Mega Hafıza' eğitim setinden yararlandığını söyledi. Baba İbrahim Ortaarmutçu da, oğlunun Ahmet Şerif İzgören'in kitaplarının hayranı olduğunu anlattı. Her şeye rağmen hayata sımsıkı sarılan Ahmet, kendisinden daha kötü durumda olan insanlar bulunduğunu belirterek kendi haline şükrediyor. İHA

Ayaklardaki yara ve nasırlara dikkat edin, kangren olabilirsiniz Şeker hastaları ayaklardaki duyu kaybı nedeniyle, ayaklarında oluşan yara, nasır ve ayakkabı vurması gibi durumları hissetmiyor. Ayak bakımına da dikkat etmeyen şeker hastaları ancak çok ciddi durumlarda doktora başvuruyor. Bu nedenle çorapsız ayakkabı giymeyin ve ayak bakımına özen gösterin. En yaygın hastalıklardan biri olan şeker hastalığı (diyabet), insan sağlığını tehdit ediyor. Dünya çapında ölüm sebepleri arasında ilk 5 hastalık arasında yer alan diyabet, müdahale edilmediğinde bütün organları etkiliyor. Şeker hastaları, ayaklardaki duyu kaybı nedeniyle, ayağındaki yara, nasır ve ayakkabı vurmasını hissetmiyor. Ayaklardaki bu yaralar ise ayak damarlarında tıkanmalara sebep oluyor. Ayaklardaki kapanmayan yaraların uzuv kayıplarına yol açacağını söyleyen uzmanlar, şeker hastalarını, ayak bakımına gerekli özeni göstermesi konusunda uyarıyor. Kan şekeri yüksekliği ayak damarlarında hasara yol açarken kan akımı da azalıyor. Kan akımı azalımı sonucu ise ayaklarda yaralar, nasır oluşuyor. Ancak şeker hastası sinir kaybı sebebiyle bu yaraları hissedemiyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Damar Cerrahı Doç. Dr. Yusuf Kalko, şeker hastalarının ayaklarındaki yaralara dikkat etmesi gerektiğini söylüyor. Dr. Yusuf Kalko, "Şeker hastaları, ayaklarında çıkan yaraları önemsemiyor. Ayak morarıyor, kararıyor, ancak o zaman doktora başvuruyor. Oysaki bu yaralar, kangren hatta ayağın kesilmesine sebep olabiliyor." dedi. Dr. Yusuf Kalko, şeker hastalarının ayaklarındaki en küçük bir yarayı dahi ciddiye alması ve mutlaka damar kontrolü yaptırmaları gerektiğini söyledi. Bacak damarları tıkalı hastalara öncelikle ilaç tedavisi, diyet ve yürüyüş önerdiklerini belirten Yusuf Kalko, kangren olan ayağa invaziv cerrahi yöntemi uyguladıklarını dile getirdi. Bu yöntemle tıkalı damarın içerisine damar açıcı özel bir ilaç bıraktıklarını ifade eden Yusuf Kalko'nun verdiği bilgilere göre, şeker hastalarında iyileşmeyen yaralar, tırnaklardaki beslenme bozukluğu, kıllarda dökülme, ayakların sürekli soğuk olması, topallama, ayakta renk değişimi gibi belirtiler damar tıkanıklığının belirtileri. Eğer bu belirtiler varsa ileride oluşabilecek ciddi hastalıkları önlemek için mutlaka ayak damarlarının kontrol ettirilmesi gerekiyor. Şeker hastaları ayak bakımı için neler yapmalı? Ayaklarınızı her gün 37 derece su ile yıkayın ve yumuşak bir havlu ile kurulayın. Özellikle parmak aralarının kurutulmasına dikkat edin. Parmak araları hariç, ayağın diğer kısımlarına nemlendirici losyon veya krem sürün. Ayaklarınızı her gün kesik, sıyrık, mantar ve muhtemel kabarcıklar açısından kontrol edin. Ayaklar üşüdüğünde çorap giyilmeli; tuğla, sıcak su şişesi, elektrikli ısıtıcı, soba gibi aletleri kullanmayın. Tırnaklarınızı düz kesin. Yuvarlak kesilmesi tırnak batmasını kolaylaştırır. Nasır ve ölü dokuları kesinlikle kesmeyin. Doktor tavsiyesi dışında nasır ilacı, yakı ve asitler kullanmayın. Çıplak ayakla yürümeyin. Ayak ağrılarını gidermek amacıyla kızgın kumda yürümeyin. (ZAMAN)

6 Bin TL lik elektrikle fabrikamı işletmiş. Engelli olmak demek elektriği kullan sonra ödeme demek değil.Mademki ödeme gücün yok,Borcu o kadar yükseltmeyeceksin.. Burda esas suç 6 Bin TL ye kadar borç biriktiren kurumda.Onların sorumlusunu da atacaksın yanına......

Emeği geçenlere teşekkürler....Faydalanan kişi sayısının fazla olması,sağlam engellilerden yer kalması dileğiyle...........

Hayırlı olsun.........

Paylaşım için teşekkürler....

Dernek bolluğundan bişey yok,işe yarayan pek bir dernek yok..(kişisel fikrim)........